Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMIDE KRIZ /ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Programa alkış tutan ve eleştirmekten kaçınan uluslararası kuruluşlar ve iş dünyası tavır değiştirdi
IMF destekçüeri çark ettiEkonomi Servisi - IMF'nin
dayatması ile şekillenen
ekonomik istikrar programına
alkış tutanlar ve eleştirmekten
kaçınanlar krizin patlamasıyla
aniden tavır değiştirdiler.
Başbakan Bülent Ecevit ve
Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer
arasında pazartesi günü MGK
toplantısında patlak veren krize
ilk tepki uluslararası kredi
derecelendirme kuruluşlanndan
geldi. Çok yakın zamana kadar
bankacılık sıstemınde yaşanan
olumsuzluklan görmezden
gelerek Türk bankalanna olumlu
notlar veren uluslararası kredi
derecelendirme kuruluşlan krizin
patlak vermesiyle peş peşe
olumsuz notlan açıklamaya
başladılar.
• Bankalara yüksek notlar vermekten kaçınmayan
uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlan krize karşı ilk
olumsuz tepkiyi veren kurumlar oldu. IMF'nin dayattığı
politikalan eleştirmekten kaçınan ve programı savunan iş
dünyası ve bankacılık sektörü, bugün en 'ağır' sözleri
söyleyen kesim haline geldi.
Çark eden yalnızca IMF
destekçisi uluslararası
kuruluşlar olmadı.
Bir zamanlar IMF'nin
dayattığı ekonomi programını
Tûrkiye için "tek çare" olarak
lanse eden Türk'iş dünyası ve
bankacılık sektörü de programı
eleştiri yağmuruna tutmaya
başladı.
ttiraflar başladı
Şaşaah basın toplantılan ile
uluslararası kuruluşlardan
aldıklan yüksek notlan kamuouna
açıklayan banka yöneticileri şimdi
"IMF'nin Tûrkiye'nin iç
dinanıiklerini bümediğini ve bu
yönde önlemler almadığuu" itıraf
etmeye başladılar.
2000 yılının son aylannda
yaşanan mali dalgalanmalara
karşı ekonomi programının
arkasında olduğunu söyleyen iş
dünyasının önde gelen örgütleri,
"Piyasalara güven verecek,
ekonomiden sorumlu bir
başbakan yardımcısuun
eksikliğinin, prograırun
başansıziığında önemU rolü
okhtğu" açıklamasını yapn.
Önce destek sonra şikâyet
Farklı sektör temsilcileri de daha
önce, sadece kendilerine dönük
"ödün" taleplerini gündeme
getirerek programı vergi yükû
nedeniyle eleştirirken, şimdi
"yıkılan enkazm alünda
kaküklanndaır yakınıyorlar.
Sürekli SSK ve vergi yükünün
"hafifktibnesi'' yönünde
isteklerde bulunurken "programı
sonuna kadar" desteklediklerini
de dile getiren tekstil sektörü
temsilcileri, gelinen noktada ise
reel sektöre "darbe" üıdihldiği
yönünde mesaj vermeye
başladılar. _ . •, ?
Döviz açık pozisyonları 20 milyar dolara ulaşan ve kredilerlni geri alamama korkusu yaşayan bankalar çıkı$ yolu arıyor
Bankacılık sistemi kördüğüm• Bankalardan özellikle mali
yapısını faiz enstrümanlanyla
fonlayanlann riskfaktörü
taşıdığı bildiriliyor. Özkaynak
yapısı bozulan bir iki büyük
bankanın ise toplam döviz
açık pozisyonunun içinde
yüzde 20'lik dilimi
oluşturduğu söyleniyor.
YAVUZBARLAS
Hükümetin IMF'yle yürütülen is-
tikrarprogramının kurbanı olan ma-
li sistem köşeye sıkıştı.
Bankalan, bir yandan Türk Lira-
sı sıkışıklığı nedeniyle içine düştük-
leri açık pozisyonları endişelendi-
rirken bir yandan da özellikle reel
sektöre sağladıklan yüklü miktar-
lardaki kredileri geri alafnâmâ ktit-'
n
kusu sardı. Fiili devalüasyonlarla
sarsılan sektörün sistemdeki döviz
açık pozisyonlannın ise 20 milyar
ÖDEME GÜÇLÜCÜ
Emekliler
şube
kapılannda
Ekonomi Servisi - Dalgalı kur
sisteminin benimsenmesi,
piyasalarda TL sıkışıkhğına yol
açarken bazı kamu bankalannda,
kısa süreli de olsa emekli maaşlan
ödenemedi. Emekli maaşlannı
alabilmek için ilgili kamu
bankalanna giden bazı yurttaşlar,
"Şimdilik para yok, ödeme
yapamıyoruz" yanıtını ahnca
aylıklannı alamadan geri döndüler.
Bazılan ise biraz daha yorulmayı
göze alarak beklemeye devam ettiler.
Öğle saatlerinde şube kapılannda
yaşanan yığılma, öğleden sonra
beklenen paranın gelmesiyle son
buldu. Yetkililer ise, krizle ilgisi
olmadığını vurguladıklan bu
durumun, olağan sayıldığını, her ay
benzer şeylerin yaşandığını ifade
ettiler. DİSK Emekli-Sen Avrupa
Yakası Bölge Temsilcisi Bekir Arda
"para yokluğu" gerekçesiyle pek
çok emeklinin de aynı sorunla karşı
karşıya kaldığını dile getirdi.
Selçulc Abaç: Acilen 8 milyar dolar kredi gerekli
Ekonomi Servisi - İBAR Yönetim Kurulu
Başkanı Selçuk Abaç, mali sıstemin içine
düştüğü Türk Lirası sıkışıklığının
aşıiması için acilen dış kaynaklı kredi
ihtiyacının giderilmesi
gerektiğini söylüyor.
Abaç, bankalann likidite sıkıntısının
büyüklüğüne dikkat çekerek ilk aşamada
uluslararası büyük finans kuruluşlanndan ya da
istikrar programını
hazırlayan kurumlardan 7-8 milyar
dolarkk kredinin sadece bankalara
kullandınlmak üzere temin edilmesinin
öneminı vurguluyor. Yaşanan krizin
ardından bankalann kendi bünyelerinde
toparlanmalannmbeklenemeyeceğini
söyleyen Abaç, "Önce bankalann
fınansal yapılan düzeltilmeli, ardından
mali sektörün kaybettiği güven ortamı
yaratılmah" diyor.
dolar olduğu belirtiliyor. Sistem
içindeki 73 bankadan özellikle ma-
li yapısını faiz enstrümanlanyla
fonlayan bankalann risk faktörü ta-
şıdığı bildiriliyor. Özkaynak yapısı
bozulan bir iki büyük bankanın ise
"toplam döviz açık pozisyonunun
içinde yüzde 20'lik dilimi oluştur-
duğu söyleniyor. Bankalara ise Ban-
kacılık Denetleme ve Düzenleme
Kurumu'ndan (BDDK) "sermaye
yapmızı acikn gûçlendnin" öneri-
sinde bulunulduğu bildiriliyor. Ma-
li sektördeki birçok banka ise ser-
mayelerini arttırarak risk faktörleri-
ni azaltmaya çalışıyor.
Batik krediler korkutuyor
Bankalar, Kasım Krizi'nin ardın-
dan 3 katrilyon 444 trilyon liraya
ulaşan tasfıye olunacak kredilerinin
daha da artarak büyümesinden kor-
kuyor. Özellikle de reel sektöre kul-
landırdıklan kredilerin yabancı pa-
ra cinsinden ağırlığmın fazla olma-
sından endişelenen bankalar, kriz
öncesinde toplam kredilerde yüzde
11 düzeyinde ağırlığı olan batık kre-
dilerde cıddi boyutlarda artış kayde-
dileceğini belirtiyorlar.
Öte yandan kasım bunalımının
öncesinde uluslararası kuruluşlar-
dan dış kaynaklı kredi temin etmek-
te güçlük çekmeyen bankalann son
krizden sonra kendi bünyelerinde
mali yapılannı düzeltmelerinin ise
güç olduğu ifade ediliyor.
Kredi nottantehükede
Önde gelen uluslararası kredi de-
recelendirme kuruluşlannın Türk
bankalannın genel görünümünü
olumsuza çevirmesi ve ülke notu-
nun da güvenilirliğini yitirmesi ma-
li sistemi dar boğazın eşiğine sürük-
lüyor. Türk bankalanna dış kaynak-
lı kredilerde uygulanan libor faizle-
rinin libor artı 10'lu oranlara yük-
selmesi ise bankalann kredi sağla-
ma olanağını da kısıtlıyor. Bankalar
geçen yıl içinde yabancı bankalar-
dan ^a da birieşik kfedi kuruluşla-
nndan düşük faiz oranlanyla 5 mil-
yar dolan aşkın dış kaynaklı kredi
kullanmışlardı.
BtRÇOK BAMCA DA FAİZ OKANLAR1NIARTTIRDI
Kredi kartından nakit
çekimi durduruldu
Emeklflere maaş ödeme kosunudaki sdanü, ancak öğleden sonra aşüabildL
Ekonomi Servisi - Birçok banka,
kredi kartlanndan nakit çekimini
durdurdu. Kredi kartı ve kredili
mevduat kullandıran bankalar ise
Yapı ve Kredi Bankası, Türkbank,
Pamukbank ve Osmanlı Bankası
olarak belırlendi.
Yapı ve Kredi Bankası kredi
kartlan ve kredili mevduat
hesaplanndan para çekilişine izın
verirken, kredi kartlanndan nakit
çekiş rakamım 400 milyon lira ile
smırlandırdı. Banka, kredi
kartlannda faiz oranını yüzde 7.9,
kredili mevduatta da faiz oranını
yüzde 12 olarak uyguluyor. Türk
Ticaret Bankası da kredi
kartlanndan nakit çekişini devam
ettiren bankalardan biri. Türkbank
kredi kartlanna yüzde 8 oramnda
aylık faiz uyguluyor.
Öte yandan, Toprakbank, kredi
kartından nakit çekimleri
durduruken, aylık kredi kartı
faizini de yüzde 60 olarak
açıkladı. Pamukbank kredi kartı
müşterilerinin limitlerinin yüzde
50'sine kadar kredi kullanımma
izin verirken, yüzde 12 faiz
uyguluyor. Banka kredili mevduat
hesaplanndaki aylık faiz oranını
ise yüzde 25 olarak belirledi.
Osmanlı Bankası da kredi kartı
müşterilerinin limitlerinin yüzde
30'u kadar nakit kullanımına izin
verirken yüzde 9.95 oramnda faiz
uyguluyor. Bankanın kredili
mevduat hesaplannda uyguladığı
faiz oranı ise yüzde 15 olarak
açıklandı.
Tüketici kredileri durdu
Belirsizlik ortamında bankalann
hemen hepsi tüketicilere verdikleri
kredileri dondurdu.
Tüketici kredisi veren bankalardan
sadece Dışbank, tüketici •
kredilerinin resmen
durdurulmadığını, ancak yüksek
faiz oranlan nedeniyle bu
kredilere pek de talep gelmediğini
belirtiyor. £" '*• - • .
Dövizde yaşanan yükselişin ardından iğneden ipliğe her şeye yüksek oranlı zam gelmesi bekleniyor
Esnaf da lıalk da ııefesiıü tuttuEkonomi Servisi -Hükümetin dö-
viz fiyatlannı serbest bırakarak is-
tikrar programını rafa kaldırması-
nın faturasını da aynı program ne-
deniyle kemer sıkan halk ödeyecek.
Dövizde yaşanan yükselişin ardın-
dan temel gıda ürünlerinden beyaz
eşya ve otomobile kadar iğneden ip-
liğe bütün ürünlere yüksek oranlı
zamlann gelmesi bekleniyor.
Belirsizliğin sürmesi nedeniyle it-
halatçı ve üretici firmalar piyasaya
mal vermekten kaçınırken kuyum-
cular altın satışı yapmak istemiyor.
Alacağı Türk Lirası, borcu döviz
cinsinden olan orta ölçekli işletme-
ler ile esnaf ise ne yapanacağım ka-
ra kara düşünüyor. Ithal dayanıklı
Her şeye zam bekleniyor Dövizde
yaşanan yükselişin ardından temel gıda
ürünlerinden beyaz eşya ve otomobile kadar
iğneden ipliğe bütün ürünlere yüksek oranlı
zamlann gelmesi bekleniyor.
Yenl flyatlar bellrSİZ Bayilik sistemiyle
çalışan sektörlerde yeni fıyatlar henüz
belirlenmedi. Ithal dayanıklı tüketim mallannda
siparişlerini askıya alan esnaf, durgunluğun yanı
srra döviz borcundan yakınıyor.
tüketim mallannda bütün siparişler
askıya alınırken stoklar eritilmeye
çalışılıyor.
Bayilik sistemiyle çalışan sektör-
lerde fiyat belirleme çalışmalan sü-
rerken ithalatçı kesim, pirinç, kuru
fasulye, nohut gibi temel gıda ürün-
lerini bile piyasaya vermekten kaçı-
nıyor. Piyasalara hâkim olan belir-
sizliğin en çok hissedildiği alanlar-
dan biri de gıda sektörü. İthalatçı
firmalar, pirinç, nohut, kuru fasul-
ye gibi kuro gıda ürünlerinin satışı-
nı durdurdu. Bunun uzun sürmeye-
ceğinin altı çizilirken dövizdeki ar-
tışuı yüzde 30 düzeyinde gerçekleş-
mesi halinde temel gıdada fiyatla-
nn yüzde 40 civannda artacağı he-
saplanıyor.
Kuru gıdada fiyat aroşı
Yetkililer, tüketilen pirincin 3'te
ikisinin ithal edildiğine dikkat çeke-
rek kırmızı mercimekten kunı fa-
sulyeye bütün kuru gıda ürünlerin-
de yüksek oranlı zamlann günde-
me geleceğini belirtiyorlar.
Buğdayı bile ithal etmek zorunda
kalındığına ve yerli ürün fiyatlannın
da dışandan gelenlere göre ayarlan-
dığına dikkat çekilirken dövizdeki
artışın yüzde 30 civannda gerçek-
leşmesi durumunda akaryakıt zam-
lanna bağlı olarak taşıma maliyet-
lerinin de artacağı ve yüzde 40 ci-
vannda fiyat artışı yaşanacağı dile
getiriliyor. Bayilik sistemiyle çalı-
şan sektörlerde fiyat belirleme ça-
lışmalan sürüyor. Beyaz eşya sek-
töründe ürün sevkıyatlannın büyük
oranda azaltıldığı belirtilirken oto-
motivde de satış yapılmıyor.
Beyaz eşyada zam belli değil
Dövizdeki artıştan doğrudan etki-
lenmesi beklenen elektronik ile beyaz
eşyada firmalann yeni fiyat listeleri
üzerinde çalışmalannı sürdürdüğü
belirtiliyor. Değerlendirme yapmak
için erken olduğu görüşünü dile geti-
ren yetkililer, "Ancak dövizdeki arn-
şm yüzde 25-30 arauğında olnıası ha-
linde, zam oramnın yüzde 15-20 dü-
zeyinde olacağuıı" ifade ediyorlar.
İŞÇİNİN EVRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Meğerse Onlar İstemiş
Çağımızda gerçeğin ne olduğundan çok nasıl
görüldüğü, insanlann bilincine nasıl kazındığı
önemli. Medya için boşuna nerede ise birinci güç
oldu denmiyor. En aklı baştnda olanlanmız bile, zir-
vedeki şiddeti ne olursa olsun kavganın, ekonomik
krizi hele de bu boyutlarda yaratamayacağını bil-
sek de, şartlı refleks olarak iki olay arasında doğ-
rudan, somut bir bağ kuruldu.
Borsa çökerken sorumlusunun Cumhurbaşkanı
olduğunu söyleyen Başbakan Ecevit bile, toplu-
mun söz konusu kavgada kendisini en azından
olayı kamuoyuna açıklaması nedeniyle daha so-
rumsuz bulması, eleştirmesi gerçeği karşısında
ağız değiştirdi. "Zaten ekonomiyi yeniden gözden
geçirmek gerekliydi. Dışardaki gözlemler de böy-
le bir gereksinım olduğunu gösteriyordu" dedi.
Meğerse kasım krizinden bu yana Türkiye eko-
nomisini talimatlan ile yönetenler, IMF, Tûrkiye'nin
döviz çıpası uygulamasından vazgeçmesi öneri-
sinde bulunuyorlarmış. Bizimkiler enflasyonla mü-
cadele programında teslim olmak, sil baştana dön-
mek anlamına gelecegi için kararlanndan dönme-
meye çalışıyorlarmış.
Ne ilginçtir ki, kasım krizinde olduğu gibi bu çö-
küşte de sonucu getiren eylem, yabancılann hızla
ve çok büyük rakamlarla para çekmeleri. Arkasın-
dan yine büyük bir hızla gelen uzman para kuru-
luşlannın, "Türkiye 'ye para yatınlmaması" uyanla-
n, Tûrkiye'nin notunu düşürme kararlan işin tuzu
biberi.
Tûrkiye'nin yıllarla ödenen ağır bedellerin ardın-
dan, çok büyük bir develüasyon anlamına gelen
kararia parasının değerini ortalama yüzde kırk ka-
dar düşüren olayın dışandaki tepkilerine baktığı-
mızda onay aldığını, üstüne üstük onlar tarafından
dikte ettirilmiş olduğunu öğreniyoruz.
Belki kalın kafamızla bizi ekonomik istikrara so-
kacağı söylenen programda enflasyonu düşürmek
için dövizin sabit tutulmasını isteyenlerin, sonradan
enflasyonu yukan fırlatacak dövizin serbest bıra-
kılması karanna zoriamalannı anlamakta biraz zor-
lanıyoruz. "Dikte ettirilen öîelleştirmeleri, satışla-
nzamanında yapsaydınız başınıza bunlar gelmez-
di" diye de bir güzel azarlanıyoruz. Her yandan bir
başka darbe almış, iyice aptallaşmış, afallamış ola-
rak tek anlayabildiğimiz, her istenenle elimizdekin-
den, avucumuzdakinden olduğumuz.
Şu anda belki size bir aynntı gelebilir. Ama IMF
danil dünya para kuruluşlannın krizden birkaç gün
önceki aşamada, Türk Telekom'un özelleştirme
ihalesinde ısrarcı olmaktan vazgeçip erteleme is-
temeleri ilginç bir zamanlama. Bilindiği üzere ya-
bancı alıcılar istekli olmaktan vazgeçmişler, para
kuruluşlan da daha uygun bir tarihe ertelemeyi,
yeni hazırlanacak düzenlemede de yabancı ortak
payının yandan fazlaya çıkanlmasını önermişlerdi.
Bu Türk kamuoyuna IMF, para kuruluşlan, dünya
tekellerinin Türkiye'ye bir hoşgörüsü gibi sunul-
muştu. Besbelli ki daha sıkışık bir zamanda Tûrki-
ye'nin yandan fazla payı satmamaktaki direniş'i kı-
nlmak istenmişti.
Telekom'da yabancı sermayenin çoğunluğu al-
mak koşulu ile girme kararlılığının göstergesi da-
yatma ortada. Ya THY'deki ertelemeye hoşgörü-
nün nedeni ne olabilir?
Dikkatinizden kaçmasın, döviz kurunun serbest
bırakılması, Türk parasının değerinin çok büyük
oranlarda düşürülmesi karannın hemen ardından
yine ilk ağıza alınan ve göz dikilen özelleştirmeler,
büyüklükleri nedeniyle Telekom ve THY. Ozelleşti-
rilmelerinden vazgeçilmeyıp devalüasyondan son-
raya kalmasının en pratik sonuçlanna gelince:
Çöken modelde sorumluluklan hiç yokmuş gibi,
yeni dayatmalaıia gelecek IMF, arkasındaki dünya
tekellerinin, Tûrkiye'nin daha büyük sıkışıklığından
yararianarak getirecekleri yeni koşullar, yeni da-
yatmalann boyutlannı elbette henüz bilmiyoruz.
Bildiğimiz paramızın değerinin düştüğü oranda
borç ve yükümlülüklerimizin büyüdüğü. ödemek
zorunda kalacağımız yeni bedellerin katlandığı.
Yine bu kargaşada belki de hiç dikkatinizi çek-
memiş küçücük bir aynntı. Fransa'da deli dana yü-
zünden zarara uğrayan üreticiler, başkanı çürük
yumurta yağmuruna tuttular. Başkan da üreticile-
rin zararlannın devlet tarafından karşılanacağını
açıkladı. Sahi onlar bize gelince üreticinin asla ve
de katiyen desteklenmemesi gerektiğini söylemi-
yoriar mı?
Sonra da özkaynaklan ile tanm ülkesi, cenneti
konumundaki Türkiye, 1970'li yıllarda üretim faz-
lası sorunlannı yaşarken Avrupa'dan gıda ürünü,
et ithal eden konuma düştü. Döviz bu kadar paha-
lı iken bir de insanının karnını doyurmak üzere dö-
vizle gıda ürünü satın alıyor. Bütün bunlar nasıl Tür-
kiye'de ekonomiyi düze çıkaracak, doğru reçete-
ler olarak tartışılamaz sayılıyor?
"Birini beceremedik, battık. Yenisini imzalaya-
//m"ileyolaçıkılıyor.
sukransoner@yahoo.com
Mudurnu'da 25 bin kisi zorda
9
5 ıııilyoıı tavuk
açhktan öldü
MUDURNU (AA) -
Türkiye'nin beyaz et ih-
tiyacının büyük bölü-
münü karşılayan Bo-
lu'nun Mudurnu ilçe-
sindeki Mudurnu Ta-
vukçuluk AŞ'nin ortak
bulunmaması halinde
icra yoluyla satılacağı
bildirildi. Mudurnu Ta-
vukçuluk AŞ Genel
Müdür Yardımcısı Ne-
catiDurokan, hammad-
de alamadıklan için
yaklaşık 1-1.5 milyon
tavuğun açıktan öldüğü-
nü kaydettı. Durukan, 5
aydır işçilerin parasım
ödemeyedıklerini belir-
terek 25 bin kişinin bü-
yük zarar gördüğünü
söyledi.
Durukan, Mudurnu
Tavukçuluk'un ilçe hal-
kının tek geçim kaynağı
olduğunu anımsatarak
"Üretimin büyük bölü-
münü durdurduk. Gûn-
del20binadettavukke-
siminin yapddığı fabri-
kada, bu sa>ı 30 bine
düştü. Üreticiden tavuk
alımı durduralda. 3 bin
üretkİ2bin80işçi200
nakbyeci ve 150tedarik-
çr>ie biıükte toplam 25
bin kişi büyükzarargör-
dü" dedi. Şırketin içine
girdıği ekonomik dar-
boğazdan çıkabilmesi
için 6.5 trilyon liraya ih-
tiyaç olduğunu söyledi.
Durukan, ışten çıkan-
lan işçilerden, işçi tem-
silcileri seçerek parala-
nnın ödenmesi konu-
sunda anlaştıklannı da
sözlerine ekledi.
L