24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ŞUBAT 2001 SAU HABERLER Kıışkuhı servette yeııikldia Türkeş'in ortaya çıkan serveti ile ilgili tartışmalar büyürken eski MHP liderinin, Çeçen lider Dudayev'e devlet kurması için ilk aşamada 10 milyon dolarlık yardım sözü verdiği belirtildi Türkeş'in, darbe ob- süığma karşı partinin paralannı yurtdışına çıkardış ilerisürüldü. ANKARACCumhuriyetBürosu)- Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Tûrkeş'in lngiltere Deutsche Bank'ta 1.1 trilyon liralık hesabının ortaya çıkması, yeni iddialan günde- me getirdi. Türkeş'in, Çeçen lider Cahar Dudayev'e bağvmsız bir dev- let kurması için ilk aşamada 10 mil- yon dolarlık yardım sözü verdiği be- ürtilirken darbe olasıhğına karşı par- tinin Tûrk bankalanndaki parasının büyûk bir bölûmünün yurtdışına çı- kanldığı ileri sûrüldü. Alparslan Türkeş'in, kızlan Umay Günay ve Aynt Türkeş ile Ayyöce Türkeş'i davalık eden 1.1 tnlyon li- ralık serveti üzerindeki tartışmalar büyüyor. Ayyüce Türkeş'in kız kar- deşlenni mahkemeye vermesiyle or- taya çıkan olay, Türkeş'in genel baş- kanlığı dönemiyle ilgili yeni iddia- lan ve bazı soru işaretlerini de gün- deme taşıdı. MHP'ye yakın kaynak- lar, Türkeş'in Türkleri tek bir fede- rasyon çatısı altında toplamak için çalışmalar yürüttüğünü, bu amaçla Avrupa Türk Federasyonu'nun üye- lerinden para topladığını belirttiler. Toplanan paralann Türkeş'e tah- sis edildiğini vurgulayan kaynaklar, Türkeş'inözellikle eskı Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey ve öldürülen Çeçen lider Cahar Duda- yev' e yüklümiktarlarda yardım y ap- tığını kaydettiler. MHP kaynakları, Türkeş'in bağımsız Çeçenistan dev- leti kurulması için yoğun çaba sarf- ettiğini kaydettiler. Avrupa Türk Fe- derasyonu'nun topladığı paralann önceleri Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'a darbe girişimine adı kanşan Enver Altayh tarafından yönetildiği, ancak Türkeş'in daha sonra kızı Ayzıt'ı yetkili kıldığı ile- ri sürüldü. Türkeş'in, özellikle Tür- kiye'nin Türk cumhuriyetleri üze- nndeki etkinliğinin arttınlması için dönemin hükümetlerinden de des- tek aldığı kaydedüdi. Türkeş'in Ingiltere'deki Deutsche Bank'ın dışında Almanya ve lsviç- re başta olmak üzere bazı Avrupa ül- kelerindeki bankalarda da gizli he- sabının olabileceğı ileri sürüldü. Türkeş'in, darbe olasılığına karşı yurtdışuıda zor zamanlarda kullana- bilecekleri para bulunması gerekti- ğini yakın çevTesine ifade ettiği dile getirildi. Türkeş'in 1.1 trilyon liralık serve- ti, 1996'da öldürülen kumarhaneci Ömer Lütfı Topal'ın da adının karış- tığı, Türkeş etrafindan dönen para trafiğini gündeme getırdi."Topal'ın, Türkeş'e bir bavuldövizgönderdiğT iddialanna karşılık Türkeş ailesi "Ne yaak ki Topal'dan merhum Tür- keş'in ismi kullanılarakpara ahnmış. Bu bilgi Türkeş'e vefatmdan bir sü- re önce ulaşö. Merhum gerekti araş- tınnayıyapü, isminikultanaıu buldu. Bu şahıs Topal'ın ötümünden sonra 'Babanızın bana borcu vardı' diye aileye başvurmuştur. Topal Ailea bu kişinin kim olduğunu gayet iyi bffir" açıklamasını yaptı. Niğde üniversitesi Seçimin galibi Prof. Dr. Ecer ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ülkücü kadrolann odağı olan Nığde Üniversitesi'nde yapılan rektörlük seçi- minin l.'si; 1996 yılın- daDYP'li Devlet Baka- nı Ahroet Şanal'uı kızı- natorpille sınıf geçiren, 1998 yılında da irtica eğilimli olduğu duyum- lan üzerine YÖK tara- fından izlemeye alınan Prof. Dr. Ferhat Ecer oldu. Eski MHP Genel Genel Başkan Yardım- cısı Eyüp Aktepe ise 2. sırada yer aldı. Niğde Ünıversite- si'ndeki seçim, "MHP ve irtkacT kadrolann gücünü gozler önüne serdi. 17Eylül 1998'de YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ımzalı gizli ibareli yazıda, 'ir- tica eğüimkri oiduğu" gerekçesiyle ızlenmesi istenen Prof. Dr. Ferhat Ecer, 56 oyla seçimin galibi oldu. Eskı Rektör Prof. Dr. RamazanTaş- dunnaz'ın MHP'nin baskılan nedeniyle emekliliğini istemesi- nin ardından, daha önce izlemeye alman Ecer, YÖK tarafından vekâ- leten rektör olarak atan- dı. Rektör vekilliğinin nimetlerinden yararla- nan Ecer de YÖK'ün kendisine verdiği des- tekten yararlanarak se- çim öncesinde 20'ye yakın yardımcı doçent atayıp kendisi içra oy potansiyeli yarattı. E- cer, bu oylarla seçim- den 1. olarak çıkn. Gözler, aday sayısının 3'e indirileceği YÖK Genel Kurulu'na çevril- dL 16 Şubat'ta yapıla- cak oylama, Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan 4 yeni üyenin ilk kez ka- tılacak olması nedeniy- le önem kazandı. Cum- hurbaşkanı, YÖK'ün kendisine sunacağı 3 ki- şilik listeden 1 'ini rek- tör olarak atayacak. Polislerin heyecanhgiinü Emniyet teşkUaonm orta kademe ihtiyacını karşı- lamak için 4 yühk yüksekokul mezunu polis me- murian arasutda açılan sınavı kazanan 700 kişi, dün tstanbul Enler Polis Eğitim Merkeandc Ko- miser Yanhmahğ} Kursu'na kaükfa. Emniyet Ge- nel Müdürü Turan Genç, kursun açıhşı nedeniyie düzenlenen törende yapüğı konuşmada, eğitim baş- ta olmaküzere yapılantüm işterindündendahaka- liteli olması gerektiğini beürterek şunlan soylcdi: "Bir ülkede halkm polise verdiği destek önemlidir. Baü'dabu destek yûzde 90'larda iken bizde bu du- rum daha düşüktür. Kendi davramşlanmızla ken- dimizi halka sevdirebiliriz. Görevinizi yaparken karşumzdakj insaıun bizfan yurttaşmuz olduğunu, aflemizden biri olduğunu akhnndan çıkarmayın" dedL CFotoğraf: ÖZKAN GÜVEN) VEFAT Merhum Albay Ahmet Nurettin Bey'in, Merhume Fatma Sabiha Hanım'ın oğlu, Dr. Semih Demirkent'in kardeşi, Sitare Demirkent'in kayınbiraderi, Nişvan-Hayri Aşar, Erman-Melek Demirkent'in amcaları, Ege Demirkent ve Selen Aşar'ın büyük amcaları, Benal Özeralp'in eniştesi, merhum Celal Özeralp'in bacanağı, Zeren, Güldehen Özeralp'in enişteleri, Filiz-Sabri Alkan, Yaman Songür'ün kuzeni, Didem Ersinan'ın sevgili babası, Feyzan Ersinan'ın sevgili dedesi ve Profesör Dr. Işın Demirkent'in çok sevgili, değerli eşi .NEZİH DEMİRKENT11 Şubat 2001 günü Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi, 13 Şubat 2001 Salı günü Sultanahmet Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip, v Rumeli Hisarı Aşiyan Mezarlığfna defnedilecektir. Merhuma Tanrı'dan rahmet dileriz. AİLESİ Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na (TEV) bağışta bulunmalan hca olunur. SALI ORHAN BURSALI Ben Bilirim!... Cumartesi günü Bilim Teknik dergimizde, özellikle askeri uçakların bilinmeyen nedenler- den ötürü düşmesi konusunda bir Türk doktorun yazısı vardı. Yazann iddiası özetle şöyleydi: Uçakta bazen çok artan elektrik voltajı nedeniyle, pilotlann -veya yolculann- kandaki tuz dengesi- nin bozulması sonucu bazen ba- yılmalar ve kan damarlannda pıhtılaşma ve tıkanmalar oluyor. Bayılma, uçağın denetimsiz kal- masına ve düşmesine, pıhtılaş- ma da ölümlere yol açıyor! Bilim dünyası bu savın ciddiye- tini araştırdı ve deneyleryaptı mı? Ayfer Teğmen'in uçağının ye- re çakılmasının nedeni bu olabi- lir mi? Veya, Hava Kuvvetleri, bilim- sel literatüre yıllar önce geçen böyle bir savın üzerinde hiç dur- du mu? Hava Kuvvetleri, örneğin cu- martesi günkü Cumhuriyet Bi- lim Teknik'te bu savı inceledi mi? Ayfer Teğmen'in uçağı olmasa bile diğer uçakların düşmesinde- ki bilinmezlikler veya ortaya atı- lan ve doğruluğu kesin bilinme- yen tahminlerde, acaba bu sav hiç dikkate alındı mı? Konunun hiç uzmanı olmadığı- mız halde: Kabindeki elekrik yü- künü düzenli olarak ölçen ve bu- na göre uyaran veya önlem öne- ren sistemlerin geliştirilmesi dü- şünüldü mü? Bu konuyu gündeme getirme- min nedeni, aslında, uçağın düş- mesine nedenler aramak değil. Bu beni aşar, amacım sadece, bu vesile ile Türkiye'de olmayan çok temel bir sorunu yenıden gündeme getirmek: Öğrenebılen insan, öğrenebilen yönetim, öğ- renebilen sistemler... Aşağıdaki yazı da, işleyişini hiç bilmediğim Hava Kuvvetleriyle ilgili değildir... ••• Eski patronum Haidun Sima- vi'nin kapısı her zaman ardına kadar açıktı: Kapıcı bile, güven- diği bir fiknnı veya önensini ken- disine iletebilirdi. Kendi çapında, öğrenmeye, tartışmaya açık bir yönetim kurmuştu. Demokrasi veya açık toplu- mun en büyükyaran veya üstün- lüğü, öğrenebilen bir yapıya sa- hip olmasıdır. öğrenebilmek, etkileşimi ge- rektirir. Etkileşim; halkla, hertürlü fikir ve düşünce ile karşılaşmaktır. Insanlar, uzmanlar, yöneticiler, yönetimlerve sistemlerin, kendi- lerine ilişkin yeni öneri ve fikirler- obursali« bilimmerkezi.org.tr le karşılaştıklarında; doğal çef- leksleri, bunlan hemen kendi bil- gileri veya eylemleriyle denetle- mek, yani, kendi "içlerine" al- mak, ıçselleştirmek olmalıdır. Türkiye'deki tartışma, fikir, bil- gi havuzunda, dikkate alınmaya değecek, olayın yeni bir yönüne işaret eden, bu özelliğiyle de uz- man kişi, yönetici ve sistemler ta- rafından "işleme alınması" gere- ken", yılda acaba ne kadar "açık mal" birikir? 100 tane, 1000 tane, 10 000 tane? Diyelim ki 1000 tane. Bu 1000 fikir ve görüş, üç artı değer gösterir. Birincisi ülkenin potansiyel zenginliğidir. Ikincisi, yenilenme, gelişme gücünün bileşenleridir. Üçüncüsü, değerlendirilmeye alındığında da bir artı değerdir. Acaba, bu açık havuzdaki, ekonomik, toplumsal, sosyal, kültürel veya düşünsel katma de- ğer yaratabilecek ve dolayısıyla ülkeyi, şirketi, yönetimi, insanı geliştirecek ve sorun çözebile- cek fikir ve önerilerden kaçı "iş- leme" alınmaktadır? • • • Bence, iyimser bir kestirimle, üçü-beşi! Çünkü Türkiye, öğrenen, öğ- renebilen insan, yönetici ve yö- netim, öğrenebilen sistemden yoksun. Bizim sistemlenn, yönetimle- nn başındakiler her şeyi en iyi bi- lırier! Onlann öğrenmeye, bilmeye gereksinimleri yoktur! Herşeyı en iyi bilmeseler, otur- duklan kottukta işleri nedir?! Hele bilim kurumlarının başın- dakiler. bilgi ile haşır neşir olduk- tan için en iyiyi doğal olarak on- lar bılirier! Yönetim sistemlerimiz, öğre- nen, öğrenebilecek kapasitesi ve yeteneği olan, işini en iyi yapanı değil, tavır sahibi, misyon sahibi insanları tercih eder. Bu misyon sahipleri "emreder- ler".... Altındaki kullar da bu emirleri yerine getirmek için vardırlar... Işte, Türkiye'nin bu yapısı de- ğişmediği sürece de, ülkenin "açık topkım" ve "demokrasi"n\n nimetlennden yararlanması ola- nak dışıdır. Yani gelişmeye açık olamaz. Bu durumu, Türkiye'nin (bütün kurum ve kuruluşlanyla) kalkın- masının önünde de en temel en- gellerden biri olarak görmek, yanlış mı? BÜYÜK KAYBIMIZ Turk Basjnı'nın unutulmaz isımlerinden, Dünya Gazetesi sahibi, Türkiye Gazete Sahipleri Sendikası Başkanı, Gazetecıler Birliği Başkanı. Türkiye Gazeteciler Cemıyeti öncekı Başkanlanndan ve Cemıyetimızin Basın Senatosu Başkanı, basın dünyamızın temel direkleıinden NEZİH DEMİRKENTİ11 Şubat 2001 Pazar günü yıtirdik. Vefatı ülke düzeyinde büyuk üzüntü yaratan Demrkent'in cenazesi 13.02.2001 Salı günü saat 10.00'da Dünya Gazetesı'nde, saat 11 .OO'de Türkiye Gazeteciler Cemryetı'nde yapılacak törenlenn ariından Sultanahmet Camii'nde kılınacak oğle namazından sonra Rumelihisan Aşiyan Mezarltğı'nda topraga verilecektir. Yanm astrlık meslek yaşamında Türk basınına ve Cemiyetımıze unutulmayacak hzmetteri olan Nezih Demirkent'eTann'dan mağfiret, kederii ailesine ve uyeiennnıze başsağlı^ dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ L ACI KAYBIMIZ Kardeş kuruluş Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yıllarca Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığını yapan, Gazete Sahipleri Sendikası ve Gazete Sahipleri Birliği Başkanı, Bab-ı Âli'nin duayenlerinden, jsta gazeteci, hocamız, ağabeyirniz, NEZİH DEMİRKENT'İ kaybettik. Merhuma Tann'dan rahmet, kederii ailesine ve mesrektaşlarımıza başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle