25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEIS AldanmakveAldanmamak Güç günlerde aklı öne çıkaran, önüne serilen tuzaklara aldanmayıp soğukkanlılık ve sağdu- yu ile davrananlar kazanırlar. Türkiye içte ve dışta güç günler yaşıyor. Al- danmamak zorundayız. Bu yüzden, Fransa Büyükelçisi Bernard Gar- cia'nın, "yasanın sembolik olduğu ve yaptınm gücü bulunmadığı" yolundaki açıklamasına al- danmamalıyız. Büyükelçi, ne yapsın, ne desindi ki? "Evet Fransa size karşı düşmanca bir tavır sergiledi, üstelik gerçekleri ayaklar altına aldı, tartışma özgûrlüğünü de zedeledi" diyecek hali yoktu ya! Ama biz yine aldanmayalım. Çünkü t>u yasa ile artık Fransa'da yayımlanan kitaplarda, gaze- telerde dergilerde, Fransız TV ve radyolannda "Ermeni soykınmı olmamıştır, Osmanlı Ordu- su'nu arkadan vuran doğu illerindeki Ermeni- ler, mecburi bir tehcire tabi tutulmuşlardır, bu sırada onlar içinden çok kişi ölmüştür, tıpkı on- lann eylemli kalkışmalan sırasında yaptıklan kat- liamda, ölen onbinlerce Türkgibi... "demekya- saktır. Böyle söyleyenler daha önce çıkanlan yasaya göre cezalandınlacaklardır. Nitekim bu yasadan da önce aynı tezi savu- nan tarafsıztarihçi Bernard Lewis, Ermeni soy- kınmını Fransa resmen kabul etmemişken bile, sembolik bir para cezasına çarptınlmıştır. Bu açıdan Sayın Büyükelçi'nin de kimi Fran- sız yetkililerinin de durumu yatıştırmaya yöne- lik açıklamalanna inanmamak durumundayız. ••• Sayın Büyükelçi'nin, Jacques Chirac'ın, "Er- meni Soykınm Yasası "nı onaylaması ile ilgili ola- rak "Fransız Beşinci Cumhuriyeti'nde tam bir kuvvetler aynlığı vardır" açıklamasına da kan- mayalım. Tam bir kuvvetler ayrılığının bulunduğu ABD'de benzer durum, Başkan Clinton tara- fından engellenmiştir. Fransa'da kuvvetler ayn- lığı ABD kadar ileri safhada değildir, bu gerçe- ği de bilelim. Kaldı ki, Beşinci Cumhuriyet döneminde de, cumhurbaşkanları bir yasayı imzalamadan ön- ce anayasaya uygun olup olmadığının anlaşıl- ması için Anayasa Konseyi'ne gönderebilir. Beşinci Cumhuriyet'te, cumhurbaşkanlan sembolik yetkilerle değil, gerçek yetkilerle do- natılmışlardır. Chirac yerel diller konusundaki uluslararası anlaşmayı onaylayan parlamento karannı "Fransa'nın birliği ve bütünlüğüne ay- kın olduğu" gerekçesiyle imzalamamıştır. Bu gerçekleri bilelim ve Paris'in de temsilci- lerinin de açıklamalanna aldanmayalım. Ama aldanmamakla yetinmeyelim, davranış- lanmızı da duygulanmızın değil, aklın ve sağdu- yunun doğrultusunda soğukkanlılıkla belirleye- lim. • • • örneğin Istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Aiemdaroğlu gibi, bütün bilimsel ilişkileri askı- ya alan reaktif davranışlara girmeyelim. Aiemdaroğlu, popülist sansasyonel reaksi- .yonlar göstereceği, bHimi siyasetin dümen su- yuna terk edeceği yerde, proaktif davranabilir, , başında bulunduğu üniversitenin yetkili fakütte ve kürsülerinde, Ermeni sorunu konusunda bi- limsel araştırmalaryapılmasını teşvik yolunu tu- tabilirdi. Ama en aşağı elli kere yazdığımız gibi, proak- tif olamayıp, reaktif kalan toplumlann başına hep bu geliyor. Ne yazık ki ülkemizin en eski üni- versitesinin başındaki kişi de taşıdığı bilim ada- mı sıfatına karşın proaktif olamıyor. Aldanmamamız gereken bir konu da Ermenis- tan ile ilişkilerimizdir. Evet, Türkiye ile Ermenistan'ın iyi ilişki içinde olmasından her iki ülke de karşılıklı çıkar sağla- yacaktır. Evet, Avrupa'daki gelişmeler daha ziyade di- aspora Ermenileri'nin girişimlerinin ürünüdür. Ama unutmayalım ki Erivan da anayasasında "Ermeni soykınmının tanınmasını amaçladığını" belirtmektedir. Bu durumda, ilişkilerin düzettilmesi için girişi- min ilk adımının Erivan'dan gelmesi gerekmek- tedir. Hem onlar, bu düzelmeye bizden daha fazla muhtaçtıriar. Onlann da Türkiye'yi köşeye sıkıştımnakta bir çıkarlan olmadığını anlamalan zamanı gelmiş- tir. Bu yolu onlan hiç bir zaman düşman olarak görmeden, ama yaptınmlar ile göstermek belki de daha akılcı olacaktır. BAKAN BOSTANCIOGLU 'Ali okut,oyla' notunu gönderdim' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TB- MM'deki içtüzük görüş- meleri sırasında başla- yan kavgaya karşın otu- rumu yöneten DSP'li Meclis Başkanvekili AH Ihksoy'a "devam et" ya- zısı göndererek "üzöcü otaytann" yaşanmasma yol açmakla suçlanan Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, "Niyetim. tansiyonu yüksettmek değil, dü- şûrmektL Önergeler okunup oylanmaya baş- lanırsa,ortamsakinleşir diye dûşûndüm. Bu ne- denle de Ali Dıksoy'a 'Devam et, okut ve oy- la' diye not gönderdim" dedi. Bostancıoğlu, TB- MM'de yaşanan geliş- meleri şöyle aktardı: "MecBs çahşmaya baş- ladığmda DYP ve FP'B milletvekilleri, oturu- mun kaldığı yerden de- vamını engelîemek için kûrsünûn önünü kapa- dılar. Çoğunlukla Mec- lis'te bu tip tarttşmalar çıküğında, başkan ko- nuşmaya başlayıp öner- geieri okuyup oylamaya başlayınca, ortalık sa- kinleşir. tnsanlar, yerle- rine otururlar. Ben de Meclis açıldığmda, Ali Bey'i çahşnrmama gay- reti içinde görünce, AH Bey de biraz duraksa- yınca hemen bir not gönderdim. 'Ali devam et, okut ve oyla' dedbn. Bunot, tansivonu düşür- meyeyöne&ktL 'Okutur- san. yerlerine otururlar', ümidiyle gönderilmiş biryazrydL" DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölüm tutanağında başında 'darp' izi olduğu vurgulanıyor Başsavcıhk soruştumyor• Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan, başsavcı ve nöbetçi savcı ile sabah saatlerinde toplantı yaptı. Başsavcılık, TBMM Başkanlığı'na yazı yazarak Meclis TV'nin Şıhanlıoğlu'nun kalp krizi geçirdiği yumruklaşmalara ilişkin görüntü kasetleri ile Meclis tutanaklannı istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şıhanhoğ- hı'nun TBMM Genel Kurulu'nda içtü- zük görüşmeleri yapüuken MHP'li mil- letvekilleriyle kavga sırasında kalp kri- zi sonucu ölümüyle ilgili re'sen soruştur- ma başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan, konuyla ilgili başsavcı ve nöbetçi savcı ile sabah saatlerinde toplantı yap- tı. Başsavcılık, toplantının ardından Şı- hanlıoğlu'nun ölüm olayı ile ilgili Keçi- ören Adli Tıp'tan otopsi raporunu iste- di. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM Başkanlığı'na yazı yazarak Meclis TV'nin Şıhanlıoğlu'nun kalp kri- zi geçirdiği yumruklaşmalara ilişkin gö- rüntü kasetleri ile Meclis tutanaklannı istedi. DYP Antalya milletvekilleri Salih Çe- len, Mehmet Baysan, Burdur Milletve- kili MustafaÖrs* Bitlis Milletvekili Yah- ya Çevik, Hakkâri Milletvekili Hakla Töre ve Ağn Milletvekili Musa Konyar, öğleden sonra Adliye Sarayı'na gelerek soruşturmayı yürütenbaşsavcı vekili Be- kir Sdçuk'a, yaklaşık 2.5 saat süreyle ifade verdi. Ankara Cumhuriyet Başsav- cılığı, olaya el konulmasını önlemekyö- nünde nöbetçi savcıya emir verildiğine ilişkin açıklamalan yalanladı. Açıkla- mada, kendisinin Antalya Milletvekili Salih Çelen olduğunu söyleyen bir kişi- nin, 30 Ocak 2001 gecesi saat 22.00 sı- ralanndanöbetçi savcıyı arayarak "Mec- lis'te bir milletvekili öMürüldü. Ceset, Güven Hastanesi'ne götürüldü. Derhal MecHs"> e gelin veMecliskayıtianyla bant- lara d koyun" şeklinde istemde bulun- duğu belirtilerek bunun üzerine savcı- nın, iddianın doğruluğunu araştırdığı kaydedildi. Nöbetçi olan Ankara Cum- huriyet Savcısı Nergis Baykara'nın olay gecesi düzenlediği ölüm tutanağında Şı- hanlıoğlu'nun "Sağkaşınıniçtarannda, burun kemiğinin başladığı yerde, burun ucu ve dudağm iç tarafinda darpa bağh ekünoz ohıştuğu" \iirgulandi. Tutanak- ta, ölüm nedeninin adli tıp raporuylabe- lirleneceği belirtildi. Doktorlar, "kalp spazmının beyinde- ki izlere bağh bir nedenden kaynaktanıp ka> naklanmadığmı" kesin olarak belir- lemek için bazı organlan Istanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Belli bir kan davası olmayan Şıhanlılar aşiretinin üyeleri bu kez iç açıcı konuşmuyor 4 Feodaütenin gereği yapdır' MEHMET FARAÇ Meclis'teki kavganın ardın- dan geçirdiği kalp krizi sonu- cu yaşamını yitiren DYP Şan- lıurfa Milletvekili Fevzi Şı- hanhoğlu, Urfa bölgesindeki büyük Kürt aşiretlerinden "Şi- hanhlar"ın bir üyesi. Mec- lis'te bazen 4 milletveküi bu- lundurabilen aşiret, resmi ra- kamlara göre 10 bın, aşiret çevrelerine göre de 100 bin ki- şiyi kapsıyor. Şıhanlıoğlu'nun "darbeler sonucu öldüğü"ne inanan aşiret üyelerine gö- re,"Bu işin arkası genr_w Da- hası,"Feodaliteningereğiyapn Urfa bölgesinin siyasal açı- dan etkin aşiretlerinden olan Şıhanlılar'ın, "Seyit" (Pey- gamber soyundan gelme) ol- duğuna inanılıyor. Aşirette bu nedenle 'Şıhhk" geleneği var. Bağdat'tan gelerek Şanlıur- fa'nın Viranşehir ilçesine yer- leşen aşiret, daha sonra Gü- neydoğu'nun diğer kentlerine dağılmış. Aşiretin kollan Si- irt, Adıyaman, Hatay ve Mar- din'e uzaruyor. Urfa bölgesin- deki güçleri resmi rakamlara göre 10 bini aşkın. Aşiret üye- lerine göre ise bölge genelin- de 100 bin kişiyi kapsıyorlar. Şıhanlılar Urfa bölgesinde Hilvan, Suruç, Siverek, Urfa merkeziyle Viranşehir yolu arasında kalan bölgede yaşı- yor. Karacadağ ve çevresinde etkinler. Tanm ve hayvancı- lıkla ugraşıyorlar. Aşiretin önde gelenlerinden Ömer Cevheri Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bölge dı- Urfa bölgesinin siyasal açıdan etkin aşiretlerinden olan Şıhanlılann. "Seyıt" (Pe> gamber soyun- dan gelme) oktuğuna inanılıyor. Aşirette bu nedenle •Şıhlık" geleneği var. Şıhanhoğlu'nun yâkın- lan olaydan sonra hastane önûnde umutla bekledL ."-,„.. şına gönderilen Kürt aşiret li- lanıyor. Şıhanlılar son 70 yıl- derlerinden. Cevheri ve yakın- lan önce Amasya sonra da Adana'da zorunlu ikamete ta- bi tutulmuş. Bu sürgünle bir- likte aşiret üyelerinin zarar görmesinden endişe duyan Omer Cevheri, babasının tt Şeyhcevher"olan adını ken- dine soyadı olarak almış. Bu soyadını ilk kez Necmettin Cevheri ile ağabeyi Şeref Cev- heri kullanmış. Aşiretin bir bölümü ise halen bağh bulun- duklan tlhan köyünden esin- lenerek "tDum" soyadını kul- dır Urfa bölgesinde siyasette de etkili bir aşiret. Ömer Cev- heri CHP'nin Urfa'daki ilk ku- ruculanndan. 1950'den sonra ise Demokrat Parti'den millet- vekili seçildi. Aşiretin 1965 yıhndan bu yana politikadaki sözcüsü olan Ömer Cevhe- ri'nin oğlu Necmettin Cevhe- ri. Genç bir avukatken 1965 'te milletvekili seçilen Cevheri, Adalet Bakanlığı daha sonra Turizm ve Tanıtma Bakanlığı yaptı. SHP-DYP hükümetinde ise Devlet Bakanı olarak gö- rev aldı. Demirel'e en yakın kişilerden biri olarak bUiniyor. Şıhanlılar kimi dönemlerde Meclis'te 4 milletvekilini ay- nı anda bulundurabildiler. Ge- çen dönem Necmettin Cevhe- ri'yle birlikte Fevzi Şıhanlıoğ- lu ve Seyit Eyüpoğlu (ANAP'tan) Ûrfa milîervekili olarak Meclis'e girdi. Nec- mettin Cevheri'nin oğlu Cev- her Cevheri ise Adana'dan DYP listesinden milletvekili seçildi. Şıhanlıoğlu'nun ağabeyi Muharrem Şıhanlıoğlu da uzun süre belediye başkanlığı yaptı. "YeşiTkod adli Mah- mut Yıkunm'ın belediyedeki bazı kişilerle telefon görüşme- leri de geçen yıl, basına yan- sıdı. Şıhanlılar'ın bilenen kan davası yok. Necmettin Cevhe- ri'nin yeğeni olan eski gazete- cilerden Salih tlhan, aşiretin daha çok "uztaşmacı" olduğu- na üıamyor. llhan şunları an- latıyor: "Şıhanlılar seyit olduğu için genellikle uzlaşüncı olarak bi- linrvor. Aşiretierin kendi arala- nndaki husumeüerde aracı ohıyorlar. Yani aşiretsel huku- kun en uç noktasında bulunu- yorlar." Şıhanlıoğlu'nun öl- mesi aşiret içinde büyük infi- ale yol açtı. Feodal çatışmalar sırasmda çoğu kez aracı olan aşiretin bundan sonraki tavn konusunda kimi bireyleri hiç de iç açıcı konuşmuyor. Aşi- ret üyeleri Şıhanlıoğlu'nun "nasü öldüğüne değil niye öi- düğüne" bakıyor. Yani oîayda sorumlular olduguna inanıyor. Bir aşiret üyesine göre,*Fevzi abi darptan öldü~" Bu sözler neyi çağnştınyor, onun yanıtı da aşiret içinden: "Feo- dalitenin gereği yapıhr.^ Şıhanlıoğlu'nun ölümünü aşiret, kan davasına dönüştü- rür mü?.. Bu sonıyu da aşiret içinden yükselen sesler net bi- çimde yanıtlıyor: u Bunun ar- kası gelir... Dileriz çok kötü olaylar olmaz..." Lokman Şı- hanhoğlu'nun önceki gece Güven Hastanesi önündeki sözleri ise her şeyi anlatıyor: "Suçlu kimse hesap verecek. Ne gerekiyorsa yapılacak™" Olumlu oturum, milletvekillerinin TBMM'ye silahla girdiği gerçeğini bir kez daha kanıtladı Genel kurul sflahlaraı gölgesinde EMİNEKAPLAN ANKARA - DYP Şanlıurfa Mület- vekili Fevzi Şıhanhoğhı'nun ölümüy- le sonuçlanan 'süahh, bıçakfa,yumruk- lu, tekmdi' içtüzük görüşmeleri, mil- letvekillerinin TBMM Genel Kuru- lu'na silahla girdiği gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. TBMM'de içtüzük görüşmeleri ge- çen hafta başladı. MHP ve DSP'li mil- letvekillerinin 'mûkerrer oy' kullan- ması nedeniyle tartışmalar yaşandı. FP'li milletvekilleri, MHP'lilerin si- lah taşıdığını açıkladılar. Muhalefetin uyanlanna karşın, önceki günkü gö- rüşmeler srrasmda bazı milletvekille- rinin yine silahlı olduğu vurgulandı. TBMM'de yaşanan gelişmeler saat sa- at şöyle: Küçük tartışmalarlabaşlayan görüş- meler sürerken saat 19.00'da ara veril- di. 20.00'de toplanan genel kurulda gerilim nrmanmaya başladı. Önerinin 3. maddesi üzerindeki konuşmalar ta- mamlandıktan sonra sorular bölümü- ne geçildiği sırada DYP ve FP'li mil- letvekilleri komisyon sırasına yürüdü. TBMM Başkanvekili Ali Dıksoy. milletvekilleri arasında çıkan kavga üzenne oturuma saat 21.00'e kadar ara verdi. Bu sırada Başbakan BülentEce- vit Meclis'e geldi. TBMM Genel Kurulu, saat 21 .OO'de yeniden açıldı. Ancak muhalefet ve ik- tidar milletvekilleri arasındaki kavga bü>-üdü. MHP'li Cahit Teketioğlu ile DYP'li Fevzi Şıhanlıoğlu birbirlerine yumruk attılar. Yere düşen Şıhanlıoğ- lu'nu partili arkadaşlan kulise çıkar- dı. Kuliste, DYP yöneticilerinin uya- nsıyla Şıhanlıoğlu'nun silahma polis- ler el koydu. TBMM Başkanvekili Ilıksoy, olay- lann büyümesi üzerine saat 21.58'de oturuma yarun saat ara verdi. Bu sıra- larda Şıhanlıoğlu, kuliste fenalaştı. Kalp hastası olan Şıhanlıoğlu'na ilk müdahaleyi milletvekilleri yaptı. Kalp masajından sonuç alınamazken gelen ambulansla Şıhanlıoğlu Güven Has- tanesi'ne kaldınldı. İzgi'den soruşturma İçtüzük şimdüik askıda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Şanlıurfa Milletvekili Fevzi Şdıanh- oğlu'nun yaşamını yitir- mesine yolaçan olaylann ardmdan, dün TBMM Ge- nel Kurulu toplanamadı. Genel kurulun, gelecek hafta salı gününe dek 'aç- kapa' yaparak çalışmaya- cağı bildirilirken; 'ötümü- ne kavgaya' neden olan TBMM içtüzük değişikli- ği de 'şimditik' askıya alın- dı. TBMM Başkam Ömer İzgi, Meclis TV'nin yayı- nının 'sansür edihnesi' ve Meclis sağlıkpersonelinin 'acfl müdahalede' yetersiz kaldığı savlan konusunda soruşturma başlattı. DYP'li Fevzi Şıhanlıoğ- lu'nun yaşamını yitirme- sine neden olaylann ardm- dan dün TBMM Genel Kurulu'nu Meclis Başka- nı Izgi açtı. Izgi, "çoğun- luk bulunamadığı, ara ve- rilmesi halinde de buluna- mayacağı"' gerekçesiyle genel kurulu kapattı. tkti- dar gnıplan, "gerghüiğin yatışması" için genel ku- rulun salı gününe kadar çalışmaması karan aldılar. tzgi, sabah saatlerinde de siyasi parti grup baş- kanvekilleriyle bir toplan- tı yaptı. DSP ve MHP'den katılunm olmadığı toplan- tıda Izgi, Mecîis'in sağlık personelinin zamanında müdahale yapıp yapmadı- ğı ve araç- gereç donanı- mının yeterli olup olmadı- ğma ilişkin savlarla ilgili olarak soruşturma başlata- cağını bildirdi. Izgi. toplantıda grup başkanvekillerinden, "ger- ginliği tırmandırmamala- n " isteminde bulunarak "irhamedki'' açıklamalar- dan kaçınılması, içtüzük değişikliği konusunda da iktidar ile muhalefet ara- sında yeni bir uzlaşma aranmasını önerdi. Izgi, milletvekillerinin silahla genel kurula girmesi ko- nusunda da önlemler alı- nacağını belirtti. FEVZt ŞIHANLIOĞLU'NUN ÖLÜMÜYLE SONl ÇLANAN 30 OCAK 2001 TARİHLÎ GÖRÜŞMENİN TUTANAĞI TBMM İçtüzük değişüdiğine faşizan nitelemesi ANKARA(CuınhuriyetBürosu)-TB- MM'de önceki gün aksam DYP Şanlıur- fa Milletvekili FevziŞıhanhoğlu nun ölü- müyle sonuçlanan görüşmeler sırasında, muhalefet milletvekilleri iktidara "tçtü- zûk değişikliği faşist bir yasa. Pariamen- toya kıymaym,bunugeri çekjn" diye ses- lendi. MHP'b TBMM Başkanvekili Mu- rat Sökmenoğlu da "Parlamenter siste- min ruhuna aytan olduğu için kabul ede- mıyorum" sözlenyle muhalefetin yanın- da yer aldı. Olümle sonuçlanan 30 Ocak 2001 ta- rihligörüşmenintutanaklanndan seçtiği- miz bazı bölümler şöyle: Ibriun Tayan (ANAP, Anayasa Ko- misyonu Başkanı): Tabii ki uzlaşma kül- türü fevkalade önemlidir... Saffet Ankan Bedûk (DYP): Hiç mi geçmişini düşünmüyorsun sayın başkan. Torhan Tayan (ANAP): Uzlaşma iste- yen arkadaşlann, hiçbirzaman komisyo- nu kendileri için bir engel olarak görme- lerini mümkün görmüyorum. Saffet Ankan Bedûk(DYP): Çek, çek, komisyona geri çek. Hiç mi geçmişini düşünmüyorsun? Gecmişin var geçmi- şin... Gecmişin için çek! Nazh Dıcak (FP): Sayın Sökmenoğ- lu'na sormak istiyorum. Sayın Sökme- noğlu, sizi Adalet Partisi gençlik yıllann- dan beri tanıyorum. Demokrasi uğruna sine-i millete döndünüz. Acaba bugün- kü tüzük değişikliğini içinize sindiriyor musunuz? Murat Sökmenoğlu (MHP): Ben, bu- günkü makalemde de yazdım. Başkan- hkta da ifade ettim, parlamenter sistemin ruhuna aykın olduğu için kabul edemi- yorum efendim. (FP ve DYP sıralanndan 'Bravo' ses- leri, allaşlar) KamerGenç(DYP): Biz, kürsüyü sus- turmayız,buhalkınkursüsüdür. Sustura- mazsınız. Öyle gevrek gevrek gülme, orada da oturamazsın. Değerli milletve- killeri ya bu kürsüyü koruyacağız, yok- sa çekip gideceğiz. Turhan Tayan: Sayın başkan, sayın başkan... KamerGenç(DYP): Komisyon başka- nı diyor ki, üyeler teklifî vermiştir. (DYP sıralanndan sıra kapaklanna vurmalar, şiddetli gürültüler) Ali Rıza Gönûl: Meclis'i kapatıyorsu- nuz... Meclis'e baskıdır bu.. Hasan Ekinci: Faşist bir yasa bu. Yasin Hatipoğlu (FP): Sayın başkan, bu şartlarda genel kurulu çalıştıramazsı- nız, mümkün değil. NevzatErcan(DYP): Yapamazsmız... Ali Rıza Gönûl (DYP): Halkın sesini kesemezsiniz... Sıkılmıyor musunuz? Yasin Hatipoğlu (FP): Sayın Başkan, rica ediyorum, ara verin.. (DYP ve FP grubuna mensup bir grup millervekilinin komisyon sırası önünde toplanmalan) AB Dıksoy (DSP. TBMM Başkanveki- li). Birleşıme. saat 21.00'de toplanmak üzere ara veriyorum. " Ali Dıksoy: Komisyon başkanı, hazır. Sayın milletvekilleri önergelerde kalmış- tık. Önergeleri geliş sırasına göre okutup, aykınlık sırasına göre işleme alacağım. (FP \e DYP grubuna mensup milletve- killerinin sıralar önünde toplanmalan, gürültüler. alkışlar) Nazfalhcalt(FP): Hayır, açamazsın! Afilhksoy: Sayın idare amirleri. (Aça- mazsınız seslen, gürültüler) Aslan Polat (FP): Açamazsınız. Halkı susturamazsınız! \asin Hatipoğlu (FP): Kendinize kıyı- yorsunuz... Ali Dıksoy: Sayın milletvekilleri... Ben genel kurulu açmakla mükellefım. (Gü- rültüler). Yasin Hatipoğlu: Parlamentoya kıyı- yorsunuz, kürsüye kıyıyorsunuz. Yapma- yın lütfen. (Önergeler okunmaya başlandı). İhas Yümazyıldız(DYP): Görüşemez- siniz. (Balıkesir Milletvekili llyas Yıl- mazyıldız tarafından kâtip üyenin mik- rofonunun çekilmesi) Konuşamazsınız.. Kapatmak zorundasınız. (Kürsü önünde yumruklaşmalar, gürültüler) AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri yeri- nize oturur musunuz? (FP ve DYP grup- lanna mensup milletvekilleri Istiklal Marşı'nı okumaya başladı) AK Dıksoy: îkinci önergeyi okutuyo- nım. (FP ve DYP gruplanna mensupmil- letvekilleri tarafından gürültüler) Mehmet Batulc 68. maddeyı uygula- yın sayın başkan... AH Dıksoy: Diğer önergeyi okutuyo- rum. (FP ve DYP milletvekilleri tarafın- dan gürültüler, alkışlar) AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, lütfen kürsünün önünü boşaltır mısınız? (Kür- sü önünde toplanmalar ve gürültüler) Orhan Bıçakçoğlu: (MHP) Oku, oku... AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, otu- rumu kapatmak zonında kalacağnn. Orhan Bıçakçıoğlu: Olur mu sayın başkan. AB Dıksoy: Ama, yapmasınlar canım, yapmasınlar. (Kürsü önünde yumruklaş- malar, DYP ve FP sıralanndan 'yuh' ses- leri) AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri birle- şime 22.30'a kadar ara veriyonım. AB Dıksoy: Sayın milletvekilleri, 51. birleşimin altıncı otunımunu açıyorum. (FP ve DYP sıralanndan 'yuh' sesleri, gürültüler)...31 Ocak 2001 Çarşambagü- nü saat 14.00'te toplanmak üzere birle- şimi kapatıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle