25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ŞUBAT2001 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Çemişgezek ve bir yurt Tunceli'nin Çemişgezek *; ilçesinde... Süleymancılar'a yakinlığı ile bilinen erkek öğrenci yurdu Uzun Hasan'da... Diyanet Işleri Başkanlığı'nın onaylamadığı çok asayıda dini kitap ve Kuran tercümesi bulunduğu ve Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin denetiminin ardından yurt müdürü görevinden aynldığı halde... Her şeyin eski tas eski hamam sürdüğünü «öyiüyor Çemizgezek'teki yurttaşlar... Yurtta 15 öğrencinin kaldığını anlatyortan yoksul oldukları için tarikatçılann eline düşmüş 15 genç... Bir yurttaş Milli Eğitim'in yetkililerine, "15 öğrenciye devietin olanaklanyla eğitim fırsatı veremiyorsanız, o koltuklarda neden oturuyorsunuz" diye soruyor... Her konuşmasında Atatürk'ün adını anmadan edemeyen yetkililere sesleniyon "Yoksa, tarikatçılann üzerine giderseniz koltuğunuzdan mı olacaksınız... Olun, biz de size sahip çıkalım!" Elektronik posta: denizsomecumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Islamcı bankalardan birine el konmuş... "KârpavMa hortumlama kaoısı!" ağlık Bakanlığı, bir yasa tasansıyla insanla- nn göz sağlığına da göz dikmiş bulunuyor! Yasa tasarısıyla yeni bir sağlık meslek gru- bu "Gözlük Hekimi" yaratılmak isteniyor... Bu amaçla, "Gözlükçülük Hakkında Kanunda Degişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı"nın 5. maddesinde şöyle deniliyor "Gözlükçüler, göz hastalıklan uzmanı tabipler ve Sağlık Bakanlığı'nca düzenlenen eğitim sertifikasına haiz olan tabipier tarafından verilen reçetelerde yazı- lı numaralı gözlük cam ve çerçevelerini, koruyucu gözlükleri ve güneş gözlüklerini satabilirter." Göz hekimliği tıpta bir uzmanlık ve ana bilim dalı iken Sağlık Bakanlığı, pratisyen hekimleri bir sertifi- kayla "Gözlükçü Hekimi" yapmaya kalkışıyor... Türk Oftalmoloji Derneği, böylesi bir değişikliğe karşı çıkıyor: "Tasarıda, hiçbir benzeri olmayan yeni bir sağlık çalışanı-meslek grubu 'Gözlük Hekimi' tanımlanmış Gözlükçü Hekimiolmaktadır. Gözlük numarası tespiti bir incelemedir. Muayene terimi hekimlik sanatı ile ilgili bir işlem için kullanılır. Göz hekimi gözlük numarasının tespitinin ya- nı sıra diğer göz muayenelerini de yaparak sonuçla- nnı değeıiendirir. Gözlük numarasının tespitini serti- fikalı bir hekim yaptığında yasal olarak gözden kaçan diğer göz hastalıklarının sorumluluğunu da almış olur. Tasarıyla, gönme işlevindeki tek kusurun kırma kusu- ru olduğu varsayımından hareket edilmiştir. Kırma ku- surunun doğru tespiti zaman içerisinde deneyimle kazanılır. Bu nedenle eğitim gören göz asistanlan ih- tisas süreleri boyunca (bugünkü durum itibanyla üç- dört yıl) göz uzmanlannın gözetim ve denetimi altın- da bu tecrübeyi kazanıriar. Bu konuda hasta başın- da yapılan uygulamalı sınavlarda yanlışlan uzman he- kimlerce saptanır, aynı kliniğin çatısı altında sürekli ar- tan bir deneyimle doğru bilgiler kazandırılır. Göz ihti- sası yapan asistanların kırma kusurunu saptama eği- timinde kliniğin her uzmanından ve teknolojisinden ya- rarlanma imkânı vardır. Ancak hiçbirinin başlannda uz- man-konsultan olmaksızın hasta muayene etme yet- kisi yoktur. Hasta veya asistan muayeneden tatmin olmadığında başvurabileceği bir uzmanın olması ha- tanın anında telafisine imkân sağlar. Son sene asis- tanı dahi hiçbir şekilde müstakil olarak bir hastayı muayeneye yetkili değildir." Konunun başka bir boyutu: Gözlükçülerin lobisi... Gözlükçülerin, göz hekimleriyle ilişkisini belirti bir çiz- gide tutan yasa, tıp etiği açısından değiştirilemediği için son yıllarda "gözlük alana muayene bedava" gi- bisinden promosyonlarla çiğnenmeye başlanmıştı ki şimdi göz hekimleri tümden devreden çıkartılmak is- teniyor... Göz sağlığı konusu "Gözlükçü Hekimi" ile "gözlük piyasasf na teslim ediliyor. SESSÎZSEDASIZO) Yüksek Yerilim Hatta erdincutku'y yahoo.com lstanbul'un gece hayatı TAKSÎMetre ile ölçülsün! Şili'de Pinochet'yi yargılayabilmek Şili'nin eski diktatörü general Au- gusto Pinochet'e ev hapsi veren yar- gıç Juan Guzman, Toronto Star ga- zetesinin Latin Amerika muhabiri Lin- da Diebel'e anlatıyor: "Şili'nin en güçlü kesimini oluştu- ran zengin subayîar ve işadamlan so- ruşturmayı üstlendiğim günden beri, hakkımda uydurmadık yalan bırak- madılar... Eşim, hakkımda açılan kampanya nedeniyle geçen ay içinde 10 kilo yi- tirdi... Omuzlarımdaki ağırsorumluluk ve bana yönelen saldırılar, gece uyu- mamı engellediği için hep ilaç almak zorundayım... Beni, devletin 18 koru- ması sürekli korumaya çalışıyor... Kuşkusuz, soruşturulan tüm kişile- ri yargılama sonuçlanıncaya kadar suçsuz görmek görevimiz... Or- du ve polisin öldürdüğü 3 bin 197 kurbanın aileleri de bizden yanıt ' bekliyor. Puma helikopterleriyle yüz- lerce muhalifin denize atıldığını gös- teren kanıtları topladık; Pinochet'in imzasını taşıyan infaz belgelerini de inceliyoruz... Yüksek rütbeli subayîar, sosyalist başkan Lagos'a başvurarak, Pinoc- het için özel bir af getirilmesini iste- diler, bu istem reddedildi... Emekli generalin avukatlan da be- nim görevden alınmam için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu; 13'e karşı 3 oyla reddedildi... Görevimizin en zoryanı, ışkence ve cinayet kurbanlannın hayatta kalan yakınlannın acı öykülerini dinlemek..." Okullar Açılırken NEBt CEYLAN Okullarda 2. yarıyıl başladı. Aklıma önce okulsuz çocuk- lar geliyor. Sokaklarda yaşa- yan. Kimsesiz. Yoksul. Ozür- lü. Suçsuz; ama cezalı. Yersiz yurtsuz. Atölyelerde dövüle sövüle çalıştırılan. Bedeni cı- lız, emeği ucuz; adı çırak. Ya- şamı, karın doyurabilmek il- , keUtğiyle sınırlk UtuiüjlffHJŞ geçmişlerin üretim ortamla- nnda debelenen. Yaşama uğ- raşı, ceza yasalanmıza uyan ve içeride gün sayan. Yaşı yetsin, satılıp gitsin, doğur ha doğur- sun diye günü sayılan... Sınıflara girerken, çocukla- nmı severken aklıma gelirsiniz. Musluktan su akınca, ortalık sabun kokunca... Acıkınca ve doyunca... Vurgun ve soygun denince... O suratsız kişiler, arsız arsız gülünce... Aklım sizdedir. Yaşıtlannız varya ha- ni, öteki yarısı yüreğimin; ha- ni okula gidenler. Onlar dün ye- niden okullarına gittiler. Sizin hiç gidemediğiniz okullara... Yürüyerek, minibüslere dolu- şarak, karlı köy yollarını aşa- rak gittiler, yeniden. Kimi ya- sa zoruyla ilköğretimi bitirip kendi yüzyılına dönme peşin- de, kimi ortaöğretim başan puanını yükseltip üniversiteye giıme düşünde, kimi yabancı dille öğrenim yapan okullann sınavlannı kazanıp mutlu azın- lığa katılabilme yarışında. Ve okullarımız: Kapısında college yazan ve çocuğunun orada okumasını, loto milyar- larıymış gibi isteyen ana ba- balann düşünü süsleyen okul- lar. Derslikleri kablo döşeli, elektronik donanımlı, Atlan- tik'in öte ya da beri yakasın- da bir yerlerte interaktif bağ- lantılı okullar. Saçlarını uzata- bilen; giyiminde olabildiğince özgür ve olağanüstü tabldo- ta rağmen burgerli, kolalı kan- tin yiyecekterinin fiyakasında ruhunu bile doyurabilen ço- cuklarımızın okulları. Ülke so- runlannın dert edilmediği, po- litikanın girmediği, çağı yaka- lamış sayılan okullar. Her tür- lü sportif ve sanatsal etkinli- ğin yaşandığı; sosyal ve kül- türel kulüplerin birbiriyle yanş- tığı okullar. Ve okullarımız: Tıkış tıkış sı- nıflarda mavi önlüklerle do- nanmış çocuklanmızın oku- duğu. Ve ucuz öykünme for- maların bile çirkinleştiremedi- ği çocuklanmızın okulları. Ve kınk dökük sıralara politik sim- gelerin kazındığı, dayak atma- nın ve saç kesmenin hâlâ di- siplin sanıldığı okullar. Filanca kentten gelmişlikle falanca kentten göçmüşlüğün, adı ko- nulmamış egemenliğindeki okMİIar. Ortaöğretim başan p«- anında küme düşmüş ve yük- sek öğrenim umudunun görüş mesafesi dışında kalmış okul- lanmız. Ve okullanmız: Mesleki ve teknik! Mezunlannın çoğunun o meslekle ve o mesleğin tek- niğiyle ilgisini bir türlü kavra- yamadığım. Ve okullarımız, ve okullarımız, okullanmız... Öğ- rencilerini yüreğimizden sü- züp gönderdiğimiz, camlar- dan uğurlayıp kapılarda bek- lediğimiz okullanmız. Aslında beklediğimiz, dü- nümüz. Olmak isteyip de ola- madığımızı, gerçekleştireme- diğimiz kendimizi bekliyoruz çocuklanmızın kişiliğinde, okul- lardan. Beklentinin yeni adı artık, "yann "dır. Günümüz bizi ürkütüyor, onu sevmiyoruz. Daha çok puan, daha çok not, daha çok şirket, daha çok vurgun, daha çok soygun... "For A Few Points More" adlı bir Amerikan fil- minde oynargibiyiz. Insanlığı da doğayı da acımasızca yok edebilecek bir kazanma hırsı üstümüze üstümüze geliyor. Kimsesiz ve korumasız ço- cuklarımızı vahşice vuruyor. Süslü kılıklaria, masum yüzler- le, kutsal adlarta saldıran sö- mürü, okuldan, öğretmenden ve gençlerden çok korkar. On- lara her fırsatta zulmedişi, bun- dandır. Onca olumsuzluğa karşın, özgür düşünen, halkı ve insan- lık için güzel düşler kuran, bi- limin sonuçlanna bile kuşkuy- la bakabilen, soran, yanıt ara- yan ve yanıt üretebilen çocuk- lar yetişiyor. Insanlığı birbirine kırdıran zalim sömürü! Bu ço- cuklar çoğalıyorlar, büyüyor- lar; geliyorlar! Yok olacaksın! Bu da benim düşüm. Bir gün gerçekleşecek. Inanıyo- rum. nebiceylan(S veezy.com HAYVAJVLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ igulgecayahoo.com -n ÇtZGlLlK KÂMtL MASARACI HARBt SEMtH POROY semihporoyfn yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Şubat TEKEL BAKANI ÛRGÛPLÜ'NÛN İSrİFASI.. 1946 'M 8U6ÜN, GUMKÜK ISE ÜKSÜPLÜ, GÖGEVİH0EN İ LAMAPA, r£KSL'tM £ İLE İLS/Lİ İ. yAPT/Ğl İÇİN Er*y£.£M£/L>t£K BULUMPUĞUNU; / £7~rr6İMİ 77.,. ... . _ .„. 18 Fİ&MA &AÇVURMUŞ, AA/G4K tfOStA/fN ÖA/EISfSİ UYGUN eULUAJMUÇrtl. BU İKİ PfKMAPAN ŞİGlMİN SEÇİMİ İÇİN TOPLANnLAK: SÜgMEKTEYPİ: TEKEL \/E GUMg.UK BAtCHNUĞt'fJA, ÛeGÜPLÜ'NÜN YERİ- A/f TAHSİN COŞKAU GETİ/SİLMİfTİ- Ko*u ile ilgid olarak Cumtiuriytt Gozefes/nde çıban C&mal Madir karikaHri aHyzısı: TEKEL tMNÜLEKıUPE •- •-•••*rı tLAN T.C. BÎSMİL ASLİYE HUKUKMAHKEMESt'NDEN Esas No: 2000/79 KararNo: 2000/231 TEAŞ Genel Müdürlüğû vekili Av. Leyla Demirant tarafın- dan davalılar Azize öngün ve 2 müşterekj aleyhine açılan Bis- mil Dervişi köyünde kain 207 parsel nolu taşınmaz üzerinden geçen enerji hattı altında kalan 5400 m2'lik kısım ûzerinde ir- tifa hakkı tesisi davasının kabulünc dair 01.06.2000 gün ve 2000/79-231 esas ve karar sayılı mahkememiz hükmü, adres- leri meçhul olan davab A. Fazıl oğlu M. Hanifi Ungan ve mi- rasçılanna 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. ve müteakip maddeleri gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın: 6672 GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000/428 Davacı Fikriye Beyoğlu tarafından davalı Ahmet Beyoğlu aleyhine açılan boşanma davasının yapılan açık yargılamasında, Istanbul ili, Gaziosraanpaşa ilçesi. Bağlarbaşı Mahallesi, Kavaklıdere Sokak, No:107 adresinde olduğu bıldinlen davalı Ahmet Beyoğlu'nun adresi meçhul bulunduğu zabıta yazısı münderecatından da anlaşıldığından adı geçen davalıya dava dılekçesı ve duruşma gûnünü bildirir davetiyelerin ılanen tebliğine karar verildiğinden tayin edilen gün ve saatte ıbraz etmek ıstediğmız vesı- kalarla duruşmaya veya vekil ile gnödermenız, mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde yokluğunuzda devam edileceğı, ge- çerli bir özürünüz olmadan gelmedığmizde yokluğunuzda cereyan eden işlemlere itiraz edemeyeceğiniz HUMK'nun 213, 509 ve 510. md. gereğince duruşmanın bırakıldığı 3.5.2001 günü saat 9'da duruşmada hazır bulunmanız ilanen davetıye yerine kaım ol- mak üzere tebliğ olunur. 5.2.2001 Basın: 7246 MALATYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000/24 Esas, 2000/614 Karar Davacı Nazmiye Annç'ın davalı Derviş Annç aleyhine açtığı boşanma davasuıın açık yargılaması sonunda; Davanın kabulü ile Sıvas ilı Gürün ilçesi Hamidiye Mah. cılt: 2, kütük sıra no: 222'de nüfusa kayıtlı bulunan Vahap ve Nadi- re'den olma 12.1.1954 d.lu Nazmiye Annç ile Şaban ve Kadın'dan olma 18.5.1932 d.lu Derviş Annç'ın şiddetli geçımsızlık se- bebi ile boşanmalanna, yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Davalının adresi meçhul olduğundan karann adı geçene duyuru yolu ile tebliğine karar verilmiştir. Duyuru tarihinden itîbaren karann 15 günsonra tebliğ edilmiş sayılacağı duyurulur. - ' *; - . Basın: 6389 KALEM METtN ERKSAN HkYazı 1947 yılından bu yana Türk basınında yazıyo- rum. 3 Temmuz 1990 tarihinden başlayarak "Cum- huriyetgazetesi"n\r\2. sayfasında bulunan "Olay- lar ve Görüşler" bölümünde yazılanm yayımlanı- yor. Bundan sonra "Cumhuriyet"\n iç sayfaların- da "Kalem" başlıklı bölümde yazılanm yayımla- nacak. 5 Ağustos 1996 tarihli "Cumhuriyet gazete- s/"nin 2. sayfasında "Olaylar ve Görüşler" bölü- münde yayımlanan yazımın bir yerinde şu bilgi- lendirme vardı. "Atatürk'ün 'Uygar Bilgiler' adlı kitabında birçok konu irdelenmiştir. Bu konulann büyük bir bölümünü 'Askerlik Ödevi', 'Ulusal Ordu', 'Savaş Yönetimi ve Siyaset' başlıklı ya- zılaroluşturur." "Kalem "deki ilk yazımın bu yazım- dan bir alıntı olmasını istedim. Atatürk; "Ulusal Ordu"ya ilişkin şu düşünce- lerini yazmıştır. "Ulusal ordu; ulusun birliğinin ve devlet var- lığının en yüce simgesidir. Ordu, dış'a karşı dev- letin varlığını sağlar ve gerektiğinde iç'te bü- yük başkaldırmalan yok eder. Ordu, cumhu- riyet karşrtı girişimlere karşı devlet ve hükü- metin istemini (iradesini) ve gücünü temsil eder. Ordu, ulusun yaşamak ve var olmak is- teminin (iradesinin) kendisidir. Ordunun dev- lete karşı en birinci ödevi, en yüksek güç ve yeteneğe erişmeye çalışmaktır. Bir ulus ne ka- dar uygar olursa olsun, düzeni ve güveni sağ- lamak için polis, jandarma ve ordunun vartı- ğından vazgeçemez. Dünya yüzündeki devlet- ler savaşlar yaparak var olmuşlardır. Savaş araçları olmayan ve savaş araçları güçsüz olan uluslar, savaş araçlan güçlü olan ulusla- nn tutsağı, kölesi ve haraç ödeyeni oluriar. Güçlü bir devlet hayatı için ordunun gerekti- ğine kanıt aramak olanaksızdır. Ulusların tüm özelliklerini unutarak ve karşılıklı çıkarlarınt dengeleyerek tüm dünyada gerçekten insan- ca bir topluluk oluşturabileceklerini düşün- mek tatlı bir hayaldir. Geri kalmış uluslar sa- yıca çok bile olsa, gelişmiş ulusların temsilci- lerinin entrikalanna karşı koymak becerisini gösterebilecekler midir? Aksi halde tüm insan- lığın birkaç ulusun yönetimi altna girmesi teh- likesi yok mudur? Bu güçlü ulusların gerçek- ten tüm insanhğı kültürel ve ekonomik yönden eşdeğer hayat düzeyine getirmeye çalışacak- lanna güvenilebilir mi? Kimi uluslann tüm dün- yayı ve birçok uluslan kendi çıkarları için sö- mürmelerine engel olunabilecek midir?. En gelişmiş uygarlık düzeyindeki uluslar en ilkel uluslardan daha az mı yıkıcı ve yırtıcı oldular. Türk yurttaşı kesin olarak bilmelidir ki, bir ulu- sun insanlık ve uygarlık alanında yükselmesi ve başarılı olması, yalnız ve ancak kendi gü- cüne dayanarak özgürlüğünü ve bağımsızlığı- nı korumasıyta sağlanabilir. Bunun başka yo- lu yoktur. Ordu istemeyen ve ordunun gerektirdiği maddi ve manevi giderieri göze alamayan bir ulus, tutsaktlk zincirini kendi efryie boynuna ge- çirir. Bir ulus bağımsızlığı uğruna kendi ordu- suna yapacağı harcamanın on katını, kendini tutsak eden egemen ulusların çıkarları için harcamak zorunda kalır." BULMACA SEDAT YAŞAYAIV 1 2 3SOLDANSAĞA: 1/ lçene son- suz yaşam verdiğine ina- 2 nılan su 2/ tçel'in Sılıfke ilçesinde an- tik bır kent... Macar mutfa- ğına özgü bir türetyeme|ı. 3/Biruzayta- 8 şıtının bütün g yapısı içinde yer alan bağımsız bö- lüm... " — Gard- ner": ABD'li aktns. 2 4/ Ağırlık ve uzunluk 3 ölçülen ıçın kabul 4 edilmiş yasal ölçü 5 modelı... Kemiklerin yuvarlak ucu. 5/ Za- rara uğrama tehlike- sı... Çanakkale'nin bir ilçesi. 6/ "Behiç — ": Çizenmız... Notada durak işareti... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer. II Müzikte asıl par- çaya yol göstericilik görevi yapan giriş parçası. 8/ " Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut —" (Yahya Kemal)... Bır soru ekı... Eski Mısır'da güneş tann- sı. 9/ Kent devleti... At tüyünün rengi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kıvnk bır sopaya benzeyen ve atıcısına geri dö- nen bır av aracı. II Cinsel zevkleri çağnştıran, cin- sel istek uyandıran... Matematikte bir kuvvetin de- recesini veren sayı. 3/ Tarlayı sürerek dinlenmeye bırakma... Süs için yapılmış giysi kıvnmı. 4/ Sü- rejya da denilen yıldız takımı. 5/ Eskimoların buz- dan kulübelerine verilen ad... Sersem, ahmak. 6/ Ke- nar süsü... Niyobyum elementinin simgesi... Adla- n sıfat yapan bir yapım eki. II Muğla'nın bir ilçe- si... Istanbul'daki bir üniversitenın kısa yazıhşı. 8/ Elementlerin genel bileşim kurallanm saptayan ün- lü Italyan fizık ve kimya bılgini. 9/ Yenmek, üstün gelmek... Tarla sının. İLAN T.C. BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN . Esas No: 2000/76 . ' . Karar No: 2000/232 TEAŞ Genel Müdürlüğû vekili Av. Leyla Demirant tarafından davalılar M. Salih Ekinci ve 6 müştereki aleyhine açılan Bismil Yukan Fetle köyünde kain 33 parsel nolu taşınmazda kamulaştırma yolu ile irtifa hakkı tesisi davasının kabulüne dair mahkememizce verilen 01.06.2000 tarih ve 2000/76-232 esas ve karar sayılı ılamı, adreslen meçhul olan M. Alı oglu Abdul- haltm Ekinci ve mirasçılanna 7201 sayılı Tebligat Ka- nunu'nun 28. ve müteakip maddelen gereğince tebli- gat yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğine. Basın: 6675
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle