18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / [email protected] 13 ŞÎRKETLERDEN • NETVVORK ALTEVYILDIZ, bahar koleksiyonunu yüzde 50 indirimle, Sevgililer Günü'nde çiftkrin beğenisine sunuyor. • CNBC-e kuşağı, Universal Müzık ve EMI işbirliğiyle, dûnyaca ünlü 39 grup ve şarkıcının bir araya geldiği albümü, müzikseverlerin begenisine sundu. Sevgililer Günü'nde sevgilisine ne alacağını seçemeyenler için bir alternatif. BRITIStf AIRVVAYS • BR1TISII AIRWAYS, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde 1 şansh çifte POWT£R FM'de düzenlenecek yanşma aracıhğıyia Londra özel tatil paketi armağan edecek. • SUPERONLINE, Sevgililer Günü için birbirinden renkli sayfalar hazırladı. Ünlü aşk fılmlerinden karelerin, aşk şiirlerinin yer aldığı sitede sevgilisine ne alacağını düşünenlere yardımcı olacak sanal bir dükkân oluşturuldu. • SELF4K PEÇETE, 14 Şubat Sevgililer Günü için özel olarak peçetler tasarladı. Kalp desenJeri Ue süslü peçeteler sevgililerin sofralanm süsleyecek. • PENTİ, Sevgililer Günü için birbirinden değişik iç çamaşırlan ve çoraplar hazırladı. Farldı fiyat ve geniş ürün yelpazesi ile her bütçeye ve zevke hitap eden Penti'de, herkesin hayallerinı süsleyen, kişiliğini yansıtan iç çamaşırlan ve çorabı bulması mümkün. • LEEve YVRANGLER, Sevgililer Günü için 35 mflyonluk alışveriş yapan müşterilerine her mevsûn kullanabilecekleri şapka ve kalp şeklinde ışıklı çakmak anahtartak hediye edecek. • PİZZA HUT, sevgilisi olanlara sevgisini yansıtması için kalp şeklinde pizza hazırladı. Kalp şeklindeki pizza, Sevgililer Günü'nden sonra da Pizza Hut'larda satılacak. • MAVİJEANS, Sevgililer Günü'ne özel baskılı sweat- shirt'ler hazırladı. Erkek sweat-shirt'leri 12 milyon 500 binden, bayan svveat-shirt'leri ise 9 milyon 950 binden saolacak. Emekçinin görmezden gelindiği zirvenin sorunlan çözemeyeceği vurgulandı 4 Hükümet tercihmı yaptı'# Türk-tş Başkanı Meral: Tek yanlı yapılan zirve, üretim sektörünün sorunlannı çözmede yetersiz kalır. # DÎSK Başkanı Çelebi: Nemalann ödenemediği bir dönemde hükümet, vergilere kolaylık getirerek tercihini yaptı. # Hak-Iş Başkanı Uslu: Işverenlere daha ne kadar kredi verebileceğini düşünen hükümet, çalışanlann tepki ve isteklerini göz ardı ediyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral, üretim sektörünün sorunlanrun ele alındığı zirvede çalışan kesimin yer al- marnasına tepki göstererek toplantının tek yanlı yapılmasının sorunlan çöz- mede yetersiz kalacağını vurguladı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çele- bi, nemalann ödenemediği bir dönem- de vergilere kolaylık getirerek hükü- metin tercihini yaptığını söyledi. Hak-lş Genel Başkanı SalimUslu da zirvenin yapıldığı gün Emek Platfor- mu'nu oluşturan örgütlerin savcılığa çağnlmasınm anlamlı olduğunu kay- detti. ^Dognıhileolsaeksik' ~ Reel sektörün sorunlanna çözüm bulma amacıyla toplanan ekonomik zirveye. çalışan kesimin temsilcileri- nin çağnlmamasına sendikalar tepki gösterdi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Me- ral, toplantının ekonomik sorunlan or- taya koymakta yetersiz kaldığını belir- terek "tşverenler sıkuıölannı anlatü. MFPROGRAMI Tekstilci 'kötü niyeti' Ekonomik sorunlann tarüşıldığı zirveye çağnlmayan sendikalar tepkilL Anlatılanlann çoğu doğru dahiolsa ek- siktir. Çünkü eksikliği tamamlayacak emek sınıfi toplanüya çağnlmamıstir" dedi. Hükümetin geniş tabanlı bir toplan- tıda ülkenin ciddi sorunlannı tartışma- sını ve çözüm getirmesi gerektiğini vurgulayan Meral, "Dinlemeilebakan- lann not alması ile sorunlar aşılamaz" diye konuştu. DlSK Genel Başkanı Süleyman Çe- lebi, hükümetin ülkenin bu hale gelme- sine katkıda bulunan kimselerle işbir- ligi yapmayı sürdürdüğünü belirterek "Ozelleştirmeleri savunan bu kesimler kendi çözümlerini üretmelidir. Özel sektörolarakşimdiye kadar alabflecek- lerinin fazlasını aldüar" dedi. Içinde bulunmadıklan bir oluşumun sonuçlanndan sorumlu tutulamaya- caklannı da vurgulayan Çelebi, nema- lann ödenemediği bir dönemde vergi- lere kolaylık sağlayan hükümetin ter- cihini yaptığını söyledi. Sendikacılar savcıhğa çağnldı Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu da zirvenin yapıldığı gün Emek Plat- forumu'nu oluşturan demokratik kitle örgütlerinin savcılığa ifade vermeye çağnlmasınm anlamlı olduğuna dik- kat çekti. Uslu, işverenlere daha ne kadar kre- di verebileceğini düşünen hükümetin çalışanlann tepki ve isteklerini göz ar- dı ettiğini söyledi. Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da zirve ile hükümetin tercihini yaptığını ve bunun sonuçlanna katlan- ması gerektiğini belirtti. gördü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Tekstıl sanayicileri, IMF politikalannın, Gayri Safi Yurt Içi Hasıla'yı (GSYlH) hedeflerin çok üstünde gerileteceği gerekçesiyle Meclis'ten acıl önlem istedi. Laleli işadamlan da salt kendi satışlanndaki durağanlık nedeniyle 4 yılda Türkiye ekonomisinin 21 milyar dolarlık döviz girdisinden yoksun kaldığını belirttiler. Yeni paket hazırlığı kapsamında hükümet yetkilileriyle görüşen tekstil sanayicileri, TBMM Tekstil Sorunlannı Araştırma Komisyonu'na verdikJeri bilgilerde de IMF'ye sunulan ek niyet mektuplannın perde arkasıyla ilgili kuşkulannı dile getirdiler. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Güngör Keşçi, 212 milyar dolar düzeyindeki GSYlH'nin, IMF politikalanna göre 2000 yılı sonunda 160 milyar dolara düşürülmesinin amaçlandığını kaydetti. Keşçi, Türk Ekonomi Konseyi toplantısındaki görüşmelerde, IMF'nin gelecek yıllar için öngördüğü GSYlH hedefinin 80 milyar dolar olduğu yönünde duyumlar aktanldığını bildirdi. Bu spekülasyonlar doğruysa tekstil yatınmlannın Bulgaristan, Romanya, Polonya, Türkmenistan gibi işgücü ve vergi açısından daha kazanımlı ülkelere gideceğini kaydeden Keşçi, "Bu miUi gelirin 1200 dolar olması demektir. Bu büyük bir yoksullaşma demektir" dedi. Önceki gün yapılan zirvede, işadamlan hûkümetten isteklerini gûndeme getirdiler. 'İstihdam sağlayana kolaylık' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Tür- kiye lşveren Sendikalan Konfederasyo- nu'nun (TİSK) zirveye sunduğu raporda, istihdamı arttıran işyerleri ile enflasyon hedefine göre toplusözleşme bağıtlayan işyerleri için istediği prim, vergi indirim- leri ve kredi teşvikleri dikkat çekti. Türkiye îhracatçılar Meclisi (TÎM), mevcut koşullann sünnesi dunamunda 2001 yılında dışsatım he- deflerinin tutmayacağı uyansında bulunurken dış- satıma yönelik özel önlem- ler alınmasmı istedi. TlSK, hükümete sundu- ğu raporda, hükümetin sos- yal taraflarla "Toplumsal Çerçeve Anlaşması" yap- • Türkiye lşveren Sendikalan Konfederasyonu'nun hükümete sunduğu rapordaki sosyal içerikli öneriler dikkat çekti. ması gerektiğini belirtirken istihdamı arttıran işyerleri için kredilerden prim ve vergi ödemelerine kadar uzanan çeşitli indirimler istedi. Enflasyon hedefine göre toplusözleş- me bağıtlayan işletme ve işçilere şu des- tekler istendi: "lşçi ve işyeren primlerin- de 5 puanlık indirim. tşsizlik sigortası primlerinde ise yüzde 50 azaltma. Özel- leştirme sonucu işsiz kalanlan istihdam eden işverenlere sosyal sigorta primlerin- den muafiyeL tşverenlerin sosyal amaçb fonlar için yaptiğı ödemelerde yüzde 50 azaltma. Hizmet içi eğitime yapılan har- camalara vergiden muafiyet Asgari üc- retin vergi yükünün azamlması. Enerji girdilerine uygulanan vergilerde yüzde 50 azaltma. Yeni istihdama yönelikdüşük faizli kredi oİanağL." TİM'in raporunda, 2000 yılında dış ticaretin daha da bozulduğu ve dışsatı- mın dışalımı karşılama oranının yüzde 49.7'yle son 20 yılın en düşük dü- zeyine gerilediğine dikkat çekilirken 2000'de 27 mil- yar dolar dışsatım, 54.5 milyar dolar dı- şalım sonucunda 27 milyar dolarlık diş ticaret açığı gerçekleşeceği bildirildi. Ihracatçılann sunduğu raporda, dışsa- tımın tehlikeli bir bedel ödemenin aracı yapıldığı, uygulanan programın döviz kurunu baskı altında tuttuğu, bunun programa darbe indiren bir araç olduğu belirtildi. Herkes sikâyetci Zirvede ödün istekleri çarpıştı • Ziraat Odalan Birliğİ Başkanı Faruk Yücel, "îş âlemi devamlı devletten yardım istiyor" derken Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan, "Program Allah'ın emri değil. IMF'nin programda yüzde 100 doğru olduğunu da kabul etmiyorum" diye konuştu. BANUSALMAN ANKARA-Hükümetin önce- ki gün yaptığı zirveye katılan işadamlannın sayısız istekleri, programdan ödün tartışmalan- nı gündeme getirdi. İşadamlan, isteklerinin programla ilgisi ol- madığını savunurken diğer yan- dan programda değişiklik olabi- leceğinin işaretini veriyorlar. IMF'nin, programdan ödün ve- rilmesine karşı çıkması bekleni- yor. Çiftçilerle üreticiler zirvede dışalıma yönelik önlemler alın- ması talebini ilettiler. Ancak, buna da Îhracatçılar Meclisi ile ticaret yapanlann karşı çıkarak "liberal ekonomi geregJ sınıria- malara gkJilemeyeceğuıi" sa- vunduklan belirtildi. ASO Başkanı Zafer Çağla- yan ın, 21 Şubat'ta yapılacak Hazine borçlanmasında herke- sin gözünün bankacılar üzerin- de olacağını söylediği öğrenil- di. 'tş âlemi devamh istiyor' Türkiye Ziraat Odalan Birli- ği (TZOB) Başkanı Faruk Yü- ceL bankacıhk sektörüyle reel sektör arasındaki sorunlann TOBB'nin kendi bünyesinde tartışılması gerekirken ekono- mi zirvesine taşınmasmı eleşrir- di. Yücel, "lş âlemidevamh dev- letten yardım istiyor. Çahştıra- cağjm para ver, işçi çıkaracağmı para ver. Sigorta, vergi borcunu ödemezler. Devkti güçsüz hale getirincedevlet borçpara ahyor. Bankalardandevletpara ahnca, o zaman bankalar topladığı mevduaü iş âlemine satamaz" diye tepki gösterdi. 'Program ADaJh'm emri değil' Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, iş dün- yasının isteklerinin programdan ödün verilmesi anlamına gelip gehnediğine ilişkin soru üzeri- ne, toplantıda tüm katılımcılann programı desteklediğini vurgu- layarak isteklerinin programla ilgisi olmadığını savundu. "Program Allah'ın emri de- ğiL IMF'nin programda yüzde 100doğru okluğunuda kabulet- miyorum" diyen Çağlayan, üre- tim ve bankacılık sektörünün kendi ceplerinden gördükJerini anlattıklannı, IMF'nin ikna olup olmayacağınm hükümetin bileceği iş olduğunu söyledi. Çağlayan, Türk sanayisinin taşeronlaştığını belirtti. Çağla- yan, SSK ve Bağ-Kur prim borçlanmn affi uygulamasma da karşı olduğunu söyledi. Endüstriyel bölgelerle ilgili düzenleme pek çok koruma yasasını geçersiz kılıyor 'Küresel yağmaya teslimiyet tasarısı' Ekonomi Servisi - Endüst- ri bölgeleri hakkındaki kanun tasansı, yabancı sermayeyi teşvik adına, ülkenin ulusal ve evrensel kültür ve çevre değerlerini korumaya yöne- lik tüm yasalan etkisiz kılı- yor. TMMOB Mimarlar Odası, endüstri bölgeleri kanun ta- sansrnın yasalaşması halinde Türkiye'nin temel değerleri- nin küresel yağmaya teslim edileceğine dikkat çekerek ta- sannın derhal geri çekilmesi- ni istedi. Tasanya tepki gös- teren Arkeoloji ve Arkeolog- lar Derneği de tasanmn Tür- kiye'nin kültürel değerlerini hiçe saydığını vurguladı. TMMOB Mimarlar Oda- sı'nca Cumhurbaşkanlığı'na ve Başbakanlığa da iletilen raporda, tasanmn, ülkenin ulusal ve evrensel kültür ve çevre değerlerini korumaya yönelik tüm yasa ve kurum- lan "etkisiz ve işlevsiz" kıldı- ğına dikkat çekildi. Raporda, tasanmn ilk maddesinde yer alan "yabancı sermaye yaö- nmlanru teşvik etmek ve ya- bancı sermaye girişinin arrö- nlması" ifadesıne karşın ulu- sal ve toplumsal çıkarlann gözetileceğine ilişkin bir ilke bulunmayışı ve "kamu yara- n" kavramımn eksik olduğu ortaya konuldu. Yabana sermayeye önceBk Raporda, yabancı sermaye- ye "koşulsuzteslimiyet''in da- ha da somutlaştığına dikkat çekildi. "Yatmmcüartarafin- dan önerilen yerlerde" kuru- lacağı belirtilen endüstri böl- gelerindeki yatınm izniyle şu yasalar hükümsüz kıhmyor: "tmar Yasası, Kültür ve Tabiat Varuklaruu Koruma Yasası, Çevre Yasası, Köy Hizmetleri Yasası, Maden Yasası, Belediye Yasası'nın 15. maddesinin 2. nkrasnım 12. bendL" Yatınmlan Teşvik. Koordi- nasyon ve Dayanışma Kuru- lu (YTKDK) adh bir kurul, uygulama için tam yetkili kı- lındığı dikkat çekilen rapor- da, "Planlama, şehircilik ve mimariık birikimi gerektirdi- ği haldekurul,üniversiteve il- gili meslek odalan temsilcile- ri yerine çeşitli bakanhklann yetkililerinden oluşrurulu- yor" denildi. Çözüm planlamada Raporda, Türkiye'de ülke düzeyinde yatınmlann "top- !um, çevre ve kültür zengin- Kkleri gözetilerek" belırleme- si gerektıği vurgulanarak "Bir ulusal fıziki planlama- sanayi planlaması hayata ge- çiribnelL Yabancı sermayeye de bu plana bağh olarak yer gösterilmelidir" denildi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SOIVER Tarikatların Siyasileri!.. Geçen yılın Hacı Bektaş Şenlikleri'nin düzenle- me komitesinden bir öğretmen, Aleviliği çağımız- da birfelsefe, kültür akımı olarak yorumlamak ge- rektiğinden söz ederken geçmişe değinme yaptı: Atatürk'ün gerek Kurtuluş Savaşı, gerekse dev- rimler aşamasında hep yanında, dostu olmuş dö- nemin dedesi ile Atatürk arasında tarikatların ka- patılması öncesi geçen bir konuşmayı aktardı. De- deyi Hacı Bektaş'ta ziyaret eden Atatürk, sohbe- tin koyulaştığı bir aşamada, "Siz nesiniz, tarikat mısınız" anlamına gelen bir soru yöneltmiş. Dede de içtenlikle "Evet" yanıtını vermiş. Atatürk sözü- nü hiç esirgemeden "O zaman sizi de kapatmak zonındayız" anlamına gelen bir açıklama getir- miş. Dede ülke çıkarlan gerekli kılıyorsa, bir itiraz- lan olamayacağı anlamına gelen bir şeyler söyle- mıs. etmen, "Bizim dede, o tarihte daha uyanık davranıp 'Tarikat değiliz; kültür, felsefe akımıyız' demiş olsaydı, bizim dergâh kapanmazdı" şaka- sı ile söze devam etti. Devrimlerin bütünlüğü için- de tarikatlan kapatırken başından sonuna dev- rimlere arka çıkmış, yanında olmuş Alevi hareke- tine, yakın dostuna ödün vermeyen Mustafa Ke- mal'den günümüz siyasetçilerine uzanan çizgide değişen ne kadar çok şey var? Çok partili döneme geçişle, ne yazık ki demok- ratikleşme adına, oy kaygısı ile verilen ödünler, elini verenin kolunu kaptırması boyutlannda. Bir tarikatın bir kolu, gücünü kanıtlama aracı olarak Süleymaniye Camii'nin tarihi kimliğini yok ederek tekkeye dönüştürme operasyonuna iktidardaki tüm siyasileri suç ortağı yapabiliyor. Dahası 12 Eylül yönetiminden Özal'a, Erbakan'a, Ecevit'e uzanan bir halkada, ilgili kararlar aşamasında hü- kümetlerde görev alan bütün liderler, bakanlar bu suça ortaklık ediyorlar. İş çığnndan çıkıp Kotku Hoca'nın damadının damadının da gömülmesi operasyonunda parla- mento içindeki bütün siyasi partiler, öncelikle li- derleri, pek çok devrim yasası, anayasa, yasa hük- münün çiğnenmesinde suç ortaklığına girişiyorlar. Birkaç aykın ses dışında parlamento dışı siyase- tin bile sesi soluğu çıkmıyor. Çok az sayıda par- lamenter bu duruma eleştiri getirebiliyor. Şaşırtıcı bir gelişme, bardağı taşıran son aşa- mada, toplumda tek tek bireyler tepkileri ile an- lamlı bir kamuoyu oluşturuyorlar. Cumnurbaşka- nı'nın onaylamaması ile ancak bir gidişe "dur"de- nebiliyor. Tarikat sözcüsü, siyasileri teslim almış olmanın özgüveninde, Cumhurbaşkanı'nın onayının bek- lenmesi aşamasında, "Onaylanmazsa ne olur" sorusunu yanıtlarken "Alternatif söz konusu de- ğildir" diyebiliyor. Cenazeler havaalanında tekbir- lerie karşılanıyor. Işlerin ters dönmesi aşamasın- da ise toplumsal tepkinin büyümemesi gözetile- rek Eyüp'e gömülen cenazelerin töreninde göv- de, güç gösterisi yapılmaması yeğleniyor. Özal'lann açtığı yoldan, tarikat liderierinin, da- madın damadını da kapsayan bütünlükte Süley- maniye'de toplanmalan operasyonunun, Cum- hurbaşkanı'nın onaylamaması sonucu ancak dur- durulabilmesiyle ranat nefes alabilir miyiz? Kimi değertendirmelerin etkisinde, "tan'he saygısızlık, bir tarikatin güç gösterisi engellendi" diye konu- yu kapatabilir miyiz? Yoksa seçimle gelen siyasetçileri böylesine avu- cunun içine alabilmiş tarikatlann variığı karşısın- da siyasal Islamın ulaşmış olduğu güç ve tehdit boyutu üzerinde çok daha anlamlı düşünmek, ön- lem almak zorunda mıyız? Siyasetçiler teslim oluşlannın ayıbını kapatmak üzere, yıllardır "ılımlı, laikliğe saygılı, rejime uyum- lu Islamdan, hareketlerden, liderlerden" söz eder oldular. Halkın tepkisini almamak üzere tarikat li- derlen de kendilerinden tarikat olarak söz etmiyor, "Islam dininin yorumu; bilgin, felsefe, kültür akı- mı" kavramlanna sığınıyorlar. Mahmud Esat Coşan topluma çok saygın bir düşünür, bilim insanı oiarak tanıtılıyor. İlgili tarika- tın ve cami kolunun adının geçirilmemesine bü- yük özen gösteriliyor. Ecevit, Fetiiullah Gülen'in okullanna övgü yağdınrken Gülen şerıatla uzak- tan yakından ilişkisi olmayan, laikliğin, Cumhuri- yet değerierinin savunucusu bir aydın kimliğine büründürülüyor. Tuzak ve tehdidin boyutlan da iş- te tam bu noktadan gelişmiş oluyor. Günümüzde küresel saldınnın kimlikleri, ideolo- jileri yok etmesi ile hortlayan ırkçı ve dinci akım- lar arasında, giderek palazlanan ve güç kazanan siyasal Islam ve şeriat, bütün dünyada olduğu gi- bi elbette ülkemizde de giderek güçlenen örgüt- lülükle tehdit odağı oluşturuyor. Dünyanın pek çok ülkesinde gidiş laiklik düzenine doğru olacakken siyasal Islamın güçlenmesi ile geriye, fanatizme, şeriatın en bağnaz yorumlanna doğru oluyor. Tek laik ülke olan Türkiye'de ise siyaset ödün üstüne ödün veriyor. Evet Cumhuriyetin laik düzenindeki kazanımla- n yıkmak, insanlann yaşamlannda kullanmış ol- duklan kökleşmiş insan haklannı ellerinden almak öyle kolay olmasa bile tehdit giderek boyut- lanıyor... [email protected] DSİ Cenel Müdürü Altınbilek: Barajlann su miktan kritik noktada ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Devlet Su Işleri (DSİ) Genel Müdürü Doğan Altın- bilek. şubat ve mart ay- lannda yağış ohnazsa Türkiye'nin ciddi bir enerji sorunu ile karşı karşıya kalacağını ile- ri sürdü.. DSt Genel Müdürü Altınbilek 2001 yılın- da gözlenen yağış miktanmn kurak ge- çen son 2 yılın açığını kapatmak için yeterli olmadığını belirtti. Doğan Altınbilek, enerji amaçlı barajlar- da şubat ayı itibanyla 6 milyar metreküp kul- lanılabilir su bulundu- ğunu, bunun da baraj- lann 8 'de 1 'ine karşıhk geldiâini bildirdi. DSİ Genel Müdürü Doğan Altınbilek, ge- çen yıl aynı tarihte enerji barajlarındaki su miktanmn 10 milyar metreküp olduğuna dikkat çekerek "Bun- dan sonra çok kritik bir noktadayız. Şubat ve mart aylannda kar ve yağmur yağmasmı dihyorum, ama yağ- mazsa ciddi bir enerji sorunu ile karşı karşı- yayız" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle