Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2001 CUMA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
38. Antalya Film Festivali'nde ödüller bu gece sahiplerini bulacak
üyük heyecanınsongünüVECDİSAYAR
Siz bu satırlan okurken festival
son gününü yaşıyor olacak. Yani,
acı tatlı anılan ile bir festival daha
geride kalıyor. Güzel sûrprizlerin
yanı sıra, tatsız sürprizler de yaşa-
dığımız 38. festivali, eski yıllara
oranla daha derli toplu, daha düzen-
li bulduk. Eski yıllarda, festival prog-
ramında yer alan yan etkinliklerin
"Antalya Sanat, El Sanatları ve Ki-
tap FuarT bûnyesinde toplanması,
bu etkinliklerin Film Festivali'nden
üç gün önce başlaması ve hafta so-
nuna dek sürecek olması, isabetli
bir seçim. Hem izleyicinin dikkati da-
ğılmıyor, hem de festival daha cid-
di bir kimlik kazanıyor.
Şenlık bûnyesinde yer alan Ömer
Kavur toplu gösterisi, açıkhavada
film göstenlen, "KöydeSinemaŞen-
fiğT,AlinıŞerifOnaran'ınamsınadü-
zenlenen söyleşi, BurçakEvren,Agâh
Ozgüç, Elmas Dorukka>a. Taha Fe-
yizti'nin sergıleri ve MehmetGüler-
yüz'ün "HayalKahramanlar" belge-
seli, ÇASOD'un Yıldınm Önal Anı
Ödülü'nûn Kerim Afşar'a verilme-
si, festivale yakışan etkılıklerdi...
Festivalin uluslararası bölümü ise
son derece cılız kaldı. Hele, açılış fil-
minin seçimi olacak şey değildi. Beş
yıllık bir vadede uluslararası olaca-
ğını açıklayan Antafya Festivali'nin,
böyle giderse uluslararası planda
ciddiye alınacak bir festival düzen-
lemesi kolay olmayacak gibi görü-
nüyor. Peki, böyle bir yola gidilme-
li mi? Yeşilçam'ın bir bölûmü, es-
kiden beri bu fikre sıcak bakmıyor.
Ama, sinemamızın günümûzdeki
temsilcileri yani gençler, uluslarara-
sı bir festivalin sinemamıza zarar
değil, yarar sağlayacağınrn farkında.
Banşçı mesaj içeren filmler
Ulusal yanşmaya gelince, büyük
umutlarla girdiğimiz filmlerden ay-
nı coşkuyla çıkmadığımızı, filmle-
rin önemli bir bölümünün vasatın
üstünde, ama eksikleri -ve tabii, her
zaman olduğu gibi fazlalıklan olan
yapımlar- olduğunu söyleyebilirim.
Geniş bütçeli filmlerle, çok dar ola-
naklar içinde çevrilmiş fılmlerin yan
yana durduğu (bu çeşitliliği bir sağ-
lık işareti olarak görüyorum) yanş-
mada ıkı güzel sürpriz vardı: Han-
dan İpekçi'nın izleyici üzerinde -
tıpkı "Uçurtmayı Vurmasınlar'' gi-
bi- etkili olabilen ve ülkemiz politi-
kdsına banşçı bir mesaj gönderen
filmi "Büyük Adam Küçük Aşk"
ile genç yönetmen Kazım Öz'ün ilk
uzun metrajlı fibni "Fotoğraf". tki-
si de farklı açılardan aynı hedefe yö-
nelmiş. Kûrt sorununun bireysel ya-
şamlardaki yansımalan ve milliyet-
çilik olgusunun sakıncalan üzerin-
de duruyor iki yönetmen de.
Tekvoleciler mutsuz
Jürinin tavrrnın ne olacağını ise
kestirmek zor. Oscar'larda olduğu
gibi, endüstrinin çıkarlan doğrul-
tusunda bir sonuç mu çıkacak orta-
ya, yoksa kimi yıllarda olduğu gibi
yeni arayışlar, taze soluklar mı ödül-
lendirilecek, hep birlikte göreceğiz.
Şu satırlan yazarken henüz yanşma
filmlerinin tamamını görebilmiş de-
ğiliz, ama gene de bazı tahminler
yapmak mümkün (daha aynntılı bir
değerlendirmeyi, filmlerin tümünü
izledikten sonra yapmak vaadiyle).
Zaten, festival konuklannın büyük
kısmımn kaldığı (ve uluslararası
standartlan, insanırmzın gelenek-
sel misafirperverliği ile buluştura-
rak gerçek bir festival oteli niteliği-
ni kazanan) Falez Otel'de en çok
konuşulan konu da bu. Tabii, sine-
mayla ilgili konuklar arasında...
Magazin basınının değerli men-
supları ise konu sıkıntısı çektikleri-
ni saklamıyor. Yani, bir kısmımız
festivalin olumlu bir çizgide geliş-
tiğini söyleyedursun, bir kısmımız
bu gelişmeden şikâyetçi. Çevrede-
ki birkaç mankenle durumu kurtar-
maya çahşıyor bu arkadaşlanmız.
Tüm umutlannı törene bağlamış du-
rumdalar. Ola ki bir yönetmen siyah
kostüm getirmeyi unutur, Gani Rüz-
gâr Şavata, sözünde durup jüriyi
"dövmeye" kalkışır ya da gecenin
sunuculanndan Hande Ataizi yırtma-
cı ile geceyi kurtarabilir!
Bu akşamın ilginç bir özelliği,
Cam Piramit'te yapılacak ödül töre-
nine tüm sanatçılann katılımının zo-
runlu olması. Geçen yıl ödül kaza-
nan sanatçılann önemli bölümünün
törene katılmaması, vakıf yönetici-
lerini böyle bir karar almaya yönelt-
miş. Bu akşam, ödül töreninde bu-
lunmayan sanatçılar ve yapımcılar,
jüri tarafından ödüllendırilseler bı-
le, ödüllerine kavuşamayacaklarmış.
Haydi hayırlısı.
l¥l KOTAR1LMLŞ YAPIMLAR - 'Büyük Adam Küçûk Aşk' (üstte), 'Oda
Beni Seviyor' (vanda,üstte) ve'\ ızontele'nin (yanda, altta) ilk üç portakah
payiaşması büyük bir olasdık olarak görûnüyor.
PortakaDar üç
fihıı arasmdaBu akşama ilişkin tahminlerimize gelince,
henüz izlemediğımiz "Şarkıa'
)
yı bir yana ko-
yarsak, ödüllerin beş film arasında dağılacağı-
m söyleyebiliriz. Handan İpekçi'nin "Büyük
Adam Küçük Aşk"ı, Banş Pirhasan'ın "O da
BeniSeviyor"uveÖmerFarukSorak-Yümaz
Erdoğan'm "Vizontele''si her türden seyirciye
hitap edebilen, iyi kotanlmış yapımlar olarak ilk
üç portakah paylaşır diye düşünüyorum. Ama
sıralama nasıl olurbilemem. Jürinin karara var-
makta oldukça zorlanacağını, üç fümin de sa-
vunuculan olacağun tahmin etmek zor değil.
Ama, en büyük olasılık, En İyi Film Ödülü' nün
Handan ipekçi 'nin
u
Büyük Adam Küçük Aşk"
fihnine gitmesi. Zeki Demirkubuzun filmleri,
"Yastgı'' ve "ttiraF'ın ise şiddetli savunuculan
çıksa bile, ilk üçe girmesinin zayıf bir olasılık
olduğunu düşünüyorum. Ama, sıra diğer dalla-
ra gelince durum değişebilir ve "Itirafın iki ba-
şanh oyuncusu BaşakKökiükaya ve Taaer Bir-
sd birer portakalla dönebilirler Antah/a'dan.
Bir başka sürpriz de Kaznn Öz'ün "Fotoğ-
raPının ödüllendiriknesi olur. Bana göre, "Fo-
toğraT
1
en azından özel ödülü hak ediyor. Tüm
sinematografik öğeleri son derece ekonomik
biçimde kullanan. duygu sömürüsüne yeltenme-
yen yalın anlatımı ve oyuncularrnın (FeyyazDn-
manve NazmiKınkJbaşansı ile, festivaldenge-
riye kalacak birkaç önemli çahsmadan biri.
Oyuncular cenneti
Oyunculuk, bu yıl Antarya Festivali'nin en par-
lak yanı. Hangi filme baksanız. ciddi bir oyun-
culuk görüyorsunuz. İlk aklıma gelenleri sıra-
layayım (yukanda saydıklanmı yinelemeden)...
"Büyük Adam Küçük Aşk"da Şûkran Güngör
ve Füsun Demirel, "O da Beni SeviyM-'da Ece
Ekşi ve Lale Mansur,'YazgTda Zeynep Tokuş
ve Serdar Orçin, "Hemş©"da Okan Bayülgen,
"Marufta, Nihat İkrL. Ben olsam senaryo
ödülünü vermezdim. Çünkü tüm fılmlerin en ye-
tersiz kalan öğesi senaryo. Görüntüde ise çok
iyi ışler var. "Büyük Adam Küçük Aşk"la Er-
dal Kahraman, "O da Beni Sevryor"la Jürgen
Jirges, "Vizontek''yle Ömer Faruk Sorak en
önemli adaylar arasmda. Müzikte Mustafa Bi-
ber (fotoğraf), Serdar Yalçm - Mazlum Çimen
(Büyük Adam...) ve Kardeş Türküler (Vizon-
tele) Sanatyönetmenliği dalında -üç fitmle- M,
Ziya fTkencfler, kurguda Mustafa Preşeva (Vi-
zontele), YardunaOyuncudabnda İsmail Hak-
kı Şen (Büyük Adam...), Cem Yümaz (Vizon-
tele), Arzu Oş(Maruf) ve Engin Günarydın (Yaz-
gı) ödüle yakın duruyor. Yönetmen olarak Pir-
hasan, Demirkubuz ve İpekçi'den birini şansh
gördüğümü beürteyim (her bırinin ayn meziyet-
leri var). Antalya'da "Eleştinnenler Ödülü" ol-
saydı, Demirkubuz'a giderdi. Ama bilirsiniz,
"büj-ükjüri''lerin kararlan, eleştirmenlerin yar-
gılanndan genelükle farklı olur...
özgür Yayınları'ndan çıktı
Aşk-ı Memnu
sadeleştirildi
Kültür Servisi - HaBd Ziya UşaklıgUın 'Aşk-ı
Memnu' adlı romaru, Özgür Yayınlan tarafın-
dan sadeleştırilmiş haliyle yeniden yayımlandı.
Türk romamnın Batılılaşmasında önemli bir
role sahip olan Uşaklıgil'in 'Aş^ Memnu'su-
nun bu yeni basrmına Muharrem Kaya'nın yaz-
dığı önsözde şu görüşlere yer veriliyor: "Aşkn
Memnu romam, gerek olay örgüsünün kurulu-
şundaki ustahk,gerekse şahıslantahfiL,eşyayı,ta-
biaü tasvir etmekteld başansı onu yüz yıl sonra
bileokunabilen bir roman haline getirmiştir. Ro-
man kahramanlan her ne kadar Türk toptu-
mundan uzak, evren-
seigendbirinsanözel-
Bğigösterse de meşro-
tiyet ve cumhuriyetd&-
neminde Halide Edip
Adıvar, Yakup Kadri
Karaosmanoğlu, Ah-
met Hamdi Tanpı-
nar'myazdığı roman-
lardaki şanıslar, ken-
ditophıuıuuıuzunin-
sarunı bir roman
kahramanı haline
getirmiştir. Sosyal hayat-
tan uzak ohnalanbiraz da devrin şartian gere-
ği zorunluydu; bunu da görmek gerekjr. Servet-
i Fünun edebiyatuun zor anlaşılan kelimeleri,
tamlamalan, imgeleri bu romanda da etkisini
hissettirir, fakat değişen edebiyat ve dil anlayışı-
nı gören Halid Ziya, kendi eserlerinin dilini da-
ha anlaşıhr bir şeküde sadeleştirerekAşk-ıMem-
nu romarunın uzun bir süre daha okunmasmısağ-
lanuştnf
Halid Ziya UşakngU'in Bütün Eserleri başlığı
altında yayımlanan romanın tanıtım kokteyli 8
Ekrm'de saat 18.30'da Tünel'deki Virgül Cafe'de
Setim Üeri ve Metin Belgin'in kahlımıyla gerçek-
leştirilecek. (293 00 80)
cDevlet
Senfoni
Orkestrası
sezonu bugün
veyann
vereceği
konserlerle
açıyor.
Orkestra
önümüzdeki
günlerde
pekçok yerli
ve yabancı
müzisyeni
ağırlayacak.
Yeni sezon iiıılü isinılerie renldenecek
ADANA(CumhuriyetBürosu)-Kuruluşu-
nun 11. yıhnda ilk kez programı zamanında
hazırlanarak müzikseverlere ulaştınlan Çu-
kurova Devlet Senfoni Orkestrası (ÇDSO)
bugün ve yann vereceği konserlerle sezonu
açıyor. ÇDSO'nun ilk günkü programı şef
Emin Güven Yaşhçam yönetiminde solist
Zeynep Yamantürk'ün piyano resitaliyle
başlayacak.
Yeni dönem programrnın üst düzey nite-
likte olduğunu belirterek dünyaca ünlü sa-
natçılann yanrnda gençlere de şans tanıdık-
larrnı söyleyen ÇDSO Müdürü Tuğrul Gö-
ğüş sezon programını tanıttı: "ÇDSO'dasa-
natçı sayısı az ama, koro içindeki biıükve ar-
kadaşhkduygulannm gelişmişüğinin etkisiy-
le sağianan müzikal uyum sonucu başanlı
bir program oluşturduk. Şef Emin Güven
Yaşhçam'm da büyük katktsıyla haznianan
program çerçevesinde Adana'ya gekcek dün-
yaca tanınmış şefler arasında Carlos Ciran-
do (Arjantin), Marek Pijarowsky (Polonya),
Konstantin D. Krimets (Rusya), Walter Pro-
ost (Belçika), Rene Giessen (Almanya), Ta-
deusz Strugala (Polonya), Irakli Tchiaureli
(Gürcistan^ Antonio Pirolli (Itah/a), Solhi
Al-VVadı (Suriye), Milen Nachev (Bulgaris-
tan), Dominique Fanal (Fransa) yer alıyor."
Rus kökenlı ABD'li sanatçılar Alessan-
der Markov, Martin Berkosfsky ile Sergei
Podobedov, Çekoslovak Jiri Barta ve Arjan-
tinli Andrea Merenzon gibi sanatçılarla da
çalışacak olan orkestra aynca. Idil Biret, Ci-
hat Aşkm, Gülsin Onay ve Taşkm Oray gibi
ünlü sanatçılanmızı da ağırlıyor.
Ocak ve şubat aylanm bütünüyle Türk so-
list ve şeflerine ayıran ÇSDO, Burak Tü-
zün, Murat Kodallı ve Serdar Yalçm ile ilk
kez çalışacak. Mersin Devlet Opera ve Bale-
si'yle güzel bir işbirliğıne giderek 'Hacı Sa-
bancı'yıAnma Haftası'nda Rossini'nm "Sta-
bat Mater' adlı eserini Adana'da seslendi-
ren orkestra bu konserle bir ilki de gerçek-
leştirmiş olacak.
Bu sezon 'Cumhuriyet Bayramı', 'Ata-
türk'ü Anma' gibi bazı özel haftalar da dü-
zenleyeceklerinı belirten Göğüş "Büyük dev-
let adamlanmızdan Ismet tnönü ve önemli
müzik adamlanmızdan Faruk Yener de gün-
demimizde. Bahar konsetierimizin, 'Polis
Haftası' ve genç soüstlere ayırdığımız özel
haftamızm dışmda Türki kökenli sanatçüa-
ra da özel öncm verij'oruz. Servar Gamiyev,
Toğrul Gamiyev, Nermin Gamiyev, Hayret-
tin Hoca, Rauf Musayev, Yusuf Hasanof ve
Ferhad Bedelbeyli de konukiannuz arasın-
da olacak" dedı.
YAZIODASI
SELİMİLERİ
Binkaç Mektubun
Ardında...
Eylül başında "Gerici" başlıklı bir yazı yazmış-
tım; belki gözünüze çarpmıştır.
O yazıdan sonra, "Yazı Odası "nın sevgili dost-
lanndan bazı mektuplar geldi. Geçmişte kaldığı ile-
ri sürülen "yazınsar eserterin bize, bugünümüze
anlam, hem de derin anlam katabilecekleri konu-
sunda yazılmıştı bu mektuplar.
Bir mektuptaki acı saptayımları paylaşmak isti-
yorum:
"(...) Okumayı öğrendiğimden beri sürekli oku-
rum. Kitap alınm ve bu kitaplardan yakınlanmı da
yarartandınnm. Onlara kitap sevgisi vermeye ça-
lışınm. Ama bu öyle zor ki!
Okul çağındaki çocuklann ve gençlerin kitaba
burun kıvırdıklannı görünce, kahroluyorum inanın.
Kitap okumak yerine televizyon izlemeyi tercih
edenler, kitap deyince iyi yönetici olmak ve para
kazanmanın yollannı anlatan kitaptan anlayanlar,
günlük gazeteyi bile okumaya üşenenler ne çok-
ne çok anlatamam.
Bir kişi tarafından bile okunmak ve anlaşılmak
bir yazar için mutluluk olsa gerek yine de. Maci-
de Tanır, Tıyatronun Cadısı adını verdiği anılan-
nın başında böyle diyordu. (...)"
Şu satırlar da bir başka mektuptan:
"SizKültürsayfasında, konusu genelde 'yazın'
olan yazılar yazıyorsunuz. Biranlamda diğer sa-
nat dallan gibi topluma ayna tutuyorsunuz ve
geçmişten söz ederek 'toplumsal belleği' de can-
lı tutuyorsunuz. Inanıyorum ki, ülke sorunlanna,
size gerici diyen keskin yargılı arkadaştan çok da-
ha yakınsınız. Ve sorunlan ortadan kaldırmak için
kendi alanınızda çalışıyorsunuz."
Bir alıntım daha var
"(...) Sizin yazılannız sayesinde edebiyatımızda
Ziya Osman Saba, Asaf Hâlet Çelebi, Nahit Ul-
vi Akgün gibi şairier olduğunu öğrendim. Belki
beni ayıplayacaksınız ama, bu şairierin değil eser-
lerini okumak, adlannı bile işitmemiştim.
Ziya Osman Saba'nın Geçen Zaman-Nefes Al-
mak adlı bütün şiirlerini, yaşadığım Antalya'da hay-
li güç buldum. Bu eserdeki şiirler beni büyûledi.
Siz bahsetmeseydiniz bu şiirieri okuyamayacak-
tım. (...)
Selim Bey, yirmi üç yaşındayım ve çevremde
kimsenin kitap okumadığını görüyorum. Ne ya-
şıtlanm, ne de büyüklerim. Ben kitap sevgisini,
Cumhuriyet gazetesi sevgisini okul, lise yıllanm-
da, çoktuhafama, matematik öğretmenimizden
kazandım. O günden sonra kitaplann saadetiyle
yaşıyorum."
Nihayet, yaraya neşter vuran şu son mektup:
"(...) Sizin Reşat Nuri'lerinizi, Yakup Kadri7e-
rinizi belki binlerce, on binlerce okuyucuya yeni-
den ulaştırmak mümkün. Fakat öğrenim yıllanmız-
da bu kıymetli romancılanmızı bize o kadar sıkıcı
ders kitaplanyla verdiler ki, ben hep onlan oku-
yamayacağımı düşünürdüm. Sonra-bir tesadüf-
le Panorama'y/ okudum ve bu büyük roman kar-
şısında hayrete düştüm. Yakup Kadri Karaosma-
noğlu, bizim gümbür gümbür sürükleneceğimiz
inkılap düşmanlığını kaç sene evvel görmüş, evet,
kaç sene evvel ve bize bunu haykırmak istemiş.
Günümüzde satışı yüz binleri aşan romanlan,
biraz da merak dürtüsüyle ben de okumaya ça-
lışıyorum. Ne memleketin, ne bireyin meseleleri
galiba yazarian ilgilendirmiyor. Okuriarda birgir-
dapta kayboluyor. O girdapta Yakup Kadri'lere ulaş-
mak kolay mı sanıyorsunuz?"
Bilmem bir şey eklemek gerekiyor mu?..
Takvimde Iz Bırakan:
"Nereye baksam solgun bir bezginlik görüyo-
rum. Içimde her şey yırtılmış, parçalanmış."Gus-
tav Meyrink, Golem, Sezer Duru'nun çevirisi,
Yapı Kredi Yayınlan, 1997.
Mtm Portakal Onur Ödülleri veriMi
• Kültür Servisi - 38. Antalya Altın Portakal
Film Festivali'nde. 'Yaşam Bovu Onur
Ödülü' ve'Yıldınm Önal Anı Ödülü'ne layık
görülen sanatçılara ödülleri, törenle verildi.
Törende, yazar Necati Cumalı sinevizyon
gösterileriyle anıldı. Cumalı adma verilen
plaketi eşi Berrin Cumalı aldı. 'Ustaya
Saygı' bölümünde filmleri gösterilen ünlü
yönetmen Ömer Kavur'a plaketini Italyan
meslektaşı Piepaulo Saparito verdi.
'Yıldınm Önal Anı Ödülü' sinema-tiyatro
oyuncusu ve yönetmen Kerim Afşar'a emanet
edildi. Afşar, ödülü 39. Altın Portakal Film
Festivali'ne dek saklayacak. 'Yaşam Boyu
Onur Ödülü' ise yönetmen Sırn Gültekin,
oyuncu ve senarist Bülent Oran, Suna
Pekuysal ve Ediz Hun'un oldu.
Ifltft Zamanın İzinde' ttatya'daydı
• Kültür Servisi - Belgesel Yapımevi Ajans
21 'in 1999 yapımı 'Yitik Zamanm tzinde' adlı
sualtı arkeoloji belgeseli, Fransa'da ICRONOS
(Image-CRONOS) Arkeoloji Fihnleri
Festivali'nde 'En İyi Kazı Fihni' ödülünü aldı.
Toulouse ve Boston'dan sonra dün Italya'da 12.
Rovereto Arkeoloji Fihnleri Festivali'nde
gösterildi. Özcan Arca'rnn yönettiği fibni
Genco Erkal seslendirdi, metinlerini Zeynep
Oral kaleme aldı, yaprmcıhğını Nurdan Arca
üstlendi. Fitmin sualtı görüntüleri Dr. Don
Frey'e, kara çekimleri Mete Şener ve Gökhan
Kolsal'a, özgün müziğini ise Marc Marder'e ait.
'Yitik Zamanın İzinde', INA-Sualtı Arkeoloji
Enstitüsü'nün Bozburun-Selimiye Köyü'ndeki
1100 yıllık Bizans batığına yaptığı kazı sonrası
amforalann su yüzüne çıkanlmalannı ve
Bodrum Müzesi'nde sergilenmesini konu alıyor.
Mehmed Uzun'un kltabt tomatAh
• Kültür Servisi - Mehmed Uzun'un Gendaş
Kültür tarafından yayımlanan 'Bir Dil
Yaratmak' adlı kitabı. piyasaya çıkmadan
toplatıldı. Yaymevinin yaptığı açıklamada
kitabın daha önce de Belge Yayınlan tarafından
basıldığı ve hakkında herhangi bir soruşturma
açılmadığı belirtildi. 'Bir Dil Yaratmak',
Uzun'la yapılmış söyleşiler ve kitaplan
hakkında kaleme alınrruş yazılardan oluşuyor.