23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•mn. EKİM 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 posta: denlzsoni©ciBnhuriyeLcom,tr - Dünyanın yansı yoksulmuş... "Biri ver biri bakar kavaa bundan cıkar!" Giresun'da Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'nde atamalardan sorumlu şube müdürü Adnan Bıçakçı, neden görevinden alındı? Bıçakçı'nın görevinden alınmasıyla, Bulancak Yalıköy llköğretim Okulu öğretmeni Rukiye Şahin'in Giresun merkezde evinin yakınında ki Gazipaşa llköğretim Okulu'nda görevlendirilmek istemesi arasında bir bağlantı var mı? Şube müdürü Adnan Şahin, öğretmen Rukiye Şahin'in evinin yakınındaki okutda görevlendirilmesine, norm kadro uygulamasına tesrs düştüğü ve öteki öğretmenlere haksızlık yapılacağı gerekçesiyle karşı çıktığı için görevinden alınmış olabilir rni? Öğretmen Rukiye Şahin'le Demokratik Sol Parti Giresun Milletvekili Hasan Akgün arasında bir akrabalık bağı var mı? izim Amerikancılann, savaşı neden destek- lediği şimdi daha iyi anlaşılıyor.... Çünkü AmerikabiryandanAfganistan'ı biryandan da savaşa karşı çıkan Amerikalıları bomba- lıyor... Amerika, gerçek Amerikalılann tepesine bin- diğine göre besleme Amerikaltları daha beter edebi- leceği aşikâr! Kanada'dan Engin Aşkın'ın bildirdiğine göre, Ge- orge W. Bush'un en büyük destekçisi Ann Coulter, "National Revievv" dergisindeki yazısında "ABD'de- ki saldırıları soruşturmaya gerek yok... Bu saldırılan kimlerin yaptığını biliyoruz... Terörist ülkeleri istila et- meliyiz ve hepsinin dinini Hıristiyan yapmalıyız" di- yerek "düşünce özgürlüğü"nü sonuna dek kullanır- ken, Oregon Daily Courier gazetesinden Dan Gırt- rie ve Teksas gazetesinden Tom Gutting, köşe ya- zılarında savaşa karşı çıktıklan için işten atıldı. Terörsaldırılarının ardından iktidardaki Cumhuriyet- çi Parti'yle organik bağlantısı bulunan "Religious Beslemelere Right" adlı kuruluşun lideri rahip Pat Robertson, te- levizyon kanallan ve radyo istasyonlarını özgürce do- laşarak Islamın temel felsefesinin başka dinleri "gâ- vur" olarak saymak ve Kuran'dan ayet örnekleriyle Islamın barış dini olmadığını anlatmak gibi bir mis- yon üstlenirken, ABD televizyonlarının en ünlü kome- di programı sunucusu Bill Maher, Bush'a yönelik eleştiriler yapınca önce Beyaz Saray sözcüsü tara- fından uyarıldı, uyarıyı anlamayınca da program ya- pacak televizyon kanalı bulamadı! ABD ve Kanada'da beğeniyle izlenen karikatürist Garry Trudeau'nun Başkan Bush'u konu aian "Ha- fif Sıklet Bush" çizgi dizisi de "teröıie savaş"ın baş- lamasıyla birlikte iptal edilerek gazetelerde yayından kaldmldı. Los Angeles Times yazartarından Howard Rosen- berg, medyadaki savaş çığırtkanlığını kınadığı için henüz işinden atılmadı ama ölüm tehditleri almaya başladı. Bu arada CIA, "besteleri ortalığı karıştıran içerikta- şıdığı" gerekçesiyle, "hard rock" müziği yapan "Ra- ge Against the Machine" adlı grubun internet sitesi- ni kapattırdı. Hatta Amerika'da yerel yayın yapan üniversite rad- yolan bile eleştiri dozuna dikkat etmeleri konusunda uyarıldı ve yayın fonlannın kesilebileceği hatırlatılma- ya başlandı. Harper's dergisinin editörü John Ma- cArthur'a göre bütün bunlar Vıetnam Savaşı'nın yi- tirilmesinde medyanın başrolü üstlendiği kanısının hortlamasından kaynaklanıyor... öyleyada böyle... Bizim Amerikancılara kızmamak gerekiyor... Amerika kendi evlatlarını sustururken sözünü din- lemeyen beslemeleri gebertir alimallah! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutku@yahoo.com Siyasette yıllardır hep sağdan geçtik, o yüzden sollayamıyoruz geri kalmışlığı bir türlü! Dövizdeki tırmanışın nedeni Ekonomist Cahit Deniz diyor ki: "Dövizdeki tırmanışın nedeni ban- kalardır. Kasım 2000 krizinden bu ya- na bankalar sistemine yaklaşık 30 mil- yar dolar kamu kaynağı nakit olarak aktarıldı. Ayrıca, bu sektördeki spekülasyon ve maceraya dayalı işleyişi 'ekonomi- nin büyümesi' olarak sunan siyasi yö- netiminin yarattığı ekonomik krizin al- ternatif ek maliyeti 70 milyar doları aş- tı. Buna karşın bankalar sistemi kurta- rılamadı. Bunun iki nedeni vardır: Sendikasyon kredilerini ödeme va- delerinde döviz karşılığı kur farklarını bankaların karşılayamaz durumda bu- lunması ve bankalarda bulunan hiçbir vadeye bağlı olmayan döviz tevdiat hesaplannın, reel mevcutlarının karşı- lanabilir durumda bulunmasına daya- lı tartışmalar. Bu sorunu çözerek varlığını sürdür- mek isteyen bankalar dövize hücum ederek açıklarını karşılamaya çalış- maktadır. Bu şekilde ihtiyaç olan raka- mın en az 15 milyar dolar olduğu he- saplanmaktadır. Sorun, bankacılık kesiminin sistem içi ve dışındaki gerçek denetimi olma- dan çözülemez ve aynı kısır döngü de- vam eder. Bankalar Birliği ve BDDK'nin bu konuda bir işlev yürüttüğü-, nü ileri sürmek olanaksızdır. Dövizdeki ve bankalardaki te- met sorun budur." Üniversiteler Açıldı NEBİ CEYLAN Üniversitenin ilkgümü. Hava serin. Güz güneşinde bir kele- bek uçuyor. Rektör, eskonomik kıskaçtan, dünyanın en fakir ülkesineyağan bombalardan, terörden, savaştan acı duyu- yor; ama gelecekten umutlu. Ardından konuşan profesör: "Artık, herkes ne düş ündüğü- nü söylesin, farklı düşünceler de olsun, söylenebifsin. Ma- hatma Gandi, 'Duvarlar ol- masın isterim; duyabileyim dört biryandan gelen esintile- ri' dermiş. Biz de duyalım!" Bir alkış kopuyor; düşünce öz- gürlüğü, ülkemin kutsal özle- mi! "Üniversiteler, evrensel bilgileri üretmeli ve tüm insan- lığın mutluluğu için kullanma- iı." Yıtirilmiş yılların hüznüne i- nat, uçuyor kelebek. Yirmi gün önce de Piraziz'in Gökçeali Köyü'nde, fındığa mahkûm bu yöreye, Türki- ye'nin en modern köy okulu- nu yaptıran genç aydın, "Bizi yetişmiş insan beynf kurtanr! llle de okul, ille de eğitim" di- ye haykırırken aynı kelebekti yüreklerde uçan; sevinç ve umuttu... Emir Yücel llköğ- retim Okulu öğrencisi Nesrin, "Kitaplığı, laboratuvan, bilgi- sayarları, uzaktan eğitim ola- naklan olan böyle bir okulu bi- ze çok görmesinler" demez Tii, ulusal bütçeden eğitime aynlan payın yüzde 2.2 oldu- ğunu bilirmiş gibi! Karadeniz aktı gözlerden. Dertlendik. Üniversiteler açılırken yine dertliyiz. Milyonlarca genç; üniversitelerin dışında kalakal- dı. Ortalıkta. Işsiz ve meslek- siz. Suçluluk duygusu içinde, yenik, ezik; üstelik suçsuz... Ya, haftada on milyon lira üc- retle sanayide çalışan on beş yaşındaki çocuklarımız? Ba- kanlar, TBMM'nin önündeki ağaca kendini asan 19 yaşın- daki Çorumlu simitçiyi gör- müştür. Iş takipçileri, ihale kurtları, köşe dönücü ölü so- yucular... Görmüştür. Nere- deyse tüm memurlar, yoksul- luksınınnın altında... Bütçede 30 katrilyon açık... Ve yirmi milyon insanımız açlık sınınn- da... Açlık bu, heeey, açlık! Ki- şi başına2261 dolar... Gabon neresi bilir misiniz, işte orada- kilerden de yoksul, Ata- türk'ün çocuklan! öfkeliyiz. Adriyatik'ten Çin Denizi'ne... Yalanları ve Bitlis- Mutki yolunun kapalı olduğu gerçeği ile gelip geçti ömürler. Sen mezhepleri çatıştır, sa- man altından tarikat yürüt... Ülkede herkes aynı ırktandır diye diret; dilleri, kültürleri ve varlıkları yok say; gerçeği söy- leyenlere dünyayı dar et, son- ra AB'ye gireceğim diye bir- denbire çağdaş, aydın, ilerici önder pozlanna bürün; hepsi- ni kucaklargörün. Utanmaz ve çirkinsin! Feodal düzenin sul- tasını, tüm emekçilerin sömü- rülüşünü, eğitimsiz bırakılmış- lığı görme; aptalca bir ırkçılığa sarılıp emperyalizmin tetikçili- ğini yap. Faşist kukla! Oluk gi- bi akan kandan, kinlerçimlen- diyse eğer, ondan sen sorum- lusun. Bu halkın bir dini yoktu sanki, sondan bir sonraki pey- gamberliğe soyundun. Inancı ve inanmama özgürlüğünü aynı kefeye koyup "0 senin bileceğin iş, devlet bu işe ka- nşmaz" diyecek yüreğin de yoktur, namusun da, aklın da. Ülke onca yılını bir başörtüsü kâbusuyla geçirdi. llle bu iş- ten kâr sağlayacaktın, sağla- dın da. Gözünü toprak bile do- yurmaz senin; sen, ahreti bile soyarsın. Halkımın özgürce yaşadığı inancın adını teroriz- me bulaştıranla aynı topun ku- maşısın. Sen de kapkara bir canavarsın. Çocuklann gön- lünce defter kitap alamadığı ülkemde, en pahalı kâğıtlara basılan dergilerin demirbaşı, sanatı malum "sanatçı"; maf- ya, vurgun, soygun, uyuşturu- cu tayfasının kuryesi, kapat- ması... Adını (çok modaya) In- giliz imlasıyla yazayım da se- vin, üryan "shebek"\ Sen sa- natçıysan Yaşar Kemal'e, Suna Kan'a.. başka bir san bulmalı. Uydular, televizyon- lar, rotatifler; etinin saymaya utandığım cümle dokusunu, pis kokusunu, vıcık vıcık yayar da sen herkesi alık ve kendi- ne hayran sanırsın. Aldanırsın. Biliriz; sen, Pompei'de de var- dın, Sodom ve Gomore'de de. Tümünüzü "sen" ortak pa- rantezine aldığıma bakma. Sen belirli ve tek bir kişi degil- sin. Her biriniz, bir özel ve re- zil mozaikte birer çirkin pulsu- nuz. Siz, düşünce yoksulu ka- ranlıklarda üretilip üstümüze salındınız, ülkemizeyayıldınız. Şarbon, yeni icat; siz hep var- dınız. Gölgenizde özgüriükle- rimiz, düşüncelerimiz, türkü- lerimiz, dillerimiz, inançlarımız yasta; nallerimiz perişan. "Ka- famıza akıl mı konmadı; önü- müze sandık mı" diye dövü- nüyorsak, yenildik sanmayın. Çocuklanmızla, gençlerimizle, okullarımızla direnmekteyiz. Güz gelse de geç değil, bunun sonrası da var. Hele bir aklın, özgür düşüncenin günleri gel- sin. "Dahili ve harici bedhah- ları" bir kere yenen ulus, elbet bir daha yener. Yeneceğiz! Se- ni yaşamdan sileceğiz! ÇİZGÎLÎK KÂMtL MASARACl TARtHTE BUGÜN MI MTAZ ARIKAN 23 Ekim «MAVİALEtf/AI H/Z REKORUİ 1$7O'TS BUGÜN, AhAEflİKAU SÜZÜCÜ 6A8EUCH, ÖZ£L OCABAK İMAL £DİL*tİ? ÜÇ T£KE&t-£KL' A*ACrYM, PÜNYA KAfZA HtZ &EKO&JNU K//BMfÇn.. i i umu ŞYAcer/'A/C£ SUU/NAN /ajeu- MUÇ SÜYÜtC TUZ (SÖCÜ YAV4Ğ//V&A& PİSTTE, OU46A/JÛSTÜ SİR. MfZA ULAŞAU "8LUS fiLAM£*(MA(/f <4i£V) APU O7O- MO6İL, KOKtr MOTOOUYLA ÇAL/f- SAATTB f.OOt DEGERLI GENÇLER, ÇAĞIN GERİSİNDE KALMAYIN !.. Nasıt olsa kullanacaksınız veya kuilanıyorsunuz şu BÜgİSayan 1-2 PARMAKLA DEĞİL; BAKARAK DEĞİL; Onparmakla + BakmadSn kullanmayı öğrenin !.. lilinçli öğrenmezseniz; Zamanınızın ve gözterinizin de değeri yoksa; 5 dakikahk işi 25 dakikada yaparsınız; YaşaminiZ boyunca 14 Diaya Rakerı \www sampıyon-kurslari.com.tr - sampiyon@superonline.coi ONPARMAKLA + BAKMADAN BILGISAYAR KULLANIMI İŞLETMENLİK + MUHASEBE DAKTİLO + YABANCI0İL ESKI FIYATLARLA Beyazıt 517 92 57 Kadıköy:336 11 50 Şışiı 230 90 37 Bakırkûy 56129 06 517 92 58 (216) 338 08 42 234 30 49 5713131 TC BAKBRKÖY 5. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN EsasNo: 1999/484 KararNo: 2001/445 Davacı Mediha Tülin Teber vekili Av. Hakan Karakuş tarafından davalı Abdul- mecit Teber aleyhine açılan boşanma da- vasında, Mahkememizce Bahçelievler ilçesi, Bahçelievler Mah. Cilt: 0007, K. Sıra No: 0997'de nüflısa kayıtlı Necdet kızı 1956 doğumlu Mediha Tülin Teber ile eşi Alaattin oğlu 1954 doğumlu Abdul- mecit Teber'in boşanmalanna, Istenmediği bildirildiğinden davacı ya- ranna nafaka takdirine yer olmadığına, peşin harçtan eksik kalan 1.370.000.-TL karar harcının davacı taraftan alınması- na, Davacı vekili için 42.000.000.-TL ve- kâlet ücreti takdiri ile davahdan alınıp davacı tarafa verilmesine, 10.660.000.-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa veril- mesine, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı taraf yokluğunda kanun yollan açık ol- mak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldığına dair 20.9.2001 tarihinde ve- rilen karar, davalı Abdulmecit Teber'in tebligata sarih açık adresi olmadığmdan mahkeme karannm kendisine tebliğ ye- rine kaim olmak üzere ilanen tebliği rica olunur. 12.10.2001 Basın: 60805 KUZCUNCUK'ta SATILIK MÜSTAKİL EV 3 katta toplam 120 m2 , doğalgaz kombili, ebeveyn banyolu, bahçeli, manzaralı, dekorasyonlu 135 milyar TL. Tel: 0 212-513 84 60 Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. R. NUR K.4ŞKIR Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ERHAN ÜMtT KARAMEHMETOĞLU TIPTAUZMANLIKEĞrrİMİ2001-TUS EYLÜLDÖNEMİ EK YERLEŞTİRMEYE KATILMAK İSTEYENLERİN DÎKKATİNE 2001 Tıpta Uzmanlık Eğitimi (TUS) Eylül Dönemi sonunda boş kalan kontenjanlara Ek Yerleştirme yapılacaktır. Kayıt yaptınlmayan veya yerleştirmeden boş kalan kontenjanlann listesi 23 Ekim 2001 tarihinde ll Sağlık Müdürlüklerinde hazır bulunacaktır. Ek Yerleştirme kontenjanlanna başvurmak isteyen adaylar. Başvurma Formunu Ek Yerleştirme Boş Kontenjan Listesine bakarak doldurup 29 Ekim 2001 tarihinde merkezimizde olacak şekilde Acele Posta Senisiyle veya taahhütlü olarak posta ile gönderecek ya da elden teslim edeceklerdir (Faks kabul edilmez). 2001-TUS Eylül Dönemi Ek Yerleştirme kontenjanlanna başvurabilmek için aşağıdaki koşullann tümünü karşılamak gerekir. a) 15-16 Eylül 2001 tarihlerinde yapılan 2001-TL T S Eylül Dönemi smavlanna girmiş olmak (Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastanelerindeki Halk Sağlığı ve Aile Hekimlığı programlannı tercıh edecek adaylann 18 Eylül 1999. 11 Aralık 1999, 15 Nisan 2000, 16 Eylül 2000, 14 Nisan 2001 veya 15 Eylül 2001 tarihinde yapılmış olan Yabancı Dil Smavından geçerlı puana sahip olmalan gerekir). b) 2001-TUS Eyiü) Dönemi sonunda hiçbir programa yerleşmemış olmak. c) Ek Yerleştirmede tercih edilen programın 2001-TUS Eylül Dönemi merkezi yerleştirme sonunda oluşan aynı puan türünde en küçük puanına eşit veya daha yüksek bir puana sahip olmak. Adaylar. Başvurma Formunu ve Ek Yerleştirme Boş Kontenjan Listesini II Sağlık Müdürlüklerinden, KKTC'de oturanlar ise "Bedret- tin Demirel Caddesi. No: 101. Lefkoşa/KKTC" adresindeki ÖSYM Temsilciliğinden, 23-29 Ekim 2001 tarihleri arasında alabilirler. Adaylar. 2001-TUS Eylül Dönemi Ek Yerleştirme ile ilgili danışma içm 298 80 50 (ÖSYM-Ankara) numaralı telefona başvurabilırler. ÖSYM BAŞKANLIĞI Basın: 60387 KALEM METtN ERKSAN Para Uygarlığı Kaçımlmaz Sonuna Yaklaşmaktadır Bu yazının başlığını oluşturan yargı; Amerika'da Gökdelen mimarisinin yaratıcısı, büyük ve zengin mi- mar Frank Uoyd VVright'ın (1869-1959) düşüncesi- dir. F.L. VVright Amerika'mn çeşitli şehirlerinde ve kır- salında, Amerikan para babalanna yıllarca muhteşem (görkemli) oturma ve işyeri konutlan yaptı. Bu yaptığı işlerden büyük paralar kazandı. Amerikan mimari ta- rihleri F.L. VVright'ın yaratma yeteneğini ve istencini (iradesini); tavizsiz (ödünsüz) ve inatla (dirençle) sür- dürdüğünü yazartar. Bu nedenden ötürü büyük mima- nn yaşamı para babalarıyla yaptığı tartışma ve kavga- larta doludur. Laik Türkiye'de yapamadığı; çağdaş, çarpıcı, müt- hiş güzellikte, anrtsal biryapı olan görkemli camiyi, Su- udi Arabistan parasıyla şeriat yasalanyla yönetilen Pa- kistan'ın Islamabad şehrinde, Ziya Ül Hak dönemin- de yapan Türk miman Vedat Dalokay bir yazısında şöyleiletmişti. "Istanbul'a birçokkezgelen F.L. VVright şu düşüncesini söylemiştir Dünyada iki büyük mimar var olmuştur. Bunlardan biri Mimar Sinan, diğeri F.L. VVright'tır". Haftada bir yayımlanan köşem için yazdığım bu ya- zının başlık adlannı sırasıyla şöyle düşündüm. /11 Ey- lül 2001 / Ikinci Milad /11 Eylül'den önce-11 Eylül'den Sonra / Pax Para-Para Barışı (Pax Romana-Roma Ba- nşı, Pax Amerikana-Amerikan Barışı gibi) / Yok Olan İki Kârhane / (Kârhane: Farsça bir sözcüktür. Farsça Kârhane sözcüğü Osmanlı dili yapısı içinde kullanılmış- tır. Farsça ve Osmanlıca Kârhane sözcüğü; içinde kâr edilen konut veya işyeri demektir). Sonra; F.L. VVright'ın bir yargısını bu yazımın başlığı yaptım. New York'ta 11 Eylül 2001 'de terör saldınsı sonun- da iki gökdelen yok oldu. Terör elbette vahşiliktir, barbariıktır, cinayettir. Akıl, düşünce, bilgi, vahşilikten, barbarlıktan, cinayetten yana olamaz. Ama terörü lanetleme ve kötüleme, te- rörü oluşturan nedenleri bilmemize, geleceği düşün- memize engel değildir. Para uygariığının sonu gelmiştir. Tüm dünya ve Tür- kiye için bundan sonrası, bundan öncesi gibi olmaya- caktır. Dünyada mekân, ahrette iman tekerlemesi- nin oluşturduğu bencil inanç iflas etmiştir. 11 Eylül 2001 olayından öğüt alarak, bizim her şeyden önce; Türk ulusunu, Türk ülkesini, Türkiye Cumhuriyeti dev- letini düşünmemiz zorunludur. Biz ancak bu üç olgu- nun içinde var olabiliriz. Amerika, Avrupa Birliği ve di- ğer ülkeler bırakalım kendilerini kendileri düşünsünler. Yetmiş milyonluk Türkiye'yi yöneten devletin, siyasal yetkenin, yasama, yargı, yürütme erklerinin bundan sonra yalnız ve yalnız ulus'u, ülke'yi ve devlet'i düşün- meleri gerektir. Dolar maaşlı güdümlü kişilerin yönettiği televizyon açıkoturumlannın oluşturduğu düşünce ortamı ile, Tür- kiye ancak bu trajik sonuca ulaşır. Türkiye'nin 11 Ey- lül 2001 faciasından alacağı çok dersler vardır. Insanın içinde bulunduğu ekonomik koşullar, insa- nın toplumsal davranışlarını yönlendirir. Yani kısacası tok açın halinden anlamaz. Şimdi Türkiye'de herke- sin; toklan ve açları, tokluğu ve açlığı düşünmesi za- manı gelmiştir. Friedrich Engels (1820-1895) Ailenin, Özel Mül- kiyetin ve Devletin Kökeni adlı kitabını, Amerikan ta- rihçisi ve insanbilimcisi Levvis Hennry Morgan'ın (1818-1881) Ancient Society-Eski Toplum adlı kita- bından bir alıntıyla bitirir. Ben de bu yazımı Engels'in kitabındaki bu alıntıyla bitirmek istiyorum. Engels ki-- tabını şöyle bitirir. "Ve şimdi; sonuçta, Morgan 'ın uygariık üstündeki düşûncelerini yazarak kitabımı bitiriyorum. Üygarlığın doguşundan bu yana; mülkiyet artışı o kadar büyük, mülkiyet biçimleri o kadar çeşitli, mül- kiyet kullanımı o kadarsınırsız, mülkiyetin mülksahip- leri yaranna yönetimi o kadar arttı ki, mülkiyet mülk- süzlüge karşı zorba bir güç haline geldi. İnsan aklı, kendi yarattığı güç karşısında, şaşkın ve çaresiz kal- dı. Bir zaman gelecek; insan aklı mülkiyete egemen olmak için yeter derecede güçlenecek ve devlet ta- rafından korunan mülkiyet ilişkilerinin ve mülkiyet hak- lannın sınıriannı saptayacaktır. Toplumun çıkarian, kişisel çıkariardan daha önem- lidir. Toplum ve kişi çıkariannın doğru ve uyumlu bir denge içinde olması gerekir. Gelişme; geçmişin ya- sası olduğu gibi geleceğin yasası olacaksa, mülkiyet tutkusu insanlığın değişmez kaderi değildir. Üygarlı- ğın başlangıcından berigeçen zaman, insanlığın geç- mişinin çok küçük bir bölümünden, insanlığın gele- ceğinin çok küçük bir bölümünden başka bir şey de- ğildir. Toplumun yok olması olanağı, insanın tekama- cının mülkiyetolduğu tarihselbir dönemin sonu olup, korkutucu bir konumda önümüzde yükseliyor. Çün- kü böyle bir dönem, kendi yok oluş nedenlerini ken- di içinde saklar." 1 2 3 4 5 6 7 B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S SOLDANSAĞA: 17 Hayal gü- cüyle yaratıl- mış şey. 2/ Ücretle çalı- şan kimse... Öd şey arasın- daki bağuıtı. 3/ Futbolda 6 kaleye doğru 7 8 yapılan sert vuruş... Mad- rid'de bulu- nan dünyanın en ün- lü müzelerinden biri. 4/ Düşünülenin ter- sini söyleyerek edi- 3 len alay... Pasak. 5/ 4 Dışa vuran sevinç... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/ Bir no- ta... Hamamlarda müşterileri kesele- yip yıkayan erkek. II "Yalnız — ": Ömer Seyfettin'in öykü kitabı... An- lamlı iz. 8/Pelerinli bir çeşit palto... Duman leke- si. 9/ "Bütün kusurumu — gizliyor/Merhem ça- hp yaralanm düzlüyor" (Âşık Veysel). YUKARIDAN AŞAĞIYA: V Birçok Avrupa ülkesinde parlamentoya girme- yi başaran, "çevred" hareketin siyasal kanadı. II Bir tür iri hıyar... " — Inan": Tarihçirrüz. 3/ Çok büyük ve zehirsiz bir yılan... Kişinin öz benliği. 4/ Şarkı, türkü... Kesintilerden sonra kalan mik- tar... "Uzunçalar" da denilen plaklan belirrmek- te kullanılan kısaltma. 5/ Ortaoyununda Ka\Tik- lu ile konuşarak oyunu açan kimse. 6/ Sık gözlü ag... Yabancı... Sodyum elementinin simgesi. 7/ Uzak... Adları sıfat yapan bir yapım eki. 8/ Tifo gibi bazı hastalıklara eşlik eden kas zayıflığı. 9/ Bir çeşit spor ceket... " — insanı boğar, ateş ya- karmış" (C.S. Tarancı).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle