Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim
Yddız 9 Yazıışleri Müdürii: Safim
Alpaslan • Sorumlu Müdür Fikret
Üldz # Haber Merkezi Müdürü:
HakanKara
tstıhbarat: Cengjz Yüdınm • Ekonomi: Öziem Ynzak
• Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdülkadir
Yücelman • Makaleler: Sami Karaören •
Düzeltme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf: Erdoğan
Köseoğlu • Bılgı-Belge Edib« Buğra • Yurt Haber-
leri: Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsilcisi: Gflray Oz
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan).Orhan Erinç, Hik-
met Çetinkaya, Şükran Son-
er, tbrahim Yıldız, Orhan
Bursah, Mustafa Balbay,
HakanKara.
Ankara Temsilcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:
4195027 • Izmır Temsilcisi: Serdar Kmk, H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 • Adana Tem-
sılcısı: Çetin Yiğenoğlu, İnönüCd 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel:
363 12 11, Faks. 363 12 15
Müessese Müdürü. Erol
Erknt • Koordınatör:
Ahmet Korulsan # Mu-
hasebe: Biilent Yener •
Idare: Hüseyin Gürer
• Satış: FazUet Kuza
MEDYA C: • Yöıretıro Kurulu
Başkanı - Genel Müdür GülbJB
Erdor&n # Koordınatör Refea
Işıtman 9 Genel MüdürYanlıtncısı:
ScvdaÇoban Tel 514 07 53 - 513
95 80 - 5138460-61, Faks. 5138463
Ya>ımla>aD ve Basaa: Yeaı Gun Haber Ajansı. Basın \e* Ya>ıncüık A Ş
Tüıkocag'ı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbul. PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0212) 512 05 05 (20 hal)
Faks (0^212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 24ŞUBAT2001 lmsak:5.12 Güneş: 6.39 Öğle: 12.25 Ücindi: 15.24 Akşam: 17.54 Yatsı: 19.17
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada ,
yardımcısını göreve getirmelidir."
Işadamlannın ifade etmek istediği asıl amaç orta-
da.
Bir Başbakan, üç yardımcısı, ilgili devlet bakanlan
ekonomiyi bu hale getirdiler, bu konuda gerekli olan
koordinasyonu yapamadılar..
Iki: Bu öneriyle TÜSİAD; Başbakan, üç yardımcısı ve
ilgili devlet bakanlannın bir kenara çekilmesini, sayılan
kişileryerine "senvayepiyasalannagüven verecek, bil-
gi ve tecrûbe açısından donanımlı, sorvmlu bir baş-
bakan yardımcısı" getirilmesini istiyor.
Işadamlan, ya nezaketen ya da kızım sana söylüyo-
rum gelinim sen anla hesabı, Başbakan'a istifa kuru-
munu anımsatıyor..
Ama Başbakan, ekonomideki son patlamanın so-
rumluluğunu değil üstlenmek, aklının ucundan bile ge-
çirmiyor.
Ecevft, ülkeyi yüzde 30 yoksulluğa mahkûm eden
son kararlann ekonomiye "dinamizm getireceğini" sa-
vunuyor.
Oysa, ülkeye ve ekonomiye dinamizm gelebilmesi
için ivedi önkoşul; sesi titremeyen, ayağını sürümeyen,
dinamik bir başbakanın işbaşı yapması.
Çoktandır söylenmesi gerekeni, ANAP Milletvekili
Mehmet Ali Irtemçelik, bir açıklamayla kamuoyuna
duyurdu.
Dedi ki: "Başbakanlıkyetki vesorumluluklanntnhak-
kını veremeyecek dunımda olduğu artık saklanama-
yacak hale gelen Sayın Ecevit'in göreve herşeye rağ-
men devamını 'çare' veya 'çaresizlik' saymak, ilk dev-
renin sonunda beyin sarsıntısı geçirerek hastaneye
kaldınlan futbolcunun ikinci devre kaç gol atacağını
merak etmek kadar akıl dışıdır."
Bu cümle, aylardır kulislerde konuşulan -doğruluğu
yadsınamayan- Ecevit gerçeğini içeriyor.
Irtemçelik, hem Türkiye'nin hükümetsiz kalmayaca-
ğına değiniyor hem de "çok pahalı krizlerle üçüncü ta-
raflara fatura ederek kaçmak istediği de akıllara gelen
Sayın Ecevit'in zamanlıca aynlmasına yardımcı olun-
malıdır" diyor.
Gerçekten Ecevit; son ikiyıldırsiyasal bunalımlarya-
ratmakta rekorlar sahibi. Orneğin, Köşk'ten çıkarak
ağır ithamlarla karşılaştığını basın toplantısı üzerine
basın toplantısı yaparak açıklamasıyla son ekonomik
krizin "patlamasına" neden olan sanki kendisi değil-
mişgibi...
...Makedonya'ya giderayak, suçu, "Aslında ekono-
mide bir sorun vardı, ortaya çıkmış oldu" diyerek yö-
netiminde bulundugu ve sorumlu olduğu ekonomiye
attı.
Doktor raporu gibi
"Zaten ekonomiyi yeniden gözden geçirmek" zo-
runluymuş.
Türkiye'de patlak veren krizin belirtilerini daha önce
bildirmediği için komiser Cottarelli'yi görevden alma-
yı IMF merkezi düşünüyormuş.
Ama bizde bir günde bireyieri, iş âlemini ve devleti
perişan eden Başbakan ya da ekibinden bir tek kişi,
sorumluluğu üstlenerek istifa etmiyor. Pesss!
Sırası geldi. Ecevit'le ilgili doktor raporu gibi haber-
ler dünkü basında yer aldı:
IMF Başyardımcısı Fıscher, Türkrye'den aynlma-
dan önce, "bu dürums dayanamazsınız. Dalgalı kur
politikasına geçin" dedi. Ecevit ile Bahçeti karşı çıktı.
KaraçarşambagecesiFischer'letelefontemasıkurul-
du, IMF yetkilisi direndi. Sonrasını (23 Şubat 2001-
Milliyet) Tuncay Özkan'ın "Perde Arkası" sütunun-
dan okuyalım:
"Bu temaslardan sonra Başbakan 'kararsız' kaldı.
'Dalgalı kur politikası için birevet, bir hayırdedi'... (Ha-
zine Müsteşan'nın ısranndan sonra)... Ecevit bu du-
nımda dalgalı kurpolitikasına geçilmesinoktasında fi-
kir belirtti."
Birbaşkaömek: önce gazetedeki başlık: "Ecevit, I-
rak ile Kıbns'ı kanştırdı" (23 Şubat 2001 -Hürriyet).
Şimdi haber "Başbakan Ecevit, Inciriik'ten kalkan
ABD uçaklannın Kuzey Irak'taki Bağdat'a ait uçaksa-
varian bombalamasına ilişkin sorulan yanrtlarken 'Gü-
ney Kıbns'ın kuzey kesiminden uyancı, kaygı uyandı-
ncı birtakım işaretler geldiği vakit... Incirlikteki Türk
subaylannın bilgisi ve onayı dahilinde... bu şekilde ha-
va harekâtı yapılıyor' dedi."
Nasılsınız, iyi misiniz?
Bütçenin yükü arttı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)-Uluslara-
rası Para Fonu'nun
(TMF) 14 ay sonra çö-
ken ekonomik progra-
rru, Türkiye'ye 48 kat-
rilyon liralık 2001 büt-
çesinin yüzde 70'i dü-
zeyinde yeni bir yüke
neden oldu. Kurlann
serbeşt bırakılmasıyla
gerçeftleşen devalüas-
yon öncesinde 6.3 kat-
rilyon lira olan cari açık,
bir gün içinde 8.9 katril-
yon liraya ulaştı. Türki-
ye'nin 107miryardolar-
lık dış borç stoku, sabit
kurda 73.4 katrilyon li-
rayken, dalgah kura ge-
çişle. 103 katrilyon lira-
ya çıktı. Merkez Banka-
sı'nın 1.5 milyar dolar
üzerinden 1.5 katrilyon
liralık bunalım nedeniy-
le kaybı da dikkate alın-
dığında, önce kurlann
baskı alrına alınıp sonra
serbest bırakılmasıyla
toplam 33 katrilyon 700
trilyon liralık yeni mali-
yet oluştu.
Akademisyenler, piyasalara güven aşılayacak mekanizmaları sıraladılar
Bıuıabma çözüm bıüııııabilir
Ekonomi Servisi - Akademisyenler, eko-
nominin haita başından beri düştüğü buna-
lımdan kurtulması için hükümetin acil ola-
rak bankacılık sisteminin sorunlanna çare
bulması gerektiğini vurguluyorlar. Bu kap-
samda mali sistem reforraunun ilk elden çı-
kanlmasının zorunlu olduğuna dikkat çeken
akademisyenler, bu krizin, kasım ayında ban-
kalann yaşadığı nakit sıkışıklığının devamı
olduğunu belirtiyorlar. Prof. Dr. Esfender
Korkmaz, Merkez Bankası'na faiz politika-
sı konusunda yetki verilmesinin zorunlu ol-
duğunu ifade ederken kamuda da şeffaflığı
sağlayacak önlemler alınması gerektiğini
kaydetti.
Prof. Dr. Türkel Minibaş ise mali deneti-
min arttırılması yönünde önlemler alınması
gerektiğine işaret etti. Minibaş, kısa vadede
enflasyon ile maaşlar arasındaki makasın da-
raltılmasının ücretlilerin geçinmesi için ka-
çınılmaz bir gerçek olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Kaya Ardıç. Fransa'dadabenzerbir
durumun yaşandığını, Cumhurbaşkanı Jac-
ques Chirac ile Başbakan Lionel Jospin ara-
sında, Korsika'ya özerklik tanınmasını öngö-
ren yasa için çıkan anlaşmazhkta mali piya-
salann buna hiç tepki vermediğini, bizim ül-
kemizde gerçekleşen bu durumda piyasala-
nn verdiği bu tepkinin ise Türkiye'de banka-
cılık sisteminin sağlıksızlığından kaynaklan-
dığını belirtti. Ardıç, "Yangm nereden çıktry-
sa oradan söndürüjsün" dedi.
Prof. Dr.Targan Ünal ise güvensizlik orta-
mında hiçbir hedefin tutturulamayacağını
ifade ederek enflasyonun da yüzde 40'larda
gerçekleşmesinin bile başan olarak nitelen-
dirilebileceğini söyledi.
thracatm arttınhp ithalatta kısıtlamalara
gidilmesi gerektiğl.:
belirten Ünal, bu aşa-
mada sermaye piyasasının da düzenlenme-
sine yönelik çalışmalar yapılması gerektiği-
ni bildirdi.
Akademisyenlerin 'güven unsurunun otur-
tulmasını' ön plana çıkardığı çözüm önerile-
ri şöyle sıralanıyor
• Hazine yerine ayn bir kurum olarak Borç
Idaresi kurulmalı
• Merkez Bankası daha aktif hale gelip pi-
yasayı rahatlatacak nakti enjekte etmeli.
• Açık piyasa işlemleri ve faiz silahı, kuru
belli bir oranda dengeleyecek. Dolar bu
kapsamda 850-900 bin arasında dengele-
nebilir.
• Kamu bankalannm görev zararlanna
acilen çözüm bulunmab.
• BDDK'nin 'Mali Sistem Reformu'nu
ilk elden çıkarmah.
• Yabancı yatınmcının güveni sağlanıp
lıkitide krizi aşılabilir.
• Sağhklı özeUeştirme pobtikalan izlen-
meli.
• Ihracat arttınlıp ithalatta kısıtlama ya-
pılmalı.
• Oretimi teşvik edici önlemler alınma-
h.
• Sermaye piyasasının düzenlenmesine
yönelik düzenlemeler yapılmah. Serma-
ye piyasasına dışandan kaynak bulunma-
h.
Prof. Dr. Erinç Yddan, yüksek enflas-
yonlu Türkiye'de bu modelin uygulana-
bileceğinden kuşkulu olduğunu söyledi.
Yeldan, aslında IMF'yle yürütülen ve ar-
tık eski olan programa göre 2003 yılın-
dan sonra Türkiye'nin enflasyonu düşür-
me yönündeki kazanımlannı sağlama al-
mak üzere enflasyon hedeflemesi programı-
na geçmesinin öngörüldüğünü belirtti. Enf-
lasyon hedeflemesinin, 1990'lann başında
Yeni Zelanda, AJmanya, Kanada'da tipik ör-
nekleri görülen yeni bir tür uygulama oldu-
ğunu kaydeden Yeldan, bu uygulamada tek
haneli enflasyondan sonra 3 aşamada belir-
li aralıklar arasında enflasyon hedefinin be-
lirlendiğini, Merkez Bankası'mn da bu ara-
lıklarda enflasyonu tutturmaya çalıştığmı
anlattı.
T
~
s
r&=*S' ^ /
Kabinede değişiklik sinyaliANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ekonominin içinde bu-
lunduğu kriz, bugün yapılacak
liderler zirvesinde ele alınacak.
Başbakan Bülent Ecevit, "Eko-
nomide önenüı karariar aldığı-
mız için bu kararlann uygulan-
masıyla ilgili başka kararlann
da ahnması zorunlu olacaktır"
dedi. Ecevit, kabinede revizyon
yapılıp yapılmayacağmın, zir-
venin ardından belli olacağmı
kaydetti.
Usküp'ten dönüşünde dün
akşam Esenboğa Havalima-
nı'nda gazetecilere açıklama-
larda bulunan Ecevit, ekonomi
yönetimi ve kabinede herhangi
bir revizyon yapılıp yapılmaya-
cağının sorulması üzerine, bun-
lann liderler toplantısında görü-
şüleceğini söyledi.
Başbakan Bülent Ecevit,
"Daha yeni dönmüş bulunuyo-
rum. Zannediyorum 1-2 gün
içinde çahşmalar yapdacaktır"
diye konuştu. Ecevit, bu görüş-
menin hafta sonu yapılıp yapı-
lamayacağı yönündeki soruya,
"Yann (bugün) görüşeceğiz''
karşılığını verdi.
Başbakan Ecevit, "THY'de
dün (önceki gün) Türk Lirası
ile bilet saüşı yapdmadı, dolaria
yapüdL Bu uygulamayı nasıl de-
ğeriendiriyorsumız" sorusunu
da "Bilemiyorum. Sizden haber
ahyorum. Ben de sizden duymuş
ohryorum" diye yanıtladı.
Ekonomiden sorumlu bir baş-
bakan yardımcısınm görevlen-
dirilip görevlendiribneyeceğinT*
soran bir gazeteciye de Ecevit
şu karşılığı verdi:
"Henüz görüşühnedL Ancak
ekonomide önemK karariar al-
dığımız için bu kararlann uygu-
lanmasıyla ilgili başka kararla-
nn da ahnması zorunlu olacak-
tır. Şu ana kadar görüşme ola-
nağı bulamadık. Fakat zannedi-
yonun 1-2 gün içinde değeıü or-
taklanmla görüşme olanağı bu-
lacağız."
Bugün revizyon yapılsa bile
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in Mısır'a gidecek olma-
~sı nedeniyle kararnamenin keri-
disine vekâlet eden TBMM
Başkanı Ömer tzgi tarafından
mı imzalanacağı, yoksa Se-
zer'in dönüşünün mü beklene-
ceği Ankara kulislerinde tartış-
ma konusu oldu.
Dalgalı kurlMF'yi
kanştırdı
VVASHINGTON (AA) -
Türkiye'nin kur polıtikasında
çıpa sistemi uygulamasından
dalgah kura geçmesi, Ulusla-
rarası Para Fonu (IMF) yöne-
timini yoğun eleştiriler altın-
dabıraktı.
Sabit kur ve çıpa sistemine
muhalefetiyle tanınan
IMF'nin, çıpa sistemi uygula-
yan son öneınli ülke olan Tür-
kiye'ye dalgah kura geçmesi
için son gelişmeier öncesinde
neden daha büyük baskı yap-
madığı ve neden bu uygulama-
ya rağmen, mali desteğini art-
tırarak sürdürdüğü sorulanna,
IMF yöneticileri "Türkiye'nin
farktüığmı" öne çıkararak kar-
şıhk veriyor.
IMF kaynaklan, son geliş-
melerin hemen öncesinde IMF
1. Başkan Yardımcısı Stanley
Fiscber'in çıpa sisteminden
vazgeçüerek dalgah kur uygu-
lamasına geçilmesi için Türk
yetkililer nezdinde büyük çaba
harcadığını, ancak sonuç ala-
madığını belirterek kendileri-
ni şöyle sa\
r
unmaya çahşıyor-
lar. "Söz konusu olan bir Tay-
landdeğü,NATOüyesiolanve
Avrupa Birüği'nin potansiyel
üyeferi arasmdabuhman bir ül-
ke. Pek çok bağlanttlan ve tor-
pilleri var, bu yüzden onlara ne
yapacaklarmı söytemek kotey
Fon kaynaklan, Türkiye'nin
son yaşananlara dek IMF'nin
telkinlerine ragmen çıpa siste-
minde direnmesinde Ahnan-
ya'dan destek aldığını da öne
sürüyorlar.
Demheliçin 4bin
727ydhapis istendi
Istanbul Haber Servisi - Is-
tanbul DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı, Egebankia ilgi-
li yürüttüğü soruşturmayı ta-
mamlayarak bankanın eski
sahibi Yahya Murat Demi-
rd'in de aralannda bulundu-
ğu 36 kişi hakkında dava aç-
tı. Demirel'in 7 ayn suçtan
toplam 4 bin 727 yıla kadar
ağır hapis cezasına çarptınl-
ması istendi.
Iddianamede. Yahya Demi-
rel'in 'cürüm işlemek için te-
şekkül oluşrurmak', 'çıkar
amaçh suç örgütü oluştur-
mak, yönetmek', 'kurum yö-
netkisi olarak dolandıncıuk',
'kurum yöneticisi olarak do-
landıncıhğa azmettirmek',
'Bankalar Kanunu'na muha-
lefet etmek', aynca 'banka yo-
luyladolandınahk' suçundan
615 kez, 'usubüz kredi ver-
mek' suçundan ise 11 kez ce-
zalandınlması istendi.
tddianamede, cezalann ya-
n oranına kadar arttınlması
öngörülerek Demirerin top-
lam bin 891 yıl 6 ay ile 4 bin
727 yıl arasında ağır hapis ce-
zasına çarptmlması talep
edildi.
tddianamede, Demirerin
cezaevinde evlendiği eşi Ay-
şenur Demirel, Özgen Tamu-
man, EsatErkuş,Aydoğan Se-
mizer, Nail Keçili, Neslihan
Demirel, Ali Errunç Yalçm ve
Hüseyin Bayraktar'm da ara-
lannda bulunduğu 35 sanığın
ise 6 aydan başlayan hapis
cezalanna çarptınlmalan is-
tendi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
olaylar Türkiye'dekine benziyor. Ama başta da vur-
guladığım gibi aktaracağım konulann ve sözünü
edeceğim kişilerin Türkiye ile hiçbir ilgisi yok.
Ülkeler adını ya üzerinde bulunduğu coğrafyadan
ya da o topraklarda yaşayan uluslardan alır. Hortum-
land, adını yönetim biçiminden almış. Bu ülkede so-
yulmamış hazine, yolsuzluğun girmediği makam kal-
mamış. Kaçak akaryakıt yolsuzluğu yapanlar korsan
rafineri kuracak kadar ileüemişler. Kaçak muz ticare-
ti yapanlar, özel sarartma tesisleri kuracak kadar pro-
fesyonelleşmişler. Devletin bankalannı soymak için
özel banka kurmuşlar. Eskiden bankalar gece silah-
la soyulurmuş, giderek gündüz kravatla soyar olmuş-
lar...
Yeri geldikçe de bu ülkeyi çok sevdikJerini söyle-
yip haykırmışlar . .
- Yaşasın yurdu-muz...
Bu kişiler devletin üst katlannda da "yardımalar"
bulmuşlar. Bunlardan bin de Hüzzamettin Yozkan.
Efendim Hüzzamettin Bey, her konuda yetenekli,
her zeminde dans edebilen bir kişiymiş.
Bu becerileri onu Hortumland hükümetinde her
şeyden sorumlu koltuğagetinmiş. Sorumluluğunabir
de banka verilmiş:
Haltbank...
Nankör... Kör...
Haltbank deyip geçmeyin. Hortumland'ın en ünlü
arpalığı... Daya hortumu, istediğin kadar götür, dev-
let garantili...
Bankanın başında da bu tür işleri başarıyla uygu-
layacak bir genel müdür varmış:
Gelal Yesen...
Haltbank'ın temel işlevi Hortumland'daki küçük
esnafı, tüccan desteklemekmiş ama, paralann çoğu
Hüzzamettin Bey'den "olur" almış kişilere, şirketle-
re, bankalara gidermiş.
Haltbank'ın verdiği krediler arada bir denetlenir,
yanlış iştemler için rapor hazırtanırmış. Ne gam... Eğer,
Hüzzamettin Bey onaylamazsa bu raporlar da bir işe
yaramazmış. Son birkaç yılda Haltbankta olup biten-
lerle ilgili onlarca rapor hazırianmış, ama işleme gir-
memiş. Raporlann kaderi şuymuş:
Müfettişler geri dönmeyen kredilerden sorumlu ki-
şilerle ilgili bilgi-belgeleri de içeren raporu hazırtaytp
üst makama verirler. Bunu yargı aşaması izler. Ancak
yargının hareket edebilmesi için Haltbank'tan sorum-
lu bakanın izin vermesi gerekir. Yargıdan gelen yazı-
yı inceleyen Hüzzamettin Bey bunlan hemen hasıral-
tı eder. Yargı izin bekleyedursun Hüzzamettin Bey ra-
poru yazanlan uyanr:
"Böyle denetleme raporu mu olur? Yeniden ya-
zın..."
Yeniden yazılır, bunu da beğenmez. Her şeyden so-
rumlu bakan, denetimin denetiminin denetimini yap-
tınr. Beğenirse raporu işleme koyar.
Hüzzamettin Bey'in Hortumland Büyük Maliyet
Meclisi'ndeki ağıriığı da çok fazlaymış. Iktidar-muha-
lefet dinlemez, ne iş olursa yaparmış. Böylece mu-
halefet partileri de ona pek dokunmak istemezlermiş.
Hüzzamettin Bey'in partisinden hiç söz etmedik.
Duyma Söyleme Partisi (DSP)... Bu partinin, ötekile-
rin gıpta ettiği pek çok özelliği varmış. Milletvekilleri-
nin ağzı var dili yok, mebusluğu var ili yok...
Bu yapının başlıca mimarlanndan biri de Hüzza-
mettin Bey'miş. Milletvekillerinin çoğu annesine te-
lefon ederken O'ndan izin alırmış.
Hüzzamettin Bey o kadar geniş y-etkilerle donatıl-
mış ki, Başbakan'a laf edilirse haddini bildirmek de
O'ndan sorulurmuş.
Günlerden bir gün ülkenin Cumhurbaşkanı ile Baş-
bakanı Hortumland'ın denetlenmesi konusunda kar-
şı karşıya gelmiş. Hüzzamettin Bey'in aklına hemen
Haltbank'ta olup bitenler gelmiş. Köpümnüş, "fîaş-
bakanıma lafettirmem" demiş.
Kendisini kimin seçtiğini unutup, Cumhurbaşka-
nı'na çıktşmış:
"Seni bizseçtik, nankör..."
Hortumland sakinleri de ufak ufak uyanmaya mı
başlamış ne? Hüzzamettin'e çıkışmış:
"Yeter be, millet ne sersem ne de kör..."
ankcum@ttnetnet.tr
iz iııtilıara
sürükleyebîlir'
tstanbul Haber
Servisi - Türkiye'de son
yıllarda yaşanan ekono-
mik krizin, intihar ve
intihara teşebbüs olay-
lannda patlamaya yol
açması olasılığı vurgu-
lanıyor. Psikiyatr Prof.
Dr. Ozcan Köknel, dün-
yada yapıhnış bilimsel
araştırmalar sonucu, in-
tihara yol açan 40'a ya-
kın toplumsal ve ya-
şamsal olaym belirlen-
diğini vurgulayarak
"Birinci sırada, ekono-
mik kriz ve bimin top-
lumsal olarak yerini
kaybetmesi gelijor'' de-
di.
Bir süre önce 300
miryon lira borcu olan
Muğlalı bir emekli, mil-
letvekili emekliliğiyle
ilgili yasayı içine sindi-
remediğini bildiren bir
mektup bırakarak inti-
har etmişti.
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
A nkara'run tarihi lokantası olan
IX. 'Bizim Restoran'da büyük bir
felaket yaşandı. Önemli konukla-
nn da davetli olduğu bir öğle ye-
meğinde üst düzey elemanlar ara-
smda çıkan bir anlaşmazhk sonun-
da ocaktaki yemek yandı. Geçmiş-
te de birkaç kez yaşanan bu fela-
ket kolay atlatılamadı. Geçmişte
yaşanan yemek yanma felaketle-
rinde konuklar orduevinde ağırla-
narak durum idare edilmişse de bu
kez bu çare de bulunamadı. Ordu-
evi yetkilileri hazırlıklannın ohna-
dığını söyleyerek mazeret beyan
ettiler. Bu durum karşısında öğle
yemeği yerine soğuk büfe ile yeti-
nildi. Peki, olaylar nereden doğ-
muştu? Işte tarihi gerçekler!..
çe$niclba$ı malzemeyl
beğenmiyor...
T okantanm yenilenen aşçı kad-
JLJ rosu eski çeşnicilerin yerine
yeni bir çeşnicibaşı getirmişlerdi.
Aşçıbaşı başlangıçta pek mem-
nundu, "Inşallah bizler pek leziz
yemekler pişireceğiz, çeşnicibaşı-
mız da yemeklerimizi tadacak, el-
bette beğenecek, lokantada işler de
ökırukır yürüyecek'' diyordu. An-
cak kazın ayağı öyle çıkmadı. Yü-
zü pek gühneyen çeşnicibaşı her
yemeği inceliyor, tadına bakıyor,
sonra da gaz yapıp yapmadığma
bakarak karar veriyordu. Aşçılar
şaşırmışlardı, hiç böyle çeşnici gö-
rühnemişti. Geçmişte çeşnicibaşı-
lan, gelen yemekleri tatmaklakal-
maz, iyice yer içer, üstüne parmak-
lannı da yalar, sonra da oluru ba-
sıp "Lezizdir, bundan lezizi ola-
maz" diye mührü basarlardı. Bu
yenisi pek titiz, çok pipirikli dav-
ranıyordu. Hele de malzemelere
fena takmıştı, ikide bir "Bu fasul-
yeyi nereden aldınız", "Bu merd-
mek taşh", "Bu bahklarda ava ta-
dıanyorum","Etlerbirtuhaf,yok-
sa kaçak et mi gnTvor" gibi gıcık
sorular soruyordu. Malzeme işle-
rine bakan Hüsmen Da>ı bunlara
çok bozuluyor, ama arkasmdan
söylediği sözleri başka yerde söy-
lemeyip işleri yürütmeye çalışıyor-
du. Ama çeşnicibaşı son davet ön-
cesi tattığı baklayı ağzından çıka-
nnca olanlar oldu. Çeşnicibaşı si-
nirlenmiş, "Sizkimikandınyorsu-
nuz?" diyordu, "bana bu balada-
Id lalçıklan yutturamazsmız, gene
i gene yakülar...
şartname dışı malzeme akhnız de-
ğil mi?" Işte olanlar olmuştu.
A$çıba$ı mutfağı
terkedlpglttl...
şçıbaşı ağlamaklı olmuştu.
"Bunca yıkhr yemek yapıyo-
rum. Tuzlu yapüğnn da oldu, tuz-
suz da; ama kimse böyksine bak-
layı ağ7inrian çıkarmadL Ben böy-
le muameieye abşık değflim, bana
şefkade davrandmahdır. Ben has-
sas tabiatüyım, ne yapayım ki do-
ğuştan bö>1eyim. Nasıl olur da yap-
tığun yemekler beğenihnez! Hadi
beğenflmedi, bö>iesine baklayı çı-
kanp da önüme atmak neyin nesi-
dir? Bu lokantada yıOanhr yemek
pişjyor, kimse de çıkıp bir şey söy-
lemiyor da neden bu iş benim ba^-
ma geKyor" diye çok üzüldü. Bu
üzüntüyle gitti, bir çorbacıya gir-
diyse de önüne gelen çorbadan bir
kaşık bile ahnadı. Çorbacıda kar-
nını doyuranlara da olan biteni an-
lattı, "Bu böyle ohnaz, ne yapaca-
ğmn bilmhorum. ama sanmayın ki
kolay kolay vazgeçerim, ben öyle
ktkantayı birakm gitmem,yemeğin
de bir şeji yoktu, her şey çeşniciba-
şı yüzünden oldu" diye derdini
döktü. îçinden de "Ah ah, ben Ba-
ba'yı getiream demiştim de ohna-
di, biz de Amca'yı getirdik, böyle
olacağmı büseydim belki Enişte'yi
bile düşünürdük" diye geçirdi.
Malzemeci pek
öfkelendl...
Malzemeci daha öfkeliydi.
Çeşnicibaşma çok kızıyor,
ikide bir yapılanlan beğenmeme-
sine pek içerliyordu. Bu kez ken-
dini tutamadı. Çeşnicibaşma dön-
dü, "Nankör" diye bağırdı, "seni
buraya çeşnicibaşı yapan kimdi?
Malzemeleri beğenmiyormuş; yok
ayüdanmamış sebzeler kullanıh-
yormuş, yok eüerin nereden gekli-
ği befli değihniş, armudun sapı var,
üzümün çöpü varmış, sen bu ye-
melderyıllardn- nasıl çıkryor habe-
rin var mı? Bizim canımız çıkryor,
bulup buhışturuptencereyi kayna-
öyoruz, beyuniz kaşık ucuyla alıp
fetva veriyor. Hem sen daha peynir
yemeyi bihniyorsun, bir parça pey-
niri aak yapma>-a çahşıyorsun. Bu
böyle ohnaz, ya bu huysuzJuklar-
dan vazgeçersin ya da biz yemek
üstesüü değistirir, soğuk büfeyle
idare ederiz" diye bağırdı.
Böyle bir kavp çıkar çıkmaz or-
talık kanştı, millet "Aman yemek
çıkmayacakmış" diye bakkallara
hücum etti, ne bulduysa alıp kile-
re atmaya başladı.
Şimdi ortalık yatışıyor, ama her
zaman olduğu gibi, aç kalan ahali
oldu.