Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
• •Hanî şu.
Aklı başında
gazetelerden birinin
aklı başında bir yazan,
kısaltmalardan yola
çıkarak "CHP"nin açık
adının ne oldugunu
anlatmak isterken
"Hani şu Mustafa
Kemal'in kurduğu
parti" diyor...
Gerçekten talihsiz bir
anlatm... Aynı
zamanda yanlış bir
anlatm...
Mustafa
Kemal'in
kurduğu partinin
adı evet CHP'ydi
ama o CHP ile bu CHP
arasında pek bir
benzerlik yok...
Olmadığı da aradan
beş gün geçmesine
karşın Yeni CHP
yönetiminden "Hani şu
Mustafa Kemal'e"
herhangi bir tepki
gelmemesinden belli...
PeugeotiOG
Peugeot 106'lann
elektrik
donanımındaki
fabrikasyon
hatasından dolayı
yurtdışında
'' yaşamsal
tehlike atlatan
ve maddi
zarara uğrayan
bir tüketici benzer
sorunun sıkça
yaşandığını öğrenmiş;
Turkiye'deki Peugeot
106'larda sorun
yaşayanlann iletileri
"yonteklyontek.com"
adresinde toplanıyor.
Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: dentzsotndcunriwriyet.com.tr
- 5 bin liralıklar da tarihe
kanşmış...
Tarihi para koleksivonunda
üstümüze vokl"
irleşmiş Milletler'in kabul ettiği "Soykınm
Suçunun Önlenmesi ve Cezalandınlma-
sı Sözleşmesi"nin 1. maddesınde "Sözleş-
meci taraflar, soykınmı, ister banş, istersa-
vaş zamanında işlensin, uluslararası hukuk suçu
sayar ve bu suçu önlemeyi ve cezalandırmayı üst-
lenir" denildikten sonra 2. maddede soykınm şöy-
le tanımlanıyor:
"Ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir gaıbun, tü-
müyle ya da bir bölümüyle yok edilmek amacıyla;
a) üyelerinin öldürülmesi b) üyelerinin bedensel ya
da zihinsel olarak ciddi zarara uğratılması c) grubun
tümüyle ya da bir bölümüyle bedensel yıkıma uğ-
ratılması amacıyla tasarlanmış yaşam koşullanna
bilerek sokulması d) grup içinde doğumlan önleme-
yi amaçlayan önlemlerin alınması e) çocuklarının
zorla bir başka gruba aktanlması edimlerinden her-
hangi biri anlamına gelir."
Sözleşme, 2. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nın
Dava!
Yahudilere yaptığı soykınma haklı bir tepki olarak 9
Arahk 1948'de imzaya açılıyor; Türkiye Cumhuriye-
ti de, sözleşmeye katılıyor.
1. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuş Türkiye
Cumhuriyeti, soykınma karşı tavır almış bir ülkey-
ken bugün, Avrupa ve Amerika parlamentolannda
kabul edilen ve edilecek olan 1. Dünya Savaşı'nda
gerçekleştiği iddia edilen "Ermeni soykınmı"nın doğ-
rudan suçlanmayan (şimdilik) bir muhatabı olarak dün-
ya kamuoyu önünde damgalanıyor...
Doğrusunu söylemek gerekirse Ermeni diaspora-
sı tarihi belgeleri saptırma konusunda başanlı ça-
lışmalannın semeresini 85 yıl sonra alıyor!
Sırada, Birleşmiş Milletler'in 26 Kasım 1968'de ka-
bul ettiği "Savaş ve Insanlık Suçlanna Zamana-
şımı Uygulanamazlığına llişkin Sözleşme" bekli-
yor...
Savaş suçlusu kaçak Naziler için yürürlüğe konan
ancak Nazilerden doğrudan söz etmeden Nurnberg
Uluslararası Askeri Mahkemesi Anlaşması'na gön-
derme yapan bu sözleşme, soykınmı bir insanlık
suçu olarak niteliyor... Sözleşmenin 1. maddesinde
İşlendikleri tarih ne olursa olsun" denildikten son-
ra (b) bendinde 1948 tarihli Soykınm Suçunun ön-
lenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne atıfta
bulunularak sözleşmede tanımlanan soykınm suçu-
na zamanaşımı uygulanmayacağı vurgulanıyor.
Amerikan eyaletlerinde "Ermeni soykınmı"nın ders
kitaplanna alınacağını, Fransa'da "Ermeni soykın-
mı"nın yasalaşacağını, "Jön Türkler"in soykınmına
uğrayan Ermenilerin Ingiltere'de birer mağdur ola-
rak ağırlanacağını düne kadar kim söyleyebilirdi?
Yann, Uluslararası Adalet Divanı'nda "Ermeni Soy-
kınmı Davası" görülmeyeceğini kim söyleyebilir!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatt
erdincutku@yahoo.com
Artık hiçbir şeye şaşınnıyoruz: Feleğimizi şaşırdık!
Hikmet Sami Türk bilebilir mi?
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün ilgi ve uzmanlık alanına
giren birkaç soru:
Yargıtay'ın tüm deliller toplandıktan
sonra yeni bir bilirkişi heyetinin
raporu alınmalıdır şeklindeki
karanndan sonra yeniden görülen
davada iki bilirkişi incelemesinin
davacı lehine sonuçlanması üzerine,
mahkemenin yargıcı yeni bilirkişiler
tayin ederken tutanağa, bozma
ilamından sonra taraflann dosyaya
ibraz ettikleri belgelerin hazırlanacak
raporda göz önünde
bulundurulmaması yazılabilir mi?
Yargıç, taraflann gıyabında ve celse
arasında bilirkişi seçimi yapabilir mi?
Yargıç, bilirkişi tutanağının altını
imzalamadan dosyayı celse
arasında seçtiği bilirkişilere
gönderebilir mi?
Yargıç, verilen kesin süreden iki yıl
sonra sunulan yeni delilleri
dosyaya koyabilir mi?
Yargıç, kesin mehilde
gerekli belgeleri sunmayan
davalı taraf için mahkemenin
verdiği savcılığa suç duyurusu
karannı uygulamayabilir mi?
Bu sorulardan birinin yanıtı "hayır"
ise o zaman şu sorunun yanıtı ne
olabilir:
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Başkanlığı'na sunulan herhangi bir
şikâyet dilekçesinin ciddi bulunup
değerlendirmeye alınması için bir
yargıcın daha başka ne olması
gerekir?
Soykırım İddialarına
Karşı Ulusal Eylem Planı
Dr. ENGtN BERBER
Ermeni diasporasının, uzun-
ca bir süredir sabır ve karariı-
lıkla Batılı ülkelerin parlamen-
tolannda "sözde Ermeni soy-
kınmım" onaylatmak suretiy-
le, Türkiye Cumhuriyeti'ni ile-
lebet mahkûm ettirme çaba-
sı, Fransa Ulusal Meclisi'nin
desteğiyle başarıya ulaşmış
gibi görünüyor. Ankara'nın,
Sayın llber Ortaylı'nın bir te-
levizyon programında söyledi-
ği gibi "yumurta kapıya geldi-
ğinde" yürütme erkine baskı-
da bulunarak yasama organı-
nı pasifize etme girişimi, ne
yazık ki bu kez sonuçsuz kal-
dı. Görünen o ki yakın gelecek-
te gerek Ermeni, gerekse son
birkaç yıldırAmerika'daki Yu-
nan lobisinin etkin desteğiyle
altyapısı kotanlmaya çalışılan
"Anadolu Rumlan soykınmı"
gibi sözde iddialara hak veren
benzeri karartarın diğer parla-
mentolarda da alkışlanması
olasıdır.
Siyasi karaıiar almak, tarihin
kaydetmediği uygulamaları
kuşkusuz var etmeyecektir.
Ancak, ulusumuzu yürekten
yaralayan/yaralayacak bu ve
benzeri tasarruflara geçit ver-
memek için her şeyden önce,
titiz bir çalışma sonucu üretil-
miş, ayakları yere sağlam ba-
san, akılcı ve karariılıklatakip-
çisi olunacak uzun vadeli bir
ulusal eylem planı hazırlan-
malıdır.
Bu bağlamda "tarihçi" kim-
liğimizle önemli olduğunu dü-
şündüğümüz birkaç noktanın
altını çizmek isteriz.
1. Osmanlı Devleti uyruğun-
daki Ermenilerden söz eden
çok sayıda belge ve bilginin,
ulusal arşivlerimizde bulundu-
ğu bilinmektedir. Son yıllarda,
bazı kamu kurumlarıyla özel
kuruluşların, bu belgelerden
seçmeleryapmak suretiyle ha-
cimli kitaplaryayımladığı, 1915
olaylannı konu edinen yüksek
lisans ve doktora tezlerinin sa-
yıca arttığı, dikkatlerden kaç-
mamaktadır.
Bunlann bazılan, Batı dille-
rine de çevrilmiştir. Gelişme-
ler kuşkusuz sevindiricidir, an-
cak söz konusu çalışmaların
Ermenice kaleme alınmış kay-
naklara atıfta bulunmayışlan,
çok önemli bir eksikliktir.
Ermeni olmayan Avrupalı ve
Amerikalılara haklılığımızın bel-
letilmesi, bu yapılmadığı tak-
dirde son derece güçtür. Ül-
kemizin Ermenice ya da ara-
sında sorun olsun veya olma-
sın komşusu olduğu ülkelerin
dillerini konuşabilen, kaynak-
larını okuyabilen kaç tarihçisi
vardır? Ne yazık ki iki elin par-
maklan kadar bile değildir. Tür-
kiye vakit geçirmeden, sosyal
bilimlerde uzmanlığa ve uz-
manlanna değer veren, politik
degil, bilimsel düşünmeyi be-
cerebilen, akademisyenleri
bünyesinde banndıran üniver-
siteyi yaratmalıdır. Aksi tak-
dirde, ürettiğimiz çalışmalann
Edirne'nin ötesine geçmesini
beklemek, safdillılik olacaktır.
2. Soykınm ıddialannı onay-
layan parlamenterier ve onla-
rı seçenler, Türkiye'nin arşiv-
lerini açıp açmaması ya da
belgelerin ne dediği ile ilgilen-
memektedirler. Bu insanlan,
yazılı ve görsel iletişim araç-
larıyla sanal ortamda süregi-
den, Ermeni tekelindeki bilgi
bombardımanından kurtarmak
ve durumu ivedilikle denge-
lemek gerekiyor. Dünya ka-
muoyunu lehimize çevirme-
nin yolu: kendi tezimizi med-
yada etkin bir şekilde anlat-
maktan geçmektedir. Türki-
ye'nin insan kaynakları ve
maddi gücü, ryi organize olmuş
bir karşı atağı başlatma ve ba-
şarıya ulaştırmaya fazlasıyla
yeter.
Son olarak birkaç cümley-
le de olsa, taraf olmadığı bir ih-
tilafta Fransa'nın neden saf
tuttuğuna değinmek isteriz.
Fransız diplomasisi 400 yüz
bin Ermeni seçmenin oyu için
Türkiye'yi takas etmeyecek
kadar deneyimlidir.
NATO'daki veto yetkisini kul-
lanan Türkiye, Fransa'nın "Av-
rupa Güvenliği Savunma Kim-
liği"n\r\ karar mekanizmasın-
dan kendisini dışlamasına, en-
gel olmuştu. Ermeni Soykınm
Yasası'nı kabul etmekle, sko-
ru eşitlediğini düşünüyor oldu-
ğunu sandığımız Fransa'nın
izlediği siyasetle, eski başba-
kanlarından Georges Cle-
manceau'nun 1919'lardaki
Doğu siyaseti örtüşmektedir.
Fransa o yıllarda, Türk dostu
ve Türkiye âşığı Pierre Lo-
ti'nın de katkısıyla yanlışından
dönmeyi becerebilmiş, Sevr'de
önemli bir çatlak açan Anka-
ra Antlaşması'na imza koya-
rak TBMM hükümetini tanı-
mıştı. Artık yeni bir Loti bek-
lememize gerek yok. Yeter ki
eksiklerimizi doğru tespit ede-
lim ve kendimize güvenelim.
TÜRK KALP VAKFI
'Çocuk Kardiyolojisi"
Türk Kalp Vakfı
kalitesi ve titizliğiyle
hizmetinizde
79 Mayıs Cd. No: 8 ŞişlillSTANBUL
Tel:(0 212)212 0707(pbx)
Faks:(0212)212 6835
KlM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBt SEMİH POROY semlhpomy@yahoo.com
KEDİ LEVO APTÜUKA
TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN
SAOAMLAK KAfA.VI Mİ
yeoi MUZUM ?.. KBNDI
4İNC NİYC yAJ.t»K*l*J
KAfA.VI Mİ _
? KBNDI U
lŞubot
NEO-PLÂSTİSİZM'/N BA3ASI
1944-'TE &V6JJH, ÛMLÜ
MOHDKlAN, ?2 YAf/NOA ÖLDÛ. GENÇJ-l&lNûS K/SASİ*
SÜHE ÖĞH£TM£AJLJK yPVTtKTAN SONGA RESME S4Ç-
LAMlŞTl. 13-tO'LAKûft PARİS'S SITMİÇ, O/SADA GE(Z-
Ç-EKÇİ ÇAUŞtAALARtMI ÇSOLDA,AKXA fLÂAJDA)
TTERKEOEBEK MODE&N RESİAA AKIKJlt-AISlNtN -BN
ÇOK. DA KÛBlZM'İN-ETKlSİNDE KALMIÇTI. OER-
k£fj, f92o'U YILLARDA, "NeO-PLASTİSİZM* AOt-
Nt VEROİĞI AttMM IUC KUOALLAIİtMI SAPTAMŞ
VE YAYINLAMlÇri. rAMAAASU GEOMET11İK ŞEKJL -
LE&E DAYAUAM, YATAY VE OÛÇEY Ç.İZGİLERİU
EGEMEU OLDUĞU, SIZKAÇ GENK KaLLAUAGAK
YAPT/GI KESİMLEK., SÖZ KOMUSU tUJKALLARA
UYGUNOU. MONORıAN, KEHDINDeN SOM/SA GELE-
CEK. İ l
DÜZ ÇİZGİ
UMtTZtLELİ
Yeni Bir ŞeyL
Geçen hafta yine yollardaydım..
"Demokrasi haftası" çerçevesinde Bursa, Balıke-
sir ve Bandırma'da Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği ile Atatürkçü Düşünce Derneği'nin düzenle-
diği toplantılarda konuştum. Kilometre hesabıyla
birbirlerine pek uzak olmayan bu üç kentte farklılık-
lann yanı sıra çok önemli iki benzerlik dikkatimi çek-
ti...
öncelikle, her üç kentte de katılım fazla, gençler
ve kadınlar yoğunluktaydı. Üstelik yalnızca dinleyen
değil, soru soran, düşüncelerini net biçimde ortaya
koyan ve "çözûmûn ne olduğuna" odaklanan bir ka-
rarlılık hâkimdi salonlara...
Ikincisi daha da ilginç; insanlar üzgün, insanlar
kırgın ve insanlar çok ama çok kızgındı!.. Dinlerken,
soru sorarken, düşüncelerini söylerken ortaya koy-
duklan öfke neredeyse elle tırtulacak kadar yoğun-
du...
Ortak yargı basit ve yalındı:
"Bu iktidardan umut yok, hem siyasi, hem
ekonomik anlamda küresel talana teslim olmuş
durumda... Karanlığın temsilcileri, dinciler, Kûrt-
çüter, mandacılar, işbiriikçiler hedefledikleri yol-
da Batı'nın da desteğini arkalanna almış yûrv-
yoriari.. CHP'nin yenif!) yönetimi ise Şeyh Ede-
bali'den aldığı manevi destek doğrultusunda
'Anadolu solu' sloganıyla ve de 'küçük olsun,
benim olsun' mantîğıyla oyun oynamayı sürdü-
rüyori."
Ortak soru daha da yalındı: "Ne yaprnatı?.." Yük-
selen yanıt ile çok uzun yıllardan beri ilk kez karşı-
laştığımı yurgulamalıyım:
-Yeni bir şey!..
•••
Peki, nasıl bir şey?..
Bu yaşamsal sorunun yanıtını aslında bundan üç
ay kadar önce Prof. Dr. Sina Akşin, Cumhuriyet ga-
zetesine yazdığı, "Atatürkçü partiyi kurmanın sırası
geldi" başlıklı yazısında vermişti. Akşin yazısında,
derin bir bunalımın içine çekilmiş olan Türkiye Cum-
huriyeti'nde ulusal güçbiıiiğini gerçekleştirecek Ke-
malist bir partinin gereklilığıni anlatıyordu.
Bu yazıya yurttaşlardan gelen yoğun ilgı üzerine
Prof. Akşin, "Cumhuriyet Devrimi Partisi"nin ku-
rulması gereksinimini dile getiren bir bıldirge hazırla-
dı. Satırbaşlarıyla ozetlemeye çalışalım:
"Türkiye'yi utanç verici bir yan bağımlılığa sû-
rûkleyen mali durumu düzeltecek, Aydınlanma
devrimini canlandıracak, banşçı ve onurlu bir dış
siyaset izieyecek, herkesin sağlık, eğrtim ve ada-
let hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmasını
sağlayacak, demokrasi ve insan haklannı altı ok-
çu siyaset uygulamalanyla güçlendirecek bir
Atatürk devrimi ve ilketeri partisi..."
-Işte "yeni bir şey" bu!..
Diğer taraftan, "Atatürk ilke ve devrimlerine sahip
gkmak, siyasal ve ekonomik bağımsızlığımıza yöne-
len saldınlara, bölücülüğe, irticaya karşı savaşım
vermek amacıyla" Müdafaa-i Hukuk Vakfı kuruldu.
Vakfın kuruculan 1998'den bu yana önce aytık "Mü-
dafaa-i Hukuk Dergisı" sonra da haftalık "Müdafaa-i
Hukuk Gazetesi" ile karanlığın uşaklanna karşı sava-
şımlannı sürdürüyoriardı. Şimdi dev bir adım atarak
bu savaşımı tüm Atatürkçülere açık bir vakfın çatısı
altında topladılar. Bunalmış, umudunu yitirmiş mil-
yonların her fırsatta sorduklan "Ne yapacağu" soru-
sunun yanıtı işte orada...
-Bu ülkenin aydınlık insanlan göreve!..
Ortadoğu'da petrol Türkiye'de bori..
Milliyetçi-solcu-liberal iktidar, bor madenlerini de
yabancılann tekeline terk etmek için canını dişine
takmış uğraşıyor!..
-Bor madenlen niçin çok önemli?.
Petrol-lş Sendikası Bandırma Şubesi bunun yanı-
tını en geri zekâlı yurttaşın bile kolaylıkla anlayacağı
bir broşür hazıriayarak vermiş. Çok çarpıcı bir de
slogan bulmuş.
-Ortadoğu ve Kafkaslar'da petrol, Türkiye'de
bor!..
Dünya toplam bor rezervinin yüzde 63'ü Türki-
ye'de bulunuyor. Ikinci sıradaki Amerika'nın yalnızca
yüzde 13 bor rezervi bulunuyor. Asıl önemlisi; Türki-
ye dışındaki ülkelerde bulunan bor dünyanın ihtiya-
cını ancak 50-60 yıl karşılayabilecek durumda. Tür-
kiye'nin ise 450 yıllık rezervi bulunuyor. Bor maden-
leri uzay sanayiinden ilaç sanayiine, roket yakıtlann-
dan inşaat, tanm, boya ve elektnk sanayiine kadar
250'den fazla alanda vazgeçilmez ve alternatifsiz
olarak kullanılıyor. Bu özellikleri nedeniyle de 1978
yılında Ecevit hükümeti tarafından kamulaştınlmış-
tı!.. Işte bu iktidar 2840 sayılı yasayı değiştirerek
böylesine yaşamsal öneme sahip madenleri yaban-
cı efendilenmize sunmaya hazırlanıyor. Özelleştirme
Idaresi daha yasa değişmeden Eti Holding'i progra-
mına aldı bile!.. ABD'Iİ Rio-Tinto Zinc şirketitle elle-
rini ovuşturarak bekliyori..
-Aslan milliyetçileıi..
Eposta: uzileli@ixir.com
Faks:(0212)287 42 41
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Eski Tûrk-
lerde su peri-
sine verilen 2
ad... Utanç 3
duyma. 2/ Sü-
lalc.Birçok-
luğu oluşturan
varlıklann her
biri. 3/ Med-
yumlann ruh-
İarla temasta 8
bulundukları g
zaman içine
girdikleri değişık bi-
linç hali... Ileri sürü- 1
lerek savunulan dü- 2
şünce. 4/Köpek...Bir 3
kimsenindavranışlan- 4
na temel olan ahlak il-
kelerinin tümü. 5/ Bir
aracı tutmaya yarayan
1 2 3 4 5 6 7 8
bölüm... Din bilginle-
ri. 6/ Sentetik bir bo- "
ya. II Teraziyi denk-
9
lemek için hafif gelen kefeye konulan ağırlık... Ke-
sintilerden sonra kalan miktar. 8/ Ishal, hafif sür-
gün... Parola. 9/ Uzaklık anJatmakta kullanılan söz...
Yazlıkta ya da kent dışında, bahçeli ve gûzel ev.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme.
2/ Ayakkabı kalıbının çapı... Asalak bir böcek. 3/
Avuç içi... Hindistan'da kast dışı olanlara verilen ad.
4/ Bir soru sözû... "Suna —": Kemancımız. 5/ Ge-
nel kural, kaide... Konut. 6/ Tarlalar arasında sınır
çizgisi olarak kullanılan ekilmemiş kısım... tç sı-
kıntısı. II Yapılann dış duvanna kat kat kurulan ve
çalışmak için üstüne çıkılan çatı. 8/ Soyundan ge-
linen kimse... îki yüzü beyaz, kapsız yorgan. 9/ Par-
laklık, göz alıcılık... Eski dılde su.