20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 = Yolsuıluk pollsl a kurulacakımş... 3 Demek kl bundan sonrakl B yolsuzluklar polls '« gözntlmlndB yaplacakl Ekonomisi batan Arjantin'de halk dükkânlan yağma etmiş... "Seve seve vaömalamıs olmasınlar!" Suman, Hoşimoto'ya kendi odasını vermeyi öneriyor... Fakat Hoşimoto, karısıyla uzun bir konuşma yaptıktan sonra böyle bir duruma kolay kolay rastlayamayacakları için birkaç battaniye takviyesi ile tavansız odada yatmak istediklerini söylüyor... Otelin sahibi, yazın Adıyaman'da milletin tavansız oda için birbirini boğazladığını anlatıp, "Bak, herif memnun" diyor ve boşu boşuna uykusundan edildiği için söylenerek yatmaya gidiyor... Grup sabaha karşı otobüse binip Nemrut'a doğru yola çıkıyor... öteki tavansız odada yatan yaşlı Japon amcanın arka sıradaki Japon iki genç kıza bir şeyler anlattığını ve kıkır kırır güldüklerini görünce Kemal Suman yanlarına gidiyor... Ingilizce bilen kıza ne olduğunu soruyor: "Kemal San, biliyor musunuz, Yamata San dün gece çok güzel bir rüya görmüş. Rüyasında yattığı odanın tavanı açılmış, odanın içine kayan yıldızlar dolmuş." 6 kişi donarak yaşamını yitirdi: Türk titre veDON! PANO Bektriksidik ya da Bir BEDAŞ Öyküsii Duyanlara, "Bu adamın çocukluğu kenar mahalle sokaklannda, gençliği de berduş kahvehanelerinde geçmiş olmalı.." dedirtecek sövgülerimin hızınımız atine rastlaması bir rastlantı değildi aslında... Elektriğimiz en az kırk kez göz kırpıp, "artık gidiyorum!" sinyalleri verdıkten sonra pazartesi gecesi tam saat 23.00'te kesilmişti... Evimiz karanlığa bürünmüş, musluklarımıza su pompalayan hidroforumuz gibi elektrik destekli kaloriferimiz de bir anda anlamsız bir metal yığınına dönüşmüştü... Salı sabahı kuru musluklara, soğuğa, karanlığa uyanmıştık... Gece boyunca nöbetleşe aradığımız, ama bir türlü ulaşmayı başaramadıgımız "BEDAŞ anza servisi"ne nihayet saat 10.45'te sesimizi duyurabilmiş ve beklediğımizyanıtıalmıştık: "Hertaraffelçoldu, efendlm, gidermeye çalışıyoruz!.." Masamın üzerinde bir hayvan ölüsü gibi yatan bilgisayarıma, yanı başındaki faks aygıtıma acıyarak bakmış, sonra gazeteye telefon ederek, "Çarşamba yazımı gönderemeyeceÖ''m/.."bildirmiştim. Elektriksızliğimin 12. saatindeydim... Tanımadığımdan, hiç karşılaşmadığımdan benim için yalnızca "birileri" olarak var olan elektriksizliğimin sorumlularına yüksek sesle sövüyordum. Tüm Gümüşyaka, Silivri, Selimpaşa sövüyordu. Yaşadığımız elektrikelektronikiletişimbilişim çağında kimsenin kimseyi elektriksiz bırakmaya; karanlıkta, soğukta, iletişimsiz bırakmaya hakkı yoktu... Eğer ben bir ay içinde uzunlu kısalı tam doksan üç kez ve toplam elli yedi saat elektriksiz kalmışsam, iletişim olanaklarından yoksun bırakılmışsam, yaşamım kısıtlanmışsa; buzdolabımda, derin dondurucumda yiyeceklerim bozulmuşsa, elektrikli aygıtlarım hasar göımüşse, önemli maddi zararlara uğramışsam ve bütün bunlardan "birileri", sorumluları sorumluysa, fakat ne yazık ki bunlardan hesap sorulamıyorsa, bu "birileri"r\e dolu dolu sövmekten başka ne kalıyordu ki bana? Bize... Onlann elektrik dağıtmakla yükümlü oldukları, bunun için de maaş aldıkları beldelerde, köylerde, sitelerde binlerce insan karanlığa gömülmüşken onlar ışıklı, sıcak yuvalarında popolarını devirip, mışıl mışıl uyuyorlarsa, uyuyabiliyorlarsa; iş ahlaklan böylesine yozlaşmış, sorumluluk duyguları böylesine dumura uğramışsa; bulundukları yerlerdeki varlıkları toplumsal, ekonomik bir zarara dönüşmüşse, en şiddetlı tepkileri hak etmiyorlar mıydı? Etmezler miydi? Kim olursa olsunlar yükümlülüklerinin altından kalkamayan, işini yapamayan, yanlışları düzeltme, eksikleri tamamlama becerilerini gösteremeyen insanlar bu sorumluluklarını, bu görevlerini bırakmayı hiç akıllarına getirmiyorlarsa, tek başına bu bile tepki gösterilmesi gereken bir "etik zaaf" değil miydi? Koltuklarında, evlerimize elektrik dağıtmak, bizi karanlıkta bırakmamak için oturuyorlar, ama bunu beceremiyorlardı. Haftalardır elektriksizlikle boğuşa boğuşa çevredeki BEDAŞ çalışanlarını teker teker tanımıştım. Çoğu çalışkan, işlerinin ehli, özverili elektrik emekçileriydi... Içlerinden genç bir ekip başı bayramın son günü yüksek gerilim hatlarından birini onarmaya çalışırken cereyana kapılmış, direğın tepesinde can vermişti. Kimler sorumluydu bu erken ölümden? Kimlerden hesap sorulacaktı? Sorulacak mıydı? Hiç sorulmuş muydu bugüne kadar? Havadan geçen, her rüzgârda birbirine dolanan, her fırtınada kopan, bizi karanlıkta bırakan ve bir türlü onanlamayan hatlar niçin yeraltına alınmıyordu? Abonelerden kesilen, altyapı yatırımlarına ayrılması gereken trilyonlarca para ne oluyordu? Nereye gidiyordu? Elektriksizliğimizin 17. saatinde, saat 16.00'dakaranlık çökünce on mum birden yakmıştım. "On mumluk" ışıktakitapokunabiliyordu... Şömineyebir iki odun atınca bayağı ısınıyordu insan... Saat 23.00'e doğru ne zaman, nasıl göndereceğimi bilemediğim bu öfkeli yazıyı yazmaya karar verdiğimde iyice rahatlamıştım artık... Onca saat "birilerine" sövmek, yorucu olmasına yorucuydu, ama sonunda karşılığını alıyor, boşalıp rahatlıyordu insan... Merak ettiyseniz söyleyeyim, tam 42 saat sonra gelmişti elektriğimiz... "Pes" değil mi? Gerçekten de "pes" yani... dkavukcuogluCmsuperonline.com Faks:0212723 84 97 DENtZ KAVUKÇUOĞLU ktronik posta: danlzaomOcumhuriyetcom.tr itap, "bir rehberin anılarfndan oluşuyor... "Kah Orada Kah Burada"yı Galatasaray Lisesi'nde doya doya 10 yıl okuduktan sonra, Diş Hekimliği Fakültesi'ni üçüncü sınıftan hocaları sayesinde bırakıp Galatasaray Iktisadi ve Ticari llimler Akademisi'ni bitiren Kemal Suman yazmış... Suman, NetTurizm'inkurucularından veRetur Turizm'in patronu; 30 yılı aşkın turizm sektörünün içinde; Remzi Kitabevi'nden çıkan kitabını yazması da 20 yıl sürmüş... Yurtdışı gezilerde yerli turistlerle ve yurtiçi gezilerde yabancı turistlerle geçen bir ömürden kesitler aktaran "Kah Orada Kah Burada"yı sessizce okumak pek söz konusu değil, kahkahalar peş peşe patlıyor... 1980 başları... Ağustos ayının sonlarında Kemal Suman, Japonya'dan gelen birturist grubuna Doğu Anadolu'yu gezdiriyor... Adıyaman'da yeni açılan bir otelde konaklıyorlar, sabaha karşı Nemrut'açıkacaklar... Akşam, otelde herkes yattıktan sonra Japon tur Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0 Uğur Mumcu Başta Uğur Mumcu ve Muammer Aksoy olmak üzere düşündüğü için öldürülen insanlar 2431 Ocak arası 9. Adalet ve Demokrasi Haftası içinde bir dizi etkinlikle anılacak... Ülke çapındaki etkinlikler, Ankara'daki 60 kadar kurum ve kuruluşun desteği ile Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın öncülüğünde düzenlenecek... 2002 yılı etkinlikleri için Uğur Mumcu'nun yaşamı boyunca savaşımını verdiği "Terörsüz Özgürlük" konusunu seçildi... Vakıf, Anadolu'nun hemen her yerinde düzenlenecek etkinlikler için koordinasyon görevini de üstleniyor ve saydam gösteriden afişe kadar birçok malzeme desteği sağlıyor... Ayrıntılı bilgi ve iletişim için Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın faksı: 0.312. 417 57 46; elektronik posta adresi: [email protected] K Tavansız oda lideriyle bırlikte birkaç kişi lobide oturmuş sohbet ediyorlar... Bir Japon, pijamalarıyla geliyor ve Japon tur liderıne bir şeyler anlatıyor... Yaklaşık beş dakika süren konuşma sırasında iki Japon sürekli tavana bakıyor ve parmaklarıyla tavanı gösteriyor... Tur lideri, sonunda sorunu Kemal Suman'a açıklıyor; Bay Haşimoto'nun, kaldığı odanın tavanı yokmuş! Hep beraber odanın yolunu tutuyorlar, gerçekten de odanın tavanı yok ve kuzey yarım kürenin en parlak yıldız haritası karşılarında duruyor... Hemen otelin sahibini uyandırıyorlar... Patron, pek umursamıyor hatta inşaat tam bitmediği için tavanı olmayan iki oda bulunduğunu anlatıyor... öteki tavansız odada yaşlı bir Japon'un kaldığını belirliyorlar fakat uyandırmak da istemiyorlar... Bu arada Kemal Yüksek Yerilim Hattı erdincutkuciyahoo.com SESSÎZSEDASIZ(I) NURtKURTCEBE Münih Başkonsolosluğu ndan referanslı Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı inşaat yüksek mühendısı Akın Atilla, teknik bir inceleme yapmak üzere Münih'e gıtmeye hazırlanıyor. Atilla, bildiği yabancı dıl, Ingilızce'nin Almanya'daki temasları sırasında yeterli olamayacağını düşünerek yola çıkmadan önce Almanya'da Almanca bilen bir Türk tercüman bulmak istiyor. önce çevresindeki dostlarına Münih'te tanıdığı olup olmadığı soruyor sonra da bir arkadaşından Mühin'teki Türk kültür derneklerinden yardım alabileceğini öğreniyor. Münih'teki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu'na bir faks çekip Türk kültür derneklerinin isim ve telefonlarını istiyor... İki gün sonra Münih'teki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu'ndan yanıt geliyor: "Münih'te size tercüme konusunda yardımcı olabilecek derneklerin isimleri ve telefon numaraları şöyledir: 1) Müslümanlar Cemiyeti Başkanı: Sezai Toka Tel: 089/ 2) DİTİM Merkez Camii Başkanı: Mehmet Emin Curuk Tel: 089/ " Türkiye'nin Münih Başkonsolosluğu belki Metin Kaplan'ın da adını yazacaktı ama adam şu sıralar cezaevinde olduğu için liste eksik kalıyor! ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCt KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakuı turk.net Calatrava' y a Tavsiyeler... Istanbul Büyükşehir Belediyesi, TaksimYenikapı metrosunun Haliç'ten geçmesi için hazırlanan "demir köprü "projesi Koruma Kurulu nca uygun görülmeyince, u daha güzclini" tasarlaması için Ispanyol mimar, Calatrava'yla çalışma kararı almış... Öğrenebildiğimize göre bu "ünlü" mimar, "her açıdan kabul görecek bir (asannı hazırlayabilecegi için" tercih ediliyor. (Sabah, 07.12.2001) ğil, öncelikle bir mimar olduğunu anımsayıp Koruma Kurulu'nu kendisiyle "aşmaya" çalışanlara; "Kusura bakmayuı, bu gttzelligin ortasına tül gersek bile içine ederiz, ben bunu yapamam, başkasuu da zorlamayın ve lstanbul'un yakasım bırakın..." diyerek, şanına yakışır bir ders mi verecektir?.. Calatrava'nın, sözgelımı "Ben bu işi bilirinr diyerek Boğaziçi' ne şu uygunsuz radar kulelerini en "zariT' (!) tasanmıyla diken mimanmızın durumu"Beşiner köprü... na düşmemesi için, Haliç'in Basına bu açıklamayı yapan tüm yönlerden ve havadan Genel Sekreter Yardımcısı "kendi" çekeceği fotoğraflanDursuıı Ali Çodur, metronun nın üzerinde köprü etütlerine nedcn "Surdışı'ııdan" geçmebaşlamasını tavsiye ediyodiğini sorgulayan yazılanmın rum... ardından da telefonla aramıştı. Eminim ki birkaç eskizden Arkeolojik miras tahrip edilsonra zaten vazgeçecektir. Bu meden projenin gerçekleşebil"siyaa" proje için kaç liraya anmesi için tüm önlemleri aldıklaşmış olursa olsun, mimarlıklannı anlatarak dedi ki: "Gü laki "karizmasuır nske atmazergâhı tümüyle değiştirmek ise yacaktır... bizi aşan bir karar. Önceden tspanyol mimar, lstanbul iş böi/e oWy**cak\ HARBl SEMIH POHOY semihporoydı yahoo.com BULMACA SKDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 1/ Shakespeare'in "Othello" adlı oyunundakı kadın kahraman. 2/Kira... Kuran'ın her tümcesi. 3/ Afrika'da yaşayan bir maymun... Yünden dövülerek yapılan kaTîn 12 3 4 ve kaba kumaş. 4/ "Kadınlar, kızlar" anlamında eski sözcük... Yemek. 5/ 3 ö m ü r boyu konuş5 mama ilkesine daya6 lı bir Hıristiyan tarikatınm üyelerine ve 7 rilen ad. 6/ Kuzu se 8 si... " Fonda": 9 ABD'li aktns. 7/Küçük su kanalı... Ateşte pişirilmiş et. 8/ lzmir'in Seferihisar ilçesinde antik bir kcnt... Küçük. 9/Victor Hugo'nun "NotreDame'ın Kambunı" adlı romanındaki Çingene kızın adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Sarmısak dilirni... Yapraklan çay gibi haşlanarak içilen bir Güney Amerika bitkisi. 2 / " Ayhan": Şairimiz... Bir sövgü sözü. 3/Yakındoğu'da ve özellikle Cezayir'de konuşulan Arapça, Fransızca, ltalyanca ve tspanyolca karması dil... Davar ağıh. 4/Toprakta biriken fazla sulann çeşitli yollarlaboşaltılması... Tavlada " ü ç " sayısı. 5/Her çeşit kabın üstünü örtmeye yarayan nesne. 6/Eski dilde su... "lstanbul'un orta yeri / Garipliğim mahzunluğum duyuımayın a n a m a " (Orhan Veli). 7/lncedantel... Hayır için dağıtılan içme suyu. 8/Bitki... Güney Amerika'daki dağ sırası. 9/ Kâğıtlan bir arada tutmaya yarar madeni çengel... "neolurkimoldugunubilsem'nın/eüerinibir tutsam öisem" (Attilâ llhan). KEDl LEVO APTüüKA 505*41. CrÜVHNUK aptullkaCwstudyoimge.com. BİZP£ İSC ÜL YAKP/MA MUHTAÇ EÜM/ÇSKMSZ5EBİRHALT OLANA H7ZMİT 0İAMA//Z.. Burada mimarlık için köprü değil, "resim" yapmak gerekir. düşünülmeliydi..." Şimdi, işte o vaktiyle "düşünülüp uyanldıgı lıalde" önemsenmeyerek dikkate alınmayan 2600 yıllık "tarihe duyarsız" güzergâhın yarattığı dcv bir sorun daha kapıya dayanmış durumda... "Dört" köprülü Halıç'e artık asla yüklenmeyecek "beşind" bir dev köprü için "tarihidokuya uyunı" adına boş yere "ünlü mimar" aranıyor... Koruma Kurulu da haksız yere zorlanıyor ve adeta bu sorumsuzluğa ortak edilmeye itiliyor... Büyükşehir Belediyesi'ni yönetenlerin bu "dahiyane" teklifini, İspanya kentlerindeki tarihsel dokuya karşı asla böylesine bir "müdahalede" bulunmadıklannı da aklından çıkarmadan düşünedursun, benim aynı yöneticilere bazı sorulannı daha olacak. , VGVtf, Aücoiik, LERİ BİLE MAAŞA TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Aralık KUBILAY'/N SEHİT OLMASIL tSSO'DA BIMÜN,AYAJOANAN 6ERİCİLEK, M£NBUBM'D€ TOPIANAKAK DeVLETBKAH$ISİLAHU£n£U£ GİRİŞTt.KSH OİSİNİ*MEHDİ"İlANEC>ENNAKÇteEN[>< TARİKATI Ü/ESi P£*y/Ç UeHMET'lNARKASlfilA JAKILIP * BAŞO>aL4#.auNUMU2eieiHE,KAZADA YED&CSUB4YLlS/tJI YAPMAKTA OUIN Ö&eCTMEN MUSTAPA f¥HMt KUJBllAY, BİR MAAI6A A£K£RİYL£ &>e$ILA/t/HA PİKIU3İ. DASILAMLARI İÇİN UYABIP, HAVAYA ATEŞAÇne/NCA, SALPIRAN rOSAZLAR OklU VVİAlAD/LAIZ.SONBAOA, KÖR8İR OeCTEieEYLE BA&NI KESIP, Y£$/L SANCAğlN TEPEfİNE 6£Ç/eOİL£X.£u ABAPA İKİ BBKÇİYİ öuHJfZDÛLEfi. KISA sü*£ İÇİNPE yenşav oepuMüUKLERJ DURUMA ESEMEN OIACAK, YAKALANAM UIÇ LULAfUN ÇO6U,MAK£Ma0£ IDAMA UÜKÜM SİYECJEKrİf^ 'E5 KöprüsiT seçeneğL.. Örneğin, Koruma Kurulu'nun uygun görmediği ilk projeniz için hangi miman kullandınız?.. Şimdi, "dahaustasıru çağıracağız" derken size güvenen o "meçhul" mimann mesleki onurunu da incitmiş olmuyor musunuz?.. ... Ve büıün bu "zoriamalar" yerine metroyu "Surdışı'na" çıkartmayı, örneğin "YedikuleSütlüceKasınıpaşaTaksim" bağlantısıyla Haliç'i de yeni bir köprü yerine mevcut "E5köpriisü" üzerinden geçmeyi artık düşünemez misiniz?... Tartışmayı sürdüreceğiz... OekincK" cumhuriyet.com.tr Mimarca bir 'etüf için Doğrusu, en çok şunu merak ediyorum.. Acaba ünlü köprü miman Calatrava, Haliç'in ve iki kıyısındaki "Pera/GalataSüleymaniye/Tarihi Yannıada" bütünselliğinin yarattığı gızemli dünyaya baktığında, böylesıne bir kentsel peyzaja yine de "uyumlu" (!) bir köprü tasarlayabileceğini "içtenlikle" kabul edebilecek midir?.. Yoksa, ünlü bir yüklenici de ADIYAMAN ASLİYE HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN hsas No 2000/S79 üavacı (Julten Bildık taralından davalı Murat Gülcş aleyhınc aı;ılan babulığın lespıli davasında, davalının bütün aramalara rağmcn bulunamaması ve sonuçta Almanya'ya kaçak iıjçi olarak gittıği, ılgılı ycrle yapılan ya/ışma sonunda davalının herhangı bir kaydınm bulunmadığı bildırılmi;, olmakla, dunı^ma gününün ilanen tcbliğıne karar verilmckle, Yııkarıda dosya numarası yazılı dava dosyasının duruşması 28.01.2002 gününe bırakıldığı, bu duruşma gününde bızzat gclnıcnı/, gelmediğini/ takdirde kendinızi bir vekillc tcmsil ettırmenız, aksı halde duruşınanın yoklıığıınuzda dcvam edip karara bağlanacağı hususu ilanen leblıg olunur. 28.11.2001 Basın: 78051 KİRALIK DEVREMÜLK 2 1 6 Ocak Bodrum Torba SİMPA Tel. (0216) 492 13 98 (0535)357 12 02
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle