15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 4 KASIM 2001 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 CUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada dan Atatürkçü olmakla" suç- iadı. Bu noktada aydınlatıl- ması gereken temel bir konu (daha doğrusu sorun) ortaya çıkıyor. Ecevit, 1957'den be- rî siyaset yapıyor. 44 yıldır uzun veya kısa süreli başba- kanlık görevlerınde bulundu. Koalisyon hükümetlerinde yer aldı. Şımdı iki buçuk yıla yakın zamandır uçlü koalis- yonun fcaşında. SakıpSabancı; öncekige- ce, Ecevit'in köylüye ilişkin övünülerini duyunca, "Yıllar- dır köylü haynna ne yaptı ki" diye haykırdı. Saptama yanlış mı? Hayır! DSP Genel Başkanı özel- likle 1965'lerde -bugün sözü- nü etmediği, edilmesinı de is- temediğı- "Toprak işleyenin, su kullananın" sloganıyla or- taya çıktı. 0 günden bu yana Atatürk'ün gösterdiği hede- fe varabılmek için -laf salata- sı birtakımsöylemlerdışında- köy ve köylü lehine somut hangi başarılara imza attı, söyleyebilir mi? Ecevit'in belleğini tazeleye- lim: Ortanın solu sloganıyla 1965 seçimlerıne gıren CİHP hükümetınin hazırladığı büt- çede toprak reformu için ko- nulan tahsisat miktarı -şaka değil, gerçek- bir kuruştu. Evet, bir kuruş! Atatürk topraksız köylü kal- maması gereğine işaret etti. Devir değişti, sol anlayışlı Ecevit geldı sahneye. Toprak reformu için sosya- lizasyon bölgeler saptayıp toprak reformunun tohumla- rını atmaya yönelik çabayı; ne yazık ki, Urfa'da sağ partiler- den kurulu bir koalisyon uy- gulamaya koydu. -Sonradan köyluye dağıtılan toprakların para karşılığı ağaların eline geçtiği öğrenildi-. Geçmişi yadsımakta usta olan Ecevit; Köy Enstitüleri'ni kuran, klasıkleri dilimize ka- zandıran, pek çok eğitim hamlesine imza atan Milli Eği- tim Bakanı Hasan Âli Yücel'i, Toprak Reformu Yasası hazır- lıklarıyla görevlendirilen za- manın Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu'nu partisinin harcadığını elbette biliyor. Yıllarca uzun veya kısa hü- kümetlerde bulunmasına kar- şın ya da muhalefette, köylü- yü efendi yapacak olanakla- ra kavuşturma yolunda so- mut hiçbiradım atmadı.Geç- mişe ve kendisine ait bu ger- çekleri anımsıyor mu? 40 bin küsur köyden 9'u bir araya gelmiş, "bakkal dükkâ- nı olmayan köy-kentte bugün birinin üzerinde 'market' yazı- lı üç dükkân açılmış!" Bece- riksiz, IMF'ye teslim ettıği ekonomi yüzunden ülkede binlerce dükkân kapanıyor; Ecevit, 9 köy ve uç bakkal ıle övünuyor. Bravo! Işte gerçekler Ecevit'i eleştırenlere pran- ga vuruldu. Medya suspus. Geçmiştekı marifetleri -şım- dilik- bırakalım. İki buçuk yıl- dır iktıdar olan Başbakan Ecevit'in tanm alanındakı ic- raatına, köylüyü bugün bir- den sahiplenen Başbakan'ın IMF dayatmalanyla tarım ala- nındaki olumsuz rotasına kı- saca göz atalım: Ecevit neler yaptı: (1)- Pa- muktan tütüne, tütünden üzüme, pancara, fındığa ka- dar aklınıza gelen her urune devlet desteğinı kaldırdı. (2)- Tarım girdilerindekı destegi de kaldırırken bu da yetmez- miş gibi bu alanlardaki uretim olanaklanndan çekildi. (3)- Al- ternatif üretime giriştı. Orne- ğin yabancıların eline teslim ettiği tütün üreticisine bir sü- relik maddi yardımla pamuk ekmesini salık verdı. (4)- Ekım alanlarını daraltmaya karar verdi. Bu uygulamalara girı- şen 76 yaşındaki Ecevit; geç- mişi ve bugünü anımsatan tek cümle söylemeden "Ata- türk'ün isteğini gerçekleştire- ceğini, köylünün milletin efen- disi olacağını" söyleyebiliyor. Tarıma dayalı sanayi tesis- lerini özelleştiriyor. örneğın devletin süt sanayiinı özel gı- rişime satıyor. Satın alan özel süt üreticisi böylece bir bedel karşılığı bir rakipten kurtulu- yor! Köylü efendimiz olmak yo- lunda. Nasıl mı? Ekonomik çukurdan çıka- bilmek için Ecevit ve hükü- meti IMF'den, Dünya Banka- sı'ndan gelen hertürlü dayat- mayı, öneri ve isteği bir buy- ruk gibi algılayarak... Kuşkusuz köylüyü, çiftçiyi, kısacası tarım alanını perışan ederek! Rabıta üe Yeşil Kuşak sarmalı GUNDEM MUSTAFA BALBAY IŞIK KANSü/İLHAN TAŞCI ANKARA - Türkiye, terörist Usa- me bin Ladin'in bağlantılı olduğu Rabıta örgütünün kararlan iJe son 20- 25 yıl içinde Yeşil Kuşak sarmalına sokuldu. 1976yılındaRabıta'nınPa- kistan'da topladığı "Seerat (Siret) KongresPnde alınan kararlar, bugü- ne değin adım adım Türkiye'de yaşa- ma geçirildi. 0 dönemde MSP'li Devlet Bakanı HasanAksayın katıl- dığı kongrede alınan "tslami öğreti- min zorunlu ders olması", "Kadın- iarın tslami yasakiara uyması", "Bütün daire ve işyerlerinde mes- cit açılmasf" gibi kararlar Türkiye'de uygulama alanı buldu. Maliye Müfettişleri'nin çalışmala- nnın ardından Usame bin Ladin'in liderliğini yaptığı "El Kaide" örgü- tüne parasal destek yapan Suudi ışa- damı Yasin Abdullah el-Kadı'nın Türkiye'deki ış ortaklannın Rabıta ile bağlantılannın ortaya çıkması, bu ör- gütün geçmiş yıllardaki çalışmalan- nın yeniden gündeme taşınmasına neden oldu. Bir suikast sonucu 1993'te yaşamını yiriren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun behrleme- lerine göre, Rabıta örgütü 1976 yılın- da Usame bin Ladin'in de o yıllarda üslendiği Pakistan'ın Peşaver. Keş- mir. Karaçi gibi kentlerinde "llusla- rarası Seerat KongresF'nin öncülü- ğünü Rabıta örgütü yapmaktaydı. Kongrede konuşulanlar arasında dik- kat çekenler şöyle: "Bütün Müslüman ülkelere, İs- lam şeriatını benimsemeleri ve şe- riatı bütün kanunlan ile ana kay- nak ve temel kabul etmeleri için acele çağnda buiunmak. Bütün Müslüman ülkelere, kutsal Kura- nımızın dili olan Arapça öğrenimi- ni ilerletmeleri ve statüsünü bütün Müslümanların cihan şümul lisanı (dünya dili) seviyesine yüceltmele- ri için çağnda buiunmak." Kongre sonunda şu kararlar kabul edildi: • Islami öğreti ilkokuldan üniver- site seviyesine kadar ders olarak okutmalıdır. (Türkiye'de 1980 Ana- yasası ile din dersi zorunlu oldu.) • Arapça öğrenimi mecburi olma- hdır. • Kuran'ın asgari beş bölümünün ezberlenmesi. ilköğretim sürecinde ve bütün ülkelerde mecbun olmalıdır. (Kuran kurslannda uygulanan bu yöntem, 28 Şubat süreci öncesinde aralannda Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kuruluşlarca da ilkokuldan baş- layarak "Kuran'ın yüzunden okun- ma eğitimi"nin venlmesi olarak önerilmişti.) • Islam ülkelerinde azami sayıda Islam öğretileri enstitüleri kurulmalı ve enstitüler Islami çahşmalar yap- malıdır. (Türkiye'de son 20-25 yılda çok sayıda imam hatip okulu açıldı. Ilahiyat fakültelerine Yüksek îslam Enstitüleri ekJendi.) • Islamın önernJi emır ve öğütleri- nin takrir şeklinde kaydedılerek her türlü vasıta ile yayımlanması tavsiye edilir. (Türkiye'de cumhurbaşkanı \r e başbakanlar iftar yemekleri verdiler, tarikat liderleri Başbakanhk Konu- tu'nda misafir edildi. Ramazan ayla- nnda mesailer. TBMM'deki çalışma düzeni iftar saatlerine göre ayarlan- dı.) • îslami olmayan kanunlar kaldınl- malı ve şenata uygun kanunlar güç- lendirilmelidir. (Örneğin, Refah Par- tili Adalet Bakanı Şevket Kazan, Kuran'ı ezberleyenlerin cezalannın indirilmesini ıstedi.) • Bütün daire ve işyerlerinde anlaş- ma ve nizamlar dua ile birlikte takdim edilmeli ve bu yerlerde bir imam bu- lunmalı ve mescit açılmalıdır. (Orta- okullardan üniversitelere, kamu ku- ruluşlanndan bakanlıklara, hatta Sa- yıştay'a değin birçok işyerinde cami ve mescit açıldı.) • Dünyadaki kadınlar Islamı ya- saklara uymalıdır. (Kadtnların özel- likle kamu alanında tesettüre uyma- sı için birçok adım atıldı, bu tartışma halen sürüyor.) • Tamamen şeriata dayalı modern Islam devleti kurabılmek için gerek- li girişimlerde bulunulmahdır. (Bu yöndeki istemler, kimi siyasi partile- rin öncelikli söylemleri arasında yer aldı. Halifeliği yeniden gündeme ge- tirme amacına yönelik kendisine "Efendi" diye hitap ettiren ve ülke yönetiminde etkın olan politikacılar- la yakın ilişkileri bulunan vaizler, imamlar türedi). El Kaide Tür/dye'defaaliyette AYHAN ŞLMŞEK ANKARA - ABD. Usame bin Ladin'in yönetriği ulusla- rarası terör şebekesi El Ka- ide'nin Türkiye'de faaliyette oldugu uyansında bulundu. El Kaide'runTürkiye'nin yanı sı- ra 44 ülkede daha etkin oldu- ğu bildirildi. ABD yönetimi, ' Sonsuz Özgüıiük' operasyo- nunun gerekçelerini ve Bin Ladin'in eylemlerini anlatan "Terorizm Şebekesi" başlık- lı kitapçığı Türkçe de bastırdı. ABD'nin Ankara Büyükelçi- liği'nce Dışişleri ve Genelkur- may başta olmak üzere ilgili kuruluş ve siyasilere gönderil- meye başlandığı öğrenilen ki- tapçıkta, 11 Eylül saldınlan ve El Kaide'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği eylemler ay- nntılı olarak ele alındı. Bin La- din'in oluşturduğu uluslarara- sı terör ağı içerisinde kalan ül- kelerin de sıralandığı çalışma- daTürkiye, El Kaide'nin etkin olduğu 44 ülke arasında göste- rildi. ABD Büyükelçiliği yetkili- leri, orijinali Ingilizce olan ça- lışmanın, Türkçenin yanı sıra araiannda Fransızca, Rusça ve Arapçanın da yer aldığı 9 dil- de basılarak çeşitli ülkelerde dağıtılmaya başlandığı bilgisi- ni verdiler. Afganistan'a eğitim desteği I Baştarafı 1. Sayfada düzenlenen "Öğretmen Yetiştirme ve Egiriminde Çağdaş Yaklaşımlar" panelinin açılış konuşmasını yapan Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu, bir UNESCO yetkilisinin Afganistan'daki eğitim sisteminin yeniden yapılandınlması için Türkiye'den destek istediğini söyledi. Bostancıoğlu "Köy enstitü modelini örnek olarak sunacağız. Köye ışık saçan öğretmen, köyde okuma yaznıa öğreten hemde üretimde rehber olan öğretmen olarak köy enstitüleri modelimiz. Bunun içinde bizden eğitim plancılan istendi. Ben buna hazır olduğumuzu Afganistan'ın kalkınmasının Atatürk'ün modeli olan eğitim sistemi ile mümkün olabileceğini anlattım." • Baştarafı 1. Sayfada sıranın Irak'a geleceği daha yüksek sesle dıllendirilmeye başlandı. Anlaşılan o kı, ön- ce Saddam ı vurma kararı alınacak, sonra delil toplana- cak. Ee, Bush usulü ulusla- rarası hukuk da böyle olur! Bütün gözler bu iki hatta iken, arada Iran'ın gözden kaçtığını ya da kaçırıldığını görüyoruz. ABD'nin arada bir bakışını değiştirse de "te- rörü destekleyen ülke" ilan ettıği 7 ülkeden üçüyle kom- şuyuz; Iran, Irak, Suriye. Bu- gün, Iran'ın bölgemizdeki adımlarını ve hedeflerini ma- saya yatıralım. Taleban, Iran'ın başlıca düşmanlarındandı. Her iki yönetım de dini kullanarak ıktıdara ulaşmışsa da arala- rındaki mezhep farklılıkları büyük bir rekabet doğurdu. Rekabeti, düşmanlık izledi. Afganistan'da atılan adımlar ister istemez Iran'ın hoşuna gidiyor! Iran'ın Sovyetler'in çökü- şünden sonrakı başlıca endi- şesi Azerbaycan'ın duru- muydu. Azerbaycan'ın nüfu- su 8 milyon, Iran içindeki Azerilerin nüfusu yaklaşık 30 milyon. İçindeki Azerilerin ulusal bilincinin öne çıkma- ması için iki hedef saptadı: 1- Ermenistan'la ilişkileri geliştirmek. Böylece Azer- baycan'ın yönünun daha çok o tarafta olmasını sağlamak. 2- Azerbaycan içindeki di- nı faaliyetleri arttırmak. Böy- lece her iki taraftaki Azerile- rin ulusal bilincini ikinci pla- na atıp, dini kimliklerini ken- di istemi doğrultusunda bi- çimlendirmek. Halen Azerbaycan'daki 800 kadar cami Iran tarafın- dan kullanılıyor, yönlendirili- yor. Bu amaçla harcanan pa- ra yılda yaklaşık 1 milyar do- lar. "Humeyni Imdat" adlı Iran yardım kuruluşu, Azer- baycan taşrasından fakirço- cukları seçip, kendi kontro- lündeki okullarda eğitiyor. Bunlardan bazıları Iran'agö- türülüyor. Bosna Hersek'ten Filistin'e... Son yıllarda Bosna Her- sek'in başkenti Saraybos- na'ya gıdenler, Başçarşı'ya çıkan caddelerde yürürken dikkatlerini çeken bir duru- mu aktarıyorlar: - Çarşaflı kadın sayısında artış var. Bunların pek çoğu 15-20 yaş grubundan genç kızlar. Suudi Arabistan'ın yanı sı- ra Iran, Balkanlar'datutunak olarak Saraybosna'yı seçti. Başını örten genç kızlara ay- da ortalama 50 mark verili- yor. Saraybosna'dan Iran'a eğitim için götürülenler, bambaşka bir kişilikle dönü- yor! Kuzey Irak'a geçelim. Iran faktörü ikili bir temele oturu- yor. Buradaki 10'u aşkın Is- lamcı gruba her türlü deste- ği veriyor. Hedef şu: - Hazır ayn bir devlet kurul- ması ıçın zemin yaratılmış- ken, ben de Kürt-lslam dev- letı kurdurabilir miyım? İkinci temel ıse PKK. Halen Kuzey Irak'ta 4500 kadar te- rörist bulunuyor. Iran sınırla- rı içindeki terörist sayısının da 800 kadar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de aranan bazı Hizbullah üyelerinin Iran'a gittıkleri yakalananların ifa- delerinden ve bilgi-belgeler- den ortaya çıkıyor. Yelpazeyi tamamlamak gerekırse; Iran'ın Filıstin'de de Yaser Arafat'ın kontrolü dışındaki radikal Islamcı grupları desteklediğini görü- yoruz. Zıra, Arafat'ın laik ya- pısı iran'ın işine gelmiyor. Anayasasında rejım ihracı- nı öngören, bütçesinde bu- nun için açıkça para ayıran Iran'ın tutumu, Türkiye'nin ve Batı'nın "çok büyük tehlıke- dir" damgasını vurduğu bağ- naz grupların yeşermesıni sağlıyor. Iran bu gruplarla doğrudan ilişki içinde olma- sa bile, onları besleyenlerin destekçısi. Elbette Iran'a savaş ilan edilsın demiyoruz. Ama ille de "delil" aranıyorsa, "işte tablo" diyoruz! Yoksa bu Saddam hesap- ları, Irak'ın yeryüzündekı bi- linen petrol rezervlerinin yüz- de 10'una sahip olmasına mı dayalı! [email protected] arıa AnaMerfcez 444 1 555 ...iyi olan kazansın. www3riax0m.fr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle