Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Kuram
"Parasal kuram,
temelde, para
politikası yoluyta
toplam talebin
sınırlandırılmasını
önerir. Fakat, bunun
yanı sıra, toplam talebi
daraltacak olan ücret
artışlannın
sınırlandınlması gibi
gelir politikası, sosyal
refah harcamalannın
azaltılması gibi maliye
politikalarının da
uygulamaya
, sokulduğu kimi
ülkelerde
J L. gözlenmektedir.
Parasal kuramın
işlerliği için zorunlu
olan en önemli koşul
ekonomide geçerii
olan enflasyon
beklentisinin kısa
sayılabilecek bir süre
içinde silinebilmesidir.
Bu süre uzadıkça,
toptumun yaygınlaşan
işsizlik olarak
katlanacağı maliyet
yükselecektir.
Sonunda; reel ücretler
ve yaşama standartlan
devamlı olarak aşağıya
doğru düşerken,
özellikle iç talebe
dayalı bazı sektörler
giderek ayakta
kalmakta güçlük
çekerlerken ve azalan
iç talep nedeniyle yeni
yatınmlara gitmekte
çekimser davranılırken
yine de bir iyileştirme
sağlanamazsa tüm
sistemin çökmesi
olasılığı ortaya çıkar."
(Tamer Işgüden; Makro
Iktisat, 1988, s:244)
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 07Bektronik posta: denizsoinvcumhwiyvtcom.tr
- Dünya Bankası Başkan
Yardımcısı ekonominin
başına getirilecekmiş...
"Baskanının bası kel mil"
D
ört ay kadar önce 29 Ekim 2000'de bu kö-.
şede ne yazdığımızı anımsayalım: "Refah-
lı Çalışma Bakanı Necati Çelik'in döne-
minde, SSK'de açılan sınavda adı yolsuz-
luğu kanşıyor Hikmet Kuzey'in ve hakkında Anka-
ra 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılıyor. Mah-
keme beraat karan veriyor ancak Yargıtay mahke-
menin karannı bozuyor; Hikmet Kuzey'in yargılan-
ması halen sürüyor... Bu arada, şimdiki Çalışma Ba-
kanı Yaşar Okuyan, Hikmet Kuzey'i SSK'de veka-
leten yüarttüğü Personel ve Eğitim Daire Başkanlı-
ğı görevine asaleten atamak istiyor... Ancak devam
eden bir dava var... SSK'deki evraka göre, Kuzey,
Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe
verip göreve asaleten atanıp atanamayacağı husu-
sunu soruyor ve mahkeme, 20 Eylül 2000 tarihinde
2000/463 esas numarası ile SSK Genel Müdürlüğü
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı'na biryazı gön-
deriyor: 'llgilinin mahkememizdeki dosyasında ke-
Ongoru
sinleşmiş bir mahkumiyet karan bulunmamakta
olup, aynca bu davadan dolayı halen vekaleten yü-
rütmüş olduğu personel ve eğitim dairesi başkan-
lığı görevine asaleten atanmasında mahkememiz-
ce herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.' Bu du-
rumda ya Devlet Personel Dairesi'nin yerini asliye
ceza mahkemeleri almış oluyor ya da akla SSK'de-
ki bu evrakın sahte olduğu geliyor!"
Yazımıza, Başbakanlık'tan, Çalışma Bakanlığı'ndan
ve Adalet Bakanlığı'ndan bir yalanlama gelmedi...
Demek ki, Türkiye'de haberimiz olmadan bir ida-
ri refom gerçekleştirilmiş ve Devlet Personel Daire-
si'nin yerini asliye ceza mahkemeleri almış...
Gelelim Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nin
bu davayla ilgili olarak geçenlerde verdiği karara...
Mahkemenin beraat karan üzerine Yargıtay'dan do-
nen SSK'deki sınav yolsuzluğu davasından üç kişi
yargılanıyordu; yolsuzluk SSK Genel Müdürlüğü ve
SSK Yönetim Kurulu'nca saptanarak yargıya yan-
sıtılmıştı... Mahkeme 2000/468 sayılı kararında üç
sanıktan ikisi hakkında kamu hizmetlerinden ömür
boyu mahrumiyet cezası verdi... Bu iki kişi bir daha
kamuda görev alamayacaklar; en ağır ceza... Üçün-
cü sanık hakkındaki karar ise görevini kötüye kul-
lanmaktan altı ay hapis, 860 milyon liraağır para ce-
zası ve üç ay memuriyetten yoksun bırakma...
Yargıcın verdiği üç ay memuriyetten yoksun kal-
ma cezası ile devletteki işine devam edecek kişi ay-
nı yargıcın daha önce eşi görülmemiş bir uygulama
ile yazdığı yazıda SSK Personel ve Eğitim Daire
Başkanlığı'na atanmasında sakınca görmediği Hik-
met Kuzey'den başkası değil!
Bakalım Yargıtay, yargıç tarafından sonucu aylar
önce öngörülmüş davaya ne diyecek!
SESSÎZSEDASIZf!) ' NVRÎKURTCEâİ
Yüksek Yerilim Hatt
•rdincutku@yahoo.com
Hiç değilse kişi başına düşen lıderler zirvesı ve knz
açısmdan dünya birincısıyiz!
Nereden besleniyop bu enflasyon!
Devietin yaptığı harcamalann bir yıl
içinde ne kadar arttığını bulup
göndermiş Taner Alp... Neki
"devlet" elle tutulan somut bir vartık
değil; harcamayı devleti idare eden,
memleketi yöneten insanlar
yapıyor...
Başbakan Bülent Ecevit'in
tutumluluğuna bakıp da
umutlanmayın... Harcamalardaki
yıllık artış oranı savurganlığı gözler
önüne seriyor:
Yurtiçi görev ve yolluklar yüzde 125.
Yurtdışı görev ve yolluklar yüzde 81.
Taşıma giderleri yüzde 144.
Ulaştırma ve haberleşme
i yüzde 146.
Bina onanmı yüzdei 14.
Benzin, mazot ve motor yağı
yüzde 116. "*• -
Yakacakyüzde142.
Elektrik, su, doğalgaz yüzde 102.
Tören giderleri yüzde 100. f
Demirbaş alımı yüzde 144.
Makine ve teçhizat alımı yüzde 125.
Taşıt alımı yüzde 50.
Emekli memur bir okurumuz telefon
edip milletvekillerinin yıllık bedava
telefon gıderlerinı bir maaştan iki
maaşa çıkartmaya çalıştığını
anlatırken, "Artık yannı değil
bugünü nasıl çıkaracağımızı
düşünüyoruz, vekillerimiz neler
düşünüyor" dedi...
Milletvekillerininki ne ki, devlet
dairelerindeki telefon sayısı 162 bin
ve bu telefonlann gideri her ay en
az 5 trilyon lira!
Çift Eşlîk Atılımı!..
MERİÇ VELtDEDEOĞLU
Adalet Bakanı Sayın Hik-
met Sami Türk'ün, Adalet
Komisyonu'ndaYurttaşlar Ya-
sası (Medeni Kanun) tasansı-
nın maddeieri görüşülürken
kendisıne sorulan "fmam ni-
kâhı ileyaşamazina mıdır" so-
rusuna, "Zinadır" diye yanıt
vermesı üzerine kimi kesim-
lerde bir hareketlilik başladı.
Konu hemen ele alındı. Tür-
ktye^nin gündemine oturan
"kriz" olmasa başlatılan tartış-
ma gundeme yerleştirilecek-
ti, ama yıne de imam nikâhı-
nı temize çıkarma çalışmala-
rı bılinen basın ve belirli çev-
relerce yürütüldü.
Oysa geride bıraktığımız
2000 yılının son günlerinde
bir özel TV'deki izlencede or-
taya konan yine nikâhla ilgili
bir öneri hıç kimsenin tepki-
sini çekmedi.
önenyi yapan ilim adamımız
hızını alamadı, 17 Aralık 2000
tarihli Hürriyet gazetesine de
kocaman bir demeç verdi; bu
ilahiyat profesörü özetleşöy-
le diyordu:
"Erkekler çifte nikâh kıydı-
rabilmelidirier; kanun yapıcı
böyle bir şartı koyabilir; ben
inanıyorum ki insanlık birgün
bunu deneyecek (!); ne var
bunda? Eş ızin veriyorsa bize
ne..."
Dini algılamada -daha doğ-
rusu uygulamada- öne sür-
düğü akılcı, kolaylaştırıcı yak-
laşımlanyla özellikle aydın çev-
re kadınlarınca pek tutulan,
dahası "baş tacı" edilen ünlü
ilahiyat profesörünün ciddi
ciddi yaptığı bu öneriye şu iki
ay içinde hiçbirtepki gelme-
mesi şaşırtıcı değil midir?
TV kanallarının paylaşama-
dığı bu ilahiyatçının yaptığı iz-
lencelerde yer alan, yakala-
nnda Atatürk rozeti takılı çağ-
cıl kadınlanmız, kendisinin bu
"ferva"sını da kabul edip iç-
lerine sindirdiler mi acaba?
Günlük baskı sayısıyla övü-
nen gazetelerce, köşe yazar-
lannca övgüye boğulan ilim
adamı, bir Cumhuriyet gaze-
tesincedesteklenmemişti; ne
var ki, o da gerçekleşti; "çift
eş"önerisinin yapıldığı günler-
de üniversite hocası bir köşe
yazarımızca değeri vurgulan-
dı, hem de ilahiyatçının hiçbir
kitabını okumadığı itirafı ile...
Bunlann yazılmasının ne-
deni, bu öneriyi yapanın öyle
sıradan biri olmadığı, söyledik-
leri toplumun önemli bir bö-
lümünce ilgiyle karşılanıp des-
teklenen bir ilahiyatçı oldu-
ğunu anımsatmak içindir.
Üzücü olan, Yurttaşlar Ya-
sası'nın (Medeni Kanun) ka-
bulünün 75'inci yılında yapı-
lan bu önerinin, yalnızca bu
devrim yasasının özüne ters
düşmekle kalmadığını, çağ-
ctl adalet anlayışının temelini
oluşturan, başka bir deyişle,
dine dayanmayan laık yasa-
ların özünü belirleyen "eşit-
lik" ilkesine aykırı olduğunu
-hukuk eğitimi de alan- bu ila-
hiyat profesörünün bilir olma-
sıdır...
Ama öyle anlaşılıyor ki bu
öğretim üyesi yıllar önce or-
taya attığı ve dinde yeniden
yapılanma" dediği görüşünün
hedefini oluşturan "Kuran'a
dönüş"ü, böylece somut bir
adımla gerçekleştirme yolunu
deniyor.
Ayrıca "çift eş" önerisine
ses çıkmadığına göre "sükût
ikrardan gelir" saptamasına
dayanarak yakın bir gelecek-
te "dörtlü eş" fetvasını da ve-
rebilir...
İlahiyat profesörünün bu
yolda destekleneceğine güve-
ni tam; o, aydın kadınlann ken-
disini yalnız bırakmayacakla-
rını adı gibi biliyor; bunu öne-
risinde yer alan "Eş izin veri-
yorsa..." vurgulamasıyla açık-
ça belirtmiş.
öte yanda zamanlama da
hıç yabana atılır gibi değil;
YurttaşlarYasası (Medeni Ka-
nun) değışiklığinın gündeme
gelip çalışmaların sürdürül-
düğü, değişıklık tasarısının
Meclis komisyonlarında ele
alındığı bir dönem...
Kuşkusuz bundan da daha
önemlisi tohumun bir kez top-
rağa atılmasıdır; bunu yapan-
ların sonsuz sabırlan olduğu,
tarihsel bir gerçek olarak hiç
unutulmamalıdır.
Ne var ki bu devrim yasa-
mızın kabulünün 75. yılı kut-
lamaları, yasanın tarihsel ger-
çekçesine, "Dinehakaretedi-
yor" savıyla karşı çıkılarak ge-
rekçeyi tırpanlama isteğiyle, bu
'çrfteş" önerisiyle, Mecefle'ye
duyulan büyük özlemin sergi-
lenmesiyle -ne yazık ki- karar-
tıldı.
HAYVANLAR ÎSMAJL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com
KtM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behhak@turk.net
ÇtZGÎLlK KÂMtL MASARACI
ftefcn, '*A "V*''.\\
HARBİ SEMİH POROY semlhporoy@yahoo.com
tLAN
T.C.
ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
2000/1564
Davacı Resan tris tarafından mahcur Fahriye Karahocaoğlu
aleyhine açılan vası tayını davasmda venlen karar uyannca;
Istanbul, Beyoğlu, Şehıtmuhtar Mahallesı, cilt 38, hane 160'ta
nüfusa kayıtlı, Hasan Mehmet ve Makbule'den olma, 1911 d.lu
Fahnye Karahocaoğlu M.K.'nin 355. maddesi uyannca vesayet al-
tına alınmış olup, kendisine mahkememızuı 14.02.2001 gün,
2000/ 1564 esas, 2001/148 sayılı karan ile Istanbul, Beşıktaş, Be-
bek Mahallesı, cilt 5, hane 426'da nüfusa kayıth Celil Refık ve Tel-
güzar'dan olma 1956 d.lu Resan Ins, vasi tayinı edılmıştır.
Keyfıyet ılan olunur. 14.02. 2001
Basın: 10593
KFİZ'-V^K»
TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN lMart
TANZiMAT EDBBİYATINDA BATIU ANUMŞ.
f04?'D£ 8USÜM,
/Vf
NAMK KBM4L YÖN£TfMİMD£Kİ
sirvpe >AZAAAY4 SAÇIAMIÇ YE ON&AN ÇO/Z
SfKKAÇ m. SOtJ&i tCEN&tSINİ 7MAAAMEAJ ET>egiXAT4 AOA-
/ ÖJ 8MT7LI <4V-
BU KOMUÛA, £SKI
MU/VU-fM A/MCf IC£ ÜZUA/ TA&rtŞMACAM GİKMİŞ,
çjKMfşrr. "se*
fLG/LEN£A/
'soeBirAT-f cE&oe' ye/Ytt.
&O£MASTA/M ÖUOJLÜK enu/çrf.
VET-f
DÜZ ÇtZGİ
UMİT ZtLELİ
Civcivlerin ÖlümüLMudurnu'yu bilir misiniz?.
Hani şu adı tavukla özdeşleşmiş, etrafındaki köy-
leriyle birlikte 30 bin Türk yurttaşının yaşadığı Bo-
lu ili Mudurnu ilçesinden söz ediyorum...
Şu sıralar Mudurnu ve çevresinde milyonlarca
tavuk ve civciv bakımsızlıktan, yemsizlikten, aç-
lıktan ölüyor!.
-ölen hercivcivle birlikte Mudurnu'nun ruhu da
ölüyor!..
Çünkü, ekonomik yaşamın tamamen bağlı ol-
duğu ünlü Mudurnu Tavukçuluk batıyor... O bat-
tığı için, tesislerde çalışan (ve de bir bölümü za-
ten işten çıkanlmış) 2 bini aşkın işçi de batıyor...
Yörede tavuk yetiştiren yaklaşık 3 bin 500 çiftli-
ğin 2 bin tanesini işleten köylü de batıyor... İşçi
ve köylü battığı için onlara kredili mal satan be-
yaz eşyacı, marketçi, giyim mağazası sahibi, ya-
ni esnaf da batıyor...
Koskoca Bolu, Düzce, Adapazan bölgesi, Göy-
nük'ten Seben'e, Nallıhan'dan Akyazı'ya kan ağ-
lıyor...
Mudurnu'da göç başlamış bile.. Kimi işsiz kal-
dığı, kirasını ödeyemediği için boynu bükuk göç
ediyor... Kimi ise aylardır uçan kuşa bile borçlan-
dığı için bir gece yarısı ilçeyi gizlice terk ediyor.
Kaçtığı anlaşılmasın diye evinin perdelerini geri-
de bırakarak!...
Peki, on binlerce insanı sefalete iten, bir bölü-
münü yerinden yurdundan eden, milyonlarca ta-
vuğun ve civcivin ölüme terk edilmesine neden
olan bu batışın mali boyutu ne?. Yöre nasıl kur-
tulur?. Hemen söyleyelim:
Soygun ve hortumlama düzeninin yüzlerce,
binlerce trilyonu yuttuğu, orta ölçekli işletmelere
destek olmak, kredi vermekle yükümlü Halk Ban-
kası'nın Murat Demirel'e 120 milyon dolar, Sa-
bah Grubu'na 187 milyon dolar kredi açtığı(!) bu
güzelim ülkede, Mudurnu Tavukçuluk yüksek fa-
iz yüzünden ve de 6.5 trilyon Türk Lırası kredi bu-
lamadığı için batıyor...
-Yani, bugünkü kurdan yaklaşık 7 milyon do-
lar!..
• • •
Bu yazıyı Mudurnu'dan yazıyorum...
önceki gün, Bolu'ya 50 kilometre uzaklıkta bir
vadi içinde yer alan bu ilçede bir gün boyunca
dolaştım. Her kesimden insanla konuştum. Pe-
rişanlığı ve çaresizliği gördüm... Kireç çukurlan-
na atılan binlerce civcivin dayanılmaz hüznünü,
ağlamamak için dudaklarını ısıran köylülerle bir-
likte yaşadım... Hiçbir suçu olmadığı halde gele-
ceği elinden alınan, yokluğa, yoksulluğa mah-
kûm edilen insanların dramına tanık oldum...
Bu insanlann ne suçu var?. Katrilyonlara varan-
hırsızlık ve yolsuzlukların, ülkeyi bir cenderenin
içine sokan IMF reçetelerinin, bu reçeteleri uygu-
layıp bir gecede tüm ülkeyi yüzde 40 oranında fa-
kirleştiren siyasilerin akıl almaz günahlannın han-
gi birinde bu insanlann bir nebze olsun payı var?..
Evet, civcivler ölüyor.. Ama çok daha vahim, çok
daha tehlikeli olan başka bir şey var; insanlann
ruhu ölüyor!.. Bu üikenin insanlan ruhunu kaybe-
diyor!.. Her şeye karşın iktidara tutunmaya çalı-
şanlar, "kuyudan adam çıkartmak" için en rezil pa-
zarlıklan bile göze alanlar. yolsuzluk dosyalannı
sumen altı edenler şunu hiç unutmasınlar;
-Bu günahın bedeli kolay ödenmezü
Bu üikenin aydınlık insanlan
Geçen Pazar günü Ankara'da Prof. Çetin Yet-
kin. Aytunç Altındal ve Metin Aydoğan'la bir-
likte Flaş Televızyonu'nda yayımlanan, yapımcı-
lığını ve sunuculuğunu avukat Nazmi Baran'ın üst-
lendiği "Ankara Günlüğü" programına katıldık.
Konu, Türkiye üzerine tehditler, küreselleşme,
irtica ve bu tehdıtlere karşı yeniden Müdafaa-i Hu-
kuk düşüncesi ve örgütlenmesiydi. Bir buçuk sa-
atlik program süresinte ve sonrasında telefonlar
kilitlendü. Yurdun dört bir yanından arayan in-
sanlar benim iki haftadıryazdığım u
yenibirşey"e
olan özlemlerini anlattilar.
Görülüyor ki, bu halk artık kandırılmaya, uyu-
tulmaya, seçimden seçime parti baskanının em-
rettiği kişilere oy vermeye hayır diyor!.. Kişiliksiz,
bağımlı ve haysiyet dışı politikalara olan nefreti-
ni artık çekinmeden, açıkça gösteriyor.
-Demek ki, güzel günler o kadar da uzak de-
ğil!..
Eposta: uzileli@ixir.com
Faks: (0212) 287 42 41
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Arap müzı-
ğini andıran ve
kötü yazgıyı
konu edinen
bir mûzik tü-
rü. 2/ Şiirde
uyaktan sonra 5
yinelenen ay- 5
nı anlamdaki _
sözcük ve ek-
lere verilen 8
ad... Soyundan 9
gelinen kimse.
3/ Peygamberlerı
Hud'u dinleraedikleri 1
için Tanrı tarafından 2
yokedilenkavim...Yu- 3
nanmitolojısınde, içen- 4
leri ölümsüzlüğe ka- 5
vuşturantannıçkisi.4/
Yapı... Asma kûtüğü. j
5/ Batı Anadolu köy „
yiğidı...Tecrûbeli,us-
ta.6/Çirkinkimse. 7/
Bir şeyi oluşturan katlardan her biri... Eskı Mısır'da
güneş tanrısı. 8/ Futbaldo topun oyun alanı dışma
çıkması... Müstahkera yer. 9/ Evhlik dışı ilişkıcen
doğan çocuk, piç.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ginşık bezeme. 2/ Osmanlı ordusunda askerlik gö-
revini bıtirdıkten sonra yedeğe aynlan er... "Musta-
fa—": Ressamımız. 3/ Şöhret.. Kimi çıçeklenn ıçm-
de bulunan, anlann bal yapmak içm emdikleri tatlı
sıvı. 4/ Arapça eylem çatısını konu edinen kitap ve
bilim... Kalm ve enli diken. 5/ Kabadayı... Baş <o-
ban. 6/ Mısır. 7/ Bir tür börek... Radyum elemettı-
nin simgesı. 8/Hükümdarbaşlığı... "Cezmi —": At-
letimiz. 9/ Haram yollardan zengin olan kimse.