Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEIS
AldanmakveAldanmamak
Güç günlerde aklı öne çıkaran, önüne serilen
tuzaklara aldanmayıp soğukkanlılık ve sağdu-
yu ile davrananlar kazanırlar.
Türkiye içte ve dışta güç günler yaşıyor. Al-
danmamak zorundayız.
Bu yüzden, Fransa Büyükelçisi Bernard Gar-
cia'nın, "yasanın sembolik olduğu ve yaptınm
gücü bulunmadığı" yolundaki açıklamasına al-
danmamalıyız.
Büyükelçi, ne yapsın, ne desindi ki? "Evet
Fransa size karşı düşmanca bir tavır sergiledi,
üstelik gerçekleri ayaklar altına aldı, tartışma
özgûrlüğünü de zedeledi" diyecek hali yoktu ya!
Ama biz yine aldanmayalım. Çünkü t>u yasa
ile artık Fransa'da yayımlanan kitaplarda, gaze-
telerde dergilerde, Fransız TV ve radyolannda
"Ermeni soykınmı olmamıştır, Osmanlı Ordu-
su'nu arkadan vuran doğu illerindeki Ermeni-
ler, mecburi bir tehcire tabi tutulmuşlardır, bu
sırada onlar içinden çok kişi ölmüştür, tıpkı on-
lann eylemli kalkışmalan sırasında yaptıklan kat-
liamda, ölen onbinlerce Türkgibi... "demekya-
saktır. Böyle söyleyenler daha önce çıkanlan
yasaya göre cezalandınlacaklardır.
Nitekim bu yasadan da önce aynı tezi savu-
nan tarafsıztarihçi Bernard Lewis, Ermeni soy-
kınmını Fransa resmen kabul etmemişken bile,
sembolik bir para cezasına çarptınlmıştır.
Bu açıdan Sayın Büyükelçi'nin de kimi Fran-
sız yetkililerinin de durumu yatıştırmaya yöne-
lik açıklamalanna inanmamak durumundayız.
•••
Sayın Büyükelçi'nin, Jacques Chirac'ın, "Er-
meni Soykınm Yasası "nı onaylaması ile ilgili ola-
rak "Fransız Beşinci Cumhuriyeti'nde tam bir
kuvvetler aynlığı vardır" açıklamasına da kan-
mayalım.
Tam bir kuvvetler ayrılığının bulunduğu
ABD'de benzer durum, Başkan Clinton tara-
fından engellenmiştir. Fransa'da kuvvetler ayn-
lığı ABD kadar ileri safhada değildir, bu gerçe-
ği de bilelim.
Kaldı ki, Beşinci Cumhuriyet döneminde de,
cumhurbaşkanları bir yasayı imzalamadan ön-
ce anayasaya uygun olup olmadığının anlaşıl-
ması için Anayasa Konseyi'ne gönderebilir.
Beşinci Cumhuriyet'te, cumhurbaşkanlan
sembolik yetkilerle değil, gerçek yetkilerle do-
natılmışlardır. Chirac yerel diller konusundaki
uluslararası anlaşmayı onaylayan parlamento
karannı "Fransa'nın birliği ve bütünlüğüne ay-
kın olduğu" gerekçesiyle imzalamamıştır.
Bu gerçekleri bilelim ve Paris'in de temsilci-
lerinin de açıklamalanna aldanmayalım.
Ama aldanmamakla yetinmeyelim, davranış-
lanmızı da duygulanmızın değil, aklın ve sağdu-
yunun doğrultusunda soğukkanlılıkla belirleye-
lim.
• • •
örneğin Istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal
Aiemdaroğlu gibi, bütün bilimsel ilişkileri askı-
ya alan reaktif davranışlara girmeyelim.
Aiemdaroğlu, popülist sansasyonel reaksi-
.yonlar göstereceği, bHimi siyasetin dümen su-
yuna terk edeceği yerde, proaktif davranabilir,
, başında bulunduğu üniversitenin yetkili fakütte
ve kürsülerinde, Ermeni sorunu konusunda bi-
limsel araştırmalaryapılmasını teşvik yolunu tu-
tabilirdi.
Ama en aşağı elli kere yazdığımız gibi, proak-
tif olamayıp, reaktif kalan toplumlann başına
hep bu geliyor. Ne yazık ki ülkemizin en eski üni-
versitesinin başındaki kişi de taşıdığı bilim ada-
mı sıfatına karşın proaktif olamıyor.
Aldanmamamız gereken bir konu da Ermenis-
tan ile ilişkilerimizdir.
Evet, Türkiye ile Ermenistan'ın iyi ilişki içinde
olmasından her iki ülke de karşılıklı çıkar sağla-
yacaktır.
Evet, Avrupa'daki gelişmeler daha ziyade di-
aspora Ermenileri'nin girişimlerinin ürünüdür.
Ama unutmayalım ki Erivan da anayasasında
"Ermeni soykınmının tanınmasını amaçladığını"
belirtmektedir.
Bu durumda, ilişkilerin düzettilmesi için girişi-
min ilk adımının Erivan'dan gelmesi gerekmek-
tedir. Hem onlar, bu düzelmeye bizden daha
fazla muhtaçtıriar.
Onlann da Türkiye'yi köşeye sıkıştımnakta bir
çıkarlan olmadığını anlamalan zamanı gelmiş-
tir.
Bu yolu onlan hiç bir zaman düşman olarak
görmeden, ama yaptınmlar ile göstermek belki
de daha akılcı olacaktır.
BAKAN BOSTANCIOGLU
'Ali okut,oyla'
notunu gönderdim'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TB-
MM'deki içtüzük görüş-
meleri sırasında başla-
yan kavgaya karşın otu-
rumu yöneten DSP'li
Meclis Başkanvekili AH
Ihksoy'a "devam et" ya-
zısı göndererek "üzöcü
otaytann" yaşanmasma
yol açmakla suçlanan
Milli Eğitim Bakanı
Metin Bostancıoğlu,
"Niyetim. tansiyonu
yüksettmek değil, dü-
şûrmektL Önergeler
okunup oylanmaya baş-
lanırsa,ortamsakinleşir
diye dûşûndüm. Bu ne-
denle de Ali Dıksoy'a
'Devam et, okut ve oy-
la' diye not gönderdim"
dedi.
Bostancıoğlu, TB-
MM'de yaşanan geliş-
meleri şöyle aktardı:
"MecBs çahşmaya baş-
ladığmda DYP ve FP'B
milletvekilleri, oturu-
mun kaldığı yerden de-
vamını engelîemek için
kûrsünûn önünü kapa-
dılar. Çoğunlukla Mec-
lis'te bu tip tarttşmalar
çıküğında, başkan ko-
nuşmaya başlayıp öner-
geieri okuyup oylamaya
başlayınca, ortalık sa-
kinleşir. tnsanlar, yerle-
rine otururlar. Ben de
Meclis açıldığmda, Ali
Bey'i çahşnrmama gay-
reti içinde görünce, AH
Bey de biraz duraksa-
yınca hemen bir not
gönderdim. 'Ali devam
et, okut ve oyla' dedbn.
Bunot, tansivonu düşür-
meyeyöne&ktL 'Okutur-
san. yerlerine otururlar',
ümidiyle gönderilmiş
biryazrydL"
DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölüm tutanağında başında 'darp' izi olduğu vurgulanıyor
Başsavcıhk soruştumyor• Ankara Cumhuriyet
Başsavcısı Melih Tan,
başsavcı ve nöbetçi
savcı ile sabah
saatlerinde toplantı
yaptı. Başsavcılık,
TBMM Başkanlığı'na
yazı yazarak Meclis
TV'nin Şıhanlıoğlu'nun
kalp krizi geçirdiği
yumruklaşmalara ilişkin
görüntü kasetleri ile
Meclis tutanaklannı
istedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, DYP
Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanhoğ-
hı'nun TBMM Genel Kurulu'nda içtü-
zük görüşmeleri yapüuken MHP'li mil-
letvekilleriyle kavga sırasında kalp kri-
zi sonucu ölümüyle ilgili re'sen soruştur-
ma başlattı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Melih
Tan, konuyla ilgili başsavcı ve nöbetçi
savcı ile sabah saatlerinde toplantı yap-
tı. Başsavcılık, toplantının ardından Şı-
hanlıoğlu'nun ölüm olayı ile ilgili Keçi-
ören Adli Tıp'tan otopsi raporunu iste-
di. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
TBMM Başkanlığı'na yazı yazarak
Meclis TV'nin Şıhanlıoğlu'nun kalp kri-
zi geçirdiği yumruklaşmalara ilişkin gö-
rüntü kasetleri ile Meclis tutanaklannı
istedi.
DYP Antalya milletvekilleri Salih Çe-
len, Mehmet Baysan, Burdur Milletve-
kili MustafaÖrs* Bitlis Milletvekili Yah-
ya Çevik, Hakkâri Milletvekili Hakla
Töre ve Ağn Milletvekili Musa Konyar,
öğleden sonra Adliye Sarayı'na gelerek
soruşturmayı yürütenbaşsavcı vekili Be-
kir Sdçuk'a, yaklaşık 2.5 saat süreyle
ifade verdi. Ankara Cumhuriyet Başsav-
cılığı, olaya el konulmasını önlemekyö-
nünde nöbetçi savcıya emir verildiğine
ilişkin açıklamalan yalanladı. Açıkla-
mada, kendisinin Antalya Milletvekili
Salih Çelen olduğunu söyleyen bir kişi-
nin, 30 Ocak 2001 gecesi saat 22.00 sı-
ralanndanöbetçi savcıyı arayarak "Mec-
lis'te bir milletvekili öMürüldü. Ceset,
Güven Hastanesi'ne götürüldü. Derhal
MecHs">
e gelin veMecliskayıtianyla bant-
lara d koyun" şeklinde istemde bulun-
duğu belirtilerek bunun üzerine savcı-
nın, iddianın doğruluğunu araştırdığı
kaydedildi. Nöbetçi olan Ankara Cum-
huriyet Savcısı Nergis Baykara'nın olay
gecesi düzenlediği ölüm tutanağında Şı-
hanlıoğlu'nun "Sağkaşınıniçtarannda,
burun kemiğinin başladığı yerde, burun
ucu ve dudağm iç tarafinda darpa bağh
ekünoz ohıştuğu" \iirgulandi. Tutanak-
ta, ölüm nedeninin adli tıp raporuylabe-
lirleneceği belirtildi.
Doktorlar, "kalp spazmının beyinde-
ki izlere bağh bir nedenden kaynaktanıp
ka> naklanmadığmı" kesin olarak belir-
lemek için bazı organlan Istanbul Adli
Tıp Kurumu'na gönderdi.
Belli bir kan davası olmayan Şıhanlılar aşiretinin üyeleri bu kez iç açıcı konuşmuyor
4
Feodaütenin gereği yapdır'
MEHMET FARAÇ
Meclis'teki kavganın ardın-
dan geçirdiği kalp krizi sonu-
cu yaşamını yitiren DYP Şan-
lıurfa Milletvekili Fevzi Şı-
hanhoğlu, Urfa bölgesindeki
büyük Kürt aşiretlerinden "Şi-
hanhlar"ın bir üyesi. Mec-
lis'te bazen 4 milletveküi bu-
lundurabilen aşiret, resmi ra-
kamlara göre 10 bın, aşiret
çevrelerine göre de 100 bin ki-
şiyi kapsıyor. Şıhanlıoğlu'nun
"darbeler sonucu öldüğü"ne
inanan aşiret üyelerine gö-
re,"Bu işin arkası genr_w
Da-
hası,"Feodaliteningereğiyapn
Urfa bölgesinin siyasal açı-
dan etkin aşiretlerinden olan
Şıhanlılar'ın, "Seyit" (Pey-
gamber soyundan gelme) ol-
duğuna inanılıyor. Aşirette bu
nedenle 'Şıhhk" geleneği var.
Bağdat'tan gelerek Şanlıur-
fa'nın Viranşehir ilçesine yer-
leşen aşiret, daha sonra Gü-
neydoğu'nun diğer kentlerine
dağılmış. Aşiretin kollan Si-
irt, Adıyaman, Hatay ve Mar-
din'e uzaruyor. Urfa bölgesin-
deki güçleri resmi rakamlara
göre 10 bini aşkın. Aşiret üye-
lerine göre ise bölge genelin-
de 100 bin kişiyi kapsıyorlar.
Şıhanlılar Urfa bölgesinde
Hilvan, Suruç, Siverek, Urfa
merkeziyle Viranşehir yolu
arasında kalan bölgede yaşı-
yor. Karacadağ ve çevresinde
etkinler. Tanm ve hayvancı-
lıkla ugraşıyorlar.
Aşiretin önde gelenlerinden
Ömer Cevheri Cumhuriyetin
kuruluşundan sonra bölge dı-
Urfa bölgesinin siyasal açıdan etkin aşiretlerinden olan Şıhanlılann. "Seyıt" (Pe> gamber soyun-
dan gelme) oktuğuna inanılıyor. Aşirette bu nedenle •Şıhlık" geleneği var. Şıhanhoğlu'nun yâkın-
lan olaydan sonra hastane önûnde umutla bekledL ."-,„..
şına gönderilen Kürt aşiret li- lanıyor. Şıhanlılar son 70 yıl-
derlerinden. Cevheri ve yakın-
lan önce Amasya sonra da
Adana'da zorunlu ikamete ta-
bi tutulmuş. Bu sürgünle bir-
likte aşiret üyelerinin zarar
görmesinden endişe duyan
Omer Cevheri, babasının
tt
Şeyhcevher"olan adını ken-
dine soyadı olarak almış. Bu
soyadını ilk kez Necmettin
Cevheri ile ağabeyi Şeref Cev-
heri kullanmış. Aşiretin bir
bölümü ise halen bağh bulun-
duklan tlhan köyünden esin-
lenerek "tDum" soyadını kul-
dır Urfa bölgesinde siyasette
de etkili bir aşiret. Ömer Cev-
heri CHP'nin Urfa'daki ilk ku-
ruculanndan. 1950'den sonra
ise Demokrat Parti'den millet-
vekili seçildi. Aşiretin 1965
yıhndan bu yana politikadaki
sözcüsü olan Ömer Cevhe-
ri'nin oğlu Necmettin Cevhe-
ri. Genç bir avukatken 1965 'te
milletvekili seçilen Cevheri,
Adalet Bakanlığı daha sonra
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı
yaptı. SHP-DYP hükümetinde
ise Devlet Bakanı olarak gö-
rev aldı. Demirel'e en yakın
kişilerden biri olarak bUiniyor.
Şıhanlılar kimi dönemlerde
Meclis'te 4 milletvekilini ay-
nı anda bulundurabildiler. Ge-
çen dönem Necmettin Cevhe-
ri'yle birlikte Fevzi Şıhanlıoğ-
lu ve Seyit Eyüpoğlu
(ANAP'tan) Ûrfa milîervekili
olarak Meclis'e girdi. Nec-
mettin Cevheri'nin oğlu Cev-
her Cevheri ise Adana'dan
DYP listesinden milletvekili
seçildi.
Şıhanlıoğlu'nun ağabeyi
Muharrem Şıhanlıoğlu da
uzun süre belediye başkanlığı
yaptı. "YeşiTkod adli Mah-
mut Yıkunm'ın belediyedeki
bazı kişilerle telefon görüşme-
leri de geçen yıl, basına yan-
sıdı. Şıhanlılar'ın bilenen kan
davası yok. Necmettin Cevhe-
ri'nin yeğeni olan eski gazete-
cilerden Salih tlhan, aşiretin
daha çok "uztaşmacı" olduğu-
na üıamyor. llhan şunları an-
latıyor:
"Şıhanlılar seyit olduğu için
genellikle uzlaşüncı olarak bi-
linrvor. Aşiretierin kendi arala-
nndaki husumeüerde aracı
ohıyorlar. Yani aşiretsel huku-
kun en uç noktasında bulunu-
yorlar." Şıhanlıoğlu'nun öl-
mesi aşiret içinde büyük infi-
ale yol açtı. Feodal çatışmalar
sırasmda çoğu kez aracı olan
aşiretin bundan sonraki tavn
konusunda kimi bireyleri hiç
de iç açıcı konuşmuyor. Aşi-
ret üyeleri Şıhanlıoğlu'nun
"nasü öldüğüne değil niye öi-
düğüne" bakıyor. Yani oîayda
sorumlular olduguna inanıyor.
Bir aşiret üyesine göre,*Fevzi
abi darptan öldü~" Bu sözler
neyi çağnştınyor, onun yanıtı
da aşiret içinden: "Feo-
dalitenin gereği yapıhr.^
Şıhanlıoğlu'nun ölümünü
aşiret, kan davasına dönüştü-
rür mü?.. Bu sonıyu da aşiret
içinden yükselen sesler net bi-
çimde yanıtlıyor: u
Bunun ar-
kası gelir... Dileriz çok kötü
olaylar olmaz..." Lokman Şı-
hanhoğlu'nun önceki gece
Güven Hastanesi önündeki
sözleri ise her şeyi anlatıyor:
"Suçlu kimse hesap verecek.
Ne gerekiyorsa yapılacak™"
Olumlu oturum, milletvekillerinin TBMM'ye silahla girdiği gerçeğini bir kez daha kanıtladı
Genel kurul sflahlaraı gölgesinde
EMİNEKAPLAN
ANKARA - DYP Şanlıurfa Mület-
vekili Fevzi Şıhanhoğhı'nun ölümüy-
le sonuçlanan 'süahh, bıçakfa,yumruk-
lu, tekmdi' içtüzük görüşmeleri, mil-
letvekillerinin TBMM Genel Kuru-
lu'na silahla girdiği gerçeğini bir kez
daha ortaya koydu.
TBMM'de içtüzük görüşmeleri ge-
çen hafta başladı. MHP ve DSP'li mil-
letvekillerinin 'mûkerrer oy' kullan-
ması nedeniyle tartışmalar yaşandı.
FP'li milletvekilleri, MHP'lilerin si-
lah taşıdığını açıkladılar. Muhalefetin
uyanlanna karşın, önceki günkü gö-
rüşmeler srrasmda bazı milletvekille-
rinin yine silahlı olduğu vurgulandı.
TBMM'de yaşanan gelişmeler saat sa-
at şöyle:
Küçük tartışmalarlabaşlayan görüş-
meler sürerken saat 19.00'da ara veril-
di. 20.00'de toplanan genel kurulda
gerilim nrmanmaya başladı. Önerinin
3. maddesi üzerindeki konuşmalar ta-
mamlandıktan sonra sorular bölümü-
ne geçildiği sırada DYP ve FP'li mil-
letvekilleri komisyon sırasına yürüdü.
TBMM Başkanvekili Ali Dıksoy.
milletvekilleri arasında çıkan kavga
üzenne oturuma saat 21.00'e kadar ara
verdi. Bu sırada Başbakan BülentEce-
vit Meclis'e geldi.
TBMM Genel Kurulu, saat 21 .OO'de
yeniden açıldı. Ancak muhalefet ve ik-
tidar milletvekilleri arasındaki kavga
bü>-üdü. MHP'li Cahit Teketioğlu ile
DYP'li Fevzi Şıhanlıoğlu birbirlerine
yumruk attılar. Yere düşen Şıhanlıoğ-
lu'nu partili arkadaşlan kulise çıkar-
dı. Kuliste, DYP yöneticilerinin uya-
nsıyla Şıhanlıoğlu'nun silahma polis-
ler el koydu.
TBMM Başkanvekili Ilıksoy, olay-
lann büyümesi üzerine saat 21.58'de
oturuma yarun saat ara verdi. Bu sıra-
larda Şıhanlıoğlu, kuliste fenalaştı.
Kalp hastası olan Şıhanlıoğlu'na ilk
müdahaleyi milletvekilleri yaptı. Kalp
masajından sonuç alınamazken gelen
ambulansla Şıhanlıoğlu Güven Has-
tanesi'ne kaldınldı.
İzgi'den soruşturma
İçtüzük
şimdüik
askıda
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Şanlıurfa
Milletvekili Fevzi Şdıanh-
oğlu'nun yaşamını yitir-
mesine yolaçan olaylann
ardmdan, dün TBMM Ge-
nel Kurulu toplanamadı.
Genel kurulun, gelecek
hafta salı gününe dek 'aç-
kapa' yaparak çalışmaya-
cağı bildirilirken; 'ötümü-
ne kavgaya' neden olan
TBMM içtüzük değişikli-
ği de 'şimditik' askıya alın-
dı. TBMM Başkam Ömer
İzgi, Meclis TV'nin yayı-
nının 'sansür edihnesi' ve
Meclis sağlıkpersonelinin
'acfl müdahalede' yetersiz
kaldığı savlan konusunda
soruşturma başlattı.
DYP'li Fevzi Şıhanlıoğ-
lu'nun yaşamını yitirme-
sine neden olaylann ardm-
dan dün TBMM Genel
Kurulu'nu Meclis Başka-
nı Izgi açtı. Izgi, "çoğun-
luk bulunamadığı, ara ve-
rilmesi halinde de buluna-
mayacağı"' gerekçesiyle
genel kurulu kapattı. tkti-
dar gnıplan, "gerghüiğin
yatışması" için genel ku-
rulun salı gününe kadar
çalışmaması karan aldılar.
tzgi, sabah saatlerinde
de siyasi parti grup baş-
kanvekilleriyle bir toplan-
tı yaptı. DSP ve MHP'den
katılunm olmadığı toplan-
tıda Izgi, Mecîis'in sağlık
personelinin zamanında
müdahale yapıp yapmadı-
ğı ve araç- gereç donanı-
mının yeterli olup olmadı-
ğma ilişkin savlarla ilgili
olarak soruşturma başlata-
cağını bildirdi.
Izgi. toplantıda grup
başkanvekillerinden, "ger-
ginliği tırmandırmamala-
n " isteminde bulunarak
"irhamedki'' açıklamalar-
dan kaçınılması, içtüzük
değişikliği konusunda da
iktidar ile muhalefet ara-
sında yeni bir uzlaşma
aranmasını önerdi. Izgi,
milletvekillerinin silahla
genel kurula girmesi ko-
nusunda da önlemler alı-
nacağını belirtti.
FEVZt ŞIHANLIOĞLU'NUN ÖLÜMÜYLE SONl ÇLANAN 30 OCAK 2001 TARİHLÎ GÖRÜŞMENİN TUTANAĞI
TBMM İçtüzük değişüdiğine faşizan nitelemesi
ANKARA(CuınhuriyetBürosu)-TB-
MM'de önceki gün aksam DYP Şanlıur-
fa Milletvekili FevziŞıhanhoğlu nun ölü-
müyle sonuçlanan görüşmeler sırasında,
muhalefet milletvekilleri iktidara "tçtü-
zûk değişikliği faşist bir yasa. Pariamen-
toya kıymaym,bunugeri çekjn" diye ses-
lendi. MHP'b TBMM Başkanvekili Mu-
rat Sökmenoğlu da "Parlamenter siste-
min ruhuna aytan olduğu için kabul ede-
mıyorum" sözlenyle muhalefetin yanın-
da yer aldı.
Olümle sonuçlanan 30 Ocak 2001 ta-
rihligörüşmenintutanaklanndan seçtiği-
miz bazı bölümler şöyle:
Ibriun Tayan (ANAP, Anayasa Ko-
misyonu Başkanı): Tabii ki uzlaşma kül-
türü fevkalade önemlidir...
Saffet Ankan Bedûk (DYP): Hiç mi
geçmişini düşünmüyorsun sayın başkan.
Torhan Tayan (ANAP): Uzlaşma iste-
yen arkadaşlann, hiçbirzaman komisyo-
nu kendileri için bir engel olarak görme-
lerini mümkün görmüyorum.
Saffet Ankan Bedûk(DYP): Çek, çek,
komisyona geri çek. Hiç mi geçmişini
düşünmüyorsun? Gecmişin var geçmi-
şin... Gecmişin için çek!
Nazh Dıcak (FP): Sayın Sökmenoğ-
lu'na sormak istiyorum. Sayın Sökme-
noğlu, sizi Adalet Partisi gençlik yıllann-
dan beri tanıyorum. Demokrasi uğruna
sine-i millete döndünüz. Acaba bugün-
kü tüzük değişikliğini içinize sindiriyor
musunuz?
Murat Sökmenoğlu (MHP): Ben, bu-
günkü makalemde de yazdım. Başkan-
hkta da ifade ettim, parlamenter sistemin
ruhuna aykın olduğu için kabul edemi-
yorum efendim.
(FP ve DYP sıralanndan 'Bravo' ses-
leri, allaşlar)
KamerGenç(DYP): Biz, kürsüyü sus-
turmayız,buhalkınkursüsüdür. Sustura-
mazsınız. Öyle gevrek gevrek gülme,
orada da oturamazsın. Değerli milletve-
killeri ya bu kürsüyü koruyacağız, yok-
sa çekip gideceğiz.
Turhan Tayan: Sayın başkan, sayın
başkan...
KamerGenç(DYP): Komisyon başka-
nı diyor ki, üyeler teklifî vermiştir. (DYP
sıralanndan sıra kapaklanna vurmalar,
şiddetli gürültüler)
Ali Rıza Gönûl: Meclis'i kapatıyorsu-
nuz... Meclis'e baskıdır bu..
Hasan Ekinci: Faşist bir yasa bu.
Yasin Hatipoğlu (FP): Sayın başkan,
bu şartlarda genel kurulu çalıştıramazsı-
nız, mümkün değil.
NevzatErcan(DYP): Yapamazsmız...
Ali Rıza Gönûl (DYP): Halkın sesini
kesemezsiniz... Sıkılmıyor musunuz?
Yasin Hatipoğlu (FP): Sayın Başkan,
rica ediyorum, ara verin..
(DYP ve FP grubuna mensup bir grup
millervekilinin komisyon sırası önünde
toplanmalan)
AB Dıksoy (DSP. TBMM Başkanveki-
li). Birleşıme. saat 21.00'de toplanmak
üzere ara veriyorum.
" Ali Dıksoy: Komisyon başkanı, hazır.
Sayın milletvekilleri önergelerde kalmış-
tık. Önergeleri geliş sırasına göre okutup,
aykınlık sırasına göre işleme alacağım.
(FP \e DYP grubuna mensup milletve-
killerinin sıralar önünde toplanmalan,
gürültüler. alkışlar)
Nazfalhcalt(FP): Hayır, açamazsın!
Afilhksoy: Sayın idare amirleri. (Aça-
mazsınız seslen, gürültüler)
Aslan Polat (FP): Açamazsınız. Halkı
susturamazsınız!
\asin Hatipoğlu (FP): Kendinize kıyı-
yorsunuz...
Ali Dıksoy: Sayın milletvekilleri... Ben
genel kurulu açmakla mükellefım. (Gü-
rültüler).
Yasin Hatipoğlu: Parlamentoya kıyı-
yorsunuz, kürsüye kıyıyorsunuz. Yapma-
yın lütfen.
(Önergeler okunmaya başlandı).
İhas Yümazyıldız(DYP): Görüşemez-
siniz. (Balıkesir Milletvekili llyas Yıl-
mazyıldız tarafından kâtip üyenin mik-
rofonunun çekilmesi) Konuşamazsınız..
Kapatmak zorundasınız. (Kürsü önünde
yumruklaşmalar, gürültüler)
AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri yeri-
nize oturur musunuz? (FP ve DYP grup-
lanna mensup milletvekilleri Istiklal
Marşı'nı okumaya başladı)
AK Dıksoy: îkinci önergeyi okutuyo-
nım. (FP ve DYP gruplanna mensupmil-
letvekilleri tarafından gürültüler)
Mehmet Batulc 68. maddeyı uygula-
yın sayın başkan...
AH Dıksoy: Diğer önergeyi okutuyo-
rum. (FP ve DYP milletvekilleri tarafın-
dan gürültüler, alkışlar)
AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, lütfen
kürsünün önünü boşaltır mısınız? (Kür-
sü önünde toplanmalar ve gürültüler)
Orhan Bıçakçoğlu: (MHP) Oku, oku...
AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, otu-
rumu kapatmak zonında kalacağnn.
Orhan Bıçakçıoğlu: Olur mu sayın
başkan.
AB Dıksoy: Ama, yapmasınlar canım,
yapmasınlar. (Kürsü önünde yumruklaş-
malar, DYP ve FP sıralanndan 'yuh' ses-
leri)
AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri birle-
şime 22.30'a kadar ara veriyonım.
AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, 51.
birleşimin altıncı otunımunu açıyorum.
(FP ve DYP sıralanndan 'yuh' sesleri,
gürültüler)...31 Ocak 2001 Çarşambagü-
nü saat 14.00'te toplanmak üzere birle-
şimi kapatıyorum.