19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2001 CUMA HABERLER Ptcasso'nun taUosu • tstanbul Haber Servisi - Istanbul 'da jandarmarun düzenlediği operasyonla ele geçinlen ünlü Ispanyol ressam Pablo Picasso'ya ait tablonun, Kuveyt'ten çahndıktan sonra Iraklı bır kişiden 100 bin dolara satın alındığı belirlendi. Meryem Ana fîgürlü ikonanın ise Trabzon'daki Sümela Manastın'ndan çalındığı ortaya çıktı. Bu arada tabloyu satmak isterken yakalanan 3 kişiye Silivri'detatbikat yaptınldı. Uzmetsucsa suç • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında dava açılan eski Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu, bozuk sistem ve ceza düzeninde böyle bir davanın açılmasının doğal olduğunu söyledi. Türkiye'de ihmalden değil icraattan hesap sorulduğunu söyleyen Yazıcıoğlu, "Parayı repoya yatınp üzerine oturabilirdim. Çünkü böyle özel idareler de var. Eğer hizmet suçsa biz suç işledik. Ama ben hizmet diyorum" dedi. SllMPSIZ taypamteşına . • KİLtS (AA) - Kurban Bayramı'nda 4 bin Suriyelinin, Türkiye'de yaşayan yakınlan ıle öncüpınar Sınır Kapısı'nda bayramlaşacağı bildirildi. Kilis ve Halep valilikleri arasında sürdürülen görüşmeler sonucunda, iki ülke vatandaşlannın bayramlaşmalan konusunda anlaşma sağlandı. Hazırlanan protokole göre, Suriye'den Öncüpınar Sınır Kapısı'na gelecek Suriyelıler, Türkiye'deki akrabalan ıle rahat bir ortamda bayramlaşacaklar. K6fflİI*9eilİ6PİB • KAYŞERt(AA)- Erciyes Üniversitesi Veterıner Fakûltesi Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tayfur Bekyürek, bu kış mevsımi hava sıcaklığının mevsım normaüerinin çok üstünde olmasının tavşan, fare, geleni, gelincik, köstebek gibi kemırgenlenn hızla üremesine neden olduğunu kaydettı. Bekyürek, "Ekolojik dengenin bozulmaması, tanmın zarar görmemesı için kemirgenlerle şimdiden mücadeleye başlanması gerekir" dedi. Sabancı davaaçtı • BRÜSEL ç BRÜKSEL(AA)- Sabancı ailesi, Belçika'da gözaltmda bulunan terörist Fehriye Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı yargılanması amacıyla dava açtı. Erdal'ın yargılanma sürecinin bu ay sonunda başlayacağı açıklandı. OnlarBağdat Caddesi'ndeyaştyorlar, oradangiyiniyorlar, kannlanm orada doyuruyorlar 'BAĞDAT GENÇLİĞİ• Yaşlan 15-20 arasında değişiyor. Cadde üzerinde bir aşağı bir yukan yürüyorlar. Bu durum, gecenin geç saatlerinde, sınıf geçme hediyesi son model otomobillerin ortaya çıkmasıyla sabaha kadar sürüyor. • Paranın gücüne tapıyorlar. Evlilik ve iş planlannın çerçevesi de paraya dayalı. îstanbul'u 'terk edilmesi zor' olarak görseler bile hepsinin ideali ileride eğitim görmek ya da yaşamak için mutlaka yurtdışına çıkmak. SELENBAYCAN Onlar "Cadde GençHği''... Aynı renk ve modelde saçlar, tek tip giyinmiş ve moda renklerle abartıh mak- yaj yapmış genç kız- lar,jöleli dik saçlan ve solaryum yanığı yüz- leri ile genç erkekler... Onlar, ünlü Bağdat Caddesi üzerinde bir aşağı bir yukan yürü- yen yaşlan 15-20 ara- sında bir gençlik. Bu durum. gecenin geç saatlerinde, sınıf geç- me hediyesi son mo- del otomobiller ve da- ha abartıh aksesuvar- lann ortaya çıkmasıy- la sabaha kadar sürü- yor. Özellikle güzel ha- valarda 'Cadde'dekı hareket, doruğa ulaşı- yor. Kaldınmlarda in- sanlar kıtleler halinde akarken, belli mekân- larda yer bulmak ım- kânsız. En popüler ka- fede bir sandviç yemek için bile önceden yer ayırtmak gerekıyor. Dolup taşan mekânla- nn çevresinde ıse, tek tip görünüşlü erkekler kalabalık gruplar ha- linde sabıt bakışlarla karşı kaldınmı gözlü- yorlar. Gençlik arasın- da yaygın bir kavram olan 'piyasa yapmak' tam anlamıyla karşıb- ğını bu 'Cadde'de bu- luyor. Gençler eğitimli Hepsi ya lisede oku- yan ya da mezun ol- muş gençler. Anadılle- ri Ingilizce ve Fransız- ca. Birçoğu hemen he- men aynı özel üniver- sitelerin Türkiye'deki en popüler bölümlenn- de eğitim görüyorlar. Bağdat Caddesi on- lar için nefes alabıle- cekleri, var olduklannı hissedebıleceklen bel- ki de tek yer. Orada ya- şıyorlar, oradan gıymi- yorlar, kannlanm ora- da doyuruyorlar. Kısa- cası gençlıklerine dair hayatlannda iz bıraka- cak her şeyi 'Cadde'de yaşıyorlar. Arada sıra- da tstanbul'un başka Ara sıra fstanbuTun başka verierine de ugruyoriar. Ama hiçbir yerde caddelerinde olduğu gfln rahat değfllec Markasız olmaz'Cadde'li gençlerin giysileri de birbirlerinin aynı... Burlington marka baklava desenli çoraplar, Barbour marka ceket, sırtlannda Jan Sport ya da Eastpak, sadece kızlann kullandığı Lacoste marka çantalar, botta ise tercihJeri Buffalo veya Harley Davidson. Kullandıklan ya da 'modifîye ettikkri' favori otomobil ise Peugeot106. Caddedeki bazı mekânlarda yer bulmak oldukça zor. Bazen bir kafede sandviç yemek için rezervasyoo gereJdyoc Sevgi Özkan: Boş değerierin varohna alant Sosyolog Sevgi Öz- kan, 'marka küitüru' içindepiyasa yapmayı geleneksel bir eylem gibi öğrenip büyüyen gençler için 'sorgula- namazbirvarahışaia- nı' olduğunu belirtti. Aynı zamanda bir cadde sakıni olan Öz- kan, bu gençlerin za- manlannın büyük bir kısmırn dolduran ve anlam kazandıran Bağdat Caddesi'nin dışında başka bir yer- de kendilerini rahat hissedemediklerini vurgulayarak "Çünkü onlar için burada sey- rediüp seyretme bir tür 'ben varım' demek anlamına geüyor. Bağ- dat Caddesi, toplumca olusturulanboşdeğer- lerin var ohna »lam, aynı zamanda yaşadı- ğımızTûrkiye gerçeği- nin ta kendiskiir" de- di. 'Cadde'nin, burayı 'onsuz olmaz' olarak algılayan daha paralı gençlerin daha paralı dünyasını oluşturdu- ğunu belirten Sevgi Ozkan, bu durumu -Bağdat Caddesi, gençlerin paranın ko- kusunu hissetâkleri, her köşe başında 'para eşittir var olma' ide- otopshıinensomutoia- rak yaşandığı bir yer haline gehniştir" diye açıkladı. Özkan, yaşa- mı 'Cadde'de tanıma- ya başlayan gençlerin yaşadıklan zihinsel boşluk sonucunda ara- ba yanştırmayı bir tür 'kariyer' olarak gör- düklerinin de altını çi- ziyor. özkan, gençliğın bir amaçsızlık, buna- lım ve bir bekleyiş dö- nemi olması itibanyla onlan kafelerde ve caddelerde buluşmaya iten etkenlerin başın- da araba yanştırmanın geldığıne dikkat çe- kiyor. yerlerine de uğradıklan oluyor. Ama hiçbir yerde 'Cadde'lennde olduğu gi- bi rahat değiller. Orada herkesı tanı- yorlar, buluşmak için önceden sözleş- melerine gerek yok. Çünkü, kimi nere- de bulabileceklerini çok ıyı biliyorlar. Aileleri de onlan güvenerek buraya bırakıyorlar. Zaten kolayca ızın ver- dikleri tek yer "Bağdat Caddesi" Bılgi Ümversitesi fşletme Bölümü 1. sımföğrencısı bir 'cadde müdavimi', hayatındakı önemıni saklamıyor. Oku- duğu bölümü Türkiye'de en geçerli ve en çok da para getiren işi olduğu için seçtiğmi" anlatıyor. Sohbet ettiğimız gençlerin çoğu, an- cak parayla saadet olacağını belirterek "Zaten caddeye inen herkes paranın kokusunu hemen ahr" diyor. Polıtıkay- la ilgilenmiyorlar ve politikacılan inandıncı bulmuyorlar. Bu konudaki savunmalan hazır: Gelecekten ümitsrzJer "Biz istemediğimizden değil. Kendi- lerini sevdiremedikleri için politikacıla- ra inanmıyoruz. En dürüst politikacı bile para için sahtekârlık yapıyor." Lise ıkıncı sımf öğrencısı bır başka 'genç caddeti' de gelecekten ümitsizli- ğını. "Her şey nasıl gittikçe kötüye gj- diyorsa, her gelen yeni nesdDe cadde de gittikçekötüleşıyor" diye dile getiriyor. Gelecekte her şeyin planladıklan gi- bi olmasmı ıstiyorlar. Teknolojiden 'maddiyaun eh erdiği ölçüde' her alan- da yararlamyorlar. Otomobillere hay- ranlık duyuyorlar... En küçük aynnn- sına kadar otomobıllenm 'modifiye et- mek'ten gen kalmıyorlar. Takıp etük- leri yayuılann çoğu da otomobüle il- gili. Yaklaşık 3-4 senedir 'Cadde'ye ta- kıldığını söyleyen Yıldız Tekmk Ünı- versitesı 2. sınıf öğrencısı bir genç de "Aşka inanmıyorum. BasitieştirUmiş buluyorum. Zaten evhük de parayla bagJantdı bir şey. Ama dyle uzakta ki hiç işim olmaz" dıyor. lnternette her gün en az beş saat 'chat' yapıyorlar.. îstanbul'u terk edil- mesi zor' olarak görseler bile idealle- n eğitim görmek ya da yaşamak için mutlaka yurtdışına çıkmak. Toplumu kendilerince önemsiyor, "toplumda haun sayıiır bir yer edin- mek" istiyorlar. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Bölü- mü öğrencisi bir genç, bu konuyu şöy- le açıklıyor: "Maddi açıdan iyi bir yere gehneti- yhn ki insanlar bana itibar göstersin. Ailelerimiz ekonomik olarak belli bir seviyenin üstünde olduğu için etimizde diğerlerinden daha fazla iş imkânmıı? buionduğunun farJandayız. Ama hak- kmuzdaki 'boş kafah yoz gençlik' ka- nısı bizi rahatsız ediyor." 'Cadde'nin hayatlanndaki yerini in- kâr edemiyorlar. "Ya Cadde olmasay- dı" sorusunu, "Başka bir yer mutlaka olurdu"diye yamthyorlar. SEZER^İN ATADIĞIÜYELER GENEL KURULDA GÜRÜZ^ÜN ETKtVLİĞİNİ KIRMA MESAJIVERDİ Yeni YOK demokrasi sınavında ANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) - Niğde Üni- versitesi'nde bakan kızma torpil yapan, irtica eğilimli olduğu gerekçesiyle daha ön- ce izlemeye alınan Prof. Dr. Ferhat Ecer'in 1. olduğu se- çim sonuçlan. YÖK Genel Kurulu'nda değerlendirile- cek. Aday sayısının 3'e indi- rileceği YÖK Genel Kurulu, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- detSezer'ce atanan yeni üye- lerle "çağdaş üniversite ve ir- tica" sınavı verecek. YÖK Genel Kurulu üyesi Prof. Dr. • Ülkücü kadrolann odağı olan Niğde Üniversitesi'nde seçim sonuçlan YÖK Genel Kurulu'nun bugünkü toplantısında ele alınacak. Cumhurbaşkanı tarafından atanan Prof. Dr. Aysel Çelikel, Prof. Dr. Ramazan Aslan, Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ilk kez oylamaya katılacaklar. Alpaslan Işıkh, adaylan ob- jektıf venlere sahip olarak de- ğerlendıreceklerinı \ou-gula- yarak YÖK Başkanı Prof Dr. KemalGürüz'ün "oldubittisi- ne" gelmeyecekleri mesajmı verdı. Ülkücü kadrolann odağı olan Niğde Üniversitesi'nde seçim sonuçlan YÖK Genel Kurulu'nun bugünkü toplan- tısında ele alınacak. Cumhur- başkam Sezer tarafından ata- nan Prof. Dr. Aysel Çetikel. Prof. Dr. Ramazan Aslan, Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Alpaslan Işıklı ilk kez oylamaya katılacaklar. Daha önce YÖK Başkanı Gürüz'ün adaylar hakkında verdiği bilgilerle oy kullanan YÖK Genel Kurulu ise yeni üyeleriyle önemli bir smav verecek. Sezer'in atadığı üye- lenn Niğde Üniversitesı'nde- ki adaylar hakkmda bılgi top- ladığı ve Gürüz'ün oylama sonuçlarma etkisini kırmaya hazırlandığı öğrenildi. YÖK Genel Kurulu üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, üniversitele- nn laık-demokratik ve sosyal hukuk devleti ılkelerine göre yapılanması gerektiğini vur- guladı. Işıklı, "12 Eylül'ün YÖK üzerindeki tahribaümn giderihneye çahşdması hepi- mizüı öncelikli göre>i" dedi. Prof. Dr. Aysel Çelikel de Yüksek Öğretim Kanunu'nu hep eleştirdiğini, ancak bu durumun YÖK üyesi obna- sıyla çelişki yaratmadıfını vurgulayarak "Sorunlar bu sistemden kaynaklamyor ve YÖK bunun uygulayıcısL Bu kurulun düzeltilmesi de için- de bulunmaktan geçiyor" dedi. BIRBAKIMA SERVER TANÎLLİ Taşlar Ağır Ağır Yerine Oturuyor... Aydınlara, bu arada gerçek devlet adamlanna düşen, içinde yaşadıklan çağın anlamını kavra- mak ve halkın dikkatini o yöne çevirmektir. Yetmez: Bizzat halkın önüne de düşmeliler! Bırakınız başka tarihlerden örnekleri, Türkiye'de Millî Mücadele böyle yapıldı; Cumhuriyet böyle kuruldu; devrimler böyle gerçekle$tirildi. O dev hareketlenişın içinde yer alanlar, başta "Büyük Kurtancı" olmak üzere, böyle bir inancın ve ide- alizmin insanlanydılar. Temele atılan harç böyle kanldığı içindir ki, eser, bütün ihanetlere karşın ayakta. Halk meddahlığı, halk aldatıcılığı sonraki icattır. 1950'den biraz önce başladı ve sürdü. Ancak so- nuna kadar da sürmeyecek: Halkla beraber yürür- ken, ona doğrulan da göstermenin güzel örnek- leri de ortaya konur oldu... Taşlar ağır ağır yerine oturuyor. Geçen hafta, Cumhurbaşkanı'nın önayak oldu- ğu gelişmeler, o örneklerin başında geüyor... • Demokraside halkın oyunu, ona doğrulan gös- tererek elde etmek de var. Ama 1950'lerden bu ya- na, politikacı, bir elini tankatlara, bır elini de aşi- retlere atarak oy ticareti yapmıştır; şu ya da bu ta- rikattan, şu ya da bu aşiretten yana olmayı da ma- rifet saymıştır. "Taıikat mezarfığı" bunun ürünüdür. Cumhuriyet, ta anayasasına kadar, bu feodal kavramlan ve onlann simgelerini istedigi kadar ya- saklar altına almış olsun; 12 Eylül'ün karanlık ey- lemlerinden biri de, özellikle Nakşıbendiliğe gülü- cükler dağıtması, o da ne, bu tarikata "ayncalık- lar" tanımasıdır. Nakşibendi bır başbakanın şey- hi, anası, kardeşi, öldüğünde nasıl başka yerde ya- tarmış? Imparatorluğun en yüce sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinin hemen yanında onlann da yatma hakkı olmayacaksa kimin ola- cak? Iskenderpaşa Camisi cemaatinın şeyhi ve da- madı da ölünce, vaktiyle açılmış olan bu sakat yolda yürümeyi, Cumhuriyet'in bizzat hükümeti, "oy hesabı" uğruna kafasına koyup da hazıritğa gi- riştiğinde, Cumhurbaşkanı'nın vetosu işe bir nok- ta koymuş ve pek de iyı edilmiştir. Sayın Ahmet Necdet Sezer'in konuyia ilgili ya- salann yanı sıra asıl dayandığı, anayasanın -eşit- liği düzenleyen-10. maddesindeki "Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz" hükmü. O hükmün enfes bir uygulaması! Bir dönem, böylece salt hukuka, onun ilketeri- ne dayanarak kapatılmış bulunuyor. Çankaya'da oturan kişinin farklılığını gösteren nadir örnekler- den de biridir bu! Ama bitmedi... • Cumhurbaşkanı, yine geçen hafta, iaikiik ilkesi- nin anayasaya girişinin 64. yılı dolayısıyla bir me- saj yayımladı. Sayın Sezer, bu mesajında Cumhuriyet'in hede- fini, dayandığı temel felsefeyı açıkladıktan sonra, pek önemli çıkarsamalarda bulunuyor ve Türki- ye'de laikliğin kendine özgü anlamını ortaya ko- yuyor. Cumhuriyet'imizin hedefi, "çağdaş uygarlığa ulaşmak" ise, çağdaş uygariığın felsefesi de, "bi- reyin özgürlüğü ve kendi geleceğinı belirteme hak- kı"na dayanır. Mesajdakı şu cumleyi okur musu- nuz: "6u temel felsefeyi özümseyen Büyük Ata- tûrk, bireyın, üzenndekı dini baskılardan kurtan- larak özgür olmasmı ve yaratıcı gücünü ülke ve in- sanlık yaranna kullanmasını sağlayacak yapısal dönüşümü gerçekleştirmiştir." Laiklik, işte bu yapısal dönüşümün ruhudur. "Dinsel baskılardan kurtanlma", yalnız "bireysel özgürieşme" için değil, bütün bır dünya yaşamı için gereklıdir. Neye bırakılacaktır dünya sorunla- nnın çözümü? Akla ve bilime! Böylece laiklik, sı- radan bir "din ve devlet işlerinin birbinnden aynl- ması" değil; akılcı ve bilimsel bakışı egemen kıl- maktır yaşama. Çağdaş yurttaşlar yetiştirmenin yolu budur. "Aklıönemsemek", "eleştireldüşünmek", gide- rek dogmalara karşı çıkmak! "Aydınianma Devnmi'nin hedefi de budur. Türkiye'de bütün öğretmen ve okullar, bu me- sajı derslerde işlemelidirier. Söz konusu mesajla, kısır, dahası kasıtlı olarak ığdiş edilmiş ve yozlaş- tınlmış bir laiklik anlayışı terk edilmiş oluyor; çağı- mızın ve tarihımizin içine yerleştiriliyor ilke. Sayın Sezer'e ne kadar teşekkür etsek azdır. Evet, taşlar ağır ağır yerine oturuyor... istanbulModaFuan açddı Bu yd ikintis düzenienen Uluslararaa Istanbul Mo- da Foan(IF),dün TÜYAPBeyKkduzii FuarMerke- zi'nde açıkfa. Fuan düzenleyen konsorsiyumun ve Türkiye Giyim Sanayicüeri Derneği'nin Başkanı Güngö>Keş^açılıştörenindeyapağıkoınışmada,nı- ann hazır grvim sektörünün tanmmı ve pazartama- aacısmdanöoenılibiretidnlikokhığunu\TirguladL Fuara, yerti ve yabana toplam 100 firma katüıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle