19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ARALIK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET DtZİ SAYFA GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK V GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ KARAKTERİ KA1UKTERSİZLİK OLAN NELEK OLMUŞ İ5MEVPE?/. '" YE1 HAYATTATEK <5İTr/M.. 0»Zi HîM K/21 P A GÖZLÜKLÜ SAMİ'NÎN HARİKULÂDE KIVIRTMALARI Krizlerin Benzer Sonuçları Kamu ışçilerinin zorunlu emekli edilmesini de içeren Başbakanlık genelgesi, söylemleri ne olursa olsun, siyasal iktıdarların insandan, yani emekten önce sermaye ile rant ekonomisine öncelik verdiğini bir kez daha kanıtlıyor. Çükü daha önce yaşanan kriz dönemlerinde (198019911994) son kriz döneminin benzeri sonuçlar alındığı gözleniyor. Her üç dönemde de ortak olan sonuçlar şöyle: Ücretler: Düştü. Gelir dağılımı: Bozuldu. Bütçe sosyal harcamaları: Azaldı. Istihdam: Azaldı. Sendikal örgütlenme kapasitesi: Daraldı. Kamu sabit sermayesi: Azaldı. Kâr hacmi: Arttı. özel sermaye birikimi: Yoğunlaştı. Uluslararası sermayenin etkınlığı: Arttı. Sermayenin politik gücü: Arttı. (Sendikal Notlar, Nisan 2001, Sayfa 52, Petrollş Yayınları.) Sermayeye tanınan kolaylıklar arasında, işçileri yanm yamalak korumayı öngören ve işçi çıkanlmasına yargısal denetim getirecek olan "Iş Güvencesi Yasa Tasansı "nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir türlü sunulmaması da sayılabilir. Tasarı kapsamına Basınlş Yasası'nın alınmamış olması da üzerinde durulması gereken eksikliklerden biridir. Ancak tasarı yasalaşmış olsaydı bile, kriz gerekçesiyle gerçekleştirılen toplu işten çıkarmalar için uygulama olanağı bulunmayacaktı. Çünkü bıreysel işçi çıkarmaları için uygulanabilecek hükümler içeriyordu. Uluslararası Çalışma örgütü'nün (UÇÖ), haksız işten çıkarmalara karşı önlemler belirleyen 158 sayılı sözleşmesi Türkiye'de yaşama geçirilemezken, UÇÖ'nün 1992 yılında kabul ettiği bir başka sözleşmeyi gündeme getiren politikacımızın olmaması da dikkat çekicidir. "Toplu Işten Çıkarmalar Konusunda Işverenin Iflası Durumunda Işçilerin Haklannın Korunması Üzerine 173 Sayılı Sözleşme" Türkiye'de henüz yok sayılmaktadır. Oysa son krızle paramızın değeri yüzde 70 dolayında düşmüş, yüzbinlerce ışçı işsiz kalmış, pek çok işyeri kapanmıştır. Bütün bunlara karşın Uluslararası Para Fonu güdümündeki siyasal iktidar, emeğe esirgediği sosyal yaklaşım yerine, 50 milyara kadar rant gelirini, Gelir Vergisi dilimlerine göre vergilendirmenin dışında bırakmayı yeğlemiştir. Bu uygulama zaten açık olan bütçeden, belirli kesimlere kaynak aktarımından başka bir şey değildir. Bu kadarla kalınmamış, Bireysel Emeklilik Yasası ile getirilen sistem, vergi kolaylıkları tanınarak desteklenmeye başlanmıştır. Böylece, kamu kaynaklarına yeni bir yük daha eklenmiş olmaktadır. Sürekli borçlanarak bütçesinin yarısını faizlere ayırmak zorunda bırakılan ülkede, çalışanların sahipsizliği ortadadır. Borçlarını, çalışanlarının sırtından karşılamaya kalkan bir "sosyal hukuk devleti" olarak Avrupa Birliği'ne girmeyi nasıl hayal ettiğimizi anlamak da giderek güçleşmektedir. Çünkü oradakı çalışma yaşamı bizdeki kadar başıboş değildir. TEKMİLİ BİRDEN Dıtilal günü yaklaşııken Istanbul da hiçbir direnme ya da karşı tavır gözlenmedi. DP 'nin ileri gelenleri ve üst düzey kamu görevlileri orduevlerme getirildi. Linç ve intihar olavlarına karşı büyük önlem alındı LJİ H 7 i ^ ^ ^ ^ 1 iJ <f i kaldınp göreve çağırdım. Abdurrahman I )oruk ile birlikte merdivenlerden büyük salona inerken görev verdiğimiz subayların toplantısımn görüntüsünü beğenmeyen Doruk, disiplinsızlikten yakındı. Ben o sözleri duymazlıktan gelerek "Siz hemen Ordu Komutanı Özdikk'e gidin ve bi/« kaülarak buranın kumutanlığını almaya ha/jr olsun" dedim. 27 Mavıs 1960: Evlem günü İhtilalin eylemde gerçekleştirilmesini düzenlerken saptanan tüm canlı hedeflerden başka, bütün iletişim araç ve olanaklannın kontrolünü sağlayacak önlemler de alındı. Tüm istihbarat ve emniyet birimlerine, havaalanlanna, şehiriçi, kentlerarası, uluslararası tüm telefon ve telsizlere el konulması, Ankara ile bağlantının birkaç yönden sağlanması planlanmış, sıkıyönetimden verilecek buymklara uyuma özel bir önem verilmesi istenmiş ve tüm ilgililere de bunlar aynntılan ile anlatılmıştı. Harbiye'deki toplantıda, yapılacak işleri karara bağlayıp görev bölümünü de belirttikten sonra, Orhan Kabibay la birlikte dışarı çıkıp ölüm sessizliği içindeki ortamda dolaşmakta, neler olabileceğini ve neler yapılması gerektiğinı görüşmekte iken, henüz hiç kimsenin gelmemiş olmasını, tank ve zırhlı taburun gecikmiş olduğunu düşünürken yaşadığımız sessizliği bozan palet gürültüleri kulaklanmıza gelmeye başladı. Orhan Erkanlı ile ŞükranOzkaya'ya bağlı bırliklerin palet seslerinin bizde uyandırdığı heyecanı hâlâ daha hatırlıyorum. Birlikler güvenliğimizi sağladıktan az sonra yakalananlar getirilmeye başladı. Istanbul bölgesindeki ihtilal eylemi çok çabuk bitti. Hiçbir direnme ya da karşı tavır gözlenmedi. Tüm DP ileri gelenleri ve üst kat kamu görevlileri, orduevini doldurmaya başladığı halde, Ankara tlan henüz hiçbir haber alamayışımız, kendi başımıza ivedilikle bir şeyler yapmamızı zonınlu kılıyordu. I ,inç ya da tek tek cana kıymalann önlenmesi için kararlaştırdığımız önlemlerin uygulanmasında güçlükler vardı. O karmaşık ve heyecanlı anda yukandaki odaya çıktım. Mucip Ataklı. Orhan Erkanh, Kenan Ersoy ve adlannı şu anda anımsamadığım arkadaşlarla üst kattaki odada toplandık. Ankara ile bağlantı kuramıyorduk. Bağlantı kuruncaya kadar yönetimi kendi başımıza yürütme kararını aldık. Belirsizliği aşıp her görevliye ve tüm ulusa seslenmek üzere bir bildirinin radyodan okunmasına karar verdik. Sözlerinı, arkadaşlann da katkıları ile benim söylediğim ve Orhan Erkanlf nın kaleme aldığı bildiriyi hazırladık. İhtilalin ilk sesinin Ankara'dan duyulmasını planlamıştık. 27 Mayıs'ın ilk sesi nitelığındeki bizim bildiriyi okumak üzere, Kunııay Binbaşı Kenan Ersoy'a verdik. AHMET YILDIZ Ihtilal günü geciktikçe arkadaşlar arasında sı/lanmalar oluynrdu. Sızlananlar adına Erkanlı benı çok sıkıştırıyordu. Kararalacak Ankara'dırdiyordum. Komitedcn aynlanlar da oluyordu. lakat ayrılaıılardan soııuna dek, hıçbır kötü davranışta bıılunan olmadı. Bır giin Ankara Sıkıyönelim Komutanı Naınık Argüç'le (eski tümcn konıutanım) yaplığımı/ lelefon göriişmesınde, birtakım gerekçeler de söyleycrek onıın çok sı/lanmasına karşı üniversitelerin kapatılması üncrisinde bulunmuştuın. O da uygıın buldu ve konuyu Özdilek'edesıınmamı ıstedı. Meelis Soruşturma Komisyonu'ııuıı, valiııin, belediyc başkanlarının tutumları sabır bırakmıyor, genelde de hıçbır iyıleşme belırtisi görülmüyordu. O durumda, iklidar başlannın kaygılaıına ilişkin duyumlar da alıyorduk. ünlar kaygıları gıderecek önlemleri göriişürken Bayar, (ienclkurmay Uaşkanı 'naorduyuneorandakontrol altındalutabilcceklerini sormuş. Rüştii Erdellıuıı da "Harp Okulu'nun yiiriiyüşünün spontan bir eylem oldugunu, ordıınıın kontml allında buluııduğunu, yetersi/ saydığı yctkilcrinin de arttınlınasını, ö/cl yctkiler veıilmesi halinde, olaylann üstesinden gelebileeeğini" söylcıni!}. Bi/den Cîcncral Madanoğlu da ihtilal için yeterli hazırlığı olmadan aramıza girmiş olduğundan nlacak kı, ıhtilalın önlenmesini içeren, kabul udılcmez ünerilerde bulunuyordu: Madanoğlu, ihtılalin sıkıyönetım karargâhındanyönetılmesmı ıstiyordu. Suphi Karaman bıına karşı çıktı ve soııra karaıgâhtan yönetilmesi kararlaştırıldı. Yine Madanoğlu, komutanlaıın Uayar'a gıderek hükümetın ve Soruşturma Komisyonırnun çekilmesini istemeyi, eğer kabul edilme/se, cmirkomuta içinde ihtilal yapılmasını (yanı DPyanlısı komutanların güdümünde) önerdi. Kuşkusu/ kabul edilmedi. • İhtilalin eylemde gerçekleştirilmesini düzenlerken saptanan tüm canlı hedeflerden başka, bütün iletişim araç ve olanaklannın kontrolünü sağlayacak önlemler de alındı. Tüm istihbarat ve emniyet birimlerine, havaalanlanna, şehiriçi, kentlerarası, uluslararası tüm telefon ve telsizlere el konulması, Ankara ile bağlantının birkaç yönden sağlanması planlanmış, sıkıyönetimden verilecek buyruklara uyuma özel bir önem verilmesi istenmiş ve tüm ilgililere de bunlar aynntılan ile anlatılmıştı. lısı Zafer ga/etesınde, Yırcalı'nın DP'den atılacağı bile ya/ılıyordu. Menderes, dııyduğu HarpOkulıı Komutanı Ulay'ın "Hükümetc karşı hazırlanıyor" haberınede hiç inanmamıştı l Jlay'ın bir DP'linin yeğenı ve kendılerıne de çok yakm olduğunu söyleyerek sert tepki göstermiij. Ulay, yalnızokul komutanı olarak degil, Menderes için ya^amını bile verebileeeği içın o göreve atandığını SaroTa söylemış. Ankara'dakı en etkın güç olan Zırhlı Bırlıkler Komutanı Yusuf Demirdag'ın ve Istanbul Sıkıyönetım Komıılanı olan orgeneralin kendılerıne bağlı olduğunu belırtiyormuş. Menderes, ıhtılalden üç gün önce, evinın balkonundan, Doktor Saıol'a, lçişlerı Bakanrııa. nöbetçileri göstererek "İhtilal olacaknıış, bir teranedir tııttıırıııuşlar, ihtilalde şıı kaı^ıını/da ^ünahsı/, bi/i konımak için sabalıa kadar nöbet tutan Mehmelçik mi, bi/e kar>ı aCe^ wleeek" clenıi'5 demışti Bıınun üzerine, Rıfkı Salim de bağırarak toplantıdan ayrılmıştı. Rc|imın tam bir sapmaya uğratıldığının açık kanıtı olan Soruşturma Komisyonu nedenı ile çok sert tartıs,malar oluyordu. Toplantıda, daha önce düşlediğinın tam tersı ıle karsji karşıya gelmişbulunuyordu Menderes. Tepkilerı a/altmak ıçin pernbe tablolar çizıne taktığıni. o en umutsuz giinlerde bile uygulamakta ıdı. Bir taktığı de, oyalama yönteminı uygulamaktı. Bunun bir örneğinın, DP grubunun son toplantısında da uygulanmış olduğu söylenmektedır. Gerçekten, sonradan ılerı süriildügüne göre (herhalde suçlulıığu a/allnıak içın) grupta çok sıkısjtırıldıktan soııra. çareyı hskısjehir'e gitmekte bulınuş, o grupta 25 Mayıs'ta Soruşturma Komısyonu'nun çalışmalarının bıttığını açıklayacağını söyleyince, Sıtkı Yırcalı bile bu sÖ7e ınanılamayaeağını, halkııı inanacağı bir hükumetin kurulmasmı ıstedığını söylemıs.. Menderes'ın de nıalıkemede yinelediği o kaıarya da nıyete ılışkın hiçbir belge ya da kanıt sayılacak bir yazıya rastlanmamıştır. Yeni oyalama taktıklerinden ve güçlü görünmeyı sağlayıeı y{)iıtemlerden olarak yaptığı hskişehir gezisınde, daha önce düşlediğinin tam tersi bir durıımla karşılaştı. Gerçekten, karşılamaya geldikleri görüntiisiinü veren subayların. birden bire genye dönüp arkalannı ona çevirmelerıni görünce çok şaşırmış. Onuruna verilen akşanı yemeğinde, cv sahipliği yapan subayların, onu yok sayan soğuk görüntüsü karşısında, Başbakan, Burhan Belge'ye "Biz burada konuk degiliz, gö/etim alündaytt" demiş. O saatlerde lstanbul'da biz de, üniversite bahçesinde, ihtilal için yapılan hazırlıkları gözden geçiriyor ve o gecekı eylem programını yıneliyorduk. Ben, o toplantıdan gelip ordu karargâhında ayırdığımız. odadaki toplantıya girdim. Girdikten az sonra, Eskişehir Emııiyet Müdürü'nün sözünü ettigım telefon haberı geldı Bir siire sonra, Abdurrahman Donık'u uyandırarak göreve çağırdını. Kendısıni uyandırınca, uykulu ve biraz da duraksamalı halde, va7geçebılırmiyiz der gibi iken, çok kötüleştım ve üstlüğünü unutarak "Arf ık silahlann kıınuşması evresindeyi/. Lütfen hemcıı kalkın ve görevinize haşlayın" dedim. Ben de 26 Mayıs sabahı evden aynlırken eşiınle kucaklaşarak "Allahaısmarladık" dediğimi, tüm arkadaşlanmın da beazer anlar yaşadığını, artık ertelenıe, duraksama gibi şeylerin söz konıısu olamayacağını sözlerime ekledim. () geee sıkıyönetim karargâhından da telefon ederek eve gelemeyeceğımi bildirdinı. tşte odüşlerdenayarak Doruk'u oerinc(« cumhuriyet.com.tr. Hukukun ve Egemenliğin Derneği Şükran Soner Ayın Olayı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hukukun Egcmenliği Derneği, önemli olaylara damga vuran kişiler seçimindc "Aym Olayı" olarak gazetemiz yazan ve Türkiye Gazetecıler Sendikası Genel Başkanı Şükran Soner'i seçti. Dernek, TGS Genel Başkanı Şükran Soner'i, gazeteci, sendikacı ve kadın olarak güçlü kımlığını ortaya koyması ve çağdaş bir Türk aydını olması nedeniyle seçtiğini açıkladı. Soner için derneğin www.hed.org. tradresinde, "Onur Sayfası" başlığı altında bir ay süreyle yayımlanacak bir sayfa açıldı. Sayfada Soner'in özel olarak kalemc aldığı bir makalesinin ve özgeçmişin yanı sıra "Sendikal ve Gazetecilik Bilinci Üzerine" başlıklı özel makalesi de yer alıyor. Dernek "Ayın Kişisi" olarak da Ankara Adliyesı'nde çalışan, lise mezunu, birı özürlü üç çocuk babası bir kamu görevlisini seçti. Yargıtay Başsavcısı sami Selcuk: Estetik ameliyatla huy değişmez lZMİR(( unıhuriyet Ege Bürosu) Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, anayasanın bazı maddelerınde değışiklik yapnıakla sorunlann çözülmediğini savıuiarak "Estetik anıcliyat yapmakla insanın huyu değişmez" dedi. Selçuk, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Liberal Düşünce Iopluluğu ve Friedrich Naumann Vakfi tarafından düzenlenen "AvrupaBirüğiYolundaTürkhv'nin 2001 Sonu Manzarası" konulu sempozyunıda, "Anay asa Degişiklikkrindcn Sonra Ne Kadar Demokratik Bir Anayasaya Sahibiz" başlıklı oturumu yönetti. Anayasanın bazı maddelerini değiştirmek yerine yeni bir anayasa yapılması gerektiğini her fırsatta dile getirdiğini kaydeden Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, şunları söyledi: "Estetik ameliyat yapmakla insanın ruhu değjşmez. Bu da böyledir. Degişiklikleri hazırlayaıı komisyon başkanı bile'Anayasanın en az 90 maddesi değişmeli' diyor. DeğişikUklerde parti kapatmayla ilgili salt çoğunluk' aranması kavranunda Anayasa IMahkemesi'yle çaöşıyoruz." Son hazırlıklar Ankara'da alıııan bir kaıaıla, uydıırulacak bir ı/ın belgesı ıle Istanbul'a gelccck olan Muzafler Vurdakıılcr. ihtilal günunıi bize bildireeek ve geeikıııe oluısa, "Dündar'ın kı/.ı bütünlcıneyc kaidr parolası ile bildireeek. ü karaıia Istanbul'a gelen Yurdakuler'ı bız Ankara'ya uğurlarken kendısine "Bi/.imkilerburada sabırsı/lık içindelcr. Beklcınck cok Rİiç neliyor. Eger Ankara başlaına/.sa bi/ haşlayalıın diycnler bastırıyor. lelefonunu/u beklivoru/." dedinı. Başla Orlıaıı Erkanlı olmak üzere, arkadaşlarımız. eşgüdümle görevlı olduğıım içın, benı bunaltaeak kadar sıkıçtırıyorlardı. Iklidarda da vesjitli lartışmalar oluyormuş. thtilal öneesinde DP grubundaki dıırunıdan, Sıtkı Yırcab'nın yeni hükümette ısrarından Menderes'ın çok rahatsı/ olduğundan haberlergeliyordu. DP yan İhtilalin İlk blldlrlsl Sabaha karşı 04.36'da okunan Istanbul bildirisi şöyle sesleniyordu' Büyük TürkMılleti! Bütün Türkiye'de Silahlı Kuvvetlerimız 27 Mayıs saat 00.03 'ten itibaren idareyi ele almış bulunmaktadır. Bütün vatandaşlanmızın ve emniyet kuvvetlerinin Silahlı Kuvvetler'le yakın işbirliği sayesinde, bu harekât hiçbir can kaybı olmadan başarılmıştır. tstanbul'da ıkincı bir teblığe kadar Silahlı Kuvvetler mensuplan hariç sokağa çıknıa yasağı konmuştur. Vatandaşlanmızın Silalılı Kuvvetler'in vazifelerini kolaylaştırmalannı ve bütün milletçe ümıt edilen demokratik rejimin en kısa zaman içinde tesisine yardımcı olmalarını rica ederiz. PP'de son toplantı Ihtılalden ıki gun önce toplanan genel ıdare kuı ulıındu, Yırcalı bir giin öneekı ek>tirileııııiyinelemış RıfkıSalimBurçakdaeleştırdığı pohtıkanın bırakılmasını ıstemiş ve bir çıkmaz içinde olduklarını söylemesıne kar^ılık, Menderes. u Ben si/i bu çıkına/dan kuriaracağım" Yarın: Göriiş ayrılıkları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle