19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13ŞUBAT 2001 SAU OLAlLAK VİL [email protected] "Birtakım şeyh- lerin, dedelerin, seyitlehn, çelebi- lerin, babaların, amirferin arkasın- dansürüklenenve falcılara, büyücü- lere, üfürükçülere hayatlannı emni- yet eden insanlardan mürek- kep bir kütleye, medeni bir milletnazanyle baklabilirmi?" Mustafa Kemal Paşa'nın büyük Söylev'inden bu yana yetmiş beş yıl geçti... Şu işe bakın ki, hâlâ şeyhlerie, tari- katlarla, hocalarla, hacılarte uğraşmaktayiz: Bir sürü tari- kat, bir sürü gericilikyanlısı... Gazetelerde irtica eylemleri- ni, hem de en kanlı olanlannı bile savunmaya kalkışanlari.. Denecek ki, 70 yılda hiçbir şey çözümlenmemiş, herşey eskisinden beter olmuş! Bu- gün irtica güçleri o yıllardakin- den daha yaygın, daha güç- lü... Işte Nakşi liderinin cena- zesinde ağlayarak kendini dö- ven yirmi bin insan!.. Tarikatlarla ticaret bir ara- da! Yıllar önce Uğur Mumcu bütün bunlan yazarak bizteri uyarmamış mrydı? Ne otdu? Işbaşına gelen partiler Nak- şi'lerden, Nurcu'lardan, bil- mem hangi tarikat yandaşla- nndan aldıklan oylann hakkı- nı verdiler, gereğini yaptlari Bu gidişle yine de yapacaklar! "lyi tarikatlar da var" diyorek gericiliğe ödün üstüne ödün verecekler... "Cumhuriyet hükûmeti" di- yoruz! Cumhuriyet yasalanna EVET/HAYIR OKTAY AKBAL 'Uyan Uyan Gazi Kemal!' bağlı olmalan gerektiğinden, o yasalan uygulamak zorun- da olduklanndan... Ama ana- yasada yasaklanmış tarikat- lar göz önünde çalışmalannı sürdürüyofiar. Liderlerini, Sü- leymaniye Camisi'nin bahçe- sine gömdürmeye kalkışıyor- lar! Ya buna oybirliğiyte izin ve- ren DSP, ANAP, MHP liderle- ri? En başta Başbakan Ece- yit!.. DSP'li Özkan Bey öne- rir, ANAP'lı Yalova destekler, bakanlar açıkça "Biz lideri- miz ne derse ona uyanz" di- ye konuşur Meclis kürsüsün- de Atatürk ilke ve devrimine bağlılık andı içen milletvekil- leri suskun kalıri.. Bütün bun- laryaşandı, yaşanıyor, bu gi- dişle daha da yaşanacak!.. "Kim kurtaracak bahtı kara maderini" demişti Namık Ke- mal... Gün o gündür? Kim kurtaracak Türk halkını geri- lik batağından? 'Bulunur kur- taracak bahtı kara maderini' diyen bir Mustafa Kemal'ci çıkar mı, çıkabilir mi? Atatürk'ün kurduğu parti bile kendine sağda yer an- yor! Halkevlerini, Köy Ensti- tülerini kapatan, hertüriü ile- riltği, çağdaşlığı, emekgücü- nü kıran, yozlaştırantann ya- kınlannı üye olmaya çağırabi- tiyori Bir iki yıl önce Meclis'te başörtülü bir milletvekilinin kar- şısında arslanlar gi- bi direnen Bay Ece- vit, Süleymaniye Ca- misi'ne bir tarikat li- derinin gömülmesini uygun bulabiliyor! lyi ki Çankaya'ya bir parti- li gelmedi? Bülent Bey'in iyi işlerinden biri de Sezer'i aday gösterip seçtirmesi! Gerçi yaptğına çoktan pişman, ama iş işten geçti! Mahmud Esad Coşan'ın Süleymaniye Ca- misi'ne gömülmesini önteyen Sezer, gerçek cumhuriyetçi- lerin tek umudu, tek dayana- ğı... "Bakanlık yapacaksam liderimin karanna uyanm" di- yebilen bir bakandan ne ya- rar gelir ulusa, demokrasiye, ülkeye! Bir tek ömek bu de- ğil! DSP grubunun yarıdan çok üyesi böyle düşünürse ötekiler, DYP'liler, ANAP'lılar oy avcılığı için her türiü geri- ciliğe ödün vermekten elbet kaçınmaz... Bir daha Mustafa Kemal Atatürk'ün adını ağızlanna al- masınlari.. Halkı aldatmasın- lar, sahte davranışlanyla... Otuz yıl önce yazdığım gibi: "AtatürkçülOğün özünü ko- rumakgerek, Atatürkçülüğü ödüncülerden, rötuşçular- dan, Ulu Hakancılardan, ken- dilerini sol sayıp en gehci dü- şüncelerden, davranışlardan kaçınmayanlann elinden çe- kip almak gerek. Atatürk- çülüğü birdûş olmaktan kur- tarrnak gerek..." Ah! Min'eî tr$k!.. AŞK Ar. "işk Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu: Yurt aşkı. "Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi. " - Yunus Emrc. "Bütün güzel kadınlar zanncttiler ki 'Aşk üstüne yazdığım her şiir / Kendileri için yazılmıştır." -O.Veli Kanık. & olmayınca me;k olmaz güçlu bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez. & a düşmek aşık olmak. & a gelmek tkz. bir şeyi yapmak için büyük bir istek duymak, cojmak, coşkunluk göstermek. İSİİKİMİ Maliye Bakanlığı ve Bütçe Prof.Dr. Bedü N.FEYZÎOĞLU B ütçe fikri ve müesse- sesi, tarihsel oluşu- mu ıtibanyla bir de- netleme (kontrol) ge- reksinirninin belırtı- si olarak doğmuş ve gelişrniş- tir. Bütçenin işlevleri (fonksiyon- lan) klasik olarak siyasal, eko- nomik ve hukuksal olarak be- lirlenir. Bunlara ek olarak büt- çeye konjonktürel, telafi edici, kalkınma işlevleriyle bir seri makro ekonomik işlev daha ek- lenir. Bu işlevleri yerine getire- bilmek için maliye bakanhğının geniş yetkileri bulunması ge- reklidır. O derecede ki bütçe müessesesinin, ilk doğup geliş- tiği tngiltere'de, başbakanın bir unvanı da "Hazine Birinci Lor- du" olmakür. Maliye bakanına bu ülkede Chancellor of the Excheker (Hazınedar Muavini) denir. Başka ülkelerde de ma- liye bakanının bütçeyi hazırla- ma ve uygulama hususundaki yetkileri bizde de Ozaldönemi- ne kadar, buna yakın ıdi. Kısa- ca, maliye bakanının görev ve yetkileri devlet nızamını kur- mada bu kadar önemli ve geniş ıdi. Vaktaki Özal iktidara geçin- ce özellikle döviz tahditlerini kaldmnak için ilk çareyi Hazi- neyi baliye bakanhğından ayır- makta buldu. Bu arada dış tıca- retı de ticaret bakanhğından ayı- rarak Hazine dış ticaret olarak doğrudan başbakanhğa bağlı bir müsteşarlık halinde oluştur- du. Ne zaman ki döviz suıırlan- dmhnasıyla ilgili kararname- lerin ancak bir bakan tarafin- dan hazırlanacağı hususu belir- lenince müsteşarlık yetkisi bir devlet bakanına verildi. Bu su- retle maliye ve güınrük bakan- lığı şekline getirümiş ve mali- yenin kısıtlanan yetkisi Hazine yerine gümrüklerin bu bakanlı- ğa eklenmesiyle giderilmek is- tenmişn'. Gümrükler aslında do- layh vergilenn tahsilini sağla- yan ve daha eskiden yine mali- yeye bağlı bulunan bir kuruluş- tu. Asıl konumuz olan maliye bakanhğının bütçe ile ilgili yet- kilerine gelince, bunun sadece vergi tahsiları ile cari giderlerin karşılaştmhnası ve borçlanma dışı gelirlerle normal giderle- rin denk oluşundan söz edibne- si önemli bir yanılmadır. Za- manJa bu iki kuruluş Hazine ve dış ticaretmüsteşarhklan olarak tek bir devlet bakanlığma bağ- landı.Geçen yıl maliye bakanı bütçenin devletin normal gelir- leriyle karşılanan (borçlanma dışı) giderlerini karşılaşnrıp bu iki grup arasındakı dengeyi be- lirterek bütçenin yine denk sa- yılabileceğini ifade etmiştir. Bu yıl aynı görüşü, hatta bütçenin gelir fazlası verdiği iddiasıyla tekrarlamıştır. Bütçe denkliği konusunda; (Balanced, Unba- lanced, Over Balanced) denk olan (olmayan) ve gelir fazlası veren bütçeler konusundaki ay- nm Ingilız Profesörü H. Dal- ton'un klasik duruma gehniş bu" tasnifıdir. Bu aynrnın hiçbirinde borç- lanmanuı (istikraz) hariç tutul- duğu görülmez. Klasik anlayışa göre bütçe geürleri arasında borçlanma bu- lunduğu halde o bütçe denksiz (muvazenesiz) bir bütçe sayı- lu". Modern maliyenin ileri sür- düğü toplama (totalite) ilkesi devletin siyasal mahiyetteki iş- lerinin genel bütçe ile tecimsel (ticari) ve siyasal mahiyetteki fa- aliyetlerinin toplandığı bir ge- nel hesabın çıkanhnası isten- mektedir. Başka anlarımla sade- ce devletin değil özel ve kamu kuruluşlanrun bir ulusal muha- sebesinin çıkanhnasına çalışıl- maktadır. Kısacası, devletin gelirleri arasmda borçlanmanın olmadığı bir ülke yoktur. Maliye bakanlannın borçlan- mayı (istikrazı) dikkate ahnadan bir bütçe yapmalanna olanak yoktur. Borçlanma yetkisınin maliye bakanlığında değil de başka bir devlet bakanlığında olması sistemine ancak bazı ül- kelerde rastlanır. Nihai yetkınin bakanlar kurulunda olması durumu değiştirmez. Bakanlar kuruluna bütçeyi sunan yine maliye bakanıdır. Sonuç olarak: maliye bakan- hğıHaziiKSİzo(amaz.Hazinennı ayn bir bakanlık ya da müs- teşarlık tarafindan idaresi caiz değildir. Hazinesiz maliye ya da maliyesiz Hazineoimayacağı ü- kesinin artık ülkemizde de ıry- gulanması gerekir. ' Y a f a n a c a k ç o k ş e y v a r 0«MOMIUM wwW.I<4jkbal. PENCERE Bu Gidişle Kırılacak.. . Eskiden 'reel ekonomi' deyimini yalnız bu işin uz- manlan kullanırdı. Laf ayağa düştü. 'Reel ekonomi'nin Türkçesi: Gerçek ekonomi, değil mi?.. Demek ki bunun bir de 'sanah van parasal ma- rasal, finansal minansal... Kendimizi 'sanal ekonomiye öylesine kaptırmı- şız ki "Türkiye'nin en büyük500 sanayi kunıluşu" diye boy gösteren şirketlerin yıllıktoplam kân için- de faiz gelirleri yüzde 90'a ulaşıyordu. Üretim hakgetire... Enflasyon canavan dişterini sırömıza geçirmiş, ca- nımıza okuyordu. Ne yaptık?.. IMF'yi imdada çağırdık.. lyi halt ettik!.. • önce işçiler bağırmaya başladılan - Eyvah yanıyoruz, mahvolduk!.. Sonra esnaf başladı: -Yok olduk, bittik!.. Ardından işadamlan: -Imdat!.. Tükenmiş köylünün esamesi zaten okunmuyor- du; ama, işadamlan bastınnca hükümet es geçe- bilir mi?.. Ankara'da bir "ImdatZirvesi" düzenlen- di. Işadamlan S.O.S'i dile getirdiler: "-Devletten bizi konımasını isteriz." Ecevit yanıttadı: "- 70'lerdeki Ecevit gibisiniz." Öyte ya, 'neoliberalizm 'de korumaalık olur mu?.. Bülent Bey'e eskiden kök söktürenler bu kez "yan- dım Allah" diye Başbakan'ın huzuruna vannca, Ecevit de taşı gediğine koydu. Uberal ekonomide devlet ne etliye kanşır ne sütlüye; batan batar, yı- kılan yıkılır, çöken çöker, ölen ölür, kalan sağlar bi- zimdir; ekonomi sanalmış, reelmiş, kime ne?.. • Sonunda işadamlan da feryat ededursunlar, eko- nomiyi yalnız kâğıt üzerindekı rakamlardagörüp in- sanı hiçe sayan uzmanlar da hiç ödün verilmeden IMF programının harfi harfine uygulanmasını iste- yerek diyorlar ki: - Aman ha!.. Popülizm yapmayın; program su- landınlırsa felaket oluri.. Hiç kimse IMF programının doğruluğundan kuş- ku duymuyor, sanki Allah'ın kelamı!.. Bir kriz mi çıktı?.. Suç hükümette!.. Eleştirel gözle IMF programını ele alan uzman- lara da veryansın ediliyor. Bana da sorarsanız şu IMF programı kimsenin gözünün yaşına bakmadan uygulanmalı!.. Yan yoldan dönüldü mü daha da be- ter olur. Ancak neyi sınadığımızı biliyor muyuz? • Isa'dan sonra ilk yüzyıl içinde yaşamtş fitozofEpik- tetos, Roma'da ünlü Neron'un azatlısı Epafrodi- tus'un kölesi imiş... Epiktetos'un efendisi çok zalimmiş; bir gün kö- lesinin ayağını bucurgaçla sıkıştınp zevk oteun di- ye vuruyormuş... Köle demiş ki: _ . - Yapma, kıracaksın!.. Efendi dinlememiş, bacak kınlınca, bilge Epik- tetos serinkanlılıkla demiş ki: - Kıracaksın demedim mi!.. Alevi inanç - kültür - siyaset dergisi KIZILDELİ tüm bayilerde .<em.tr Türkiye Gazeteciler Cemtyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete ^ ^ Ülke sorunlanna ilışkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberteriyle sivil toplumlann gazetesı. Düzenli okumak için abone olun. Te): 0.212. 511 08 75 Şimdi her Ariston'a bir Ariston hediye! bekliyor. Yiveceklerinizi uzun süfe taptaze saklayan Ariston No-Frost Buzdolaolan. simdi Ariston Camasır MakiDesi hediyeli. Ustelik, seçtigıniz her Ariston a, yine Ariston'dan bir hediye: çamaşır makinelerine mikrodalga fınn, fırınlara aspiratör, :.ift karulı diger b>i7dolapların<ı derin dondururtı, bulaşık ıti.ıkır.lerinp sPtüMü ofiik. Aklınızdan geçen Ariston'u seçin, hayalinizdeki hediye sizin olsun. t\Ot\f\ ' 's5 ° r "k ı 1 s»tıcı U O U U ' ™ yrttrlıtlk twlg«ır>e hıp Turtıyc çafHnda 220 uznun 6S0 serva »t«m*n. v t a s M % s p ı , S s « y v « KMV rw n 05 1994 tjrih. 21940 sayı ve 0S.03.1o9j urth, 4577 kMUfinda î*sbm eftfcctfcî* H* obnast haimto »rn, bnttiklef»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle