Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AYFA CUMHURİYET
Constantin, Yeni Roma adıyla kurulan yeni
başkenti 11 Mayıs 330'da törenle açarken adının
verildiğiforumdaki sütunun altına Isa 'nın
gerildiği çarmıhın parçaları gömüldü, tepeye de
Güneş Tanrısı Apollon 'un heykeli dikildL.
19 KASIM 2001 PAZARTESİ
ROPORTAJ
r- ^—^^.r u ı J L
• - _ f -üis
İlk anıt: Çemberlitaş
G
ece boyunca kafa kafa-
ya \-urusan bulutların
gürültüsü, kuru gürül-
tüymüş... Sabah seller
gidecek diye beklerken
anca hafiften bir yağmur çiseliyor...
Kurşuni havada çisınti öğleye dek sü-
rüyor... Havaıslak... Dallanndan ayn-
lıp yere sa\Tulmuş san yaprak tomar-
lan ıslak... Yer ıslak... Demir çember-
lerin içine ahnmış taşlar ıslak... Çem-
berlitaş
7
m kaidesini ören taş duvarda-
ki küçük çıkıntılara dizilmiş güvercin-
ler ıslak... Güvercinler için buğday sa-
tan yaşlı iki kadın, başlanndan sarkıt-
tıkları naylonun içinde ıslanmıyor;
ayaklan ıslak...
Hızlı tramvay yol keserken hopar-
lördeki genç kadın sesi "Çemberli-
taş" diyor... Çemberlitaş 'ın tam dibin-
dekı durakta bir grup iniyor, bir grup
biniyor: tramvay hızlanarak gidiyor...
Önünden geçenlerin aşina olduğu, ba-
şını kaldınp bakmadığı Çemberlitaş,
yerinde duruyor.
Çemberlitaş, lstanbul"un en eski
anıtıdır...
constantln'ln tercihl
Her ne kadar Sultanahmet'teki Di-
kilitaş, Isa'dan 1.5 binyıl önce yontul-
muş ise de Mısır'dan îstanbul'a geti-
rilişi îsa'dan 390 yıl sonradır.
Çemberlitaş. İsadan 330 yıl sonra-
dan beri îstanbul dadır ve Istanbul'un
ilk anıtıdır..
Istanbul'da günün birinde Çember-
litaş adını alacak bu anıtın dikilmesi
için 4. yüzyılın hemen başında Ro-
ma'da büyük bir iktidar kavgasının
çıkması gerekmektedir... Önce Maxi-
minus'la Licinicus kozlannı payla-
şır; Licinicus, IstanbuFa, yani Byzan-
tion'a girerek üstünlük kazanır... Sah-
neye Constantin çıkar... Constantin,
dokuz yıJ süren bir mücadeleden son-
ra Licinicus'u yener ve 323'te İstan-
bul'u ahr... İmparatorluğun tek hâki-
mi Constantin'dir, ama Roma'ya git-
mez... Kendine yeni bir başkent arar...
Çanakkale'de Truva'yı düşünür; Istan-
bul'da karar kılar... Şehir yeni baştan
yapılır ve 11 Mayıs 330'da görkemli
bir törenle açılır...
Apollon'a isa'nın çlvileri
Sonradan kurucusunun adından
Constantinapolis adını alacak kentin
adı Deftera Romi'dir yani İkinci Ro-
ma... Nea Romi, yani Yeni Roma da
derür...
Kent o kadar görkemli ve büyüktür
ki halk arasında gittiğı yeri söylemek
için "kente gidiyorum" demek ye-
terlidir...
Kent "poli" demektir; gidiyorum
"pao"... Kente gidiyorum; pao is tin
poli... Biraz daha kısaltıp "kente" der-
sek, is tin poli... Ve îstanbul!
Ayasofya'nın yerinde belki taş du-
varlar üzerinde ahşap çatısıyla bir ba-
zilikanın inşa edilmekte olduğu o gün-
lerde, hipodromdan mermer sütunlar
arasında uzayıp giden anacadde Me-
se'nin sonuna doğru oval bir meydan
açılır: Constantin Forumu...
Meydanın çevresi dükkânlarla dolu-
dur... Forumun ortasına mermer bir
kaide, kaidenin üstüne de dokuz tane
silindirik kırmızı porfir taşı dikilir...
Her bir taş insan boyundan yüksek.
ancak dört-beş kişinin kollannı aça-
rak kucaklayabıleceği endedir... Ka-
idesıyle bırlıkte yaklaşık 50 metre bo-
yu vardır yükseltınin...
11 Mayıs 330"daki tören sırasında
en tepeye Truva'dan getirilen Güneş
Tannsı Apollon'un heykeli yerleştiri-
lir... Birrivayet.Constantin kendi hey-
kelini diktirmiştir...
Ol rivayet Güneş Tannsf nın başın-
daki yedi ışığın arasına îsa'nın çilesi-
ni simgeleyen çiviler çakılarak Apol-
lon, Constantin'e dönüştürülmüştür...
O sıra Paganizmle Isevilik yan ya-
nadır...
Constantin hem yeni bir dimn kuru-
cusu oLmanın ayncalığını hem de çok-
tannlı kültür içinde kendini tannlaştır-
manın gururunu yaşamaktadır...
Çemberlitaş'ın
tepesinde
imparatorların
heykeli vardı...
1105'reyıldırımuı
>ıktığı son
heykelden sonra
zirveye altın yaldıziı
bir haç yerleştirildi.
Osmanlı. İstanbul'u
alınca haçı indirdi...
1672'deki büyük
yangiD taşları
çatlattı. II. Mustafa
demir çemberlerle
siitunu sağlama
aldı... Şimdilerde
alrında kuş yemi
karşılığı eknıek
parası aranıyor...
Rivayet değil... 6. yüzyıl tarihçisi
Heskiyos'un Roma'daki Angelıca Kü-
tüphanesi'nde saklanan elyazması ki-
tabında söz ettiğine göre, kaidenin al-
tına İsa'nın gerildiği çarmıhın parça-
ları ile îsanın sağında ve solunda i-
dam edilen iki suçlunun çarmıhının
da parçalan gömülmüştür...
Hatta Nuh'un, gemisini inşa eder-
ken kullandığına inanılan nacağın sa-
pıyla Musa'nın içinden su fışkırttığı-
na inanılan kaya da gömülmüşrür
Çemberlitaş'ın altına...
Çemberlitaş'ın altında kuşlar için
buğday satan yaşlı kadın elindeki ka-
bı uzatıyor önünden geçene...
Çiseleyen yağmur altındakı hızlı
adımlar ne kuş görüyor ne kuşlara
yem...
tmparator Constantin kendini tann-
laştırsa da "Somaki Sütun" denilen
dikilitaşın tepesindeki heykeli gidici-
dir... 361 'de Iulius'un kendisi impara-
torluk tahtına, heykeli anıtın tepesine
çıkar... 379'da Imparator Theodosius
kendi heykelini diktirir... Theodosi-
us'un heykelini ise 1105'te bir yıldı-
nm indirirtepeden... Imparator Alek-
sios Kommenos. tevazu sahibi olma-
lıdır ki kendi heykeli yerine altın yal-
dıziı bir haç yerleştirir zirveye...
Taşı çatlatan yangın
Belediye yeni bir çalışma başlatmış;
Çemberlitaş'ın çevresi yaya alanı ya-
pılıyor... Kapalıçarşının Nuruosma-
niye kapısından çıkanlar rahat yürü-
sün diye... Umanz, alanın açılışını
dört gözle bekleyen seyyar satıcılar-
dan yayalara yer kalır!
29 Mayıs 1453 sabahı halk, altın
yaldıziı haçın altında toplanıp Tan-
n'nın meleğinin gelmesini beklerken
kente II. Mehmet'le Osmanlı girer...
Osmanlı tepedeki haçı kaldınr, "Diki-
litaş" dediği sütunu yerinde bırakır ve
çevresine yayılır... Atik Ali Paşa Ca-
misi... Köprülü Mehmet Paşa Cami-
sı... Vezir Han... Derken 1672'deki
yangın...
Ahşabı çıtır çıtır yutan alevler, taş-
lan çatır çatır çatlatacak kadar büyük-
tür...
Dikilitaş'ın mermer kaidesi ve kır-
mızı blokları büyük yangından büyük
zarargörür...
Sultan II. Mustafa. kaideyi ve üç
bloku taş örgü ile sağlama aldıktan
sonra kalan altı bloku demir çember-
lerle bağlatır... Oldu mu size Çember-
litaş... Çember, Avrupalılann ilgisini
çekmemiş olmalı ki onlar "Yanık Sü-
tun "der.
Bu, yaşlı iki kadın... Çemberlitaş'ın
altında bu havada kuşlara yem atacak
müşteri çıkmayacağını anlamah ve da-
ha fazla ıslanmadan evlerine gitme-
li... Yoksa, gidecek evleri yok mu?
Silindirik kırmızı porfir parçaların
birleştiği yerler, defhe dalı şeklinde iş-
lenmış menner çelenklerle süslüy-
müş... Hangi süs, hangi kırmızı?
Defhe dallan kavrulmuş; taşın kır-
mızısı bin yılı çoktan aşmış yüzyıllar-
dan kurtulup son yıllann kirli hava-
sıyla çoktan kararmış...
Yağmurun ıslattığı taş, son bir ça-
bayla kırmızısmı göstermek istiyor. a-
manafile...
Demir çemberin paslı yüzü gibi taş
da karalar bağlamış...
Teknoloji. kirlettiği gibi temizleye-
mezmi?
Belki bir gün...
Kuşlara yem satan kadınlar naylo-
nun altında... Kadınlarkararlı... Çem-
berlitaş'ı koruyan taş duvann çıkıntı-
lanna tünemiş güvercinlere yem ata-
cak birileri geçecek buradan...
Çisinti aynı düzeyde...
Hızlı tram\ay kendi seferinde; gelip
gidiyor...
Çemberlitaş Hamamı müşteri bek-
lemede... Insanlar yıkanıp kurulandık-
tan sonra ıslanmak ister mi! Yağmur-
lu havalarda hamamcılann işi zor ol-
malı...
Çemberlitaş'ın karşısı pasaj, pasajın
içi sinema... 11 matinesi başladı, baş-
lıyor... Yağmurdan kaçış için sinema
en uygun mekân... Acaba, hangi öykü
yansıyacaktır beyazperdeye?
Belîci bir gün, altında sakladığı kut-
sal ve gizemli emanetlerle îstanbul'un
ilk anıtı Çemberlitaş'a da bir rol dü-
şer öykülerden birinde...
ENTERNET
oUCUmehmet@cumhunyet.com.tr
Eşitsizlik Küreselleşme
Dünya nüfusunun yarısı, yani yakla-
şık 3 milyar kişi "günde 2 dolardan da-
ha az", nüfusun beşte 1'ini oluşturan
yaklaşık 1.2 milyar kişi ise "1 dolardan
daha az" gelirle yaşıyor.
Buna karşılık dünya nüfusunun yüz-
de 10'u yani 600 milyon kişi ise mal ve
hizmetlerin yüzde 70'ini üretip dünya
toplam gelirinin yüzde 70'ini alıyor.
Günde 2 dolardan daha az gelirle ya-
şayan, dünya nüfusunun yüzde 50'si-
ni oluşturan 3 milyar insanın dünya üre-
timindeki payı, yüzde 6 dolayında ger-
çekleşiyor. Son günlerde dünyanın
gözlerinin çevrildiği Afganistan'da gün-
lük 44 cent, Etiyopya ve Kongo De-
mokratik Cumhuriyeti'nde ise 27 cent
gelir elde ediliyor.
Dünya Bankası verilerine göre, Do-
ğu Asya ve Pasifik ülkelerinde yaşayan
267.1 milyon kişi, Doğu Asya ve Pasi-
fik (Çin hariç) ülkelerinde yaşayan 53.7
milyon kişi, Doğu Avrupa ve Orta Asya
ülkelerinde yaşayan 17.6 milyon kişi,
Latin Amerika ve Karayipler'de yaşa-
yan 60.7 milyon kışı, Ortadoğu ve Ku-
zey Afrika'da yaşayan 6 milyon kişi,
Güney Asya'da yaşayan 521.8 milyon
kişi, Sahra altı Afrika'da yaşayan 301.6
milyon kişi olmak üzere toplam 1.2 mil-
yar kişi, günde 1 dolardan daha az ge-
lirle yaşamını sürdürüyor.
Ortalama büyüme oranlanna bakıldı-
ğında, zenginülkeleM 960'larda yüzde
4.7, 1970'lerde yüzde 3.1, 1980'lerde
yüzde 2.3, 1990'larda yüzde 2.2 ora-
nında büyürken küreselleşme sürecine
dahil olan katıhmcı gelişmekte olan ül-
keler 1960'larda yüzde 1.4,1970'lerde
yüzde 2.9, 1980'lerde yüzde 3.5,
1990'larda yuzde 5 büyüdü.
Küreselleşme sürecıne katıhmcı ol-
mayan gelişmekte olan ülkeler ise
1960'larda yüzde 2.4,1970'lerde yüz-
de 3.3, 1980'lerde yuzde 0.8,1990'lar-
da ise yüzde 1.4 oranında büyüdü.
Ornek ülke Hindistan
Hindistan son yıllann bilişim ala-
nında en çok konuşulan ülkesi. He-
nüz bilgisayar ve yan ürünleri (dona-
nım) konusunda yeterii atağı yapa-
mamış otmasına karşın ciddi bir ya-
zılım potansiyeline sahip. Bilgisayar
ve yan ürünlerini üretebilmek için
gereken altyapı ve sermayeye sahip
olmamasına karşın bilişim piyasa-
sında isminden sıkça söz ettiren
Hindistan, belki de Türkiye için
önemli bir örnek:
Hindistan Yazılım ve Hizmet Şir-
ketleri Ulusal Birliği (NASSCOM) Av-
rupa'ya yapılan yazılım ihracatının
2000-2001 dönemindeki 1.4 milyar
Amerikan Dolan'ndan yüzde 47'lik
bir artışla 2001-2002 döneminde 2.1
milyar Amerikan Dolan'na ulaşaca-
ğını tahmin ediyor. NASSCOM'a gö-
re, 1998-99 döneminde Hindistan'ın
Avrupa'ya olan yazılım ihracatı 523
milyon Amerikan Dolan'ydı.
NASSCOM Başkanı Phiroz
Vandrevala, "2001-2002 dönemin-
de Avrupa'dan, toplam yazılım hiz-
meti ihracat gelırinin yüzde 25'inin
gelmesinihedefliyoruz" dedl NASS-
COM 2008 yılında bu oranın yüzde
30'a yükselmesini bekliyor. Birlik
2001 -2002 döneminde ihracat gelir-
lerinin 8.3 milyar Amerikan Dolan
olarak gerçekleşeceğıni tahmin edi-
yor.
Hindistan'ın bilgi teknolojisi yazı-
lım ve hizmet ıhracatları, geçen yılın
ilk çeyreginde elde edilen 1.18 mil-
yar Amerikan Dolan'na karşılık
2001-2002 döneminin ilk çeyreğin-
de 1.8 milyar Amerikan Doları tuta-
nnda yüzde 52'lik bir büyümeye ta-
nıklık etti.
İnternene mimar buluşması
Mimariar, Han Tümertekin ile inter-
nette buluştu.
Akdenız Ülkeleri Geleneksel Mimari-
leri Proje Yanşması Birincilik ödulü,
Ulusal Mimarlık ödülleri, Tepe Mimar-
lık Kültürü Merkezi ödülleri'ni kazanmış
olan Mimar Han Tümertekin, internet
üzerinde yapılan bir foruma katıldı. Ta-
rihı önceden duyurulan "Diyalog" baş-
lıklı forum, mımariık dünyasında büyük
ilgi gördü. Yapı ve tasanm portalı arki-
tera.com'un 14 günlük periyotlaria sa-
lı günleri duzenlediği Diyalog'un ikinci-
sine katılan Han Tümertekin, kendisine
yöneltılen tüm soruları cevaplarken bir-
lıkte çalıştığı ekıp de yanındaydı.
Çoğunluğunu Optımum Evleri, Ça-
talhöyük Müzesı Projesı ve mesleki
prensipleri ile ilgilı soruların oluşturdu-
ğu Diyalog, Tümertekın'in ışını seven
ve inandığını uygulayan bir mimar yak-
laşımıyla verdiği cevaplarla gelışti. Tür-
kiye'de mimarlığın geldiği noktayı ken-
di yaklaşımıyla ele alan, yeni mezunla-
ra ve ögrencilere bekledikleri tavsiyele-
rı yine kendi yaklaşımıyla dile getıren
Han Tümertekin buluşmasının tamamı-
nı http://www.arkitera.com/diya-
Iog/hantumertekın/sc1 .htm adresin-
de bulabilirsiniz.
Spiker güzellemeleri
Futbol, Türkiye gündemine otu-
runca internet de bundan etkilendi.
Son günlerin en moda internet sa-
haları arasında futbol spikerierinin
heyecandan yaptıkları hatalar
önemli yer tutuyor. Işte elektronik
posta ile dolaşan bu gafların bazıla-
n:
"Bağınyorummm, haykınyo-
rummm, hatta sevinçten çıldmyo-
rummmm", Galatasaray-Leeds Uni-
ted maçı bitişi.
Grasshopers-Galatasaray maçın-
da: "Gollerimizi Hagi ile Arif attı sa-
yın seyirciler. Bu tablo bana büyük
Türk bestecisi Hacı Arif Bey V hattr-
latıyor nedense."
Galatasaray'ın VVerder Bremen'e
deplasmanda 2-1 yenilmesinden
sonra sonucu iyi bulan spiker, Mus-
tafa Denizli'ye soruyor:"Mustafa i-
ki bir daha kaç eder?"
- Tugay vurursa gol olur, vuruyo-
oooor, aut...
Maç: Ingiltere-Türkiye
Yayın: TRT
Skor: 8-0
8. gol sonrası spiker şaşkınlık için-
de:
- Vay anasını sayın seyirciler, bir
gol daha yedik!?
Euro 2000, Türkiye çeyrek finale
çıkmış; spiker, Ömer Üründül'le ra-
kibimiz Portekiz'i tartışıyor.
- Şimdi bu Portekiz'de Figo diye
bir arkadaş var.
- Biz bu Almanya'yı sadece Inö-
nü 'de değil dünyanın her yerinde ye-
neriz, aman aman Recep aman a-
man Recep. aman Recep ve gol.
Fenerbahçe-Karşıyaka maçı:
•'Aygüa kaleciile karşı karşıya... Ay-
gün... Aygün!!!... At onu Aygûn!!!...
ahaha goooooll!!!... eehehooe ee e
e yani futbolun güzelliği için at Ay-
gün, seyirzevki için at..."
Eski bir futboîcu, Beşiktaş maçını
yorumlarken: "VVatsh ikinci yan çok
etkisiz, kendisini oyunda hiç göre-
miyorum..." (VValsh devre arasında
oyundan çıkmıştır...)
Manchester Utd.-GS maçında
Cantona, Stumpf'a yaptığı faulden
sonra özür dilerken: Bir Fransız bir
Almandan, bir Türk ve bir ingiliz ta-
kımlarının maçında özür diliyor.
Manchester Utd.-GS maçının bi-
tişini dinliyoruz:
- Bu 90 dakikada üç sıfır...lık bir
Mançester galibiyetini bile az gören
seyirciye karşı, üç ikL.lik bir Galata-
saray galibiyetinin sevincini yaşar-
ken maçı üç üç bitirmenin üzüntü-
sünü yaşıyoruz.
Sampiyonlar Ligi çeyrek final Ga-
latasaray-Real Madrid radyodan.
Spiker anlatıyor: "Maç 2-0'dan 3-
2'ye döndükten sonra Hagiyineyok-
luyor kaleyi. Ümit, Hasan ve Jar-
del'den sonra Casillas'a bir ampul
de ben takacağım diyor. Ispanya'da
da, vanz Real Madrid. Madhd'de de
vanz, orda da takanz."
Oliviera'nın hat-trick yaptığı Bel-
çika-Türkiye maçında spiker kızıyor
"Evetsayın seyirciler. elinzencisi, elin
Arap'ı hat-trickyapıyor, bizim Haka-
nımız, bizim Oktayımız uyuyor."
Peter Schmeichel bir pozisyon-
da sakatlanır ve ayağa kalkamaz:
"Şımaykıl 39 yaşında.. acaba yaşlı-
lıktan mı yerde kaldı, yoksa gerçek-
ten mi sakatlandı?"
Yanlış karar veren hakemi seyirci-
ler protesto eder: "Bu dünyadakien
yalnız insanlar hakemlerdir sevgili
seyirciler, bu dünyanın her yerinde
böyledir."
Spiker, Peruggia-Trabzon UEFA
Kupası maçını anlatıyor; bir ara yo-
rumcu, Hüseyin Tok'un ismini kanş-
tınyor:
- Evet Sayın Top... eee Top? Top
sahada.. Sayın Tok..
Aynı maçta Trabzon 3-1 öne ge-
çince Italyan taraftariar ellerine ne
geçerse sahaya atıyor, yan hakem
can haviiyle bayrağını atıp sahanın
ortasına kaçıyor. Bizim oyuncular-
dan biri ofsayt bayrağını alıp hakem-
lere getirirken:
- Evet, işte görüyorsunuz sayın
seyirciler, sahaya Galatasaray bay-
rağı atmışlar!
Galatasaray-PSG, Kupa Galipleri
2. tur, Galatasaray maçın başında
2-0 galip, "Vurdurmayalım oralar-
dan.. vuruyor.. yapma Hayrettiii-
innrt. ahhhhh.. yapma yapma..."
Rangers-Fenerbahçe maçında
Fener'in kaçırdığı bir pozisyondan
sonra yorumcu devreye giriyor:
- Bu... Bu... Bu gol katlıamı, baş-
ka bir şey değil..
Tarih 19.9.2001, maç PSV Eind-
hoven-Galatasaray (Yağmur yağ-
mış, saha ıslak ve ağırdır): "Dileriz,
bu yağmur Cimbom 'un gol çiçekle-
rini sulamak için yağıyordur!"
Sene 1988, GS-Monaco çeyrek
final maçı, Prekazi'nin unutulmaz
golü radyodan şöyle anlatılıyor:
"Prekazi geliyooooor vuruyoooor
ohhhhha be Prekazi bu ne beeee!"
Fenerbahçe-Lyon maçı sonrasın-
da, verilmeyen penaltı pozisyonu
hakkında yorumculardan biri "Yüz-
deyüzpena/fryd/"cümlesinikullanır.
Bunu duyan yorumcu atılır: "Neyüz-
de yüzü?,. Bindebin, bindebin!"