26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yddız 9 Yazıışleri Müdürii: Safim Alpaslan • Sorumlu Müdür Fikret Üldz # Haber Merkezi Müdürü: HakanKara tstıhbarat: Cengjz Yüdınm • Ekonomi: Öziem Ynzak • Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edib« Buğra • Yurt Haber- leri: Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsilcisi: Gflray Oz Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan).Orhan Erinç, Hik- met Çetinkaya, Şükran Son- er, tbrahim Yıldız, Orhan Bursah, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsilcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsilcisi: Serdar Kmk, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 • Adana Tem- sılcısı: Çetin Yiğenoğlu, İnönüCd 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 363 12 11, Faks. 363 12 15 Müessese Müdürü. Erol Erknt • Koordınatör: Ahmet Korulsan # Mu- hasebe: Biilent Yener • Idare: Hüseyin Gürer • Satış: FazUet Kuza MEDYA C: • Yöıretıro Kurulu Başkanı - Genel Müdür GülbJB Erdor&n # Koordınatör Refea Işıtman 9 Genel MüdürYanlıtncısı: ScvdaÇoban Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 5138460-61, Faks. 5138463 Ya>ımla>aD ve Basaa: Yeaı Gun Haber Ajansı. Basın \e* Ya>ıncüık A Ş Tüıkocag'ı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbul. PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0^212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 24ŞUBAT2001 lmsak:5.12 Güneş: 6.39 Öğle: 12.25 Ücindi: 15.24 Akşam: 17.54 Yatsı: 19.17 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada , yardımcısını göreve getirmelidir." Işadamlannın ifade etmek istediği asıl amaç orta- da. Bir Başbakan, üç yardımcısı, ilgili devlet bakanlan ekonomiyi bu hale getirdiler, bu konuda gerekli olan koordinasyonu yapamadılar.. Iki: Bu öneriyle TÜSİAD; Başbakan, üç yardımcısı ve ilgili devlet bakanlannın bir kenara çekilmesini, sayılan kişileryerine "senvayepiyasalannagüven verecek, bil- gi ve tecrûbe açısından donanımlı, sorvmlu bir baş- bakan yardımcısı" getirilmesini istiyor. Işadamlan, ya nezaketen ya da kızım sana söylüyo- rum gelinim sen anla hesabı, Başbakan'a istifa kuru- munu anımsatıyor.. Ama Başbakan, ekonomideki son patlamanın so- rumluluğunu değil üstlenmek, aklının ucundan bile ge- çirmiyor. Ecevft, ülkeyi yüzde 30 yoksulluğa mahkûm eden son kararlann ekonomiye "dinamizm getireceğini" sa- vunuyor. Oysa, ülkeye ve ekonomiye dinamizm gelebilmesi için ivedi önkoşul; sesi titremeyen, ayağını sürümeyen, dinamik bir başbakanın işbaşı yapması. Çoktandır söylenmesi gerekeni, ANAP Milletvekili Mehmet Ali Irtemçelik, bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Dedi ki: "Başbakanlıkyetki vesorumluluklanntnhak- kını veremeyecek dunımda olduğu artık saklanama- yacak hale gelen Sayın Ecevit'in göreve herşeye rağ- men devamını 'çare' veya 'çaresizlik' saymak, ilk dev- renin sonunda beyin sarsıntısı geçirerek hastaneye kaldınlan futbolcunun ikinci devre kaç gol atacağını merak etmek kadar akıl dışıdır." Bu cümle, aylardır kulislerde konuşulan -doğruluğu yadsınamayan- Ecevit gerçeğini içeriyor. Irtemçelik, hem Türkiye'nin hükümetsiz kalmayaca- ğına değiniyor hem de "çok pahalı krizlerle üçüncü ta- raflara fatura ederek kaçmak istediği de akıllara gelen Sayın Ecevit'in zamanlıca aynlmasına yardımcı olun- malıdır" diyor. Gerçekten Ecevit; son ikiyıldırsiyasal bunalımlarya- ratmakta rekorlar sahibi. Orneğin, Köşk'ten çıkarak ağır ithamlarla karşılaştığını basın toplantısı üzerine basın toplantısı yaparak açıklamasıyla son ekonomik krizin "patlamasına" neden olan sanki kendisi değil- mişgibi... ...Makedonya'ya giderayak, suçu, "Aslında ekono- mide bir sorun vardı, ortaya çıkmış oldu" diyerek yö- netiminde bulundugu ve sorumlu olduğu ekonomiye attı. Doktor raporu gibi "Zaten ekonomiyi yeniden gözden geçirmek" zo- runluymuş. Türkiye'de patlak veren krizin belirtilerini daha önce bildirmediği için komiser Cottarelli'yi görevden alma- yı IMF merkezi düşünüyormuş. Ama bizde bir günde bireyieri, iş âlemini ve devleti perişan eden Başbakan ya da ekibinden bir tek kişi, sorumluluğu üstlenerek istifa etmiyor. Pesss! Sırası geldi. Ecevit'le ilgili doktor raporu gibi haber- ler dünkü basında yer aldı: IMF Başyardımcısı Fıscher, Türkrye'den aynlma- dan önce, "bu dürums dayanamazsınız. Dalgalı kur politikasına geçin" dedi. Ecevit ile Bahçeti karşı çıktı. KaraçarşambagecesiFischer'letelefontemasıkurul- du, IMF yetkilisi direndi. Sonrasını (23 Şubat 2001- Milliyet) Tuncay Özkan'ın "Perde Arkası" sütunun- dan okuyalım: "Bu temaslardan sonra Başbakan 'kararsız' kaldı. 'Dalgalı kur politikası için birevet, bir hayırdedi'... (Ha- zine Müsteşan'nın ısranndan sonra)... Ecevit bu du- nımda dalgalı kurpolitikasına geçilmesinoktasında fi- kir belirtti." Birbaşkaömek: önce gazetedeki başlık: "Ecevit, I- rak ile Kıbns'ı kanştırdı" (23 Şubat 2001 -Hürriyet). Şimdi haber "Başbakan Ecevit, Inciriik'ten kalkan ABD uçaklannın Kuzey Irak'taki Bağdat'a ait uçaksa- varian bombalamasına ilişkin sorulan yanrtlarken 'Gü- ney Kıbns'ın kuzey kesiminden uyancı, kaygı uyandı- ncı birtakım işaretler geldiği vakit... Incirlikteki Türk subaylannın bilgisi ve onayı dahilinde... bu şekilde ha- va harekâtı yapılıyor' dedi." Nasılsınız, iyi misiniz? Bütçenin yükü arttı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-Uluslara- rası Para Fonu'nun (TMF) 14 ay sonra çö- ken ekonomik progra- rru, Türkiye'ye 48 kat- rilyon liralık 2001 büt- çesinin yüzde 70'i dü- zeyinde yeni bir yüke neden oldu. Kurlann serbeşt bırakılmasıyla gerçeftleşen devalüas- yon öncesinde 6.3 kat- rilyon lira olan cari açık, bir gün içinde 8.9 katril- yon liraya ulaştı. Türki- ye'nin 107miryardolar- lık dış borç stoku, sabit kurda 73.4 katrilyon li- rayken, dalgah kura ge- çişle. 103 katrilyon lira- ya çıktı. Merkez Banka- sı'nın 1.5 milyar dolar üzerinden 1.5 katrilyon liralık bunalım nedeniy- le kaybı da dikkate alın- dığında, önce kurlann baskı alrına alınıp sonra serbest bırakılmasıyla toplam 33 katrilyon 700 trilyon liralık yeni mali- yet oluştu. Akademisyenler, piyasalara güven aşılayacak mekanizmaları sıraladılar Bıuıabma çözüm bıüııııabilir Ekonomi Servisi - Akademisyenler, eko- nominin haita başından beri düştüğü buna- lımdan kurtulması için hükümetin acil ola- rak bankacılık sisteminin sorunlanna çare bulması gerektiğini vurguluyorlar. Bu kap- samda mali sistem reforraunun ilk elden çı- kanlmasının zorunlu olduğuna dikkat çeken akademisyenler, bu krizin, kasım ayında ban- kalann yaşadığı nakit sıkışıklığının devamı olduğunu belirtiyorlar. Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Merkez Bankası'na faiz politika- sı konusunda yetki verilmesinin zorunlu ol- duğunu ifade ederken kamuda da şeffaflığı sağlayacak önlemler alınması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Türkel Minibaş ise mali deneti- min arttırılması yönünde önlemler alınması gerektiğine işaret etti. Minibaş, kısa vadede enflasyon ile maaşlar arasındaki makasın da- raltılmasının ücretlilerin geçinmesi için ka- çınılmaz bir gerçek olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Kaya Ardıç. Fransa'dadabenzerbir durumun yaşandığını, Cumhurbaşkanı Jac- ques Chirac ile Başbakan Lionel Jospin ara- sında, Korsika'ya özerklik tanınmasını öngö- ren yasa için çıkan anlaşmazhkta mali piya- salann buna hiç tepki vermediğini, bizim ül- kemizde gerçekleşen bu durumda piyasala- nn verdiği bu tepkinin ise Türkiye'de banka- cılık sisteminin sağlıksızlığından kaynaklan- dığını belirtti. Ardıç, "Yangm nereden çıktry- sa oradan söndürüjsün" dedi. Prof. Dr.Targan Ünal ise güvensizlik orta- mında hiçbir hedefin tutturulamayacağını ifade ederek enflasyonun da yüzde 40'larda gerçekleşmesinin bile başan olarak nitelen- dirilebileceğini söyledi. thracatm arttınhp ithalatta kısıtlamalara gidilmesi gerektiğl.: belirten Ünal, bu aşa- mada sermaye piyasasının da düzenlenme- sine yönelik çalışmalar yapılması gerektiği- ni bildirdi. Akademisyenlerin 'güven unsurunun otur- tulmasını' ön plana çıkardığı çözüm önerile- ri şöyle sıralanıyor • Hazine yerine ayn bir kurum olarak Borç Idaresi kurulmalı • Merkez Bankası daha aktif hale gelip pi- yasayı rahatlatacak nakti enjekte etmeli. • Açık piyasa işlemleri ve faiz silahı, kuru belli bir oranda dengeleyecek. Dolar bu kapsamda 850-900 bin arasında dengele- nebilir. • Kamu bankalannm görev zararlanna acilen çözüm bulunmab. • BDDK'nin 'Mali Sistem Reformu'nu ilk elden çıkarmah. • Yabancı yatınmcının güveni sağlanıp lıkitide krizi aşılabilir. • Sağhklı özeUeştirme pobtikalan izlen- meli. • Ihracat arttınlıp ithalatta kısıtlama ya- pılmalı. • Oretimi teşvik edici önlemler alınma- h. • Sermaye piyasasının düzenlenmesine yönelik düzenlemeler yapılmah. Serma- ye piyasasına dışandan kaynak bulunma- h. Prof. Dr. Erinç Yddan, yüksek enflas- yonlu Türkiye'de bu modelin uygulana- bileceğinden kuşkulu olduğunu söyledi. Yeldan, aslında IMF'yle yürütülen ve ar- tık eski olan programa göre 2003 yılın- dan sonra Türkiye'nin enflasyonu düşür- me yönündeki kazanımlannı sağlama al- mak üzere enflasyon hedeflemesi programı- na geçmesinin öngörüldüğünü belirtti. Enf- lasyon hedeflemesinin, 1990'lann başında Yeni Zelanda, AJmanya, Kanada'da tipik ör- nekleri görülen yeni bir tür uygulama oldu- ğunu kaydeden Yeldan, bu uygulamada tek haneli enflasyondan sonra 3 aşamada belir- li aralıklar arasında enflasyon hedefinin be- lirlendiğini, Merkez Bankası'mn da bu ara- lıklarda enflasyonu tutturmaya çalıştığmı anlattı. T ~ s r&=*S' ^ / Kabinede değişiklik sinyaliANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ekonominin içinde bu- lunduğu kriz, bugün yapılacak liderler zirvesinde ele alınacak. Başbakan Bülent Ecevit, "Eko- nomide önenüı karariar aldığı- mız için bu kararlann uygulan- masıyla ilgili başka kararlann da ahnması zorunlu olacaktır" dedi. Ecevit, kabinede revizyon yapılıp yapılmayacağmın, zir- venin ardından belli olacağmı kaydetti. Usküp'ten dönüşünde dün akşam Esenboğa Havalima- nı'nda gazetecilere açıklama- larda bulunan Ecevit, ekonomi yönetimi ve kabinede herhangi bir revizyon yapılıp yapılmaya- cağının sorulması üzerine, bun- lann liderler toplantısında görü- şüleceğini söyledi. Başbakan Bülent Ecevit, "Daha yeni dönmüş bulunuyo- rum. Zannediyorum 1-2 gün içinde çahşmalar yapdacaktır" diye konuştu. Ecevit, bu görüş- menin hafta sonu yapılıp yapı- lamayacağı yönündeki soruya, "Yann (bugün) görüşeceğiz'' karşılığını verdi. Başbakan Ecevit, "THY'de dün (önceki gün) Türk Lirası ile bilet saüşı yapdmadı, dolaria yapüdL Bu uygulamayı nasıl de- ğeriendiriyorsumız" sorusunu da "Bilemiyorum. Sizden haber ahyorum. Ben de sizden duymuş ohryorum" diye yanıtladı. Ekonomiden sorumlu bir baş- bakan yardımcısınm görevlen- dirilip görevlendiribneyeceğinT* soran bir gazeteciye de Ecevit şu karşılığı verdi: "Henüz görüşühnedL Ancak ekonomide önemK karariar al- dığımız için bu kararlann uygu- lanmasıyla ilgili başka kararla- nn da ahnması zorunlu olacak- tır. Şu ana kadar görüşme ola- nağı bulamadık. Fakat zannedi- yonun 1-2 gün içinde değeıü or- taklanmla görüşme olanağı bu- lacağız." Bugün revizyon yapılsa bile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Mısır'a gidecek olma- ~sı nedeniyle kararnamenin keri- disine vekâlet eden TBMM Başkanı Ömer tzgi tarafından mı imzalanacağı, yoksa Se- zer'in dönüşünün mü beklene- ceği Ankara kulislerinde tartış- ma konusu oldu. Dalgalı kurlMF'yi kanştırdı VVASHINGTON (AA) - Türkiye'nin kur polıtikasında çıpa sistemi uygulamasından dalgah kura geçmesi, Ulusla- rarası Para Fonu (IMF) yöne- timini yoğun eleştiriler altın- dabıraktı. Sabit kur ve çıpa sistemine muhalefetiyle tanınan IMF'nin, çıpa sistemi uygula- yan son öneınli ülke olan Tür- kiye'ye dalgah kura geçmesi için son gelişmeier öncesinde neden daha büyük baskı yap- madığı ve neden bu uygulama- ya rağmen, mali desteğini art- tırarak sürdürdüğü sorulanna, IMF yöneticileri "Türkiye'nin farktüığmı" öne çıkararak kar- şıhk veriyor. IMF kaynaklan, son geliş- melerin hemen öncesinde IMF 1. Başkan Yardımcısı Stanley Fiscber'in çıpa sisteminden vazgeçüerek dalgah kur uygu- lamasına geçilmesi için Türk yetkililer nezdinde büyük çaba harcadığını, ancak sonuç ala- madığını belirterek kendileri- ni şöyle sa\ r unmaya çahşıyor- lar. "Söz konusu olan bir Tay- landdeğü,NATOüyesiolanve Avrupa Birüği'nin potansiyel üyeferi arasmdabuhman bir ül- ke. Pek çok bağlanttlan ve tor- pilleri var, bu yüzden onlara ne yapacaklarmı söytemek kotey Fon kaynaklan, Türkiye'nin son yaşananlara dek IMF'nin telkinlerine ragmen çıpa siste- minde direnmesinde Ahnan- ya'dan destek aldığını da öne sürüyorlar. Demheliçin 4bin 727ydhapis istendi Istanbul Haber Servisi - Is- tanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Egebankia ilgi- li yürüttüğü soruşturmayı ta- mamlayarak bankanın eski sahibi Yahya Murat Demi- rd'in de aralannda bulundu- ğu 36 kişi hakkında dava aç- tı. Demirel'in 7 ayn suçtan toplam 4 bin 727 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptınl- ması istendi. Iddianamede. Yahya Demi- rel'in 'cürüm işlemek için te- şekkül oluşrurmak', 'çıkar amaçh suç örgütü oluştur- mak, yönetmek', 'kurum yö- netkisi olarak dolandıncıuk', 'kurum yöneticisi olarak do- landıncıhğa azmettirmek', 'Bankalar Kanunu'na muha- lefet etmek', aynca 'banka yo- luyladolandınahk' suçundan 615 kez, 'usubüz kredi ver- mek' suçundan ise 11 kez ce- zalandınlması istendi. tddianamede, cezalann ya- n oranına kadar arttınlması öngörülerek Demirerin top- lam bin 891 yıl 6 ay ile 4 bin 727 yıl arasında ağır hapis ce- zasına çarptmlması talep edildi. tddianamede, Demirerin cezaevinde evlendiği eşi Ay- şenur Demirel, Özgen Tamu- man, EsatErkuş,Aydoğan Se- mizer, Nail Keçili, Neslihan Demirel, Ali Errunç Yalçm ve Hüseyin Bayraktar'm da ara- lannda bulunduğu 35 sanığın ise 6 aydan başlayan hapis cezalanna çarptınlmalan is- tendi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada olaylar Türkiye'dekine benziyor. Ama başta da vur- guladığım gibi aktaracağım konulann ve sözünü edeceğim kişilerin Türkiye ile hiçbir ilgisi yok. Ülkeler adını ya üzerinde bulunduğu coğrafyadan ya da o topraklarda yaşayan uluslardan alır. Hortum- land, adını yönetim biçiminden almış. Bu ülkede so- yulmamış hazine, yolsuzluğun girmediği makam kal- mamış. Kaçak akaryakıt yolsuzluğu yapanlar korsan rafineri kuracak kadar ileüemişler. Kaçak muz ticare- ti yapanlar, özel sarartma tesisleri kuracak kadar pro- fesyonelleşmişler. Devletin bankalannı soymak için özel banka kurmuşlar. Eskiden bankalar gece silah- la soyulurmuş, giderek gündüz kravatla soyar olmuş- lar... Yeri geldikçe de bu ülkeyi çok sevdikJerini söyle- yip haykırmışlar . . - Yaşasın yurdu-muz... Bu kişiler devletin üst katlannda da "yardımalar" bulmuşlar. Bunlardan bin de Hüzzamettin Yozkan. Efendim Hüzzamettin Bey, her konuda yetenekli, her zeminde dans edebilen bir kişiymiş. Bu becerileri onu Hortumland hükümetinde her şeyden sorumlu koltuğagetinmiş. Sorumluluğunabir de banka verilmiş: Haltbank... Nankör... Kör... Haltbank deyip geçmeyin. Hortumland'ın en ünlü arpalığı... Daya hortumu, istediğin kadar götür, dev- let garantili... Bankanın başında da bu tür işleri başarıyla uygu- layacak bir genel müdür varmış: Gelal Yesen... Haltbank'ın temel işlevi Hortumland'daki küçük esnafı, tüccan desteklemekmiş ama, paralann çoğu Hüzzamettin Bey'den "olur" almış kişilere, şirketle- re, bankalara gidermiş. Haltbank'ın verdiği krediler arada bir denetlenir, yanlış iştemler için rapor hazırtanırmış. Ne gam... Eğer, Hüzzamettin Bey onaylamazsa bu raporlar da bir işe yaramazmış. Son birkaç yılda Haltbankta olup biten- lerle ilgili onlarca rapor hazırianmış, ama işleme gir- memiş. Raporlann kaderi şuymuş: Müfettişler geri dönmeyen kredilerden sorumlu ki- şilerle ilgili bilgi-belgeleri de içeren raporu hazırtaytp üst makama verirler. Bunu yargı aşaması izler. Ancak yargının hareket edebilmesi için Haltbank'tan sorum- lu bakanın izin vermesi gerekir. Yargıdan gelen yazı- yı inceleyen Hüzzamettin Bey bunlan hemen hasıral- tı eder. Yargı izin bekleyedursun Hüzzamettin Bey ra- poru yazanlan uyanr: "Böyle denetleme raporu mu olur? Yeniden ya- zın..." Yeniden yazılır, bunu da beğenmez. Her şeyden so- rumlu bakan, denetimin denetiminin denetimini yap- tınr. Beğenirse raporu işleme koyar. Hüzzamettin Bey'in Hortumland Büyük Maliyet Meclisi'ndeki ağıriığı da çok fazlaymış. Iktidar-muha- lefet dinlemez, ne iş olursa yaparmış. Böylece mu- halefet partileri de ona pek dokunmak istemezlermiş. Hüzzamettin Bey'in partisinden hiç söz etmedik. Duyma Söyleme Partisi (DSP)... Bu partinin, ötekile- rin gıpta ettiği pek çok özelliği varmış. Milletvekilleri- nin ağzı var dili yok, mebusluğu var ili yok... Bu yapının başlıca mimarlanndan biri de Hüzza- mettin Bey'miş. Milletvekillerinin çoğu annesine te- lefon ederken O'ndan izin alırmış. Hüzzamettin Bey o kadar geniş y-etkilerle donatıl- mış ki, Başbakan'a laf edilirse haddini bildirmek de O'ndan sorulurmuş. Günlerden bir gün ülkenin Cumhurbaşkanı ile Baş- bakanı Hortumland'ın denetlenmesi konusunda kar- şı karşıya gelmiş. Hüzzamettin Bey'in aklına hemen Haltbank'ta olup bitenler gelmiş. Köpümnüş, "fîaş- bakanıma lafettirmem" demiş. Kendisini kimin seçtiğini unutup, Cumhurbaşka- nı'na çıktşmış: "Seni bizseçtik, nankör..." Hortumland sakinleri de ufak ufak uyanmaya mı başlamış ne? Hüzzamettin'e çıkışmış: "Yeter be, millet ne sersem ne de kör..." [email protected] iz iııtilıara sürükleyebîlir' tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de son yıllarda yaşanan ekono- mik krizin, intihar ve intihara teşebbüs olay- lannda patlamaya yol açması olasılığı vurgu- lanıyor. Psikiyatr Prof. Dr. Ozcan Köknel, dün- yada yapıhnış bilimsel araştırmalar sonucu, in- tihara yol açan 40'a ya- kın toplumsal ve ya- şamsal olaym belirlen- diğini vurgulayarak "Birinci sırada, ekono- mik kriz ve bimin top- lumsal olarak yerini kaybetmesi gelijor'' de- di. Bir süre önce 300 miryon lira borcu olan Muğlalı bir emekli, mil- letvekili emekliliğiyle ilgili yasayı içine sindi- remediğini bildiren bir mektup bırakarak inti- har etmişti. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK A nkara'run tarihi lokantası olan IX. 'Bizim Restoran'da büyük bir felaket yaşandı. Önemli konukla- nn da davetli olduğu bir öğle ye- meğinde üst düzey elemanlar ara- smda çıkan bir anlaşmazhk sonun- da ocaktaki yemek yandı. Geçmiş- te de birkaç kez yaşanan bu fela- ket kolay atlatılamadı. Geçmişte yaşanan yemek yanma felaketle- rinde konuklar orduevinde ağırla- narak durum idare edilmişse de bu kez bu çare de bulunamadı. Ordu- evi yetkilileri hazırlıklannın ohna- dığını söyleyerek mazeret beyan ettiler. Bu durum karşısında öğle yemeği yerine soğuk büfe ile yeti- nildi. Peki, olaylar nereden doğ- muştu? Işte tarihi gerçekler!.. çe$niclba$ı malzemeyl beğenmiyor... T okantanm yenilenen aşçı kad- JLJ rosu eski çeşnicilerin yerine yeni bir çeşnicibaşı getirmişlerdi. Aşçıbaşı başlangıçta pek mem- nundu, "Inşallah bizler pek leziz yemekler pişireceğiz, çeşnicibaşı- mız da yemeklerimizi tadacak, el- bette beğenecek, lokantada işler de ökırukır yürüyecek'' diyordu. An- cak kazın ayağı öyle çıkmadı. Yü- zü pek gühneyen çeşnicibaşı her yemeği inceliyor, tadına bakıyor, sonra da gaz yapıp yapmadığma bakarak karar veriyordu. Aşçılar şaşırmışlardı, hiç böyle çeşnici gö- rühnemişti. Geçmişte çeşnicibaşı- lan, gelen yemekleri tatmaklakal- maz, iyice yer içer, üstüne parmak- lannı da yalar, sonra da oluru ba- sıp "Lezizdir, bundan lezizi ola- maz" diye mührü basarlardı. Bu yenisi pek titiz, çok pipirikli dav- ranıyordu. Hele de malzemelere fena takmıştı, ikide bir "Bu fasul- yeyi nereden aldınız", "Bu merd- mek taşh", "Bu bahklarda ava ta- dıanyorum","Etlerbirtuhaf,yok- sa kaçak et mi gnTvor" gibi gıcık sorular soruyordu. Malzeme işle- rine bakan Hüsmen Da>ı bunlara çok bozuluyor, ama arkasmdan söylediği sözleri başka yerde söy- lemeyip işleri yürütmeye çalışıyor- du. Ama çeşnicibaşı son davet ön- cesi tattığı baklayı ağzından çıka- nnca olanlar oldu. Çeşnicibaşı si- nirlenmiş, "Sizkimikandınyorsu- nuz?" diyordu, "bana bu balada- Id lalçıklan yutturamazsmız, gene i gene yakülar... şartname dışı malzeme akhnız de- ğil mi?" Işte olanlar olmuştu. A$çıba$ı mutfağı terkedlpglttl... şçıbaşı ağlamaklı olmuştu. "Bunca yıkhr yemek yapıyo- rum. Tuzlu yapüğnn da oldu, tuz- suz da; ama kimse böyksine bak- layı ağ7inrian çıkarmadL Ben böy- le muameieye abşık değflim, bana şefkade davrandmahdır. Ben has- sas tabiatüyım, ne yapayım ki do- ğuştan bö>1eyim. Nasıl olur da yap- tığun yemekler beğenihnez! Hadi beğenflmedi, bö>iesine baklayı çı- kanp da önüme atmak neyin nesi- dir? Bu lokantada yıOanhr yemek pişjyor, kimse de çıkıp bir şey söy- lemiyor da neden bu iş benim ba^- ma geKyor" diye çok üzüldü. Bu üzüntüyle gitti, bir çorbacıya gir- diyse de önüne gelen çorbadan bir kaşık bile ahnadı. Çorbacıda kar- nını doyuranlara da olan biteni an- lattı, "Bu böyle ohnaz, ne yapaca- ğmn bilmhorum. ama sanmayın ki kolay kolay vazgeçerim, ben öyle ktkantayı birakm gitmem,yemeğin de bir şeji yoktu, her şey çeşniciba- şı yüzünden oldu" diye derdini döktü. îçinden de "Ah ah, ben Ba- ba'yı getiream demiştim de ohna- di, biz de Amca'yı getirdik, böyle olacağmı büseydim belki Enişte'yi bile düşünürdük" diye geçirdi. Malzemeci pek öfkelendl... Malzemeci daha öfkeliydi. Çeşnicibaşma çok kızıyor, ikide bir yapılanlan beğenmeme- sine pek içerliyordu. Bu kez ken- dini tutamadı. Çeşnicibaşma dön- dü, "Nankör" diye bağırdı, "seni buraya çeşnicibaşı yapan kimdi? Malzemeleri beğenmiyormuş; yok ayüdanmamış sebzeler kullanıh- yormuş, yok eüerin nereden gekli- ği befli değihniş, armudun sapı var, üzümün çöpü varmış, sen bu ye- melderyıllardn- nasıl çıkryor habe- rin var mı? Bizim canımız çıkryor, bulup buhışturuptencereyi kayna- öyoruz, beyuniz kaşık ucuyla alıp fetva veriyor. Hem sen daha peynir yemeyi bihniyorsun, bir parça pey- niri aak yapma>-a çahşıyorsun. Bu böyle ohnaz, ya bu huysuzJuklar- dan vazgeçersin ya da biz yemek üstesüü değistirir, soğuk büfeyle idare ederiz" diye bağırdı. Böyle bir kavp çıkar çıkmaz or- talık kanştı, millet "Aman yemek çıkmayacakmış" diye bakkallara hücum etti, ne bulduysa alıp kile- re atmaya başladı. Şimdi ortalık yatışıyor, ama her zaman olduğu gibi, aç kalan ahali oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle