25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ŞUBAT2001SALJ CUMHURİYET SAYFA kulturtscumhuriyet.com.tr 15 Nobel Edebiyat Komitesi Daimi Sekreteri Horace Engdahl çalışma yöntemlerini anlattı Türk edebiyatı ilgirni çekiyor'LEYLA TAVŞANOĞLU STOCKHOLM - îsveç Kraliyet Sarayı'nınarkasında, Stockholm'ün eski kesiminde dar bir sokak. Adı, Kallargrand. Sokakta biraz yürüyor- sunuz. Sağ kolda eski, büyük bir bi- na. Burası, dünyaca ünlü Nobel Aka- demisi'ne ev sahipliği yapıyor. Ikin- ci kata, Nobel Edebiyat Komitesi Da- imi Sekreteri HoraceEngdahl'ın bü- rosuna çıkıyoruz. Salon, birkaç yıl ön- cesine layasla sanki yenüenmiş. Eng- dahl'a bunu soruyoruz. Hiç bir de- ğişiklik yapılmadığını söylüyor. Son- radan ben tanıyı koyuyorum. Daimi Sekreterliğe daha genç ve dinamik bir kişi geldiği için büronun da havası de- ğişmiş gibi. Engdahl'a bunu söyle- yince gülüyor. Sonra Nobel Edebi- yat Komitesi 'nin çahşmalan, ödül alan yazarlann isimlerinin nasıl be- lirlendiği ve komitenin Türk edebi- yatına yaklaşımını konuşmaya baş- İıyoruz. - Yabancı edebij atçılar, Nobel Ede- biyat Komitesi'ni kapaü kutu olarak görüyorlar. Komite üyeterini,fiktişiku- lelerinde oturup kapalı kapılar ar- dında kararlar alan kişiler olarak eleştiriyorlar. Siz bu görüşlere ne di- yorsunuz? ENGDAHL - Ben de bu eleştırile- rin farkındayım. Bizleri bir odaya kapanıp, çevremizi kitaplarla doldu- ran, aklmııza estiğinde bir kitabı ahp birkaç sayfa çeviren, bütünüyle oku- madan onun hakkında edebı tarnşma- lar açan bir çeşit edebiyat kulübü ola- rak görüyorlar. Ama Nobel Edebiyat Komitesi gerçekte hıç de öyle değil. Ben ûç yıl önce Îsveç Akademisi'ne girdim, sonra da Nobel Edebiyat Ko- mitesi üyeliğine seçildim. O zaman- dan beri de yazann yapıtlanna derin bir saygı duymayı-öğrendim. Bakın, akademiyi kuran Alfred No- beTin vasiyetı uyannca konunun uz- manlanrun tavsiyeleri doğrultusun- da önerilen isimler elimize gelınce dûnya çapında 400-500 kişiye mek- tuplar yollanıyor. Böylece akademi- ye, her yıl 1 Şubat tanhine kadar yüz- lerce öneri mektubu yağıyor. Biz de- ğerlendirmelerimızi buna göre yapı- yoruz. Bunca ısmin içmden çıkılamaya- cağına göre son liste 15-20 isme in- dirilmeye çalışılıyor. Akademi, aym zamanda da Nobel Komitesi üyesi beş kişi bu çahşmayı yapıyor. Bu arada, bize yabancı olan diller konusunda da dünyadakı uzmanlar- • Türk edebiyatıyla ilgili tartışmaların Nobel Komitesi'nde Yaşar Kemal'le sınırlı kalmıyor. Türk edebiyatı gündeme geldiğinde pek çok Türk yazannı inceliyoruz. Yaşar Kemal'i iyi tanıyoruz. Uzun yıllar inceledik. Öbür, daha genç yazarlan baştan okuyoruz. Türk edebiyatını çok dikkatli izliyorum. dan yardım isteniyor. Örneğin Türk edebiyatı konusunda, uzmanına bir yazı ısmarlanıyor. Ya da ügilendiği- miz bir Türk yazarla ilgili yine bir uz- mandan aynntılı bir makale isteniyor. Daha sonra da söz konusu yazar ya da yazar grubunun kitaplannın çevi- rileri araşnnlıyor. Üyeler tatflde kitap okuyor ~ -PeklhangidiUerdeçcvTriterdhedi- Byor? ENGDAHL - Komite üyelerinin hepsi, birden çok yabancı dil bili- yorlar. Ingilizce, Almanca, Fransız- Akademi üyelerinin çoğunun doğum yılı 1900lerin başı ama akılları hâlâ pırıl pırıl 'Geçmiştetalihsizkavmiarakhk'- Peki, akademinin her zaman doğ- ru karariar aldığmı söyieyebilir misi- niz? ENGDAHL - Geçmişte talihsiz ba- zı karariar alınmıştır. Bunda herkesin aym fikirde oiacağını sanıyorum. - Örneğin hangi Nobel ödüllü yazar- lar bunlar? ENGDAHL - Örneğin Pearl Buck. Ona 1930'larda Nobel Edebiyat Ödü- lü verilrnişti. Daha yakın geçmişte Go- 1 uMing'î telaffuz edebîliriz. O da dog- ru bir seçim değildı. Bunlar unutuldu gitti. Ama listemize aldığımız yazar- lann çoğu bugün hâlâ yaygınlıkla oku- nuyor. Bazı yazarlar da Nobel ödülü aldık- lan için isimleri öne çıktı. Oysa yıllar- ca onlara önem verilmemişti. Buna en güzel örnek de WUBam Faulkner'dır. Nobel ödülünü aldığı zaman Ameri- ka'nm en bilinen, en okunan yazan hiç değildı. Hatta yaşlanrnaya başla- dığı ve inişe geçtiği bile söyleniyordu. Ama ödülü alınca ünü Avrupa'ya ya- yıldı. 20. yüzyılın ikinci yansının ro- manını, hatta Fransız edebiyatını etki- ledi. Geçen yıl ödülü alan Çinli yazar Gao Xingjian dünyada, hatta Çin'de pek tanınmıyordu. Ama tanınmayı hak eden bir yazar olduğunu düşünüyo- rum. -Atanan GüntherGrass,50 yıldan faz- la zaman listede yer aldıktan sonra ödülü akb. Neden? ENGDAHL-Evet. Grass 1970'Hyıl- lann başında ödülü alabilirdi. Ama o sırada komite sanıyorum Heinrich BöD'ü tercih etti. Çünkü Böll, Grass'tan daha yaşh, daha deneyimli bir yazardı. - Belki akademi üyelerinin kendile- ri de yaşh olduklan için BöD'ü tercih etmiş olamazlar mı? ENGDAHL- Evet, olabilir. Akade- mi üyelerinin çoğunun doğum yılı 1900'lerin başıdır. Biliyorsunuz, aka- demi üyeleri yaşam boyu bu göreve se- çilirler. Ortalama yaşlan çok yüksek- tir. Belki çok iyi sağlık hizmetleri al- dıklan için bu kadar uzun yaşıyorlar. Edebiyat Komitesi'nde doksan yaşın- da üyelerirmz vaf. Fakat akıllarHîâlâ pınl pınl. - Peki siz aşağı yukan 50'B yaşlarda bir kişisiniz. Nobel Edebiyet Komite- si'nin Daimi Sekreteriiği'ne nasıl gele- biküniz? ENGDAHL-Daimi Sekreterlik için görev süresi koşulu 1970'lerde değiş- tirildi ve 20 yılla sımrlandı. Bu 20 yıl sınınndan sonra emekli olan ilk daimi sekreter Sture AOen oldu. Bana kalır- sa daha kısa bir süre daimi sekreterlik yapmak daha doğru olur. 'Kesjnlikle isimtefaffuzedemeyiz' - Nobel Akademisi Türk edebiyany- layakmdan ilgileniyor mu? Zaman za- man Yaşar Kemal'in adı Nobel ödülü adaylan arasında geçiyor. Ama Yaşar KemaTden başka bir isim de telaffuz edilmiyor. Bunun nedenini anlaür mı- sınız? ENGDAHL - Yaşar Kemal' in adının geçmesi. îsveç'te epeyce desteğe sa- hip olması, burada bir yayıncısımn bu- lunması, kitaplannın çeşitli dillere çev- rilmesi ve çok satmasıydı. Nobel Komitesi'nde olmanıngüçlü- ğu, kesinlikle isim telafruz edememe- 1-Günther Grass, 2- VVUliam Fauikner,3-Gao Xingjian, 4- Yaşar Kemal, 5- Heinrich Böfl. miz. Ama ben başka Türk romancıla- nn kitaplarını okuduğumu söylemek ıstiyorum. O kitaplan da çok ilgi çe- kici buluyorum. Türk edebiyatıyla il- gili tartışmalann Nobel Komitesi'nde Yaşar Kemal 'le sınırlı kalması diye bir şeyin söz konusu olmadığmı düşünü- •yorum.Türk edebiyatı gündeme geldi- ğinde pek çok Türk yazannı inceliyo- ruz. Yaşar Kemal'i iyi tanıyoruz. Uzun yıllar inceledik. Öbür, daha genç ya- zarlan baştan okuyoruz. Türk edebi- yatı çok ilgimi çekiyor. Çok dikkatli izliyorum. ca, îspanyolca, îtalyanca, Rusça vs. Ama zaman zaman o kitaplann çe- virileri bizim için yetersiz bulunur- sa yetkin bir çevirmene yeniden çe- viri yaptırabiliriz. Bütün bu eserler burada toplanır. Yani bir çeşit belge merkezi görevi yapıyoruz. Nobel Kü- tüphanesi ve Nobel Komitesi, dün- ya edebiyatı için bir araştırma mer- kezi olarak çalışıyor. Bütün dünyadakı edebiyat çalış- malannı üniversiteler, uzmanlık mer- kezleri, gazete makaleleri aracılığıy- la izliyoruz. Nobel Komitesi birkaç ay süreyle gönderilen öneriler üzeri- ne çalıştıktan sonra liste daha da kü- çültülüyor ve beş isme indiriliyor. Bu beş isim, bütün Nobel Akademi- si üyelerine dağıhhyor. Yaz aylan başında akademi üyeleri tatile çıktık- lannda yanlannda bu yazarlann sü- rüyle kitaplannı götürüyorlar. Söz konusu o yazarlann yazdığı her ya- pıtı, o yazarlarla ilgili yayımlanmış bütün yazılan okuyorlar. Yani, Nobel Akademisi üyeleri as- lında yaz tatili yapmıyorlar. Zaman- lannı sadece kitap okumakla geçiri- yorlar. Bu da tabii ki tatil değil. - Yoksa Nobel Akademisi üyeleri- ne böylece yaz tatillerinde bir tür iş- kence mi yapryorsıınuz? ENGDAHL - Yok, işkence değil. Ama bende Nobel Komi- tesi'ne ilk girdiğimde öbür üyelere, "Buna na- sıl tahammül ediyorsu- nuz" diye sormuşrum. Ama bir kez işin keyf ini aldınız mı çok ilgınç ol- duğunu görüyorsunuz. Herkesin önüne geçtiği- nizi, herkesten daha ön- ce bilgilendiğinizi hisse- diyorsunuz. Bir de koşulumuz var. Diyelim ki bir yazar o beş kişilik listede ilk kez yer aldı. Hemen o yıl ona Nobel ödülü verilmez. O listede isminizin en az iki yıl yer alması gerekiyor. Bazı yazarlar listede yıl- larca yer almalanna kat- şın Nobel ödülü alamadı- lar. Bazılan yer aldılar, sonra çıkanldılar, bir sü- re geçince yeniden liste- ye alındılar. Bu da, akademinin bir yazara Nobel ödülü ver- meden önce yıllar boyu onun yapıtlannı okudu- ğu anlamına gelir. Diye- lim ki on yıl önce bir ya- zann yapıtlannı okudu- nuz. On yıl sonra okudu- ğunuzda yeni bir şeyler yakalayabiliyorsunuz. Ya da o on yıl içinde yazar- da öylesine bir değişim olur ki son kitabına dalar gidersiniz. Bir süre geçtikten son- ra sizde saplantı haline gelir. O yazara ya da ya- zarlara aldınız takılır. Yaz tatili bitip akademi üye- leri Stockholm'e döndük- lerinde vardıklan sonuç- lan ve değerlendirmele- ri tartışmaya başlanz. Ressam Sevgi ÇağaTın Küçük Dev Ayrınniarı' • Kûmır Servisi - Sevgı Çağal'm kişisel resim sergisi yann Istanbul AsmahMescit Sanat Galerisi'nde açıhyor. Bu sergi, son dört yıldu* Türkiye'de kendi atölyesinde çalışmalannı sürdüren, New York doğumlu ressamın dördüncü kişisel sergisini oluşturuyor. ^ , Heykeltraş Meriç Hızal, Sevgi Çağal'm resimleri için "îzleyiciye boyut değiştiriyormuş duygusu veren bu küçük dev aynntılar, gerçek ile soyutlama arasmda bıçak sırtında bir çizgide duruyorlar" diyor. Yazar lnci Aral ise Sevgi Çağal'ın resimlerini hem gerçek hem düşsel bulduğu belirterek "Gebe, yani dolu olamn gergin, pürüzsüz, gizemli ve vaat dolu yuvarlaklığmı, abartılmış ama yumuşacık çizgilerle, yoğun ışık ve gölgeyle vurgularken resmine kendiliğinden bir tensellik ve ihmal edikneyecek güçlü bir erotik boyut katıyor" diyor. Afiş Sergisi LArt Pour LArt • KüJtür Servisi - Ankara Alman Kültür Merkezi Galerisi'nde, Geothe Enstitüsü Münih ve Mendell/Oberer Grafik Bürosu'nun işbirliğiyle açılan sergi, 22 Şubat tarihine kadar izlenebilecek. Pierre Mendell ve Mendeü&Oberer Grafik Bürosu'na ait afışler L'Art Pour L'Art başlığı altmda sergilenecek. 1961 yılında kurulan büronun çalışma alanlan reklam, afiş. paketleme, yönlendırme ve miman grafik tasanmlanndan oluşuyor. Ortıan Tokatlı'dan Kaybolan Yıllar' • Kültür Servisi - Orhan Tokatlı'mn 'Kırmızı Plakalar'ın devamı olarak kaleme aldığı ikinci kitabı 'Kaybolan Yıllar' Doğan Kitap tarafından yayımlandı. 'Kaybolan Yıllar'da 1961-1973 arası Türkiye siyasal yaşamında sergilenen çalkantılar, parti genel başkanlannın, demokrasinin askıya alınmasına neden olan kısır, tatsız ve tehlikeli diyaloglan, Sılahlı Kuvvetler'in 22 Şubat ve 21 Mayıs darbe girişimlerini bastırması, 12 Mart'ta ise yönetime müdahalesi aynntılanyla ve tarihe ışık tutacak biçımde ele ahnıyor. BUGÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONÜ'nda saat 19.30'da Kubeiik l çlüsü& Yuri Gandelsman'ın konseri ızlenebılır. (232 98 30) • ATATLTIK KİTAPUĞI'nda 'Tûrk Dûnyası Sineması' kapsamında saat 18.00'de, Kırgız yönetmen Toktmuş Okeyev'in yönettiği 'Kızıl Ehna' adlı film izlenebilir. (249 09 45) ... • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da Vh^ldi'nin 'Dört Mevsün'i DVD'den izlenebilir. ^252 35 00) • tŞ SANAT'ta saat 19.30'da Pepe Romero bir gitar resitali verecek. (454 15 55) MONİCA BELLUCCt SOPHL4 LOREN tN İZtNDE Dayaınlmaz cazîbesi île güçlü dul ^ BERLtN (AFP) - Cu- ma günü 'Bcrtin Film Fes- tivaü'nde tanıtüan IVlate- na' adlı filmde rol alan aktris Monica Bellucci, filmde geleneksel Italyan kadını imajı olan Sophia Loren ve Gina Loblobri- gida'nın duyarhhğı ve çe- kiciliğini yansıtmaya ça- lıştığını söyledi. Belluc- ci, 2. Dünya Savaşı sıra- lannda küçük bir Sicilya kasabasmda bekâr veya evli birçok erkeğin âşık olduğu; kasabanın kadın- lanna liderlik yapan po- püler ve güzel bir dulu canlandınyor. Çok fazla diyaloğun yer almadığı filmde aktris, birçok sah- nede caddelerde yürür- ken görünüyor ve bu es- nada erkekler, özellikle de genç bir çocuk ona uzun uzun küstahça bakı- yor ve avına yaklaşan bir avcı gibi sezdirmeden yaJdaşıyor. Bellucci, baş- langıçta rolüyle ilgili, sa- dece birkaç diyalogla ka- rakteri, yaşayan, var olan bir karakter olarak sunma- nın ve izleyiciye kabul et- tinnenin zorluğunu yaşa- dığını, biraktrisin enstrü- manının vücudu olduğu- nu ve bu sayede karakte- rin güçlü ve gerçek ol- maması için hiçbir neden olmadığmı fark edince ise bu zorluğun kendili- ğinden ortadan kalktığı- nı ifade etti. Aynca güzeUiğin kıs- kançlık gibi duygularla msan ılişkilerini zedele- yebileceğini, 'Malena' karakterinin dayanıünaz cazibesiyle sokaklarda yürürken bir anlamda ar- zulan provoke etriğini ve bunun sonuçlannı yaşa- dığını söyleyen aktris, Sophia Loren gibi aktris- leri örnek alıyor ve onla- nn Italyan kadınmm gü- zel olduklan kadar du- yarlı ve korumacı yönle- rini de temsil ettiğini dü- şünüyor. Festivalde 22 fil- me karşı yanşan 'Male- na'nm yönetmeni, 1989'da yine bir Sicilya öyküsüolan 'CSnemaPa- radiso' ile Oscar kazan- mış Giuseppe Tornatore. tiNUTTUKLARIMlZl BELLEKLERE SUNAN SEÇKİ 'Türkiye Sanat YıIIıgı' yayımlandı Kültür Servisi- Türkiye sanat ortamını bir yıllık zaman dilimlerinde kalıcı bir yayınla belgelemek amacıyla bir başvuru kitabı olarak tasarlanan Türkiye Sanat Yılhğı, bu ay piyasaya çıktı. Sanat-Bilgi-Belge Ltd. Şirkefi'nin ilk yayını olarak Zeynep Rona ile.Ahu.4ntmen'ın hazırladıklan yıllık, Türkiye'de 2000 yılı boyunca gerçekleştirilen hemen tüm sergilerin bir dökümünü ve bu bütün içinden oluşturuünuş bir seçkıyi içeriyor. Yıllıkla aynca, Türkiye sanat ortamında bir yıl boyunca gerçekleştirilen sempozyum, konferans ve panel etkinliklerine ilişkin bilgilerin yani sıra 2000 yılında tartışma konusu olan kimi güncel haberlere de yer veriliyor. Yıllık, Türkiye'de bir yılda kaç sergi açıldığını ve bu sergilerin en.çok hangi kentlerde ve ne tür galerilerde yer aldığını ortaya koyarken bugün üretimini sürdüren çok sayıda sanatçıya ilişkin toplu bir bakış olanağı da sunuyor. Yıllığın "Sergüerden Seçmeler'' bölümü ise 2000 yılında gerçekleştirilen çeşitli sergilere ilişkin daha aynntılı yorumlar içeriyor. Yurtiçinde ve yurtdışında sanatçılanmızın açtığı sergiler, yanşmalarda alman dereceler, yeni çıkan kataloglar ve başka ülkelerden, başka kentlerden izlenünleri de içeren Türkiye Sanat Yülığı, her yılı geride bırakırken müze, arşiv ya da yayın eksikliğinden çoğu zaman unuttuklanmızı, belleklere sunuyor! i'ne Gezi 13 15 Y KÜLTÜR SANAT YAYINCIUK Gütenberg Şubat Sall 2001, saat 18:30 1450-1500 . Gütenberg Incili Dante-Ilahi Komedya Rekin Teksoy / Ilber Ortaylı j Şubat Perşembe 2001, saat 18:30 Müzik mi Acaba? (Eurovizyon yarışmaları, müzikaller ve reklam müzikleri) Melih Kibar Müzik ve stiyleşi Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Araştırma Kütûphanesi Istıklal Cad No 285. Kat !. Beyoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle