Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 KASIM 2001 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
/ [email protected] 11
Yeni tesvik
Süt
üreticisine
müjde
AMCARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Önlemler
paketi çerçevesinde ta-
rımsal ürünleri destekle-
me kapsamından çıkaran
hükümet, tanm kesimi-
nin tepkisını azaltmak
için hayvancıhğa yönel-
di. Tanm ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Vüsuf Go-
kaJp. süt teşvık priminin
10 bin liraya çıkanldığı-
nı açıkladj. Bakan Gö-
kalp, best hayvancıhğın-
da hayvan başına 20 mil-
yon lira destek verilmesi
uygulamasının da yaşa-
ma geçirildiğini belırtti.
Konuyla ilgili olarak
dün bir açıkJama yapan
Bakan Gökalp, kapsamı
genişlettikJerini, 2002 yı-
lında hayvancılığa 75 tril-
yon lira destek sağlana-
cağını vurguladı. Gö-
kalp'in verdığı bılgilere
göre. hayvancılıkta yeni
destekleme uygulamalan
şöyie olacak:
• Süt destekJeme prim-
leri, hayvancılığı destek-
leme karan kapsamına
alındı. Buna göre. 1995
yılından bu yana lıtre ba-
şına 5 bin lira olarak öde-
nen süt teşvik primı 10
bin liraya yükseltildi. Iş-
letmelerde ise süt teşvik
primi litre başına 20 bin
lira olarak uygulanacak
ve düzenlemeler 2002 yı-
lı başından itibaren yü-
rürlüğe gırecek.
• Tüketimin azalması,
girdi fiyatlannın artması
gibi nedenierle zor duru-
ma düşen besicilik de
destekleme kapsamına
alındı.
14 Kasım'da yürürlüğe
giren düzenleme çerçeve-
sinde, işletmelerinde be-
sı materyali bulunan ye-
tıştiricilere hayvan başı-
na 20 milyon lira karşı-
lıksız destek veriliyor.
Uygulamadan yararlan-
mak isteyen üreticilerin,
tanm il müdürlüklerine
başvurmalan gerekiyor.
Dünya Bankası raporu, kamu harcama vönetiminin çaıpıkhğmı gözler önüne serivor
Çağdışı yönetimintablosuEkononıi Scrvisi - Dünya Bankası üe yürütülen
Kamu Harcamalan ve Kunımsal Değerlendirme
Projesi Raporu'nda, Türkiye'nin kamu harcama
yönetiminin çağdışı ve dağınık olduğu ve ciddi
bir onanma gereksinim duyduğu belirtildi.
Program amaçlı Mali ve Kamu Sektörü Uyum
Kredisi çerçevesinde ele alınan proje için
düzenlenen raporda, Türkiye'nin durumu detaylı
bir şekilde incelendi. Raporda, Türk kamu
harcama yönetimi sisteminin sadece sanayileşmiş
ülkelerin yakaladıgı standartlar açısından değil.
gelişmekte olan çok sayıda ülkenin ulaştığı
standart açısından da oldukça kötü bir
performans gösterdiği kaydedildi. Savurganlık ve
sahteciliğin, iç kontrol ve dış denetim sistemleri
aracılığıyla caydınlması gereğine dikkat çekilen
raporda hem teknik hem de siyasi sorunlann
Türkiye'de mali disiplini zayıflattığı vurgulandı.
ÖNDE GELEN SORUNLAR SAPTANDI
Karar mekanizması yok
Kamu Harcamalan ve Kurumsal
Değerlendirme Projesi raporunda,
bütün önJemlere karşın savurganlığın
önJenemediği belirtildi. Raporda, di-
ğer sorunlu konular şu şekilde sıra-
landı:
ı/ Stratejik kararalmamekanizma-
sı ihmal edilmekte, politika ve plan-
lar bütçe ile bağlanhlı şekilde yürü-
tülmemekte.
t/ Bütçe uygulaması ûzerindeki
aşın kontroller savurganlık ve verim-
sizliği engellemekte başansız olmak-
ta.
^ Türkiye bütçesi 12 aya odaklan-
makta ve sonraki yıllar için alınan ka-
rarlann sonuçlannı önceden tahmin
etmek amacıyla bir girişimde bulun-
mamakta. OECD ülkelerinin çoğu,
politikalannın ve mali kararlannın
kalitesüıi geliştirmek için çok yılı
kapsayan bütçe çerçevesini kullamr-
ken Türkiye, böyle bir çerçeve kul-
lanmayan birkaç OECD ülkesinden
biri.
*^ Harcama taahhütlerini kontrol
ve takip edecek etkin bir sistem bu-
lunmamakta.
%/ Mevcut ihale prosedürü israfa
yol açmakta ve kamu sözleşmelerin-
de rüşvet ve yolsuzluğa neden olmak-
ta. Ihale süreçleri şeffaf değil. Yürür-
lükteki ihale uygulamalan istismara
açık ve bu durum yatırun projelerin-
de rekaberin çok düşük seviyede ger-
çekleşmesine neden olmakta.
RAPORDA YER ALAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Savurganlık engellenmeli
Kamu Harcama Yönetimi Reformu
için çizilen stratejik çerçevede ise po-
litik reformlann başlahhnası gereği
savunuldu ve devlette savurganlığın
önlenmesi ve harcama disiplininin
sağlanmasına dönük çözüm önerileri
sıralandı:
t/ Harcamalar fonksiyonel olarak
sınıflandınlmah.
*/ Genel devlet mali hesaplanna
ilişkin 3 ayhk raporlar yayımJanmalı.
^ Kamudaki vakıf, derneklerin ro-
Iü ve çaJışmalan gözden geçirilmeli.
*/ Bütçe bütün gelir ve harcamala-
n kapsamalı. Garanriler, koşullu yü-
kümlülükler açıkça yansıtılmalı.
• Devlet Muhasebe Mevzuatı, Ma-
liye Bakanhğı'nın muhasebe standart-
lan yayımlamasınaizin verecek şekil-
de değiştirilmeÜ.
%/ Tahakkuk muhasebesi tüm mer-
kezi hükümet kuruluşlarında tam ola-
rak uygulanmalı.
• Denetim ve kontrol araçlannın
kapsamı ve etkinliği arttınlmalı. Sa-
yıştay, anayasa gereği Başbakanhk ve
parlamento dahil tüm konsolide büt-
çeli kuruluşlan kapsamalı.
• Uluslararası standartlara uygun
iç mali kontrol ve denetime ilişkin bir
kanun hazırlanmalı.
^ Denetim sonuçfan da kamuoyu-
na açıklanmalı.
%/ 5 yıllık kalJanma planı ile uyum-
lu 2 yıllık bir makro-mali çerçeve
getırümeli.
Hazine, tasarruf çerçevesinde hizmet dışı bırakılması önerisini gündeme getirdi
Yedi havaalanı kapatılıyor• Toplam bedelleri 25 trilyonu aşan
7 havaalanınin. "işlernediği" gerekçesiyle
kapatılması gündemde. HavaalanJannın
durumu ile ilgili çahşma yürüten Ulaştırma
Bakanlığı henüz karannı vermedi.
MUTLU SEREU
A.VKARA - Halen
Ulaştırma Bakanlığı 'nın
bünyesinde işletime açık
turulan ve toplam yatı-
nmlan 25 trilyon 502
milyar lira olan 7 hava-
alanınin kapatılması
gündeme geldi. Hazine
Müsteşarlığı 'nın yeterli
kullanım olmamasını
gerekçe göstererek ta-
sarruf önlemi olarak ka-
patılmasını istediği ha-
vaalanlanyla ilgili ola-
DUNY4 EKONOMSEVE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLÜLONDRA
Geçen hafta, tarih, ABD'ye iki ar-
mağan verdi. "Terorizme karşı" sa-
vaşta, Taliban iktidarı beklenmedik
bir hızda "çöktü". ABD açısından birhegemo-
nik preştij sorunu haline gelmiş olan Dünya Ti-
caret Örgütü toplantısı, Doha 'da "başanyla"
tamamlandı. Bu iki armağan, ABD'ye hege-
monyasını guçlendirmekte yardım edecek gi-
bı görünüyor. Ama tarih bu, sürprizleri hiç ek-
sik olmaz! Bakarsınız paketlerden şarbon çı-
kıvermiş...
Çekildi mi? Çöktü mü?
Taliban, geçen hafta beklenmedik bir hızda
kentleri boşaltarak çekildi. Bu kentler de aynı
hızda Kuzey Ittifakı'nın (Kl) çeşitli etnik frak-
siyonlarının elıne geçmeye başladılar. Ulusla-
rarası medyanın ABD ittifakını başından bu
yana destekleyen kesimine göre Taliban artık
çöküyordu, büyuk bir zafer demektı. Ancak,
bir propagandaya kurban gitmemek için dik-
katlı olmakta yarar var. Şöyle ki, ABD Afganis-
tan'ı bombalamaya başladığında, Robert
Fisk ve Stratfor gibı bölgeyi yakından bilen
yorumcular, Afganistanda, tarihsel vetoplum-
sal nedenlerden dolayı, siyasi iktidar açısından
kentlerin önemli olmadığını yazmışlardı: Tali-
ban kolaylıkla kentleri terk ederek dağlara çe-
kılebilirdı (Stratfor 17/10).
Geçen hafta yaşananlar, örneğin Taliban güç-
lerinin savaşmadan, gece karanlığında ve dü-
zenli olarak çekilmeleri, bu ongörülerin doğru-
lanması anlamına geliyor olabilir (Stratfor
16/11). Eğer durum böyleyse, Taliban'ın şimdi
yol arkadaşlanndan arınmış, bu anlamda etnik
olarak daha da homojenleşmiş, dişinden tırna-
ğına kadar silahlı ve Bin Ladin'in Arap güçle-
riyle de destekli bir biçimde gerilla savaşına baş-
lamayı planladığı düşunülebilir. Büyük olasılıkla
bu yeni durum. Afgan halkına sunabıleceği her-
hangi bir toplumsal projeden yoksun molla or-
dusunun kaderini değiştirmez, ama özellikle.
Batı Ittıfakı ve Kâbil'deki banş gücüne lideriik et-
meye hazırlanan Türkiye açısmdan, uzun ve
kanlı bir sürecin habercisi olabilir.
Bu madalyonun öbür yüzü daha parlak de-
ğil. Orneğin. ABD'nin uyarılarına rağmen Ku-
zey ittifakı'nın Tacik kanadı Kâbil'i ele geçir-
dikten sonra, "Talibanyenıldi, barışiçin biren-
je/kalmadı"... "Öyleyse banş gûcune gerek
/ok" gıbisınden demeçler verıyor (The Guar-
jian 15/11). Diğer Kl fraksıyonları da Tacıkle-
i Kâbıl'den söküp atmakla tehdit ediyorlar
The Independent 16/11). Daha sürecin ba-
ıındayız ve Kl fraksiyonları birbirinin gırtlağı-
la dalmak üzere... Afganistan'da nüfusun
zınlığını temsıl eden Kl'nin iç çelişkileri, ge-
;neği. liderierınin özgun hesapları, yeni bir iç
avaştan etnik temızliğe kadar daha kim bılir
esorunlargetirecek gündeme. Üstelik, Kl'nin
arçalı ve aşiret temellı yapısı tüm Afganistan'ı,
Tarihten ABD'ye iki armağan
en azından kentleri yönetecek merkezi bir ko-
alisyon kurmaya da uygun değil. Loya Jirga
(Büyük Toplantı) mı var dedıniz! Lawrence of
Arabia filmini hatırlıyor musunuz? Bu gıdişle
her kent ve çevresindekı alan, J. Pilger'in
uyardığı gibi, besin kaynaklannı ve eroin tica-
retini ele geçirmek için çabalayan biretnik gru-
bun elinde kalabilir (Zmag 16/11). Böyle bir
gelişme Afganistan'da, banş gücü de dahil.
herkesin herkese karşı savaştığı bir kaosa yol
açabilir. Bu kaos, Afganıstan'ın etnik temelde
bölünmeye başlamasıyla canlanacak olan
Peştunistan kurma taleplerine paralel olarak,
Pakistan'ı da içine çekerek genışler. Bu süreç
içinde, ABD ve Ingiltere ne yöne çark ederler,
Rusya ne yapar bilinmez ama, Müşerref (ta-
bii hâlâ hayatta ve iktidardaysa), Pakıstan'ın
toprak butunlüğünü korumak için yeniden giz-
lice Taliban'ı desteklemeye başlayabilir (Asia
Times 14/11).
Doha'da 'Pirrus zaferi'
Geçen hafta ABD'nin aldığı ıkinci hediye ise
Doha'da paketlendi. ABD inısiyatifiyle adeta
"teronzme karşı" yapılan Dünya Ticaret Ör-
gütü doruk toplantısı "6aşa/7y/a"tamamlandı.
Washington Post'a göre DTO toplantısının
sonuçlan iki zaferi simgelıyordu. Birincisi, Se-
attle'a benzer bir kargaşaya düşmeyen doruk.
küresel protesto döneminde bile küresel en-
tegrasyonun iletilebileceğinı gösterdi. Ikincisi.
yoksul ülkelerin gereksinimlerine odaklaşacak
bir ikincı ticaret raundu başlatan doruk, "ulus-
lararası sistemin büyük şirketlerin kölesi ol-
masının hiç de kaçınılmaz olmadığını göster-
di"(15/11). The Guardian'a göre de gelişmek-
te olan ülkeler "güçlerinigöstermişti". Demek
ki hem ABD. liderliğinı bir kez daha kanıtlam/ş
hem de küreselleşme artık yeni bir meşruiyet
kazanmaya başlamış. üstelik de
adeta "gelişmecı" bir sureç haline
gelmişti... Eh, bu aşamada, bundan
lyısi can sağlığı...
lyi ama The Economisfe ne oluyor: "Hın-
distan neredeyse toplantıyı devırecekti. Uru-
guay Raundu 'nun tüm meyvelerinin zengin
ülkelere gittiğini acı bir şekilde anımsayan
yoksul ülkeler, zenginlerin serbest ticarete
inançlarından derin kuşku duymaya devam
ediyorlar" (17/11). Financial Times da bir
başka âlem doğrusu: 0 kadar uzlaşmadan
sonra "nihai belgenin neredeyse anlamsız-
laştığını" düşünüyor (14/11).
Işin aslını, sanınm, VValden Ballo (Focus on
Gfobal South- Küresel Güneye Bakış) ve Anur-
radha Mittal (Food First- Önce Gıda) yazısın-
dan okuyabiliriz (Common Dreams 16/11). Bal-
lo ve Mittal'a göre Doha'da bir şey başladı, ama
bunun yeni bir raunt olduğu söylenemez. Do-
ha'da yalnızca, (a) var olan anlaşmalann kimi
maddelerinin (anti-dampıng vb..) aç/klığa ka-
vuşturulması, (b) hükümet ihaleJeri, yatınm vere-
kabet politikalan gibı konulann da zaman için-
de görüşmeye açılması üzerinde bir anlaşma
olmuştu. Gelişmiş ülkeler açısından, hükümet
ihaleleri, yatınm ve rekabet politikalan, politika-
lannın gündemınin başmdaydı ama, şimdi bu
konularda görüşmeterin 2003'ten önce ve üye
ülkelerin yazılı onayı olmadan başlaması ola-
naksız.
SaJt bunlara bakarak, Doha'dan gelişmekte
olan ülkelerin yaranna bir şeyler çıktığını söyle-
mek kolay değil. Örneğın Avrupa, tanm piyasa-
lannı, ABD de tekstil piyasalannı yoksul ülkele-
re açacak adımlaratmayı reddettiler. Yoksul ül-
kelerin. yardım fonu önensı tümüyle gönmezden
gelindi. Ilaç patentlerinın acil durumlarda askı-
ya alınabileceği kabul edildı ama, patent hakla-
nnı belirieyen TRIP anlaşmasının metni bu yön-
de değıştirilmedı. Nıhai deklarasyon, çalışma
sorunlan alanında ILO'ya yapılan göndermeyi
metinden çıkardı, böylece DTÖ'nün hiçbir uz-
manlığı olmayan alanlara bumunu sokmasına
zemin hazıriadı. Daha önce Guardian'dan
Monbiot ve Observer dan Pallast'ın aktardı-
ğı gibi gelişmekte olan ülkeler Doha hazırlık sü-
recinden tumüyle dışlanmış olduklan ıçın alınan
karariara karşı zaten çok kuşkucuydular. Bu
yüzden sonuçta başanlı olmasalar bile Doha'da
önemli bir basınç yarattılar. Bu yüzden Ballo ve
MıttaJ, ABD'nin Doha zafennin, bir taraftan git-
tıkçe dennleşen resesyon (IMF. 15/11), diğer ta-
raftan yoksul ülkelenn gittıkçe artan tepkılen al-
tında, bir Pirrus zaferi olmaktan öteye geçeme-
yeceğıne ınanıyorlar.
Özetle. ABD tarihin kendisine geçen hafta,
Afganistan ve Doha'da verdığı iki hediye pa-
ketini açarken etrafa saçılacak zehırlı sorunlar,
hem ABD'yi hem de ittifaklarını yeni, daha kar-
maşık ve tehlikeli süreçlerın içine atacak gibi
görünüyor.
rak son karan Ulaştırma
Bakanlığı verecek.
Hazine Müsteşarlığı
Tokat, Sıvas, Balıkesir,
Sinop, Uşak, Isparta Sü-
leyman Demirel ve Zon-
guldak Çaycuma hava-
alanlannın tasarruf ön-
lemi olarak kapatılması-
nı istedi.
Devlet Hava Meydan-
lan Işletmelen (DHMl)
tarafından işlerilen hava-
alanJanna ilişkin bilgiler
şöyle:
İbkat: 1995'te ta-
mamlandı. 1988'deinşa-
sına başlanan alana,
DHMÎ'denl990yıhso-
nuna kadar 800 milyon
lira ödenek gönderildi.
Bu rakam 2001 yılı bi-
rim fiyatlan ile yakJaşık
469 milyar hra.
Smas: Askeri havaala-
nından yararlanjlarak
1957 yılında sivil ulaşı-
ma açıldı. Kapasite kul-
lanım oranı yüzde 5.
Balıkesir Havaalanı:
1998'de sivil ulaşıma
açıldı. DHMl bütçesin-
den 1998 yılı sonuna ka-
dar 172.2 milyar lira
ödenek gönderildi. Ay-
nca, 1993 'te terminal bi-
nası tamamlandı. Işin
toplam maliyeri 2001 yı-
lı fiyatlan ile 1 trilyon
884 milyar lira oldu.
Sinop: 1993'ten önce
Amerikan üssü olarak
kullanıldı. 2001 yılı bı-
rim fiyatlan ile yaklaşık
maliyeti 1 trilyon 373
milyar liraya ulaştı.
Uşak: 1998'de açılan
havaalanına 2001 fıyat-
lanyla 2 trilyon 986 mil-
yar lira harcandı.
Isparta Süleyman De-
mirel: 2001 fiyatlanyla
maliyeti 15 trilyon 240
milyarlira, 1997'de açıl-
dı.
Zonguklak Çaycuma:
1999'da açılan alanın in-
şası için 2001 yılı ra-
kamlanyla 3.5 trilyon li-
ra harcandı.
hareketi
Bu arada Tekirdağ'ın
Çorlu ilçesinde, özellık-
le Istanbul'a ba\oıl tunz-
mi için gelen turistlere
hizmet veren havaala-
nındaki yolcu trafiğinde
artış olduğu bildirildi.
Geçen ay 587 uçağın iniş
ve kalkış yaptığı hava-
alanındaki bu hareket,
ba\Til turizmindeki artı-
şa bağlanıyor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Tasappuf
Tasarruf; gelırin, bugün tüketilmeyip gelecekte
kullanılmak üzere bir tarafa konulan bölümünun
adıdır. Bireyler, geleceğın olası fırtınalı günleri ya da
çıkabilecek ek giderlerini karşılamak amacıyla ge-
lirlerinin bir bölümünü, gönüllü olarak bir yana ko-
yarfar. Tasarrufun bir de isteğe bağlı olmayan, ya-
ni zorakı bölümü vardır. Bu tür tasarruf tüm toplu-
mu ılgılendirir. Onu da toplumun sıyasal örgütü
olan devlet, gücünu kullanarak yapar. Devlet, halk-
tan aldığı vergılerle, bir taraftan güncel kamu hiz-
metlerini yerine getirir, öbürtaraftan da ülkenin ge~
leceğine yatınm yapar.
• • •
Hükümet. 2002 yılı için öngördüğü ve uygulaya-
cağı tasarruf önlemlerinı geçen hafta sonu açıkla-
dı. Buna göre 7.1 katnlyon lira dolayında bir tasar-
ruf Öngörülüyor. Ancak uygulanacak önlemler,
esas olarak. dar ve sabıt gelirlilerın daha da yok-
sullaştınlmasına yol açacak özellikler taşıyor.
Önce, vergilerin en haksız ve adaletsiz turü
olan dolaylı vergiler artt/nlıyor. Emlak. motoriu ta-
şıt ve ATV'nın (akaryakıt tüketım vergilerı) artt/nlma-
sı yetmiyormuş gibı, uluslararası olçülere göre çok
yüksek maliyetle sağlanan doğalgaz, son zamlar-
la iyice ölçüsü kaçınlan ATV kapsamına alınacak-
tır.
Uluslararası karşılaştırmalar Türkiye'de merkezi
hükümetın; eğıtım. sağlık, işsızlığı onleme, konut
gibı sosyal harcamalarının görelı olarak çok az ol-
duğunu göstenyor. örneğin bunalım oncesınde
merkezi hükümet bütçesinden sosyal hizmetlere
ayrılan pay, ülkemizde yüzde 19 dolayında kalıyor-
du bu oran ile Türkiye, Madagaskar ya da Eritre ve
Yemen gibı ülkelere benzer bir ozellik gösterıyor-
du. (Dunya Bankası, 2000 Yılı Raporu, s. 257). Son
yıllarda tasarruf edılen, sosyal harcamalarda yapı-
lan indırımdır. Bu bağlamda, hükumetin aldığı ön-
lemlerin içinde ornegın, ilacın tane ile verilmesi
bu tutumun ulaştığı boyutun çok acıklı bir göster-
gesidir. Hükümet, toplumun sağlığı pahasına ya
da onun karşılığı olarak tasarrufa yonelebiliyor.
• • •
Tasarruf önlemlerinın en ilgınç yönlennden biri de
kırsal kesimin tümüyle gözden çıkarılmasıdır.
Kırsal kesımin gözden çıkanlmasının iki boyutu var.
Bunlardan birincisi, Köy Hizmetleri ve Devlet Su Iş-
lerı gibi kırsal kesime hizmet göturen birimlerin za-
yıflatılmasıdır. Kırsal kesime, yol ve su gibı temel
altyapı hizmetleri bundan sonra etkin ve verimli
bir bıçımde sağlanamayacaktır. Çünkü yapılmak-
ta olan düzenleme. merkezi yönetim ile yerel yö-
netimleri bir bütünlük içinde etkin ve verimli ça-
lıştırma anlayışına dayanmıyor; tam anlamıyla,
bölük pörçük bir yaklaşımı sergılıyor. Oysa kırsal
kesımin. yeni altyapı yatınmlarına gereksinımı çok
ılerı boyutlardadır ve tanmsal toprakların ve su
kaynaklarının, sağlıklı birekonomık gelişme ama-
cıyla, etkin ve venmlı bir bıçımde değerlendirılme-
si gerekır. Hükümet, tarımda da ne yaptığını bil-
miyor.
Kırsal kesimin gözden çıkanldığının ikincı gös-
tergesı, tanmsal desteklemedir. Hükümet, yıllardır
ısrarla uygulamaya çalıştığı tarımı yıkıma surükle-
yıci tutumunu 2002'de de surdürecektır. Buğday-
dan şekepancanna, çaydan ayçıçeğıne, pamuktan
tütüne tüm ürunlerde ve hayvancılıkta tanmsal
destekleme tümüyle kaldınlmaktadır. Nufusun yüz-
de 40'ına yakın bir bölümünun doğrudan geçim
kaynağı olan tanm kesımının bu ölçüde kendi ko-
şullarına bırakılması, kırsal Türkiye'nin lyiceyoksul-
laşmasına ek olarak toplumun gıda güvenliğinin
de tehlikeye at/lması anlamına geliyor.
• • •
Genel olarak kamu kesımı ve özellikle de KİT
personel yapısına yoneük düzenlemeler de sağlık-
lı bir temele dayanmıyor. Günlerdir, basın-yayın
yoluyla. ülkemizdekı kamu çalışanı sayısının top-
lam nüfusa oranının OECD ülkeleri ortalamasının
yarısı ya da uçte bırı duzeyinde kaldığını kanıtlıyor.
Türkıye'nin yapması gereken kamu kesiminde ça-
lışanlann sayısını azaltmak değil. bunların etkin ve
verimli bir biçimde ve halka hizmet anlayışıyla ça-
lıştırılmasıdır. Hükümet bu yönde bir düzenleme
yapmıyor. Kamu yönetimini baltalıyor, düzeltmi-
yor.
Açıklanan tasarruf önlemleri, yukarıda verilen ta-
nıma hiçbir bakımdan uymuyor. Tasarruf, daha iyi
bir gelecek için yapılır; hükümet ise ülkenin
geleceğini bugünden yiyor, tüketiyor.
[email protected]
İstanbul teşekkür edîyor.
22EY1U1-17MSIM2001
Farklı din, dil, ırk ve toplumdan insanlar
iki yılda bir ürettiklerimizi paylaşmak için
bir araya geliyoruz. Ne güzel.
Ozel Proıe Destekçıleri
AKBAIMK HAXAOYAK AYGAZ CANAN-OSMAN TÜMAY
OE
HAMOCLl
HOLDING IST.VVBUL SANAY] ODAS1 ISTANBLT. TİCARET ODASI
CNBC-e
, OSMANLI
BANKASI
V Ö N f TIMPROJ E
Btenal Soonsoru Lmsal Sponsorlar
KOÇBANK REMAIU Jm
^S.
İSTANJJH
Su ılan
CuTihunyeî Gazetesı'nın
katkı anyla /ayınlanmıştır
Cumhurryet