23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM2001PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HiIVt-fiN UIVJJ. / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 I^Iercedes-Benz Türk, Aksaray'daki kamyon fabrikasına 150 milyon marklık yatınm gerçekleştirdi Krize karşın >ntınm• Orta ve Doğu Avrupa üJkelerine ihracata başlayan fiabrika bünyesinde yaklaşık 2.5 milyon mark harcanarak bir eğitim merkezi oluşturuldu. Fabrikada 5 79 kişi çalışıyor. Ekonomi Servisi - Mercedes-Benz Türk, Aksaray'daki kamyon fabrikasına, kalite arttınmı, kapasite yükseltilmesi ve yeni ûrünler içın 150 milyon marklık ya- t ı n m yaptı. Orta ve Doğu Avrupa ülkele- ri fabrikanın hedef ihracat pazarlan ola- r a k belirlenirken, geçen hafta bu bölge- deki ûlkelere yeni ürünlerden oluşan ilk ihracat gerçekleştirildi. Üretimine geçilen Atego ve Axor mo- deli Mercedes kamyonlann Rusya ve Türk cumhuriyetlerine de ihraç edilebil- mesi için pazar araştırma onaylan almdı ve çalışmalara başlandı. 'Krizden etküendik' Mercedes-Benz Türk'ün Aksaray'daki kamyon fabrikasmda gerçekleştirdiği ya- tınmlar, düzenlenen bir basın toplantısı ile tanıtıldı. Mercedes-Benz Türk Kam- yon Direktörü HansPeter Heinstein, Tür- Mercedes-Benz Türk'ün Aksaray'daki fabrikas yeni yaünmla tamamen yenüendL kiye'nın son yıllarda yaşadığı krizlerden kendilerinın de etkilendiklenni. ancak ya- tmmlara devam ettiklenni belirterek, Türkiye'ye güvenlerinin tam olduğunu ve bu krizden de çıkacağını vurguladı. Aksaray kamyon fabrikasının çok stra- tejik bir noktada bulunduğunu, Ortadoğu ve Türk cumhuriyetleri için de ıyı bir ko- numda yer aldığını kaydeden Heinstein, Daimler Chrysler'ın bir parçası olan Ak- saray'daki her ginşimin, grubun vızyo- nunun uzantısı olarak görülmesi gerekti- ğini söyledı. Şirkete Daımler-Chrysler'in yüzde 67, Arap sermayelı Overseas Co.'nun yüzde 18, Koluman'ın yüzde 7, Türk Silahlı KuvvetlerTnı Güçlendirme Vakfı'nın yüzde 5 ve MKE'nin yüzde 3 oranında BARMANBEK: İŞÇİ ÇIKARILMAYACAK Ford'un üretim planları aksadı İZMTT (AA) - Ford Otosan Kocaeli Fabnkası'nda planlanan üretim artışımn, ekonomik knz nedenıyle gecıkmeli olarak gerçekleştığı bildirildi. Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bannanbek, 20 Nısan'daaçılan fabnkada 6 ayda 4 bın 800 araç üretildiğinı söyledı. Ekonomik krizin Türkıye'deki reel sektöre olan yansımasını, aynı oranda yaşamadıklarını ıfade eden Barmanbek, şunlan • Ford Otosan Kocaeli Fabrikası'nda, 6 ayda 4 bin 800 araç üretilebildi. Üretim artışı kriz nedeniyle gecikti. kaydettı: "Türkiye genelinde yaşanan ekonomik kriz düşünüldüğünde, krizden fazla etküenmediğimizi söylemek mümkündür. Ancak, planlanan üretim arüşı, ekonomik kriz nedeniyle gecikmeli olarak gerçekleşiyor. Tam kapasiteye ulaşmak için uğraş veren fabrikamızda, işçi çıkanlması söz konusu değüdir. Çok yavaş bir ' ' perhotta da olsa, eleman alımına devam edilmektedir." GENERAL MOTORS SATIN ALMIŞTI Daewoo markası sürdürülecek Ekonomi Servisi - Asya krizınden olumsuz etkılenen Daewoo'nun, çoğunluk hısselennın General Motors (GM) tarafindan satın alınmasının ardından, modellennın üretimı ve pazarlama yöntemlerinin yoğunlaşması bekleniyor. • Daewoo'nun yeni modellerinden T-200, önümüzdeki yıl Bupyong fabrikasmda üretilmeye başlanacak. GM batık Kore devi gibı olumsuz imajına karşın Daewoo markasının dünya çapındaki tanınırhğı ve değerinden yola çıkarak markayı sürdürmeye karar verdi. Yapılan açıklamaya göre, iç pazarda da rekabet gücünü arttırmaya yönelik olarak ürünlerde GM'nin motorlan uygulanmaya başlanacak. Yapılan stratejik planlamaya göre Daewoo'nun yeni modellerinden T- 200, önümüzdeki yılın başından itibaren Bupyong fabrikasmda üretilecek. Bu ürün, 1.2 ila 1.6 lıtre motor hacimlerinde Avrupa'nın B segmentıne oturan bir model olarak tasarlandı. ortak olduğunu belirten Heinstein, yapı- lan bu yatınmla ürünlerin Atego ve Axor kamyonlarla tamamen yenilendiğim, ka- pasitenin yıllık 8 bin adetten 10 bine çı- kanldığını, fabrika kullanım alanımn ge- nişletıldiğini, özel astar boya havuzunun kurulduğunu ve sanayi robotlarımn dev- reye sokulduğunu anlattı. Silahlı Kuvvetler ve Jandarma için üre- tilen Unimog'lann da kendileri için bü- yük önem taşıdığını kaydeden Hans Pe- ter Heinstein, aynca, ürettikleri otobüs şasilerinm de tstanbul ve Almanya'daki otobüs fabrikalanna gönderildiğini bil- dirdi. Heinstein, otobüs şasısi ihracatımn yılda 12-13 milyon markı bulduğunu kay- dettı. Yaşanan knzlerin kendilenni de etkile- diğıni ve yüzde 80'e yakın daralmayı or- taya koyduğunu anlatan Heınstein, bu yıl için yaklaşık 5 bın 800 adet üretım hede- fi varken sayının 1660'larda kaldığını, yılbaşından bu yana yaklaşık 200 kışıyi ışten çıkartmak zorunda kaldıklannı, ha- len haftada 4 gün çalıştıklanm söyledi. 'Güvenimiz tam' Heinstein, "Son yıllardaki krizlerden biz de olumsuz yönde etkUendik. Ancak yaünmlanmıza devam ettik. Türkiye'ye güvenimiz tam. Türkiye bu krizden de çıka- cak. Biz de üretimde 2004- 2005'telObinlirakamlaraçı- kacağız. Bunun binli rakam- lan da ihracat olacak" diye konuştu. Hemstein, gelecek yıl için ihracat hedeflerinın 500 adet olduğunu da belirterek ıhra- cattan yıllık 250 milyon mark ciro beklediklerini an- lattı. Venlen bilgiye göre fabri- ka bünyesinde yaklaşık 2.5 milyon mark harcanarak bir eğıtım merkezi oluşturuldu. Aksaraylı gençlere 3 yıl sü- reyle motor ve elektronik gi- bi çeşıtlı alanlarda eğitim sağlayan merkez, bu yıl ilk mezunlarını da verdi. 579 kişınin çalıştığı fabri- ka 1986 yılında üretime baş- ladı. Bugüne kadar fabrika- da üretilen 35 bını aşan çe- şıtlı tonajlarda kamyon ön- celikle iç pazarda satıldı. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Ekmek Bilinci Insanın birincıl gereksinimi beslenmedir. Yoksullar için bes- lenme, ekmekle başlar ve çoğu kez ekmekle biter. Yoksulluktan bir türlü kurtulamayan Anadolu insanı için, bu nedenle, ekmek kutsaldır. Insanımız, yerdeki ek- mek parçasını alır yüksek bir ye- re koyar. Bilinçlenme de ekmekle baş- lar. Daha kış gelmeden sonba- hann başında, ekmek fiyatlan al- dı başını gidiyor. Ancak, ekmek fiyatlannın artışı, buğday üretici- lerinin cebine daha çok gelir ola- rak gırmiyor. Üretıcı de, tüketicı de kaybediyor. Neden mi? Bu yıl TMO'nun (Toprak Mah- sulleri Ofisi) üreticiden satın al- dığı buğday miktarı, geçen yıl- lara göre, çok sınırlıdır. Buğ- day fiyatı, urünün niteliğine gö- re değişmekle birlikte, ömeğin Orta Anadolu'da, ortalama kilo fiyatı 130 bin TL olarak işlem gördü. Fiyat geçen yılın düze- yinde kaldı. Urününü TMO'ya satamayan üretici, ekonomik güçlüklen nedeniyle bir an önce, tüccara satmak zorunda kaldı. Çünkü mazot, gübre ve tanmsal ilaç gibi girdi fiyatlan dolara bağ- lı olarak en az üç dört kat artmış- tır. Aynca yüksek faizle borçla- nan üreticilerin tamamına yakı- nı icraya verilmektedir. Hasadın üzerinden bir, bir bu- çuk ay geçmeden, bugünlerde buğdayın piyasa flyat 230 bin liraya yükseldi. Bu büyük fiyat artışından, üreticiler yarariana- mıyor. Şimdilerde, ekmek fiyat- lanna yansıyan artışın arkasmda yaşananlar bunlardır. Hem üreticilerin hemdetüke- ticilerin soyulması nasıl oluyor? Bunun sorumlusu, uygula- nan ekonomi politikası; daha doğrusu hükümettir. Hükümet, önce, TMO'nun etkin ve verimli çalışmasını sağlamamıştır. Son- ra, kurumun kimi çıkarcılann ya- ranna çalışmasına göz yumul- muştuf. Daha sonra da parasal kaynaklan kurutulan TMO, çift- çiyı destekleme işlevinden uzaklaştınlmıştır. Çiftçi, spekü- lasyon yapan tüccara teslim edilmiştir. Aynca, Anadolu'nun uretım koşullan; ilkel üretim tek- nolojisi; üreticinin yetersiz eğiti- mi; gübreleme, sulama ve ilaç- lamayetersizlıkleri göz ardı edi- lerek, buğday fıyatının, ABD'nin Chicago Borsası'nın buğday fı- yatlanyla aynı olması istenmiş- tir. Göreli düşük olan hektar ba- şına buğday verimliliği, bu yıl kuraklık nedeniyle çok daha düşük olmuş, çoğu yörede dört- te bir düzeyîne inmiştır. Çorum ya da Konya'nın üretim yapısıy- la Chicago üretim yapısını eşit gören dar kafalılık ya da hükü- metin IMF'ci tutumu, çrftçiyi de, kentli tüketiciyi de giderek yok- sullaştırmakta, yıkıma sürükle- mektedir. Buğday fiyatı, fiyatlann anası- dır. Buğday fiyatı ekmek fiyatı- nı, ekmek fiyatı da kentlerde ya- şayanların fıyatını, yani ücretleri belirier. Işgücü ucuza getirilmez- se, mal ve hizmet üretimi iyice durur, dışsatım yapılamaz olur. ••• Ekmek bilincinin yetersizliği- ne bir başka örnek, geçen haf- ta bir katılım töreni sonrasında yaşandı. OLEYİS Sendikası'nın üst düzey yönetıcılerinin de için- de bulunduğu 250 dolayında sendikacı CHP'ye katıldı. Tö- ren Ankara Hilton'dayapıldı. Hil- ton çalışanlan OLEYIS'te örgüt- lüdür. Bunda ne var demeyin. Törenin Hilton'da yapılması, ya- zılı ve görsel basında yadırgan- dı; sosyal demokrat bir parti ve işçi sendikası Hilton'da tören düzenler miydi? Bu eleştinlerin neresini düzel- teceksıniz? Önce, ışçilerve sos- yal demokratlar Hilton'lara gire- mez gibi bir anlayış çok eskiler- de kaimış olmahdır. Sonra ve asıl çok önemlisi, bu eleştirileri ya- panların kendi durumlandır. CHP ve OLEYlS'ı eleştirenlerin çalıştıklan gazete ve televizyon- larda, sendikalaşmanın adı yoktur; bu sözcuk ağza alına- maz. Sendika sözü edenler, kendılerinı kapının dışında bu- lur. Anımsatmakta yarar var; si- yasal partıler içinde yalnız CH- P'de; basın yayın kuruluşlan içinde de yalnız Cumhuriyet, Anadolu Ajansı ve ANKA Ajan- sı'nda çalışanlar sendikalıdır. Buna karşılık tamamına yakını sosyal güvenceye sahip olma- yan, çok duşük ücretle çalışan ve iş güvencesi de olmayan, sendikasız basın yayın emekçi- lerinin, sendikalaşabilen ışçıle- rin davranışını en azından des- teklemeleri gerekmez mi? Ek- mek bilinçsizliği bu kadar mı derinleşti? Yazık! yakup@metu.edu.tr yeni DU1VYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGCS YILDIZOĞLU LONDRA TANIŞTIRAUM. A M I L OÇok şık. Çok güçlü. Çok hesaptı. Yepyenı. Tüm bu özeiliklere sahıp Fujitsu Stemens Computers notebook ailesintn en yeni üyesi AMILO ile taraşmak için yetkili satıctlarımtza bekliyoruz. ALBİM (0216)3493351(0212)2842414 www.atoim.ctxn EMPA (0212) 6711050 www.empa.com.tr YAMAN (0212) 210 45 44 - (0216) 41175 57 www.yaman.com.tr btn! Bttgt Ijiera, Yaıren Sıtışan ve Empa Bılgısayar tarafmdan duzentenmettedır • Kampsnfamıa 31 Ekım 2001 îanhıne kadar geçertıtijr • Sanayı vs Tioret \ &Bkant#"nınSilS19S4tanMıItesmıGa2e!edeılanetiılen34/2 3sayıtıteHı3Miki)ınlenneuygun<te • Fujitsu Sıemsns CoiTiputas bu kampBnyada geçerii öriin konfigûtasyon ve Xfiyatlmı™ttketıcivarama değıfJrme hatfcına satııptıt • Ryatlafflnna KDV dafcıl dejıkto. • Fufttsu Sıemens Computen Notebook arüntan t yii bnng-ın garanh (Jahılındedr " • StakiarifnK daMındoto ürtmter lıem«ı iesiım edıtask ohıp, stoöaramala buiunraayaBartinler^hateıçenstndeis^edtlea** pentlum'/// AMILO M Serisi 1.0 GHz• Mobile Intel® Pentium* III işlemci. Intel® SpeedStep™ Teknolojisi • H.1" XGATFT ekran • Dahılı 8x DVD-ROM Sûrücü • 256 MB Bellek • 20 GB Sabrt Dısk • 8 MB VRAM ekran kart) • TV Out, S vıdeo çıkışı • Dahıii3.5* Dısket Surûcû • Dahıli 56 K V90 Fax/Modem • 2xPCMCIA kart yuvast • Infrared port • Stereo hoparlör ve mıkrofon • Q Törkçe klavye, Touchpad mouse • 2xUSB • Yüksek kapasıtelı ü-lon batarya • 1 yıl bring-m garantı • Mıcrosoft® W~mdows ME Türkçe, Mıcrosoft® Word, Works 2000 • Bllgı Paketı (DaM pfogramlan bgdızce Öğresne»», Fransuca üğretronı. Kolsy Tercüme, Wa8 Street Tycoon, Vırnıal CO MEr», Photo Enpress) c 1 U 11 I b U COMPUTERS SIEMENSwww fujitsu-siemens com.tr ABD'nin yeni Dört Yıllık Sa- vunma Değerlendirme Rapo- ru (Ouadrennial Defense Re- view Report, QDR-2001- www.comw.org) nıhayet ge- çen hafta açıklandı. Son anda, 11 Eylül olaylannı da içerecek bir biçimde yeniden yazıldığı bıldi- rilen (The Economist) QDR- 2001, bir önceki QDR-1997'den başta, benimsenen paradigma olmak üzere önemli farklar ıçe- nyor, yeni, tehlikeli bir yönelime işaret ediyor. Yeni parad.pma QDR-1997, bir taraftan aynı an- da ikı coğrafyada savaşı sürdüre- bilme hedefini benimserken, di- ğer taraftan, önümüzdeki 15 yıl içinde ABD'nin karşısına yeni bir hegemonik rakibin çıkmasını en- gellemeyi amaçlıyordu. QDR- 2001 ıse giriş bölümünde Donald Rumsfeld'ın vurguladığı ve I. Bö- lüm'de irdelendiği gibi, yeni, fark- lı bir savunma paradigması üze- rine oturuyor. Birincisi, QDR- 2001, yeni stratejik ortamda, "ABD, düşmanlannın kim olaca- ğını ve savaşlann nerede çıkaca- ğını tam olarak bilemez ve bile- meyecektir" (s.lll, abc) diyor, "savunmanın, belirsizlik ve sürp- rizöğesi ile birlikte" varolabilme- si gerektiğine işaret ediyor ve bu- radan hareketle de yeni konsepti ortaya koyuyor. Kimin nerede ve ne zaman saidıracağından çok, olası bir saldırganın hangi ola- naklarla saldırabileceğini dü- şünerek ona göre hazırlanmak (s.6) QDR 2001, QDR1997'den fark- lı olarak, ABD'nin hegemonik ko- numunu kalıcı bir veri olarak alıyor (s.4) bunun "benzersızliğini" (s.1)... "ABD'nin çıkarlan korun- duğunda dostlannın ve bağlaşık- lannın, bu banş ve özgürtükten faydalanarak refahlannı arttracak- lannı"(s.2) vurguluyor. QDR- 2001, kara, denız, hava, uzay gibi tüm alanlarda ABD egemenliğini var- saydığı için de ister istemez dik- katler devletlerden gelecektehd'rt- lerden, sistem içi çatışmalardan, sisteme (ABD hegemonyasındakı sisteme) yönelik saldın olasılıklan- na yöneliyor. Böylece O.DR-2001, 11 Eylül sonrası söyleme uygun olarak ABD hegemonyası altında- ki bir sisteme yönelik, radikal aşın uçlardan gelecek tehlikelere özel- likle önem veriyor (s.4). Tehlıke devletlerden çok devlet dışı özne- lerden kaynaklanıyor (s.5). Bu bağ- lamda, QDR, ABD'nin erişimine, kapalı alanlara, girişi engellenen QDR-2001 coğrafyalara, çeşitli derinlikler- de ve zoria girmek, işgal etmek, siyasi müdahalede bulunmak, rejim değiştirmek.. bunlan ola- naklı kılmak ıçın de, sürekli izleme, hassas vuruş, dünyanın her coğ- rafi bölgesinde ona uygun olarak biçimlenmış ordular bulundurmak gibi amaçlan benımsıyor(s.20,21, 26,31,43). Yeni konseptin, hem bilineme- yen, gelecekteki bir düşmana kar- şı savaşmak üzere hazırlanmaya, hem de küresel ve uzayda bir ege- menlığin eksiksız kurulması, ko- runmas) anlayışına dayandığına işaret ettim. Bu, hem paranoyak Rumsfekj rapora yazdığı önsöz- de, olaylara değil trendlere önem verdiklerini vurguluyor. Gerçekten deQDR-2001 içinde geleceğe yö- nelik oldukça belirgin, trend kuru- cu saptamalar var. ömeğin, O.DR-2001 ABD'nin ulusal çıkartannın global olduğunu saptıyor (s. 25), bu yeni stratejik ortamda ABD'nin, Batı Avrupa ve Kuzey Asya'daki konuşlanmasının yetersiz dduğuna dikkat çekiyor. Bu saptamadan hareketle de AB- D'nin askeri konuşlanmasının ye- niden yönlendirileceğini, bu böl- geler dtşında yeni üslerin gereke- ceğini açıklıyor. Dünyanın üzerin- (bilmediğim birileri beni tehdit edi- yor), hem suçluluk kompteksine sahip {bızım polıtıkalanmız nasıl ol- sa düşman yaratır), bıraz megalo- manyak (ben her yerde egemen olmalıyım), birazdaOrwell'in 1984 romanını anımsatan (her yeri her- kesi izler, her yere girer çıkanm), son derecede tehlikeli bir konsept. Ancak, bu raporun kamuya açık- landığı, bu anlamda, ABD'nin dost- lanna ve düşmanlanna yönelik si- yasi ve ideolojik (propaganda) amaçlan olduğunu da göz önüne almak, temkinli olmak, yazılanlarla gerçeklik arasında bire bir örtüş- me aramak doğru olmaz. Ömeğin, QDR-2001 bir önceki rapordan farkh olarak ABD hegemonyasının nasıl korunacağını değil, dosta düşmana, bu hegemonyanın ne- den gerekli ve kaçınılmaz olduğu- nu anlatmaya özel önem veriyor. deki her alanın ABD'ye açık olma- sı sağlanacak, kapatılan yerlere, ömeğin bir ulus devletin toprakla- nna, zorla girmek, rejimini değiştir- mek söz konusu olabilecek (s.26). Gerekli istihbaratın sağlanabilme- si için, tüm gezegen her düzeyde izlenecek. Uzayın kullanımı AB- D'nin hasımlanna kapatılacak. Bu arada. Yeni Stratejik Çer- çeve bölümundeki "yeni caydın- cılık" prensibi, var olan bir düş- mana değil de olası bir düşmanın yaratabıleceğı olası tehdittere kar- şı konuşlanmayı, ister istemez bir sürekli-militarizmi, hiç yavaşla- mayacak bir sılahlanma yarışını gündeme getiriyor. Çünkü, ABD, esas olarak belirii düşmana kar- şı değil, belirsiz bir düşmanın ola- sı olanaklanna ilişkin kendi tasa- nmlanna göre hazırlanmayı amaçlıyor, böylece de kendi ken- diyle rekabet içine giriyor. Rapor- da, asken teknolojinin ve sılahlan- manın gelişımi belli bir düşmanın varltğından, tehdidinden koparılı- yor, gelecekteki bir düşmanın ola- sı olanaklanna ilişkin tasanmlara ındekslenmiş oluyor. Böylece ge- lecek (Futurist) falcılanna ve silah şirketlerine gün doğuyor. Bu nok- tada "nano teknolojt", "quantum bilgısayarian" vb. gibi henüz emb- riyonik aşamada olan teknolojiler de daha şimdıden asken amaçlı olarak kullanılmak üzere sıraya sokuluyor (s.38). Kutsal sava; ODR-2001 'de başka ilginçlikler de var. Bunlardan biri ABD'nin dünyanın geri kalanına adeta bir kutsal savaş (cihad) açmış olma- sıdır. Rumsfeld'ın önsözünde ve raporun geri kalanında tanımlanan düşman, ABD'nin toprak bütünlü- ğüne, enerji kaynaklanna, ekono- mik çıkarlanna tehdit oluşturan belli, tanımlanabilen bir düşman değil. Bu ABD'nin yaşam tarzıyla eşanlamlı olarak tanımlanan "öz- güriüğe", diğer bir deyişle bir so- yut ilkeye karşı bir düşmandır. Kı- sacası, ABD, bir ideali korumak için "kutsal" savaş açıyor, sürekli militarist teyakkuz ıçine giriyor, hem de gelecekte nerede .ve na- sıl vuracağını dahi bilmediğini, bi- lemeyeceğini de itiraf ettiği bir düşmana karşı. Ikincisi, ODR-2001 'e göre ABD eşittir dünya ve ABD'nin ulusal çı- karlan küresel (s.25). Sonra hava- da, karada, denizde, uzayda, ol- mak üzere hiçbir coğrafya AB- D'nin erişimine, kullanımına kapa- lı olamaz. Bu küresel bir hege- monya, bir imparatorluk anlamı- na gelir. Bir taraftan, diğer ulus devletlerin bağımsızlıklan ABD'nin gözünde anlamını yitirirken, AB- D'nin bağımsızlığı küresel birmut- lak ilke olarak dayatılmış olur. Bu açıdan, ODR-2001, Hart and Negri'nin, birdevletlerüstü impa- ratorluk düşleyen, kitabını, adeta pratikte mahkûm eden, bir cevap. Fransa Kralı IV. Louis "L'etat c'est moi" (Devlet benim) demışti. ABD de bu QDR- 2001'de "L'empire c'est moi", (İmparatorluk benim) diyor. Ancak tarih, sıyası askeri ih- tirasları, ekonomik gücünü aşma- ya başlayınca çöken imparator- luklaria dolu. Bir taraftan ABD, "bu devasa projeyi nasıl fînan- se edecek" sorusu, diğer tarai- tan, 11 Eylül olaylan, halen yaşa- nan küresel resesyon, sıranın AB- D'ye gelmekte olduğunu düşün- dürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle