15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA JVİJ.LJ. U i t . [email protected] 15 Bu yıl dördüncüsü düzenlenen festival dün Ankara'da 'Çatışma' filmiyle başladı Uzakdoğu'nunrenkli dünyasıANKARA (Cmnhuriyet Bürosu) -Uzakdoğu Kültür Merkezi'nce dü- zenlenen '4. üluslararası Uzakdo- guFHmFestivali' dün başladı. Uzak- doğu'nun renklerini başkente taşı- yacak fesrival kapsamında 15 ülke- den 5O'yi aşkın fılm ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak. Festival daha sonra Eskişehir, Istanbul ve Izmir'e konuk olacak. Uzakdoğu Film Festivali Yürüt- me Kurulu Başkanı Taha Feyirii dü- zenlediği basın toplantısında. TÜT- kiye ile Asya coğrâfyası arasındaki ilişkileri sinema yoluyla geliştirme- yi ve Asya sinemasının çarpıcı ve özgün öraeklerini izleyicilerle bu- luşturmayı amaçladıklannı söyledi. Asya sinemasının Türkiye'de 'dö- vöş fîlmleri' olarak algılandığına işaret eden Feyizii, "Bu yerleşikka- nıyı ortadan kaldırmayı amaçhyo- ruz" dedi. Festival, dün Ankara Şehir Kulü- bü'nde düzenlenen gala ile açıldı. Gecede, Asya'nın dans ve yemek gibi kültürleri de sunuldu. Açılış fil- rru olarak seçilen Syfaam Benegsd'm 'Çatişma' adlı yapıtı da bugün saat 21.15 "te Batı Sineması 'nda izlene- bilecek. Festival, 2 Aralık'a dek An- kara'da, 3-7 Aralık'ta Eskişehir'de, 8-23 Aralık'ta Istanbul'da ve 23-30 Uzakdugu Film FestivaU'ne usta yönetmen Wong Kar-Wai iki fdmiyle kaübyor: 'Düşkün Mekkler' (ûstte) ve 'Zamanın KüDeri' (yanda). Aralık tarihleri arasında Izmir'de olacak. 'Ülke Sinemasrnın konuklanr Japonya, Kore ve Hindistan Festival kapsamnıda Çin, Hindis- tan, Taylan, Avaıstralya, Yeni Zelan- da, Malezya, Filipinler, Endonez- ya, Hong Kong, Japonya, Vietnam, Bangladeş ve Çin-Tayvan'dan 6O'ı aşkın film gösterilecek. Festivalin 'Ülke Sineması' bölü- müne bu yıl Japonya, Kore ve Hin- distan konuk olacak. Bu bölümde gösterilecek filmler şöyle:'Ogin, An Ocean To Cross' (Kei Kumai), 'Ekinoks Çiçeği', 'Geç Sonbahar' (Yasujiro Ozu), 'Bir Deniz Manza- rası', 'Sonatine' (Takeshi Kitano), 'Tora San My Unck' (Yojiro Yama- daX 'Conffict' (Sbyam Benegal), 'Pı- ravT (Shaym Karun), Kahraman, 'Sessiz RagaırT (Manı Rathnam). Restospektif böiümünde de Wong Kar-Wai'nin 'Chungking Ekspresi, 'Zamanın Külleri' ve 'Düşkün Mekkler' filmleri, Mira Nair'in 'Selam Bombay', 'Kama Sufra' ve Kendi Ülkem' filmleri, Akira Korosava'nın da 'Raşomon', 'Yojimbo', 'Doomed' ve 'Not Yet' filmleri ızlenebilecek. Festivalin 'Sinema Sinema' böiü- münde üluslararası düzeyde ödül kazanrruş ya da Asya sinemasının son dönemdeki örneklerini içeren filmler izleyiciyle buluşacak. Bu bölümdeki filmler şöyle: 'itflenEIkr'(AngLee), Karşmız- da Feebk'lar1 (Peter Jackson), 'Da- ha lyi Bir Yann 1-2' (John Woo), 'Şehirde Yangm' (Ringo Lam), 'Bi- südetçi' (TranAnh Hung), 'Ugly' (S- cottReynolds), 'Warriors From The Magk Mountain' (Tsui Hark), 'Jog- bo' (Ok Hajisari), 'Nongnak' (Non- zee Mmibutr), 'The Tried Zone' (Dante Lam), 'San Nehrin Türkü- sü' (Teng YVenji), 'Manlou Dıaz Abaya' (Jose Rızal), 'Postmen In The Mountains' (Huo Jîangi), Ba- na Bir Şey Söyle' (Chang Youn- Hynn)". 'Çizginm Büyûsfi' Festivalde aynca 'HareketinDan- a' böiümünde Uzakdoğu'nun aksi- yon sineması ve dövüş filmJerinden örnekler sunulacak. 'Çizginin Bü- yüsü' böiümünde de animasyon ve Japon çizgi sineması izleyiciyle bu- luşacak. Festivalin gösterimleri Batı Sine- ması, Türk-Amerikan Kültür Der- neği, Uğur Mumcu Araştırmacı Ga- zetecüik Vakfı sinema salonlannda yapüacak. Istanbul'da Atatürk Kül- tür Merkezi, Bilgi Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Alman ve Fransız kültür rnerkezleri; Eskişe- hir'de Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu Anadolu Sinema Salonu; Izmır'de de Izmir Büyükşe- hir Belediyesi Sinema Salonu kul- lanılacak. Ingilizce altyazılı olarak yapıla- cak gösterimler ücretsiz ızlenebile- cek. Festivali bu yıl Dışişleri ve Kül- tür bakanlıklan, TRT, TR-Net, Türk Hava Yollan ve Aras Kargo destek- liyor. "¥" Arzu Başaran'ın portreler ve giysi desenlerinden oluşan sergisi C.A.M. Galeri'de lkonlaşan ilişkilerAYŞEGÜLGÜÇHAN Hıristiyanlığın kabulü ile birlikte çehresi değişen Batı sanatında inançlı Hıristiyan ile Tann arasuıdaki neopla- tonik iletişimin bir aracı olan ikon, Tan- n'nın mistik yansıması olarak çoğun- lukla taşınabilir boyutlarda bir mucize yaratıcı olarak işlev gören bir resim for- mu. Bir yoksullar dini olarak tarih sab- nesine çıkan Hıristiyanlığın inananlar kitlesinin iç dünyasını varsıllaştıran bu form, biçim ve içerik değiştirdi- ğinde 2001 yılmda farklı anlam- lann taşıyıcısı olabilir mi? Arzu Başaran'ın Contemporary Art Marketing (C.A.M.) Galeri'de 6 Kasım-1 Aralık 2001 tarihleri arasuıda görülebilecek olan ser- gisinin ön salonundaki portrele- ri izlerken ikon formunu düşün- memenin olanaksız olduğu gö- rülecektir. Yaknı çevresinden yirmi dört kişinin portresini yapan sanatçının, genel ola- rak yeğlediği örtme tekniğiyle çalıştı- ğı aynmsanıyor. Bir kısmı sanat dün- yasuıdan isimler olan bu yirmi dört ki- şinin portresi belleğin katmanlannı çağnşOran bir teknikle örtülmüş ve kat- manlann arasından belli belirsiz olan yüzler, nötr mekânın beyaz duvarlan üzerinde kutsal kişilerin imgelerine dö- nüşmüş. Insanlığın evriminde kilomet- re taşlanndan olan sanayileşmenin, toplumsal ilerlemeyi dönüştürürken bi- reyin yahıızlaşmasında da bir dönemeç olduğu bilinmekte. Değer yitimine uğ- rayan bireyin sorunsallan psikiyatr gi- bi bilimlerin bir disiplin olarak ortaya çıkmasına neden olurken öznelliklerin tüm bir on dokuzuncu yüzyılın roman- tisist sananna yön vermesi de kuşkusuz rastlantı değil. Toplumsal ilişkilerin artmasının aynı ölçüde bireysel ilişki- leri koparması süreci salt plastik sanat- lan değil, yazını ve tüm görsel sanatla- n günümüze degin ilgılendirmiş ve sa- natçı ve yazarlan meşgul etmiş temel bir izlek olarak varlığını sürdürüyor. anatçının sergisinde giysilerle portrelerin aynı mekânın farklı köşelerinde yer alışı derinden bir ilişkinin varlığuıı imliyor. Galerinin ikinci salonunda portreler giysilerle yer değiştirerek ana temaya akan ve ana temayı güçlendiren bir dö- nüşümün ikinci aşamasını oluşturuyor. tzleyicinin karşüaştığı ilk giysi, bir ço- cuk giysisi. Hemen tüm kız çocuklan- nın çok küçük yaşlarda giydiği karpuz kollu, bebe yakalı tipik kız çocuğu giy- sisi. Diğer giysilere yönelindiğinde ise izleyici yine bellekte ve zamanda yapı- lan yolculuğu sürdürerek ilk gençlik yıllanna doğru yol alıyor. Portrelerin tual oluşuna karşın bu giysiler kâğıt üzerine çahşılmış ve portrelerin pastel renklerine karşın giysilerde renkçi bir tutum izlenmiş. Giysilerle portrelerin aynı mekânın farklı köşelerinde yer alı- şı derinden bir ilişkinin varlığını imli- yor kuşkusuz. Başaran'ın çalışma biçi- mi ve tematiği anımsandığında anlam- sal yapının beden üzennde kurgulandı- ğı anımsanacaktır. Bu noktadan hare- ket edildiğinde bedenden annmış giy- silerin gerçekte beden eğretilediği çı- karsanabilir ve kimin olduğu bilinme- yen, ancak kadınsı nıtelığı ile öne çıkan gıysılerm kadm kımlıgının oluşum sü- reci ile ilişkili olduğu öne sürülebilir. Serginin bütünü göz önüne alın- dığında izleyicinin önce portreler- le karşılaşarak portrelerin yapısı gereği belli bir mesafeden bakma zorunluluğu portreleri mesafeü kı- larken buna karşıt bir tavırla giysi- lerin sergilendiği salonda giysi de- senlerinin gerek rengi, gerekse tek- niği izleyiciye bir dokunarak dene- yimleme serüveni öneriyor. Portre- lerdeki mesafe ve giysilerdeki yakın- laşma süreci ister istemez uzak ve ya- kın geçmiş olgulanru düşündürecek bir kez daha Başaran'ın yapıtında belleğe ilişkin sorunsalı düşündürüyor. Portrelerin katman oluşrurarak oluş- ma süreci ile giysüerin kâğıt üzerine ça- lışılmış olması nedeniyle daha kısa sü- rede gerçekleştirilmiş olması da uzak- yakın geçmiş temasına gönderme ya- pan teknik olgular olarak değerlendiri- lebilir. Başaran'ın sergisi üzerine düşü- nürken bir yandan da kimlik oluşturma sürecinde birkadının bireysel serüveni göz önünde bulundurulmah diye dü- şünmemek olanaksız görünüyor. DOKUNARAK DENEYİMLEME - Giysi desenkrinin rengi ve tekniği izleyiciye bir dokunarak denevimkme serüveni öoenyor. DÜNDEN YARINA NURİ İYEM NL'RI İYEM RESIMLEKI ARŞİV/BELCELEME PRO/ESİ RETROSPEKTİFSERCİ1 Arşiv ve beigeleme projesi için resim toplama çalışmısı Tepebaşı TÜYAP İstanbu] Sergi Sarayında, 19-27 Kasım 2001 tarihlerinde saat 10.00-16.00 arasuıda yapılacakhr. Tel: 0212 251 02 28-29 Tepeb.i^ı Tüy.ıp Isf.mbııl St-rgi S.IMVI ARŞİV VE BELGELEME ll »-27 K.ı-iinı 20HI RETROSPEKTİF SERGİ 2^ Kasım-13 Aralık 2(101, s.ı.it 1(1.00-20.00 TiirkivtAiı1 ilk ktv bü\ ük bir •ır^iv ^ılıjması b.ışljtılıyor. Amaç; s.ınattn 68. yılını dolduran biiyük usta Nuri İyem'in cserlerini biraraya getirmek, digitJİ orfamda arşivlemek, resim sahiplcrinc Nuri lyem (.ır.ıfınd.m onaylaruın sertifika vcrmek vc bu resimlerden büyük bir retrospektif sergi oluşlurm.ık. Nuri İycm rcsnıine snhip olanların (özcl koloksiyon sahipleri ve k.ımu kurııluşlan) Evin San.ıt Galerisi'ne başvıırularını bekliyoruz. Nuri İycnı rosimlori, d.ıha sonr.ı bir kit.ıpta sanat dostlarıyKı bulıışturulacaktır. PROJE VE SERGÎ ORGANİZASYONfU EVİN SANAT GALERİSİ | Hamam Sokak Ertalay Apt 12/1 Bebek 80810 tstanbul Tel. (0212) 265 81 58 Fax: (0212) 257 76 75 http: / www.evin-art.com [email protected] Resimlerin tümü Koç AUianz tarafından sigortalanacaktır. AlHanz® «AppleiBjHfflm ı ..'.»!»«„ Y O R U M Cumhurty»» Katkılarından doUyı teşekkürlenmizı sunuyoruz. Genç kalemler Cumhuriyet'te... IŞIK YAKMAK İSTERDİN (*) Umut, tşık vardı, güler yüzünde Hile yoktu, senin, an sözünde Insanlık, uygarfık, hepsi özünde Uygariığa çivi çakmak isterdin. Çalışkanla, tembelleri seçerdin Uğraşarak engelleri geçerdin Öğrencin tomurcuk, hepsin açardın Geleceğe fidan dikmek isterdin. Köy, şehir, kasaba, eğitim verdin Çetin koşullara göğsünü gerdin Ülkem karanlıkta kalmasın derdin Karanlığa ışık yakmak isterdin. öğretmenim, duygu, coşku doluydun Ülkemizin en lekesiz eliydin Karanlığa akan ışık selrydin Taşıp yatağından akmak isterdin Aydınlıyla, aydınlatsan her yanı Inanasım gelmez, kayba bu canı Hep söyler dururdun, insanı tanı Insanlığa kucak açmak isterdin. (*) Ömrünün en verimli çağında, Halkalı Cumhuriyet llköğretim Okulu Müdürü iken aramızdan erken aynlan eğrtimci dostum Gazi Sezgin'in antsına. MUSTAFA AYDINU BAĞLAMA SAZDIR Sevdiği yok demeyin bana dostlanm Benim de sevdiğim bağlama sazdır Candan bağlanıp canım verdiğim Benim de sevdiğim bağlama sazdır. Anlatmak istedim ese ve dosta Şiirier yazdım da oytedim beste Gitmedi yanımdan olunca hasta Benim de sevdiğim bağlama sazdır. Gitmedi, kaçmadı yanımda durdu Gün geldi ben ona o bana vurdu Bülbülün halini güllere sordu Benim de sevdiğim bağlama sazdır. Ben gonlümü ona baştan adadım Oinlediğim sester içimde tadım Ben ağladım o dinledi feryadım Benim de sevdiğim bağlama sazdır. Adil Günes der ki saz telterinden Zor aldım kendimi söz dillerinden Nisan yağmurundan, güz yellerinden Benim de sevdiğim bağlama sazdır. ADİL GÜNEŞ EStNTİLER ZEYNEP ORAL Avpupa Birliği... Kültür... Bir Öykii... Demokratik AJman Cumhuriyeti'nde, Doğu Ber- lin'de yaşayan bir arkadaşım vardı. Almandı. Şair, fel- sefe öğretmeni ve çevirmendi. Fransız edebiyatının belli başlı eserierini Almancaya çevirmişti. Batı"y\ ezbere bilirdi ama Berlin Duvan yıkılıncaya dek Ba- tı'ya geçmemişti. Bir de kızı vardı. Küçük kızjnı hep Batı'nın değer ölçüleriyte yetiştirmişti. Berlin Duvan yıkıldığında -1989- kızı sekiz, dokuz yaşlanndaydı. Bir gün okul dönüşü kızı sevinçte açık- ladı: "Baba, yann bütün sınıfBatı Beriin'e gezmeye gidıyoruz..." Vegitti. Arkadaşım, heyecanla kızının dönüşünü bekliyof- du. Yıllardır ona, Batı'ya ilişkin bildiği her şeyi öğret- meye çalışmıştı. Çoksesliliği, çok renkliliği, özgüriük- leri... Sonunda kızı eve geldi. Baba sabırsızlık içindeydi, "Anlat, seni en çok ne etkiledi?" Kız zıp zıp yerinde duramıyor, "Baba, Batı harika!" diyordu. "Baba, Ba- tı'da müthiş bir şey keşfettim. Harika bir şey, mûthiş bir şey! Senin hiç sözünü etmediğin bir şey!" Baba daha da meraklandı... Ne olabilirdi ki o şey... Yapılar? Işıklar? Vrtrinler? Sonunda kızı açıkladı: "Baba, Batı'da döner vari Ben bugüne kadarböyle harika birşeyyemedim! Ya- nn arkadaşlaria yıne Batı'ya gidip döneryiyeceğiz!" "Batı" kavramının küçük kızının kafasında "döner kebapla" özdeşleştiğini gören arkadaşımın halini, ar- tk siz düşiinün! ••• KültürGirişimi tarafından gerçekleştirilen "Kûltûrel Açıdan Avrupa Biriiğı'ne Yaklaşım Sempozyumu" iki gün önce başladı, bugün sona erecek... Eğer ilk günün konuşmacıları arasında ünlü sanat eleştirmeni Jean Paul Schneider, konuşması sıra- sında Avrupa'dakı Turk dönercıleri "banş eylemcile- ri"ne benzetmeseydi, yukandaki bu gerçek öyküyü anımsamayacaktım. Neyse ki, Jean Paul Schneider, dönercilerte sınırlı kalmayıp, Mimar Sinan'dan Cor- busier'ye, Anadolu'nun Ana Tanrıçası Kibete'den Salvador Dali'ye uzanan geniş perspektifli açılımlar- la kültür birikimlerinin üst üste inşa edilip yenilenme- sini vurguladı ve yaratıcılığın ortak paydalannda bir yolculuğa çıkardı bizi. Sempozyum boyunca, yerli ve yabancı birbirinden değerli uzmanlar, Avrupa Birliği ve Türkiye'nin kültü- rel göstergelerinden bütünleşme sorunlanna, ekono- mik entegrasyon ve globalleşmenin kültürel etkilerin- den demokrasi kültürü sorunlanna, iletişim, medya, çeşitli sanat alanlanndan srvil toplum kuaıluşlanna uzanan bir çerçevede birçok bildiri sundular, sıcak bir tartışma alanı yarattılar. Dilerim gerek bu bildiriter, ge- rek tartışmalar ciddiye alınır ve AB ile bütünleşme sü- recinde önümüzde yeni ufuklar açar. ••• Kültürü, geniş anlamda, toplumun tüm düşünce ve davranış biçimlerini, faaliyetierini (üretım, bilim, tek- nik, sanat, ahlak, inanç, eğitim, değer ölçüleri vb.) kapsayan, kuşaktan kuşağa aktanlan ve bunlann ge- lişmesine olanak sağlayan bir kavram olarak kabul et- tiğimizde, kültürü, politık ve ekonomik olgulardan so- yutlayamayacağımızı görürüz. Kestirmeden söyiemek gerekjrse: Ürettiğinden ço- ğunu tüketen bir toplum olmayı sürdürdükçe, ekono- mimizi; insan hak ve özgürlüklerine, hukuk devleti il- kelerine, çoğulcu demokrasiye inanmadıkça (başka- lan istiyor diye değil, biz kendimiz için istemedikçe) politik yaşamımızı düze çıkaramayacağımız ortada. Avrupa Birliği'nin toptan, yekpare, tek bir kültürü yok. Tam tersine gücünü farklılıklardan aJan, farklı kültürierie beslenen, zenginleşen bir yapı. Yeter ki, bu farklılıklar anlaşılsın, bilinsin, tanınsın. Karşıhklı anlamak ve anlaşılmak, bilmek ve bilgilen- mek çaba gerektiriyor. Bu çabayı gösterirken tek ko- şul dürüst olmak. Yalnız başkalanna değil kendine de dürüst olmak. "KültürelAçıdan Avrupa Biriiği'ne Yaklaşım Sem- pozyumu" bu dürüstlüğü de getiriyordu. Dilerim bu ülkeyi yönetenler de söylenenlere kulak verir ve dü- rüst olma cesaretinı gösteririer. e-posta^eynep© zeyneporal Faks:0212-2571650 Opera Oyunu' bmip SanaTta • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Izmir Devlet Opera ve Balesi (İZDOB) tarafindan, ilköğretim çağındaki ögrencilere operayı tanıtmak ve sevdirmek amacıyla hazırlanan 'Opera Oyunu' adlı çocuk oyununun dünya prörniyeri, dün îzmir Sanat'ta gerçekleşti. Metni Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden Gülce Çelik, müzikal danışma ve orkestrasyonu Mustafa Erdoğan tarafından hazırlanan 'Opera Oyunu' adlı çocuk oyununun yönetmenliğini Murat Akar üstlenmiş. Açıklamalı bir eğitim konseri şeklinde bir piyano ve küçük bir orkestra eşliğinde sunulacak oyunda, Mozart, Rossini, Verdi, Dorüzetti ve Bizet gibi bestecilerin bazı eserlerinden çeşitli bölümlerin yanı sıra operet, müzikal ve napoliten gibi çoksesli müziğin farklı türlerinden örnekler sunulacak. Oyun 5-12-20 Aralık tarihlerinde Izmir Sanat'ta sahnelenecek. Kaynaştı-Düzce ögrencHerf sepgisi I Kfiltür Servisi - Fransız Kültür Merkezi'nde Yatılı îlköğretim Okullan Destek Derneği tarafından düzenlenen Kaynaşlı-Düzce öğrencileri resim sergisi ve Yatılı llköğretim Bölge Okulu proje çalışmalan bugün sona eriyor. Aynca bugün saat 10.00-16.00 arasında atöhye çalışmalan yapılacak. BUGÜN • BABYLON'da saat 23.00'te Plaid'in konseri dinlenebilir. (0 212 292 73 68) • BEKSAV'da saat 16.00'da Lars voo TVier'nirj yönettiği 'The Element Of Crime-Suç Unsunı' adlı film gösterilecek. (0 216 349 91 55) • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da genel sanat yönetmenliğini Arda Aydoğan'uı yaprığı, Şef Betin Güneş'in yönettiği İstanbul Bü\ükşehir Belediyesi CemaJ Reşit Rev Senfoni Orkcstrası'nın konseri yer alıyor. (0212 232 98 30) • TÜRK-tNGÜJZ KÜLTÜR DERNEĞl'nde saat 09.30-16.30 saatleri arasında 'Mimari ve Mimari Süsleme' başlıklı seminer izlenebilir. (0 312 419 18 44)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle