Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET
HABERLER
PrensRıza
tv8'de
• Haber Merkezi -
Iran'da Ayetullah
Humeyni tarafindan
yönetimin ele
geçirilmesinden sonra
yurtdışına kaçan Şah
Rıza Pehlevi'nin oğlu
PrensRıza,rv8'e
konuştu. Iran'daki son
durum ve Türkiye-tran
ilişkileri hakkında bilgi
veren Prens Rıza,
Türkiye'de işlenen
siyasal cinayetlerde Iran
faktörü konusunda da
önemli açıklamalarda
bulundu. Prens Rıza"nın
açıklamalan. pazartesi
günü saat22.05'te
yayımlanacak.
Eyleme
sopuştupma
• ANKARA
(Cumhurijet Bürosu) -
Emek platformu
temsilcileri, 1 Aralık
2000 tarihinde Türkiye
genelinde
gerçekJeştirilen
işbırakma eylemine
ilişkin dün Ankara
Cumhuriyet Savcılığı'na
ifade verdiler. Türk
Mühendis ve Mimarlar
Odalan Birliği Genel
Başkanı (TMMOB)
Kaya Güvenç, Başbakan
Bülent Ecevit ile
görüşme ısteklerinin
yanıtsız bırakılması
nedeniyle üretimden
gelen güçlerini
kullandiklannı belirtti.
Akit yme hedef
gösterdj
• İstanbul Haber Servisi
- Şeriatçı Akit gazetesi
şimdi de sinema sanatçısı
Berhan Şimşek'i hedef
gösterdı. Şimşek.
gazetenin kendisi
hakkında 'katli vacip'
hariç her şeyi yazdığını
belirterek "Kuyunun
dibindeki kurbağaya
gökyüzü, kuyunun ağzı
kadar küçük gelir. Oysa
biz onlan kuyudan
çıkarmak ve bu dünyada
insanca yaşamayı
göstermek için
çabahyoruz" dedi.
Barodan açddama
• İSTANBUL/
ANKARA (Cumhuriyet) -
İstanbul Barosu.
gözaltında kaybolan
HADEP Sılopi Ilçe
Başkanı Serdar Tanış ile
Ilçe Sekreteri Ebubekir
Deniz'in Türkiye'deki
faili meçhullerin son
örneğı olduğunu
belirterek Tanış ile
Deniz'in akıbeti için
Içişleri Bakanlığı'na
başvurdu. HADEP Genel
Başkanvekili Ahmet
Türk ise Silopi ilçe
başkanı ve bir parti
yöneticisinın
kaçınldığını belirterek
akıbetlerinın belirsiz
olduğunu söyledi.
Mitinge izin yok
• İstanbul Haber Servisi
- istanbul Emniyet
Müdürlüğü. Şişli'de
yann düzenlenmek
istenen "Demokrasi İçin
Buluşuyoruz" adlı
mitinge "ilin emniyet ve
asayişini olumsuz şekilde
etkileyerek toplumda
huzursuzluğa neden
olacağı" gerekçesiyle
izin verilmediğini
bildirdi.
Düzettme: Meriç
Velidedeoğlu'nun,
"Nakşibendi
Cumhuriyeti" başhklı
köşe yazısında
Menemen Olayı'nın
tarıhi 28 Aralık 1930
olarak çıkmıştır.
doğrusu23 Arahkl930
olacaktır. Düzeltir özür
dıleriz.
Tarikat lideri Esad Coşan'ın kararnamesinin reddedilmesi kamuoyunda büyük yankı buldu
Türkiye Sezer'i kuthıyorHaber Merkezi - Tarikat li-
den Mahmud Esad Coşan ve
damadı AH Yücel Uyarel'in
Süleymaniye Camii'ne def-
nedilmesine ilişkin kararna-
meyı reddeden Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'e
halktan büyük destek geldi.
Çankaya Köşkü'nü telefon
yağmuruna tutan yurttaşlar,
faks ve internet aracılığıyla
da Cumhurbaşkanı'na teşek-
kür ettiler.
Ankara Barosu Başkaıu Sa-
dık Erdoğan. Sezer'i, "Tür-
kiye CumhuriyetTnin cum-
hurbaşkanı" diye nitelerken
"Cumhuriyetin kimsesiz ol-
madığuu gösterdi" dedi.
Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Eralp Özgen, Se-
• Anayasa ve yasalara aykın olarak Esad Coşan'ın
Süleymaniye Camii'ne demedilmesine ilişkin
kararnameyi reddeden Sezer, halktan büyük destek
aldı. Çankaya Köşkü'nü telefon yağmuruna tutan
yurttaşlar, faks ve internet aracılığıyla da
Cumhurbaşkanı'na teşekkürlerini sundular.
zer'in karannı olumlu karşı- güçvegüvenverdL Siyasalsö- yasalarmıgeçerazlaimayaça-
ladıklannı belirtirken "Bir
caminin tarikat mezarhğı ha-
tine getirilmesiııe karşryız" di-
ye konuştu.
Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği (ÇYDD) Başka-
nı Tûrkân Saylan. Cumhur-
başkanı'na gönderdiği mesaj-
da, "Verdiğiniz bu kararia,
Atatürk TürkryesFnde, ülke-
nin çağdaş ve laik dûzenine
gönûl koymuş tüm halkmuza
mürü amaçlı çatlak seslerin
değil, gerçek yurttaşlarm yü-
rekli seslerinin her şeyden
önemli olduğunu böyiece ka-
nıtiadmız" dedi.
Çağdaş Hukukçular Derne-
ği (ÇHD) Başkanı AB Ershı
Gûr, Sezer'in hukuku çiğne-
mediğini belirtti.
Cumhuriyet Kadınlan Der-
neği (CKD) Başkanı Şenal
Sanhan. Türkiye'de "devrim
hşan bir hareket" olduğunu
belirtti.
ÖDP Genel Başkanı Ufiık
Uras, devlet kurumlannın her
yurttaşın inancına eşit mesa-
fede durmak ve yurttaşlar açı-
sından dini ayncahk yaratma-
mak zorunda olduğunu vur-
guladı.
TMMOB Genel Sekreteri
Fikret Özbilgin açıklamasın-
da, dini inançlan bir siyasi
Bundan sonra, partinin içindeki aynlıklarla anılmayacağını söyledi
Baykal, CHP'de birlik peşmdeANKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal, CHP'nin kök-
lerinin Anadolu'da ol-
duğunu belirterek
"Halk bizi, doğrulan
söyleyen ama yabancı
biri diye değeriendiri-
yordu. Bunu kınyonız.
Ilk seçimde hûkümeti
kuracak parti biziz
n
diye konuştu. Baykal,
CHP olarak hep doğ-
rulan savunduklarmı,
bunlann daha sonra
anlaşıldığını söyledi.
Baykal, CHP'nin artık
içindeki aynlıklarla
anılmayacağını, ne pa-
hasına olursa olsun, iç-
tüzüğün verdiği ola-
nakla buna son vere-
ceklerini belirtti. CHP
lideri, Türkiye'de siya-
sete soyunanlann aske-
rin laiklik ve ülkü bü-
(üoljiğü konusundakı
hassasiyetini anlaması
ve dikkate alması ge-
rektiğini vurguladı.
Baykal, Türkiye Ta-
nıtma Vakfı (TÜTAV)
Yönetim Kurulu Baş-
kanı Kemal Baytaş'ın
verdiği akşam yeme-
ğinde gazete yönetici-
leri ve yazarlanyla
sohbet etti. Baykal'm
değerlendirmeleri ko-
nu başlıklanyla şöyle:
CHP'nin yeniyüzü: Halkbı-
zim doğrulan söyleclığımizi,
dürüst siyasetçiler oldıığumuzu
öteden beri biliyor. Ancak ken-
disine yakın bulmuyordu. Bir
bakıma yabancı gözüyle bakı-
yordu.
Yurtdışındaki fıkirleri savu-
nan, Anadolu'ya yabancı in-
sanlar olduğumuzu düşünüyor-
du. Bunu kınyonız. YunusEm-
re, Meviana ne diyor? Insan di-
yor, erdem diyor. düriıstlük di-
yor. Sosyal demokrasi de bun-
lan söylüyor. O zaman bizim
hareketimizde onlann da yeri
olacak.
Ikinci Dûnya Savaşı iolculan:
Bizım bu çıkışımızı b.ızüan ya-
dırgıyor. tçimizdeki kimi arka-
daşlanmız. Ikinci Dünya Sava-
şı sonrasının sloganlanyla ha-
reket ediyor. Onlar bızim attı-
ğımız adımlan, sol olarak de-
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
ğerlendirmiyorsa kendi bile-
cekleri iş.
CHP'nin içi: Bugüne kadar
parti, içindeki aynlıklarla öne
çıktı. Biz doğrulan söy lesek bi-
le halk,
u
Bunlar, bu söyledflde-
rini yapamazlar, kendi kendile-
rini yerler" diyor. Bunu kınyo-
nız. Ben kurultayda, birlik va-
at ettim. Kurultay, "Alsana yet-
Id, yap bunu" dedi. Şimdi ya-
pıyorum. Ne pahasma olursa
olsun, partide birlik sağlana-
cak. Dışa dönük yüzümüz böy-
le olacak.
CHP'nin alacağı oy: Ilk se-
çimde hükümetı biz kuracağız.
Ana unsur olacağız. Bunu sa-
dece ben söylemiyorum. Bir
günde onlarca kişi bu duygu-
larla beni anyor. Türkiye'de bir
trend var; bakın, 1989 yerel se-
çimlerinde SHP birinci partiy-
di, 1991'de DYP bınnci oldu,
1995'te RP. 1999'da da DSP-
MHP ilk sırayı aldı. Önümüz-
deki seçim bu çizgi içinde ye-
ni bir değişiklığe gebe.
CHP'nin söylemi: Bizim
söylediklerimiz hep sonradan
anlaşılıyor. Zaman içinde hak-
lılığunız da ortaya çıkıyor. Işte
örnek; Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu. Biz üç
yıl önce ne demişiz? Bu banka-
cılık sistemi başı bozuk gitmez.
Bunun denetim altında olması
gerekli. Sonunda IMF'nin de
zoruyla bızim dediğimize gel-
diler. Yolsuzluklarda da öyle.
Halkdestegi
Bugün tartışılanlan biz çok
daha önce söylemiştik. Şimdi
ortaya çıkıyor. Yolsuzluklarla
mücadele de böyle sadece jan-
dannayla yapılmaz. Asıl ola-
rak. arkasında halk desteğı olan
bir hükümet gerekli.
AB yolu: Bugünkü hükümet
AB'ye giriş sürecini hızlandı-
ncı adımlar atmıyor. Zaman za-
man tam tersine, köstekliyor.
Mesut Yıhnaz çıktı, AB yolun-
da ikı engel var, biri asker biri
MHP dedi. Bunlardan biri ül-
kenin başlıca önemli unsuru,
öteki senin hükümet ortağın.
Bu durumda ne oluyor? Sen
daha başlangıçta, AB sürecini
iç çekişmenin unsuru haline
getiriyorsun.
Asker gerçeği: Askerler, la-
iklik ve ülke bütünlüğü konu-
sunda çok hassas. Bunda tabii
ki öteki kurumlann da hassas
olması gerekir, ama askerin ay-
n bir tutumu var.
Ekonomik program çarpdc
Dünyanın hangi ülkesi olursa
olsun, Türkiye'dekine benzer
bir ekonomik program uygulu-
yorsanız, işe belli ölçüde bir de-
valüasyonla başlamanız gere-
kir.
örgütlenme aracı olarak kul-
lanan tankatlann yeni bir
gövde gösterisine tanık olun-
duğunu belirtti.
TMMOB Ziraat Mühen-
disleri Odası Başkanı Prof.
Dr. Gûrol Ergiıı, TMMOB
Orman Mühendisleri Odası
Genel Başkanı SaKh Sönme-
zışık, Sezer'i kutladılar..
DİSK Genel Başkanı Su-
leyman Çdebi, hükürnetin di-
ni siyasete alet eden, yasala-
nn suç saydığı örgütlenme ve
örgütleyıcılen "meşrulaşür-
maya" kapı açan kararname-
sinin kendılerini derinden ya-
raladığını belirterek "Tavn-
mz nedeniyie şûkranlanmıa
arz ederiz" dedi.
Sivil Toplum Kuruluşlan
Birliği (STKB) Dönem
Başkanı ve 68'liler Birli-
ği Vakfı Başkanı Haşmet
Atahan, Sezer'i destek-
lediklerini söyledi.
Sezer'in doğru bir ka-
rar verdiğini kaydeden
SODEV Genel Başkanı
Ercan Karakaş, hukuk
devletinde hiç kimseye
ayncalık tanınamayaca-
ğını belirtti.
îşçi Partisi Genel Baş-
kanı Doğu Perinçek ise
Cumhurbaşkanı'nın ka-
rarnameyi geri çevirme-
sinın gerekçesinde tekke
ve zavıyelen kapatan 23
Aralık 1925 tarihli Dev-
rim Kanunu'na gönder-
mede bulunmadığını be-
lirterek
tt
Cumhurbaşka-
nı'nın tutumu dikkat çe-
(dddn-" dedi.
_ Üniversite öğretim
Üyeleri Derneği Yöne-
tim Kurulu Başkanı Prof.
Dr. Kadir Erdm, karar-
namenın Sezer tarafin-
dan veto edihnesini
lt
ya-
salarvetophnnunduyar-
hhğı karşûında en doğru
karar" olarak değerlen-
dirdi.
Izmir Barosu Başkani
Noyan Özkan, Anka-
ra'ya gönderdiği mesa-
jında Cumhurbaşkanı
Sezer'i kutladı.
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, Coşan'ın ce-
nazesinin Süleymaniye
Camii haziresine gömül-
mesi konusundakı Ba-
kanlar Kurulu Kararna-
mesi'nde imzası bulun-
madığını söyledi. CHP
Gençlik Kollan Genel
Başkanı Ayhan Yalçın-
kaya, Başbakan Bülent
Ecevit'e, geçmişiyle çe-
liştiği eleştirisini yönelt-
ti. Yalçınkaya, Cumhur-
başkanı Sezer'e teşekkür
etti.
ODTÜ Mezunlan Der-
neği ile Harita Kadastro
Mühendisleri Odası da,
Sezer'e teşekkür mesajı
gönderdi.
Atatürkçü Düşünce
Derneği (ADD) İstanbul
Merkez Şubesi Başkanı
Bflge Bfl^ç, Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Se-
zer'in laik, demokratik
ve sosyal hukuk devleti
olan Türkiye Cumhuri-
yeti Cumhurbaşkanı'nın,
yapması gereken normal
davranışı sergiledığini
belirtti.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(adoruk.nettr
Hani, "kıç" derseniz kaba bu-
lunur da "popo" derseniz göz
yumulurya..
Hani, "eşek" demeclen önce
nedense başına bir "çokafeder-
siniz" eklenir de, "men<ep" de-
yirtce kibarolunduğu sanılırya..
Tıpkı onun gibi, bugünlerde bir
"reel ekonomi" muhabbeti gidi-
yor. "Reel ekonomi"r\\r\ çeşitli
dallannda at koşturarılar Anka-
ra'larataşınıphükümetten "yan-
dık, bıttik, aman bize bir medet"
diye ağlaşıyorlar. IMF'ye niyet
mektubu verip, yetmeyince bir
de "ek niyetmektubu" SM\ane\\-
ni kolunu bağlamış hükümetten
"reel ekonomi'ye yardım, des-
tek bekliyorlar.
Reel ekonomi dedikleri üre-
tim yapan ekonomi. Yani yemek
için ekmek, et, süt, yumıjrta, yağ,
bal; örtünmek için kumaş; bann-
mak için demir, çivi, tahta, tuğla,
kiremit; ev işlerinde vazgeçil-
mezler arasına giren bozdolabı,
çamaşır makinesi, televizyon ay-
gıtı; insan ulaşımı için otomobil,
otobüs, tramvay, tren; mal taşı-
macılığı için kamyon, adam öl-
dürmek için silah, borrıba, mer-
Reel Ekonomi Dedikleri...
mi; enerji sağlamak için petrol,
elektrik...
Say sayabildiğince. İnsan va-
rolduğu andao itibaren, doganın
sunduğu olanak ve kaynakları
kendine yararlı kılma uğraşın-
daydı. Bu uğraşta yol aldıkça,
hünerlendıkçe, usîalaştıkça, bil-
gilendikçe, deneyimlerini zen-
ginleştirdikçe daha esen, daha
güvenli, daha mutiu yaşar oldu.
Daha öz bir deyişle: Insanın
yeryüzünde var olabilmesinin ve
varlığını sürdürebilmesinin ve
varlığını geliştirebilmesinin ol-
mazsa olmaz koşulu üretim'dir.
Doğadaki kaynaklann, ola-
naklann, servetlerin mülkiyeti. o
kaynaklardan yapılan üretim sı-
rasında kullanılan teknikler, üre-
tim sürecındeki işbölümü, üreti-
len mallann dagrtımı ve dağılımı
ve bölüşümü ise bir bütün olarak
"ekonomi"'nin konusu oldu.
Ekonominin geri kalan bütün
dallan (sektörleri) ancak üretim
varsa anlamlı, ancak üretim sü-
reçlerinin ürünü olarakvartar Ya-
ni garsonlar, bankacılar, borsacı-
lar, avukatlar, mankenler, "o bi-
çim" evlerde ış tutanlar, otobüs
biletçileri filan. Hepsı, üretenler
onlann da yararlanabiieceği ka-
dar ekmek, et, süt, yumurta, ev,
otomobil, buzdolabı, kalem, kâ-
ğrt, bikjısayar, demır, bakır, çelik
ürettikleri için varolabiHyoriar
Buraya kadan en eğitimsiz
toplum kesimleri için yazılmış
ekonomi el kitaplannda bile var.
Peki "reelekonomi" gibi bula-
nıkbirterimniye? "Üretimyapan
ekonomiksektörler", bu laf uzun
geldiyse "üretim ekonomisi"
demek varken "reel ekonomi"
diye, sokaktaki adamın anla-
makta zorlanacağı bir terim ni-
ye?
Hemalde, iki lafın arasına ya-
bancı dilden bir sözcük sıkıştır-
mazüppelığinden olmasa gerek.
•••
Gırtlağa kadar borca batmış
ve borcunun faizıni ödemek için
bile borç bulmak zorunda olan
bir ülkeyiz artık.
Hiç üretmeyen, eldeki avuç-
takini satan, elde avuçta kalma-
yınca borçlanan, borçlanmakta
zorlanınca daha yüksek faizle
borç peşine düşen, sonunda te-
fecilerin kucağına oturan miras-
yedi asalaklardan farksız hatta
beteriz.
Reel ekonomi diye üstünü ört-
tükleri "üretim sektörû", Cum-
huriyet tarihinin tanık olmadığı
ölçüde çöktü. Parayla para, pa-
rasını faize, repoya yatırarak,
borsada oynayarak kazanmak
varken kimse kalkıp üretime ya-
tınm yapmıyor, yapamıyor. Ban-
kalar halkın birikimlerini bir ara-
ya getirip, sanayıciye kredi veren
kuruluşlar olmaktan çoktan çık-
tı; devlete borç verip kâriannı
katlayan kurumlara dönüştü.
Bitmedi.
IMF ile daha önceki anlaşma-
larda rastlanmayan ölçüde ülke
ekonomisinin eli kolu bağlanmış
durumda. Çifte niyet mektupla-
n ile büyüme hızının srfıra çekil-
mesi, enflasyonu düşürmek için
ücretterin dondurulması ya da
gösterrnelik artışlarla "zamyap-
mış gibi görünme" dümenine
yatılması karara bağlandı. "Mil-
liyetçi" hükümetimizin bu alan-
da en küçük bir manevra alanı
kalmadı.
• • •
Işte bu koşuttarda 'reel eko-
nomi'run sorunlan masaya yab-
nldı. önceki gün reel ekonominin
örgütsel temsiteileri hükürnetin
onüne çtkıp agJaştı; dün de eko-
nomi bürokratlan Hükümet'e
"Valla yapılacak hiçbirşey yok
efendim" bHgisinden ibaret bir
fotograf sundular.
Yani: Zayıf firmalar batacak.
Parayla para kazananlann ka-
zançlarnm kısılmasının, buradan
dogacak kaynaklann sanayie
(üretime) aktanlmasının lafı bile
edilmeyecek ya da sadece lafı
edilecek. Işsizlik patlayacak...
IMF reçeteleri için hep "aare-
çete'denırdiya, işteoreçeteec-
zaneye götürükjü, ilaçlar alınck,
sıra o ilaçlann yutulmasında
Siz bir bardak soğuk suyu ha-
zır bulundurun.
Bol bol içersiniz...
POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Ikiyüztülük...
Politikacılar neden dürüst olmaz, neden dü-
şüncelerini açıkça belirtmezler?
Televizyon ekranlarında Nurcylar, Süleymancı-
lar, Nakşibendiler Prof. Dr. Esad Coşan'ı öveöve
bitiremiyorlar, ama Süleymaniye Camıi avlusuna
gömülmek istenmesinin nedenini açıklamıyor-
lar...
Esad Coşan ve damadı Prof. Dr. Ali Yücd U^ı-
rel'in Süleymaniye Camii avlusuna gömülmek is-
tenmesinin nedeni elbette 'dini' değildir...
Peki nedir?
Siyasidir!..
O zaman, neden açıkça söylenmiyor?..
Televizyon ekranlarında 'ilahiyatçı kimliğiyle'
demokrasi dersi verip düşünce ve inanç özgür-
lûğünden söz edenler, niçin Fethullahçılann Türk
Silahlı Kuvvetleri'nde, Milli Eğitim'de, yargıda, po-
liste örgütlenme amaçlannı açıklamıyorlar?
Bunlar milleti aptal sanıyor!..
Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in Bakanlar Kurulu karama-
mesini imzalamamasını eleştirerek "Daha önce
onaylamıştı" deyip tepkisini gösterirken sanınm
DSP milletvekili Rıdvan Budak'ın konuşmasın-
dan haberi olmuyor...
Sağcısı solcusu, dincisi dinsizi gözlerimizin içi-
ne baka baka yalan söylemeyi ilke edinmiş...
Ecevit'i izlerken Karaoğlan'ın nereden nereye
geldiğine tanık oluyorum; sosyal demokrasi çiz-
gisinden sapıp merkez sağa doğru kaymasını
kaygıyla izliyorum...
Peki Deniz Baykal CHP'yi nereye götürmek is-
tiyor?
Dinci basın Baykal'ı yere göğe sığdıramıyor,
CHP'nin 'daha özgühükçü' olmasını istiyor...
•••
Olup bitenleri izledikçe, Bülent Ecevit'ten De-
niz Baykal'a dek uzanan otuz yıllık sosyal de-
mokrat çizgide neler gördük neler!..
1977 seçimlerinde DİSK toplantılannda Konu-
şan miltetvekili adayı, Amerikan tipi sendikacılığı
yerden yere vurup sınıf sendikacılığını savuna-
rak kürsüden indiğinde ayakta alkışlanıyordu...
Sosyal demokrat politikacı keyıfliydi. Salondan
çıkıp arkadaşının koluna gırerken sordu:
"Nasıldım ama?"
Arkadaşı "Çok iyiydin" yanıtını verince, bizim-
ki sözünü kesti:
"Solcu sendikacılann ellerinden silahı alıp kul-
lanacaksın ki yota gelip bize oy versinler..."
Bir saat sonra aynı polrtikacı, işadamlannın ve
sanayicilerin bulunduğu salonda konuşuyordu...
Politikacı bu kez, sınıf sendikacılığını yerden
yere vurup Amerikan tipi sendikacılığı göklere çı-
kardı. Bu yetmedi, Mustafa Kemal Atatürk'ün
Kurtuluş Savaşı'nı anlattı...
Işadamlan ve sanayiciler bizimkini ayakta alk.ş-
Ir/orlardı...
Salondan çıktı, arkadaşının koluna girmek is-
tedi. Arkadaşı kolunu çekip "Ahlaksa herif de-
di, "beni kullanmaya utanmıyormusun?" Bizim-
ki sıntarak yanıt verdi:
"Politika yapıyonız üstat!"
Arkadaşı yüzüne tükürüp uzaklaştı...
1977 seçimlerinde 'ikiyüzlü' sosyal demokrat
politikacı olan sahtekâr şimdi nerelere tezgâh kur-
du bilmiyorum ama onun benzerierini her yerde
görüyorum...
Aslında Türkiye'nin sıkıntsı bu tip politikacı-
iardan kaynaklanıyor...
Sağcı, solcu, dinci, dinsiz tüm partilerde 'yûz-
süzleri' gorebilirsiniz!..
Yaşamlan 'yalan dolan' üzerine kuruludur...
•••
Televizyon ekranlannda boy gösteren siya-
silere baktıkça kendi kendime soruyorum:
"Bunlar neden ikiyüzlü?"
Liderlerinin karşısında 'hazırola geçen', arka-
sından ağza alınmadık küfürler savuran siyaset
bezirgânlan, toplumda saygılannı yitirince de kar-
şınızaçıkıyorlar...
Bu kez farklı bir görüntü içindeleri..
Sözde halkın çıkartannı savunuyorlar, "de-
mokrasi" diyorlar, insan haklanndan, demokratik
örgütlenmeden yana görünüyoriar...
İkiyüzlü bunlar!..
Dalavereci!..
Sahtekâr!..
ÜçkâğrtçıL
Yalaka!..
Onlan her yerde gorebilirsiniz!..
Hemen yanınıza yaklaşır, boynunuza sanlır, si-
zi zorla öperler!..
Türkiye bunlardan kurtulmadıkça ne ekonomi
düzelir, ne de demokrasi yaşam biçimi olur!..
Dikkat edin kendi çıkarlanndan başka bir şey
düşünmeyen siyaset esnafına!
Yanınıza yaklaştırmayın... Yaklaşırlarsa kova-
layın!..
hikmetcetinkayafa cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Hikjnet Çetinkaya
BtR GÜNEYDOĞU
GERÇEĞİ:NECLA
Omm öyküsüyle hiç kimse fazla ilgılenmedi; on dört yaşıoda
yaşamın kırli sulanada yok olup gittı..
SbK vt soguk bir Diyarbakır akşanuydı. Karanlığın gri gölgesi
evlerin, caddelerin, sokaklann üzenne düşüyordu .
Çağ Pazarlama A.Ş. Tufkocağı Cad. No:39 41
(34334)Ca§atoğlu-lstanbtjl Te): (212)514 01 96