Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SA/FA CUMHURİYET 19 KASIM 2001 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
11 Eylül Sorgulaması ve Nasıl Bir 'Uygarlık'?
MeryemKORAY Yüdız Teknık
A
çıkçası, çok acı ve
çok-çarpıcı bır ger-
çek yaşadık ve bu
gerçek sonrasındabı-
reysel düzeyden ku-
resel duzeye kadar
hemen her yerde bırbınyle çelışık ve
zıt bırçok şe>in "kajnşüğı" bır dunya-
da vaşadığımızı bır kez daha anladık
Yaşadığımız dunyayı bır parça ya-
lınlaştırmak, butun bu karmaşık olay-
lann gensınde daha elle tutulur, daha
katışıksız gerçekler arayıp bulmak aca-
ba mumkun mu9
Kuşkusuz yalnız ya-
nıtlann degıl, sorulann bıle bır yanlı-
lık taşıdığı duşunulecek olursa, katı-
şıksız, salt gerçekler arayışının olduk-
ça hayalı bır uğras olacağı ortada An-
cak yıne de yaşadığımız bazı gerçek-
lerkarşısında farkh sorular sorarak bır
deneme yapılabılır mı dıye duşunuyo-
rum Omeğın, bır yanda hâlâ çatışma-
nın. sa\ aşın, acımasızlığın bınbır tur-
lusu yaşanıyor, ote yanda ınsan hak-
lan \e demokrası gıbı ınsanlık adına
gerçekten onemlı kazanımlar soz ko-
nusu Pekı, geçmışte olduğu gıbı bu-
gün de bır bıçımde ınsan haklanna sa-
hıp olanlarla olmayanlar arasındakı
aynmın surup gıtmesının nedenını ne-
rede arayacağız0
Orneğın, her dın ıçın,
o dının hoşgorusunden, kardeşlık an-
layışından, ınsanlara sevgı ve ahlak
yolunu gostermesınden soz edılıyor
oysa dunyanın her yennde dın adına
Umversıtesı
savaşlar surup gıdıyor Peta gerçek ne-
rede9
Şu veya bu dının otekıne gore da-
ha doğru veya yanlış, daha haklı veya
haksız olduğu konusunda mı, joksa dm-
lenn ve ınançlann, kendı doğrulan ne
olursa olsun, geçmışte de bugun de bı-
rılennın elınde kullanılacak bırer ara-
ca donuşmesınde mı9
Orneğın, bır
yanda yoksulluğun, açhğın, ışsızlığın
belım buktuğu mılyarlarca ınsan \r
ar,
ote yanda muthış bır ekonomık v e tek-
nolojık gelışme Pekı gerçek ne yön-
de9
Azgelışmış, eğıtımsız ınsanların
kendı fakırlıklennden sorumlu olduk-
lan mı doğru, yoksa bu eşıtsızhklerı ya-
ratan ve surduren bır ekonomık anla-
yış ve ışleyış mı v ar° Omeğın, bır yan-
da eğıtımsızlığın ve voksulluğun şıd-
detın temel nedenı ya da şıddetı bes-
leyen en uygun ortam olduğu soylenı-
yor, ote yandan en gelışmış dunya da-
ha fazla ve daha etkın bıçımde ınsan
nasıl oldurulurun arayışı ıle daha ge-
lışmış sılahlar uretıvor Pekı bu ne de-
mek9
Ancak daha fazla v e daha etkın
sılah uretılerek yeryuzune banş gele-
cek mı dıyeceğız, yoksa cahılın şıdde-
tı şıddet de, gelışmışuı teknolojık şıd-
detı ne anlama gelıyor dıye mı sorgu-
layacağız9
Galıba ve ne yazık kı, ın-
sanlığın durmadan gucu ve ıktıdan
aradığı, boylece hep guçlu olanın ka-
zandığı doğa duzenını tekrarlayıp dur-
duğu gıbı salt bır gerçek var ortada. Kuş-
kusuz ınsanhk, dınler yoluv la, ahlak yo-
luyla ve hukuk yoluyla bu doğal du-
zen dışında bır duzen yaratmaya çalı-
şıyor kı, eğer uygarlık denecekse an-
cak uısanın yarattığı bu "haJdarve hu-
kuk düzenine" denıhnesı gerekır, an-
cak bu hak ve hukuk uygarhğı ne va-
zık kı sınırlı bazı zamanlarda, bazı bol-
gelerde v e bazı kesımlerde geçerlı Bu-
nun dışında varahlan bır teknolojı ve
madde uygarhğı var kı, bu uygarlık
duzeyı ne yazık kı doğal duzenın acı-
masızlığını onarmaktan ve hukukun
adaletını getırmekten çok uzak Bu
açıdan hem eşıtsızlığı hem de şıddetı
besleyen Musluman dunyası da Hıns-
tıyan dunyası da çok farklı değıl Bel-
kı Batı, maddı açıdan gelışmış oldu-
ğu gıbı. belırlı bu- olçude bır "haklar
ve hukuk" duzenı olusturmaya da baş-
lamışdurumda Ancak bugunkuyapı-
sı, hem bu ıkılı, eşıtsız dunvanın \a-
rancısı, hem de durmadan gehşmesı bu
ıkılığe, eşıtsızlığe bağlı Bu halıyle
hem gen kalan dunya ıçın ulaşılması
gereken hedeflen durmadan daha ıle-
nye goturerek eşıtsızlık, çatışma ve
kav galan beslıyor, hem de bu çatışma
ve kavgalann getırdığı rantlardan ol-
dukça memnun Musluman dunyası
ıse henuz ınsanuı onenunı ve bıreyın
ozgurleşmesının oncelığını anlamak-
tan ve kabul etmekten çok uzak, ken-
dı elıyle hem ıçsel hem de dışsal yon-
den bır yandan boyun eğmeyı ote yan-
dan ısvanı kışkırtıyor
Bu açıdan Nevv York'takı saldm da
Afganıstan'uı bombalanması da ıkı
farkh uygarhğın çatışması değıl, ashn-
da uısanlığın v eryuzunde yarattığı uy-
garlığuı sonuçlan. 11 EyluTdekı sal-
dırı vahşı ve acımasız dapekı, ABD'nın
Afganıstan'ı bombalamasının arka-
sında hak v e hukuk uv garlığını mı go-
ruyoruz9
Orneğın Bin Ladinın saklan-
dığı yerde bulunması v e yargılanma-
sı gıbı bır arayış Batı'yı gerçekten ge-
lışmış bır uygarlık adına konusuyor
kılabılırdı, ancak yuzyıllardır zaten
ı\ ıce belledığımız gıbı guçlunun zayı-
fın tepesuıe bınmesı gıbı bır cevaptan
sonra ekonomık açıdan gelışmış dun-
v ayı u\ garlık açısından da daha gelış-
mış gormeye pek olanak yok
Bu nedenle 11 Ey lul'dekı saldınyı uy-
garhğa yapılanbır saldın olarak duşun-
mek ve Batı'vı daha gehşmış bır uy-
garhğın temsılcısı olarak gormek son
derece saptıncı bu- duşunce bıçımı gı-
bı gelıyor bana Bunun gıbı Muslu-
man dunyasmın da Batı'yı suçlarken
ınsandan. ınsan haklarından, hukuktan,
adaletten, eşıthkten soz etmesını bazı
gerçeklerın ortuhnesı anJanunda çok
tehlıkelı buluyorum Çunku her ıkı ta-
rafin da haklı olabümesı ıçın yaratnk-
lan dunyanuı (ıstersenız uygarlık de-
yın) oncelıklen v e değerlennın şıddet
değıl banş, sılah değıl refah. olum de-
ğıl yaşam olması gerekırdı Nadine
Gordüner'ın dedığı gıbı, eğer ınsan-
lık geçmışten bu yana gelen olumsuz-
luklannı surdurecekse, oturduğu kol-
tuktan tum dunyayı yonetır duruma
gehnesını gelışme saymak kolay değıl
5 Kasım 2001 Pazartesı gunu Cum-
hunyet gazetesı ıle vapurdakı yenmı
aldığımda gozum bırıncı sayfanın so-
lundakı resme takıldı ve buyuk punto-
larla yazılmış haberı okurken ıçım acı
ıle sızladı Benn Nadt'yı yıtırdık" ya-
şamı boyunca Atatürk ılkelen ve Cum-
hunyet devnmını rehber alan Cumhu-
rıyet Vakfı Başkanı ve gazetenın Imtı-
yaz Sahıbı Benn Nadi dun saat 23 05te
yaşama veda ettı Resme takılan go-
zumu ayıramıyordum Ozenlı gıysısıne
puantıyelı eşarbına, sol cebındekı fıs-
tolu mendılıne, ıncı kolyesıne ve en
onemlısı eşının sağ koluna temasla
verdığı desteğı fotoğraflaortaya koyan
vakur duruşuna hayranlıkla uzun uzun
baktım Kendısını sadece Yunus Na-
di odul torenlennde yaptığı kısa ama
çok anlamlı konuşmalan ıle tanıdım ve
yıne aynı toplantılarda kısa surelerie
olan soyleşılenmle anımsadım Ger-
çek bır Cumhunyetçı.koşullarne olur-
sa olsun Cumhurıyet'ten asla odun
vermek ıstemedığını her zaman soz-
len ve davranışlanyla vurgulayan bır
Ataturk kuşağı gencı
Sayfalan kanştınrken bır başka acı
haberle karşılaştım Prof Dr Muzaf-
fer Beşe'nın yaşamını yıtırdığını belır-
ten olum duyurusu
Yıne duşuncelere daldım Yıl 1983,
ARADABİR
Prof. Dr. AYŞE KAYPMAZ Istanbul Umversıtesı
Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Halk Sağlığı Anabdım Dalı Başkanı
İki Acı Haber.
guneşlı bır bahar gunu yaşamımın ka-
rıyenmle ılgılı çetın gunlennde başarı-
sız kabul edıldığım doçentlık sınavı
sonrası Hoca'nın bana soyledığı bırkaç
soz ve guler yuzu ıle verdığı desteğı
anımsadım ve şuna karar verdım Ya-
şamda çok şeyler gorulebılırdı Yeter
kı ınsan doğru olduğunu bılerek çızdı-
ğı yoldan sapmama gucunu koaıya-
bılsın
Prof Dr MuzafferBeşe, IstanbulVe-
tenner Hekımler Odası nın olum duyu-
rusunda belırttığı gıbı çağdaşb, Ataturk-
çuydu, demokrattı ve sevgı doluydu
Bu sozcukler Hoca'nın ozellıklennden
bırkaçını tanımlıyordu Muzaffer Ho-
ca, mucadele ınsanıydı Hep bır şey-
ler yapmak ısterdı 0 yuzden 1950 yı-
lında fakulteyı brtırdıkten sonra zor olan
bır bılım dalını Mıkrobıyolojı ve Bulaşı-
cı Hastalıklan seçtı 1970 yılında pro-
fesorluğu ıle bırlıkte Ankara Umversı-
tesı Vetenner Fakultesı'nde Dekanlık go-
revıne başladı Ikı yıl sonra daha zor bır
goreve atandı Istanbul Umversıtesı
Vetenner Fakultesı Kurucu Dekanlığı ve
sonralan Dekanlık gorevını yıne guler
yuzu, çalışkanlığı ve mucadelecı kışı-
lığıyle yıllarca surdurdu
Bu arada akademık karıyerde ba-
şanlı bılım adamlan yetıştırdı, krtaplar
yazdı Vetenner hekımlık ve halk sağ-
lığı açısından onemlı araştırmalaryap-
tı, yayımladı, mutlu bıraıle babalığı go-
revını yuruttu
Muzaffer Hoca nın krtaplannda kul-
landığı dıl sadedır, yabancı kelımeler kul-
lanmaktan kaçınır Kıtaplannın konu ıle
ılgılı herkese ve ozellıkle oğrencılere
yarariı olmasını ısterdı
Muzaffer Hoca, ınce duşuncelı ve
değerbılırdı (kadırşınas), kıtaplannı "Bı-
lım uğruna şehıt olan Asken Vetenner
Akademısı Baktenyolog Mudems Bın-
başı Ahmet ve Yuzbaşı Hudaı Beyler
ve Pasteur Enstıtusu'nde Baktenyo-
log Kemal Bey Anılanna Saygılanmla
ve Ord Prof Dr Tumgeneral Surey-
ya Tahsın Aygun ve Prof Dr Hasan
Başkaya 'nın Anısına Saygılanmla" dı-
yerek laboratuvarlarında çalışırken,
gonul, emek ve hatta yaşamlannı ve-
ren buyuklennın anılanna rthaf etmış-
tır Bılındığı gıbı Turk hekım ve veten-
ner hekımlen Kurtuluş Savaşı donemın-
de çeşrtlı yokluklar ıçınde hastalıklar-
la da savaşırken (ozellıkle tıfus) kendı-
lerını deney hayvanı olarak kullanmış-
lar hastaerlerden aldıkları kanları aca-
ba aşı olarak kullanabılır mıyız, dıye
kendılerıne şırınga etmışler ama has-
talanarak yaşamlannı yıtırmışlerdır
Sanırım Muzaffer Hoca şehıt merte-
besınde gorduğu bu hakkı odenemez
hekımlere, gece gunduz, bınbtr emek
vererek hazırladığı kıtaplannı sunarken
çok mutluydu
Turk tıbbının bugunku duzeyıne yuk-
seltılmesjnde desteğı, emeğı ve katkı-
sı olan adsız kahraman yuzJerce vete-
nner hekımımızı, dedem BaytarBınba-
şı Alı Galip AJtunçul'u. akademık ka-
rıyerımde bılgılennden yaraıiandığım
hocalanm Prof Dr Ahmet Mendıven-
ci ve Prof Dr Kamil Göksu'yu ve -yı-
ne de aramızdan erken aynlan- değer-
lı Hoca Prof. Dr Muzaffer Beşe'yı say-
gılanmla selamlryorum
(1) Buna şunu da eklemek mumkun
Ister Tann'dan ıster yeryuzundekı bır
guçten gelıyor olsun, uısanı değersız-
leştıren ve guçsuzleştıren tum akıl yu-
rutmelen tehlıkeh gormek gerekır Ovr
-
sa açıkça gorunen bır gerçek var kı. her
iki diinya içinde, ne yazık ki, insan hâ-
lâbiraraç.
tnsanlık 21 yuzyıla da, geçen yuz-
yıllarda olduğu gıbı savaşla gınyorsa,
hâlâ açlıktan, hastalıktan ve savaştan
mılyonlarca ınsan oluyorsayeryuzun-
de gelışmış bır uygarlıktan soz edıle-
meyeceğını arük bılmek gerekır Ge-
lışmış dunya bu sorunlan buyuk olçu-
de kendı dışına attı dıye, kendısı ve
otekı, uygar ve barbar aynmı yapma-
ya kalkarsa ona, en azından, yaratıhna-
sında ya da boyle surup gıtmesınde
epeyce payı olduğu bu şıddet uygarlı-
ğını hanrlatmak da boynumuzun bor-
cu olur Yam ılk ınsandan bu yana su-
rup gıden "güçlü hakhdu-" uygarlığı-
nı Insanoğlu, bugun bu gucun çok ge-
lışmış versıyonlannı kullanmayı be-
cerdı dıye yeryuzunde gelışmış bır uy-
garlık yaratu dıye sayılacaksa, o zaman
bu modern, bu çok ıncelıklı teroru de
uygarhğın bu- çeşıtlemesı saymak ge-
rekır Işte 2OOO'lı yıllann başmda uı-
samn, Batı'sı, Doğu'su ohnadan yarat-
tığı "uygarhk" bu bu "şiddetvıegüç
uvgarnğı''
Kanımca, teror olayı ve arkasuıdan
yaşanan Afganıstan savaşı karşısuıda
asıl kınamamız gereken. nereden ge-
lu^e gelsın, hangı uıanç veya duşun-
ceden kaynaklanırsa kaynaklansın, bu
"şiddeteve insanın araçlasmasma" yol
açan uygarlıkanlayışı Buanlayışıve
buna yol açan gelışmelen ıyıce bu ma-
saya yatırmadan, kendunıze yenı ge-
rekçeler bulmamız, y enı meşnuyet ara-
yışlanna yonehnemız pek ışe yaraya-
cak gıbı gorunmuyor Bu nedenle Mus-
luman dunya, Batı dunyasının yarattı-
ğı eşıtsızlıklere karşı uısanı, ınsan hak-
lan ve ozgurluklennı onemsemeden
cıddı bu mucadele veremeyeceğuu bıl-
mek. Baü dunyası da ınsanı araç olmak-
tan çıkarmadığı v e ınsan haklannı yer-
yuzundekı tum uısanlara aıt haklar ola-
rak gormedığı surece gelışmış bu uv -
garlıktan soz edemeyeceğını anlamak
zorundadır Kendı adıma, eğerbu olay-
dan yeryuzu v e ınsanlığın butunu adı-
na dersler çıkanlacaksa meseleye ışte
bu uygarhk anlayışı açısuıdan bakmak
gerek dıye duşunuyorum Ozellıkle
azgelışmış dunyanın, ıç karartan uygar-
hklar savaşı gıbı safsataları kabul et-
mek yenne cıddı bu" uygarlık sorgula-
ması yapmasına buyuk ıhtıyaç var
BAYRAM ve YILBAŞ1
KÜLTÜR GEZİLERİ
Racastan
5-17 Aralık 20011Tur üderı Faruk Pehn
Vietnam - Kamboçya - Laos
12 - 26 Aralık 20011 Tur üden. Mustafa Peşterelı
MidiUi
15-18 Arahk 2001
Floransa - Toskana Yöresi - Siena - Assisi
16-23 Aralık 20011 Tur üderı. Yıldırım Bubel
Petra'da Yılbası
28 Aralık 2001 - 2 Ocak 20021 Tur üden Yıldırım Bubel
Myanmar - Tayland
29 Aralık 2001 -15 Ocak 2002 i Tur üderı Faruk Pehn
Moskova - 5/. Petersburg
29 Arahk 2001 - 5 Ocak 20021 Tur üderı Haluk Çetınkaya
FEST TRAVEL
TEL: (0212) 216 10 36 - 37 FAX: (0212) 216 10 30
web: www.festtravel.com e-mail: fest@festtravel.com
1
1 Rl HI Sl KtLRR»E SA.VAT VAKFIİ
fflj
SANATGjKıltır BiUra ii Gtaraı TM
SMUUSL
fcAıSlfa
'.aMZlMtejıniar
ARA
Ruh SU DOSTJW fcaosa
SiahüMUIU
Sm GfenMBI
DmûrMMMî
HİSÜ
ECESİ
1İHİHİM*
•Mtf
*AvBstmi>a BdgcsdT
Mtf
ı\Um\m
^\~+«S»
26 Kasım 2001 Pazartesi
Sa3t:2O.OO
AKM Bü>ük5aîon
İstanbui
^ J ^ T.C. KULTUR
C>û* nAKANLlGl'MN
ATKILARIY1.A
(1) James Gustare Speth, Poverty
A Denıal ofHuman Rıghts ', Journal
of Intematıonal Affaırs, Vol 52, Is-
sue, 1 Fall 1998, s 283
KOCAELİ1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
2001 492
Davacı Hatıce Saner tarafından mahkememıze açılan
gaıplık davabinın \apılan açık duruşması nedenıyle.
Davacı Hatıce Saner'ın eşı ŞENAN SARlER'ın
17 08 1999 tanhlı Marmara depremınde kaybolduğunu
bugune kadar kendısınden olu ya da dın olarak bır haber
alamadığını talep \e da\a etmı> olmakla, Kocaelı Izmıt
Gölcuk Halıdere H 27, C 25"te nufiısa kayıtlı olup Iz-
mıt Yenıdogan Mah Namık Kemal Cad No 30 adresın-
de ıkamet eden Osman ve Muazzez'den olma
10 05 1953 doğumluŞENANS<\RIER'ın bugune kadar
tum aramalara rağmen bulunamadığından gorenlenn ad-
resını bulunduğu \en bılen ya da duvanlann vevabız-
zat kendısının mahkememızın 2001 492 esas sayılı dos-
yasına muracaat etmelen etmedıklen takdırde adı geçe-
nın mahkememızce G<\tPLlGlNE karar venleceğı hu-
ılan olunur Basın 60116
Yunus Nadi Armağanı Yarışması,
1946da kuruldu, hem geçmışe hem
geleceğe dönük olan anlamı, gazete-
mizın kurucusu Yunus Nadi'ye saygı
ve sevgıden kaynaklamyor Yalnız
Cumhuriyet gazetesının değil, Türkıye
Cumhurıyeü'nın kuruluşunda buyuk
emeğı bulunan Yunus Nadi 'nın anısım
her yıl tazelemek bızim ıçın bır gorev
Devrımcı ve demokrat Cumhuriyet 'ın
Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve
Türkıye Cumhurıyetı yle zamandaş ve
eşanlamh bır kuruluş tarıhçesı var
Yunus Nadi, gazetemızın temel taşları-
nı bu doğrultuda koydu Yunus Na-
di 'nın ölüm yıldönümünü geçmışe dö-
nuk bır acı olarak değıl, geleceğe yö-
nelık bır kultur olayına donuşturmek
amacıyla bu yarışma düzenlendi
Yarışmanın ılk düzenlendığı y ıllarda
Türkıye'desanat alanında hıçbır ozel
ödül yoktu, tek partı dönemıydı ve yal-
nız CHP 'nın koyduğu bır şıır ödülü var-
dı Aynı dönemde bütün dünyada sanat,
bılım \e edebıyat ödüllerı ün yapmışlar-
dı Isveç 'te Nobel, ABD 'de Pulitzer,
Sovyetler'deLenin, Fransa'daGonco-
urt odullerımn sonuçlan Türkiye'de de
ızlenıyordu, ama ulkemız bu alanda da
geç kalmıştı Cumhuriyet gazetesı bu
öncülüğü üstlendı, ellı altı yıl önce dü-
zenlenen Yunus Nadi Armağanı 'yla sa-
nat ve kultû'r yaşamımızda bır yarışma
coşkusu oluşturdu
Daha sonrakı yıllarda Türkıye'dede
yarışmaların ve ödüllerın sayısı çoğaldı,
yırmıyı aştı Bugün belkı ödül enflasyo-
nundan soz açılabılır, eleştırel bır yak-
laşımla sakıncaları gündeme getirılebi-
lır, ama yıne de kültür, bılim ve sanat
konularında yapılan yatırımların çok
yarariı olduğu rahatlıkla söylenebıhr.
56. YIL
YUNUS NADİ
ÖDÜLLERİ
2002
Zamanla ödüller arasında aynmlar or-
taya çıkar, bır yarışma kurumsallaştık-
ça, amacı, nitelıkleri, karakten belırgın-
leşır
Bu arada kımı holdınglerın kendı
amaçlarına yonelik yarışmalar düzenle-
meleri ve ödüller dağıtmaları da bu
alanda kaçınılmaz çoğulculuğu yansıtı-
yor. Kimı bankaların, şırketlenn, tıcarı
tekellerın reklam amacıyla düzenledık-
leri yarışmaların ödüllerı, parasal açı-
dan ne kadar büyük olursa olsun, özü,
maddı çerçevenın dışındaki anlamda
odaklaşıyor
Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarış-
ması adıyla arahksız olarak kırk yılı aş-
kın bır sürede düzenlı olarak gerçekleş-
tırıldı, kültür ve sanat hayatımıza amaç-
lanan kathlan yaptı ve etkılerıni duyur-
du Daha önce bır dalda yapılan ödül-
lendırmenın kapsamı 1990 yılından ıtı-
baren genişletıldı ve Yunus Nadi Ödül-
lerı adıyla sürmeye başladı
Ülkemızın kültür ve sanat yaşamı bü-
tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım-
lara karşın süreklı gelışiyor veyaygınla-
şıyor Fıkır ve sanat özgürlüklen Türkı-
ve de tam değil; siyasal ıktıdarlann bas-
kıları hâlâ sürüyor ve çağdaş demokra-
tık ortamdan henuz yoksun sayılıyoruz
Buna karşın fıkır, sanat, bılım, kültürde
çabalar sürüyor Tarıhsel gelışım sure-
cınde elbette 'aydınlanma'nın önune
hıçbır güç geçemez Cumhuriyet, çağ-
daş uygarhğa gıden yolun fıkır, sanat,
kültür, bılım yolu olduğunu kuruluşun-
dan berı savunan bır gazete. Bu y oldakı
çabaları desteklemek ve özendırmekte
Yunus Nadi Ödüllerı 'nın ışlevı sürecek
1999 yılında başlamlan ıkı anabaş-
lık altında dort ödul verılmesi yönte-
mı, bu yıl da sürdurulmekte 2002 Yu-
nus Nadi Ödüllerı Edebiyat Ana Da-
lı'nda, öykü, roman, şıır, Görsel Sa-
natlar Ana Dalı 'nda fotoğraf olarak
behrlendı.
Önümüzdekı yıllarda ödül ana dalları
ve dallannda gereksınımlere göre değı-
şıklıkyapılabılecek
Adaylara başanlar diliyoruz.
ÖYKÜ
Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tarih-
lerı arasında yayımlanmış bır kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilir.
Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâ-
ğıdına makine yazısı ile çıfit aralıklı yazıl-
mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını al-
tı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bır yapıta verilir. Seçıci Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün-
vol, Selim 1leri, Tarık Dursun K., Samı Ka-
raören.
R O M A N
Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tarih-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olu-
nabilır. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz
dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralık-
lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıt-
lannı altı adet olarak göndereceklerdir.
Ödül bir yapıta verılır. Seçıci Kurul, ödülü,
kitap ve kitap dosyası arasında paylaştıra-
bilir.
Seçici Kurul: Ahmet Cemal, Komır Ertop,
FethiNaci, Prof. Dr. JaleParla, Muzaffer Uy-
guner.
Ş İ İ R
Ödüle 1 Nisan 2001 ile 31 Mart 2002 tanh-
leri arasında yayımlanmış bir kitap ya da ya-
yına hazır bir 'kitap dosyası' ile aday olu-
nabilir.
Yayımlanmamış yapıtlann beyaz dosya kâ-
ğıdına makine yazısı ile çıft aralıklı yazıl-
mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı al-
tı adet olarak göndereceklerdir. Odül bır ya-
pıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve ki-
tap dosyası arasında paylaştırabılir.
Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr.
Cevat Çapan, Muzaffer Erdost, Doğan Hız-
lan, Kemal Özer.
F O T O Ğ R A F
Ödüle, en çok 4 adet siyah - beyaz fotoğraf
ile aday olunabilir. Gönderilecek siyah-
beyaz fotoğrafların en az 18x24, en çok
30x40 cm. boyutlannda ve daha önce başka
yerde ödül almamış olması gerekmektedir.
Seçici Kurul: îsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı,
Orhan Erinç, Ara Güler, Paul McMillen
H E R D A L İ Ç İ N
C E Ç E R L İ
G E N E L K O Ş U L L A R
Ödüller, her dalda amatör-profesyonel her-
kese açıktır. (Cumhunyet mensuplan hıçbir
dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar ger-
çek ad ve adreslerını ve telefon numaralan-
nı belırtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad
ve adreslennın saklı tutulmasını isteyebılır-
ler.
Ödül koşullarma uymayan yapıtları yanşma
dışında tutmak zorundayız. Adayların ya-
pıtlanyla birlıkte adlarını ve soyadlarını ar-
kasına yazacakları ıkı fotoğraflarını, açık
adreslennın de yer aldığı katılma belgesıni
ve yaşamöykülerinı 15 Nisan 2002 Pazartesi
günü saat 17.00'ye kadar 'Cunıhunyet Ga-
zetesı Yunus Nadi Ödüllen Cağaloğlu 34334
Istanbul' adresıne ıadeli taalıhutlü olarak
postayla ulaştırmaları ya da elden teslim
etmeleri gerekmektedir.
Yayımlanmış yapıtlann daha önce herhangı
bir ödül almamış olması şartı jeçerlidır. Zar-
fın ya da paketin üzenne hangı dal ile ilgıli
olduğunun (şıır, roman, öykü vb.) yazılma-
sı zorunludur.
Ödül dallannda konu sınırlaması yoktur. Ya-
pıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan
ya da herhangı bır şekilde ön elemeden ge-
çınlen yapıtlar, genel yayın ılkelenmız doğ-
rultusunda gazetemizde yayımlanabılir Ödül
sonuçları 28 Haziran 2002 günü açıklana-
caktır.
Ö D Ü L
Her dal ıçin: 1.000.000.000 TL.
K A T I L M A B E L C E S İ
ADIM, SOYADIM
ADRESİM
TELEFONUM
KATHDIĞIM DAL