Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
HaHfbora
sahip çrtrtı
• KÜTAHYA/EMET
(Cumhuriyet) -
Hükümetin ANAP
kanadının baskılanna
karşın
özelleştirilmemesi ilke
olarak kabul edilen bor
madenlerinin basına
tanvtımı sırasında halk.
özelleştirraeye karşı
çıkan Devlet Bakanı
Şükrü Sina Gürel'i>
gösteri ve coşkuyla
karşıladı. Emet girişinde
yoğun bir kalabalık
tarafindan karşılanan
Gürel, bor madenlennin
özelleştirilmesinin,
"israf edilmesiyle
eşanlamh olduğunu"
vurguladı. Yurttaşlar,
özelleştirmeyi savunan
Devlet Bakanı Yalova'ya
tepkilerini "Buraya
Yûksel Yalova'yı
sokmayız" diye
bağırarak dile getirdi.
Yargıya kuşkulu
servet çağrısı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Eski MHP Genel
Başkanı Alparslan
Türkeş'in kızı Ayyüce
Türkeş tarafmdan
kardeşleriyle miras
kavgası sırasında ortaya
çıkan 1.2 trilyonluk
servetin kaynağının belli
olmaması nedeniyle
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın
harekete geçmesi
gerektiği vurgulandı.
Ankara Barosu Başkanı
Sadık Erdoğan,
başsavcılığın olayı ciddi
kabul etrnesı durumunda
harekete geçeceği
düşüncesinde olduğunu
belirtti.
FP'den iptal
başvurusu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
FP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet
Bekâroğlu, TBMM
içtüzüğünde yapılan
değişikliklerin iptali için
bugün Anayasa
Mahkemesi'ne
başvuracaklannı
söyledi. Başbakan
Bülent Ecevit'in,
toplumun yüzde 1.5'luk
kesiminin tüketim
çılgınlığına bakarak
"ekonomi iyiye gidiyor"
dediğini belirten
Bekâroğlu, 65
milyonluk Türkıye'nin
kaderine terk edildığini
söyledi.
'AB karşrtltğı
yapılıyor'
• tstanbul Haber
Servisi - Istanbul Barosu
Staj Eğitim
Merkezi'nde, AB
Katılım Ortaklığı
Belgesi ve Ulusal
Program konusundaki
görüşlerini açıklayan
Prof. Dr. Eser Karakaş,
ülkemizde Avrupa
Birliği karşıthğı
konusunda, ideolojik
olarak yan yana gehnesi
olanaksız olan
kesimlerin sosyolojik
olarak bir araya gelip
AB karşıtlğı yaptıklanru
söyledi.
Danıştay
üyelikleri seçiml
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Hâkim ve Savcılar
Yüksek Kurulu, boş
bulunan 3 Danıştay
üyeliği için seçım yaptı.
Kurul, dün yaptığı seçim
sonucunda Danıştay
savcılan Ali Öztürk,
Belma Kösebalan ve
Nurhan Yücel Danıştay
üyeliğine getirildi.
Örtülü ödeneğin Aliyev'e darbe girişimi ve Türk kurultaylannda kullanıldığı ileri sürüldü
MHPVe 'örtiilü' destekANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
DYP Genel Başkanı Tansu Çilkr'in
başbakanlığı döneminde "erken seçi-
me" destek verdiği için örtülü ödenek-
ten eski MIIP Genel Başkanı Alpars-
lan Türkeş'e 2 milyon dolar verdiği sa-
vının ardından Azerbaycan Cumhur-
başkanı Haydar AHyev'e darbe girişi-
mi ve Türk kurultaylannın düzenlen-
mesinde de örtülü ödeneğin kullanıldı-
ğı ileri sürüldü. Yalnızca REFAHYOL
hükümeti döneminde Türk kurultayı
için yardım alamayan Türkeş'in, Al-
manya'dan bunun için bir bavul dolu-
su para getirdiği belirtildi.
Eski MHP Genel Başkanı Alparslan
Türkeş'in, lngiltere'deki bir bankada
1.1 trilyon liralık servetinin ortaya çık-
masıyla başlayan tartışmalar, özellikle
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in
başbakanlığı döneminde örtülüödenek
üzerindeki kuşkulan yeniden günde-
me taşıdı. Tûrkeş'e, örtülü ödenekle il-
gili ilk suçlama 27 Mayıs 1960 darbe-
sinden sonra yapıldı. Başbakanlık
• Türkeş'in kayıt dışı serveti üzerine başlayan iddialara her gün
bir yenisi ekleniyor. Çiller'in başbakanlığı döneminde Türkeş üe
Çiller'in yakmlaşmasına dikkat çekilirken MHP'nin adınrn kanştığı
bazı olaylarda örtülü ödeneğin kullanıldığı kuşkulanna işaret edildi.
Müsteşarlığı'na getirilen Alparslan
Türkeş, kendisinden önce görev yapan
Ahmet Salih Konır'un kasasını açtığı
ve örtülü ödeneğin 270 bin lırasını kul-
landığı savlandı. Dönemin Milli Birlik
Komitesi üyelerinden Ekrem Acuner,
Sami Küçûk ve Mucip Atakh, Tür-
keş'in örtülü ödenek paralannın bir
kısmını kendisini destekleyecek kişile-
re ve dostlanna venhğini ileri sürdüler.
Çiller'in başbakanlığı döneminde ise
Türkeş ile Çiller'in yakınlaşmasına
dikkat çekilirken, MHP'nin adının ka-
nştığı bazı olaylarda örtülü ödeneğin
kullanıldığı kuşkulanna işaret edildi.
Bu konuda ortaya arılan savlar şöyle:
Azerbaycan'da darbe girişimi: Azer-
baycan Cumhurbaşkanı Haydar Afi-
yev'in yerine Ebulfeyz Elçibey'i ülke-
nin başına getirmek isteyen Azerbay-
can Içişleri Bakan Yardımcısı Ruşen
Cevadov, darbe girişimi öncesinde
Türkiye'ye gelerek Türkeş, Çiller ve
Ayvaz Gökdemir ile görüşmeler yaptı.
Bu girişime, TİKA gorevlisi Ferman
Demirkol'un yanı sıra Mehmet Ağar,
Korkut Ekeru tbrahim Şahin, Abdul-
iah Çath ve Hahık Kıra'nın adı da ka-
nştı. Çiller'in, darbe girişimi için örtü-
lü ödenekten para verdiği ileri sürüldü.
Türk kurultaylarma ödenek: Türk
kurultaylannın düzenlenmesine bü-
yük önem veren Türkeş, bunun için
yine Çiller'den yardım aldı. Bu yar-
dımlann, örtülü ödenekten sağlandığı
ileri sürüldü. Ancak, 1995 seçimlerin-
de parlamento dışında kalan Türkeş,
1997 yılında Istanbul'da yapılacak ku-
rultayın finansmanında büyük sıkrntı
çekti. Tüm ısrarlanna karşın dönemin
Başbakanı Necmettin Erbakan'dan
maddi destek alamadı. Kurultayın fı-
nansmanı için Almanya'daki Türk fe-
derasyonundan para getirmeye karar
veren Türkeş, bunun için Almanya'ya
gitti. Ancak, Türkiye dönüşü içinde
600 bin dolar ve 500 bin markın bu-
lunduğu çanta kayboldu. Türkeş'in eşi
Seval Türkeş ile oğlu Tuğrul Türkeş
arasındaki para kavgası da bu çanta
yüzünden başladı.
Türitcumhurry'etkrinecasuskulak:
CIA bağlantıh Ermeni asıllı ABD'li
petrolcü Roger Tamraz, Kafkas pet-
rol boru hattı projesi için 1995 yılın-
da Türkiye'ye geldi. Türkeş aracılı-
ğıyla Çiller ile görüşen Tamraz, "bo-
ru hatünın aranafiberobtikkabio ko-
yulması yotuyla Türk cumhuriyeüeri
ve Ermemstan'm dinlenmesi
w
nı
önerdi. Bu projeyi çok beğenen Tür-
keş, Çiller'i ikna etti. Ancak proje
gerçekleşmedi.
Türkeş'in hesapları banka sırrr
Deutsche Bank
ve Commerzbank
bilgi vermiyor
FRANKFURT (Cumhuriyet) -
Milliyetçi Hareket Partisi'nin eski
genel başkanı Alparslan Türkeş'in
önde gelen Alman bankalanndaki
hesaplanyla ilgili bilgilerin, 'banka
sım' kapsamında kaldığı, bu nedenle
söz konusu hesaplarla ilgili bilgilerin
kendisinin, mirasçılannın veya
yargının talebi olmadan kimseye
verilemeyeceği açıklandı.
Avrupa'nm en büyük bankası
Deutsche Bank'tan Cumhuriyet'e
yapılan açıklamada, Türkeş ve
mirasçılanna ait hesap hareketleriyle
ilgili bir bilginin kendilerinden
çıkmayacağına işaret edildi. Türkeş'in,
Deutsche Bank'ın tngiltere'deki bir
lngiliz bankası statüsünde bulunan
iştirakindeki hesaplanyla ilgili olarak
da "Muüaka bir bilgi ahnmak
isteniyorsa lngiltere'deki yetküi
makamlara ya da Almanya'daki ilgili
savcıhğa başvurması gerekir'' şeklinde
görüş belirtildi.
Commerzbank: Suç duyıırusu yok
Commerzbank'tan yapılan açıklamada
ise bu konudaki gelişmelerin
kendilerine aktanlmadığı ile sürüldü.
Commerzbank Basın Sözcülüğü, söz
konusu hesaplar hakkında savcılıktan
kendilerine herhangi bir suç
duyurusunda bulunmadığrnı da
bildirdi. Sözcülük, Türkeş'in bankada
hesabı olup olmadığı sorusunu da
'banka snn' olduğu gerekçesiyle
yanıtsız bıraktı. Almanya'nın en
büyük özel kredi kuruluşlan arasmda
yer alan Commerzbank'ın adının son
zamanlarda bazı kara para
skandallanna kanştığuıı anımsatan
sözcülük, kurumun bu tür
kuşkularda bizzat kendisinin
savcıhğa başvurduğunu, ancak
Türkeş'in hesaplan konusunda
şimdiye kadar kendilerinin de
savcılıklann da herhangi bir girişimde
bulunmadığmı hatırlattı.
DoktoHarhakarayışmda SJ,"
merkez konseyi üyeleri, doktorlann mah' haklannın
iyfleştirUnıesi amacryla üzerlerinde "Bu bordro de-
ğjşecek" yanh önlûklerle dün MaUye BakanhğVna
yûrüdüler. TTB Merkez Konseyi ve Ankara Tabrç>
Odası Yöoetim Kunıhı üyeleri, öace TTB önünde
topfauKblar. TTB MerkezKonseji Başkanı FüsunSa-
yek, "hükümetin, işveren kesnnlerryk görüşüp T-
TB'ye ve diğer çahşan örgütfcrine randevu veröme-
yen bir ortamda, gerçekleri kamuoyuna anlatmak
r!
tstedOderini söyledi Uyeler, daha sonra Manye Ba-
kanı Sümer Oral 9e görüşerek tatepterini içeren bir
rapor sundular. (Fotoğraf: AA)
Bahçelievler'in faşist sanıklanna ikinci kez 7'şer ölüm cezası
Mahkeme kıynıı kararmda direndi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara 3. Ağır Ceza Mahke-
mesi, ikinci kez görülen "Bahçe-
lievler katiiamı" davasında, ilk
yargılama sonucu verdiği kararda
direnerek faşist sanıklar Bunya-
min Adanah ve Ünal Osman Ağa-
oğju'nu, 1978'de 7 TlP'li öğrenci-
yi katlettikleri için 7'şer kez ölüm
cezasına çarptırdı. Ağaoğlu'nun
avukatı, katlıamı Hahık Kun'nın
gerçekleştirdiğini söyledi. Mah-
kemenın ilk karannda direnmesi
nedeniyle davada son karan Yar-
gıtay Ceza Genel Kurulu verecek.
Mahkeme, ilk karannda da sanık-
lan 7' şer kez ölüm cazasına mah-
kûm etmiş, ancak Yargıtay bu ka-
ran esastan bozmuştu.
Davanın dün görülen karar otu-
rumuna, tutuklu sanıklar Bünya-
min Adanalı, Ünal Osman Ağaoğ-
lu, avukatlan ve müdahil avukat-
lan katıldı.
Viranşehirli 6 çocuğa tahliye
DtYARBAKTR (Cumhuriyet
Bürosu)- Şanlıurfa'nuı Viranşe-
hir ilçesinde PKK lehine slogan
atnklan gerekçesiyle tutuklanan
6 çocuk davanın iÛc oturumunda
tahliye edildi. Böylece davada tu-
tuklu sanık kalmadı.
Şanlıurfa'mn Viranşehir ilçe-
sinde 9 Ocak gecesi TKK khi-
ne slogan attddan" gerekçesiyle
28 çocuk gözaltına alınmış, çı-
kanldıkları mahkemece tutuk-
lanmışlardı. Avukatlannın itirazı
üzerine çocuklardan 22'si serbest
bırakümıştı. 6'sı tutuklu 13 ço-
cuğun yargılanmasına ise dün
Diyarbakır 3 Noiu DGM'debaş-
landı.
Duruşmayı izlemek isteyen
Uluslararası Af örgütü üyeleri
duruşmanm gizil yapılması ne-
deniyle salona alınmadı.
Sanık Bünyamin Adanalı'nın
aviıkatı, müvekkilinin üzerine atı-
lı, suçlamalan kabul etmediğini
belirterek müvekkilinin beraatmı
istedi.
Ağaoğlu'nun avukatı da "Olayı
gerçeldeştiren HalukKnn'dır. Ay-
nı oİaya kabkhğı iddia edilen ild Id-
şiden benhn müvekkilim, olaym
asü faul Mrardaki Mahmut Kork-
maz iseferi fail olarakbetirtilmek-
tedir. Bunu anlamak mümkün de-
ğildn*" dedi. Ağaoğlu, beraatını
istedi.
Mahkeme başkanlığına vekâlet
eden yargıç Rıza Ilgın, duruşma-
ya verilen kısa bir aradan sonra, 1
Kasım 1999 tarihinde verilen ilk
kararda direnilmesine, Yargıtay
bozma ilamına uyulmamasına ka-
rar vererek sanıklar Bünyamin
Adanalı ve Ünal Osman Ağaoğ-
lu'nun 7'şer kez ölüm cezasına
mahkûm edildiklenni bildirdi.
Davada son karan Yargıtay Ce-
za Genel Kurulu verecek.
IRMIKI AYDIN ENGÎN aenginCqdoruk.net.tr
Kaybolan ya da kaybedilen
ya da kaybettirilen iki HADEP'li
yönetici ile ilgili olarak Şımak
Valisi Hüseyin BaşKaya'nın
açıklamalannı herhalde oku-
dunuz ya da ekranlardan izle-
diniz. Vali Terör örgütünce
kaçınlmış olabilirier" dedi.
Doğru söyledi. Tuhaf ama..
biz de aynen onun gibi düşü-
nüyoruz.
Sılopi HADEP yöneticileri
Serdar Tanış ve Ebubekir
Deniz bizce de "terörörgütü"
tarafindan kaçınldılar ve bü-
yük olasılıkla yok edildiler.
Tıpkı Diyarbakır Emniyet
Müdürü Gaffar Okkan gibi.
Okkan da terör örgütü tara-
findan yaylım ateşine tutula-
rak öldürüldü.
Aynntılarda daha da ileri gi-
debiliriz:
İki HADEP'li de, Diyarbakır
Emniyet Müdürü de OHAL
bölgesinde "eski, güzel, kârtı,
yağlı ballı günler"\n geri gel-
mesi için kollan sıvamış terör
örgütünce öldürükjüler.
Buraya kadan konuyla iigile-
nen, bölgeyi bilen, olupbiteni
değerlendırebilecek kadar de-
neyim bıriktirmişlerce zaten bi-
liniyor. Yani Şımak Valisi yeni
bir söz söylemedi; bilinenteri
yineledi.
Şırnak Valisi Doğru Söylüyor...
Bilinmeyen şu: Bu törer ör-
gütü kimlerden oluşuyor, şefi
ya da şefleri kim?
Ben vali diye ona derirn ki şu
son sorunun yanrtını verebil-
sin; eveleme geveleme, bili-
nenleri yineteme ile oyalanma-
sın, oyalamasın.
• • •
İki HADEP yöneticisi, jan-
danna karakolundan ya da -
eger Valinin dediği doğru ise-
jandarma karakolundan sağ
salim çıknktan sonra PKK'nin
kılıç artıklan tarafindan kaçınl-
mış olabilirler.
PKK'nin örgütsel açıklama-
lan silaha, teröre dayanan mü-
cadele yöntemini teri< ettikle-
rini haber veriyor. "Imralı saki-
n/"nden esinlenilerek alman bu
kararlara kimin ne kadar uy-
duğu, "Imralı sakini'nm örgü-
te ne kadar egemen olduğu en
azından bizce bilinmiyor/Ama
20 yıla yakın silaha tapmış, si-
lahla yatıp silahla kalkmış, si-
lahlı mücadeleyi sürdürmek
için her türlü yolu "mübah"
saymış birörgütün kadrolartn-
da "şiddetli kirienme" kaçınıl-
mazdır.
Bunlarsilahlı çatışma döne-
minin sona ermesinden, erdi-
rilmesinden tedirgin olacaklar-
dır. Hele örgütte küçük çaplı
da olsa bir "şef konumu el-
de edebilmişlerse, elde silah,
çevrede buyruk almaya hazır
militanlarla her şey olanlar,
banşın egemen olduğu koşul-
larda Nçbir şey olmayı taşıya-
mazlar.
Böyiesi
a
öğeler"\n oluştura-
cağı bir terör örgütü, ne yapıp
edip yeniden savaş koşullan-
nadönmenin yollannı arayabi-
lir. Bunun bir adımı olarak iki
HADEP yöneticisini kaçınp
bölgede gerginliği arttırmayı
hesaplayabilir ya da Diyarba-
kır Emniyet Müdürü'ne yöne-
likbirsaldınnın...
Herhalde kurguladığım se-
naryo anlaşılmıştır. Sürdürme-
nin âlemi yok.
Yalnız bu senaryoda önem-
li bir kusur da var. Böylesi bir
oluşum kendini gizleyemez;
örgüt içinde çok kısa sürede
"deşifre" edilir. Savaş koşul-
lannaolası birdönüşün "Imra-
lı sakini"n\n yaşamıyla oyna-
mak anlamına geldiğini kavra-
mak için dâhi olmak gerekmi-
yor. Dahası.. PKK saflannda
20 yıllık bir silahlı mücadele
döneminin faturasını kendi öz-
yaşamında süzüp çıkaranlar
var. Onlar bu bağlamdabires-
ki günlere dönüşü kışkırtmaya
çabalayanlara duyarsız kal-
mazlar, en önemlisi habersiz
kalmazlar.
Yani senaryo ciddi.. ama ku-
surlu.
•••
Savaş iki taraftn varlığını ge-
rektirir. Karşı karşıya gelen "i-
ki düşman" yoksa savaş da
yoktur.
O halde aynı senaryoyu
düşmanlardan "ö(eW"nin saf-
lannda da aramak akla aykın
değil.
Kimler var o saflarda?
Korucu ordulanna hükme-
den, her korucu başına devtet-
ten maaş alan, satt maaşla ye-
tinmeyipcephane, silah, bom-
ba kaynaklanna kavuşan de-
rebeyleri, aşiret reisleri var.
Bölgelerinde astığı astık, kes-
tiği kestik, kaçırdığı kaçırdık,
el koyduğu eykoyduk günlerin
tadı hâlâ damaklannda.
Savaş koşullannda hukuk
yerine savaş hukukunun (siz
"hukuksuzluğunun" diye an-
layın) egemen olduğu bilinir.
Hukuksuzluğun egemen okju-
ğu koşullarda uyuşturucu ve
silah tacirlerine gün doğar.
özellikle uyuşturucu iyi para
get'rir. Toyoto marka arabalar
"tozoto"diye anılmaya başlar.
Uyuşturucuyu üreten, taşıyan,
taşınmasına göz yuman, yağ-
lı ve yüklü paytar edinir. Savaş
koşullan dağılıp yerini hukuk
almaya başladığında ise...
Herhalde anlaşılmıştır...
Yıllar önce yazılmış bir Tır-
mık'\r\ başlığı "Susurtuk Gü-
neydoğu'dadır" diye konmuş-
tu. Isabet edilmişti. Susur-
luk'un Güneydoğu'da otduğu,
Susuriuk'u Güneydoğu koşul-
lannın azdırdığı bugün artık
çok daha iyi biliniyor.
Kimlerin kimlere kırmızı pa-
saportlar, silah ruhsatlan, res-
mi belgeier verdiği ve neden
verdiği bugün artk iyice bilinç-
lere çıktı.
Onlar savaş koşullanndan
besleniyorlardı. önemleri o
koşullardan doğuyor, koruyu-
cu zırhlannı o koşullar sağlı-
yordu. özlemleri o günlere,
koşullaradır.
Profesyonel kalitede cinayet
işlemeyi de, adam kaçınp yok
etmeyi de iyi bilirier...
Herhalde anlaşılmıştır...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKA\A
CHP Nereye?..
Geçen pazar günü Ankara'da bazı CHP'liierte
konuşuyordum...
Bir parti meclisi üyesi şöyle dedi:
"Parti içi demokrasi işlemiyor, kıyımlar sürû-
yor..."
Otuz kadar il ve yüzün üzerinde ilçe örgütü gö-
revden alınmıştı...
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti içi mu-
halefeti ya dize getirecek ya da onlan yönetim dı-
şına atıp sart seçmen kimliğryie baş başa bıra-
kacaktı...
Baykal'a göre, bu operasyonun adı şöyle konul-
muşttj:
"Anadolu Solu'nu harekete geçirmek için par-
ti içinde herkes genel başkanın koyduğu kuralla-
ra uyacak..."
Aslında şöyle demek istiyordu Baykal:
"Benim düşüncelerime karşı çıkan herkes/
CHP'den ihraç edebilihm..."
Bir dönem ekonomide Güney Kore modelini be-
nimseyen, ardından ABD'de Moon tarikatryta
ilişki kuran, olmadı 'Yeni Sol'da karar kılan, bu-
günlerde ise 'Anadolu Solu' dıyen Baykal'da as-
lında önemlı bir değişiklik yok...
Peki değişen nedir CHP'de?
Görduğümüz kadarıyla sadece 'Baykalcı' ol-
mak yetmiyor; partide kalabilmeniz için 'öz Bay-
kalcı' olmanız gerekiyor...
Yani kapıkulu olmak zorundasınızL
Belki Baykal, Bülent Ecevit'in DSP'ye getirdi-
ği düzeni, CHP'ye taşımak istiyor, partisinin bu
yöntemle yüzde on barajını aşıp Meclis'e girece-
ğini sanıyor...
Ne bileyim, doğru düşünüyor da olabilir!..
Ama CHP'de yaşananlar, tabanda yoğun tartış-
malara neden oluyor; Ege'den Trakya'ya, Kara-
deniz'den Akdeniz'e dek her yerde kıpırdanma-
lar görülüyor:
"CHP'yi Baykal'a teslim edip SHP'yi yeniden
yaşama geçirelim..."
Bu düşünceye karşı çıkanlar da var elbet. Par-
ti içi muhalefetin sözcüleri bu konuda ikiye bölün-
dü...
Diyoriar ki:
"Olağan kurultayda Baykal'ın karşısına Erdal
Inönü'yü çıkaralım."
• • •
Baykal'ın ürettiği 'Anadolu Solu' kavramı ilk
bakışta insana hoş geliyor; Ismet Inönü'nün, da-
ha sonra da Ecevit'in 'ortanın solu' ve 'demok-
ratik sol' kavramını anımsatyor...
Deniz Baykal'ın, CHP'yi iktidara taşımak için
böyle bir kavramı ortaya atarken öyle uzun uzun
düşündüğünü hiç sanmıyorum...
Eger düşünseydi, CHP'de gençlerin önünü açar,
Artan Öymen'e karşı hazırladığı parti meclisi Its-
tesinde sosyal demokrat akademisyentere, emek-
çilere yer verirdi...
Siyaset bir sanattırL
Bir sol partide, politika yapanlann hâlâ kırk yıl
önceki kadrolar ve yöntemlerie arayışa geçmele-
ri, tarikat şeyhlerı ve şıhlarına guleç gorünmek için
çabalamalan şaşırtıcıdır...
Bakıyorum 'Türk-lslam Sentezi'nin yılmaz sa-
vunuculan bugünlerde Baykal'ı kucaklıyor, 'Ana-
dolu Solu'nu bir açılım olarak görüp CHP'nin sağ-
dan oy alması için öneride bulunuyoriar
"CHP Nurculardan Nakşibendilere dek tüm ta-
hkatlara güvence vermeli, onlara sahip çıkmalı-
dır..."
Ne demektir bu?..
Bunun anlamı şudun
"CHP 28 Şubat'la bütünleştiği için 1999 se-
çimlerinde yüzde 10 barajına takılmıştır..."
Sanınm Baykal, CHP'nin bugüne dek 'devlet
partisi' olduğu savını kabul ediyor; o nedente de
genel başkan seçildikten sonra Nurculann, Nak-
şibendilerin gazetelerini ziyaret edip onlara şirin
gorünmek istiyor...
İlk ış olarak da örgütleri görevden alıyor, yerle-
rine yandaşlannı atıyor, yığma ve yapay üye ya-
zımını başlatıyor...
Bu işte de kırk yıllık usta 'Hokus pokus Ali To-
puz' Istanbul'da kollan sıvıyor...
Son aşamada ise Kemal Nebioğlu, Fikri Sağ-
lar, Mehmet Moğurtay, Gürbüz Çapan, Berhan
Şimşek'in CHP'den atılmalan gündeme geliyor...
Eh, Baykal'a da bu yakışır zaten!..
• • •
CHP, halkın partisi olmak için çoğalmak zo-
rundadır...
Oysa CHP, bugünkü yönetim yapısıyla çoğal-
mayı değil, bölünmeyi yeğliyor...
Dün Murat Karayalçın'ın evinde toplanan es-
ki genel başkanların aldıkları karar ne olursa oteun,
artık onlar için CHP'de politika yapmak çok zor...
Deniz Baykal'a sorunlan bir mektupla anlatsa-
lar bile sonuç değişmeyecek...
Baykal bildiği yolda yürüyecekJ..
hikmetcetinkaya a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Diyarbakır
Ocalan için kapanan
kepenkler kınldı
DİYARBAKIR /
BATMAN (Cumhuri-
vet)-PKKlideriAbdul-
lahÖcalan'ınl5Şubat
1999"da Kenya'dan
Türkiye'ye getinlmesi-
nin ikinci yıldönümün-
de Güneydoğu'nun çe-
şitli kentlerinde prötes-
to gösterileri yapıldı.
kepenkler kapatıldı.
Diyarbakır'da polis ka-
palı kepenklerin kilitle-
rinikırdı.
Öcalan'ın Türkiye' -
ye getirilmesinin üze-
rinden iki yıl geçti. Ör-
güt bir süredir yayın
organı Medya TV ara-
cılığıyla ve kent mer-
kezlerinde dağıttıklan
"15 Şubat Uluslarara-
sı Kompk» Günü" ya-
zıh bıldınlerle halka o
tarihte "siyah elbiseler
giymeleri, gruplar ha-
Knde bir araya gelerek
Öcalan'a destek me-
sajlan venneleri, dük-
kâıüarı açmamalan ve
gün boyuyemekyeme-
mekri" çağrılannda
bulunuyordu.
Öte yandan Mersin.
Batman ve Adana'da
bazı gruplar yasadışı
gösteri yaptı. Mer-
sin'de çeşitlı mahalle-
lerde toplanarak lastik
yakan gruplar, polis
otolanna saldırdı. Po-
lis, Mersin'de 53, Bat-
man'da da 25 kişiyi gö-
zaltma aldı.