22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13 Uu nasıl tanm ülkesi?' • ALANYA(AA)- Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, Alanya'daki Toprak, Yaprak ve Su Analizi Laboratuvan'nın açıhş töreninde yaptığı konuşmada, "Serbest ticarete evet, ama her ülke kendi vatandaşlannı koruyorsa, ben de yörüklerimi, çiftçimi korumayı sürdüreceğim" dedi. Bakan Gökalp, Türkiye'nin bir tanm ülkesi olarak bilinmesine rağmen sanayi ülkelerinden yem satın almasından da yakındı. KDV oranı hayaü ihracatı besliyor • TRABZON (Cumhuriyet) - Gümrûk Müsteşan Doç. Dr. Nevzat Saygılıoğlu, son dönemlerde hayali ihracattaki artışta yükselen KDV oranlannın önemli bir payı bulunduğunu açıkladı. Yerel bir TV'ye açıklama yapan Saygılıoğlu, bugüne kadar 137 gümrükçü hakkında soruşturma yapıldığını, 61'inin görevden alındığını belirterek geçen yıl yapılan saptamalarda kaçak ihracat miktanrun 1.8milyardolar olduğunu söyledi. Pamuk üreticisi faizden kaygriı • Ekonomi Servisi - Ege Çıftçiler Derneğı (EÇD) Başkanı Dr. Hulusi Tanman, pamuk üreticilerinin Ziraat Bankası başta olmak üzere birçok ticari bankaya yüksek miktarda borçlan olduğunu, 31 Mart 2001 tanhınde ıse dönem faiz ödemelerinin yapılacağı endişesini taşıdıklannı bildirdi. Üreticinin ürünûnü satmakta zorlandığını, tekstil sektörünûn krizde olması nedeniyle de parasuu tahsil edemediğini ifade eden Tanman, ticari kredilerine uygulanan astronomik faizlerin 31 Mart tarihinde ödenmesinin söz konusu olmadığını söyledi. POAŞ'tan yatırım atağı • ANKARA (ANKA) - Geçen yıl özelleştirilen Petrol Ofisi AŞ (POAŞ) yatınm atağına geçiyor. POAŞ, çeşitli illerde gerçekleştireceği, toplam tutan 58 trilyon lirayı bulan komple yeni nitelikte 12 akaryakıt depolama yatınmı için Hazine'den teşvik belgesi aldı. Şirket, en yüksek tutarlı yatınmı 17 trilyon 828.3 milyar lira ile Istanbul- Haramidere'de gerçekleştirecek. OtoyoHar kalabaMdaşıyor • ANKARA (ANKA) - Trafığe ilk kez çıkan araç sayısında yüzde 50'nin üzerinde artış meydana geldi. Devlet Istatistik Enstitüsü'nden yapılan açıklamaya göre, geçen yılın ilk on ayında trafiğe 437 bin 163 araç çıktı. Araç sayısında, 1999'uneş dönemine göre yüzde 51. 6'lıkartışyaşandı. îstanbul Sanayi Odası, 2000'in ikinci yansı için durum tespit çalışmasını açıkladı Sanayide hasar tablosuEkonomi Servisi - Îstanbul Sanayi Odası'nın 2000 yılının ikinci yansı için yaptığı 'Ekonomik Durum Tespiti Anket Çahşması', krizden krize sürüklenen Türk sanayiindeki hasann boyutunu ortaya koydu. 2000'in kasım ayındaki krizin ardından işten çıkarmalarda, kredi maliyetlerinde, karşıhksız çek oranlannda ve bankalarla kredi faizi anlaşmazlıklannda belirgin bir artış saptanırken 2001 'e ilişkin karamsar • tSO'nunanketineyanıtverenküçükölçekli işletmelerin büyük bir bölümü, bu yılın "büyüme değil var olma yılı olacağını" ifade etti. İşten çıkanlanlann çahşanlara oranı ise yılın ikinci yansındaki gelişmelerle iki kat artış gösterdi. beklentiler, durumun daha da kötüye gideceğini gösterdi. Özellikle küçük ışletmelerin kasım krizinden sonra 'böyle bir kriz daha ohırsa bu durumu atiatamayız' göriişü, şubat ayındaki krizin etkilerinin ne denli derin olacağının da sinyallerini verdi. ISO'nun anketine yamt veren küçük ölçekli işletmelerin büyük bir bölümü, bu yılın "bûyûme değil var olma yıh olacağını" ifade ediyor. EMNEYÜ2DE2.1 Zam sağanağı sürüyor • Benzin yüzde 2.1, gazyağı yüzde 3.1 oranında zamlanırken tüpgaz fiyatlan yüzde 4.1 ile yüzde 4.9 oranında artınldı. Torbalık çimento 2 milyon 200 bin lira oldu. Ekonomi Servisi - Ekonomik krizin ardından başlayan zam sağanağı sürüyor. Dün de benzine, gazyağına, tüpgaz, otogaz ve çimento fıyatlanna zam yapıldı. Akaryakıt ürünlerinden benzinlerin fiyaü, bugünden geçerli olmak üzere yüzde 2.1, gazyağının fiyaü ise yüzde 3.1 oranında zamlandı. Tüpgaz fiyatlan da dünden geçerli ohnak üzere yüzde 4.1 ile yüzde 4.9 oranında arranldı. Buna göre 12 kilogramlık tüpün fiyatı Ankara'da 8 milyon 700 bin, Îstanbul'da 8 milyon 590 bin, Izmir'de ise 8 milyon 550 bin lira olarak belirlendi. Otogaz fiyatlannda yüzde 5 oranında arttınma gidildi. Buna göre otogazın fiyatı Ankara için 407 bin 900, îstanbul için 401 bin 300, Izmir için 400 bin 300 lira oldu. Kalorifer yakıtı da yüzde 1.6 ile yüzde 1.8 arasında zamlandı. Çimento'nun satış fiyatlannın da yüzde 10 oranında arttınldığı bildirildi. Dökme çimentonun ton fiyatı KDV hariç 33 milyon lira, torbalık çimentonun fiyatı 2 milyon 200 bin lira oldu. Kriz, Bnnalan finansal batağa sûrukkrken geri dönmeyen kreâflerde de arü§ okta. Batıklar korkııtuyor Ekonomi Servisi - Krizin etkisiyle kredi dönüşlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle bankaların artan batık kredi sorununun önüne geçilemiyor. Özellikle Kasım 2000'de, yaşanan yüksek raiz krizi nedeniyle mali ve reel sektörün ağır yaralar aldığı dönemde artış kaydeden bankalardaki batık krediler 3 katrilyon lira düzeyindeyken son ekonomik bunahmın ardından 450 trilyon lira dahaartarak3 katrilyon 850 trilyon liraya yükseldi. Reel sektörün ödeme güçlüğü çektiği kredilerin mart ayı sonunda ise bankalardaki batık kredileri daha da arttırmasından korkuluyor. Yaşanan fiili devalüasyon öncesinde ise 16 Şubat itibanyla bankalardaki batık krediler 3 katrilyon 400 trilyon düzeyindeydi. Kriz öncesinde tüm kredilere göre yüzde 10.6 olan batık kredinin oranının da yüzde 12.6'ya çıktığı belirlendi. Bankalann toplam kredi stoku ise son hafta 7.5 trilyon lira artarak 29 katrilyon 994.7 trilyona çıktı. Bankalann tüketici kredileri 43.8 trilyon lira gerileme göstererek 4 katrilyon 100.1 Batık Krediler 22 Kasım 2000 16 Şubat 2001 2 Mart 2001 9 Mart 2001 trilyon liraya düştü. Kredi kartlanyla kullanılan kredilerin tutan ise son hafta 51.5 trilyon lira artarak 2 katrilyon 326.8 trilyon lira olarak gerçekleşti. 'Cep' piyasası da krizden payını aldı ANKARA (ANKA) - Avrupa'nın en hızlı gelişen cep telefonu pazan olarak gösterilen Türkiye, geçen yıl değişik tip ve markada yaklaşık 7 milyon cep telefonu ithal etti ve bu ithalat için 1 milyar dolar ödedı. Ithalatın bu yıl kriz nedeniyle yan yanya azalması bekleniyor. 1999 yılını 7 milyon kullanıcıyla kapatan cep telefonu pazan, 2000 yılında kullanıcı sayısının yüzde 100 oranında artarak 15 milyona • Geçen yıl pazara 8 milyon dolayında yeni kullanıcının girmesiyle patlama yaşayan cep telefonu ithalatında bu yıl kriz nedeniyle yan yanya azalma bekleniyor. ulaşmasıyla rekor bir artışa imza attı. Geçen yıl pazara 8 milyon dolayında yeni kullanıcının girmesi, cep telefonu cihazının ithalatında da patlamaya yol açtı. Yerli ûretim düşûk Yerli üretimin çok düşük düzeyde kaldığı ve neredeyse tümüyle dış alıma dayalı olarak gelişen cep telefonu pazannda, 2000 yılında değişik marka ve tipte yaklaşık 7 milyon dolayında cihaz ıthal edildıği ve bu ithalat için yaklaşık 1 milyar dolar düzeyinde para harcandığı hesap edıliyor. Ekonomik kriz nedeniyle yurttaşın alım gücünün görece gerilemesine bağlı olarak, bu yıl cep telefonu ithalatının da önemli ölçüde düşmesi bekleniyor. Cep telefonu satış ve pazarlama faaliyetlerini üstlenen şirketler, ithalatın yüzde 50'ye varan oranlarda daralmasını bekliyor. Bu arada, lüks oto ithalatında olduğu gibi özellikle üst ve orta üst gelir gnıbuna seslenen pahalı telefonlann ithalatında ve satışında herhangi bir gerilemenin beklenmediği kaydediliyor. Sabit ücret avantajı Ariay ya ilgiyi arttırdı Sabit ücret yükünden kurtulmak isteyen cep telefonu kullamcılain, 3. GSM operatörü Aria'ya ügi gösterdL Aria hatn saücısı Aytaç Er, iki gün içinde 150 hatnn tükendiğini ve yeni siparişler verdiğini belirterek "Başlangıç için iyi bir rakam, bu kadarmı beklemiyordum" dedi. İlk iki günlük sanşlann tatmin edid olduğuna dikkat çeken Er, zamanla kuOamcı sayısınm artmasmı beklediğini söyiedL Er, hattm dual banm olmayan telefonlara uyumlu obnadığuu, ancak piyasada da bu tip telefon kalmadığını dile getirdl Aria hatü satın alan tüketiciler de tercihierinin başlıca nedeninin, 'sabit ücret'ten etküenmemek ve aylık 55 dakikalık konuşmadan sonra geçerli olacak yüzde 55'Bk indirim olduğunu vurguladdar. (FotoğrafGÖZDE AKGUNGÖR) Yine bu yıla ilişkin kriz beklentisi, işletmeleri haklı çıkanrken bankalara yönelik güvensizlik de dikkat çekici bir başka saptama olarak ortaya çıkıyor. Büyük ölçekli finnalann da, tüketimin azalacağı, kredi maliyetlerinin yükseleceği ve «2001'in, 2000'den daha kötü geçeceğp yönündeki beklentilerinin de gerçekleşmesi yılın ilk çeyreğinde kesinleşmiş durumda. ISO'nun 2000 yılının ikinci yansı için ekonomik durumu saptama amacıyla yaptığı anketinde göze çarpan sonuçlar şöyle: Isten çıkarmalar artti: 2000 yılı sonu itibanyla işten çıkanlanlann toplam çalışanlara oranı yılm ilk yansının iki katı düzeye, yüzde 5.1'e yükseldi. Küçük işletmelerde ise bu > oran yüzde 14.1'e kadar çıkarken, orta ölçekli işyerlerinde yüzde 9, büyük ölçeklilerde ise yüzde 3.9 oranında kaldı. Geçen yılm ilk yansında işten çıkanlanlann toplam çalışanlara oranı yüzde 2.4, ikinci yanda yüzde 2.6 iken yıl sonu itibanyla yüzde 5.1 'e yükseldi. Üretlm azalıyor: 2000 yıh ikinci yansında, üretim, istıhdam, ıç satış ve yeni sipariş beklentilerinde azalış bildirenlerin oranında yüksehne söz konusu. 2001 'e ilişkin beklentilerin daha da karamsar olduğu belirtilirken dış satışlarda diğer göstergelere göre daha ıyımser bir hava söz konusu. Karşıhksız çekler artıyor: Kriz dönemlerinden artış gösterdiği bilinen karşıhksız çek ve protestolu \Q \ senetlerin satışlara oranı, 2000'in ikinci yansında 1998 ve 1999'daki düzeyin de üzerine çıktı. 2000'in ilk yansında yüzde 3.9 olan bu oran, yılm ikinci yansında yüzde 8.8 ile son 3 yılın en üst düzeyine çıktı. Bu oran bir önceki büyük krizin yaşandığı 1998'in ikinci yansında yüzde 7.6 idi. Krediler Iptal edlllyor: 2000 yılı sonunda kriz nedeniyle istemedığı halde kredilerini kapatmak zorunda kalan işyerlerinin oranında artış oldu. Ankete katılan işyerlerinin yüzde 16.5'i 2000'in kasım ve aralık aylannda istemediği halde kredilerini kapatmak sorunda kaldıklarını belirttiler. Orta ölçekli işyerlerinde bu oran yüzde 20.6'ya yükseldi. Bankalarla falz anlasmazlıti: ISO'nun çalışmasına katılan işyerlerinin yüzde 68 i, artan faİ2 oranlan konusunda bankalarla anlaşmaya varamadıklanm belirtiyor. Küçük işletmelerde bu oran yüzde 77.3, orta boy işletmelerde yüzde 62.3 iken büyük işletmelerde yüzde 61 düzeyinde. İşletmelerin yüzde 52'si kredi borç faizlerinin değişmediğini kaydederken dış kredi kullanan sektörlerde devalüasyon nedeniyle kredi maliyetinin giderek artacağına dikkat çekiliyor. Krize karsı önlemler: Toplam işyerlerinin yüzde 40.8'i, 2000 yılının son döneminde karşılaştıklan krize karşı ödemelerini erteleme yoluna giderken ıstihdam azaltma, yüzde 23 ile ikinci başvurulan kriz önlemi olarak yer aldı. Vadeli satışlan durdurmak yüzde 19.6, üretime ara vermek yüzde 17.9, ticari kredilerin kapatılması yüzde 15.9 oranında başvurulan krize karşı kısa vadeli önlemler oldu. Finansman darbogazi: Çalışmaya katılan işyerlerinin yüzde 69.6'sı 2000 yılının ikinci yansında finansman darboğazı içinde olduklannı bildirmiş. Finansman sıkıntısının en önemli nedeni olarak yüzde 46.4 ile kredi maliyetindeki yüksehne gösterilirken ikinci sırada yüzde 36.9 ile işletme sermayesindeki azalma gösteriliyor. SatlSİarda azalma: Firmaların yüzde 61.6'sı 2000 yılı sonunda yaşanan kriz nedeniyle satış hacminde daralma ifade etmiş, finnalann yüzde 12.8'i ise satışlannda yandan fazla düşme belirtmiş. İŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Tartışmayı Bile Becerememek Betki gazeteci olduğum için bana daha çok batı- yor. Ama tartışmayı bile sorunlann asıl can alıcı nok- tasından beceremeyen bir toplum olmamıza ilişkin çarpıcı örneklerle karşılaştıkça irkilirim. Sağlıklı çö- züm üretebilmede işin başından ne kadar şansız bir duruma düştüğümüzü düşünürüm. Kemal Derviş'le yatıp kalkmaya başladığımız- dan, Türkiye'yi kurtarma sorumluluğunu ABD ve Dünya Bankası'ndan ithal uzmana bağladığımız- dan bu yana şu tartıştıklanmıza bir bakın.. Her şey bitti.. Sıra Kemal Derviş'in işi bitirildiğin- de, defteri dürüldüğünde siyasete mi atılacağı, Tür- kiye'de mi kalacağı, yoksa Amerika'ya mı dönece- ğine kaldı. Başanlı olursa, siyasete atılırsa.. Alterna- tif lider, parti başı mı olur? Başansız olursa Türki- ye'de kalıp kalmayacağı, ABD'ye kaçıp kurtulma- yacağı sanki çok önemli. Medya'nın reating, sansasyon adına koşturma- cası bu türden haberleri ana bültenlere, manşetle- re taşımalan yetmiyor. Başbakan Ecevit, ANAP Ge- nel Başkanı Yılmaz, Derviş'in kendisi ciddi ciddi bu tartışmayı gündem yapıyorlar. "Türkiye'den kaçma- yacağına söz verdi", "Hayır istediklerimi yapmaz- larsa, sıkıştınriarsa Amerika'ya kaçanm" dedi. "De- medi", "Demedim "lerle demeçler patlatılıyor. Bu arada sıkı para denetiminden, para basmaya geçiliyor. O kadar insanın işten atıiması, onca dü- şük ücrette çalışma, emek sömürüsü, onca bedel boşagidiyor. Sanayi Odası krizde iş dünyasının dav- ranışına ilişkin bir araştırma yapmış. Birinci sırada borçlannı ödememe, ikinci sırada işçileri işten atma var. Odalar Birliği ay sonuna kadar banka borçlan için uzatma anlamına gelecek önlemler alınmazsa, ban- kalann batık fabrika enkazı sahipliği durumuna dü- şeceklerini söylüyor. Para sıkışıklığında fırlamış fa- iz borçlannın düşürülmemesi halinde bu borçîann ödenmemesine bağlı olarak kapılanna kilit vurula- cakfabrikalann bankalann elinde kalacağını vurgu- luyorlar. TİSK veTÜSlAD'dan sağduyulu birkaç işverenin, işletmelerin kapatılmaması, işçi atılmaması, özveri ile ekonomide seferberiik çağnlanna çok fazla ku- lak veren yok. Tam tersı, fırsat bu fırsat daha ucuz emek, daha fazla işçi sömürüsü, bu arada sendika- lardan kurtulmuş olmak için akla gelmeyecek uy- gulamalaryaşanıyor. Isterseniz DİSK Tekstil'in "Bur- dur Junior Cumhuriyetinde yaşanan inanılmaz olaylar.." başlıklı açıklamasından özet bir alıntı ya- palım: İki sayfalık açıklamada tek tek tarihler ve isimler var elbet. Çok özetle Junior kot fabnkasında sen- dikada örgütlenen işçilerden tek tek alınıp dövülme- ler, sorguya çekilmeler, harta işkence uygulamalan yaşanıyor. Hüseyin Şengil adındaki işçi yakınlan- nın polise ihban üzerine fabrikada yaralı bulunarak Devlet Hastahanesi'nde tedavi altına alınıyor. Elbette özel bir olayı genellemıyor, işverenler işçi dövdürüyor gibi bir sonuç çıkarmıyoruz. Ama kriz bahane uygulamalann gelinecek ürkütücu boyutla- n da var. En başında da çalışanlann işsız kalma teh- didi altında köleleştinlmelerinın boyutlan. Ücretler, hortlayan enflasyona rağmen donduruldu. Yani ger- çek ücretler durmadan düşerek yoksullaşma boyut- lanıyor. Ücreti yükselmiş kıdemli işçiler bütün işlet- melerde göze batıyor. Atılamazlarsa, ücretlerinin düşürülmesi gündeme geliyor. Fazla mesai, sosyal ödemeler hak getire. Kazanılmış haklar durmadan genye çekiliyor... Biz, medyamızın da katkısı ile yine her şeyi en abuk yanlanndan tartışarak aklımızca tepkılerimizi, soaınlanmızı dillendirmiş oluyoruz. Kriz sonrası yok olan ilaçlar sorunu "bu kavga öldürür" gibi iddialı sunuşlarta, ama sadece ve sadece Bakanlık ile it- halatçılar arasındaki dolar kuru tartışması boyutun- dan ele alınıyor. İthal ilaçlar için bakanlığın 820 bin liradan dolan hesaplamasına kızan ithalatçılar ılaç alımını durdurup gelmiş olanlan tezgâh altına indi- riyoriar. Sanki sorun, elbette sorun ama şu anda kimi ilaç- lann piyasada bulunmaması ilesınıriı. llaçtatümden dışa, ithalata bağımlı olmanın yaşamsal sağlık so- rununun geleceği; daha önce Türkiye'de patent, bilgi aktanmı, isim hakkı ile de olsa üretilmiş ilaçla- nn dahi bir bir ana firmalar tarafından alınıp doğru- dan ithal satışa dönülmesi; Türkiye'de ilaç üretimi- nin yok edilmesinin anlamı, sonuçlan sorgulanmı- yor. Durmadan açık veren sosyal güvenlik kurumlan- mızın ithale dayalı ilaç fiyatlannda, ithalatçılann is- tedikleri gibi bin dolara bağlanmış zamlaria bir ka- lemde katlanacak zararian ne olacak? Sizi bılmem ama kendi adıma çevresinde ilaca bağımlı yakınla- n olan biri olarak yüreğim ağzımda, yeni ithal ilaç fi- yatlan listelerini bekliyorum. Hangi bütçelerle bu ilaçlan satın alabileceğiz? Yakınlanmızı bile bile, göz göre göre, ılaçsız, hastalıklannın ileriemesine, kade- re mi terk edecegız? Dünyada en acımasız tekelleşmelerden biri ilaç- ta yaşanıyor. Aklı başında bir ışveren olarak, kendi ilaç sanayiinin içinde olduğu halde, Bülent Ecza- cıbaşı, ilaç işverenlerini, ithalatçılan boşu boşuna özveriye çağırmıyor. Ama paranın dini imanı yok ki... sukransoner@yahoo.com Emekçiden TOBBf ye tepki ANKARA (ANKA)- Hak-lş Genel Başkanı SaKmUslu,EmekPlat- formu'nun ortaya ko- yacağı tepkiyi gazete ilanlanyla kırmaya ça- hşmakla suçladığı TO- BB'u kastederek "So- rumluluklanmızın far- kmdayız. Kimsenin bu- nu bize hauriatmaya hakkı yok" dedi. Emek Platformu'nun ortaya koyacağı de- mokratik tepkiyi gaze- te ilanlanyla kırmaya çalışmanın demokrasi- ye inançsızlık olduğu- nu söyleyen Uslu, bu tür ilanlar yayımlayan- lann, önce yolsuzluğa, soyguna ve vurguna bulaşmış kendi üyelen hakkında yaptıklan ya- sal işlemlen ortaya koymalannı istedi. Uslu, TOBB ile Hür Teşebbüs Konseyf nın. hükümete ültimatom verirken, tepkilergös- terirken alabıldiğince özgür davranıp sendika ve meslek kuruluşlan- nın ortaya koyduğu tep- kiyi eleştirmeye hakkı olmadığını behrtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle