Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET
HABERLER
Mendilcioğlu'na
tutuklama istemi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
"Beyaz Enerji"
soruşturmasını yürüten
Ankara DGM
Cumhuriyet Savcısı
Talat Şalk, yedek
yargıçlıkça serbest
bırakılan eski Enerji ve
Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Mustafa
Mendilcioğlu'nun
gıyaben tutukJanması
istemiyle dün Ankara 2
No'lu DGM'ye
başvurdu. Enerji Işleri
Genel Müdür
Yardımcısı Yavuz
Gürsoy'un bugün
DGM'ye çıkanlması
bekleniyor. Şalk,
Mendilcioğlu'nu
ifadesini aldıktan sonra
tutuklanması istemiyle
yedek yargıçlığa sevk
etmiş, Ankara 1 No'lu
DGM Yedek Yargıcı
Rüstem Cüoğlu da
Mendilcioğlu'nu serbest
bırakmıştı.
Akrep'te gözaltı
sayısı 7 oldu
• ANKARA (AA)-
Türk Dil Kurumu'ndaki
(TDK) yolsuzluk
olayıyla ilgili gözaltına
alınanlann sayısı 7'ye
yûkseldi. Ankara DGM
Savcısı Nuh Mete
Yüksel'in yürüttüğü
soruşturmayla ilgili, dün
de Çankın'da 1 kişi
gözaltına alındı.
Organize Suçlar Şube
Müdürlüğü'nde
gözaltında bulunan
kişilerin
sorgulamalannın devam
ettiği bildirildi.
TDK'nin Saymanı
Mustafa Kurtoğlu'nun,
herhangi bir mal ve
hizmet karşıhğı
olmadan gözaltmda
bulunan kişilerden
bazılan adına çek
' kestiğinin saptandığıriT""
belirten yetkililer, bu
şekilde 3 trilyon liraya
yakın paranm zimmete
geçinldığinin tespit
edildiğini kaydettiler.
Enjektör
operasyonu
• ANKARA (AA)-
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nün tıbbi
cihaz yolsuzluğuyla
ilgili medikal şirketlere
yönelik başlattığı
soruşturmada gözaltına
alınanlann sayısı 24'e
yûkseldi. Sonışturmaya
konu iki şirketın
sahiplerinm aynı
olduğunu belirten
yetkililer, söz konusu
tıbbi cihaz satan
şirketlerin kendi imal
ettiği malzemeleri ithal
etmiş gibi sahte evrak
düzenleyerek ihaleleri
aldıklannın tespit
edildiğini bildirdiler.
Şirketlerin SSK, askeri,
üniversite ve özel
hastanelerden ihaleler
aldığını kaydeden
yetkililer, hangi
hastaneden kaç liralık
ihale alındığınrn ayn
ayn belirlenmesine
çalışıldığmı ifade ettiler.
Kanadoğlu, FP'nin kuruculanndan 28 kişiye siyasi yasak getirilmesini istedi
Ara seçim sorunınıa çözümANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargıtay Cumhunyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
FP'nin kapahlması istemiyle
açılan davada eski başsavcının
isteminin tersine, kurucular
kurulunun bir başka ad alhnda
kurulamayacağına ilişkin ya-
sağa karşın kuran 30 kişiden
28'inin siyasi yasaklı hale ge-
tirilmesini. 2 kişinin de millet-
vekilliğinin düşürülmesini is-
tedi. Başsavcının isteminin
Anayasa Mahkemesi açısın-
dan bağlayıcılığı bulunmazken
bu doğruîtuda bir karar veril-
mesi hem FP'yi kurtaracak
hem de ara seçim olasılığını or-
tadan kaldıracak.
Ancak Yüksek Mahkeme,
"odak" olmaktanpartiyi kapa-
nrsa ve en az 28 parlamenterin
milletvekilliğini düşürürse ara
seçim gündeme gelebilecek.
FP'nin "laiklikkarsrtıeytern-
lerin odağT ve "kapaülan
RP'nin devamı olduğu" gerek-
çesiyle kapatılması istemiyle
açılan davada, Yargıtay Baş-
İki davanın birleştirilmesi kararı yönetimi rahatlattı
Annç'a göre parti zaman kazandı
ANKARA (Cumhnriyet Bûrosa) -
Anayasa Mahkemesi'nin FP hakkındaki
iki davayı birleştirme karan, FP
yönetimini rahatlattı. FP Grup
Başkanvekili Bülent Armç, ek
iddianameyle açılan ikmci davanın "bir
başka partmin devamı ohnak*
suçlamasıyla açıldığına işaret ederek
Anayasa Mahkemesi'nin şimdiye kadar
hiçbir parti hakkında "devam suçlaması"
nedeniyle kapatma karan vermedığıni
ıleri sürdü. Bu nedenle FP'nin de
"kapafıtmayacağuu" savunan Annç, yenı
sûreçle, davanın sonuçlanmasmm da en
az 4 ay alacağını belirtti. Armç, dün
düzenlediği basın toplanhsında, Anayasa
Mahkemesi'nin iki davayı birleştirerek
yeni bir süreç başlattığma işaret erti.
savcısı Sabih Kanadoğlu, eski
başsavcının kapatma davasın-
dan bir gün önce istifa eden
Aydın Mendcres dışında tüm
mületvekillerininparlamenter-
liğinın düşürülmesi isteminin
tersine. kapatılan partinin de-
vamı nıteliğinde parti kurduk-
lan içinyabıızca kurucular ku-
ruluna siyasi yasak getınlme-
sini istedi. Kurucular kurulun-
dan yalnızca Kurucu Genel
Başkan tsmail Alptekin ile öye
Mehmet Özyol milletvekilı
olarak Meclis'e girdi.
Bunlann milletvekilliğinin
düşürülmesini ısteyen başsav-
cı, kurulda yer alan diğer 28
kişinin ise siyasi yasaklı hale
getirilmesini ıstiyor. Anayasa-
nın 69. maddesi, "Bir siyasi
beyan veya faaiiyetieriyle sebep
olan kunıculan dahil üyeteri,
Anayasa Mahkemesi'nin te-
meUi kapatmaya ilişkin kesin
karannın Resmi Gazete'de ge-
rekçeli olarak yayımlanmasın-
dan başlayarak5yıl süreyle bir
başka partinin kurucusu, üye-
si, yöneticisi ve denetçisi oÜa-
mazJar" hükmünü düzenliyor.
Başsavcmm bu isteminin
Anayasa Mahkemesi açısın-
dan bağlayıcılığı bulunmuyor.
Ancak, Yüksek Mahkeme bu
doğruîtuda bir karar verirse FP
rahat nefes almış olacak. Çün-
kü yabıızca Alptekin ve Öz-
yol'un milletvekilliği düşecek,
onlann dışındaki milletvekil-
len ise yerlerini koruyacak.
Başbakan Bülent Ecevit her
firsatta FP'nin kapatıhnasının
krize neden olacağını dile ge-
tirirken hükümet ortaklan ola-
sı bir erken seçim ve ara se-
çimden tedirgindi. Çünkü ana-
yasanın 78. maddesindeki
"üye tam sayısmın yüzde beşj-
ni bulduğu halkrde ara seçim-
lerin ûç ay içinde yapdmasma
kararverileoeğiniw
düzenliyor.
Hükümet bu nedenle FP'nin
kapatılması ve en az 28 millet-
vekilinin parlamenterliğınin
düşürülmesi durumunda ara
seçimin gündeme gelecek ol-
masından çekiniyordu. Anaya-
sa Mahkemesi'nin, başsavcı-
nın istemi doğrultusunda yal-
nızca 2 kişinin milletvekilliği-
ni düşürmesi durumunda FP
rahatlayacak.
Anayasa Mahkemesi'nin
FP'yi "odak" olmaktan kapat-
ması durumunda birçok parti-
ünin milletvekilliği düşecek.
lctüzük
Fazilet
değişiklikten
rahatsız
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - FP, DYP
Milletvekili Fevzi Şıhan-
uoğhı'nun yaşamına mal
olan, ancak önceki gün
TBMM Genel Kuru-
lu'nda kabul edilen lctü-
zük değişiklığini Anaya-
sa Mahkemesı'ne götür-
me karan aldı.
FP Grup Başkanveki-
li Bülent Armç, "faşjst"
diye tanımladığı Içtiizük
değişıklığınin, muhalefe-
tijyjeyre <üsı^ bırakma
amact taşıdıgını söyledi.
Annç, dün düzenlediği
basın toplantısmda, lctü-
zük değişikliğinde, Mec-
lis karan olduğu için
cumhurbaşkanı onayı ge-
rekmedığı halde, gaf ya-
parak Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in
bu değişikliği "veto et-
mesinT istedi.
Annç , Sezer bu dü-
zenlemeyi veto etmezse
kendilerinin Anayasa
Mahkemesı'ne iptal da-
vası açacaklannı bıldirdi.
ÇİZMEDEIV YUKARI m.kart@superonline.com.tr MUSA KART
Yurtdışında açacağun karikatür sergisi için sizden bir hafta izin istiyonım. Görüşmek üzere._
Yargıtay
Iddianame
FP'ye
iletildi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı, FP'nin kapatılması
istemiyle açılan davada,
Anayasa Mahkeme-
si'nin verdiği birleştir-
me karan doğrultusun-
da, Sabih Kanadoğ-
hı'nun hazırladığı ek id-
dianameyi dün FP'ye
tebliğ erti.
Anayasa Mahkeme-
si'nin önceki gün verdi-
ği kararlar doğrultusun-
da ek iddianamenın
onayh örneği Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na dün ulaştı. Başsav-
cılık da iddianameyı
FP'ye tebliğ ettı.
FP, ıddıanamenin ile-
tildiğı günden başlaya-
rak 15 gün içinde ön sa-
vunmasmı verecek. Ve-
rilen süre içinde savun-
ma yapmaması duru-
munda FP, "savunnu
yapmaktan kaçınmış"
sayılacak.
Hükümet, Esad Coşan ile ilgili kararnameye gösterilen tepkiyi örtmeye çalışıyor
Nâzım'ın yurttaşhk kararnamesine lıız
Nâzan'm yurttaşlığı gündemde
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümet, tarikat şeyhi
MahmutEsad Coşan'ın Süley-
maniye Camii'ne gömülmesi-
ne ilişkin kararnameye gösteri-
len tepkiyi örtmek amacıyla
Nâzun Hikmet'e yurttaşlık
hakkının geri venlmesine yö-
nelik karamame sürecini hız-
landırdı.
Kültür Bakanı Istemihan
Talay'ın Başbakanlık'a 22 O-
cak'ta gönderdıği önen üzeri-
ne hazırlanan karamame 5 Şu-
bat Pazartesi günü yapılan li-
derler zirvesinde benimsendi.
Liderlerin anlaşmasına karşm
kabinede yer alan bakanlann
kararnameden haberdarolma-
dıklannı dıle getırmeleri dik-
kat çekti.
Başbakan BülentEcevit dün
gazetecilerin sorusu üzerine
Nâzım Hikmet'e ilişkin karar-
nameyi imzaladığını belırterek
düzenlemenin hükümet ortak-
lanyla bırlikte hazırlandığını
söyledi.
Coşan'ın cenazesine ilişkin
kararnamenin görüşüldüğü li-
derler zirvesinde Nâzım Hik-
met'e yurttaşlık hakkının gen
verihnesi de gündeme geldi.
Coşan'a ilişkin kararname im-
zalan hızla tamamlanarak
Köşk'e gönderilirken, Nâzım
Hikmet'in kararnamesi için ay-
nı özenin gösterilmemesi dik-
kat çekti.
Başbakanlık kararnamenin
imza için dolaştınldığı yönün-
de bilgi vermesine karşın, dü-
zenlemenin aralannda önennin
sahibi Kültür Bakanı İstemihan
Talay'ın da bulunduğu çok sa-
yıda bakana ulaşmadığı öğre-
nildi. Bir MHP'li bakan, "Ge-
nd başkandan liderlerin anlaş-
nğuıa dair bir taümat gebnedL
Liderler anlaşırsa geldiğinde
düşünürüz" dedi.
Kültür Bakam Talay, karar-
name hazırlanması istemiyle
Başbakanlık'a 22 Ocak'ta gön-
derdiği yazıda, Nâzım Hik-
met'in 25 Temmuz 1951 tari-
hinde Türk Ceza Yasası'nın
141 ve 142. maddelerine muha-
lefet etme suçuyla yurttaşlıktan
çıkanldığmı annnsattı. Talay,
sonradan çıkanlan af yasalan
ile bu suçlann affedildiğine ve
yasanın bu maddelennin yürür-
lükten kaldınldığına işaret etti.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Itiraf edin!
Başlığı okudunuz ve "Hah, bir sen
eksiktin; Israilseçimleriûstüneyorum
döktürmeyen bir sen kalmıştın" dedi-
rtiz.
Yanıldım mı?
Öyleyse, "Aman, Türkiye'yi bitirdi
de dış politika yorumu eksik kaldrydı"
dediniz.
Yanıldınız.
Dış politikayı uzmanlanna, "yo-
rum'u da erbabına bırakalım. Benim-
ki. sokaktaki adamın kuşkulanndan,
endişelerinden farksız bir-iki paragraf
döktürmek.
Şimdi:
Teksas'ın eski valisi, ABD'nin yeni
başkanı George Bush'un dış politika-
sının ana eksenleri belli olmaya baş-
ladı. Sakın son cümleye bakıp "O se-
nin George Bush dediğin, baba Bush
idi. Bu oğul Bush. O yüzden Çorç
Dabılyu Buş demen gerekirdi" filan
diye itiraz etmeyin. Ortadoğu politı-
kaları söz konusu olduğunda dabıl-
yu" farkı pek önem taşımıyor. Yani al
babayı, vur oğluna...
Baba Bush'un devr-i iktidannda bi-
tiremediği "Saddam çıbaru"nı, oğul
George Bush - Ariel Şaron
Bush bitirmeye kararlı ve bunu sakla-
mıyor. Hatta Beyaz Saray'dan, siya-
set tarihine kara mizah ömeği olarak
geçecek bir açıklama bile yapıldı: Bu-
günden itıbaren Irak'a casuslar gön-
derilecek(mış).
Dahası, oğul Bush dahaTeksas va-
lısi iken, başkan seçildiği takdirde
ABD'de silah taşıma "özgüriüğü"ne
konan her türiü kısıtlamayı kaldıraca-
ğını söyleyerek özgürlüklere ne kadar
önem verdiğini kanıtlamıştı.
Dahanın da dahası, Bush'un Clin-
ton'la girdiği seçim yanşında, arkasın-
daki en büyük destek, petrol şirketle-
ri ile büyük silah tekelleriydi. Amerikan
seçim sistemi, gizli olmamak koşu-
luyla bir başkan adayına malı destek
vermeyı yasaklamıyor. Amerikan si-
yaset gelenekleri ise seçimi kazanan
başkanların, kendisine mali destek
veren çıkar gruplanna diyet borcunu
ödemesini engellemiyor.
Eeee, seçim kazanıp başkan olmuş
bir siyasetçi, destekçisi olan dev pet-
rol şirketleri ile silah tekellerine diyet
borcunu nasıl öder?
Sorunun yanıtı için uzmanlığa gerek
yok:
Petrolcüler için, Ortadoğu petrolle-
rinin kuyudan çıkışından Avrupa,
Uzakdoğu ve Kuzey Amerika'nın sa-
nayi metropollerine aktanlışına kadar-
ki bütün "sûreçlerl güvenceyealmak
gerek. Buradaki "güvence'yi de salt
askeri güvence olarak değil, petrolün
üretim miktannı ve tryatını petrol tekel-
lerinin belirlemesinin de güvencesi
olarak anlamak gerek.
Petrolcüler böyle. Peki, silah tekel-
lerine borç nasıl ödenir?
Bir dünya savaşına yol açmayacak
yerel çatışmaları beslemek, olmadı
kışkırtmak; belli bölgelerde gerginliği
tırmandırarak bölge ülkelerini silah-
lanma yanşına zoflamak...
Bu kadar yalın.
(Kimse kalkıp "Bu kadar yalın de-
ğil" demesin. 2. Dünya Savaşı'nın bi-
timinden bu yana, yakın tarih bu ka-
dar yalın yürüdü.)
• • •
Eh, uzak batıda oğul Bush işbaşı-
na geldiyse; oğul Bush'un dış politi-
kasının ana eksenleri daha şimdiden
belliyse; Yakındoğu'da ABD hapşınn-
ca nezle olan israil'de de "bir şeyler"
olması gerekiyordu.
Oldu. Yani Ariel Şaron başbakan
oldu.
Şaron'u ister "Beyrut kasabı" namı
ile anımsayın, ister Müslümanlarca
kutsal sayılan Mescid-i Aksa'nın bu-
lunduğu topraklara adım atarak kör
topal yürüyen banş sürecini dinamit-
leyen Israilli siyasetçi olarak. Fark et-
mez. Belli olan, Kudüs'ün tanımı ve iş-
gal altındaki topraklarda kurulmuş Ya-
hudi yerleşimlerinin geleceği üstüne
"Nuh deyip peygamberdemeyeceği-
ni" şimdiden ilan etmiş Şaron'un Ts-
rail'de devletin dizginlerini ele geçir-
miş olması.
Yani ABD'de Bush'un, İsrail'de
Şaron'un -hem de hemen hemen
eşzamanlı- işbaşına gelmeleri Orta-
doğu'da yeni çatışmalar için nesnel
bir temel yaratmaya yetiyor da artı-
yor bile...
• • •
Buraya kadannda bilinenler yine-
lendi. Zaten dış politika söz konusu
olduğunda bundan ötesine aklım da
ermez, bilgim de yetmez.
Ama yanıtlamakta zoriandığırn bir
soru daha kaldı:
Israil seçimlerinin yapıldığı gün Is-
rail Genelkurmay Başkanı Türkiye'ye
geldi.
Tamam, iki dost ülkenin genelkur-
may başkanlanndan birinin, öteki ül-
keye resmi bir ziyarette bulunmasın-
da pek de yadırganacak bir yan yok.
Yokda...
Tam da seçim günü, hem de çok
kritik bir seçim günü ülkesinden ayn-
lıp Ortadoğu'daki hergelişmeden do-
laysız etkilenecek bir ülkeyi ziyaret et-
mesinde de yadırganacak bir yan yok
mu?
Bilemedim. 0 yüzden bunca parag-
rafı sıralayıp sonunda soruyu okura
sormayı yegledim. Hani belki bir aklı
eren çıkar da...
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Bravo Sezer!..
Lalk demokratik Türkiye Cumhuriyeti hükümeti
tarikat şeyhlerine ayncalık tanır mı?..
Tanır!..
Eğer, TBMM'deki milletvekillerinin büyük çoğun-
luğu bir tarikatın üyesiyse, zaten ülkede laiklik kav-
ramı tartışılıri..
Bugün TBMM'de Nurcular DYP kadrolannda,
Nakşiler, Süleymancılar ANAP'ta ve öteki parbler-
de...
Sıkıştığımız zaman da bas bas bağınyoruz:
"Cumhuriyet eiden gidiyor!.."
Bir tarikat şeyhi öldüğü zaman sağ partilerin li-
derlerini toplu halde cenaze torenlennde görmeye
alışmış toplum, şimdi M. Esad Coşan'a yapılan ay-
ncalık karşısında şaşkın...
. Başta ADD ve Türk Hukuk Kurumu, M. Esad
Coşan'a yapılan ayncalık için ayağa kalkıyor...
Başbakan Bülent Ecevit ise Bakanlar Kurulu
üyelerinin imzaladığı 'ayncalık kararnamesi'nl sa-
vunuyor...
Diyor ki:
"Bu ayncalık yıllardır yapılıyori"
DoğruL
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın annesi
Hafize Özal, kardeşi Yusuf Bozkurt Özal da Sü-
leymaniye Camii'ne gömülmemiş miydi?
Peki, M. Esad Coşan'ın kaympederi M. Zahit
Kotku da aynı caminin bahçesinde yatmıyor mu?
Zaten ipin ucu 12 Eylül 1980 sonrası kaçmıştı. Ke-
nan Evren ve arkadaşlan 'katıksız Atatürkçü' okluk-
lan için tankatlara kucak açmışlardı...
Haydı gelın şöyle yirmi yıl öncesine dönelim:
12 Eytül cuntası bilim insanlannı, aydınlan, ya-
zaıian, gazetecileri, işçileri, memurian işkericeden
geçirip hapse atarken tarikat şeyhleriyle 'anayasa'
pazarlığına oturuyor; Fethullah Gülen'i koruyup
kolluyor; Nakşilerin, Süleymancılannyurtlannaeko-
nomik destek sağlıyordu...
Evren ve arkadaşlan 7caWcs/Z/4fafürfcçü'oldukla-
nndan Mustafa Kemal'in kurduğuTürk Dil Kuru-
mu'nu, Türk Tarih Kurumu'nu kapatıyordu...
Kenan Evren, Nakşi Şeyhi Zahit Kotku öldügün-
de, Süleymaniye Camii'ne gömülmesi için hazır-
lanan Bakanlar Kurulu karanna 'onay' veriyordu...
• • •
Dün sabah Ankara Barosu avukatlanndan Tez-
can Çakır'ın Bakanlar Kurulu karamamesinin ipta-
li için açtığı dava dilekçesindeki savlannı okudum...
Dava başbakanlığın Atatürk ilkelerinden ve laik-
likten ödün verdiği için açılmıştı...
Burada uzennde durulması gereken şudur
"Laiklik ve eşitlik ilkeleri..."
Bu iki ilke yine çiğnenmiştir...
Laiklik kavramını hiçe sayan bir düşünce, kim-
leri koruyup kolluyor?..
Teokratik düzeni savunanlan!..
Demek ki din, Türkiye'de devlet işlerine egemen
olmuş!..
Nakşibendi tarikat/nı kuran M. Bahaeddin'Nak-
sibend'in düşünceleri çok açıktır:
"En kesin yasa Kuran, uyulması gereken tek ge-
çertiyöntem şeriattır..."
Işte Nakşibendi düşünce buduri.
Turgut Ozal'dan Korkut Özal'a dek tüm 'özal'
ailesl Nakşibendidir..:
26 Mart 1989 yerel seçımlerinden önce, Nakşi-
bendiler şu bildiriyı dağıtmışlardın'
"Bizden olan bir kafdeşimizin, Cumhuriyet tari-
hinde ilk defa cumhurbaşkanı seçilmesi kuvvetie
muhtemeldir..."
Laikliğin savunucusu Başbakan Ecevit bunlan bü-
miyormu?..
Türkiye'de hükümet devrim yasalannı çiğniyod..
Cumhuriyet düşmanlan ayncalıklı aile oluyor;
Nakşi şeyhleri, onlann m.ürit)eri korunup kollanı-
yor!..
Kişifer arasında eşitiiğe dayalı demokratik dü-
zeni çığneyenler, laık demokratik duzenı nasıl koru-
yacaklar?
• • •
Kendi öz çocuklannı işkenceden geçirip hapse
atan, aydınlannı, yazariannı, bilim insanlannı ezen
düşünce, tarikat şeyhlerini cami avfulanna göm-
meyi sürdürüyor...
Cumhuriyet düşmanlan bu ülkede baş tacı edili-
yor; Cumhunyet düşmanlan devlet katında itibar
görüyor; Cumhuriyet düşmanlan devlet erkini kuşa-
tıyor...
Yasalar, kurallar bugün de geçeriidir...
Ne diyor yasada:
"Fevkalade hallerde ve sıhhi mahzur mevcud ol-
madığı takdirde, Bakanlar Kurulu karan ile muay-
yen ve malum mezariıklarharicinde ölü defnine mü-
saade edilir..."
İki koşul da ortada yokken M. Esad Coşan Sü-
leymaniye Camii'ne gömulecek...
Üstelik Bakanlar Kurulu karanyla...
'Vay benim Türkiyem vay!' diyecektim ki, Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Bakanlar Kuru-
lu karamamesini imzaiamadı...
Bravo Sezer!..
Türkiye'nin bir demokratik hukuk devleti olduğu-
nu bilene bilmeyene bir kez daha öğrettiniz!..
hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Baykal hükümeti elestirdi
'Tehlikede/dpmgmma
zirvelerçözüm olamaz'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal, hükümet orta-
ğı parti liderierinin sık
sık 'zirve' düzenleme-
lerinin 'hayra alamet
ohnadığını' belırterek
"tstikrar programının
temel dengelerinin sar-
sdacağı ihtünaü iktida-
n endişelendirmeye
başlanuşür. Programm
tehlikeyegirmeihtiına-
Kvanhr'' diye konuştu.
Baykal, dün '2.
Tekstil Fuan'mn açılı-
şını gerçekleştirdi. Li-
derlerin zirve toplantı-
sıyla aynı saatlere rast-
layan açılıştan önce
gazetecilerin sorulan-
nı yamtlayan Baykal,
sık sık zirve toplanma-
sma, Türkiye'de son
1.5 yıldır uygulanan
politikalann neden ol-
duğunu vurguladı.
Deniz Baykal, istik-
rar prograrrunın Türki-
ye'yi bugün getirdiği
noktannı sürpriz ohna-
dığına dıkkat çekerken
bu durumda yapılması
gerekenin' şikâyetçi
kesimleri teker teker
bir araya getirip çözüm
aramaya çalışıyor gö-
rünmek olmadığını
söyledi.