Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
K Ü L T U R kultur@cumhuriyet.com.tr 15
prano BarbaraHendricks, demokrasi ve insanhaklan konusunda mücadelesini sürdürüyor
mıulu elden 1>ırakmamah
flCUGÜNÜŞEN
rünümüzün önde gelen soprano
ndan Barbara Hendricks'le Iş
lat'ta verdiği Gershwin şarkıla-
dan oluşan konseri öncesinde
/leştik, 1974yılmdanberidünya-
ı önde gelen operalannda 20'den
da rolde oynayan sanatçı, ilk caz
»nserini 1994 MontreauxCaz Fes-
/ali'nde vermişti. Demokrasi ve
san haklan konusunda da duyar-
lığıylatanrnansiyah sanatçı. 1998
ılında 'Barbara Hendricks Banş
e Udaşma Vakfi'nı kurdu.
- Müzikyelpazeniz oldukçageniş.
üasikmüzikrepertuvannınyanısv
•a 1994'ten beri caz yorumlanmzı
iinleme ûrsan bulduk. Cazsize na-
sdbir özgûrlükgetirdi?
BARBARA HENDRİCKS - El-
bette bana bir özgûrlük getirdi. Di-
ğer müzikleri de belli bir özgûrlük
katarak yorumlama şansuuz var, a-
ma bu dahabaşka. Caz dabirdenbi-
re, rasgele çalınan, sadece doğaçla-
nan bir şey değil. Gene de bir Mo-
zart parçasından farklı olduğunu
söyleyebiliriz. Mozart'ta birtakım
komutlar var. Bu komutlara uyarak
çalmak ya da söylemek durumun-
dasuuz. Yani belli sınırlamalar var.
Cazın getirdiği özgûrlük, bu suıır-
lamalan aşmama yardımcı oldu.
Şimdi artık Mozart çalarken bile
farklı söylüyorum. Gershvvin'debe-
nim çok keyif aldığım şey ise söy-
lerken ille de doğaçlama yapmam
gerekmemesi. Çünkü, kendi armo-
nisi o kadar güzel parçalan var ki
bunun ûzerine herhangi bir yorum
katmadan da söylemenin çokkeyif-
li olduğunu gördüm. Ve Gersh-
win'in de benim için özel olan tara-
fı bu oldu. Cazın getirdiği özgürlü-
ğü sözcûklere dökmek çok zor. Bu,
hissettiğiniz bir şey.
- Günümüzün Öndegelentûm or-
akedonya'daki durum
gerçekten çok kaygı verici.
Filistin'e gelince; bunca çatışma,
açıkçası dünyaya sürpriz oldu.
Dünyadaki banş ve demokrasi
yanlısı güçlerin bunun önüne
geçmek için çaba göstermesi
•gerektiğini düşünüyorum.
Umudu elden bırakmamak
gerek, çünkû çok fazla masum
insan acı çekiyor.'
kestralanveşeüeriyleçahşünız.Mü-
zik alanmda 'henüzyapamadınV de-
diğjnizbirşeyvarmı?
HENDRİCKS - Özel olarak bir
şey yok. Ama yeni ve genç besteci-
ler var. Onlarla çalışmak. onlann
şarkılannı da yorumlamak istiyo-
rum. Aynca her türlü yeni deneyi-
me açığım. Cazda olduğu gibi.
'Sinema için geç kaldmT
- tkifilmçahşmasında rol akhnız.
*99yıhndada Cannes'dajüriüyesiy-
diniz.Bir karakterioperadacanlan-
dırmakla sinemada canlandırmak
arasında nasdbir farkvar suce?
HENDRİCKS - En önemli fark,
sahnede bir şeyi baştan sona kadar
bir kerede oynarsınız. Ama filmde
aradadurursunuz, yenidenbaşlarsı-
nız. Ve her sahneyi kronolpjik sıra-
ya göre almazsınız. Şimdiye kadar
iki film yaptım ve bundan çok ke-
yif aldım. Bunun en keyifli tarafı da
küçûk bir sahne için uzun uzun ça-
lışabilmek oldu. Sinemada küçûk
bir sahnenin birtakım aynnülanyla
ilgilenerek onu mükemmele ulaştı-
rabılmek için zamanınız oluyor.
Operada bu kadar zamanınız yok.
Aslında sinemada dahaerken oyna-
madığım için pışmanım.
- Dûnya banşına katkıda bulun-
mak içinefldnolarakcahşıyorsunuz.
Dünyadakisondurum,özeffikkMa-
kedonya'da ve Füistin'de yaşanan-
lar hakkında ne dûşünûyorsunuz?
HENDRİCKS- Makedonya'daki
durum gerçekten çok kaygı verici.
Aslında banş ve uzlaşma sürecinde
olan bölgeler bunlar. Makedon-
ya'daki son ûlaylar bu sürecin bir
adım geriye gitmesine neden oldu.
Kaçmak zorunda kalan insanlann
çektiği acılar inanılmaz. Ve Filis-
tin'e gelince; bunca çatışma, açık-
çası dünyaya sûrpriz oldu. Çünkü
bir yıl önce kimse bunun böyle ola-
cağını düşünemezdi. Banş için
umutlanmızvardı. Dünyadakibanş
ve demokrasi yanlısı güçlerin bu-
nun önüne geçmek içinçaba göster-
mesi gerektiğini düşünüyorum. Ge-
çen sene mayıs aymda Israil'dey-
dim. Böylebir şey olabileceğini hiç
düşûnemezdim. Elbette her zaman
böyle bir risk vardı, ama masaya
oturupbanşıkonuşuyorlardı. Şu an-
daki durum kasvet verici olmaktan
bile kötü. Umudu elden bırakma-
makgerek, çünkûçokfazla masum
insan acı çekiyor.
'Mûcadete etmekgörevim'
• Sizce dûnya banşunn kurulma-
sında kişisel ve özettikle de sanatçv-
lann çabalaruun önemi nedir?
HENDRİCKS-- Ben bu konuda
sanatçüann diğer insanlardan daha
fazla sorumlu olduklanna inanmı-
yorum. Bunu kendime görev edin-
diğim için yapıyorum. Doğduğum-
da siyahlann oy hakkı yoktu
ABD'de. Ve bu, verilen savaşımlar-
la kazanıldı. Bu hakkm savaşımla
elde edüdiğini görmek,banakendi-
mi güçlü hissettirdi. Demokrasiye
katılabileceğimi gösterdi ve buna
katılma sorumluluğunu verdi. Sa-
natçı olmasaydım dagenekendiça-
pımda birtakım şeyleryapmaya ça-
lışıyoT olurdum. Tabü ki şimdi da-
ha fazla şey yapmaşansım var. Çün-
kü sesimi daha fazla duyurabiliyo-
rum. Basınla konuşabiliyorum. A-
ma bu, sanatçüann daha fazla so-
rumluluğu olduğu anlamına gelmi-
yor. Elbette bızim tamnmış oluşu-
muz, fıkirlerimizi daha kolay açık-
layabilmemize yardımcı oluyor. Fa-
kat bunu sanatçının sorumluluğu
olarak gördüğümden değil, kendi
görevim olduğunudüşündüğümden
yapıyorum. Birleşmiş Milletler ile
yaptığım çalışmalar sırasmda be-
nim gençliğimde yaşadığım dene-
yimle kıyaslanamayacak kadar bü-
yük acılargördüm, Ruanda'da, Bos-
na'da. Ve tûm bunlara karşı benim
mücadelem, insan haklan ve de-
mokrasikonusundaki hassasiyetim-
le ilgilikendimi ifade edişbiçimim.
Bağımsız Amerlkan slnemasıntn yetenekll Isml Steven soderberph, Ertn Brockovlch ve Trafflt »e Oscar'a aday
ollywood un ayKirıyonetmeiu
Kûltür Servisi - Steven Soderbergh (38)
önümüzdeki on beşyılm en önemli Amenkan
yönetmeni mi olacak? Bahis ortada. Aykın
filmleri Hollyvvood'un yaldızlı üslubuna ters
düşüyor: her Oscar'a aday son iki filmi, Tra-
fik ve Erin Brockovich, Soderbergh'in sanat-
çı dehasını kamthyor, ajandasında yer yok ve
şu anda sinemada çok iyi bir imaja sahip.
Seks,Yalanlar ve Video ile çok iyi bir başlan-
gıç yaptı. Kafka ile tepki topladı, Schizopoüs
ile deneysel sinemaya göz kırptı.
Geor^ Clooney'in başrolünde oynadığı
Erişümezılebüyükbaşan kazandı, tngilizad-
lı filmı pek ilgi çekmedi ama sondan bir ön-
ceki filmi Erin Brockovich ile tekrar günde-
me geldi; şu günlerde ise dûnya çapında ör-
gütlenmiş uyuşturucu şebekelerini konu alan
bir BBC dizisinden uyarlanan
Trafik adlı filrniyle dûnya
medyasının gündemınde. So-
derbergh, Fransız L'Express
dergisinde yayımlanansöyleşi-
sinde, fılmografısi ve geleceğe
dönük projelerinden söz etti.
-1989yümda Cannes'da Seks,
Yalanlar ve Vıdeo füminiz Aran
PalmiyeÖdülü'nükazandığıza-
man,
u
Bu, sonun başlangıa" de-
mişDniz.BunanIaneyikastettiniz?
SODERBERGH-Bubir şakay-
dı. Aynı zamandadainsanlannzih-
nindebelirmeye başlayan "Buyaştabukadar
ödüT düşüncesini de uzaklaştırmak ıstedım.
$aka bir yana, eleştirmenlerin, seyircinin ve
jürinin aynı film ûzerinde bir daha böylesine
hemfıkir olması çokzayıfbir olasılıktı. Bu da
beni biraz endişelendiriyordu.
'Nasılistediysem 5>leyaşadım'
- tkinci filnüniz Kafka başanstz oldıu.
SODERBERGH - Beğenilmek için bu fil-
mi yapmadığımm bilincindeydim. Her şey
çokçabuk gelişti. Benden yenibaşanlar bek-
leniyordu, oysa ben yalnızca mesleğimi öğ-
renmek istiyordum. İlk fılmimin uyandırdığı
yankıdan ve sunduğu olanaklardanyararlana-
rakyenibir deneyim yaşamak istedim. Bunu
yaparken bir müddet geniş seyirci kitleleriy-
le karşılaşamayacağımı çok iyi biliyordum.
Bugün eğer denildiği gibi başanya ulaşmış-
sam bu benim sinemada kendime çizdiğim
yol ile sıkı sıkıya bağlantıhdır. Schizopoüs'ı
gerçekleştirmeseydim Erişilmez'i yapamaz-
dım. Ama burada, Birleşik Devletler'de, bir
sanatsal sürecin yapıtlan birbirleriyle birleş-
tirdiğini,biri ohnadan öbûrûnûn olmayacağı-
m bir an bile durup düşûnmeden, yaptıklan
fıtaıin negatifini yakmak isteyen kişiler var.
\Voody Allen da Manhattan ile Annie HaH
arasında Interieurs'ü çekmek zorunluluğunu
duyduğunu bizzat kendisi söylemişti.
- Nedenfihnçekryorsunuz?
oderbergh, 'Erin Brockovich' ve 'Trafik' ûzerinde
çahşırken sık sık "Başkanın Tüm Adamlan' filmini
düşündüğünü ve çıkmaza girdiğinde ona başvurduğunu
söylüyor. îki füminin de önemli toplumsal-siyasal konulan
ele aldığını ama eğlendirici yanlan da olduğunu vurgulayarak
'Eğer genç kuşak bu fılmlerin siyasal yönünde kendileriyle
özâeş birşeyler bulabilirse başanya ulaşmış olacağız" diyor.
SODERBERGH - Paylaşmak için. Ben
Tanntanımazım ve varoluşçu bir bakış açı-
smdanbakarsak yalruz olduğumuza inanıyo-
rum. Doğanz, yaşanz, ölürüz, hepsi bundan
ibaret. Kesinlikle bir diğeriyle paylaşmaya
gereksinim duyanz. Benim çok genç yaşta
bunu sinema aracılığıyla yapabilme şansım
oldu.
- Hanginedenlerleşuya da bu filmiyapma-
yı seçersiniz?
SODERBERGH - Şimdiye kadar nasıl is-
tediysem öyle çalıştım. Kimi Amerikalı eleş-
tirmenler benimErin Brockovich'le ticaribir
fihn yaptığımı söylediler. Ne aptallık! Hani
nerede o ticari başan dedikleri? Çok az kişi-
nin bildiği değişikbirkonuyu ele alanve kuş-
kusuz devamı çekilmeyecek bir öykübu, baş-
rolünde romantikfıbnlerdeki rollerinindışuı-
da başansız olmuş bir oyuncu, Juüa Roberts
var; aynca da filmin müziğinin piyasada bir
klibi bile yok. Bu filmi çektim, çünkü hoşu-
ma gidiyordu. tşte bu kadar. Eğer kariyerim
için kendime bir örnek alacak olsaydım bu
HovvardHawks'ın kariyeri olurdu; her türden
fıtaüer çevirdi o; western, polisiye, komedi,
salon filmleri...
Kûçûkbir ekipie çahşma^ıtercih ediyor
- Bir westemfîhni çekmeyiduşûnüyor mu-
sunuz?
SODERBERGH - Hayır. Ama bir bilim-
kurgu fihni, örneğin Andrei Tarkovski'nin
Solaris'ıne öykünen bir film çekmek isterim.
Western benim gerçekleştiremeyeceğim bir
tür. Çok fazla vvestern filmi var, hem de çok
iyileriyapılmış. Yenine yapılabilir, bilemem.
Ama eğer bana çok mükemmel bir senaryo
getirirlerse... zaten atlardan da çokkorkanm.
- Schizopolis'içevirdiğiniz dönemde filmle-
ri arbkklasiktarzda çevirmekistemediğjnin
söylüyordanuz, fikrinizi değjştirdinizgaliba?
SODERBERGH-Hayır, tam anlamıyla de-
ğil. O zamandan beri çekimi yavaşlatan pek
çokşeydenkurtuldum. Ça-
buk çalışıyorum, küçükbir
ekibim var ve böylece fil-
me dahaçokkendimivere-
biliyorum. örneğin Tra-
fik'te, hem yönetmen, hem
kadrajct vehem deşef ope-
ratör benim.
- Sinemadünyasındana-
sıl bir imajunzvar?
SODERBERGH-Bildi-
ğimkadanyla benimoyun-
culan iyi yönettiğimi ve
çoksorumlubirisi olduğu-
mu söylüyorlar. Bütçeyi
aşmıyorum. Hiç de fena
değil.
-ErinBrockovich,ckidiko
nulan işleyen eğjendirici bir
füm. Sizce en iyi anlattığınız
tarzbumu?
SODERBERGH - Evet,
bufıhn Trafik içindeçok iyi
bir alıştırmaoldu. Trafik'in içeriği da-
ha zengin ve daha politik bağlamda bir film.
Erin Brockovich'in konusu daha basitti: Bir
tarafta insanlan ve çevreyi hiçe sayan bir fir-
ma, diğer tarafta cesurbirkadın. Halbuki Tra-
fık'teki kişiler çok daha karmaşık ve olaym
ekonomik çerçevesini oturtmak daha zordu.
Basite kaçmamak için filmin süresini biraz
uzunca tutmak gerekiyordu (2 saat 27 daki-
ka) ve sıkıcı ohnaması için aynı zamanda eğ-
lendirici biryanı olmalıydı. Dengeyi bulmak
çok zordu. Avrupa sineması beni her zaman
çok etkilemiştir; çünkü kişiler Amerikan si-
nemasına nazarançokdahaderinlemesine iş-
lenir, oysa burada her şeyi siyah-beyaz gör-
me eğilimi vardır. Diğer taraftan da şu Ame-
rika' yaözgûeğlendirici yanbende de var. Iki-
sinin uyuşması çok kolay değil.
- Trafik'te uyuşturucu ağım, kaçakçıdan
uyuşturucu bağuıüısına kadar baştan sona
gözier önüne seriyorsunuz.
SODERBERGH - Olaylann nasıl cereyan
ettiğini açüdamaya çalıştım. Ama ûzerinde
çahştıkça bu ağm nasıl inamhnazbir şekilde
dallanıp budaklandığınm farkuıa vardım.
Çözümûnnerede olduğunubibniyorum. A-
ma sonuçta Bush gibi ağzını açıp tek laf et-
meden, sessizkalınarakbir sonucavanlamaz.
Cumhuriyetçiler için uyuşturucunun içinde-
kiler başkalandur, onlardan değildir.
- OscarödûUerinde iki fümle aday gösterü-
diniz, ki bu çok ender gerçeklesen bir olay:
ErinBrockovichveTrafik.Sizhangbiiçinoyu-
nuzu verirdiniz?
SODERBERGH - Ben oy vermeyeceğim,
zaten hangisini seçeceğimi de büemezdim.
Ikilem ama şunu diyebilirim, daha beteri de
olabilirdi, öyle değil mi?
Alman Kültür'de
• Kültür Servisi- Andreas Dresen' in
'Gececiler' adlı filmı 28 Mart'ta saat 19.00'da
Alman Kültür Merkezi'nde gösterilecek. 9O'lı
yıllann Berlin'inde geçen acı ve dokunakh bir
komedi olan fılmde paparun Berlin'e gelişiyle
umulmadık bir biçimde kent sakinlerinin
başına gelen felaketler ve talihsizlikler
anlatılıyor. 1999 yapımı fıunde Domirûque
Honvitz, Michael Gwisdek, Meriam Abbas ve
Susanne Bormann oynuyor.
KardeşTürkülen'înkonserlepî
• Kültür Servisi - Anadolu'daki farklı
kültürlerin mûzikleriyle çok kimlikli
coğrafyamızın renklerini bize ulaştıran
BGST/Kardeş Türküler Müzik Topluluğu,
'Kardeş Türküler', 'Doğu' ve 'Vizontele' film
müziklerinden oluşan albümlerden seçme bir
programla, Beşiktaş Kültür Merkezi'nde
lstanbullu dinleyiciyle buluşacak. 26-27 Mart
tarihlerinde saat 21.00'de gerçekleşecek
konserlerin bilet fiyatlan ögrenci 5 milyon, tam
7.5 milyon. Topluluk konserine Istanbul'dan
sonra 28 Mart'ta Izmit'te, 29 Mart'ta
Eskişehir'de ve 30 Mart'ta Ankara'da devam
edecek. Aynca nisan ve mayıs aylannda da
Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde
konserler verecek.
Gönüttiüep Yılı 2001 için konser
• Kühür Servisi - Gürer Aykal yönetiminde,
Suna Kan'uı solist olarak katıldığı Borusan
îstanbul Filarmoni Orkestrası'nın konseri 27
Mart'ta Lütfû Kırdar Salonu'nda
gerçekleşecek. Etkinlik Borusan Kültür Sanat
Merkezi'nin desteğiyle Birleşmiş Milletler
Uluslararası Gönüllüler Yılı 2001'e adandı.
Kobe depreminin ardından Japonya'nın önerisi
ve Tûrkiye'nin de aralannda bulunduğu 123
ülkenin desteğiyle Birleşmiş Milletler, 200l'i
Gönüllüler Yılı ilan etme karan aldı.
Ece Demipci Japonya yolcusu
• Kültür Servisi-
Pıyanist Ece
Demirci, Japon
sanatseverlerle 28
Mart'ta ilk kez
buluşacak.
Tokyo Türk
Büyükelçiliği'nde
verilecek konsere
yabancı misyon
mensuplan da
katılacak. Piyanist
Ece Demirci,
Mimar Sinan
Oniversitesi
Devlet
KonseTvatuvan Yûksek Lisans Bölümü'nden
mezun olduktan sonra DAAD bursu ile
egitimine Almanya'da Folkvvank Mûzik
Yûksek Okulu'ndan Solistlik Diploması alarak
devam etti. Sanatçı halen Mimar Sinan
Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapıyor.
U2, ABD turnesine çıkıyop
• MIAMI (AA) - trlandah rock müzik grubu
U2.4 yıl aradan sonra, Elevation Tour 2001
adlı konser turuna çıkıyor. The Miami Herald
gazetesi, grubun tur çerçevesinde, ilk konserini
bugün Florida eyaletinin Miami kentinde,
Miami Arena Sahnesi'nde vereceğini bildirdi.
Grup Avrupa ve Kuzey Amerika'yı kapsayan
80 konser verecek. ABD'ye son olarak 1997
yılında gelen grubun, geçen yıl piyasaya çıkan
ve 100 milyon satan All That You Can't Leave
Behind adlı albümü ile The Beautiful Day adlı
parçası, geçen ay Grammy müzik ödülüne layık
görülmüştü. U2 da en iyi grup ödülünü almıştı.
Çevpe Hkntepi Festîvaii nisanda
• KüMr Servisi - TÜRSAK Vakfı, Garanti
Bankasf nın ana sponsorluğunda '5.
Uluslararası Çevre Filmleri Festivali'ni 8-15
Nisan 2001 tarihleri arasında Istanbul'da
gerçekleştirecek. Festival çerçevesinde
TÜRSAK Vakfı, Îstanbul Bılgi Üniversitesi
Sinema TV Bölümü ve WWF Türkiye
(Doğal Hayatı Koruma Vakfı) işbirliğıyle
gerçekleştirilen 'Halikamas Balıkçısı
Kısa Film Maratonu'na tüm üniversite
ögrencileri katılabilecek. Bu yılki tema
'Doğadaki Ayak Izlerimiz' olarak belirlendi.
Film maratonu, seçilen projelerin
senaryolaştınlmasmı, festival sırasında çekilip
kurgulanmasını ve tamamlanan filmlerin
festivalin ödül töreni akşamı gösterimini
içeriyor. Projenin değerlendirme kurulunda
Can Candan, Hüseyin Kuzu, Paul McMillen,
Işıl Özgentûrk, Tayfun Talipoğlu ve Engin
Yiğitgil bulunuyor.
BUGÜN
• IŞSANAT'ta saat 19.30'da 'Momentos
Brasileros' grubunun vereceği konserin solisti
Fransız şarkıcı Bia. (454 15 55)
• İFSAK'ta saat 15.00'te sinema semineri
kapsamında. Ahmet Uluçay'm yönettiğı
deneysel uzun metrajlı Türk fihni 'Epöeptic
Fflm' gösterilecek. (292 42 01)
• TARIKZAFERTUNAYAKÛLTÜR
MERKEZİnde saat 15.00'te Fatma Kuş'un
düzenlediği, Özkm Tekin ile 'Onun Şarküan
Üzerine' ve saat 14.00'te de GökselBaktagir'iı
düzenlediği 'tstanbul Sazendeleri' başlıklı
söyleşüer izlenebilir. (293 12 70)