Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 NİSAN 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMMheyeti
Küba'ya gittî
• İSTANBUL(AA)-
Parlamentolararası
Birlik'in(IPU)l-7
Nısan tarihleri arasında
Havana'da
gerçekleştirilecek olan
Genel Kurulu'na
katılacak TBMM heyeti
Küba'ya gitti.
Parlamentolararası
Birlık Tûrk Grubu
Başkanı ANAP îstanbul
Miîletvekili Cavit
Kavak,
Parlamentolararası
Birlik Genel Kurul
çalışmalarına
TBMM'den Ziya Aktaş
(DSP), Cengiz Güleç
(DSP), Ismail Karakuyu
(DYP), Turhan Alçelik
(FP), Bahri Zengin (FP),
Abbas Bozyel (MHP),
Hanifi Tiryaki'nin
(MHP) katılacağuu da
sözlerine ekledi.
Kmlayda
karmaşa
I ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kızılay'ın, aralannda
kayyım heyeti ve
merkez karar kurulu
üyelerinin de yer aldığı
muhalif grup, Sürmeli
Otel'de dün bir basın
toplantısı düzenledi.
Muhalif grup adına
konuşan Pendik Şube
Başkanı Yusuf Topçu,
133 yıllık köklü bir •
kuruluş olan Kızılay'ın
yağmalanmakta
olduğunu ifade etti.
Kızılay yönetiminin
gitmemekte direndiğini
ve "üçlü çete" olduğunu
ileri süren Yusuf Topçu,
kendilerinin ise Kızılay'ı
"küçük vatan" olarak
gördüklerini kaydetti.
Topçu. bugün yapılacak
olan olağan kongrenin
yasal olmadığını
savundu.
Nzbuflahçı
gömiüdü
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) -
Diyarbakır'da, çatışma
sırasında öldürülen terör
örgütü Hizbullah
tetikçısinin cenazesi
toprağa verildi. Emniyet
Müdürü Gaffar Okkan
ve 5 polisin şehit
edilmesi olayına
katıldığı bildirilen ve
Bağlar Beldesi'ndeki
çatışmada öldûrûlen
"Ejder" kod adlı terör
örgütû Hizbullah
tetikçisi Hasan
Sanağaç'ın cenazesi,
yakınlan tarafından
devlet hastanesinden
alınarak Mardinkapı
Mezarlığı'nda toprağa
verildi.
Itepörist
tutuMandı
• tstanbul Haber
Servisi - Istanbul'da
Hizbullah terör örgütüne
yönelik operasyonlarda
yakalanan 3 kardeşten
1 'i tutuklandı. Istanbul
Nöbetçi 5 No'lu DGM
Yedek Hâkimliği
tarafından ifadesi alınan
Abdülselam Seçgin,
"Yasadışı örgüt üyesi
olmak" suçundan
tutuklanarak
Bayrampaşa Cezaevi'ne
konuldu.
Bağcılap'da
tecavüz dehşeti
• tstanbul Haber
Servisi - Bağcılar'da,
yaşlan 7 ile 12
arasındaki 3 çocuğa
tecavüz eden 17
yaşındaki bir kişi ile bu
kişiye yardun eden 9 ve
12 yaşlarmdaki iki
çocuk yakalandı. Polis
yetkilileri, tecavüze
uğrayan çocuk sayısının
daha fazla olduğunu
tahmin ettiklerini, fakat
mağdur ailelerin
kendilerine
başvurmadığını ifade
ettiler. Yetkililer, 17
yaşındaki I.K'nin diğer
2 çocuğun da yardımıyla
kurban olarak seçtiği
çocuklan ıssız bir yere
götürûp bıçak tehdıdiyle
tecavüz ettiğinin
belirlendigini
kaydettiler.
MGK'ye sunulan raporda, örgütün Türkiye'yi bölmek için çalışacağı vurgulandı:
PKK uliıslaşma çabasında• Güvenlik birimlerinin hazırlayarak MGK'ye sunduğu kapsamlı
raporda, PKK'nin Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonra
"demokratik cumhuriyet" söylemine sığınırken, aslında
"uluslaşma ve devletleşme" çabası içinde olduğuna dikkat çekildi.
• PKK ile bağı olan ve isminde "Kürdistan" sözcüğû geçen
kuruluşlann sıralandığı raporda terör örgjitünün yurtdışı ve
yurtiçindeki faaliyetleri değerlendirildi. Örgütûn, uluslaşma süreci
için yasadışı dil kurslan düzenlediği de belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)
önceki günkü toplantısında ele alın-
mak üzere hazırlanan "iç güvenlik de-
ğerlendirme" raporunda PKK'nin
"uluslaşma ve devletleşme çabalarT
ele alındı.
Güvenlik birimlerince hazırlanarak
MGK Genel Sekreterliği'ne sunulan
raporda Abdullah Öcalan'ın yakalan-
masından sonraki "demokratik cum-
huriyet" söyleminin gerçeği yansıt-
madığı, terör örgûtûnün Türkiye'yi
bölme amacından uzaklaşmadığı or-
taya konuldu.
Raporda, PKK üe organik bağı olan
ve isminde "Kürdistan" sözcüğü ge-
çen kuruluşlar sıralandıktan sonra, te-
rör örgütünün yurtdışındaki faaliyet-
leri değerlendiriliyor. Bu konuda şu
görüşlere yer veriliyor: "PKK'nin
sözde başkanhk konseyi üyelerinden
Ali Rıza Altun, Parist e ' Diplomasi ve
Kurumsal Siyasi Çalışmalar Koordi-
nasyon Kurulu' oluşturdu. Bu kurul
yapnğı toplanüda, dış ilişkiler bürola-
nmn uluslararası düzeyde diplomatik
faalhetyürütmesi,söz konusu bürola-
nn Kürt elçiliği göreviniyürütmesi, İs-
met Şenf Vanh'nın başkanhğmdaki
Ekonomik program
DYP'den
destek yok
ANKARA (ANKA) - FP'de
çatlağa neden olan ekonomik
programa DYP'den destek gel-
mıyor.
DYP lideri Tansu ÇiDer. par-
tili milletvekillennı Anadolu'ya
göndererek "fakirleşıne progra-
101" olarak nitelediği ekonomik
program aleyhinde kulis yap-
malannı istedi. Çiller imzasıyla
milletvekillerine gönderilen ya-
zıda hükümetin uyguladığı yan-
hş politikalann ülkeyi içınden
çıkılmaz bir noktaya getırdiği
ileri sürüldü.
Türkiye'nin, tarihinin en bü-
yük siyasi ve ekonomik krizini
yaşadığı savunulan yazıda Çil-
ler, "AçıklananUlusal Program,
halkımızı daha da perişan ede-
cek» ve bir kurtuluş recetesi de-
ğjL, halkımızı oyalama ve daha
da fakirleştirme programıdır.
DYP olarak illerimizde hükü-
metin yanhş politikalannı, açık-
lanan Ülusal Program'ın çare o\-
madığuu yerel televizyonlarda,
basın toplanülanvla ve srvil top-
lum örgütlerini yerinde ziyaret
ederekanlatmanuz büyük önem
arz eûnektedir" dedi
ÇtZMEDEN YUKARI m.kartçasuperonline.com.tr MUSA KART
KAMU KAVMAK
Ğ 0U...
&UL.AMAYIKİCA
KRİZB
Demirel, sosyal boyut kazanmamasını istedi
'Türldye bu krizi aşar'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bülent Ecevit ile görüşen
eski Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel, ekonomik krizin sosyal boyut
kazanmaması gerektiğini belirterek
"Türkrve bu krizi aşar. paniğe ve tah-
rike getmeye gerek yok" dedi. Demi-
rel, Ortadoğu banş süre-
cinin büyük bir bunalım
içinde olduğunu söyledi.
Eski Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, dün
Başbakan Bülent Ecevit
ile görüştü. Ecevit'in De-
mirel'i kapıda karşılama-
sı ve görüşmeden sonra
arabasına kadar uğurla-
ması dikkat çekti. Demi-
rel, yaklaşık yanm saat
süren görüşmerun ardın-
dan yaptığı açıklamada,
Filistin-lsrail anlaşmazlığı ve Orta-
doğu banş süreci ile ilgili olarak böl-
geye yaptığı son gezide edindiği izle-
nimleri Başbakan Ecevit'e aktardığı-
m kaydetti.
Gazetecilerin sorulanm da yanıtla-
yan Demirel, ekonomik krizin görüş-
mede gündeme gelmediğini söyledi.
"Krizden çıkış konusunda neler söy-
leyeceksiniz" sorusu üzerine Demirel,
"O işlerle meşgul hükümet var, flgHi-
ler var, herkes var" dedi. Demirel,
krizin nedenlerinin sorulması üzerine
de, "Hiçbir şey söyle-
mem. Yamız Türkiye, bu
krizi aşar ve Türkiye'nin
ekonomik gücü bu krizi
aşacak güçtedir. Paniğe
gerekyoktur. Kriz sosyal
boyut kazanmamabdır"
diye konuştu.
Ecevit, KamuranÇör-
tük'ün sahibi olduğu
Banca Turco Romano'ya
Vakıfbank'tan aktanlan
kaynaklarla ilgili olarak
Cumhurbaşkanı AhmetSüleyman Demirel
Necdet Sezer'in Devlet Denetleme
Kurulu'nu görevlendirdiğinin anım-
satıhnası üzenne. "O konuda gerekti
incekmeleriyapmadun. tşin teknikta-
rafi var bankacüıkla ilgüi olarak. O
bakımdan bir şey söyleyemem" dedi.
-am
Kürt uhısal kongresinm, Kürt uhısal
birligmi sağlaması, en geç iki yü içinde
Avrupa'da sürgünde Kürt hükümeti
kurubnası kararlaruu aldı. Toplanü
Fransız istihbaratmın bilgisi dahUinde
yapıkü."
PKK'nin yurtiçindeki faaliyetleri
de incelenirken dil kurslan konusun-
daki yasal boşluklara dikkat çekilen
raporda, Terör örgütü veTürkiye'de-
ld legal uzanülan,
uluslaşma sürecini ta-
mflmlflyahihTtpk ama-
crvla üİkemizde yasa-
dışı dil kurslan dü-
zenlemekte, kurslara
katüanlara Türktari-
hi adı altmda Med ve
Fars tarihi anlatıl-
makta, halkımıy dev-
lete karşı kışkırtıl-
makta, buna da'halk
ayaklanması' denü-
mektedir. Terörörgü-
tünün tüm bu faali-
yetleri ciddi bir yasal
engelle karşılasma-
dan sünnektedir'' de-
niliyor.
Raporun sonuç bö-
lümûnde ise şu sapta-
malara yer veriliyor:
"Bütün bu gerçekler
terör örgütünün Tür-
kiye'yiböbne amaan-
rian ıiTüklaymariıgını
ortaya koymaktadır.
SadeceTürkiyeCum-
huriyetideğa,demok-
ratik tüm üJkelerin
5000mevcuthıvegeç-
mişi kanh bir örgütle
muhatap olması
mümkündeğüdir.Va-
pıtanası gereken Tür-
kiye'yi terör örgütü-
nün olası eylemleriyle
tehditetmekdeğU, te-
rör örgütünü teshm
ohnaya çağmnaktm"
Kutan: Anayasa ve SPY değiştirilmeli
FP^den koşuttu destek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
FP Genel Başkanı RecaiKutan, hükü-
metin ivedi kabul ettiğı 15 yasa tasa-
nsına destek vermek için "Anayasa,
SrvasiPartilerYasası ve Vlillervekili Se-
çimi Yasası'nda" öngördüklen deği-
şikliklerın de pakete alınmasını istedi.
Recai Kutan, 'yenifikçi'
Grup Başkanvekılı Bülent
Annç' ın açıkladığı destek
sözünün pazarlık koşulla-
rını gündeme getirdi. Ku-
tan, partisinin il başkan-
lan toplantısında, doğru
olduğuna inandıklan tasa-
nlara destek vermeyi dü-
şündüklerini. ancak Ke-
mal Derviş'in öncelikle
demokrası anlayışını de-
ğiştirmesi gerektiğini
söyledi. "Önce muhale-
feüe görüşmelh di. Sayuı Derviş'in gel-
diği vahşi baöda da demokrasi böyk
anlaşıhr" diyen Kutan, şunlan söyle-
di: tt
Bu programm si>r
asal destek ala-
cak gücü yok. Arkasında miDetin ol-
madığı bir programı uhısal kurtuluş
FP lideri Kutan.
savaşı diye isimlendirseniz bfle, sonuç
yineiflasoiacaktnf
Kutan, peşkeşe dönüşmemesi, istih-
dam yaratması, yeni teknoloji aktan-
mı sağlaması, geri kahnış bölgelerin
gözetümesi kaydıyla özelleştirmeye
de destek olabileceklerini belirtti.
Koşullu destek bildir-
mesine karşuı öncelikle
hükümetin istifa etme-
sinde ısrarh olduklaruıı
yineleyen Kutan, şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Sayın Derviş suiına
aldığı bu cenazeyi kapı
kapı dolaşûrarakyaşadV
ğmıispataçahşmaktadır.
Saym Derviş dördüncü
ortak olarak Başbakan
üstübirkoaumdadır.Tek
kişilik bir hükümettir.
SaymDerviş,çeîdrne başlanan bu fflrn-
de mitoloji kahramanı Promethe-
us'dur. Diğer ortaklar ise fihnin beHi
sahnelerinde görülen birer fıgürandır.
Bu onlar adına sindirimi zor bir
durumdur, aanacak bir halda-."
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
Başlık saçma geldi değil mi?
Amagerçek.
Ortaköy'de bir dönercinin
önüne asılmış birtabela idi. Kar-
gacık burgacık harflerle yazmış-
lar Dürîım 300 bin, pide içi 350
bin, yanm ekmekiçi250 bin, ek-
mek içi pide 350 bin lira...
Mizahın bile sınıriarını aşan
böylesi "hoşiuklar"\ kim yakalar,
kimin gözünden kaçmaz? Her-
halde safkan mizahçılann. Nite-
kim bana da Tan Oral önce an-
lattı; inanmadım, kolumdan tu-
tup, Ortaköy'e sürükleyip gos-
terdi: Yanm ekmek içi pide 350
bin lira!..
Haftalardır "Bu böyle gitmez..
ya darbe geliyorya birara rejim"
soylentileri sürüp gidiyor ya...
Son günlerdeki "On beşte on
beş - kaç günde kaç" tartışma-
lan sırasında ara rejim söylenti-
leri artık iyiden iyiye ayyuka çık-
tı ya...
önceki günkü MGK toplantı-
sından sonrayapılan resmi açık-
lamada da "Ara rejim tartışma-
sı Türidye'nin imajını zedeliyor,
demokrasiyi özümsemiş halkı-
ma nezdinde de tasvip görme-
yeceği açıktır" dendi ya...
Beni aldı bir gülme. Dilimde
Yanm Ekmek İçi Pide...
"yanm ekmek içi pide" tekerle-
mesiyle dolanıyorum ortalıkta.
Arada bir de "Ara rejim içi ara re-
jim nasıl olur acaba" sorusunu
ortaya atıyon sonrayeniden gül-
meye başlıyorum...
••*
Haksız mıyım?
Nedir ara rejim?
Parlamenter demokrasilerde,
siyasal karar erkine parlamento
dışından yapılan müdahaleler
bir süre sonra partamentoyu et-
kisizleştirir, karaıiann alındığı
merkezlerle parlamento arasın-
daki aralık gözden saklanama-
yacak ölçüde büyürse, 0 ülke-
deki rejime "ara rejim" deniyor.
Bu bazan kör kör parmağım
gözüne ölçüsünde ayan beyan
olur; bazan daha "ince ayar"\ar-
la yürütülür. Birini herkes görür,
anlan ötekini sezmek için biraz
daha keskin bir görüş yetisi, bi-
raz daha incelikli çözümlemeler
(=analizler) gerekir.
12 Mart 1971 Muhtırası'ndan
sonraki rejim epey kaba bir "ara
rejim'öi. Resmen bir darbe ya-
pılmadıydı; amaparlamentonun
karar verme ve uygulama yetisi,
yetkisi ve işlevi de ortadan kalk-
mıştı.
Hükümetin başına çoğunluk
partisinin lideri değil, resmen
CHP'li de olsa, partisine değil
"ctevtef"e bağlı birsiyasetçi, Ni-
hat Erim; ekonominin ve kilit
bakanlıklann başına da "onbir-
ler" diye anılan, bir partinin ve
parlamentonun üyesi olmayan
bürokrat ve teknokratlar getıril-
mişti.
12 Mart ara rejimi geride kal-
dı. Kimilerince unutuldu, 0 yıl-
larda doğanlarca zaten niç ya-
şanmadı ve tanınmadı.
Ama 28 Şubat süreci henüz
taze. Kimileri 28 Şubat için
"postmodem dart>e" gibi post-
modem niteiemeler kullandılar.
Ama doğrusu 28 Şubat'a "ara
rejim" nitelemesi yakışır.
Elbette 12 Mart kadar kaba
değil; çok "ince ayar'lanmış bir
ara rejim.
•••
28 Şubat süreci iniş ve çıkış-
larta, sertleşerek ve yumuşaya-
rak sürüp gitmekte.
Sorunu "Esas erk merkezi
MGK'dir. Karariar orada aiınıf
gibisinden kaba ve yalınkat çö-
zümlemelerle açıklayamayız.
Var oiduğunu savunduğumuz
ve sürüp gittiğinı söyledığimiz
"ara rejim" salt MGK-partamen-
to ilişkileriyle sınırlı değil. Hatta
yer yer hiç değil.
Parlamenter demokrasilerde
siyasal erkin en üst organı par-
lamentodur; yanı bizde TB-
MM'dir. 0 yüzden Meclis baş-
kanlık kürsüsünün arkasında nal
gibi harflerle "Egemenlik kayıt-
sızşartsızulusundur" diye yazar
ve seçilmiş milletvekillerinin,
ulusun (halkın) iradesini temsil
ettikleri varsayılır. Temsili de-
mokrasinin kuralı budur.
Eğer hükümet, (parlamento-
nun içinden çıkmış bile olsa
hükümet) yani yürütme erki,
yasama erkinin, yani parla-
mentonun da işJevinifiitenüst-
lenmişse, o ülkede bir ara re-
jimden söz edenlere "müna-
fık" denmez. Bunu böyle söy-
leyenler sadece "Kral çıplak"
demeyi göze alanlardır, eşya-
yı adıyla çağıranlardır.
Söyler misiniz bana, bu hükü-
met niye altematifsiz? Çok mu
başanlı? Ekonomiyi düze çıkar-
mayı mı becerdi? Yalanın, tala-
nın, yolsuzluğun, vurgunun, hır-
sızın, hortumcunun önünü kes-
meyi mi başardı? Ahlaki çürü-
meye, siyasal tükenmişliğe son
mu verdi, hız mı?
Söyler misiniz bana, sekiz yıl-
lık kesintisiz eğitimi bu Meclis
mi çıkardı? (N'olur, Meclis tuta-
naklannı önüme serip, oylama
sonuçlannı sergileyip beni yanıt-
lamaya kalkmayın).
Söyler misiniz bana, on beş
günde çıkıp çıkmayacağı tartışı-
lan yasalann taslaklan, tasanla-
n bu Meclis'te, bu milletvekilleri
tarafından mı hazırlandı?
Söyler misiniz bana, on beş
yasa on beş ya da yüz on beş
ya da üç yüz on beş günde çık-
sa bile bu Meclisteki "vekiller"
mi bu yasalan tartışacak, içini
içeriğini değiştirecek, iyileştire-
cek, zenginteştirecek?
Ara rejim dedikleri bu değil-
se.. nedir kuzum?
Ve bunun ana sorumlusu sa-
hiden MGK ya da IMF ya da
ABDyadaABmidir?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Gecenin Soluğu
Gecenin içinde yankılanan çığlık, birölüm sanca-
ğı çekilmiş dudaklarda kopan fırtınayı anımsatı-
yordu...
Silah sesleri miydi duyulan yoksa gök gürüttüsü
müydü bilinmiyordu...
Yağmuryağtyordu!..
Koskoca şehir bana hüznün, umutsuzluğun ve
boşluğa düşmenin anlamsızlığını anlatıyordu...
Çekingen nar ağacı bahçede yıldızlan anyor, cam-
lan kızıla dönüştüren renkler sanki soluk alıp ve-
riyordu...
Bir zamanlar, belki otuz yıl önce, kartı sokaklarda
dolaşırken, kısılmış gözlerin ve çatlamış dudaklann-
da 'aşk' sözcüğü anlam taşıyordu onun için...
O zaman, çizgili deftere düştüğü notlarda, aynlış
saatlerinin, kaçak gülüşierin gökkuşağını andıran
renkleri göze çarpardı...
Dediki:
"Hangi soiuk ay saat dokuzda, çekeryanaklann-
dankanı?.."
Lorca'dan konuşurken, aşkın bir yanı tutuşmuş
ateş çemberi olduğunu anlatır, kaybolan düşleri, o-
tuz yıl önceki türküleri bir yerierden çıkanp söyler-
di...
Jose Martin'in 'kanatlı kupası' ona patırtılı dün-
yanın kıskanç ve barbar olduğunu öğretir, Turgut U-
yar'ın dızelerinde umutsuzluğun resmini çizerdi...
Gece sessizce soluk alıp veriyordu...
Odanın içinde tek başına dolaşırken, yine düş ku-
rup şöyle sesleniyordu:
"Saçlanmın okyanusunda, içli tûrkülehe, herulus-
tan güçlü insanlaria, sonsuz sıcaklığın yan gelip
yattığı uçsuz bucaksız bir gök üzerinde ince ve ka-
nşık yapılan oymalar gibi beliren, biçim biçim ge-
milerle kaynayan gemiler görüyorum...
Saçlanmın okşama/annda güzel bir geminin ka-
marasında, bir divan üstüne geçmiş, çiçek saksıla-
nyla serinlik verici testilerarasında limanın fark edil-
mez yalpasıyla ığralanmış uzun saatlerin bezginli-
ğinl yeniden buluyonım..."
• • •
Bir an durdu...
Defterin sayfalannı çevirmeye başladı...
Pencereden dışanya baktgında yağmurun din-
diğini gördü...
Yıllar önce yazdıklanna gülüp geçti:
Kalabalık alanlar, çocuklar, delikanlılar ve kızlar...
Valeri Briussov'dan AJfred Jarry'e uzanan 'sev-
da havası'dır o eski gramofonda çalan...
Avlananın korkusu, titreyen sevda...
Ardından Guillaume Apollinaire'ın haykınşı:
"Ve rengi uçmuştu yüzlerinin
Ve kesik kesikti hıçkınklan
Kargibi üstüne taze çiçeklerin
Düşüyordu sonbahar yapraklan
Ya da öpûşlerime ellerin."
Yıne uzun bir sessizlik ve ardından ağlamalar...
Tek başına bir adam...
Umandan gemiler kalkıyor hüzün yüklü...
Sevdanın lekesi mi yayılmış yeryüzüne!..
Umberto Saba'nın dizeleriyle avunan kim; ağla-
yan kim; hüzünleri çoğaltan kim?
Sen bir kırlangıç gibisin, baharda dönen ama
güzün göçeden...
Benimkiyse huysuz bir acı...
Lavvrance'tan kalan bir tutku:
"Koyun koyuna seni sevemedim,
Sevmeyi istediysem de.
öpüştük, belki de öpüşmemeliydik.
Boyun eğdin, kendimizi son bir denedik,
Beceremedik.
Sen yalmz dayandın, böylece
Çökerttin usta direncımi.
Okşamamla titremedi hiç tenin;
Bu yüzden gereken son ince acıyı da
Sana çektinvedim.
Güzelsin, alımlısın
Ama donuk ve tutuksun etinde;
Içine işleyebilseydim eğer
0 dikenli acının olanca şiddetiyle,
Işıyan birağ çıkardı belki..."
• * •
Yan bir kül rengi uyku...
Bir kaçışın geride bıraktığı tek başına kalan sev-
da, karanlığın içinden yükselen sesle birleşiyor...
"Seninki huysuz bir acı
Oysa benim de yüzüm kara;
Sevgin köklüydü eksiksizdi senin,
Benimki güneşe doğru büyüyen
Tutkusuydu çiçeğin..."
Dışanda hüzünlü nar ağacı ve altında siyah göl-
geler düşmüş menekşeler...
Gecenin içinde yankılanan o çığlık, ölüm san-
cağı çekilmiş dudaklarda bu kez buzullu ırmaklan
anımsatıyor...
Tıpkı Radovan Paviovski'nin dizelerindeki gibi:
"Bu toprağın ruhunu çalacağım
ve çıkacağım gökyüzünün en yüksek katına
Beni kara kara göm mavi gözlehnde
unutma bir kez aydınlık bile
kaçmıştı zifıri karanlık gecelerde."
hikmetcetinkaya(o cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k 1 t a p 1 a r 1
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞİINECLA
Onun öyküsüyle hiç kımse fazla ılgılenmedı. on döıt yaşında
yaşamın kırli sulannda yok olup gitt..
Sisli ve soğuk bir Dıyaıbakır akşamıydı. Karanlığın gn gölgesi
evlenn, caddelenn, sokakların üzenne düşüyordu..
"Cumhuriyrt ÇağPazarlamaA.Ş TürkocağıCad.No39/41
kitap kuldbû (34334)Ga5aloğlu-lstanbul Tel' (212)514 01 96