26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9ŞUBAT2001 CUMA HABERLER Sezer, irtica odaklannı yüreklendirebilecek Coşan'la ilgili kararnameyi onaylamadı 'Eşitlikle bağdaşmaz' Devletin doruğunda yeni kriz Sezer ırticaya geçit vermedi ANKARA (CumhuriyetBün»su)-Cum- hurbaşkam Ahmet Necdet Sezer, Bfilent Ecevitbaşkanlığındaki hökümetin, 28 Şu- bat sûrecinde büyük darbe yiyen utica odaklannı rejime meydan okumada yü- reklendirebilecek kararına geçit vermedi. Sezer, Nakşi lider Mahmut Esad Coşan ve damadı AB Yücd Uyarel'in Sûleymaniye Gamii'ne gömülmesine ilişkin kararna- meyi anayasa ve yasalara aykuı bularak red- detti. Sezer'in gerekçesi, hükümetin \fo- sufBozkurtOzal'la ilgili işlemde, izin ka- rarnamesüü definden sonra göndererek Cumhurbaşkanı'nı imzalamak zorunda bıraktığını ortaya koydu. Cumhurbaşkanı'nın Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Hûseyin Kıvnkoğlu'yla haftalık olağan görüşmesi dün yapıldı. Görûşme 1 saat sürerken Sezer'in Ece- vit'le haftalık görüşmesinin gerçekleşme- mesi dikkat çekti. Görüşmenin "Ecevit'in yogun programı" nedeniyle ertelendiği belirtildi. 3 sayfalık gerekçe Hükümetin tarikat liderine ayncahk sağ- lama arayışlan devletin doruğunda yeni bir bunahmın yaşanmasma neden oldu. Nak- şi lider Coşan ile damadı Uyarel'in cena- zelerinin Sûleymaniye Camii'nin avlusu- na gömülmesine izin veren Bakanlar Ku- rulu karan Sezer tarafindan onaylanmaya- rak 3 sayfalık gerekçeyle hükümete iade edildi. Sezer'in iade karan. kamuoyuna Cumhurbaşkanlığı Basm Merkezi'nde ya- pılan kısa bir açıklamayla duyuruldu. Açık- lamada, Cumhurbaşkanı'nın iade gerek- çesini, söz konusu karann 1580 sayıli Be- lediye Yasası, Mezarlıklar Hakkındaki Ni- zamname, 1593 sayıli Umumı Hıfzışşjh- ha Yasası, 2863 sayıli Kültür ve Tabial $ Varlıklannı Koruma Yasası ve anayasanın '' 10. maddesine aykın olmasına dayandır- dığı belirtildi. Peflndcn sonra kararname Gerekçe, hükümetin Cumhurbaşkanlı- ğı 'na yaptığı bir emrivakiyi de açığa çıkar- dı. Buna göre, Yusuf Bozkurt Özal'ın Sû- leymaniye Camii avlusuna defhine ilişkin 9 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu karan, J Çankaya Köşkü'ne defin işlemi tamam- î landıktan sonra sunuldu. Aynca AtiyeSel- ma Ercihan adlı yurttaşm Şeyh Yahya Efendi Camii bahçesindeki mezara defhi- ne izin verilmesine ilişkin 10 Kasım 2000 tarihli karar da 2 ay gecikmeli olarak Özal 'ın karanyla birlikte imzaya sunuldu. Gerekçede, farklılık yarahnamak düşün- cesiyle Ercihan'ın kararnamesinin de im- zalandığı belirtilerek "Bakanlar Kuru- lu'nca aynı yolda karariann alınması hu- kuka aykınhğın ve yanhşhğuı gentşletilerek sûrdürûlmesi anlanuna gekcektir* denıldi. Haber Merkezi - Cumhurbaş- kanlığı Basın Merkezi dün Cum- hurbaşkanlığı Genel Sekreterli- ği'nin Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan ve damadı Prof. Dr. AB Yü- cel Uyarel'in Sûleymaniye Ca- mii'nin bahçesine defhine ilişkin Bakanlar Kurulu karannın hükü- mete iade edilmesinin gerekçesı- ni kamuoyuna duyurdu. Cumhur- başkanhğı Genel Sekreten Kemal Nehrozoğlu imzasını taşıyan yazı şöyle: Avustralya-Sydney'de vefat eden Prof. Dr. Mahmud Esad Co- şan ile Prof. Dr. Alı Yücel Uya- rel'in Istanbul ili, Sûleymaniye Camii Haziresi'ne defhine izin ve- rilmesine ilişkin 06.02.2001 gün- lü Bakanlar Kurulu Karar Tasla- ğı incelenmiştır. 3 Nisan 1930tarihh, 1580 sayı- li Belediye Kanunu'nun 15. mad- desınin beşinci bendinde "Bete- diye mezariıklan ve fenni cenaze yıkama yerleritesisve idare etme- yi ve bekdiyeterce gösterikn me- zaıtklardan başka yertereölügöm- dünneme" beledıyelerin görev- leri arasında sayılmakta; anılan yasaya dayanılarak çıkanlan Me- zarlıklar Hakkındaki Nızamna- me'nin 5. maddesinde de "Bele- diyece tespit ohınan umumi me- zarhktan başka yerlereölügömül- mesiyasakur" bıçıminde açık, ke- sın ve buyurucu bir kurala yer ve- rilmektedir. Sözü edılen maddenin ikinci fikrasında, "UmumiHıfzıs- sıhha Kanunu'nun 211 ve 218. • Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Mahmud Esad Coşan ve damadının Sûleymaniye Camii'ne gömülmesine ilişkin kararnameyi anayasa ve yasalara aykın buldu. Cumhurbaşkanı Sezer'in hükümete gönderdiği iade karan gerekçesinde "kimilerine hiçbir haklı neden bulunmamasına karşın. aynk işlem yapıhnasımn eşitlik ilkesiyle bağdaşmayacağı kuşkusuzdur" denildi. maddelerine göre yapüacak mu- ameleler bu hükümden nıiistesna- dır" denılerek belırtılen kuralın aynk durumu gösterilmıştir. 'Pefln koşulları açık' 24.04.1930 günlü, 1593 sayıli Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun, Kararname Taslağı'na da daya- nak tutulan 211. maddesinde, ge- nel mezarlıklar dışındakı yerlere hangı koşullarda ölü defhedılebı- lecegi konusuna daha da açıklık ge- tirilmektedir. "Mezarlık ittihaz oiunanyerierden başka yerlere ötû defhi memnudur. Fevkalade haDer- de ve sıhhi mahzur me\ cırt olma- d^takanrfeicravekflkriheyetika- ranylamuayyenvernalummezar- ; hklarharicinde ölü defhine müsa- . ade olunur" hükmünü taşıyan bu maddenin bınncıtümcesı.tüzüğün | 5. maddesine koşut bir düzenleme \ getirmekte ve beledıyelerce tesis edilen mezarhklardan başka yer- lere ölü deminin yasak olduğunu vurgulamaktadır. Maddenin ikinci tûmcesi ile Bakanlar Kuru- lu'natanınan aynk yetkinin ise mutlak olmayıp, kımi koşullara bağh tutulduğunu behrtmek gerekir. Buna göre, Ba- kanlar Kurulu savaş, deprem, sel baskını, salgın hastalıklar veya benzeri doğal afetler gıbı "olağa- nüstü durumlarda'' ve "sağhkyö- nündensakmca bulunmamasr ko- şuluyla beledıyelerce tesis edilen mezarkklardan başka yerlere ölü defhine ızın verebilecektir. "Hukuksal dayanak yok* Avustralya-Sydney'de vefat eden ve Kararname Taslağıyla Istanbul ilindeki bele- diye me- Ik zarlıkla- * nndan başka bir yere def- nedilme- si öngörü- lenkişile- re 1593 sayüıyasa- nın 211. madde- Hükümetin emrivakisi Sezer'in gerekçesi, hükümetin daha önce yapüğı bir emrivakiyi de açığa çıkardı. Buna göre, Yusuf Bozkurt vÖzaTın Sûleymaniye Camii avlusuna defhine ilişkin 9 Ocak tarihK Bakanlar Kurulu karan, Çankaya Köşkü'ne defin işlemi tamamlandıktan sonra sunuldu. Gerekçede "Atiye Selma Ercihan isimK vatandaşunızuı Şeyh Yahya Efendi Camii bahçesindeki mezara defhine izin verilmesine Uişldn 10.11.2000 günlü Bakanlar Kurulu Karan ise Yusuf Bozkurt ÖzaTın karanyla birlikte aynı gün imzaya sunulduğu için ve farkhhk yaratmamak düşüncesiyle imyfllşınınışlarriır" denilrii. sinin ikinci tûmcesindeki aynk kurahn uygulanmasını gerektire- cek yasal koşullar oluşmamıştır. Dolayısıyla, 1593 sayıli yasanın 211. maddesınin Bakanlar Kuru- lu Karar Taslağı'na hukuksal da- yanak yapılması uygun değildir. Danıştay Dava Daıreleri Genel Kurulu'nun ömeği ekli 24.12.1976 günlü, E: 1975/384, K: 1976/360 sayıli karan konunun hukuksal yönlerine yeterince açıklık getir- mektedir. Kaldı ki Sûleymaniye Camii korunması gerekli bir kül- tür varhğı olup; bu caminin bulun- duğuyarun ada sur içi alanı Istan- bul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun ömeği ekli 12.07.1995 günlü, 6848 sayıli karanyla "kentsel ve tarihi SfT, kentsel ve arkeolojik SİT ve sur-u sultani içinin 1. derecede ar- keoiojikSİT alanı" olarak kabul ve ılan olunmuştur. 21.07.1983 günlü, 2863 sayılı Kûltûr ve Tabiat Varlıklannı Ko- ruma Kanunu'nun 3386 saydı ya- sa ile değişik 9. maddesinde. "Ko- ruma Yüksek Kurulu'nun ilke ka- rarian çerçevesindekorumakurut- lannca ahnan karariara aykın ola- rak korunması gerekli taşınmaz kültür vetabiatvarhldannda, her çeşitinşaivefîziki müdahalede bu- hınmakbunlan>ıenkknkullanıma açmak veya kullanımlannı degiş- tirmek yasakür. Onanm, inşaat, tesisat, soodaj, kısmen veya tama- men yıkma, kaa ve>'a benzeri iş- ler inşai ve fizüd müdahale sayıhr" denilmekte olup Sû- leymaniye Camii Hazire- si'ne defin izni venhne- sinin yukanda belirti- len yasal kural ve ka- rara aykınlık oluş- turduğu açıknr. 'Her yurttas e$lttlr' Öte yan- dan, anayasa- nın "Kanun önündeeşitfik'' başlığını taşıyan 10. maddesinde, Herkes, dil ırk, renk, cinstyet, siya- si düşünce, felsefi inanç, din, mezfaep ve benzeri sebeplerie ay> nm gözetihneksizin ka- nun önünde eşittir. Hiç- Koca Sinan, Sûleymaniye'nin 'tarikatçılara' karşı da korunmasını istemişti Sinan'ın vasiyetine de uymacMar OKTAYEKtNCt Bakanlar Kurulu kararlanyla gömülen "ayncahkh'' kişilerin mezarlan yüzün- den "hazire'' niteliğini de yıtirmeye baş- layan Süleynıaııiyekülliyesindekı tarihi gö- müt alanı. Mahmut Esad Coşan ıçın de aynı karann alınmasıyla birlikte giderek bir "tarikatriyaretgâhı"*yapılmak isteni- yordu. Oysa, cumhuriyetin laiklıği ve yurttaş- lann kanun önünde eşıthğını esas alan sosyal hukuk devletı ilkelerini gözeten temel "devrim yasalarmın"" yanı sıra Sû- leymaniye Camisi'ni bu ülkeye kazandı- ran Mimar Sinan'ın 440 yıl önce yazıp bıraktığı "vasiyeti" de Bakanlar Kuru- lu'nun bu karanyla "ihlâT edilmiş olu- yordu. Sinan'ın Sûleymaniye Vakfiye- â'nde yer alan ve Sûleymaniye Küllıye- si'nin "yönetimijie'' ilgili kurallan belir- lediği vasıyetınde, bu eserin haziresine gömülebilecekler bir yana, camide "imanT olarak görev yapacaklann bile "ta- rikatçı olmamalannı" sağlayacak koşul- lar tanımlanıyor. Sinan'ın 1550-1557 yıl- lannda Sûleymaniye Külliyesi'ni inşa et- tiği dönem, aynı zamanda Osmanlı'nın da Kanuni SuHan Sülevman yönetimindekı "büime ve sanata" büyük değer verildıği çağlanydı* Istanbul'da Ayasofj'a'dan son- raki en büyük kubbenin dört ağır paye ûzenne oturtulmasıyla inşa edilen Sûley- maniye'de, dönemin en ûnlü bezeme us- talan sanatlannın doruğuna çıktılar. 53 m. yüksekliğindeki dev bina, bulunduğu te- pe üzerinde gösterişli ama gözü tırmala- mayan ve Istanbul'un (Suriçi'nin) hare- ketli topoğrafyasıyla "ritmik bir uyum" sağlayan zarafette, Sinan'ın ve yardımcı- lannın üstün becerilenyle "insanhğa" ar- mağan edıldı. Bu armağanın öncelıkle "bilimin ve yaraocılığın'' ürünü olduğu- nu vurgulayan en anlamlı jestlerden biri, Kanuni'nin caminın açılışını kendisi de- ğil, "Sinan'a yapornuş" olmasıdu-. Sinan'ın ise böylesi bir yapıtın "büim ve sanat dûşmanlanna" karşı korunması ve özellikle de tüm ınsanlığa adanan ev- rensel bir değerin ^tarikat saplantdan- tLer anıtsal camideki 'hazire'gibi Sûleymaniye 'nin haziresi de yasalara göre 'tarihsel dokunulmazlığa' sahip. Hükümetin bu yasal kuralı şimdi de bir 'tarikat liderinin mezarı' için delmesi, Mimar Sinan 'ın benzer tarikatlara karşı 440 yıl önce getirdiği 'önlemleri' de çiğnemiş olacaktL na" karşı gözetilmesi için duyduğu has- sasıyet "vasvetinde" açığa çıkıyor. Işte Koca Sinan'ın, Sûleymaniye Vak- fiyesı'nde sıralanan ve Sûleymaniye Ca- misi "ne "Idmlerin imam olabileceğini'' ta- nımladığı koşullar: 1- Afct ilimlerini ve yüksek iümleri bi- lecektir. (Bilim insanı) 2-Arapça\iveFarsca>ıbilecektir.(EXiz- gün konuşacak) 3- Onlann yanmda Latince>i bflecektir. (Entelektüel) 4-Kefere dini (Hıristıyanlık) iledinimiz Islanu. muka>eseli (kıyaslayacak düzey- Sinan, eseri Süfeymaniye'yi hüzûnle se>Tediyor._ de) olarak büeeektir. 5- Ata binecek, spor yapacak, güzel gö- rünüşlü olacakvegüzel ghinecektir. (Top- luma ömek) 6- Evtenmiş olacak, kansı bir tane ola- cakvegûzdbirkadmotacakbr. (Başka ka- dınlarla da evlenmemesı için) 7- Üm-i teşrihi (ınsan yapısı bilimi) bi- lecektir. 8-Gündetikolarakdabuimama 15.000 akce verflecektir. (Aynca cemaatten para almaması için). 16. yüzyıl koşullanndaki en "a\dmük" ve "Derid" insanı seçmek için getirilen bu koşullan "bugün bile dışlayan" tarikatçı kesimlere hoş görûnmek aduıa Bakanlar Kurulu'nca alınan son karar. "kendi me- zanm bile Sûleymanhe külliyesi içinde yapmayan'' Sinan'ın vasiyetindeki "tarih- sd mesajla" birlikte, çağdaş Türkiye'nin "KükürdMirası KorumaHukuku" ile de çelişiyordu. Çûnkü tarihi camilerdeki, sa- dece o caminin geçmişiyle ıüntüi tarih- sel kişiliklenn gömülü olduğu küçûk ve sınırlı mezarlıklara "hazire'' deniyor. Ha- zireler ise tıpkı diğer kültür varlıklan gi- bi, 2863 saydı yasaya göre "devletmalı'' sayılıyor ve "devtetin koruma sorumlu- luğu" altında bulunuyor. Bakanlar Kuru- lu, ulusal tarihin "siyasi istismar'' konu- su yapılmasına onay vermiş oluyordu... Bu nedenle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in duyarlılığı büyûk bir yanhşı durdurmakla kalmıyor, Sinan'ın va- siyetıyle birlikte ülkenın ve devletin çağ- daş saygınhğını da kurtarmış oluyor... ya suufa imtiyaztanınamaz, Devlet organları ve idare makamlan bütün işlemle- rinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak ha- reket etmek zorundadu"- lar" denilmektedir. Dili, cınsiyeti, siyasi düşüncesi, felsefi inancı ne olursa ol- sun tüm yurttaşlanmız öl- düklerinde beledıyelerce tesis edilen mezarlıklara gömülürken kimilerine, hiç- bir haklı neden bulunma- masına karşın aynk işlem yapılmasının eşitlik ilke- siyle bağdaşmayacağı kuş- kusuzdur. Yusuf Bozkurt Özal'ın Istanbul ili, Sûleymaniye Camii Haziresi'ne defhine ilişkin 09.01.2001 günlü Bakanlar Kurulu Karan, adı geçenin, karann Cum- hurbaşkanlığı makamına sunulduğu tarihte esasen defnedilmiş olması göz önünde tutularak; Atiye SeknaErcihan isimli vatan- daşımızın ölümünden son- ra Istanbul ili, Beşiktaş il- çesi, Çırağan Caddesi, Yah- ya Efendi Sokağı'nda bu- lunan Şeyh Yahya Efendi Camii bahçesindeki me- zara defhine izin verilme- sine ilişkin 10.11. 2000 günlü BakanlarKurulu Ka- rarı ise Yusuf Bozkurt Özal'ın karanyla birlikte aynı gün imzaya sunuldu- ğu için ve farklılık yarat- mamak düşüncesiyle imza- lanmışlardır. Bakanlar Kurulu'nca ay- nı yolda karariann alınma- sı, hukuka aykınlığın ve yanlışlığın genişletilerek sürdürülmesi anlamına ge- lecektir. Sayın Cumhurbaşkam- mız, yukanda belirtilen ne- denlerle 06.02.2001 gün- lü, 2001/2007 sayıh Ka- rarname Taslağı 'nın ünza- lanmayarak geri gönderil- mesini emretmişlerdir. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Marx Hep Güıutemdeydi... 5 Şubat günlü Milliyet'te, "Karl Marxy/ne 'in' mi oldu?" başlıklı koca bir sayfa. Gazetenin yazarlarından Meral Tamer, önceki günlerde, Davos'takı Dünya Ekonomık Fonjmu'rKJan haberler venrken, toplantıyı açan Isviçre Cumhur- başkanı Marrtz Leuenberger'ın, katılımcılardan bir uğultu yükselmesine yol açan şu cümlelerini de nak- lediyordu biryazısında: "BugünartıkKarlMarx'tan, herhangi bir korku duymadan alıntı yapılabiliyor. Hatta Davosta bile. Entemasyonalizmin babasını biz bugün globalleşmenin de erken birsavunucu- su, dolayısıyla da VVEF'in (Dünya Ekonomik Fonı- mu) atası kabul edebiliriz." Doğruydu Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri. Ger- çekten, Marx ve Engels, 1848'de yayımladıklan ün- lü Komünist Manifesto'öa, kapitalizmin dünya ça- pındaki yayılışını, burjuvazinin oynadığı rolü -hem de övgüyte- belirtiyorlardı. Gerçi bununlayetinmiyor, ko- nunun başka yanlanna da değiniyor ve onlan da bir sonuca bağlıyorlardı. Olsun, işin içinde Isvfçre Cum- hurbaşkanı'nın kimi söyledikleri de vardı. Gazete, işte bu sözleri, sonra 2000 yılında gerek dünyada gerek Türkiye'de birbiri ardına çıkan kitap- lan da bahane edip bu sayfayı hazırlamış. "Ne ol- du da, Manc yine akıllara takıldı" diye, kimi yazar, politikacı ve işadamlanna da düşünceleri sorulmuş. Bir-iki aptalca çıkışın dışında, onlar da sayfayı gü- zelleştiriyorlar. Meral Tamer'e ne kadar teşekkür etsek azdır... • Okurlara hatırlatmanın gereği yok, Beriin Duvan yıkılırken yükselen sevinç çığlıklan arasında şu da vardı: "Manc öldü!" Sapla samanı birbirine kanştı- np atılan bu haykınşlar bir süre etkili de oldu. Onu, sözdefikiralanında payandalamak isteyenler çıktı ortaya: Biri, "Tarihin Sonu"nun geldiğini ilan eder- ken, bir başkası "Uygariıklar Savaşı"ndan söz et- meye başladı. Tartışmayı gerçeklikleralanından kay- dınp "Büyükinsanlık"\ aİdatmaya yönelık kavram kar- maşası bugün de sürüyor. Ne var ki, ayaklar hafif hafıf de suya değer halde. Sanayileşmiş ülkelerin kendi sosyal soaınlan; dün- yamızın zenginlerini ve yoksullannı karşı karştya ge- tiren evrensel adaletsizlikler, ister istemez "muzaf- ferkapitalizm"i sorgulamaya götürüyor. Bu arada agır- lığını duyuran bir şey daha var Düşünen insanlar, bütün bu olup biteni bütünlüğüne açıklayacak bir "fikriçerçeve", giderek bir "siyasal amaç"ın aranı- şı içinde. Vaktiyle, Marksizm bir "referans siste- m/"ydi aydın dünyası için. Yoğun propaganda, bir süre gözlere birduman perdesi çekmeyi başardı; ama yeri de doldurulamadığı için, düpedüz "entelektü- el rahatsızlık" başlamıştı. Bu durumda ilk hatıriana- nın Marx'ın olmasından daha doğal ne olabilir? Paris üniversitelerinden birinde öğretim üyesi olan ftlozof Daniel Bensaid de, Marx'ı yeniden yorum- layanlardan biri. Filozof, Marksizm söz konusu ol- dukta çağımızın gerçeMiğını pek çarpıcı biçimde özet- lerken şöyle der: "Manc'la düşunmek, Marx'a karşı düşünmek, ama onsuzasla!" Böylece, Manc yalnız güncel değil, ne olursa ol- sun kendini dayatıyor da: Karşımıza da alsak hesap- laşmamız onsuz mümkün değil. Pekı nereden geli- yor bu? Doğrulan araştırmada önümüze koyduğu düşünme yönteminin sağlamlığından! Çağımızın so- runlannı, "materyalist diyalektik" yöntemle, ancak onunla anlayabiliriz. Vaktiyle Sartre, Marksizme ba- kıp "Zamanımızın aşılmaz felsefesı" derken, en baş- ta kastettiği de buydu. Marksizmden yola çıkan -ya da çıktığını söyleyen!- kimi siyasal rejimlerin başa- nsızlığı, bu gerçeği gölgeleyemez. Akla karşı akımlann salgınına uğramış, üstelik din- sel metafiziğe dayanıp topluma mesaj verenlerin ci- rit attığı ülkemizde, aydınlann üzerinde önemle dur- ması gereken bir konudur bu yöntem sorunu. Bu sorunu, ama en başta bunu "ıskala"d\k\ önce Descartes'ı ve Bacon'ı vaktinde özümse- yemedik. Onlardan üç yüzyıl sonra, insanlığa yeni bir düşünme yöntemi sunmuş olan bir dünya görü- şünün inceliğinı ise, anlamak şöyle dursun, bir "za- bıta vakası" olarak gördük. Öyle olunca sağımız ge- ricileşti, solumuz da güdük kaldı. Çoğu Marksisti- miz için bile Marksist yöntem demek, silahı kapıp "Kışlık Saray'a yûrüme" demektir; "biçimsel man- tık"a karşı "diyalektikmantık"\n sağladığı temel kül- türden de yoksundur, ufuk zenginliğinden de... Bugün Batı'da, bu dünya görüşü, her tüıiü resmi felsefenin uzağında, giderek şu ya da bu iktidann aforozuyla karşılaşma kaygısını duymadan, nesnel ve ağırbaşlı düşünce ve incelemelerin konusu olu- yor yeniden. Aslına bakarsanız, Manc hep gündemdeydi. Gündemın dışında olan ise, bizdik! Ama gündemi yakalamak, tartışmaya bir an ön- ce katılmak zorundayız... CHP'lilerden Sezer'e kutlama mesaji: Tarikatdeğil hukuk devleti olduğumuzıugösterdiniz Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı DenizBay- kal, Nakşibendi şeyhi EsadCoşan ın cenazesınin Sûleymaniye Camii'ne gö- mülinesi için hazırlanan Bakanlar Kurulu kararna- mesini "kevfiveaynma" bir işlem olarak niteleye- rek hükümetin bazı çevre- lerin oyuncağı haline gel- diğini söyledi. CHP PM üyelerinden ve eski yöneticilerinden bir grupta Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'e, Nakşibendi şeyhi Esad Co- şan'm cenazesinin Sûley- maniye Camii'ne gömül- mesi için hazırlanan Ba- kanlar Kurulu kararname- sini geri göndermesi nede- niyle bir kutlama mesajı gönderdi. PM üyeleri Mustafe Ga- zakL/i>aHalis.HalilÇul- haoğlu, eski yöneticiler Bekir Yurdagül, Yiğit Gü- löksüz, Orhan Veti Yridı- nm, Etem Cankurtaran, CdalTopkanveAydmEr- doğanın imzasını taşıyan mesajda, Sezer'e hitaben, "Bu tutumunuzla Türki- ye'nin büyük Atatürk'ün belirtûgi gö)i bir tarikaüar ûlkesideğS,birhukuk dev- leti okluğunu gösterdiniz. Hukuka ve laikliğe olan bağuhğmız için sizi kutiar, saygdar sunanz" denildi. Baykal: Ecevit, Ozal'dan özür dflesin CHP Genel Başkanı'da Başbakan Bülent Ece- vit'in daha önce bu tür uygulamalardan şikâyet- çi olduğu Turgut Ozal'dan "özür dileme- si" gerektiğini ıfade ede- rek şunlan kaydetti: "Ma- alesef bir hukuk devleti- ne uygun düşmeyen key- fi ve avnmcı işlemler uy- gulanıyor. Ciddi bir hü- kümete bu tür işlemler yakışmaz. Bugün gefinen noktada, saym başbaka- nın daha önce bu tür uy- gulamalanndanşikâyet- çiolduğuTurgutOzal'dan özürdilemesi gerekmek- tedir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle