Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Hortlayan altın
hevesi
Şarap tannsı Dionysos, kendisini se-
vindiren Kral Midas'adıleğini sorar. Midas,
"Her dokunduğum altın olsun" der deme-
sine de, sofraya oturduğunda yryeceği ek-
meğin de, içeceği şarabın da altın olduğu-
nu görünce pişman olur. Tann'ya bir kez
daha yakanr. O da, Midas'ın Sart Deresi'nin
kaynağında yıkanmasını, boylece altın tut-
kusundan annacağını söyler. Işte o gün
bugündür Sart Deresi altın pullannı sürük-
lemektedir. Bu öykü neden aklımıza gel-
di? O güzelim Sart'ta altın aranması için
girişımlere başlandı. Kimi özel şirketler, Mi-
das gibı altın tutkusuna kapılmışlar yanı.
Salihlililer, Sartlılar, yöre insanı konuya çok
duyarlı. Bilim insanlan ve hukukçularlatop-
lantılar düzenliyor, takınacaklan tavn be-
lirlemeye çalışıyorlar. Salihli Belediye Baş-
kanı Zafer Keskiner, "Değermi" diye so-
njyor, "Altın takı hevesi için doğayıyok et-
meye değer mi?" ve ekliyor: "Dûnyanın
uygariık mirası olarak değehendirdiği an-
tik Sart harabelerini yok etme pahasına,
bir gram altın için tonlarca suyu heba et-
me pahasına, içinde altın oian kayaiar çö-
zülünce çıkan arseniğin doğaya kanşma-
sının insan sağlığını tehdit etmesı pahası-
na, Salihli'ye önemli kazanç sağlayan ter-
mal turizmini olumsuz etkileme pahasına,
geçimini tanmia sağlayan yöre halkını ge-
lecekte daha da fakirieştirme pahasına, bir
avuç altın için değer mi bütün bunlara?"
ISIK KANSl
Denetimin denetimi olur mu?Başbakan Bülent Ecevft, Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'in, ka-
mu bankalannın soruşturulması ama-
cıyla Devlet Denetleme Kurulu'nu dev-
reye sokmasını şöyle tanımladı:
"Oenetimin denetimi olurmu?"
Eğer! Kamu bankalanndan batık işa-
damlanna, batık banka sahiplerine kre-
diler aktanlıyor ve bu ilişkiler belgelen-
mesine karşın hiçbir soruşturma yapıl-
mıyorsa eğer, denetimin denetimi olur...
Eğer! Iktidara yakın işadamlan, hol-
dingler, kamu bankalanndan aldıklan
kredileri batınr, bu kredileri batırdıklan
biline biline onlara yasalara aykın bir bi-
çimde bir kez daha, iki kez daha kredi
verilirve bu durum resmi raporlarla sap-
tanır da, ilgıli bakanlar gelişmelere göz
yumarsa eğer, denetimin denetimi olur.
Eğer! Kamu bankalan özel bankalar-
la ortaklık kurar, risk büyüklüğü kamu
bankasının, hisse büyüklüğü ise özel
bankanın olur da, bu ortaklığın kamu
bankasının zararına işlediği anlaşıhr,
ancak bu bilgiler ilgililerce es geçilirse
eğer, denetimin denetimi olur.
Eğer! Kamu bankalanndan kredi alıp
da batıran işadamlanna, bu kez aynı ka-
mu bankalannın özel bankalarla kurdu-
ğu ortaklıklar aracılığıyla kredi verdiği
somutlaşır, yapılan uyanlara karşın hiç-
bir girişimde bulunulmazsaeğer, dene-
timin denetimi olur.
Eğer! Bir kamu bankasından aldığı
krediyi batırdığı belirienen holding ya da
işadamı, bir başka kamu bankasına
başvurup yine kredi alabilir, onu da ba-
tınr ve suç işleyenler belli olmasına kar-
şın suç duyurulan ortada kalırsa eğer,
denetimin denetimi olur.
Eğer! Kamu bankalanndaki yolsuz-
luk ve usulsüzlük savlannı içeren ra-
porlar, onay için sorumlu bakanların
önlerinde aylarca, yıllarca bekletilir, su-
men altına itilirse eğer, denetimin de-
netimi olur.
Eğer! Kamu bankalanndaki yolsuz-
luk ve usulsüzlüklere ilişkin raporları
hazırlayan müfettişleroradan oraya sü-
rülür, kamu görevinden nasıl atılabile-
ceklen1
araştınlır, annelerinden emdik-
leri süt burunlanndan getilirse eğer, de-
netimin denetimi olur.
Eğer! Iktidardakileri övecek, hoş tu-
tacak, destekteyecek olan işadamlan ve
holdinglere kamu bankalanndan usul-
süz kaynak aktanhr; batsalar da, çıksa-
lar da, haklannda soruşturmalar açılmış
olsa da, onlara kaynak aktanlmaya de-
vam edildiği resmi yazılara konu olur ve
bu belgelenn üzerinde hiç durulmazsa
eğer, denetimin denetimi olur.
Eğer! Haarlanan müfettişraporian,ik-
tidara yakın müfettişlerin bulunduğu
üst kuruiiarda sulandınlırsa eğer, de-
netimin denetimi olur.
Eğeri Kamusal kaynaklan kimi çıkar-
lar uğruna zarara uğrattıklan denetim
organlannca saptanmış olanlar dene-
timden kaçarken denetleneceklerini
duyarlarsa eğer, hop oturup hop kalkar-
larelbet...
Ortalık yangın yeri gibi. Faizler, dö-
yiz almış başını gidiyor. SBF öğretim
Üyesi Prof. Dr. Sinan Sönmez. toz du-
manının arasından sıynlıp gelişmele-
ri yorumladı bize:
"Uygulanan modelin parasal, finan-
sal krizlere yol açacağı, reel sektörü
olumsuzyönde etkileyeceği daha ba-
şından belliydi. Ekonominin ve Mer-
kez Bankası'nın tümüyleyabancı ser-
mayeye, dış piyasalara bağımlı birko-
numa getırilmesinin sonucuduryaşa-
nanlar.
Okkalı devalüasyon
Okkalı bir devalüasyon ite karşı kar-
şıyayız. Artık 22 Şubat'tan itibaren
bütçe geçersizdir.
Bütçedeki bugünkü ödeneklerte ne
kamu hizmetleri görülebilir, ne aske-
ri ihaleler dahil satın afmâlar gerçek-
leştirilebilir, ne ekonominin çarklannı
döndürecek harcamalar yapılabilir.
Çalışanlar için ise durum tam bir fe-
laket."
Prof. Sönmez, iflas edeceği belli
olan bir modeli uygulayan tüm siya-
silerin ve bürokratlann, destekleyen
işadamlannın, savunan medyanın,
öven akademisyenlerin bugün ne dü-
şündüklerinin, ne söyleyeceklerinin
merakı içinde olduğunu aktarıyor.
Meraka gerek yok. Huylu huyun-
dan vazgeçer mi? Yangın gecesinin
ertesi sabahında medyanın sürekli
akıl danıştığı "en b//en"lerden bir üni-
versite öğretim üyesi, kaşarlanmış
öneriyi piyasaya sürüverdi bile:
"Kamuda personel rejimi gözden
geçiriimeli."
Anlayacağınız, en bilen akademis-
yenimiz "Memurian işten atalım'öe-
menin kibarcasını dile getiriyor.
Olur, hay hay. önceliide öneriyi ya-
pan akademisyenimizden başlaya-
lım...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞH' ~
'Sağ Kol'a Açık Mektup!
Sayın Sağ Kol,
Tarihin, tarih kadar eski
neredeyse. Bu yüzden
sana fani, herhangi bir isim
vermedim. Sen bir
müessesesin! Yaşa var ol,
ey sağ kol!
Özelliklerin zamana ve
zemine göre değişse de,
senin bile değişmezlerin
vardır!
'Sen gücü seversin. Güç,
sana hiç gelemeyeceğin
yerlere gelme, dahası hiç
kalamayacağın mevkide
kalma fırsatı verir çünkü.
Sen güce taparsın.
Kumazlığın, yeteneksizliğin
ve tükürük işlemeyen
sentetik suratın seni bu
güce çekmek de değil,
mecbur ve mahkûm
etmiştir. Sen, sağ kol,
otoriteden daha çok
benimsersin otoriter
olmayı. Ve uyanmıştır
çürüyen zihniyetin güce
yapışmaya, seversin 'sözü
geçer' kalmayı!..
Iş bitirici olmak, esas
vazifendir. Kendi kendine
kaldığında sahibini bile
aşağıda gören yalan ruhun
aksatmaz bu görevi: Sen
tetikçisin!
Kullanmayı iyi bilirsin,
seversin de. Başka bir şey
bilmediğinden mi?
Sahibini, sahibinle
aralarında kablo işlevi
gördüğün vasıfsızları,'
'arkadaşım' dediklerini,
dününü ve bugününü
kullanırsın. Yanna
inanmazsın sen; hiçliğin
- görkemine ulaşmaktan
değildir bu inançsızlık,
nerede sende öyle ışıltılı bir
gönül?! Sen, olmayana
inanmazsın sadece; elinde
kâğıt olup tutman gerekir
kepazelik simgesi muhbir
belgelerini ve kâr hırsınla
harlandırdığın komplo
teorilerini, inanman için.
Sen, sağ kol; sen,
sermayenin gizli
santraforu! Sen, politikacı
sağ kol, Dallas'ın şeytanı
JR eskizi!
Her kurum banndınr ister
istemez senin gibileri. Sen,
yazar geçinen sahtekâr,
yeteneksiz, hain sağ kol,
nasıl da bir anda unutmaya
hazırsındır pis geçmişini!
Yasayı sana değil de seni
yasanın içine atmak lazım!
'Hadise' üzerine notlar
Ecevit'ten sorumlu devlet
bakanı, sağ kol
Hüsamettin Özkan, kriz
çıkaran toplantı sonrasında
"Sezer'in hadise çıkarmaya
zaten niyetli geldiğini"
söyledi. Gündemi, bazılan
için ağır olsa da doğru
olarak saptayıp ortaya
koyma ereği başka, hadise
çıkarmak başka. Ne
yapsaydı Sezer, hadise
çıkmasın diye Fener-
Beşiktaş derbisinden mi
söz etseydi? Üslup tartışılır,
ki tartışılıyor zaten. Ama bir
"hadise" olduysa, basında
okuduğumuz tutanaklara
göre, bu hadisenin start
cümlesi, anayasal
hakkından bahseden
Sezer'e hitaben Özkan'ın
sarf ettiği, "Neymiş o
anayasa, bir de biz görelim"
şeklindeki cümle. Yani
"anayasa atılması" şok bir
durum ama atanla beraber
attırana da bakalım!
•••
Hazır süreç başlamışken 82
Anayasası'nın "çöpe
atılma" zamanı da gelmedi
mi?
• • •
Meksika'daki krizden
"Tekila", Rusya'daki
krizden "Ayı" diye
bahseden dünya medyası,
bizdeki bunalıma da "Türk
Rakısı" adını takmış. Doğru
ama eksik: Türk Büyük
Rakısı! Ve son olarak
MGK'nin gerçek açılımı:
Milli Gerilim Kurulu!
Benim Kemal'im!
Zaman zaman, 'köşede'
yazı yerine şiir kullanılan
bir zaman bu zaman!
Ben de yazı yerine kendi
şiirimi yazayım bari o zaman!
benim kemal'im
torpilsiz kayırmasız
sadece zekâsıyla
birinci sıntfı okumadan
ikinci sınıfa başlayan öğrenci
benim kemal'im
nasıl daha iyi yaşanıyorsa
başka coğrafyalarda
biz de öyle yaşayalım isteyen
bir yirminci yüzyıl genci
gününe değil
zamana hâkim oluşun
aydınlığında
hayatın neşeli sımnı gören
her devrimcinin kardeşi
biz her ne isek
yine öyle biz kalarak
ama herkesle de eşit olarak
yaşama arzusunun
mavi ateşi
benim kemal'im
hiçliğe vanşın gözyaşında
bilinç olup pariadı
benim kemal'im
açtı bir elini gökyüzüne
öbür eliyle selamladı toprağı
arkadaşım benim
korkmadığım öğretmenim
benim kemal'im
ne varsa yeni bilirse anlatan
bilmezse merak edip soran
akıl sahibi insan benim
kemal'im
Rahatsrzlığın
kaynağı
Milli Güvenlik Kurulu top-
lantısında Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in
Başbakan Bülent Ecevit'e
iletisi ne olmuş?
Özetle, "Yolsuzlukların
üzerine gitmiyorsunuz, git-
mek isteyenleri de engelle-
meye çalışıyorsunuz."
Vay, sen misin bunu söy-
leyen! Başbakan Yardımcı-
sı Hüsamettin Özkan, esip
gürlüyor, yarattığı gerilimli
havayla hükümet üyelerinin
MGK'den ayrılmasına ne-
den oluyor...
Hüsamettin Özkan'ın ra-
hatsızlığının asıl kaynağı,
Cumhurbaşkanlığı Devlet
Denetleme Kurulu'nun in-
celeyeceği kamu bankalan
arasında üç yıl süreyle so-
rumluluğunu üstlendiği Halk
Bankası'nın da bulunması
olmasın sakın...
Bir küçük örnek: Yüksek
Denetleme Kurulu (YDK) ra-
poruna göre, özkan'ın so-
rumluluk dönemine rastlayan
1998'de Halk Bankası'nın
verdiği batık krediler 1997'ye
oranla yüzde 380 artmış ve
yaklaşık 190 milyon dolara
ulaşmış...
YDK raporfan TBMM ko-
misyonlanna da gönderili-
yor. Liderlerinin DSP gru-
bundaki konuşması üzerine
gözyaşı döken milletvekil-
lerine salık verilir. Zahmet
edip raporları okurlarsa ağ-
lama krizine tutulacaklanna
dair garanti veririz.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ igulgecfc yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak@turk.net
ÇİZGtLÎK KÂMtL MASARACl
HARBİ SEMİH POROY semihpomy@yahoo.com
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24Şubat
OSMAN HAMDİBEr'İN ÖNCÜLÛGU..
<S1O'D4 gUSÛM, ÛNLÜ MÜZSCI HC S£SSAU OSttAN HAMDİ B£Y,
KIS'TE KESİU oeRSLBKi 0£ AIAA/ OStoAN HAA4CH, YuüDA
cöNüşüfjpe çepnj &£VLET sâteen-eetN&e suuiNiAuşnj.
RUNLAK A&ASrNPA SN ÖNEMUSl, f8SZ '&EN 8£H/ 8/G.
TÛK C>£POlAAAH ANLAYIŞIYLA YÛRÛTÛLEN MÛZEC/LİSİÇA6_
PAS B>Ç/MD£ £L£ ALMAS/ OLMUSTU- AKK£OLOSİY£
P£ ÇOK MEKAOJ OLAN OSMAN HAMDİ &£Y, YURCHIN
Ç£Ş/TLı YE&LE&JUOEICI KAZfLARA KATH.A4/Ş, BAZf
(ŞAĞC*A,ALÇfYL4 KAUP AU&fCEU GâZÜUİroe) • 8u tOD-
MUYA fLİÇKİM ASAC-IAnZA N&AMHAMSSİ Yf/V£ ONUN
OBTM>A UONMUÇTV. 188B'O£ SAMAYÎ-r
r OOUAN HAuo/ 8er,
GÖRÜŞ
EMÎN GÜRSES
VVashington'ın
Güvenlik Arayışı
Güvenliği askeri güçte arayan ABD'nin yeni Dev-
let Başkanı Bush'un ilk önemli dış politika faaliye-
ti, delinmekte olan Irak'a karşı ambargonun tek ta-
raflı eylemle güçlendirilme girişimi oldu. 22 Ocak'ta
VVashington merkezli bir açıklamada bunun sinyal-
leri verilmiş, Bağdat yakınında kimyasal ve biyolo-
jik silah yapmak için 3 fabrikanın kurulmakta oldu-
ğu açıklanmıştı. ABD'nin bölge hegemonyası açı-
sından bu engellenmeliydi. Her zamanki gibi dış
politika alternatifi fazla olmayan Londra'yı yanına alır-
ken dünya hegemonyası önünde engel gördüğü
Moskova ve Pekin'in tepkisiyle karşılaştı.
VVashington yönetiminin Ekim 1998 tarihli "Yeni
Yüzyılda Ulusal Güvenlik Stratejisi" adlı raporunda,
stratejik hedefler üç başlık altında toplanmıştı. Bun-
lar, ABD'nin güvenliğini arttırmak, ekonomik refahı-
nı arttırmak ve uluslararası alanda demokrasinin
gelişmesinı sağlamaktı. Bunların sağlanmasının
ABD'nin hayati, önemli ve insani diye sınıflandırdı-
ğı çıkarlarına hizmet edeceği düşünülmekteydi. ABD
çıkarlarına yönelik tehditler ise ABD'nin hayati çı-
kartannı tehdit edebilecek durumda olan devletler,
terör gibi uluslararası tehditler, nükleer-biyolojik si-
lah yapımını sağlayacak teknolojilerin yayılmasıyla
oluşabilecek tehditler, diplomatik-teknolojik-aske-
ri-ticari alanlarda yabancı istihbarat çalışmalarının
doğurabileceği tehditler ve iç çatışmalar içine sü-
rüklenmiş ülkelerin çevresinde yaratabıleceği istik-
rarsızlık nedeniyle doğabilecek tehditler olarak sı-
nıflandırılmıştı.
Devletlerden gelebilecek tehditlerden söz edilir-
ken özellikle Iran, Irak ve Kuzey Kore'den söz edil-
mektedir. Bu ülkelerin komşularını tehdit ettiği ifa-
de edilirken bölge petrolünün uygun fiyatlaria Ba-
tılı pazarlara ulaştınlmasının iran ve Irak tarafından
engellenme riski ile Israil'in ve "dostArap ülkeieri-
n/n"güvenliğinin korunması endişesi vurgulanmak-
tadır. Çin'i gîobal ticari sisteme entegre etmeyi ön-
celikli çıkarları arasında sayan VVashington yöneti-
mi, bu ülke ekonomisinin dünya ekonomisine açıl-
masıyla ABD'de yüz binlerce yeni istihdam sağla-
nacağı, gümrük duvarlarını indirmiş ve gerekli ma-
li reformları yapmış bir Çin'in ABD çıkarlarına uygun
olduğu ifade edilmektedir.
Geçen yıl açıkladığı ulusal füze savunma sistemi
nedeniyle Avrupalı müttefikleriyle ve Rusya ile ya-
şanan sorunlan henüz çözemedi VVashington yöne-
timi. NATO'nun doğuya doğru genişlemesi konusun-
da Moskova'nın itirazını sürdürmesi nedeniyle iliş-
kilerde sıkıntı yaşayan VVasrıington yönetimi, NATO
Genel Sekreteri Robertson'u Moskova'ya gönder-
di. Robertson'un, 1997 Ortak Konsey Anlaşması'na
göre Moskova'da NATO enformasyon bürosunu
açtığı ziyaretinde ilişkileri geliştirmek amacıyla Rus-
ya'nın bir gün NATO'ya üye olabileceğini söyleme-
si ise Moskova'da genelde ciddiye alınmadı.
Askeri ve siyasi olarak ABD'nin etkinlık alanının
genişletılmesini savunurken Çin'i askeri bir tehdit ola-
rak gören Bush, seçim propagandası döneminde
Ortadoğu konusunda ABD'nin körfezdeki çıkarla-
nnın mutlaka korunacağını ve Israil'in güvenliğinin
sağlanacağını belirtiyordu. Israil desteği, ABD'nin bölr
gesel çıkarlarının korunması açısından elzemdi.
VVashington'ın bazı bölge politikalanna verdiği des-
teğe rağmen Bağdat'a saldırının arkasında Bush
yönetiminin bölgede yeni düzenlemeler yapmak he-
saplan olduğunu gören Ankara ise VVashington'ın
mesajına, saldınnın birsonuca varmayacağı mesa-
jıyla karşılık vermiştir.
VVashington'ın bölgede "güvenlik" arayışı Türki-
ye'nin Irak ve Iran'la ekonomik ilişkilerini olumsuz
yönde etkilerken Azerbaycan'ın Ermenıstan işgali-
ne birçare bulamamış, bölgede etkınlik arayışı içe-
risinde ulusal çıkanna uygun yalan uyduran ve bu
nedenle Ankara ile ilişkilerinde gerileme yaşanan Pa-
ris'in aracılık rolüne soyunmasına yol açmıştır.
ABD'de dış politikada bir ekip yönetimi dönemi-
ne girilmiştir. Faaliyetlerinde bazı eskı müttefikleri-
nin, Rusya'nın ve Çin'in muhalefetiyle karşılaşacak
olan Bush yönetimi, özellikle stratejik açıdan önce-
likli coğrafyalardaki faaliyetlerinde gittikçe zorlana-
caktır. Uluslararası güvenlik ve barışı korumak adı
altında hegemonyasını sürdürmeye çalışan VVas-
hington ve yardımcısı Londra, kendi güvenlik ara-
yışlarının rakipleri ve birçok bölge ülkesi açısından
istikrarsızlık yarattığı gerçeğini gizlemekte zorlana-
caklar. Askeri güç ile güvenlik arayışı, korunma gü-
düsüyle yeni askeri güç merkezlerinin oluşmasına
yol açar.
E-mail: emingurses(« yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Lokanta, ga-
zino gibi yer-
lerde ödenecek 2
tutaryadatuta- 3
n gösteren he- .
sappusulası. 2/
Parlakbğı geçi- 5
ci olarak arta- g
rak patlayan _
yıldız... Yap-
rakları salata 8
gibi yenen ko- g
kulu bir bitkı.
3/ Borç ödeme... Hay-
vanlarda semizlik.
4/Tohumlanndankan- 2
dilyağı, çiçekJerinden 3
san boya çıkanlan ot- 4
su bir bitki. 5/ Bir ha- 5
ber ajansının simge-
si... Üzakiık işaretı...
üümüş. 6/ZülfüLiva-
neli'nin bır fılmi...
"Bu dünyada bir —
'yeA'anar ıçim göynür özüm/Yığit ıken ölenlere/Gök
ekini biçmış gibi" fYunus Emre). 7/Toplanma... Ya-
n memnunluk belirten bir ünlem. 8/ "Muzaffer —
": Sinema oyuncumuz... Bir devletin başka bir dev-
lete yaptığı bildiri. 9/ Bir tûr küçük manyat ağı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koku ve duman çıkarmadan, büyük bir ısı vere-
rekyanankömürcinsi. 2/Birnota... KJavyelıbirçal-
gı. 3/ Bir çeşıt sinek... Yüz, çehre. 4/ Konuşulan asıl
konu... "Pencereden — gelıyor/Gurbet bana zorge-
liyor" (Türkü). 5/ Birilimiz. 6/Müstahkemyer... Ital-
ya'da biryanardağ. 7/ Kısa yazı... Nazi partisininas-
İceri polis örgütü... Ilkel bir sılah 8/ Küçük ispırto
ocağı. 9/ Şarap mahzeni... Bir yapıt yazılırken baş-
vurulan kaynak. '