23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KA9M 20O1 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK KARAKTERÎ KARAKTERSIZLİK OLAN GÛZLÜKLÜ SAMİ'NIN HARIKULÂDE KıVıRTMALARı KIS1M TZKKİLt BLRDEN MûÛO !. ı I>Vy£ . fîiii *?-.- ÇOK S E V I N E H M - 3İRl<CAıÇ. ıHTİyAf (K VARPI BU Ç /. MÜ<NAS£ "3A _ 21 i-tR -HAZ! KLADlM SEKİN 11 Eylül sonrası yaşanan gelişmelerle sarsılan teröristlerin toparlanmaya çalıştıklan belirtildi Köktendinci örgütler zorda• MGK toplantısında ele alınması beklenen bir raporda, Hizbullah ve ÎBDA-C'nin yıprandığı, ama en çok darbeyi Kaplancılann aldığı saptandı. Kaplancılann top arlanma tedbirlerini alamamalan durumunda iki yıl içinde ortadan kalkacağı tahmin ediliyor. Haber Merkezi- ABD'de gerçekleş- tirilen 11 Eylül saldınlannın yarattığı ortamın, Türkiye'de faaliyet gösteren aşın dinci terör örgütlerini de sıkıntı- ya soktuğu belirlendi. Terör örgütleri- nin içinde bulunduğu son durumun değerlendirildiğı ve bu ayki MGK top- lanOsında ele alınması beklenen bir raporda, örgütlerin tüm olumsuzlukla- ra rağmen toparlanma çabası içinde olduklanna dikkat çekildi. NTVde dün yayımlanan habere gö- re. güvenlik birimleri tarafindan hazır- lanan raporda, irticai terör örgütlerinin son durumlan anabaşhklar halinde şöyle sıralandı; HİZBULLAH: Hizbullah llım Gru- bu, operasyonlardan sonra büyük öl- çüde yıprandı. Ancak buna rağmen ce- zaevleriyle dışan arasındaki bağı ko- rumayıbaşardı. Cezaevlerinde yapılan çalışmalarda, örgütle bağlantılı konu- lara değinilmemesi, örgütsel faaliyet- leri kamufle edici tarzda ve kişisel ha- reket edildiğini ön plana çıkaracak bil- gilerin kullarulması kararlaştınldı. Ör- güt özellikle Diyarbakır'da etkinliğini korumaya devam ediyor. Camilerde yeniden örgütlenme çabası içinde. De- şifre olmamış elemanlannı Avrupa üzerinden Iran'a göndermeye devam ediyor. Yeterli güce ulaştığında yeni- den silahlı mücadeleye başlamayı plan- lıyor. İBDA-C: Son bir yıl içinde en çok yıpranan örgüt tBDA-C. Orgütün lide- ri SaKh İzzet Erdiş'ın intihar girişimi örgüt içinde büyük hayal kınklığı ve şaşkınlık yarattı. Cezaevlerindeki ör- güt yöneticileri, "kopmalar olduğu, militanlann motivasyonlanru yitirdi- ği, iman zafiyeti ortaya çıküğı, maddi hayat nedeni>le manevi hayaün terk edildiği" şeklinde uyanlar yapıyor. KAPLANCTLAR: 11 Eylül olayı en büyük darbeyi Kaplancılar grubuna vurdu. Metin Kaplan'ın 4.5 yıl hapis cezasına çarptınlması aynca Mustafa Ağdaş'ın Alman savcıhğıyla işbirli- ğine giderek örgüt aleyhine ifade ver- mesi kopmayı hızlandırdı. Kaplancı- lann, toplarlanma tedbirlerini alama- malan durumunda iki yıl içinde orta- dan kalkacağı tahmin ediliyor. MÜSLÜMAN GENÇIİK: Örgüt küçük fakat çalışmalannı azaltmadan özellikle üniversitelerde yürütüyor. Er- ken ayağa kalkmanın Türkiye koşul- lannda uygun olmadığı görüşündeler. Grubun yakın zamanda silahlı eyle- me başlaması mümkün görünmüyor. SELAM GRUBU: Daha çok Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz'de örgüt- lü. Yurtdışındaki çalışmalannı azalta- rak Türkiye'ye ağırlık vermeyi karar- laşnrdı. Örgütün deyimiyle Türkiye, Is- lami hareketler açısından nokta-i isti- nad (merkez) olarak belirlendi. Raporun sonuç bölümünde ise irti- cai örgütlerin silahlı mücadele için var olan ortamı yeterli görmedikleri, an- cak planlannı Türkiye'nin sosyal, si- yasal ve ekonomik olarak büyük sıkın- tılara gireceği beklentisüıe dayandır- dıklan belirtildi. Öztürk ten Diyanet vakfına tepki Irlicacı yazariann khapları saühyor İPEKYEZDANt îstanbul Oniversitesi tlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün kitaplannı Diyanet Vakfi yayınevlerinde satmayan Türkiye Diyanet Vakü, satışlannda laıklıği "dm", Curnhunyeti "saltanat", rejimi de "Kemalist diktatöriük" olarak tanımlayan irticacı yazarlann kitaplanna yer veriyor. Öztürk, Diyanet Vakfı yayınev lennde Türkiye'ye sövenlerin bfle kitaplannın saüldbğuıT belirterek "Ancak benim gibi kitaplan yabancı diDere çevrilmiş, Türkiye'yi ulusiararası alanda temsil etmiş bir bilim adaminın kitaplannın satümaması ve Başbakanhk'ın da buna seyirci kahnası izah edilir gibi değfl" diyor. Türkiye'de örtülü bır engizisyon uygulandığını, Türk insanının aydınlığa ulaşmasını savunanlann sansürlenip aforoz edildiğini savunan Prof. Öztürk. "Kitaplannı Diyanet'te saübnadığı takdirde dekanhktan istifa edeceğinı. kesin kararlrvTm" dıye konuştu. Prof. Öztürk ün kitaplannın Diyanet Yayınevleri'nde satılması istemini "şantaj" olarak değerlendiren ve "devletin hiçbir kunımunun bir kişinin şahsi menfaaüanna yardımcı olamayacağın gerekçesiyle satmayan Diyanet Vakfi, çağın gerisinde kalmış, şeriat ve irtica yanlısı yazarlann kitaplannı satmakta bir sakınca görmüyor. Vakfin sahşa sunduğu kitaplar arasında, 1994 ydında Miraç gecesinde verdiği \r aazda, "halkı din ve mezhep aynlığı gözeterek ktn ve düşmanhğa tahrik ertiğT iddiasıyla Îstanbul DGM'de 6 yıl hapis istemiyle, 1997'de de "Türkiye'de Din Anlayışr adlı kıtabında Atatürk'e • Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Türkiye'de örtülü bir engizisyon uygulandığını ve Türk insanınuı ulaşmasını savunanlann sansürlenip afaroz edildiğini savundu. hakaret ettiğj iddiasıyla 3 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanan Prof. Dr. İhsan Süreyya Smna'nın kitaplan da bulunuyor. Sırma'nın "Nasü Sömürüklük" adlı kitabında, Cumhuriyet dönemi anlatılırken "Maafcsef kaldmlan saltanatm yerine oturtutan çoğulcu(!) Cumhuriyet rejimi de lafta kahnaktan öteye geçemedl Osmanb sattanaü kakhnkn, yerine Cumhuriyet saltanaü oturtuldu" denihyor. Kitapta Fikret Başkaya'dan alınan bir bölümde de "CHP tüzüğü, anayasa ve kanunlann üstüne çıkarnlarak Kemalist diktatöriüğün bir araa durumuna getirilmiştir" denihyor. Kitabın "Kültür emperyalizmi'' bölümünde ise Atatürk devrimleri karşıtı şu sözler yer alıyor: •*Kime sorularak Arap harfkri kaldınhp yerine Latin harfleri getirikfi? • Harf devrimi olsun, diğer Cumhurrvet devrimleri olsun. hiçbiri halk tarafindan tarüşüarak karara baglarunam^nr. bilakis bu karariar de facto (okhı btttiye getirikrek) millete zoria kabul ettirihnişjerdir. • Müslümanlann bürün kültür varüklannı, din kaynaklannı kurutmak! tşte böykydi onlann devTİmcüikfcri ve ülküleri! Metin Kaptan'm Alman yasalanna göre Türkiye'ye iade edikmejeceğini Ahnanya Dişişleri Rakanhgı'nm hir sözcüsü,"Ötüm cezasına çarptirüması mümkün otan sanüdansnur d^ı edemrvoruz" dedL Cinci hocayı yaktı HRKAĞAÇ(AA)-Ma- nisa'nın Kırkağaç ilçesin- de bir kadın, "Cinlerin be- ni daha hasta etti" diyerek muska yazdırdığı hocayla eşini benzin dökerek yak- tı. Hoca öldü, eşi ağır ya- ralı... Alınan bilgiye göre, uzun süredir psikolojik rahatsız- hğı bulunan Hatke Tapan (35), kendisine "cinlerin musaüatolduğunu'' söyle- yerek Kırkağaç'taki "Cin- ci hoca" lakaplı lsmail Fi- Bz'den (36) yardım istedi. Filiz, kendisini birkaç kez ziyaret eden Tapan'a "muska" yazıp verdı. Ta- pan, rahatsızlığından kur- tulamayınca, "Cnüerinbe- ni daha hasta etti" diyerek yanında getirdiği benzini Filiz ve eşi Zadife FIBz'in (36) üzerine dökerek çak- mağı çakn. Bir anda alev topuna dö- nen kan-koca, komşulann yardımıyla Manisa Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Is- mafl FlKz, hastanede haya- ünı kaj'bederken eşinin sağ- lık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Hati- ce Tapan gözaltına alındı. îstanbul Büyükşehir Belediyesi 40 bin öğrenciye 6.8 trilyon lira verecek Eğitiııı bursıında aynmcıfak endişesi Metin Kaplan iade edilmiyor BERLtN(AA)- Almanya Dişiş- leri Bakanlığı'mn bir sözcüsü, "kara ses" olarak bilinen Cema- letrin Kaplan'ın oğhı Metin Kap- fan'ın Alman yasalanna göre Tür- kiye'ye iade edüemeyeceğini açık- ladı. Sözcü, suç örgütü oluştur- mak ve fetva vererek cinayet çağ- nsı yapmak suçundan 4 yda mah- kûm edüen Metin Kaplan'ın, "a- mr dışı edjhnemekiçiû,tecflli ob- rakdahaerkenserbestbB^kıbnak tstemediğini, ancakkendismiTür- krve'de öiüm cezası beklediği için zaten iade edüemeytceğini'' belirt- ti. Türkiye'nin birkaç hafta önce Kaplan'ın iadesini talep ettiğini kaydeden sözcü. "Kaplan, hak- kmdaki baa suçlamalar ağır ol- duğu için, Türkiye'de yapıian re- formlara rağmen ölüm cezasına çarpünlabüir. Alman yasalanna göre, ölüm cezasına çarpdnlmaa mümkün oian sanıklan smır dışı edemiyoruz" dedi. Metin Kap- lan'ın avukatlannın söz konusu yasalar doğrultusunda, Kaplan'ın sınır dışı edilmesini talep eden Köln Şehir Idaresi'ne karşı gerek- li yasal işlemleri başlatacaklan bUdirUdi. Kaplan, önceki gün sınır dışı edilmesini önlemek amacıyla te- cilîi olarak daha erken serbest bı- rakümak istemedığıni söylerruşti. MANÎSA ÎstanbulHaber Servisi-İstanbu] Büyükşehir Belediyesi'nin yan- daşlanna yakın eğüimdeki öğren- cilere verdiği burs miktan ve öğ- renci sayısı her yıl artıyor. Büyük- şehir Belediyesi bu yıl 40 bin or- taöğretim ve üniversite öğrencisi- ne 6.8 trilyon lira tutannda burs ve- recek. Büyükşehir Belediyesi DSP Grup Başkanvekili Şener Kara- han, burslarm büyük bir kısmının belediyenin kendi yandaşlanna gittiğini bildiklerini, ancak ögren- cilere gittiği için Meclis'te kabul • Büyükşehir Belediyesi DSP Grup Başkanvekili Şener Karahan ve CHP îstanbul îl Başkanı Cemal Özdemir, burslarm büyük bir kısrrunın belediyenin kendi yandaşlanna verileceğini savundular. ettiklerini belirtti. CHP îstanbul diği burslarla "yandaşlanna burs II Başkanı CemalÖzdemiranaken- tin bütçesinde böyle bır para olma- dığını belirterek "öğrencüere burs verihnesnün anlamhve güzd oldu- ğunu. ancakbunun aynmyapıhna- dan verildiği konusunda tereddüt- leri bulunduğunu" söyledı. Eski RP ve FPli Bü>ükşehir Belediyesi, geçmiş yıllarda da ver- dağttoğT nedeniyle eleştirilmişti. Büyükşehir Belediyesi Eğitim Mü- dürü MehmetDoğan. belediye büt- çesınden 19 bin lısans öğrencisi- ne 7 ay süre>'le ayda 35 miryon, 800 yükseklisans öğrencisine ayda 70 milyon, 200 doktora öğrencisine de ayda 140 milyon lira burs ve- rileceğini bildirdi. Doğan, il ve il- çe milli eğitim müdürlüklerinin yönlendirmesiyle isimleri okul- lardan kendilerine gönderilen 20 bin öksüz ve yetim öğrenciye de bir defaya mahsus olmak üzere 80'er milyon Ura burs verdikle- rini söyledi. Doğan, burslann be- lediye meclisinin aldığı ortak karar doğrultusunda dağıhldığı- m ifade etti. Doğan, Büyükşehir Belediyesi'nin, 40 bin öğrenciye eğitim yardımı için ilan ettiği 16 günlük müracaat süresinde 60 bin kişinin başvurusuyla karşı- laşhklannı söyledi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHANERİNÇ 'Efendimiz' Tartışması Köykent tartışması yüzünden de olsa Atatürk ün sözlerinin başbakan tarafindan anımsanmış ol- masını, sonradan hayal kınklığına uğramatehlike- si olasılığına karşın iyi bir başlangıç olarak değer- lendirebilıriz. Atatürk'ün üzerine titrediği "ulusal egemenliği" Dünya Bankası ve Ulusiararası Para Fonu ile pay- laşma sonucunu doğuran polıtıkalardan vazeçile- ceği konusunu bu iyimserliğin dışındatutuyorum. Çünkü bir kere sakalı kaptırmış durumdayız. Sa- kalı kurtarma niyeti olsa bile bunun gerçekleşebi- leceğinı düşünmek, kapı kapı dolaşarak borç bul- ma seferlerinin sürdüğü bir dönemde akla aykın düşer. Ama köylü, yani tarımsal üretıci söz konusu edil- diğine göre aynı kapsamda anımsanmasını ve ye- rine getirilmesini ıstemek bir yurttaşlık görevi sa- yılmalıdır. önce Atatürk'ün sözlerinin doğrusunu yazalım. "Gerçek üretici olan köylü milletin efendisidir." Göruldüğü gibi arada neredeyse dağlar kadar fark var. Atatürk'ün gerçek değerlendırmesinde salt köy- de yaşayan, günterinı kahve köşelerinde geçirip tem- bel tembel oturanlann kapsam dışında tutulduğu görülüyor. Milletin efendisi olabilmek için üretici olmak ön koşul. Ancak bu gibiler için de Atatürk'ün önerileri var. "Hasattan sonra ele geçecek ürün köylünün parası demektir... Para değerinın düşmesinekar- şı tedbir alındığı gibi, memleketımizin durumuna göre tahıl değeri üzerınde de daima hassasiyet- le teklifler hazırlayacak bir büronun hizmeti yarar- lı olur." (Atatürk'ün 1931 yılında Anadolu'ya yap- tığı seyahat sonunda hazırladığı notlar). "(Üreticiler) ürünlerini ölü fiyatla alacaklılanna tes- lim etmeye veyahut piyasanın en uygun olmayan zamanlannda aracılara satmaya mecbur olma- malı. oradaki birçok aracılara kâr etme ımkânı sağlamaksızın doğruca tüketıcı piyasaya arz edi- lecek ve mümkün olduğu kadar az aracı ile ana piyasaya yaklaşabilecek bir teşkilata sahip bulun- malıdır." (Medeni Bilgiler ve M.K. Atatürk'ün Et Ya- zıları, Ayşe Afetinan, 1959). "Bundan başka ürün, alıcının istediği zaman teklif edeceği fiyatla değil, en uygun zamanında tüketici piyasalara arz edilmek suretiyle değer fi- yatına satılacaktır." (1931 yılı gezı notları). Işte size Atatürk'ün, yazının başında "anımsan- ması ve yerine getirilmesi" dileğinde bulunduğu sözleri. Şayet "gerçek üretici olan köylü"den yana ol- mak söz konusu ise ve Atatürk'ün dedikterini önem- siyorsak bazı kararları yeniden değerlendirmek gerekiyor. örnegin üretici bırliklerinı (Tariş, Pankobiriik, Fis- kobiriik, Antbiıiik, Çukobirlik, TrakyaYağlıTohum- lar Biriiği) işlevsizleştırmeyi, üreticiyi tek başına bı- rakmayı, destekleme alımlannı kaldırmayı amaç- layan, üreticiye kredi venlmesini önleyıci karariar. Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı'nın iade ettiği ve yasalaşması süreci için "kulağında" denilebi-t lecek Tütün Tasansı. Girişimler Köykent'le sınırtı kalmasın. • • • Istanbul'dan ara sıra Ankara'ya giderek en azın- dan merakını gidermek pek mümkün olmuyor. Ama bir süredir televizyon ekranlanndan saptadı- ğım bir uygulamayı yadırgadığımı söylemeliyim. Nedense koalisyon ortağı Anavatan Partisi'nden olan bakanlar, yakalanna partilerinin rozetlerini takmayı ilke haline getirmişler. Başbakan Yardım- cısı Mesut Yılmaz, aynı zamanda Genel Başkan olarak partisini de temsil ettiği için yadırgatıcı gel- miyor. Ama bakanlar ANAP'ın değil Türkiye Cumhu- riyeti Hükümeti'nin bakanlan. Yani aynm olmak- sızın bütün yurttaşlara eşit davranmakla yüküm- lüler. Siyasal simgelerin kamu yaşamında kulla- nılmasını yasaklayan kurallar ve yargı karaıian var- ken ısrar edilmesini anlamak benim içime sin- miyor. oerinc@cumhuriyetcom.tr. Türk Medeni Yasa Tasansı Elliyülık maroton ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu>TBMM'de kabul edilen Türk Me- deni Yasası değişikliği ile Türkiye, "medenihu- kukunu" baştan sona ye- niledi. Türk Medeni Ya- sası'nın değiştirilmesi serüveni 1951 yılında başladı. Değişiklik için 1951 yüında 7 ayn ko- misyon kuruldu. Adalet Bakanlığı'nca ilk olarak 1951 yılında kurulan ko- misyon, çalışmalannı 1960 yılına kadar sürdür- dü. Bu tarihten sonra ise çahşmalar ancak arahk- larla sürdürülebildi. Raportörlüğünü Ord. Prof. Dr. HıfiaVeldetVe- lidedeoğlu'nun yaptığı ikinci komisyon ise daha önce yapıian çalışmalar- dan yararlanarak hazır- ladığı taslağı, 1971 yılın- da Adalet Bakanlığı'na sundu. Adalet Bakanlı- ğı'nca 1974 ve 1976 yı- llannda oluşturulan üçün- cü ve dördüncü komis- yonlar ise çalışmalannı sonuçlandıramadı. Milli Güvenlik Konse- yi döneminde, 1 Haziran 1981 yılında ise komis- yon kurulması için özel yasa çıkanldı ve Prof. Dr. KemalOğuzman'ınbaş- kanlığında beşinci ko- misyon oluşturuldu. Bu komisyonun 1984 yıhn- da hazırladığı taslaktan ise sonuç ahnamadı. 1994 yüında ise Prof. Dr. Ahmet Kıhçoğhı ile Prof. Dr. Turgut Akın- türk'ün başkanlık ettiği altıncı komisyon çalış- masını 1998 yıhnda ta- mamladı. Tasan, 55. hü- kümet döneminde TBMM'ye sunuldu, an- cak kadük oldu. Yasa üzerinde son ola- rak Akıntürk başkanlı- ğında yedinci komisyon kuruldu. Bu komisyon tarafindan hazırlanan ta- san, 30 Arahk 1999 tari- hinde TBMM'ye sunul- du. TBMM'de, yasanın de- ğiştirilebilmesi için 2 yıl süren bir maraton yaşan- dı. Tasan önce Adalet Komisyonu'nda alt ko- misyona havale edildi. Altkomisyonda 1 ayüst komisyonda da 6 ay sü- ren görüşmeler sonrasın- da tasan TBMM Genel Kurul gündemine ahndı. Tasan, genel kurulda da 5 hafta süren görüşme- ler sonucunda kabul edi- lerek yasalaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle