Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9ŞUBAT2001 CUMA
HABERLER
Sezer, irtica odaklannı yüreklendirebilecek Coşan'la ilgili kararnameyi onaylamadı
'Eşitlikle bağdaşmaz'
Devletin doruğunda yeni kriz
Sezer ırticaya
geçit vermedi
ANKARA (CumhuriyetBün»su)-Cum-
hurbaşkam Ahmet Necdet Sezer, Bfilent
Ecevitbaşkanlığındaki hökümetin, 28 Şu-
bat sûrecinde büyük darbe yiyen utica
odaklannı rejime meydan okumada yü-
reklendirebilecek kararına geçit vermedi.
Sezer, Nakşi lider Mahmut Esad Coşan ve
damadı AB Yücd Uyarel'in Sûleymaniye
Gamii'ne gömülmesine ilişkin kararna-
meyi anayasa ve yasalara aykuı bularak red-
detti. Sezer'in gerekçesi, hükümetin \fo-
sufBozkurtOzal'la ilgili işlemde, izin ka-
rarnamesüü definden sonra göndererek
Cumhurbaşkanı'nı imzalamak zorunda
bıraktığını ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı'nın Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Hûseyin Kıvnkoğlu'yla
haftalık olağan görüşmesi dün yapıldı.
Görûşme 1 saat sürerken Sezer'in Ece-
vit'le haftalık görüşmesinin gerçekleşme-
mesi dikkat çekti. Görüşmenin "Ecevit'in
yogun programı" nedeniyle ertelendiği
belirtildi.
3 sayfalık gerekçe
Hükümetin tarikat liderine ayncahk sağ-
lama arayışlan devletin doruğunda yeni bir
bunahmın yaşanmasma neden oldu. Nak-
şi lider Coşan ile damadı Uyarel'in cena-
zelerinin Sûleymaniye Camii'nin avlusu-
na gömülmesine izin veren Bakanlar Ku-
rulu karan Sezer tarafindan onaylanmaya-
rak 3 sayfalık gerekçeyle hükümete iade
edildi. Sezer'in iade karan. kamuoyuna
Cumhurbaşkanlığı Basm Merkezi'nde ya-
pılan kısa bir açıklamayla duyuruldu. Açık-
lamada, Cumhurbaşkanı'nın iade gerek-
çesini, söz konusu karann 1580 sayıli Be-
lediye Yasası, Mezarlıklar Hakkındaki Ni-
zamname, 1593 sayıli Umumı Hıfzışşjh-
ha Yasası, 2863 sayıli Kültür ve Tabial $
Varlıklannı Koruma Yasası ve anayasanın ''
10. maddesine aykın olmasına dayandır-
dığı belirtildi.
Peflndcn sonra kararname
Gerekçe, hükümetin Cumhurbaşkanlı-
ğı 'na yaptığı bir emrivakiyi de açığa çıkar-
dı. Buna göre, Yusuf Bozkurt Özal'ın Sû-
leymaniye Camii avlusuna defhine ilişkin
9 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu karan, J
Çankaya Köşkü'ne defin işlemi tamam- î
landıktan sonra sunuldu. Aynca AtiyeSel-
ma Ercihan adlı yurttaşm Şeyh Yahya
Efendi Camii bahçesindeki mezara defhi-
ne izin verilmesine ilişkin 10 Kasım 2000
tarihli karar da 2 ay gecikmeli olarak
Özal 'ın karanyla birlikte imzaya sunuldu.
Gerekçede, farklılık yarahnamak düşün-
cesiyle Ercihan'ın kararnamesinin de im-
zalandığı belirtilerek "Bakanlar Kuru-
lu'nca aynı yolda karariann alınması hu-
kuka aykınhğın ve yanhşhğuı gentşletilerek
sûrdürûlmesi anlanuna gekcektir* denıldi.
Haber Merkezi - Cumhurbaş-
kanlığı Basın Merkezi dün Cum-
hurbaşkanlığı Genel Sekreterli-
ği'nin Prof. Dr. Mahmud Esad
Coşan ve damadı Prof. Dr. AB Yü-
cel Uyarel'in Sûleymaniye Ca-
mii'nin bahçesine defhine ilişkin
Bakanlar Kurulu karannın hükü-
mete iade edilmesinin gerekçesı-
ni kamuoyuna duyurdu. Cumhur-
başkanhğı Genel Sekreten Kemal
Nehrozoğlu imzasını taşıyan yazı
şöyle: Avustralya-Sydney'de vefat
eden Prof. Dr. Mahmud Esad Co-
şan ile Prof. Dr. Alı Yücel Uya-
rel'in Istanbul ili, Sûleymaniye
Camii Haziresi'ne defhine izin ve-
rilmesine ilişkin 06.02.2001 gün-
lü Bakanlar Kurulu Karar Tasla-
ğı incelenmiştır.
3 Nisan 1930tarihh, 1580 sayı-
li Belediye Kanunu'nun 15. mad-
desınin beşinci bendinde "Bete-
diye mezariıklan ve fenni cenaze
yıkama yerleritesisve idare etme-
yi ve bekdiyeterce gösterikn me-
zaıtklardan başka yertereölügöm-
dünneme" beledıyelerin görev-
leri arasında sayılmakta; anılan
yasaya dayanılarak çıkanlan Me-
zarlıklar Hakkındaki Nızamna-
me'nin 5. maddesinde de "Bele-
diyece tespit ohınan umumi me-
zarhktan başka yerlereölügömül-
mesiyasakur" bıçıminde açık, ke-
sın ve buyurucu bir kurala yer ve-
rilmektedir. Sözü edılen maddenin
ikinci fikrasında, "UmumiHıfzıs-
sıhha Kanunu'nun 211 ve 218.
• Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Mahmud Esad
Coşan ve damadının Sûleymaniye Camii'ne gömülmesine
ilişkin kararnameyi anayasa ve yasalara aykın buldu.
Cumhurbaşkanı Sezer'in hükümete gönderdiği iade karan
gerekçesinde "kimilerine hiçbir haklı neden
bulunmamasına karşın. aynk işlem yapıhnasımn eşitlik
ilkesiyle bağdaşmayacağı kuşkusuzdur" denildi.
maddelerine göre yapüacak mu-
ameleler bu hükümden nıiistesna-
dır" denılerek belırtılen kuralın
aynk durumu gösterilmıştir.
'Pefln koşulları açık'
24.04.1930 günlü, 1593 sayıli
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun,
Kararname Taslağı'na da daya-
nak tutulan 211. maddesinde, ge-
nel mezarlıklar dışındakı yerlere
hangı koşullarda ölü defhedılebı-
lecegi konusuna daha da açıklık ge-
tirilmektedir. "Mezarlık ittihaz
oiunanyerierden başka yerlere ötû
defhi memnudur. Fevkalade haDer-
de ve sıhhi mahzur me\ cırt olma-
d^takanrfeicravekflkriheyetika-
ranylamuayyenvernalummezar- ;
hklarharicinde ölü defhine müsa- .
ade olunur" hükmünü taşıyan bu
maddenin bınncıtümcesı.tüzüğün |
5. maddesine koşut bir düzenleme \
getirmekte ve beledıyelerce tesis
edilen mezarhklardan başka yer-
lere ölü deminin yasak olduğunu
vurgulamaktadır.
Maddenin ikinci tûmcesi
ile Bakanlar Kuru-
lu'natanınan
aynk yetkinin ise mutlak olmayıp,
kımi koşullara bağh tutulduğunu
behrtmek gerekir. Buna göre, Ba-
kanlar Kurulu savaş, deprem, sel
baskını, salgın hastalıklar veya
benzeri doğal afetler gıbı "olağa-
nüstü durumlarda'' ve "sağhkyö-
nündensakmca bulunmamasr ko-
şuluyla beledıyelerce tesis edilen
mezarkklardan başka yerlere ölü
defhine ızın verebilecektir.
"Hukuksal dayanak yok*
Avustralya-Sydney'de vefat eden
ve Kararname Taslağıyla Istanbul
ilindeki bele-
diye me-
Ik zarlıkla-
* nndan
başka bir
yere def-
nedilme-
si öngörü-
lenkişile-
re 1593
sayüıyasa-
nın 211.
madde-
Hükümetin
emrivakisi
Sezer'in gerekçesi,
hükümetin daha önce
yapüğı bir emrivakiyi de
açığa çıkardı. Buna
göre, Yusuf Bozkurt
vÖzaTın Sûleymaniye
Camii avlusuna defhine
ilişkin 9 Ocak tarihK
Bakanlar Kurulu
karan, Çankaya
Köşkü'ne defin işlemi
tamamlandıktan sonra
sunuldu. Gerekçede "Atiye
Selma Ercihan isimK
vatandaşunızuı Şeyh
Yahya Efendi Camii
bahçesindeki
mezara defhine izin verilmesine
Uişldn 10.11.2000 günlü
Bakanlar Kurulu Karan ise
Yusuf Bozkurt ÖzaTın
karanyla birlikte aynı gün
imzaya sunulduğu için ve
farkhhk yaratmamak
düşüncesiyle
imyfllşınınışlarriır" denilrii.
sinin ikinci tûmcesindeki aynk
kurahn uygulanmasını gerektire-
cek yasal koşullar oluşmamıştır.
Dolayısıyla, 1593 sayıli yasanın
211. maddesınin Bakanlar Kuru-
lu Karar Taslağı'na hukuksal da-
yanak yapılması uygun değildir.
Danıştay Dava Daıreleri Genel
Kurulu'nun ömeği ekli 24.12.1976
günlü, E: 1975/384, K: 1976/360
sayıli karan konunun hukuksal
yönlerine yeterince açıklık getir-
mektedir. Kaldı ki Sûleymaniye
Camii korunması gerekli bir kül-
tür varhğı olup; bu caminin bulun-
duğuyarun ada sur içi alanı Istan-
bul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Kurulu'nun
ömeği ekli 12.07.1995 günlü, 6848
sayıli karanyla "kentsel ve tarihi
SfT, kentsel ve arkeolojik SİT ve
sur-u sultani içinin 1. derecede ar-
keoiojikSİT alanı" olarak kabul ve
ılan olunmuştur.
21.07.1983 günlü, 2863 sayılı
Kûltûr ve Tabiat Varlıklannı Ko-
ruma Kanunu'nun 3386 saydı ya-
sa ile değişik 9. maddesinde. "Ko-
ruma Yüksek Kurulu'nun ilke ka-
rarian çerçevesindekorumakurut-
lannca ahnan karariara aykın ola-
rak korunması gerekli taşınmaz
kültür vetabiatvarhldannda, her
çeşitinşaivefîziki müdahalede bu-
hınmakbunlan>ıenkknkullanıma
açmak veya kullanımlannı degiş-
tirmek yasakür. Onanm, inşaat,
tesisat, soodaj, kısmen veya tama-
men yıkma, kaa ve>'a benzeri iş-
ler inşai ve fizüd müdahale
sayıhr" denilmekte olup Sû-
leymaniye Camii Hazire-
si'ne defin izni venhne-
sinin yukanda belirti-
len yasal kural ve ka-
rara aykınlık oluş-
turduğu açıknr.
'Her yurttas
e$lttlr'
Öte yan-
dan, anayasa-
nın "Kanun
önündeeşitfik''
başlığını taşıyan
10. maddesinde,
Herkes, dil ırk,
renk, cinstyet, siya-
si düşünce, felsefi
inanç, din, mezfaep ve
benzeri sebeplerie ay>
nm gözetihneksizin ka-
nun önünde eşittir. Hiç-
Koca Sinan, Sûleymaniye'nin 'tarikatçılara' karşı da korunmasını istemişti
Sinan'ın vasiyetine de uymacMar
OKTAYEKtNCt
Bakanlar Kurulu kararlanyla gömülen
"ayncahkh'' kişilerin mezarlan yüzün-
den "hazire'' niteliğini de yıtirmeye baş-
layan Süleynıaııiyekülliyesindekı tarihi gö-
müt alanı. Mahmut Esad Coşan ıçın de
aynı karann alınmasıyla birlikte giderek
bir "tarikatriyaretgâhı"*yapılmak isteni-
yordu.
Oysa, cumhuriyetin laiklıği ve yurttaş-
lann kanun önünde eşıthğını esas alan
sosyal hukuk devletı ilkelerini gözeten
temel "devrim yasalarmın"" yanı sıra Sû-
leymaniye Camisi'ni bu ülkeye kazandı-
ran Mimar Sinan'ın 440 yıl önce yazıp
bıraktığı "vasiyeti" de Bakanlar Kuru-
lu'nun bu karanyla "ihlâT edilmiş olu-
yordu. Sinan'ın Sûleymaniye Vakfiye-
â'nde yer alan ve Sûleymaniye Küllıye-
si'nin "yönetimijie'' ilgili kurallan belir-
lediği vasıyetınde, bu eserin haziresine
gömülebilecekler bir yana, camide
"imanT olarak görev yapacaklann bile "ta-
rikatçı olmamalannı" sağlayacak koşul-
lar tanımlanıyor. Sinan'ın 1550-1557 yıl-
lannda Sûleymaniye Külliyesi'ni inşa et-
tiği dönem, aynı zamanda Osmanlı'nın da
Kanuni SuHan Sülevman yönetimindekı
"büime ve sanata" büyük değer verildıği
çağlanydı* Istanbul'da Ayasofj'a'dan son-
raki en büyük kubbenin dört ağır paye
ûzenne oturtulmasıyla inşa edilen Sûley-
maniye'de, dönemin en ûnlü bezeme us-
talan sanatlannın doruğuna çıktılar. 53 m.
yüksekliğindeki dev bina, bulunduğu te-
pe üzerinde gösterişli ama gözü tırmala-
mayan ve Istanbul'un (Suriçi'nin) hare-
ketli topoğrafyasıyla "ritmik bir uyum"
sağlayan zarafette, Sinan'ın ve yardımcı-
lannın üstün becerilenyle "insanhğa" ar-
mağan edıldı. Bu armağanın öncelıkle
"bilimin ve yaraocılığın'' ürünü olduğu-
nu vurgulayan en anlamlı jestlerden biri,
Kanuni'nin caminın açılışını kendisi de-
ğil, "Sinan'a yapornuş" olmasıdu-.
Sinan'ın ise böylesi bir yapıtın "büim
ve sanat dûşmanlanna" karşı korunması
ve özellikle de tüm ınsanlığa adanan ev-
rensel bir değerin ^tarikat saplantdan-
tLer anıtsal camideki
'hazire'gibi
Sûleymaniye 'nin
haziresi de yasalara göre
'tarihsel
dokunulmazlığa' sahip.
Hükümetin bu yasal
kuralı şimdi de bir
'tarikat liderinin mezarı'
için delmesi, Mimar
Sinan 'ın benzer
tarikatlara karşı 440 yıl
önce getirdiği
'önlemleri' de çiğnemiş
olacaktL
na" karşı gözetilmesi için duyduğu has-
sasıyet "vasvetinde" açığa çıkıyor.
Işte Koca Sinan'ın, Sûleymaniye Vak-
fiyesı'nde sıralanan ve Sûleymaniye Ca-
misi "ne "Idmlerin imam olabileceğini'' ta-
nımladığı koşullar:
1- Afct ilimlerini ve yüksek iümleri bi-
lecektir. (Bilim insanı)
2-Arapça\iveFarsca>ıbilecektir.(EXiz-
gün konuşacak)
3- Onlann yanmda Latince>i bflecektir.
(Entelektüel)
4-Kefere dini (Hıristıyanlık) iledinimiz
Islanu. muka>eseli (kıyaslayacak düzey-
Sinan, eseri Süfeymaniye'yi hüzûnle se>Tediyor._
de) olarak büeeektir.
5- Ata binecek, spor yapacak, güzel gö-
rünüşlü olacakvegüzel ghinecektir. (Top-
luma ömek)
6- Evtenmiş olacak, kansı bir tane ola-
cakvegûzdbirkadmotacakbr. (Başka ka-
dınlarla da evlenmemesı için)
7- Üm-i teşrihi (ınsan yapısı bilimi) bi-
lecektir.
8-Gündetikolarakdabuimama 15.000
akce verflecektir. (Aynca cemaatten para
almaması için).
16. yüzyıl koşullanndaki en "a\dmük"
ve "Derid" insanı seçmek için getirilen bu
koşullan "bugün bile dışlayan" tarikatçı
kesimlere hoş görûnmek aduıa Bakanlar
Kurulu'nca alınan son karar. "kendi me-
zanm bile Sûleymanhe külliyesi içinde
yapmayan'' Sinan'ın vasiyetindeki "tarih-
sd mesajla" birlikte, çağdaş Türkiye'nin
"KükürdMirası KorumaHukuku" ile de
çelişiyordu. Çûnkü tarihi camilerdeki, sa-
dece o caminin geçmişiyle ıüntüi tarih-
sel kişiliklenn gömülü olduğu küçûk ve
sınırlı mezarlıklara "hazire'' deniyor. Ha-
zireler ise tıpkı diğer kültür varlıklan gi-
bi, 2863 saydı yasaya göre "devletmalı''
sayılıyor ve "devtetin koruma sorumlu-
luğu" altında bulunuyor. Bakanlar Kuru-
lu, ulusal tarihin "siyasi istismar'' konu-
su yapılmasına onay vermiş oluyordu...
Bu nedenle Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in duyarlılığı büyûk bir
yanhşı durdurmakla kalmıyor, Sinan'ın va-
siyetıyle birlikte ülkenın ve devletin çağ-
daş saygınhğını da kurtarmış oluyor...
ya suufa imtiyaztanınamaz,
Devlet organları ve idare
makamlan bütün işlemle-
rinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak ha-
reket etmek zorundadu"-
lar" denilmektedir. Dili,
cınsiyeti, siyasi düşüncesi,
felsefi inancı ne olursa ol-
sun tüm yurttaşlanmız öl-
düklerinde beledıyelerce
tesis edilen mezarlıklara
gömülürken kimilerine, hiç-
bir haklı neden bulunma-
masına karşın aynk işlem
yapılmasının eşitlik ilke-
siyle bağdaşmayacağı kuş-
kusuzdur.
Yusuf Bozkurt Özal'ın
Istanbul ili, Sûleymaniye
Camii Haziresi'ne defhine
ilişkin 09.01.2001 günlü
Bakanlar Kurulu Karan,
adı geçenin, karann Cum-
hurbaşkanlığı makamına
sunulduğu tarihte esasen
defnedilmiş olması göz
önünde tutularak; Atiye
SeknaErcihan isimli vatan-
daşımızın ölümünden son-
ra Istanbul ili, Beşiktaş il-
çesi, Çırağan Caddesi, Yah-
ya Efendi Sokağı'nda bu-
lunan Şeyh Yahya Efendi
Camii bahçesindeki me-
zara defhine izin verilme-
sine ilişkin 10.11. 2000
günlü BakanlarKurulu Ka-
rarı ise Yusuf Bozkurt
Özal'ın karanyla birlikte
aynı gün imzaya sunuldu-
ğu için ve farklılık yarat-
mamak düşüncesiyle imza-
lanmışlardır.
Bakanlar Kurulu'nca ay-
nı yolda karariann alınma-
sı, hukuka aykınlığın ve
yanlışlığın genişletilerek
sürdürülmesi anlamına ge-
lecektir.
Sayın Cumhurbaşkam-
mız, yukanda belirtilen ne-
denlerle 06.02.2001 gün-
lü, 2001/2007 sayıh Ka-
rarname Taslağı 'nın ünza-
lanmayarak geri gönderil-
mesini emretmişlerdir.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Marx Hep Güıutemdeydi...
5 Şubat günlü Milliyet'te, "Karl Marxy/ne 'in' mi
oldu?" başlıklı koca bir sayfa.
Gazetenin yazarlarından Meral Tamer, önceki
günlerde, Davos'takı Dünya Ekonomık Fonjmu'rKJan
haberler venrken, toplantıyı açan Isviçre Cumhur-
başkanı Marrtz Leuenberger'ın, katılımcılardan bir
uğultu yükselmesine yol açan şu cümlelerini de nak-
lediyordu biryazısında: "BugünartıkKarlMarx'tan,
herhangi bir korku duymadan alıntı yapılabiliyor.
Hatta Davosta bile. Entemasyonalizmin babasını
biz bugün globalleşmenin de erken birsavunucu-
su, dolayısıyla da VVEF'in (Dünya Ekonomik Fonı-
mu) atası kabul edebiliriz."
Doğruydu Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri. Ger-
çekten, Marx ve Engels, 1848'de yayımladıklan ün-
lü Komünist Manifesto'öa, kapitalizmin dünya ça-
pındaki yayılışını, burjuvazinin oynadığı rolü -hem de
övgüyte- belirtiyorlardı. Gerçi bununlayetinmiyor, ko-
nunun başka yanlanna da değiniyor ve onlan da bir
sonuca bağlıyorlardı. Olsun, işin içinde Isvfçre Cum-
hurbaşkanı'nın kimi söyledikleri de vardı.
Gazete, işte bu sözleri, sonra 2000 yılında gerek
dünyada gerek Türkiye'de birbiri ardına çıkan kitap-
lan da bahane edip bu sayfayı hazırlamış. "Ne ol-
du da, Manc yine akıllara takıldı" diye, kimi yazar,
politikacı ve işadamlanna da düşünceleri sorulmuş.
Bir-iki aptalca çıkışın dışında, onlar da sayfayı gü-
zelleştiriyorlar.
Meral Tamer'e ne kadar teşekkür etsek azdır...
•
Okurlara hatırlatmanın gereği yok, Beriin Duvan
yıkılırken yükselen sevinç çığlıklan arasında şu da
vardı: "Manc öldü!" Sapla samanı birbirine kanştı-
np atılan bu haykınşlar bir süre etkili de oldu. Onu,
sözdefikiralanında payandalamak isteyenler çıktı
ortaya: Biri, "Tarihin Sonu"nun geldiğini ilan eder-
ken, bir başkası "Uygariıklar Savaşı"ndan söz et-
meye başladı. Tartışmayı gerçeklikleralanından kay-
dınp "Büyükinsanlık"\ aİdatmaya yönelık kavram kar-
maşası bugün de sürüyor.
Ne var ki, ayaklar hafif hafıf de suya değer halde.
Sanayileşmiş ülkelerin kendi sosyal soaınlan; dün-
yamızın zenginlerini ve yoksullannı karşı karştya ge-
tiren evrensel adaletsizlikler, ister istemez "muzaf-
ferkapitalizm"i sorgulamaya götürüyor. Bu arada agır-
lığını duyuran bir şey daha var Düşünen insanlar,
bütün bu olup biteni bütünlüğüne açıklayacak bir
"fikriçerçeve", giderek bir "siyasal amaç"ın aranı-
şı içinde. Vaktiyle, Marksizm bir "referans siste-
m/"ydi aydın dünyası için. Yoğun propaganda, bir
süre gözlere birduman perdesi çekmeyi başardı; ama
yeri de doldurulamadığı için, düpedüz "entelektü-
el rahatsızlık" başlamıştı. Bu durumda ilk hatıriana-
nın Marx'ın olmasından daha doğal ne olabilir?
Paris üniversitelerinden birinde öğretim üyesi olan
ftlozof Daniel Bensaid de, Marx'ı yeniden yorum-
layanlardan biri. Filozof, Marksizm söz konusu ol-
dukta çağımızın gerçeMiğını pek çarpıcı biçimde özet-
lerken şöyle der: "Manc'la düşunmek, Marx'a karşı
düşünmek, ama onsuzasla!"
Böylece, Manc yalnız güncel değil, ne olursa ol-
sun kendini dayatıyor da: Karşımıza da alsak hesap-
laşmamız onsuz mümkün değil. Pekı nereden geli-
yor bu? Doğrulan araştırmada önümüze koyduğu
düşünme yönteminin sağlamlığından! Çağımızın so-
runlannı, "materyalist diyalektik" yöntemle, ancak
onunla anlayabiliriz. Vaktiyle Sartre, Marksizme ba-
kıp "Zamanımızın aşılmaz felsefesı" derken, en baş-
ta kastettiği de buydu. Marksizmden yola çıkan -ya
da çıktığını söyleyen!- kimi siyasal rejimlerin başa-
nsızlığı, bu gerçeği gölgeleyemez.
Akla karşı akımlann salgınına uğramış, üstelik din-
sel metafiziğe dayanıp topluma mesaj verenlerin ci-
rit attığı ülkemizde, aydınlann üzerinde önemle dur-
ması gereken bir konudur bu yöntem sorunu.
Bu sorunu, ama en başta bunu "ıskala"d\k\
önce Descartes'ı ve Bacon'ı vaktinde özümse-
yemedik. Onlardan üç yüzyıl sonra, insanlığa yeni
bir düşünme yöntemi sunmuş olan bir dünya görü-
şünün inceliğinı ise, anlamak şöyle dursun, bir "za-
bıta vakası" olarak gördük. Öyle olunca sağımız ge-
ricileşti, solumuz da güdük kaldı. Çoğu Marksisti-
miz için bile Marksist yöntem demek, silahı kapıp
"Kışlık Saray'a yûrüme" demektir; "biçimsel man-
tık"a karşı "diyalektikmantık"\n sağladığı temel kül-
türden de yoksundur, ufuk zenginliğinden de...
Bugün Batı'da, bu dünya görüşü, her tüıiü resmi
felsefenin uzağında, giderek şu ya da bu iktidann
aforozuyla karşılaşma kaygısını duymadan, nesnel
ve ağırbaşlı düşünce ve incelemelerin konusu olu-
yor yeniden.
Aslına bakarsanız, Manc hep gündemdeydi.
Gündemın dışında olan ise, bizdik!
Ama gündemi yakalamak, tartışmaya bir an ön-
ce katılmak zorundayız...
CHP'lilerden Sezer'e kutlama mesaji:
Tarikatdeğil hukuk devleti
olduğumuzıugösterdiniz
Haber Merkezi - CHP
Genel Başkanı DenizBay-
kal, Nakşibendi şeyhi
EsadCoşan ın cenazesınin
Sûleymaniye Camii'ne gö-
mülinesi için hazırlanan
Bakanlar Kurulu kararna-
mesini "kevfiveaynma"
bir işlem olarak niteleye-
rek hükümetin bazı çevre-
lerin oyuncağı haline gel-
diğini söyledi.
CHP PM üyelerinden
ve eski yöneticilerinden
bir grupta Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer'e,
Nakşibendi şeyhi Esad Co-
şan'm cenazesinin Sûley-
maniye Camii'ne gömül-
mesi için hazırlanan Ba-
kanlar Kurulu kararname-
sini geri göndermesi nede-
niyle bir kutlama mesajı
gönderdi.
PM üyeleri Mustafe Ga-
zakL/i>aHalis.HalilÇul-
haoğlu, eski yöneticiler
Bekir Yurdagül, Yiğit Gü-
löksüz, Orhan Veti Yridı-
nm, Etem Cankurtaran,
CdalTopkanveAydmEr-
doğanın imzasını taşıyan
mesajda, Sezer'e hitaben,
"Bu tutumunuzla Türki-
ye'nin büyük Atatürk'ün
belirtûgi gö)i bir tarikaüar
ûlkesideğS,birhukuk dev-
leti okluğunu gösterdiniz.
Hukuka ve laikliğe olan
bağuhğmız için sizi kutiar,
saygdar sunanz" denildi.
Baykal: Ecevit,
Ozal'dan özür dflesin
CHP Genel Başkanı'da
Başbakan Bülent Ece-
vit'in daha önce bu tür
uygulamalardan şikâyet-
çi olduğu Turgut
Ozal'dan "özür dileme-
si" gerektiğini ıfade ede-
rek şunlan kaydetti: "Ma-
alesef bir hukuk devleti-
ne uygun düşmeyen key-
fi ve avnmcı işlemler uy-
gulanıyor. Ciddi bir hü-
kümete bu tür işlemler
yakışmaz. Bugün gefinen
noktada, saym başbaka-
nın daha önce bu tür uy-
gulamalanndanşikâyet-
çiolduğuTurgutOzal'dan
özürdilemesi gerekmek-
tedir."