Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞUBAT 2001 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bakanlık, organ kaynağı merkezlerini sayısal ve niteliksel olarak arttırmak için harekete geçti
Organ bağışıyetersiz• Ülkemizde bir milyon
kişiden 0.9'u organ
bağışında bulunurken bu
rakam Ispanya'da 33.6,
Belçika'da 25.2, Fransa'da
16.2, Yunanistan'da 4.5,
Bulgaristan'da ise 3.3.
İstsuıbul Haber Servisi - Tedavı-
sı sadece organ bağışı ile mümkün
olan hastalar. organ bağışlannda-
ki yetersizlik yüzünden zor du-
rumda. Gelişmiş ülkelerdebirmil-
yonda 20-30 civannda olan kadav-
radan organ bağışı oranı ülkemiz-
de bir milyonda 0.9'da kahyor.
Sağlık Bakanlığı, organ nakilleri-
ni arttırmak ıçin Ulusal Organ ve
Doku Nakilleri Sistemi'nin kurul-
masını kararlaştırdı.
Sağlık Bakanı Osman Durmuş,
1992 yılında kurulan Organ Nak-
li Koordinasyon Sistemi'nin işler
hale getirilemediğini belirtti. Sağ-
lık Bakanhğı'nın denetiminde ve
koordinasyonunda yeni bir siste-
mın kurulmasının kararlaştırıldı-
ğını kaydeden Durmuş, organ ba-
ğışını arttıncı çalışmalan şöyle
özetledı:
- Organ kaynağı merkezleri sa-
yısal ve niteliksel olarak arttınl-
maktadır.
- Yoğun bakım serv ıslennde ça-
lışan personeli teşvik etmek ama-
cıyla bu personelin döner serma-
yeden aldıklan paylann oranı art-
tınldı,
- Her organ nakli için ayn bilim
kurullan oluşturuldu,
- Sistemin desteklenmesi ama-
cıyla Organ ve Doku Nakli Hiz-
metleri Daire Başkanlığı kuruldu,
- Türkiye Yüksek thtisas Hasta-
nesi'nin ek binasmda Ulusal Ko-
ordinasyon Merkezi kuruldu.
Merkezı lstanbul Tıp Fakültesi
olan Organ Nakli Kuruluşlan Ko-
ordinasyon Demeği Koordinatö-
rü Dr. Yalçuı Seyhun, beyin ölümü
karan verilmiş birkişinin organla-
nnın aluıabileceğini söyledi. Şim-
diye kadar yürütülen sistemde, ve-
ricinin organlannın kıme venle-
ceğinin bilgisayarla belirlendiğıni
belirten Seyhun, vericilik anla-
mında en iyı durumdaki ülkenin
îspanya olduğunu kaydetti. Dr.
Seyhun, çıkanldıktan sonra kalp
ve karaciğerin en geç 6 saat için-
de, böbreğin ise 48-72 saat içinde
nakledilmesi gerektiğini söyledi.
Seyhun sözlerini şöyle sürdürdü:
"Donör sayısuıı arttırmak için
önce yoğun bakım sayısı arttınl-
mah. Bu olursa öncclikle insanla-
nn yaşamını kurtarma şansımız
artar. Kurtaramazsak, beyin ölü-
mü olmuş kişüerin aileleriyle konu-
şabihnek için zamanımız olur. Bir
de insaniarda organ bağış karü
varsa hekim ilgiknmez görüşü var.
Budoğru değü. Organ nakliyapan
hekimler, beyin ölümü tanısı ko-
yan komisyona gjremez."
Türkiye'dekı organ kaynağı
merkezi sayısı 28. Sağlık Bakan-
hğı'nın verilerine göre, 1999 yılı
içinde 368 böbrek. 47 lcaraciğer,
13 kalp, 1471 kornea ve 222 ke-
mik iliği nakli gerçekleştirildi.
Böbrek nakillerinin yüzde 25.8'i,
karaciğer nakillerinin yüzde 37'si
kadavradan gerçekleştirildi. Ge-
lişmiş ülkelerde kadavradan nakil
oranı yüzde 85'lere ulaşıyor.
Organ bağışlan, bir milyon nü-
fusa düşen kadavra donörlerle de-
ğerlendiriliyor. Ülkemizde birmil-
yon kişiden 0.9"u organ bağışında
bulunuyorken bu rakam Ispan-
ya'da 33.6, Belçika'da 25.2, Fran-
sa'da 16.2, Yunanistan'da ise 4.5.
Hatalı kullanımın toksik zehirlenmeye yol açabileceği uyansında bulunuldu
TcmizJikimlnlennde İehSke
y
myaü• Günlük yaşamın vazgeçilmez kişisel temizlik
ürünlerinden sabun, jel, saç ve vücut şampuanlan fazla
kullanma, yutulma ve gözle temas halinde alerjik
reaksiyonlara, çocuklarda ise ciddi zehirlenmelere yol açıyor.
ANKARA(AA)-Temizlik mal- tzterimiz" adlı kitapta ele alındı.
zemelerinın hatalı kullanımının,
ıçerdıkleri kımyasallar nedeniyle
insan ve çevre sağlığı açısmdan
tehlıke yaratabileceği uyansında
bulunuldu.
Temizlik malzemelerinin çevre
ve ınsan sağlığına etkıleri Doğal
Hayatı Koruma Vakfı ile Doğal
Hayatı Koruma Derneği'nin bir-
likte hazırladığı "Doğadaki Ayak
Konuyla ilgili yazıda kişisel ba-
kım, çamaşır ve bulaşık malzeme-
lerinin hatalı kullanımının içerdik-
leri kimyasallar nedeniyle yarata-
bileceği en büyük tehlücenin tok-
sik zehirlenmeler olduğuna dikkat
çekildi.
Yazıda, bu malzemelerin birbi-
rine kanştınlması halinde ortaya
çıkan gazlann da hem zehirlenme-
ye sebep olabileceği hem de çev-
reye zarar verdiği vurgulandı.
Yazıya göre, günlük yaşamın
vazgeçilmez kişisel temizlik ürün-
lerinden sabun, jel, saç ve vücut
şampuanlan fazla kullanma, yu-
tulma ve gözle temas halinde aler-
jik reaksiyonlara, çocuklarda ise
ciddi zehirlenmelere yol açıyor .
Çamaşır deterjanlannda bulunan
beyazlatıcılann ıçerdiği kimyasal-
lar, uzun zaman ve direkt temas
halinde. ciltte ve gözde tahriş, mı-
de bulantısı ve baş ağnsı yaratıyor.
Bulaşık deterjanlannın direkt te-
ması gözde sulanma yaparken oto-
matik makineler için üretilen de-
terjanlann çıplak elle tutulması
cilde zarar veriyor. Aerosollann
içeriğinde bulunan gazlara yüksek
dozda maruz kalınması da göz ve
burun tahrişine, solunum yolu ra-
hatsızlıklanna neden oluyor.
Çok amaçlı toz ve sıvı temizlik
ürünlerinin içeriğinde bulunan
kimyasallar ise gözde tahriş, cilt
ve solunum yollannda alerjik re-
aksiyonlara yol açıyor. Cam te-
mizleyicileri cilt ve göz tahnşine
yol açarken solunduğu takdirde
akciğere, böbreklere ve karaciğe-
re zarar veriyor.
452 nakil yapıldı
5 bin277
kişisımda
bektiyor
• Dr. Yalçın Seyhun, 124
organ naklinin
gerçekleştirildiği geçen
yıl, en fazla organın Ege
ile îstanbul tıp
fakültelerinden
çıkanldığını söyledi.
ÎSTANBUL (AA>-
Türkiye'de zaman zaman
gündeme gelmesine rağmen
organ bağışına istenilen
ilginin sağlanamadığı ve
halen 5 bin 277 hastamn
nakil için sırada beklediği
bildirildi. Organ Nakli
Kuruluşlan Koordinasyon
Derneği Transplantasyon
Koordinatörü Dr. Yalçın
Seyhun, 1997 yıhndan bu
yana 452 organ nakli
gerçekleştirildiğini ve ilk
sırada 261 böbrek naklinin
yer aldığını söyledi. Aynca
116 karaciğer, 75 de kalp
nakli yapıldığını anlatan Dr.
Seyhun, ulusal bekleme
listesinde halen 5 bin 277
hastamn organ nakli için
sırada olduğunu kaydetti.
Halen Türkiye'de kronik
böbrek yetmezliği olan hasta
sayısı yaklaşık 18 bin. Bu
hastalann toplam 349 diyaliz
merkezinde, 3 bin 901 cihaz
ile tedavileri sürüyor.
Dönem dönem artmasına
rağmen organ nakline halen
yeterli ilgi olmadığını
vurgulayan Dr. Seyhun, 124
organ naklinin
gerçekleştirildiği geçen yıl
en fazla organın Ege ile
Îstanbul tıp fakültelerinden
çıkanldığını anlattı.
GEÇMİŞTEN
GELECEGE
ORHANERÎNÇ
Ayrıcalık Zamanı...
Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk'ın, "Seyaz Ener-
ji Operasyonu" soruşturması kapsamında UPF (Uluslararasi
Para Fonu), Dünya Bankası ye Avrupa Birliği Türkiye temsilci-
lerinden belge-bilgi istemesi yeni bir tartışmaya neden oldu.
Ancak üzerinde durulması gereken konu, Başbakan'ın "yar-
gıya müdahale" anlamını da içeren açıklamasıydı.
Başbakan Ecevtt, soruşturrnayı yürüten Şalk'ın "Türkiye'nin
saygınlığına gölge düşürdûğünü" söyledi.
Oysa kullanılan cümle, en azından "Türkiye'nin kalan saygın-
lığına gölge düsürdüğü" şeklinde olmalıydı.
Bunun ardından Adalet Bakanlığı, anılan kuruluşlara tanınan
ayncalıklara ilişkin bir basın açıklaması yaptı (2 Şubat 2001).
Açıklamaya sonra döneriz.
Önce bir haberden kısa bir alıntı yapalım: "DGM Cumhuri-
yet Savcısı Talat Şalk'ın talimatı üzerine jandarmanın, ihaleye
fesat kanştınmaktan uzun süredir soruşturma yaptığı bildirildi"
(6Ocak2001-Hürriyet).
"Haberde uzun sürenin başlangıcı hakkında birbilgiyok" di-
yelim ve açıklamaya dönelim.
29 Ocak günü yapılan açıklamaya goreTürkiye, UPF'ye 4 Ka-
sım 1947 tarihinde taraf olmuş, ama ne hikmetse o tarihten bu
yana gelip geçen hükümetler, UPF'nin görevlilerine ayncalıkta-
nımayı düşünmemişler. Aradan 43 yıl geçmiş. UPF temsilcile-
rinin hukuki statüsü, ayncalıklan ve bağışıklıklan 9 Ağustos
2000 ve 15 Eylül 2000 tarihli karşılıklı notalaria oluşturulmuş ve
Bakanlar Kurulu'nca da 7 Aralık 2000 günlü kararnameyte oriay-
lanmış.
Demokrat Parti döneminde özellikle ABD ile imzalanan ve
sonradan ortaya çıkan "ikili gizli anlaşmalar" benzeri bir uygu-
lama.
Avrupa Birliği ile ilgili anlaşma 13 Nisan 1987'de, Dünya Ban-
kası ile ilişkiler de 3 Mayıs 1988'de onaylanıp Resmi
Gazete'de yayımlandıklan için yeni bir düzenlemeye gerek gö-
rülmemiş olabilir.
Kimseyi suçlamaya nıyetımiz yok. Belki de iyi niyetli bir giri-
şimdir. Soruşturma ile anlaşma tarihleri arasındaki yakınlık da
kötü bir rastlantı sonucudur. Ama demokratik bir ortamda ya-
şadığımıza (!) göre, notalaria gerçekleştirilen anlaşmayı da açık-
lasalar fena mı olur...
• • •
Yüksek öğretim Kurulu'na Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptı-
ğı son iki atama özellikle dinci kesimin tepkisini çekti.
Prof. Dr. Türkan Sayian, oldum olası şeriatçılann gündemin-
deydi. Saldınlannı o kadar düzeysizleştirdiler ki, dünyanın sa-
yılı lepra uzmanlarından biri olan Prof. Saylan'ı "uyuz profesö-
rü" gibi bir sıfatla küçümsemeye bıle kalkıştılar.
Prof. Alpaslan Işıklı da 12 Eylül'ün hışmına uğrayan değer-
li öğretim üyelennden biriydi. Iş yaşamı konusunda hem bilim
adamı hem de müsteşar olarak değeriı katkıian vardı.
Atananlann ortak yönü ise, hem Anadolu Aydınlanması'na
inanmış olmalan hem de üniversitelerin ve yönetici olarak bü-
rokrasinin nasıl işlediğini yaşayarak öğrenmış olmalanydı.
• • •
Bir başka olumlu gelişme de yine hukuk alanında yaşandı.
Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk ve Ceza Mahkemeleri ile Tüketi-
ci Mahkemeleri'ne atamalar yapıldı.
Söz konusu mahkemelerin kurulmasını öngören yasalar, 27
Haziran 1995 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştı.
Bu yasalann kapsamındaki anlaşmazlıklar geçıci olarak yet-
küendinlmiş çeşitli mahkemelerde görülüyor ve çözümleniyor-
du.
Atamalar 25 Aralık 2000 tarihinde Bakan Prof. Türfc tarafın-
dan onaylandı ve 29 Ocak 2001 günü açıklandı.
Hukuk mahkemeleri üç, ceza mahkemeleri bir hâkimle go-
rev yapacak. Tüketici mahkemeleri de bir hâkımli olacak.
Ankara, lstanbul ve Izmir'de oluşturulan mahkemelenn da-
ha sonra diğer illere de yaygınlaştınlması bekleniyor. Ne diye-
lim. Geç oldu ama yerinde oldu.
oerinc@cumhuriyetcom.tr.
Yunus Nadi Armağanı Yarışması,
I946'da kuruldu; hem geçmişe, hem ge-
leceğe dör.ük olan anlamı, gazetemizin
kurucusu Yunus Nadi'ye saygı ve sevgi-
den kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet
gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriye-
ti nin kuruluşunda büyük emeği bulu-
nan Yunus Nadi'nin anısını her yıl taze-
lemek bizim için bir görev. Devrimci ve
demokrat Cumhuriyet'in Ulusal Bağım-
sızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuri-
yeti yle zamandaş ve eşanlamlı bir ku-
ruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazete-
mizin temel taşlarını bu doğrultuda
koydu. Yunus Nadi 'nin ö'lüm yıldönü-
miinü geçmişe dönük bir acı olarak de-
ğil, geleceğe yönelik bir kültür olayına
dönüştürmek amacıyla bu yarışma dü-
zenlendi.
Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda
Türkiyede sanat alanında hiçbir özel
ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal-
nız CHP 'nin koyduğu bir şiir ödülü
vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sa-
nat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yap-
mışlardı. Isveç 'te NobeU ABD de Pulit-
zer, Sovyetler de Lenin, Fransa da Gon-
court ödüllerinin sonuçları Türkiyede
de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda
da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi
bu öncülüğü üstlendi, elli beş yıl önce
düzenlenen Yunus Nadi Armağanı 'yla
sanat ve kültür yaşamımızda bir yarış-
ma coşkusu oluşturdu.
Daha sonraki yıllarda Türkiye de de
yarışmalann ve ödüllerin sayısı çoğal-
dı, yirmiyi aştı. Bugün belki ödül enflas-
yonundan söz açılabilir; eleştirel bir
yaklaşımla sakıncaları gündeme getiri-
lebilir, ama yine de kültür, bilim ve sa-
nat konularında yapılan yatırımların
çok yararh olduğu rahatlıkla söylenebi-
55.YIL
YUNUS NADİ
ÖDÜLLERİ
2001
lir. Zamanla ödüller arasında ayrımlar
ortaya çıkar; bir yarışma kurumsallaş-
tıkça, amacı. nitelikleri, karakteri belir-
ginleşir.
Bu arada kimi holdinglerin kendi
amaçlarına yönelik yarışmalar düzenle-
meleri ve ödüller dağıtmaları da bu
alanda kaçınümaz çoğulculuğu yansıtı-
yor. Kimi bankalann, şirketlerin, ticari
tekellerin reklam amacıyla düzenledik-
leri yarışmalann ödülleri, parasal açı-
dan ne kadar büyük olursa olsun; özü,
maddi çerçevenin dışındaki anlamda
odaklaşıyor.
Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarış-
ması adıyla aralıksız olarak kırkyıh aş-
kın bir sürede düzenli olarak gerçekleş-
tirildi, kültür ve sanat hayatımıza
amaçlanan katkıian yaptı ve etkilerini
duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan
ödüllendirmenin kapsamı 1990 yıhn-
dan itibaren genişletildi ve Yunus Nadi
Ödülleri adıyla sürmeye başladı.
Ülkemizin kültür ve sanat yaşamı bü-
tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım-
lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygın-
laşıyor.
Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiyede
tam değil; siyasal iktidarlann baskılan
hâlâ sürüyor ve çağdaş demokratik or-
tamdan henüz yoksun sayılıyoruz. Buna
karşın Jıkir, sanat, bilim, kültürde çaba-
lar sürüyor. Tarihsel gelişim sürecinde
elbette aydınlanma'nın önüne hiçbir
güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uy-
garlığa giden yolun fikir, sanat, kültür,
bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri
savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalan
desteklemek ve özendirmekte Yunus Na-
di Ödüllerinin işlevi sürecek.
1999 yılında başlanılan iki anabaşlık
altında dört ödül verilmesi yöntemi, bu
yıl da sürdürülmekte. 2001 Yunus Nadi
Ödülleri Edebiyat Ana Dalı 'nda; öykü,
roman, şiir, Görsel Sanatlar Ana Da-
lı 'nda fotoğrafolarak belirlendi.
Önümüzdeki yıllarda ödül ana dallan
ve dallarında gereksinimlere göre deği-
şiklikyapılabilecek.
Adaylara başarüar diliyoruz.
ÖYKÜ
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir.
Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâ-
ğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazıl-
mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı
altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün-
yol, Selim 1leri, TankDursunK., SamiKa-
raören.
R O M A N
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih-
leri arasında yayırnlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz
dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Talip Apaydın, Ahmet Cemal,
Konur Ertop, FethiNaci, Muzaffer Uyguner.
Ş İ İ R
Ödüle 1 Nisan 2000 ile 31 Mart 2001 tarih-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu-
nabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz
dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Ataol Behramoğhı, Prof. Dr.
Cevat Çapan, Doğan Hızlan, Şükran Kur-
dakul, Kemal Özer.
F O T O Ğ R A F
Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf
ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah-
beyaz fotoğraflann en az 18x24, en çok
30x40 cm. boyutlarında ve daha önce başka
yerde ödül almamış olması gerekmektedir.
Seçici Kurul: îsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı,
Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen.
H E R D A L İ Ç İ N
G E Ç E R L İ
G E N E L K O Ş U L L A R
Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her-
kese açıktır. (Cumhuriyet mensupları hiçbir
dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger-
çek ad ve adreslerini ve telefon numaralan-
nı belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar
ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteye-
bilirler.
Ödül koşullanna uymayan yapıtlan yanşma
dışında tutmak zorundayız. Adaylann ya-
pıtlanyla birlikte adlannı ve soyadlannı ar-
kasına yazacaklan iki fotoğraflannı, açık
adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini
ve yaşamöykülerini 13 Nisan 2001 Cuma
günü saat 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Ga-
zetesi, Yunus Nadi Ödülleri, Cağaloğlu
34334 lstanbul' adresine iadeli taahhütlü
olarak postayla ulaştırmalan ya da alındı
karşıhğı elden teslim etmeleri gerekmekte-
dir.
Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangi
bir ödül almamış olması gerekmektedir.
Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile il-
gili olduğunun (şiir, roman, öykü vb.) yazıl-
ması zorunludur.
Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya-
pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan
ya da herhangi bir şekilde ön elemeden ge-
çirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğ-
rultusunda gazetemizde yayımlanabilir.
Ödül sonuçlan 28 Haziran 2001 günü açık-
lanacaktır.
Ö D Ü L
Her dal için: 1.000.000.000 TL.
K A T I L M A BELGESİ
ADIM, SOYADIM:
ADRESİM:
TELEFONUM:
KATILDIĞIM DAL: