28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER HaHfbora sahip çrtrtı • KÜTAHYA/EMET (Cumhuriyet) - Hükümetin ANAP kanadının baskılanna karşın özelleştirilmemesi ilke olarak kabul edilen bor madenlerinin basına tanvtımı sırasında halk. özelleştirraeye karşı çıkan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'i> gösteri ve coşkuyla karşıladı. Emet girişinde yoğun bir kalabalık tarafindan karşılanan Gürel, bor madenlennin özelleştirilmesinin, "israf edilmesiyle eşanlamh olduğunu" vurguladı. Yurttaşlar, özelleştirmeyi savunan Devlet Bakanı Yalova'ya tepkilerini "Buraya Yûksel Yalova'yı sokmayız" diye bağırarak dile getirdi. Yargıya kuşkulu servet çağrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in kızı Ayyüce Türkeş tarafmdan kardeşleriyle miras kavgası sırasında ortaya çıkan 1.2 trilyonluk servetin kaynağının belli olmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın harekete geçmesi gerektiği vurgulandı. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan, başsavcılığın olayı ciddi kabul etrnesı durumunda harekete geçeceği düşüncesinde olduğunu belirtti. FP'den iptal başvurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğlu, TBMM içtüzüğünde yapılan değişikliklerin iptali için bugün Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklannı söyledi. Başbakan Bülent Ecevit'in, toplumun yüzde 1.5'luk kesiminin tüketim çılgınlığına bakarak "ekonomi iyiye gidiyor" dediğini belirten Bekâroğlu, 65 milyonluk Türkıye'nin kaderine terk edildığini söyledi. 'AB karşrtltğı yapılıyor' • tstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi'nde, AB Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program konusundaki görüşlerini açıklayan Prof. Dr. Eser Karakaş, ülkemizde Avrupa Birliği karşıthğı konusunda, ideolojik olarak yan yana gehnesi olanaksız olan kesimlerin sosyolojik olarak bir araya gelip AB karşıtlğı yaptıklanru söyledi. Danıştay üyelikleri seçiml • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, boş bulunan 3 Danıştay üyeliği için seçım yaptı. Kurul, dün yaptığı seçim sonucunda Danıştay savcılan Ali Öztürk, Belma Kösebalan ve Nurhan Yücel Danıştay üyeliğine getirildi. Örtülü ödeneğin Aliyev'e darbe girişimi ve Türk kurultaylannda kullanıldığı ileri sürüldü MHPVe 'örtiilü' destekANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çilkr'in başbakanlığı döneminde "erken seçi- me" destek verdiği için örtülü ödenek- ten eski MIIP Genel Başkanı Alpars- lan Türkeş'e 2 milyon dolar verdiği sa- vının ardından Azerbaycan Cumhur- başkanı Haydar AHyev'e darbe girişi- mi ve Türk kurultaylannın düzenlen- mesinde de örtülü ödeneğin kullanıldı- ğı ileri sürüldü. Yalnızca REFAHYOL hükümeti döneminde Türk kurultayı için yardım alamayan Türkeş'in, Al- manya'dan bunun için bir bavul dolu- su para getirdiği belirtildi. Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in, lngiltere'deki bir bankada 1.1 trilyon liralık servetinin ortaya çık- masıyla başlayan tartışmalar, özellikle DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde örtülüödenek üzerindeki kuşkulan yeniden günde- me taşıdı. Tûrkeş'e, örtülü ödenekle il- gili ilk suçlama 27 Mayıs 1960 darbe- sinden sonra yapıldı. Başbakanlık • Türkeş'in kayıt dışı serveti üzerine başlayan iddialara her gün bir yenisi ekleniyor. Çiller'in başbakanlığı döneminde Türkeş üe Çiller'in yakmlaşmasına dikkat çekilirken MHP'nin adınrn kanştığı bazı olaylarda örtülü ödeneğin kullanıldığı kuşkulanna işaret edildi. Müsteşarlığı'na getirilen Alparslan Türkeş, kendisinden önce görev yapan Ahmet Salih Konır'un kasasını açtığı ve örtülü ödeneğin 270 bin lırasını kul- landığı savlandı. Dönemin Milli Birlik Komitesi üyelerinden Ekrem Acuner, Sami Küçûk ve Mucip Atakh, Tür- keş'in örtülü ödenek paralannın bir kısmını kendisini destekleyecek kişile- re ve dostlanna venhğini ileri sürdüler. Çiller'in başbakanlığı döneminde ise Türkeş ile Çiller'in yakınlaşmasına dikkat çekilirken, MHP'nin adının ka- nştığı bazı olaylarda örtülü ödeneğin kullanıldığı kuşkulanna işaret edildi. Bu konuda ortaya arılan savlar şöyle: Azerbaycan'da darbe girişimi: Azer- baycan Cumhurbaşkanı Haydar Afi- yev'in yerine Ebulfeyz Elçibey'i ülke- nin başına getirmek isteyen Azerbay- can Içişleri Bakan Yardımcısı Ruşen Cevadov, darbe girişimi öncesinde Türkiye'ye gelerek Türkeş, Çiller ve Ayvaz Gökdemir ile görüşmeler yaptı. Bu girişime, TİKA gorevlisi Ferman Demirkol'un yanı sıra Mehmet Ağar, Korkut Ekeru tbrahim Şahin, Abdul- iah Çath ve Hahık Kıra'nın adı da ka- nştı. Çiller'in, darbe girişimi için örtü- lü ödenekten para verdiği ileri sürüldü. Türk kurultaylarma ödenek: Türk kurultaylannın düzenlenmesine bü- yük önem veren Türkeş, bunun için yine Çiller'den yardım aldı. Bu yar- dımlann, örtülü ödenekten sağlandığı ileri sürüldü. Ancak, 1995 seçimlerin- de parlamento dışında kalan Türkeş, 1997 yılında Istanbul'da yapılacak ku- rultayın finansmanında büyük sıkrntı çekti. Tüm ısrarlanna karşın dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'dan maddi destek alamadı. Kurultayın fı- nansmanı için Almanya'daki Türk fe- derasyonundan para getirmeye karar veren Türkeş, bunun için Almanya'ya gitti. Ancak, Türkiye dönüşü içinde 600 bin dolar ve 500 bin markın bu- lunduğu çanta kayboldu. Türkeş'in eşi Seval Türkeş ile oğlu Tuğrul Türkeş arasındaki para kavgası da bu çanta yüzünden başladı. Türitcumhurry'etkrinecasuskulak: CIA bağlantıh Ermeni asıllı ABD'li petrolcü Roger Tamraz, Kafkas pet- rol boru hattı projesi için 1995 yılın- da Türkiye'ye geldi. Türkeş aracılı- ğıyla Çiller ile görüşen Tamraz, "bo- ru hatünın aranafiberobtikkabio ko- yulması yotuyla Türk cumhuriyeüeri ve Ermemstan'm dinlenmesi w nı önerdi. Bu projeyi çok beğenen Tür- keş, Çiller'i ikna etti. Ancak proje gerçekleşmedi. Türkeş'in hesapları banka sırrr Deutsche Bank ve Commerzbank bilgi vermiyor FRANKFURT (Cumhuriyet) - Milliyetçi Hareket Partisi'nin eski genel başkanı Alparslan Türkeş'in önde gelen Alman bankalanndaki hesaplanyla ilgili bilgilerin, 'banka sım' kapsamında kaldığı, bu nedenle söz konusu hesaplarla ilgili bilgilerin kendisinin, mirasçılannın veya yargının talebi olmadan kimseye verilemeyeceği açıklandı. Avrupa'nm en büyük bankası Deutsche Bank'tan Cumhuriyet'e yapılan açıklamada, Türkeş ve mirasçılanna ait hesap hareketleriyle ilgili bir bilginin kendilerinden çıkmayacağına işaret edildi. Türkeş'in, Deutsche Bank'ın tngiltere'deki bir lngiliz bankası statüsünde bulunan iştirakindeki hesaplanyla ilgili olarak da "Muüaka bir bilgi ahnmak isteniyorsa lngiltere'deki yetküi makamlara ya da Almanya'daki ilgili savcıhğa başvurması gerekir'' şeklinde görüş belirtildi. Commerzbank: Suç duyıırusu yok Commerzbank'tan yapılan açıklamada ise bu konudaki gelişmelerin kendilerine aktanlmadığı ile sürüldü. Commerzbank Basın Sözcülüğü, söz konusu hesaplar hakkında savcılıktan kendilerine herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığrnı da bildirdi. Sözcülük, Türkeş'in bankada hesabı olup olmadığı sorusunu da 'banka snn' olduğu gerekçesiyle yanıtsız bıraktı. Almanya'nın en büyük özel kredi kuruluşlan arasmda yer alan Commerzbank'ın adının son zamanlarda bazı kara para skandallanna kanştığuıı anımsatan sözcülük, kurumun bu tür kuşkularda bizzat kendisinin savcıhğa başvurduğunu, ancak Türkeş'in hesaplan konusunda şimdiye kadar kendilerinin de savcılıklann da herhangi bir girişimde bulunmadığmı hatırlattı. DoktoHarhakarayışmda SJ," merkez konseyi üyeleri, doktorlann mah' haklannın iyfleştirUnıesi amacryla üzerlerinde "Bu bordro de- ğjşecek" yanh önlûklerle dün MaUye BakanhğVna yûrüdüler. TTB Merkez Konseyi ve Ankara Tabrç> Odası Yöoetim Kunıhı üyeleri, öace TTB önünde topfauKblar. TTB MerkezKonseji Başkanı FüsunSa- yek, "hükümetin, işveren kesnnlerryk görüşüp T- TB'ye ve diğer çahşan örgütfcrine randevu veröme- yen bir ortamda, gerçekleri kamuoyuna anlatmak r! tstedOderini söyledi Uyeler, daha sonra Manye Ba- kanı Sümer Oral 9e görüşerek tatepterini içeren bir rapor sundular. (Fotoğraf: AA) Bahçelievler'in faşist sanıklanna ikinci kez 7'şer ölüm cezası Mahkeme kıynıı kararmda direndi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara 3. Ağır Ceza Mahke- mesi, ikinci kez görülen "Bahçe- lievler katiiamı" davasında, ilk yargılama sonucu verdiği kararda direnerek faşist sanıklar Bunya- min Adanah ve Ünal Osman Ağa- oğju'nu, 1978'de 7 TlP'li öğrenci- yi katlettikleri için 7'şer kez ölüm cezasına çarptırdı. Ağaoğlu'nun avukatı, katlıamı Hahık Kun'nın gerçekleştirdiğini söyledi. Mah- kemenın ilk karannda direnmesi nedeniyle davada son karan Yar- gıtay Ceza Genel Kurulu verecek. Mahkeme, ilk karannda da sanık- lan 7' şer kez ölüm cazasına mah- kûm etmiş, ancak Yargıtay bu ka- ran esastan bozmuştu. Davanın dün görülen karar otu- rumuna, tutuklu sanıklar Bünya- min Adanalı, Ünal Osman Ağaoğ- lu, avukatlan ve müdahil avukat- lan katıldı. Viranşehirli 6 çocuğa tahliye DtYARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu)- Şanlıurfa'nuı Viranşe- hir ilçesinde PKK lehine slogan atnklan gerekçesiyle tutuklanan 6 çocuk davanın iÛc oturumunda tahliye edildi. Böylece davada tu- tuklu sanık kalmadı. Şanlıurfa'mn Viranşehir ilçe- sinde 9 Ocak gecesi TKK khi- ne slogan attddan" gerekçesiyle 28 çocuk gözaltına alınmış, çı- kanldıkları mahkemece tutuk- lanmışlardı. Avukatlannın itirazı üzerine çocuklardan 22'si serbest bırakümıştı. 6'sı tutuklu 13 ço- cuğun yargılanmasına ise dün Diyarbakır 3 Noiu DGM'debaş- landı. Duruşmayı izlemek isteyen Uluslararası Af örgütü üyeleri duruşmanm gizil yapılması ne- deniyle salona alınmadı. Sanık Bünyamin Adanalı'nın aviıkatı, müvekkilinin üzerine atı- lı, suçlamalan kabul etmediğini belirterek müvekkilinin beraatmı istedi. Ağaoğlu'nun avukatı da "Olayı gerçeldeştiren HalukKnn'dır. Ay- nı oİaya kabkhğı iddia edilen ild Id- şiden benhn müvekkilim, olaym asü faul Mrardaki Mahmut Kork- maz iseferi fail olarakbetirtilmek- tedir. Bunu anlamak mümkün de- ğildn*" dedi. Ağaoğlu, beraatını istedi. Mahkeme başkanlığına vekâlet eden yargıç Rıza Ilgın, duruşma- ya verilen kısa bir aradan sonra, 1 Kasım 1999 tarihinde verilen ilk kararda direnilmesine, Yargıtay bozma ilamına uyulmamasına ka- rar vererek sanıklar Bünyamin Adanalı ve Ünal Osman Ağaoğ- lu'nun 7'şer kez ölüm cezasına mahkûm edildiklenni bildirdi. Davada son karan Yargıtay Ce- za Genel Kurulu verecek. IRMIKI AYDIN ENGÎN aenginCqdoruk.net.tr Kaybolan ya da kaybedilen ya da kaybettirilen iki HADEP'li yönetici ile ilgili olarak Şımak Valisi Hüseyin BaşKaya'nın açıklamalannı herhalde oku- dunuz ya da ekranlardan izle- diniz. Vali Terör örgütünce kaçınlmış olabilirier" dedi. Doğru söyledi. Tuhaf ama.. biz de aynen onun gibi düşü- nüyoruz. Sılopi HADEP yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz bizce de "terörörgütü" tarafindan kaçınldılar ve bü- yük olasılıkla yok edildiler. Tıpkı Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan gibi. Okkan da terör örgütü tara- findan yaylım ateşine tutula- rak öldürüldü. Aynntılarda daha da ileri gi- debiliriz: İki HADEP'li de, Diyarbakır Emniyet Müdürü de OHAL bölgesinde "eski, güzel, kârtı, yağlı ballı günler"\n geri gel- mesi için kollan sıvamış terör örgütünce öldürükjüler. Buraya kadan konuyla iigile- nen, bölgeyi bilen, olupbiteni değerlendırebilecek kadar de- neyim bıriktirmişlerce zaten bi- liniyor. Yani Şımak Valisi yeni bir söz söylemedi; bilinenteri yineledi. Şırnak Valisi Doğru Söylüyor... Bilinmeyen şu: Bu törer ör- gütü kimlerden oluşuyor, şefi ya da şefleri kim? Ben vali diye ona derirn ki şu son sorunun yanrtını verebil- sin; eveleme geveleme, bili- nenleri yineteme ile oyalanma- sın, oyalamasın. • • • İki HADEP yöneticisi, jan- danna karakolundan ya da - eger Valinin dediği doğru ise- jandarma karakolundan sağ salim çıknktan sonra PKK'nin kılıç artıklan tarafindan kaçınl- mış olabilirler. PKK'nin örgütsel açıklama- lan silaha, teröre dayanan mü- cadele yöntemini teri< ettikle- rini haber veriyor. "Imralı saki- n/"nden esinlenilerek alman bu kararlara kimin ne kadar uy- duğu, "Imralı sakini'nm örgü- te ne kadar egemen olduğu en azından bizce bilinmiyor/Ama 20 yıla yakın silaha tapmış, si- lahla yatıp silahla kalkmış, si- lahlı mücadeleyi sürdürmek için her türlü yolu "mübah" saymış birörgütün kadrolartn- da "şiddetli kirienme" kaçınıl- mazdır. Bunlarsilahlı çatışma döne- minin sona ermesinden, erdi- rilmesinden tedirgin olacaklar- dır. Hele örgütte küçük çaplı da olsa bir "şef konumu el- de edebilmişlerse, elde silah, çevrede buyruk almaya hazır militanlarla her şey olanlar, banşın egemen olduğu koşul- larda Nçbir şey olmayı taşıya- mazlar. Böyiesi a öğeler"\n oluştura- cağı bir terör örgütü, ne yapıp edip yeniden savaş koşullan- nadönmenin yollannı arayabi- lir. Bunun bir adımı olarak iki HADEP yöneticisini kaçınp bölgede gerginliği arttırmayı hesaplayabilir ya da Diyarba- kır Emniyet Müdürü'ne yöne- likbirsaldınnın... Herhalde kurguladığım se- naryo anlaşılmıştır. Sürdürme- nin âlemi yok. Yalnız bu senaryoda önem- li bir kusur da var. Böylesi bir oluşum kendini gizleyemez; örgüt içinde çok kısa sürede "deşifre" edilir. Savaş koşul- lannaolası birdönüşün "Imra- lı sakini"n\n yaşamıyla oyna- mak anlamına geldiğini kavra- mak için dâhi olmak gerekmi- yor. Dahası.. PKK saflannda 20 yıllık bir silahlı mücadele döneminin faturasını kendi öz- yaşamında süzüp çıkaranlar var. Onlar bu bağlamdabires- ki günlere dönüşü kışkırtmaya çabalayanlara duyarsız kal- mazlar, en önemlisi habersiz kalmazlar. Yani senaryo ciddi.. ama ku- surlu. ••• Savaş iki taraftn varlığını ge- rektirir. Karşı karşıya gelen "i- ki düşman" yoksa savaş da yoktur. O halde aynı senaryoyu düşmanlardan "ö(eW"nin saf- lannda da aramak akla aykın değil. Kimler var o saflarda? Korucu ordulanna hükme- den, her korucu başına devtet- ten maaş alan, satt maaşla ye- tinmeyipcephane, silah, bom- ba kaynaklanna kavuşan de- rebeyleri, aşiret reisleri var. Bölgelerinde astığı astık, kes- tiği kestik, kaçırdığı kaçırdık, el koyduğu eykoyduk günlerin tadı hâlâ damaklannda. Savaş koşullannda hukuk yerine savaş hukukunun (siz "hukuksuzluğunun" diye an- layın) egemen olduğu bilinir. Hukuksuzluğun egemen okju- ğu koşullarda uyuşturucu ve silah tacirlerine gün doğar. özellikle uyuşturucu iyi para get'rir. Toyoto marka arabalar "tozoto"diye anılmaya başlar. Uyuşturucuyu üreten, taşıyan, taşınmasına göz yuman, yağ- lı ve yüklü paytar edinir. Savaş koşullan dağılıp yerini hukuk almaya başladığında ise... Herhalde anlaşılmıştır... Yıllar önce yazılmış bir Tır- mık'\r\ başlığı "Susurtuk Gü- neydoğu'dadır" diye konmuş- tu. Isabet edilmişti. Susur- luk'un Güneydoğu'da otduğu, Susuriuk'u Güneydoğu koşul- lannın azdırdığı bugün artık çok daha iyi biliniyor. Kimlerin kimlere kırmızı pa- saportlar, silah ruhsatlan, res- mi belgeier verdiği ve neden verdiği bugün artk iyice bilinç- lere çıktı. Onlar savaş koşullanndan besleniyorlardı. önemleri o koşullardan doğuyor, koruyu- cu zırhlannı o koşullar sağlı- yordu. özlemleri o günlere, koşullaradır. Profesyonel kalitede cinayet işlemeyi de, adam kaçınp yok etmeyi de iyi bilirier... Herhalde anlaşılmıştır... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKA\A CHP Nereye?.. Geçen pazar günü Ankara'da bazı CHP'liierte konuşuyordum... Bir parti meclisi üyesi şöyle dedi: "Parti içi demokrasi işlemiyor, kıyımlar sürû- yor..." Otuz kadar il ve yüzün üzerinde ilçe örgütü gö- revden alınmıştı... CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti içi mu- halefeti ya dize getirecek ya da onlan yönetim dı- şına atıp sart seçmen kimliğryie baş başa bıra- kacaktı... Baykal'a göre, bu operasyonun adı şöyle konul- muşttj: "Anadolu Solu'nu harekete geçirmek için par- ti içinde herkes genel başkanın koyduğu kuralla- ra uyacak..." Aslında şöyle demek istiyordu Baykal: "Benim düşüncelerime karşı çıkan herkes/ CHP'den ihraç edebilihm..." Bir dönem ekonomide Güney Kore modelini be- nimseyen, ardından ABD'de Moon tarikatryta ilişki kuran, olmadı 'Yeni Sol'da karar kılan, bu- günlerde ise 'Anadolu Solu' dıyen Baykal'da as- lında önemlı bir değişiklik yok... Peki değişen nedir CHP'de? Görduğümüz kadarıyla sadece 'Baykalcı' ol- mak yetmiyor; partide kalabilmeniz için 'öz Bay- kalcı' olmanız gerekiyor... Yani kapıkulu olmak zorundasınızL Belki Baykal, Bülent Ecevit'in DSP'ye getirdi- ği düzeni, CHP'ye taşımak istiyor, partisinin bu yöntemle yüzde on barajını aşıp Meclis'e girece- ğini sanıyor... Ne bileyim, doğru düşünüyor da olabilir!.. Ama CHP'de yaşananlar, tabanda yoğun tartış- malara neden oluyor; Ege'den Trakya'ya, Kara- deniz'den Akdeniz'e dek her yerde kıpırdanma- lar görülüyor: "CHP'yi Baykal'a teslim edip SHP'yi yeniden yaşama geçirelim..." Bu düşünceye karşı çıkanlar da var elbet. Par- ti içi muhalefetin sözcüleri bu konuda ikiye bölün- dü... Diyoriar ki: "Olağan kurultayda Baykal'ın karşısına Erdal Inönü'yü çıkaralım." • • • Baykal'ın ürettiği 'Anadolu Solu' kavramı ilk bakışta insana hoş geliyor; Ismet Inönü'nün, da- ha sonra da Ecevit'in 'ortanın solu' ve 'demok- ratik sol' kavramını anımsatyor... Deniz Baykal'ın, CHP'yi iktidara taşımak için böyle bir kavramı ortaya atarken öyle uzun uzun düşündüğünü hiç sanmıyorum... Eger düşünseydi, CHP'de gençlerin önünü açar, Artan Öymen'e karşı hazırladığı parti meclisi Its- tesinde sosyal demokrat akademisyentere, emek- çilere yer verirdi... Siyaset bir sanattırL Bir sol partide, politika yapanlann hâlâ kırk yıl önceki kadrolar ve yöntemlerie arayışa geçmele- ri, tarikat şeyhlerı ve şıhlarına guleç gorünmek için çabalamalan şaşırtıcıdır... Bakıyorum 'Türk-lslam Sentezi'nin yılmaz sa- vunuculan bugünlerde Baykal'ı kucaklıyor, 'Ana- dolu Solu'nu bir açılım olarak görüp CHP'nin sağ- dan oy alması için öneride bulunuyoriar "CHP Nurculardan Nakşibendilere dek tüm ta- hkatlara güvence vermeli, onlara sahip çıkmalı- dır..." Ne demektir bu?.. Bunun anlamı şudun "CHP 28 Şubat'la bütünleştiği için 1999 se- çimlerinde yüzde 10 barajına takılmıştır..." Sanınm Baykal, CHP'nin bugüne dek 'devlet partisi' olduğu savını kabul ediyor; o nedente de genel başkan seçildikten sonra Nurculann, Nak- şibendilerin gazetelerini ziyaret edip onlara şirin gorünmek istiyor... İlk ış olarak da örgütleri görevden alıyor, yerle- rine yandaşlannı atıyor, yığma ve yapay üye ya- zımını başlatıyor... Bu işte de kırk yıllık usta 'Hokus pokus Ali To- puz' Istanbul'da kollan sıvıyor... Son aşamada ise Kemal Nebioğlu, Fikri Sağ- lar, Mehmet Moğurtay, Gürbüz Çapan, Berhan Şimşek'in CHP'den atılmalan gündeme geliyor... Eh, Baykal'a da bu yakışır zaten!.. • • • CHP, halkın partisi olmak için çoğalmak zo- rundadır... Oysa CHP, bugünkü yönetim yapısıyla çoğal- mayı değil, bölünmeyi yeğliyor... Dün Murat Karayalçın'ın evinde toplanan es- ki genel başkanların aldıkları karar ne olursa oteun, artık onlar için CHP'de politika yapmak çok zor... Deniz Baykal'a sorunlan bir mektupla anlatsa- lar bile sonuç değişmeyecek... Baykal bildiği yolda yürüyecekJ.. hikmetcetinkaya a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Diyarbakır Ocalan için kapanan kepenkler kınldı DİYARBAKIR / BATMAN (Cumhuri- vet)-PKKlideriAbdul- lahÖcalan'ınl5Şubat 1999"da Kenya'dan Türkiye'ye getinlmesi- nin ikinci yıldönümün- de Güneydoğu'nun çe- şitli kentlerinde prötes- to gösterileri yapıldı. kepenkler kapatıldı. Diyarbakır'da polis ka- palı kepenklerin kilitle- rinikırdı. Öcalan'ın Türkiye' - ye getirilmesinin üze- rinden iki yıl geçti. Ör- güt bir süredir yayın organı Medya TV ara- cılığıyla ve kent mer- kezlerinde dağıttıklan "15 Şubat Uluslarara- sı Kompk» Günü" ya- zıh bıldınlerle halka o tarihte "siyah elbiseler giymeleri, gruplar ha- Knde bir araya gelerek Öcalan'a destek me- sajlan venneleri, dük- kâıüarı açmamalan ve gün boyuyemekyeme- mekri" çağrılannda bulunuyordu. Öte yandan Mersin. Batman ve Adana'da bazı gruplar yasadışı gösteri yaptı. Mer- sin'de çeşitlı mahalle- lerde toplanarak lastik yakan gruplar, polis otolanna saldırdı. Po- lis, Mersin'de 53, Bat- man'da da 25 kişiyi gö- zaltma aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle