Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 KA9M 20O1 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK
KARAKTERÎ
KARAKTERSIZLİK
OLAN
GÛZLÜKLÜ
SAMİ'NIN
HARIKULÂDE
KıVıRTMALARı
KIS1M
TZKKİLt
BLRDEN
MûÛO !.
ı
I>Vy£
. fîiii *?-.-
ÇOK S E V I N E H M - 3İRl<CAıÇ.
ıHTİyAf (K VARPI BU Ç
/. MÜ<NAS£
"3A _
21 i-tR -HAZ! KLADlM
SEKİN
11 Eylül sonrası yaşanan gelişmelerle sarsılan teröristlerin toparlanmaya çalıştıklan belirtildi
Köktendinci örgütler zorda• MGK
toplantısında ele
alınması beklenen bir
raporda, Hizbullah ve
ÎBDA-C'nin
yıprandığı, ama en
çok darbeyi
Kaplancılann aldığı
saptandı.
Kaplancılann top
arlanma tedbirlerini
alamamalan
durumunda iki yıl
içinde ortadan
kalkacağı tahmin
ediliyor.
Haber Merkezi- ABD'de gerçekleş-
tirilen 11 Eylül saldınlannın yarattığı
ortamın, Türkiye'de faaliyet gösteren
aşın dinci terör örgütlerini de sıkıntı-
ya soktuğu belirlendi. Terör örgütleri-
nin içinde bulunduğu son durumun
değerlendirildiğı ve bu ayki MGK top-
lanOsında ele alınması beklenen bir
raporda, örgütlerin tüm olumsuzlukla-
ra rağmen toparlanma çabası içinde
olduklanna dikkat çekildi.
NTVde dün yayımlanan habere gö-
re. güvenlik birimleri tarafindan hazır-
lanan raporda, irticai terör örgütlerinin
son durumlan anabaşhklar halinde
şöyle sıralandı;
HİZBULLAH: Hizbullah llım Gru-
bu, operasyonlardan sonra büyük öl-
çüde yıprandı. Ancak buna rağmen ce-
zaevleriyle dışan arasındaki bağı ko-
rumayıbaşardı. Cezaevlerinde yapılan
çalışmalarda, örgütle bağlantılı konu-
lara değinilmemesi, örgütsel faaliyet-
leri kamufle edici tarzda ve kişisel ha-
reket edildiğini ön plana çıkaracak bil-
gilerin kullarulması kararlaştınldı. Ör-
güt özellikle Diyarbakır'da etkinliğini
korumaya devam ediyor. Camilerde
yeniden örgütlenme çabası içinde. De-
şifre olmamış elemanlannı Avrupa
üzerinden Iran'a göndermeye devam
ediyor. Yeterli güce ulaştığında yeni-
den silahlı mücadeleye başlamayı plan-
lıyor.
İBDA-C: Son bir yıl içinde en çok
yıpranan örgüt tBDA-C. Orgütün lide-
ri SaKh İzzet Erdiş'ın intihar girişimi
örgüt içinde büyük hayal kınklığı ve
şaşkınlık yarattı. Cezaevlerindeki ör-
güt yöneticileri, "kopmalar olduğu,
militanlann motivasyonlanru yitirdi-
ği, iman zafiyeti ortaya çıküğı, maddi
hayat nedeni>le manevi hayaün terk
edildiği" şeklinde uyanlar yapıyor.
KAPLANCTLAR: 11 Eylül olayı en
büyük darbeyi Kaplancılar grubuna
vurdu. Metin Kaplan'ın 4.5 yıl hapis
cezasına çarptınlması aynca Mustafa
Ağdaş'ın Alman savcıhğıyla işbirli-
ğine giderek örgüt aleyhine ifade ver-
mesi kopmayı hızlandırdı. Kaplancı-
lann, toplarlanma tedbirlerini alama-
malan durumunda iki yıl içinde orta-
dan kalkacağı tahmin ediliyor.
MÜSLÜMAN GENÇIİK: Örgüt
küçük fakat çalışmalannı azaltmadan
özellikle üniversitelerde yürütüyor. Er-
ken ayağa kalkmanın Türkiye koşul-
lannda uygun olmadığı görüşündeler.
Grubun yakın zamanda silahlı eyle-
me başlaması mümkün görünmüyor.
SELAM GRUBU: Daha çok Orta
Anadolu ve Doğu Karadeniz'de örgüt-
lü. Yurtdışındaki çalışmalannı azalta-
rak Türkiye'ye ağırlık vermeyi karar-
laşnrdı. Örgütün deyimiyle Türkiye, Is-
lami hareketler açısından nokta-i isti-
nad (merkez) olarak belirlendi.
Raporun sonuç bölümünde ise irti-
cai örgütlerin silahlı mücadele için var
olan ortamı yeterli görmedikleri, an-
cak planlannı Türkiye'nin sosyal, si-
yasal ve ekonomik olarak büyük sıkın-
tılara gireceği beklentisüıe dayandır-
dıklan belirtildi.
Öztürk ten Diyanet vakfına tepki
Irlicacı yazariann
khapları saühyor
İPEKYEZDANt
îstanbul Oniversitesi tlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün kitaplannı Diyanet Vakfi
yayınevlerinde satmayan Türkiye Diyanet Vakü,
satışlannda laıklıği "dm", Curnhunyeti "saltanat",
rejimi de "Kemalist diktatöriük" olarak tanımlayan
irticacı yazarlann kitaplanna yer veriyor. Öztürk,
Diyanet Vakfı yayınev lennde Türkiye'ye sövenlerin
bfle kitaplannın saüldbğuıT belirterek "Ancak benim
gibi kitaplan yabancı diDere çevrilmiş, Türkiye'yi
ulusiararası alanda temsil etmiş bir bilim adaminın
kitaplannın satümaması ve Başbakanhk'ın da buna
seyirci kahnası izah edilir gibi değfl" diyor. Türkiye'de
örtülü bır engizisyon uygulandığını, Türk
insanının aydınlığa ulaşmasını savunanlann
sansürlenip aforoz edildiğini savunan Prof.
Öztürk. "Kitaplannı Diyanet'te saübnadığı takdirde
dekanhktan istifa edeceğinı. kesin kararlrvTm" dıye
konuştu. Prof. Öztürk ün kitaplannın Diyanet
Yayınevleri'nde satılması istemini "şantaj" olarak
değerlendiren ve "devletin hiçbir kunımunun bir
kişinin şahsi menfaaüanna yardımcı olamayacağın
gerekçesiyle satmayan
Diyanet Vakfi, çağın
gerisinde kalmış, şeriat ve
irtica yanlısı yazarlann
kitaplannı satmakta bir
sakınca görmüyor. Vakfin
sahşa sunduğu kitaplar
arasında, 1994 ydında Miraç
gecesinde verdiği \r
aazda,
"halkı din ve mezhep aynlığı
gözeterek ktn ve düşmanhğa
tahrik ertiğT iddiasıyla
Îstanbul DGM'de 6 yıl hapis
istemiyle, 1997'de de
"Türkiye'de Din Anlayışr
adlı kıtabında Atatürk'e
• Prof. Dr. Yaşar
Nuri Öztürk,
Türkiye'de örtülü
bir engizisyon
uygulandığını ve
Türk insanınuı
ulaşmasını
savunanlann
sansürlenip afaroz
edildiğini
savundu.
hakaret ettiğj iddiasıyla 3 yıla kadar ağır hapis cezası
istemiyle yargılanan Prof. Dr. İhsan Süreyya
Smna'nın kitaplan da bulunuyor. Sırma'nın "Nasü
Sömürüklük" adlı kitabında, Cumhuriyet dönemi
anlatılırken "Maafcsef kaldmlan saltanatm yerine
oturtutan çoğulcu(!) Cumhuriyet rejimi de lafta
kahnaktan öteye geçemedl Osmanb sattanaü
kakhnkn, yerine Cumhuriyet saltanaü oturtuldu"
denihyor. Kitapta Fikret Başkaya'dan alınan bir
bölümde de "CHP tüzüğü, anayasa ve kanunlann
üstüne çıkarnlarak Kemalist diktatöriüğün bir araa
durumuna getirilmiştir" denihyor. Kitabın "Kültür
emperyalizmi'' bölümünde ise Atatürk devrimleri
karşıtı şu sözler yer alıyor:
•*Kime sorularak Arap harfkri kaldınhp yerine
Latin harfleri getirikfi?
• Harf devrimi olsun, diğer Cumhurrvet devrimleri
olsun. hiçbiri halk tarafindan tarüşüarak karara
baglarunam^nr. bilakis bu karariar de facto (okhı
btttiye getirikrek) millete zoria kabul ettirihnişjerdir.
• Müslümanlann bürün kültür varüklannı, din
kaynaklannı kurutmak! tşte böykydi onlann
devTİmcüikfcri ve ülküleri!
Metin Kaptan'm
Alman
yasalanna göre
Türkiye'ye iade
edikmejeceğini
Ahnanya Dişişleri
Rakanhgı'nm hir
sözcüsü,"Ötüm
cezasına
çarptirüması
mümkün otan
sanüdansnur
d^ı edemrvoruz"
dedL
Cinci
hocayı
yaktı
HRKAĞAÇ(AA)-Ma-
nisa'nın Kırkağaç ilçesin-
de bir kadın, "Cinlerin be-
ni daha hasta etti" diyerek
muska yazdırdığı hocayla
eşini benzin dökerek yak-
tı. Hoca öldü, eşi ağır ya-
ralı...
Alınan bilgiye göre, uzun
süredir psikolojik rahatsız-
hğı bulunan Hatke Tapan
(35), kendisine "cinlerin
musaüatolduğunu'' söyle-
yerek Kırkağaç'taki "Cin-
ci hoca" lakaplı lsmail Fi-
Bz'den (36) yardım istedi.
Filiz, kendisini birkaç
kez ziyaret eden Tapan'a
"muska" yazıp verdı. Ta-
pan, rahatsızlığından kur-
tulamayınca, "Cnüerinbe-
ni daha hasta etti" diyerek
yanında getirdiği benzini
Filiz ve eşi Zadife FIBz'in
(36) üzerine dökerek çak-
mağı çakn.
Bir anda alev topuna dö-
nen kan-koca, komşulann
yardımıyla Manisa Devlet
Hastanesi'ne kaldınldı. Is-
mafl FlKz, hastanede haya-
ünı kaj'bederken eşinin sağ-
lık durumunun ciddiyetini
koruduğu öğrenildi. Hati-
ce Tapan gözaltına alındı.
îstanbul Büyükşehir Belediyesi 40 bin öğrenciye 6.8 trilyon lira verecek
Eğitiııı bursıında aynmcıfak endişesi
Metin Kaplan iade edilmiyor
BERLtN(AA)- Almanya Dişiş-
leri Bakanlığı'mn bir sözcüsü,
"kara ses" olarak bilinen Cema-
letrin Kaplan'ın oğhı Metin Kap-
fan'ın Alman yasalanna göre Tür-
kiye'ye iade edüemeyeceğini açık-
ladı. Sözcü, suç örgütü oluştur-
mak ve fetva vererek cinayet çağ-
nsı yapmak suçundan 4 yda mah-
kûm edüen Metin Kaplan'ın, "a-
mr dışı edjhnemekiçiû,tecflli ob-
rakdahaerkenserbestbB^kıbnak
tstemediğini, ancakkendismiTür-
krve'de öiüm cezası beklediği için
zaten iade edüemeytceğini'' belirt-
ti.
Türkiye'nin birkaç hafta önce
Kaplan'ın iadesini talep ettiğini
kaydeden sözcü. "Kaplan, hak-
kmdaki baa suçlamalar ağır ol-
duğu için, Türkiye'de yapıian re-
formlara rağmen ölüm cezasına
çarpünlabüir. Alman yasalanna
göre, ölüm cezasına çarpdnlmaa
mümkün oian sanıklan smır dışı
edemiyoruz" dedi. Metin Kap-
lan'ın avukatlannın söz konusu
yasalar doğrultusunda, Kaplan'ın
sınır dışı edilmesini talep eden
Köln Şehir Idaresi'ne karşı gerek-
li yasal işlemleri başlatacaklan
bUdirUdi.
Kaplan, önceki gün sınır dışı
edilmesini önlemek amacıyla te-
cilîi olarak daha erken serbest bı-
rakümak istemedığıni söylerruşti.
MANÎSA
ÎstanbulHaber Servisi-İstanbu]
Büyükşehir Belediyesi'nin yan-
daşlanna yakın eğüimdeki öğren-
cilere verdiği burs miktan ve öğ-
renci sayısı her yıl artıyor. Büyük-
şehir Belediyesi bu yıl 40 bin or-
taöğretim ve üniversite öğrencisi-
ne 6.8 trilyon lira tutannda burs ve-
recek.
Büyükşehir Belediyesi DSP
Grup Başkanvekili Şener Kara-
han, burslarm büyük bir kısmının
belediyenin kendi yandaşlanna
gittiğini bildiklerini, ancak ögren-
cilere gittiği için Meclis'te kabul
• Büyükşehir Belediyesi DSP Grup Başkanvekili Şener
Karahan ve CHP îstanbul îl Başkanı Cemal Özdemir,
burslarm büyük bir kısrrunın belediyenin kendi
yandaşlanna verileceğini savundular.
ettiklerini belirtti. CHP îstanbul diği burslarla "yandaşlanna burs
II Başkanı CemalÖzdemiranaken-
tin bütçesinde böyle bır para olma-
dığını belirterek "öğrencüere burs
verihnesnün anlamhve güzd oldu-
ğunu. ancakbunun aynmyapıhna-
dan verildiği konusunda tereddüt-
leri bulunduğunu" söyledı.
Eski RP ve FPli Bü>ükşehir
Belediyesi, geçmiş yıllarda da ver-
dağttoğT nedeniyle eleştirilmişti.
Büyükşehir Belediyesi Eğitim Mü-
dürü MehmetDoğan. belediye büt-
çesınden 19 bin lısans öğrencisi-
ne 7 ay süre>'le ayda 35 miryon, 800
yükseklisans öğrencisine ayda 70
milyon, 200 doktora öğrencisine
de ayda 140 milyon lira burs ve-
rileceğini bildirdi. Doğan, il ve il-
çe milli eğitim müdürlüklerinin
yönlendirmesiyle isimleri okul-
lardan kendilerine gönderilen 20
bin öksüz ve yetim öğrenciye de
bir defaya mahsus olmak üzere
80'er milyon Ura burs verdikle-
rini söyledi. Doğan, burslann be-
lediye meclisinin aldığı ortak
karar doğrultusunda dağıhldığı-
m ifade etti. Doğan, Büyükşehir
Belediyesi'nin, 40 bin öğrenciye
eğitim yardımı için ilan ettiği 16
günlük müracaat süresinde 60
bin kişinin başvurusuyla karşı-
laşhklannı söyledi.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHANERİNÇ
'Efendimiz' Tartışması
Köykent tartışması yüzünden de olsa Atatürk ün
sözlerinin başbakan tarafindan anımsanmış ol-
masını, sonradan hayal kınklığına uğramatehlike-
si olasılığına karşın iyi bir başlangıç olarak değer-
lendirebilıriz.
Atatürk'ün üzerine titrediği "ulusal egemenliği"
Dünya Bankası ve Ulusiararası Para Fonu ile pay-
laşma sonucunu doğuran polıtıkalardan vazeçile-
ceği konusunu bu iyimserliğin dışındatutuyorum.
Çünkü bir kere sakalı kaptırmış durumdayız. Sa-
kalı kurtarma niyeti olsa bile bunun gerçekleşebi-
leceğinı düşünmek, kapı kapı dolaşarak borç bul-
ma seferlerinin sürdüğü bir dönemde akla aykın
düşer.
Ama köylü, yani tarımsal üretıci söz konusu edil-
diğine göre aynı kapsamda anımsanmasını ve ye-
rine getirilmesini ıstemek bir yurttaşlık görevi sa-
yılmalıdır.
önce Atatürk'ün sözlerinin doğrusunu yazalım.
"Gerçek üretici olan köylü milletin efendisidir."
Göruldüğü gibi arada neredeyse dağlar kadar
fark var.
Atatürk'ün gerçek değerlendırmesinde salt köy-
de yaşayan, günterinı kahve köşelerinde geçirip tem-
bel tembel oturanlann kapsam dışında tutulduğu
görülüyor.
Milletin efendisi olabilmek için üretici olmak ön
koşul.
Ancak bu gibiler için de Atatürk'ün önerileri var.
"Hasattan sonra ele geçecek ürün köylünün
parası demektir... Para değerinın düşmesinekar-
şı tedbir alındığı gibi, memleketımizin durumuna
göre tahıl değeri üzerınde de daima hassasiyet-
le teklifler hazırlayacak bir büronun hizmeti yarar-
lı olur." (Atatürk'ün 1931 yılında Anadolu'ya yap-
tığı seyahat sonunda hazırladığı notlar).
"(Üreticiler) ürünlerini ölü fiyatla alacaklılanna tes-
lim etmeye veyahut piyasanın en uygun olmayan
zamanlannda aracılara satmaya mecbur olma-
malı. oradaki birçok aracılara kâr etme ımkânı
sağlamaksızın doğruca tüketıcı piyasaya arz edi-
lecek ve mümkün olduğu kadar az aracı ile ana
piyasaya yaklaşabilecek bir teşkilata sahip bulun-
malıdır." (Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk'ün Et Ya-
zıları, Ayşe Afetinan, 1959).
"Bundan başka ürün, alıcının istediği zaman
teklif edeceği fiyatla değil, en uygun zamanında
tüketici piyasalara arz edilmek suretiyle değer fi-
yatına satılacaktır." (1931 yılı gezı notları).
Işte size Atatürk'ün, yazının başında "anımsan-
ması ve yerine getirilmesi" dileğinde bulunduğu
sözleri.
Şayet "gerçek üretici olan köylü"den yana ol-
mak söz konusu ise ve Atatürk'ün dedikterini önem-
siyorsak bazı kararları yeniden değerlendirmek
gerekiyor.
örnegin üretici bırliklerinı (Tariş, Pankobiriik, Fis-
kobiriik, Antbiıiik, Çukobirlik, TrakyaYağlıTohum-
lar Biriiği) işlevsizleştırmeyi, üreticiyi tek başına bı-
rakmayı, destekleme alımlannı kaldırmayı amaç-
layan, üreticiye kredi venlmesini önleyıci karariar.
Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı'nın iade ettiği
ve yasalaşması süreci için "kulağında" denilebi-t
lecek Tütün Tasansı.
Girişimler Köykent'le sınırtı kalmasın.
• • •
Istanbul'dan ara sıra Ankara'ya giderek en azın-
dan merakını gidermek pek mümkün olmuyor.
Ama bir süredir televizyon ekranlanndan saptadı-
ğım bir uygulamayı yadırgadığımı söylemeliyim.
Nedense koalisyon ortağı Anavatan Partisi'nden
olan bakanlar, yakalanna partilerinin rozetlerini
takmayı ilke haline getirmişler. Başbakan Yardım-
cısı Mesut Yılmaz, aynı zamanda Genel Başkan
olarak partisini de temsil ettiği için yadırgatıcı gel-
miyor.
Ama bakanlar ANAP'ın değil Türkiye Cumhu-
riyeti Hükümeti'nin bakanlan. Yani aynm olmak-
sızın bütün yurttaşlara eşit davranmakla yüküm-
lüler. Siyasal simgelerin kamu yaşamında kulla-
nılmasını yasaklayan kurallar ve yargı karaıian var-
ken ısrar edilmesini anlamak benim içime sin-
miyor.
oerinc@cumhuriyetcom.tr.
Türk Medeni Yasa Tasansı
Elliyülık maroton
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu>TBMM'de
kabul edilen Türk Me-
deni Yasası değişikliği
ile Türkiye, "medenihu-
kukunu" baştan sona ye-
niledi. Türk Medeni Ya-
sası'nın değiştirilmesi
serüveni 1951 yılında
başladı. Değişiklik için
1951 yüında 7 ayn ko-
misyon kuruldu. Adalet
Bakanlığı'nca ilk olarak
1951 yılında kurulan ko-
misyon, çalışmalannı
1960 yılına kadar sürdür-
dü.
Bu tarihten sonra ise
çahşmalar ancak arahk-
larla sürdürülebildi.
Raportörlüğünü Ord.
Prof. Dr. HıfiaVeldetVe-
lidedeoğlu'nun yaptığı
ikinci komisyon ise daha
önce yapıian çalışmalar-
dan yararlanarak hazır-
ladığı taslağı, 1971 yılın-
da Adalet Bakanlığı'na
sundu. Adalet Bakanlı-
ğı'nca 1974 ve 1976 yı-
llannda oluşturulan üçün-
cü ve dördüncü komis-
yonlar ise çalışmalannı
sonuçlandıramadı.
Milli Güvenlik Konse-
yi döneminde, 1 Haziran
1981 yılında ise komis-
yon kurulması için özel
yasa çıkanldı ve Prof. Dr.
KemalOğuzman'ınbaş-
kanlığında beşinci ko-
misyon oluşturuldu. Bu
komisyonun 1984 yıhn-
da hazırladığı taslaktan
ise sonuç ahnamadı.
1994 yüında ise Prof.
Dr. Ahmet Kıhçoğhı ile
Prof. Dr. Turgut Akın-
türk'ün başkanlık ettiği
altıncı komisyon çalış-
masını 1998 yıhnda ta-
mamladı. Tasan, 55. hü-
kümet döneminde
TBMM'ye sunuldu, an-
cak kadük oldu.
Yasa üzerinde son ola-
rak Akıntürk başkanlı-
ğında yedinci komisyon
kuruldu. Bu komisyon
tarafindan hazırlanan ta-
san, 30 Arahk 1999 tari-
hinde TBMM'ye sunul-
du.
TBMM'de, yasanın de-
ğiştirilebilmesi için 2 yıl
süren bir maraton yaşan-
dı. Tasan önce Adalet
Komisyonu'nda alt ko-
misyona havale edildi.
Altkomisyonda 1 ayüst
komisyonda da 6 ay sü-
ren görüşmeler sonrasın-
da tasan TBMM Genel
Kurul gündemine ahndı.
Tasan, genel kurulda da
5 hafta süren görüşme-
ler sonucunda kabul edi-
lerek yasalaştı.