19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ HABERLER DÜINYADA BUGUN ALİ SİRMEN Bizimle Alay mı Ediyor? Bülent Ecevit'in yaşı ve sağlık durumu ile ilgi- li yakışıksız sözler sarf eden Kamer Genç'i kına- mıştım. Kınama nedenim, bu davranışın Kamer Genç'eyakışmaması değil de bizatihi objektif ola- rak yakışıksız olması, Meclis kürsüsünden böyle- sine seviyesiz seslenişlerin aklı başında vatan- daşları rencide etmiş olmasıydı. Kamer Bey bu tür davranışları sık sık tekrarlı- yor, o belki de bir kısım lumpen takımına "Ben si- zin temsilcinizim" mesajını göndererektoplumun o kısmının desteğini sağlamaya çalışıyor; kumaz- ca, ama yine de mide bulandıran bir taktik. Yalnız aradan geçen zaman süresi içinde, Ka- mer Genç kadar çirkin biçimde ifade edilmesin- den yana olmasak bile, Bülent Bey'in akli mele- kelerinde bir teşevvüş olup olmadığını ciddi biçim- de düşünenlerin çoğaldığını da belirtmek gerek. Evet, Bülent Bey öyle ipe sapa gelmez şeyler söylüyor ki insan, "Bu adama ne oldu acaba? Aklı mı karıştı, yoksa bizimle alay mı ediyor?" di- ye ciddi biçimde düşünmeye başlıyor. Anımsayacaksınız, daha birkaç gün önce, E- sad Coşan'ın Süleymaniye Camii avlusuna gö- mülmesine izin verirken "Yol daha önce açılmış- tı" diyerek savunuyordu kendisini Ecevit. Yolu açanı da hatırlıyor kamuoyu: Kenan Ev- ren. Doğrusu Türk siyasetinde, Kenan Evren'e özen- mekveyadavranışının doğruluğu konusundaonu örnek göstermek şimdiye kadar hiç karşılaşma- dığımız bir tutumdu. Sayın Ecevit böyle bir yolu tutunca, "Bu ada- ma ne oluyor?" dememizde yadırganacak bir yan olabilir mi? ,. .x •• ••• Aynı yolu daha sonra Süleyman Demirel'in de tutmuş olması, Evren'in öncülüğü gerçeğini orta- dan kaldınmıyor. Bülent Bey, yanlış, haksız, kamuoyunu rencide eden kararnamesinin Sezer tarafından geri gön- derilmesi uzerine de Cumhurbaşkanı'nın Yusuf Bozkurt Özal'ın aynı yere defin kararnamesini imzaladığını söyleyerek 10. Cumhurbaşkanı'nı töhmet altında bırakmaya çalışıyor. Küçük ve ucuz kurnazlık, hemen ters tepiyor ve Sayın Ahmet Necdet Sezer, Yusuf Bozkurt özal'ın kararnamesinin definden sonra Çankaya'ya ulaş- tırıldığını söyleyerek yapılan hukuka aykın işlemi gözler önüne seriyor. Umarsız Ecevit, yardımcısı Hüsamettin Özkan ile birlıkte, tarikat -siyaset- ticaret üçgeni içinde debelenirken ölülerden medet umuyor. Hiç kuşkunuz olmasın ki diğer politikacılar gibi Bülent Bey de, laiklik karşıtı davranışlarla siyaset yapmayı sürdürecek, kamuoyunun-tepkisin» da- ha bir süre görmezden gelecektir. Şu günlerde Bülent Bey'in kurnaz girişimleri karşısındaki tepkisinden çekindiği tek kuruluş IMF, tek kişi ise Cottarelli'dir. Ne yapsak acaba, laikliğimizin savunmasını da IMF ile Cottarelli'ye mi ihale etsek? ••• Şaka bir yana, defin konusu ile ilgili başkateh- likeli gelişmelere daha gebe olaylar. Sayın Se- zer'in kararnameyi geri çevirmesi meseleyi bitir- miyor. Şimdi Bülent Bey, bu konudayeni birdüzenle- me yapılacağını söylüyor. Böyle bir düzenlemenin son derece tehlikeli ol- duğunu şimdiden belirtmek gerek. Bugün politika sahnesine egemen olan değer- lerin neler olduğunu düşünür, bu iktidann çıkar- dığı af yasasını da göz önünde bulundurursanız, yeni düzenlemenin hangi indi kararlara kılıf hazır- layacağını kolayca tahmin edebilirsiniz. Bu politikacı taifesi, din istisman için tuttuklan yola yasal kılıflar hazırlamak üzere bir girişimde bulunacaklardır yeni düzenleme ile. Çok garip değeriendirmelerle karşılaşabilirsi- niz. örneğin bir değil, birden fazla hırsız yetiştir- miş olan bir hatunun hırsız mahdumlan ve küçük mahdumları topluma büyük hizmetler vermiş ki- şiler olarak takdim edilip, bu hanımefendinin de bu nedenle özel yere defnedilmesi gibi düzente- meler gelebilir önünüze. Unutmayın, hırsızın evliya mertebesine çıkanl- dığı bir değerler bütünü içinde yaşıyoruz. Bunlar fotoğraflarla bile belgeleniyor. Sayın Sezer'in kararnameyi geri çevirmesi, bir yanlışı önlemiştir. Ama sanki bizimle alay ediyormuş gibi davra- nan Bülent Bey'in yeni düzenlemesi yeni tehlike- ler doğuracaktır. Şeriatçı. Köşketepkili îslamcı basında Sezer rahatsızlığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "demokrasi ve hukuku savunan kararlannı" daha önceki yayınlannda öven îslamcı basın, Sezer'in Nakşi lider Mahmud Esad Coşan'ın Süleymaniye Camisi'nin avlusuna gömülmesine izin veren kararnameyi yine yasalar ve hukuk çerçevesinde iade etmesine tepki gösterdi. Şeriatçı Akit gazetesi, konuyu birinci sayfa manşetinden işlerken 8 sütuna büyük puntolarla "Ya Sabn-" başlığını kullandı. Haberde Sezer'in daha önce aynı nitelikte 6 kararname imzaladığı savunuldu. Yeni Şafak, Süleymaniye'ye defhin Köşk tarafindan engellendiğini savundu. Gülen cemaatine yakın Zaman gazetesi ise bu yöndeki haberleri birinci sayfadan küçük bir fotoğraf ve spotla işledi. DSP'lilerin 'tarikat mezarlıklanna dur' önerileri grup yönetiminde... Hükümet de tasan hazırlıyor Tarikat mezarbldarı Meclis'teANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - DSP'lilerin, Süleymaniye Camif nin "Nakşibendilerin mezaruğına'1 dö- nüşmemesi ve benzer uygulamalara "dur" denilmesi için verdiği iki ayn yasa önerisi grup yönetimi tarafindan incelenirken; hükümetin de aynı ko- nuda bir yasa tasansı hazırlayacağı bildirildi. Tasannın içeriği konusun- da hükümet ortaklan arasında uzlaş- ma sağlanması dunımunda, konunun TBMM gündemine taşınacağı kay- dedildi. Esad Coşan'ın Süleymaniye Ca- mii'ne gömülmesi için hükümetin hazırladığı KHK, DSP içinde sıkın- • Esad Coşan'ın Süleymaniye'ye gömülmesi için hükümetin hazırladığı KHK, DSP'de rahatsızlık yarattı. DSP'lilerin hazırladığı iki ayn öneri grup yönetimine verildi. 17 milletvekilinin imzaladığı öneride "mezarlıklar dışındaki yerlere ölü gömülmesinin yasaklanması, çok özel durumlarda Bakanlar Kurulu karanyla anıtmezar yaptrnlabilmesi" öngörülüyor. tı yarattı. KHK Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer tarafindan geri gönderilirken, DSP'lilerin hazırla- dığı iki ayn yasa önerisi grup yöne- timine verildi. 17 milletvekilinın im- zaladığı öneride, "Mezarhklar dı- şındaki yerlere ölü gömühnesinin ya- saldanmas, üstün devlet hizmetinde bulunanlar için ise Bakanlar Kuru- hı karanyla anıtmezar \ apünlabil- mesT öngörülüyor. DSP Aydın Milletvekıli Sema Piş- kinsüt'ün yasa önerisinde de "Me- zarlık olarak belirlenen yerler dışmda defin yapuması yasakür. Üstün devlet hizmetindebulunduklandevietmilgi- li kurumlannca resmi olarak belge- lendirilerek kesin biçimde kanıüan- mış olan kişiler için. Bakanlar Kuru- lu karan ile mezarlıklar dışında anıt- mezaryaptmlmasına izin verflebüirn deniliyor. Önerinin gerekçesinde, tek- ke, zaviye ve türbelerdeki etkinlikler ile bunlara uygun unvanlann kulla- mhnasmın yasaklandığı anımsatıla- rak, anayasanın 174. maddesınde de bu konuya yer verildiğine dikkat çe- kildi. Gerekçede şöyle denildi: "Eşit- nge aykın uygulamalar anayasanın yasakladığı kurum ve unvanlandirflt- mek amacını taşıyabikeeği gibi, cum- huriyetin laiklikilkesiniesasalan ana- yasanın 2. maddesi yanında 'kanun önünde eşitlik' başlığını taşıyan 10. maddesi 9e 'inkılap kanunlannın ko- runması' baştıkh 174. maddesini de îhlal anbmmı taşryacaknr.'' Grup yönetimi bu önerileri incele- meye alırken hükümetin aynı konuda bir tasan göndermesi gündeme geldi. Başbakan Ecevit önceki gün yaphğı açıklamada, "Bu konuda bir düzen- leme yapacağız. Bunu koalisyon orta- ğı partüerin liderleri>ie birlikte konuş- tuk ve değerlendirdik. Bundan sonra kamu vkdanuu hicbir şekilde rahat- sız etmeyecek bir haarhk yapmayı ve bunuTBMM'yesunmayı kararlaşur- dık" dedi. Nakşibendi tarikatı Iskenderpaşa cemaatinin şeyhi ve damadı toprağa verildi Cenazeye sağcı liderler katddı Istanbul Haber Servisi - Nakşibendi tarikatı lideri MahmudEsad Coşan ve da- madı AH Yûcel Uyarel, dün Eyüp Sultan Mezarlığı'nda, eski başbakanlardan Adnan Menderes için aynlan mezar yerinde toprağa verildi. Yak- laşık 5 bin kişi, Coşan ve da- madının cenaze namazının kılındığı Fatih Camii'nden Eyüp Mezarlığı'na kadar tekbir getirerek yürüdü. Avustralya'da 4 Şubat gü- nü geçirdikleri trafik kaza- sında yaşamlannı yitiren Coşan ve damadı Uyarel'in cenazeleri, dün saat 10.00 sı- ralannda, Yeni Bosna'daki özel Hayrünnisa Hastanesi morgundan alınarak yakla- şık bin kişilik bir konvoy eş- liğinde saat 11.10'da Fatih Camii'ne getirildi. Cenaze- leri, sabahın erken saatlerin- den itibaren cami avlusunu dolduran ve içlerinde çok sa- yıda cüppelı, şalvarlı, sank- lı kişinin de bulunduğu top- luluk tekbfr gfcm-erek fcarşı- ladı. Cenazelerin musalla ta- şına konulması sırasında iz- diham yaşandı. lstanbul po- lisinin yoğun güvenlik önle- mi aldığı törende, MET adlı özel güvenlik şirketinin ele- manlan da avluda izdihamı önlemeye çalıştı. Törendeki ses düzeni, Show adlı fırma tarafindan sağlandı. Iskenderpaşa imamı loldırdı Cenaze namazını, resmi imamlar Süleyman Pervane- li ve Tahsin Şener'in yerine Iskenderpaşa Camii'nin es- ki imamlanndan olan Mik- dat Kudu kıldırdı. Cenaze- lerin önünde, Coşan'ın oğlu Nurettin Coşan, babası Ha- HNecati Coşan, ağabeyi Ah- met Mithat Coşan, damadı Ali Yücel Uyarel'in babası Abdullah Uyarel saf tutar- ken saat 11.30'da camiye ge- len ve cemaatle birlikte Ku- ran-ı Kerim dinleyen FP Ge- nel Başkanı RecaiKutan, ai- lelere başsağlığı diledi. Erbakan'a tepki Kapatılan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan da saat 12.25'te camiye geldi. Erbakan'ın gelişi sırasında bir grup le- hinde tezahürat yaparken bir başka grubun da bunu engellemeye çalışması dik- kat çekti. Tekbir eşliğinde Namazın ardından cena- zeleri taşıyan araçlar Fevzi- paşa Caddesi boyunca iler- lerken yaklaşık beş bin kişi- lik topluluk tekbir getirerek arkasmdan yürüdü. Araçla- n sık sık durduran imam Kutlu, cemaateFatihaokut- tu. ÇevredetoplananlarCo- şan'm tabutuna el sürmek için büyük çaba harcadılar. Cenazeler izdiham nedeniy- le ancak saat 16.00 sıralann- da toprağa verilebildi. Menderes'in yerine Coşan ve damadı Uyarel, eski başbakanlardan Adnan Menderes için aynlan me- zar yerine gömüldü. Men- deres'in kabrinin Yassı- ada'dan tstanbul'a nakli için yapılan çalt^malar sırasında önce Bjrtip Sultan'da bir yer- aynldı, ancak Topkapı'dakı anıtmezar gündeme gelince bundan vazgeçildi. Törene, BBP Genel Baş- kanı Muhsin Yaaaoğhı, DP Genel Başkanı Korkut Ozal lstanbul Büyükşehir Beledi- ye Başkanı Ali Müfrt Gürtu- na, Recep Tay^ip Erdoğan, FP milletvekılleri Teoman Rıza Gûneri, Abdülkadir Aksu, Abdullah GüL İsmail Kahraman, eski YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel ile DYP lstanbul Mılletveki- li Celal Adan ile kapatılan RP'nin son dönem milletve- killen Ahmet Tekdal, Hasan Hüseyin Ceylan'ın da arala- nnda bulunduğu çok sayıda siyasetçi de katıldı. Tarikatın yeni lideri Coşan'ın ölümü üzerine başlayan 'tarikaün yeni lide- ri kim obcak' sorusu, cena- ze namazını kıldıran Isken- derpaşa Camii'nin eski ima- mı Kutlu'nun sözleriyle kıs- men aydınlandı. Kutlu, Co- şan'ın oğlu Nurettin Co- şan'ın, babası Esad Coşan'ın boşluğunu doldurmak için elinden geleni yapacağını, kendi görevlerinin de Nuret- tin Coşan'a yardımcı ohnak olduğunu söyledı. Necmettin Erbakan'ın camiye gelişi sn-asmda bir grup lehinde tezahürat yaparken bir başka grubun bu durumu engeUemeyeçahşması dikkat çekti. (Fotoğraf: UĞLR DEMİR) Cumhurbaşkanı Sezer'i eşit davranmamakla suçladı Ytlmazkamrnameyesahipçıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Nakşibendi tarikatı lideri Mahmud Esad Coşan ve damadı Ali Yücel Uyarel'in, Süleymaniye Camii Külliyesi'ne gömülmesine ilişkin Bakanîar Kurulu ka- rarnamesini veto eden Cumhurbaşkanı Ah- met NecdetSezer'i eşitsizlik yapmakla suç- ladı. Şimdiye kadar külli>elerde yakınlan bulunanlann, Bakanlar Kurulu'na dilekçe vermeleri halinde, bu tür yerlere gömülme- lerine olanak sağlayıcı birteamül oluştuğu- nu ileri süren Yılmaz. "Sayın Cumhurbaş- kanı'nın anayasanın 10. maddesi veya diğer yasa hükümkrini gerekçe göstermiş olması bu teamüUe bağdaşmamışnr" dedi. ANAP Başkanlık Dıvanı. FP'den bir süre önce is- tifa eden lstanbul Milletvekili MehmetFu- at Fırat'ın partiye katılımı nedeniyle özel gündemle toplandı. Fırat, Yıhnaz'm son dö- nemdeki Doğu ve Güneydoğu politikası ne- deniyle, ANAP'a katılım karan aldığını söyledi. Fırat'ın katılımıyla ANAP'ın par- lamentodaki sandalye sayısı 89'a yükseldi. Yıhnaz, Esad Coşan ve damadma, Süley- maniye Külliyesi'ne defin için onay verme- yen Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirdi. De- fin konusunda bu kadar gürültü çıkanlma- sının ardında, bu konuyla ilgili kamuoyun- daki bilgisizliğin yattığını savunan Yılmaz, belediye mezarlan dışındaki külliye me- zarlıklannda yakınlan bulunanlann Bakan- lar Kurulu'na dilekçe vererek yakınlannın yanına defnedibneyi istemesinin yolunun açık olduğunu söyledi. Yılmaz, Sezer'in cumhurbaşkanı olmasından sonra bu şekil- de, 2'si halen hayatta olmak üzere toplam 6 kişiye defin onayı verdiğine işaret etti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Demirel onaylamıştı Baba Coşan karan da tartışılıyor • Demirel'in, Coşan'ın babasının Süleymaniye'ye gömülmesine ilişkin kararnameyi onaylamasını hukukçular tartışıyor. ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu)-Nakşi- bendi şeyhi Esad Coşan'ın babası Haffl Necati Co- şan' ın öldükten sonra Süleyma- niye Camisi'nin avlusuna gömül- mesine ilişkin REFAHYOL hükümeti döne- minde çıkanlan ve eski Cumhurbaş- kanı Demirel tarafindan onaylanan kararname tartışmalara neden oldu. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başka- nı Eralp Ozgen, baba Coşan'ın halen yaşıyor olması nedeniyle çıkanlan bu kararnamenin hukuki geçerliliğinin olamayacağını vurgulayarak "Karar- name idari bir işlemdir. tdari işlemya- salara aykın oiamayacağuıdan geçer- siz oUcaknr" dedi. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan, tersi yönde bir yasa çıkanlsa bile kararnamenin kazamlmış hak doğurduğunu söyle- di. Avukat Şenal Sanhan. Bakanlar Kurulu'nun bu karan geri alabilece- ğini vurguladı. TBB Başkanı Eralp Özgen, Bakan- lar Kurulu kararnamesinin idari bir işlem olduğunu vurgulayarak mezar- lıklar dışma gömütü yasaklayan DSP'nin yasa teklifinin yasalaşması durumunda idari işlemin yasalara ay- kuı olmayacağından geçersiz olması gerektiğini kaydetti. Ankara Barosu Başkanı Sadık Er- doğan, kararnamenin kazamlmış hak doğurduğunu, yeni yasa çıksa da geç- mişi kapsamayacağından bunun ka- zamlmış bir hak olduğunu söyledi. Erdoğan, kararnameyi onaylayan De- mirel'in o dönemde tarikatlara kucak açtığına dikkat çekerek "Demirel hu- kuku çiğnemiştir" 1 dedi. Avukat Şe- nal Sanhan, kararnamenin kazaml- mış bir hak oluşturmayacağını kay- detti. Eski Ankara Barosu Başkanı Hakkı Suha Okay, mezarlıklar dışma gömütü yasaklamak için çıkanlması planlanan son yasanın geçerli olaca- ğmı belirtti. Çağdaş Hukukçular Der- neği Başkanı Ali Ersin Gür de, Ba- kanlar Kurulu'nun yeni bir karariaka- ramameyi kalduabileceğini söyledi. [email protected] 25 Nisan 1974 günü Portekiz'de bir grup yüzbaşı, diktatör Caeta- no'nun sarayının kapısına tanklarla dayandı. Hiç silah sıkmadan ve kim- seyi öldürmeden diktatörü kottuğun- dan alaşağı etmek istiyorlardı. Halk, silahlann ucuna karanfıller takmıştı. Içeride diktatör Caetano, hükümetin üyeleriyle neyapacağını tartışıyordu. Bunlar yüzbaşı, bunlan kandırmak zor" dedi ve artık teslim olmak ge- rektiğini söyledi. Portekiz'in kaderi, hiçbir iktidarta- lebi olmayan özgüriük yanlısı yüzba- şılann bu girişimiyle değişti. Atlan- tik'in bu deniz ülkesi, bir daha bas- kıcı bir yönetim altına düşmedi. Sö- mürgelerde süren ve ülkenin çocuk- lannın ve sömürge halklannın kanını akrtan süreç de bu devrimle adım adım tarihe kanştı. Portekiz, Avrupa Birliği'nin bir parçası haline geldi. Ucuz Roman (Pulp Fiction) filminin Portekizli kadın kahramanı Maria de Mederios, Türkçeye "Nisan Devri- mi" adıyla çevrilen "Nisan Yûzbaşı- lan" filminin hem başkadın oyuncu- su hem de yönetmeni. Annesinin günlüklerinden yola çıkarak yazdığı Portekiz'in Karanfilli Devrimi senaryo ile bir tarihi süreci, Porte- kiz'in diktatörlükten kurtuluş süreci- ni anlatıyor. Bu yönleriyle "Nisan Devrimi" tarihin belgesel bir destanı gibi. Demokrasiyle, diktatörlük arasın- da gidip gelen bir ülkenin insanlan olarak bizlere çok şeyler söylüyor film. Tank görüntüleri ve askeri üni- formalar gölgesinden sürüp giden görüntüler, bütün bu görüntülerin ötesinde bir yumuşaklığa sahip. Fılmde şiddet yok, eğer siyasi poli- sin halkın üzerine ateş açma sahne- si de olmasa silah bile patlamıyor ve bir devrim yaşanryor. ••• Portekiz'in demokrasi yolculuğu- nun krrtik yıllannın üzerinden 27 yıl geçmiş. Aynı tarihte Yunanistan cun- tası da tarihin çöplüğünün yolunu tutmuştu. Rlmi izlerken kendi ülke- mizin tarihine de ister istemez yolcu- luk yapıyoruz. 1973'te Türkiye, 12 Mart 1971 "de gerçekleşen askeri darbeyle hesaplaşıyordu. O tarihte Süleyman Demirel ve Bülent Ece- vit, Genelkurmay Başkanlığı ünifor- masını çıkarıp cumhurbaşkanlığına aday olan Faruk Güıier'e karşı bir anti-militarist ittifak oluşturdular ve Gürler'in önünü kestiler. Bu bir dö- nüm noktasıydı. Bizim de kaderimiz değişebilirdi. Aradan 27 yıl geçti, o olaydan son- ra bir askeri müdahale daha yaşadık. İki lider siyasi yaşamımızın değişme- yen figürleri olmayı sürdürdüler. Tür- kiye, demokrasi sorununu çözeme- di. O gün bugündür bu ülke halkının demokrasi için yeterince olgunlaş- madığını söyleyen siyasetçiler, dar- beciler tepemizden hiç eksik olma- dılar. 1973 yılındaTBMM'nin etrafı tank- larla çevrilmişti. Bu tanklar, demok- rasiye karşı darbeci bir generali cum- hurbaşkanlığına taşımak istiyordu. O zaman iki liderin ittifakı bu girişimi püskürtebildi. Ancak 7 yıl sonra TB- MM yeniden tanklarla çevrildiğinde bu darbenin sonunda Genelkurmay Başkanı'nın cumhurbaşkanlığına gi- decek yolu açıldı. O darbeci general, bu ülkede hâ- lâ itibar edilen bir kimse olma özelli- ğini koruyor. Demeçler veriyor, akıl- lar veriyor, çevreyi korumak için ya- pılan toplantıların gözdesi olmayı sürdürüyor. Devlet törenlerine katılı- yor. Onunla gurur duyan bir kültürte iç içe yaşıyoruz. TBMM, siyasi cina- yet hükümlüsü veya sanığı kişileri içinde banndınyor, onlann egemen- liğinde yaşam sürüyor. Türkiye'deki filmin kareleri, Porte- kiz'deki filmin karelerine bir türlü benzemiyor. Orada diktatöriük yan- lılannın artık esamisi okunmuyor. Tıp- kı Yunanistan'da olduğu gibi. "Nisan Devrimi" filminden çıktı- ğımda 1973 yılı Türkiyesi'ni düşün- düm. Bir yıl öncesine gidip Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan'ın asıldığı günleri gözümde canlandırdım. Biz neyin filmini çekememiştik? Örneğin Faruk Gürler'in cumhurbaş- kanı olmak üzere havalı havalı TB- MM'ye gelişinin ve sonra Meclis'te- ki direnişe teslim oluşunun filmini ne- den çekmiyoruz, çekemiyoruz? Yü- reğimizi sevinçle doldurabilecek ba- şanlan neden hatıriayamıyoruz? Çünkü bu fılmlerin hiçbiri Porte- kiz'de, Yunanistan'da olduğu gibi mutlu sona doğru ilerieyemedi... Portekizlilere gıpta ettim. "Nisan Devrimi" filmini kıskançlıkla izledim. Bu güzel ve sempatik film içimde farklı duygular yarattı. 1974'ten bu yana yaşadığımız tarihin, filmlerinin çekilebileceği günlere özlemim arttı. Maria de Mederios, annesinin mut- luluğuna, bir önceki kuşağın mutlu- luğuna ortak olmuştu, tanık olmuş- tu. Işte bu yüzden "Nisan Devrimi" filminin bir büyüsü vardı. Yaşayan bir büyüsü vardı. Türkiye'nin demokrasi yolculuğu sağlam limanlara ulaştığı gün, belki bizim çocuklanmız da, böyle umut dolu filmlere imza atabilecekler. O güntereözlemimizhepsürecek. "Ni- san Devrimi" bir umut fılmi. Gidin ve bu umudu Portekizliler adına yaşa- yın, kendi adınıza yaşayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle