Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DÜINYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Bizimle Alay mı Ediyor?
Bülent Ecevit'in yaşı ve sağlık durumu ile ilgi-
li yakışıksız sözler sarf eden Kamer Genç'i kına-
mıştım. Kınama nedenim, bu davranışın Kamer
Genç'eyakışmaması değil de bizatihi objektif ola-
rak yakışıksız olması, Meclis kürsüsünden böyle-
sine seviyesiz seslenişlerin aklı başında vatan-
daşları rencide etmiş olmasıydı.
Kamer Bey bu tür davranışları sık sık tekrarlı-
yor, o belki de bir kısım lumpen takımına "Ben si-
zin temsilcinizim" mesajını göndererektoplumun
o kısmının desteğini sağlamaya çalışıyor; kumaz-
ca, ama yine de mide bulandıran bir taktik.
Yalnız aradan geçen zaman süresi içinde, Ka-
mer Genç kadar çirkin biçimde ifade edilmesin-
den yana olmasak bile, Bülent Bey'in akli mele-
kelerinde bir teşevvüş olup olmadığını ciddi biçim-
de düşünenlerin çoğaldığını da belirtmek gerek.
Evet, Bülent Bey öyle ipe sapa gelmez şeyler
söylüyor ki insan, "Bu adama ne oldu acaba?
Aklı mı karıştı, yoksa bizimle alay mı ediyor?" di-
ye ciddi biçimde düşünmeye başlıyor.
Anımsayacaksınız, daha birkaç gün önce, E-
sad Coşan'ın Süleymaniye Camii avlusuna gö-
mülmesine izin verirken "Yol daha önce açılmış-
tı" diyerek savunuyordu kendisini Ecevit.
Yolu açanı da hatırlıyor kamuoyu: Kenan Ev-
ren.
Doğrusu Türk siyasetinde, Kenan Evren'e özen-
mekveyadavranışının doğruluğu konusundaonu
örnek göstermek şimdiye kadar hiç karşılaşma-
dığımız bir tutumdu.
Sayın Ecevit böyle bir yolu tutunca, "Bu ada-
ma ne oluyor?" dememizde yadırganacak bir yan
olabilir mi? ,. .x ••
•••
Aynı yolu daha sonra Süleyman Demirel'in de
tutmuş olması, Evren'in öncülüğü gerçeğini orta-
dan kaldınmıyor.
Bülent Bey, yanlış, haksız, kamuoyunu rencide
eden kararnamesinin Sezer tarafından geri gön-
derilmesi uzerine de Cumhurbaşkanı'nın Yusuf
Bozkurt Özal'ın aynı yere defin kararnamesini
imzaladığını söyleyerek 10. Cumhurbaşkanı'nı
töhmet altında bırakmaya çalışıyor.
Küçük ve ucuz kurnazlık, hemen ters tepiyor ve
Sayın Ahmet Necdet Sezer, Yusuf Bozkurt özal'ın
kararnamesinin definden sonra Çankaya'ya ulaş-
tırıldığını söyleyerek yapılan hukuka aykın işlemi
gözler önüne seriyor.
Umarsız Ecevit, yardımcısı Hüsamettin Özkan
ile birlıkte, tarikat -siyaset- ticaret üçgeni içinde
debelenirken ölülerden medet umuyor.
Hiç kuşkunuz olmasın ki diğer politikacılar gibi
Bülent Bey de, laiklik karşıtı davranışlarla siyaset
yapmayı sürdürecek, kamuoyunun-tepkisin» da-
ha bir süre görmezden gelecektir.
Şu günlerde Bülent Bey'in kurnaz girişimleri
karşısındaki tepkisinden çekindiği tek kuruluş IMF,
tek kişi ise Cottarelli'dir.
Ne yapsak acaba, laikliğimizin savunmasını da
IMF ile Cottarelli'ye mi ihale etsek?
•••
Şaka bir yana, defin konusu ile ilgili başkateh-
likeli gelişmelere daha gebe olaylar. Sayın Se-
zer'in kararnameyi geri çevirmesi meseleyi bitir-
miyor.
Şimdi Bülent Bey, bu konudayeni birdüzenle-
me yapılacağını söylüyor.
Böyle bir düzenlemenin son derece tehlikeli ol-
duğunu şimdiden belirtmek gerek.
Bugün politika sahnesine egemen olan değer-
lerin neler olduğunu düşünür, bu iktidann çıkar-
dığı af yasasını da göz önünde bulundurursanız,
yeni düzenlemenin hangi indi kararlara kılıf hazır-
layacağını kolayca tahmin edebilirsiniz.
Bu politikacı taifesi, din istisman için tuttuklan
yola yasal kılıflar hazırlamak üzere bir girişimde
bulunacaklardır yeni düzenleme ile.
Çok garip değeriendirmelerle karşılaşabilirsi-
niz. örneğin bir değil, birden fazla hırsız yetiştir-
miş olan bir hatunun hırsız mahdumlan ve küçük
mahdumları topluma büyük hizmetler vermiş ki-
şiler olarak takdim edilip, bu hanımefendinin de
bu nedenle özel yere defnedilmesi gibi düzente-
meler gelebilir önünüze.
Unutmayın, hırsızın evliya mertebesine çıkanl-
dığı bir değerler bütünü içinde yaşıyoruz. Bunlar
fotoğraflarla bile belgeleniyor.
Sayın Sezer'in kararnameyi geri çevirmesi, bir
yanlışı önlemiştir.
Ama sanki bizimle alay ediyormuş gibi davra-
nan Bülent Bey'in yeni düzenlemesi yeni tehlike-
ler doğuracaktır.
Şeriatçı. Köşketepkili
îslamcı basında
Sezer rahatsızlığı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu)
- Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet
Sezer'in "demokrasi
ve hukuku savunan
kararlannı" daha
önceki yayınlannda
öven îslamcı basın,
Sezer'in Nakşi lider
Mahmud Esad
Coşan'ın
Süleymaniye
Camisi'nin avlusuna
gömülmesine izin
veren kararnameyi
yine yasalar ve hukuk
çerçevesinde iade
etmesine tepki
gösterdi.
Şeriatçı Akit gazetesi,
konuyu birinci sayfa
manşetinden işlerken
8 sütuna büyük
puntolarla "Ya
Sabn-" başlığını
kullandı. Haberde
Sezer'in daha önce
aynı nitelikte 6
kararname imzaladığı
savunuldu.
Yeni Şafak,
Süleymaniye'ye
defhin Köşk
tarafindan
engellendiğini
savundu.
Gülen cemaatine
yakın Zaman gazetesi
ise bu yöndeki
haberleri birinci
sayfadan küçük bir
fotoğraf ve spotla
işledi.
DSP'lilerin 'tarikat mezarlıklanna dur' önerileri grup yönetiminde... Hükümet de tasan hazırlıyor
Tarikat mezarbldarı Meclis'teANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) -
DSP'lilerin, Süleymaniye Camif nin
"Nakşibendilerin mezaruğına'1
dö-
nüşmemesi ve benzer uygulamalara
"dur" denilmesi için verdiği iki ayn
yasa önerisi grup yönetimi tarafindan
incelenirken; hükümetin de aynı ko-
nuda bir yasa tasansı hazırlayacağı
bildirildi. Tasannın içeriği konusun-
da hükümet ortaklan arasında uzlaş-
ma sağlanması dunımunda, konunun
TBMM gündemine taşınacağı kay-
dedildi.
Esad Coşan'ın Süleymaniye Ca-
mii'ne gömülmesi için hükümetin
hazırladığı KHK, DSP içinde sıkın-
• Esad Coşan'ın Süleymaniye'ye gömülmesi için hükümetin hazırladığı KHK, DSP'de
rahatsızlık yarattı. DSP'lilerin hazırladığı iki ayn öneri grup yönetimine verildi. 17 milletvekilinin
imzaladığı öneride "mezarlıklar dışındaki yerlere ölü gömülmesinin yasaklanması, çok özel
durumlarda Bakanlar Kurulu karanyla anıtmezar yaptrnlabilmesi" öngörülüyor.
tı yarattı. KHK Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer tarafindan geri
gönderilirken, DSP'lilerin hazırla-
dığı iki ayn yasa önerisi grup yöne-
timine verildi. 17 milletvekilinın im-
zaladığı öneride, "Mezarhklar dı-
şındaki yerlere ölü gömühnesinin ya-
saldanmas, üstün devlet hizmetinde
bulunanlar için ise Bakanlar Kuru-
hı karanyla anıtmezar \ apünlabil-
mesT öngörülüyor.
DSP Aydın Milletvekıli Sema Piş-
kinsüt'ün yasa önerisinde de "Me-
zarlık olarak belirlenen yerler dışmda
defin yapuması yasakür. Üstün devlet
hizmetindebulunduklandevietmilgi-
li kurumlannca resmi olarak belge-
lendirilerek kesin biçimde kanıüan-
mış olan kişiler için. Bakanlar Kuru-
lu karan ile mezarlıklar dışında anıt-
mezaryaptmlmasına izin verflebüirn
deniliyor. Önerinin gerekçesinde, tek-
ke, zaviye ve türbelerdeki etkinlikler
ile bunlara uygun unvanlann kulla-
mhnasmın yasaklandığı anımsatıla-
rak, anayasanın 174. maddesınde de
bu konuya yer verildiğine dikkat çe-
kildi. Gerekçede şöyle denildi: "Eşit-
nge aykın uygulamalar anayasanın
yasakladığı kurum ve unvanlandirflt-
mek amacını taşıyabikeeği gibi, cum-
huriyetin laiklikilkesiniesasalan ana-
yasanın 2. maddesi yanında 'kanun
önünde eşitlik' başlığını taşıyan 10.
maddesi 9e 'inkılap kanunlannın ko-
runması' baştıkh 174. maddesini de
îhlal anbmmı taşryacaknr.''
Grup yönetimi bu önerileri incele-
meye alırken hükümetin aynı konuda
bir tasan göndermesi gündeme geldi.
Başbakan Ecevit önceki gün yaphğı
açıklamada, "Bu konuda bir düzen-
leme yapacağız. Bunu koalisyon orta-
ğı partüerin liderleri>ie birlikte konuş-
tuk ve değerlendirdik. Bundan sonra
kamu vkdanuu hicbir şekilde rahat-
sız etmeyecek bir haarhk yapmayı ve
bunuTBMM'yesunmayı kararlaşur-
dık" dedi.
Nakşibendi tarikatı Iskenderpaşa cemaatinin şeyhi ve damadı toprağa verildi
Cenazeye sağcı liderler katddı
Istanbul Haber Servisi -
Nakşibendi tarikatı lideri
MahmudEsad Coşan ve da-
madı AH Yûcel Uyarel, dün
Eyüp Sultan Mezarlığı'nda,
eski başbakanlardan Adnan
Menderes için aynlan mezar
yerinde toprağa verildi. Yak-
laşık 5 bin kişi, Coşan ve da-
madının cenaze namazının
kılındığı Fatih Camii'nden
Eyüp Mezarlığı'na kadar
tekbir getirerek yürüdü.
Avustralya'da 4 Şubat gü-
nü geçirdikleri trafik kaza-
sında yaşamlannı yitiren
Coşan ve damadı Uyarel'in
cenazeleri, dün saat 10.00 sı-
ralannda, Yeni Bosna'daki
özel Hayrünnisa Hastanesi
morgundan alınarak yakla-
şık bin kişilik bir konvoy eş-
liğinde saat 11.10'da Fatih
Camii'ne getirildi. Cenaze-
leri, sabahın erken saatlerin-
den itibaren cami avlusunu
dolduran ve içlerinde çok sa-
yıda cüppelı, şalvarlı, sank-
lı kişinin de bulunduğu top-
luluk tekbfr gfcm-erek fcarşı-
ladı. Cenazelerin musalla ta-
şına konulması sırasında iz-
diham yaşandı. lstanbul po-
lisinin yoğun güvenlik önle-
mi aldığı törende, MET adlı
özel güvenlik şirketinin ele-
manlan da avluda izdihamı
önlemeye çalıştı. Törendeki
ses düzeni, Show adlı fırma
tarafindan sağlandı.
Iskenderpaşa
imamı loldırdı
Cenaze namazını, resmi
imamlar Süleyman Pervane-
li ve Tahsin Şener'in yerine
Iskenderpaşa Camii'nin es-
ki imamlanndan olan Mik-
dat Kudu kıldırdı. Cenaze-
lerin önünde, Coşan'ın oğlu
Nurettin Coşan, babası Ha-
HNecati Coşan, ağabeyi Ah-
met Mithat Coşan, damadı
Ali Yücel Uyarel'in babası
Abdullah Uyarel saf tutar-
ken saat 11.30'da camiye ge-
len ve cemaatle birlikte Ku-
ran-ı Kerim dinleyen FP Ge-
nel Başkanı RecaiKutan, ai-
lelere başsağlığı diledi.
Erbakan'a tepki
Kapatılan Refah Partisi
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan da saat 12.25'te
camiye geldi. Erbakan'ın
gelişi sırasında bir grup le-
hinde tezahürat yaparken
bir başka grubun da bunu
engellemeye çalışması dik-
kat çekti.
Tekbir eşliğinde
Namazın ardından cena-
zeleri taşıyan araçlar Fevzi-
paşa Caddesi boyunca iler-
lerken yaklaşık beş bin kişi-
lik topluluk tekbir getirerek
arkasmdan yürüdü. Araçla-
n sık sık durduran imam
Kutlu, cemaateFatihaokut-
tu. ÇevredetoplananlarCo-
şan'm tabutuna el sürmek
için büyük çaba harcadılar.
Cenazeler izdiham nedeniy-
le ancak saat 16.00 sıralann-
da toprağa verilebildi.
Menderes'in yerine
Coşan ve damadı Uyarel,
eski başbakanlardan Adnan
Menderes için aynlan me-
zar yerine gömüldü. Men-
deres'in kabrinin Yassı-
ada'dan tstanbul'a nakli için
yapılan çalt^malar sırasında
önce Bjrtip Sultan'da bir yer-
aynldı, ancak Topkapı'dakı
anıtmezar gündeme gelince
bundan vazgeçildi.
Törene, BBP Genel Baş-
kanı Muhsin Yaaaoğhı, DP
Genel Başkanı Korkut Ozal
lstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Ali Müfrt Gürtu-
na, Recep Tay^ip Erdoğan,
FP milletvekılleri Teoman
Rıza Gûneri, Abdülkadir
Aksu, Abdullah GüL İsmail
Kahraman, eski YDP Genel
Başkanı Hasan Celal Güzel
ile DYP lstanbul Mılletveki-
li Celal Adan ile kapatılan
RP'nin son dönem milletve-
killen Ahmet Tekdal, Hasan
Hüseyin Ceylan'ın da arala-
nnda bulunduğu çok sayıda
siyasetçi de katıldı.
Tarikatın yeni lideri
Coşan'ın ölümü üzerine
başlayan 'tarikaün yeni lide-
ri kim obcak' sorusu, cena-
ze namazını kıldıran Isken-
derpaşa Camii'nin eski ima-
mı Kutlu'nun sözleriyle kıs-
men aydınlandı. Kutlu, Co-
şan'ın oğlu Nurettin Co-
şan'ın, babası Esad Coşan'ın
boşluğunu doldurmak için
elinden geleni yapacağını,
kendi görevlerinin de Nuret-
tin Coşan'a yardımcı ohnak
olduğunu söyledı.
Necmettin Erbakan'ın camiye gelişi sn-asmda bir grup lehinde tezahürat yaparken bir
başka grubun bu durumu engeUemeyeçahşması dikkat çekti. (Fotoğraf: UĞLR DEMİR)
Cumhurbaşkanı Sezer'i eşit davranmamakla suçladı
Ytlmazkamrnameyesahipçıktı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz, Nakşibendi tarikatı lideri
Mahmud Esad Coşan ve damadı Ali Yücel
Uyarel'in, Süleymaniye Camii Külliyesi'ne
gömülmesine ilişkin Bakanîar Kurulu ka-
rarnamesini veto eden Cumhurbaşkanı Ah-
met NecdetSezer'i eşitsizlik yapmakla suç-
ladı. Şimdiye kadar külli>elerde yakınlan
bulunanlann, Bakanlar Kurulu'na dilekçe
vermeleri halinde, bu tür yerlere gömülme-
lerine olanak sağlayıcı birteamül oluştuğu-
nu ileri süren Yılmaz. "Sayın Cumhurbaş-
kanı'nın anayasanın 10. maddesi veya diğer
yasa hükümkrini gerekçe göstermiş olması
bu teamüUe bağdaşmamışnr" dedi. ANAP
Başkanlık Dıvanı. FP'den bir süre önce is-
tifa eden lstanbul Milletvekili MehmetFu-
at Fırat'ın partiye katılımı nedeniyle özel
gündemle toplandı. Fırat, Yıhnaz'm son dö-
nemdeki Doğu ve Güneydoğu politikası ne-
deniyle, ANAP'a katılım karan aldığını
söyledi. Fırat'ın katılımıyla ANAP'ın par-
lamentodaki sandalye sayısı 89'a yükseldi.
Yıhnaz, Esad Coşan ve damadma, Süley-
maniye Külliyesi'ne defin için onay verme-
yen Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirdi. De-
fin konusunda bu kadar gürültü çıkanlma-
sının ardında, bu konuyla ilgili kamuoyun-
daki bilgisizliğin yattığını savunan Yılmaz,
belediye mezarlan dışındaki külliye me-
zarlıklannda yakınlan bulunanlann Bakan-
lar Kurulu'na dilekçe vererek yakınlannın
yanına defnedibneyi istemesinin yolunun
açık olduğunu söyledi. Yılmaz, Sezer'in
cumhurbaşkanı olmasından sonra bu şekil-
de, 2'si halen hayatta olmak üzere toplam
6 kişiye defin onayı verdiğine işaret etti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Demirel onaylamıştı
Baba Coşan
karan da
tartışılıyor
• Demirel'in, Coşan'ın
babasının Süleymaniye'ye
gömülmesine ilişkin
kararnameyi onaylamasını
hukukçular tartışıyor.
ANKARA
(Cnmhuriyet
Bürosu)-Nakşi-
bendi şeyhi Esad
Coşan'ın babası
Haffl Necati Co-
şan' ın öldükten
sonra Süleyma-
niye Camisi'nin
avlusuna gömül-
mesine ilişkin
REFAHYOL
hükümeti döne-
minde çıkanlan ve eski Cumhurbaş-
kanı Demirel tarafindan onaylanan
kararname tartışmalara neden oldu.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başka-
nı Eralp Ozgen, baba Coşan'ın halen
yaşıyor olması nedeniyle çıkanlan bu
kararnamenin hukuki geçerliliğinin
olamayacağını vurgulayarak "Karar-
name idari bir işlemdir. tdari işlemya-
salara aykın oiamayacağuıdan geçer-
siz oUcaknr" dedi. Ankara Barosu
Başkanı Sadık Erdoğan, tersi yönde
bir yasa çıkanlsa bile kararnamenin
kazamlmış hak doğurduğunu söyle-
di. Avukat Şenal Sanhan. Bakanlar
Kurulu'nun bu karan geri alabilece-
ğini vurguladı.
TBB Başkanı Eralp Özgen, Bakan-
lar Kurulu kararnamesinin idari bir
işlem olduğunu vurgulayarak mezar-
lıklar dışma gömütü yasaklayan
DSP'nin yasa teklifinin yasalaşması
durumunda idari işlemin yasalara ay-
kuı olmayacağından geçersiz olması
gerektiğini kaydetti.
Ankara Barosu Başkanı Sadık Er-
doğan, kararnamenin kazamlmış hak
doğurduğunu, yeni yasa çıksa da geç-
mişi kapsamayacağından bunun ka-
zamlmış bir hak olduğunu söyledi.
Erdoğan, kararnameyi onaylayan De-
mirel'in o dönemde tarikatlara kucak
açtığına dikkat çekerek "Demirel hu-
kuku çiğnemiştir"
1
dedi. Avukat Şe-
nal Sanhan, kararnamenin kazaml-
mış bir hak oluşturmayacağını kay-
detti. Eski Ankara Barosu Başkanı
Hakkı Suha Okay, mezarlıklar dışma
gömütü yasaklamak için çıkanlması
planlanan son yasanın geçerli olaca-
ğmı belirtti. Çağdaş Hukukçular Der-
neği Başkanı Ali Ersin Gür de, Ba-
kanlar Kurulu'nun yeni bir karariaka-
ramameyi kalduabileceğini söyledi.
oralcalislar@yahoo.com
25 Nisan 1974 günü Portekiz'de
bir grup yüzbaşı, diktatör Caeta-
no'nun sarayının kapısına tanklarla
dayandı. Hiç silah sıkmadan ve kim-
seyi öldürmeden diktatörü kottuğun-
dan alaşağı etmek istiyorlardı. Halk,
silahlann ucuna karanfıller takmıştı.
Içeride diktatör Caetano, hükümetin
üyeleriyle neyapacağını tartışıyordu.
Bunlar yüzbaşı, bunlan kandırmak
zor" dedi ve artık teslim olmak ge-
rektiğini söyledi.
Portekiz'in kaderi, hiçbir iktidarta-
lebi olmayan özgüriük yanlısı yüzba-
şılann bu girişimiyle değişti. Atlan-
tik'in bu deniz ülkesi, bir daha bas-
kıcı bir yönetim altına düşmedi. Sö-
mürgelerde süren ve ülkenin çocuk-
lannın ve sömürge halklannın kanını
akrtan süreç de bu devrimle adım
adım tarihe kanştı. Portekiz, Avrupa
Birliği'nin bir parçası haline geldi.
Ucuz Roman (Pulp Fiction) filminin
Portekizli kadın kahramanı Maria de
Mederios, Türkçeye "Nisan Devri-
mi" adıyla çevrilen "Nisan Yûzbaşı-
lan" filminin hem başkadın oyuncu-
su hem de yönetmeni. Annesinin
günlüklerinden yola çıkarak yazdığı
Portekiz'in Karanfilli Devrimi
senaryo ile bir tarihi süreci, Porte-
kiz'in diktatörlükten kurtuluş süreci-
ni anlatıyor. Bu yönleriyle "Nisan
Devrimi" tarihin belgesel bir destanı
gibi.
Demokrasiyle, diktatörlük arasın-
da gidip gelen bir ülkenin insanlan
olarak bizlere çok şeyler söylüyor
film. Tank görüntüleri ve askeri üni-
formalar gölgesinden sürüp giden
görüntüler, bütün bu görüntülerin
ötesinde bir yumuşaklığa sahip.
Fılmde şiddet yok, eğer siyasi poli-
sin halkın üzerine ateş açma sahne-
si de olmasa silah bile patlamıyor ve
bir devrim yaşanryor.
•••
Portekiz'in demokrasi yolculuğu-
nun krrtik yıllannın üzerinden 27 yıl
geçmiş. Aynı tarihte Yunanistan cun-
tası da tarihin çöplüğünün yolunu
tutmuştu. Rlmi izlerken kendi ülke-
mizin tarihine de ister istemez yolcu-
luk yapıyoruz. 1973'te Türkiye, 12
Mart 1971 "de gerçekleşen askeri
darbeyle hesaplaşıyordu. O tarihte
Süleyman Demirel ve Bülent Ece-
vit, Genelkurmay Başkanlığı ünifor-
masını çıkarıp cumhurbaşkanlığına
aday olan Faruk Güıier'e karşı bir
anti-militarist ittifak oluşturdular ve
Gürler'in önünü kestiler. Bu bir dö-
nüm noktasıydı. Bizim de kaderimiz
değişebilirdi.
Aradan 27 yıl geçti, o olaydan son-
ra bir askeri müdahale daha yaşadık.
İki lider siyasi yaşamımızın değişme-
yen figürleri olmayı sürdürdüler. Tür-
kiye, demokrasi sorununu çözeme-
di. O gün bugündür bu ülke halkının
demokrasi için yeterince olgunlaş-
madığını söyleyen siyasetçiler, dar-
beciler tepemizden hiç eksik olma-
dılar.
1973 yılındaTBMM'nin etrafı tank-
larla çevrilmişti. Bu tanklar, demok-
rasiye karşı darbeci bir generali cum-
hurbaşkanlığına taşımak istiyordu. O
zaman iki liderin ittifakı bu girişimi
püskürtebildi. Ancak 7 yıl sonra TB-
MM yeniden tanklarla çevrildiğinde
bu darbenin sonunda Genelkurmay
Başkanı'nın cumhurbaşkanlığına gi-
decek yolu açıldı.
O darbeci general, bu ülkede hâ-
lâ itibar edilen bir kimse olma özelli-
ğini koruyor. Demeçler veriyor, akıl-
lar veriyor, çevreyi korumak için ya-
pılan toplantıların gözdesi olmayı
sürdürüyor. Devlet törenlerine katılı-
yor. Onunla gurur duyan bir kültürte
iç içe yaşıyoruz. TBMM, siyasi cina-
yet hükümlüsü veya sanığı kişileri
içinde banndınyor, onlann egemen-
liğinde yaşam sürüyor.
Türkiye'deki filmin kareleri, Porte-
kiz'deki filmin karelerine bir türlü
benzemiyor. Orada diktatöriük yan-
lılannın artık esamisi okunmuyor. Tıp-
kı Yunanistan'da olduğu gibi.
"Nisan Devrimi" filminden çıktı-
ğımda 1973 yılı Türkiyesi'ni düşün-
düm. Bir yıl öncesine gidip Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
Inan'ın asıldığı günleri gözümde
canlandırdım.
Biz neyin filmini çekememiştik?
Örneğin Faruk Gürler'in cumhurbaş-
kanı olmak üzere havalı havalı TB-
MM'ye gelişinin ve sonra Meclis'te-
ki direnişe teslim oluşunun filmini ne-
den çekmiyoruz, çekemiyoruz? Yü-
reğimizi sevinçle doldurabilecek ba-
şanlan neden hatıriayamıyoruz?
Çünkü bu fılmlerin hiçbiri Porte-
kiz'de, Yunanistan'da olduğu gibi
mutlu sona doğru ilerieyemedi...
Portekizlilere gıpta ettim. "Nisan
Devrimi" filmini kıskançlıkla izledim.
Bu güzel ve sempatik film içimde
farklı duygular yarattı. 1974'ten bu
yana yaşadığımız tarihin, filmlerinin
çekilebileceği günlere özlemim arttı.
Maria de Mederios, annesinin mut-
luluğuna, bir önceki kuşağın mutlu-
luğuna ortak olmuştu, tanık olmuş-
tu. Işte bu yüzden "Nisan Devrimi"
filminin bir büyüsü vardı. Yaşayan bir
büyüsü vardı.
Türkiye'nin demokrasi yolculuğu
sağlam limanlara ulaştığı gün, belki
bizim çocuklanmız da, böyle umut
dolu filmlere imza atabilecekler. O
güntereözlemimizhepsürecek. "Ni-
san Devrimi" bir umut fılmi. Gidin ve
bu umudu Portekizliler adına yaşa-
yın, kendi adınıza yaşayın.