22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14EKİM2001 PAZAR HABERLERtN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT AKCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Yazılı medya Afgan savaşında bir gün nefes aldı. Kendimize döndük. Sürünen vatandaşa yeni yükümlülüklerin planlandığı manşetlere tırmandı. Kafasını uluslararası terörle ABD'ye hoşgö- rünmeyi planlamaktan kaldıramayan Başba- kan'ın umursayıp umursamadığı belli olmayan bir başka konu yine gündemde. Açlık sınırının 292 milyona dayandığı haberleri ön sayfalar- da yer almaya başladı. Yabancının ağzına bakan Türkiye'de, sorun- lanmızı gün gelir aşacağımıza nasıl inanaca- ğız? Taze örnek ortada. Hafta sonu piyasalar ka- pan/rken inme eğilimi gösteren dolarla faizler birden yükselişe geçti. Nedenini hemen sonra öğrendik. Ikinci Baş- kan Anne Krueger'in "Türkiye için yapabile- ceğimizı yaptık" demesinin üzerinden bir haf- ta geçti geçmedi; IMF Başkanı Horst Köhler, önceki gün "Ek maliyardım için henüz çok er- /ten " diye buyurdu. Haydaaa, dolar ve faiz yu- kan. 7-8 milyar dolar kadar ek kredi almazsak Derviş'in saçsız başı kadar "vaziyetimiz kel!" Bu hükümetle güven sağlanamayacağını, bu hükümetin dar gelirlinin boğazından elini çekmeyecegini bile bile... Son durumu ince- lemek amacıyla ekonomiyle ilgili bakanlarla konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, bütün iyini- yetiyle hükümetin "piyasada güven sağlama- smı ve dar gelirii kesime refahı göz ardı etme- mesini" salık verdi. Cumhurbaşkanı'nın özetie "fakiri unutma, vergiyi hafiflet" söyleminin medyada yer aldı- ğı gün; Maliye Bakanlığı'nın bir yığın yeni ye- ni vergi üzerinde "çalıştığını" içeren -doğru ve- ya yalan- hükümetteki dış kaynak patentli ni- yetleri yansıtan haberler ön plana geçti. Olası gelişmeler ve yaşanan gerçekler tam bir yutturmaca edebiyatının egemen olduğu "Bu ülkede hiç mi iyi şeylerolmuyor" diye eleş- tiriye kafa tutan eski-yeni siyasetçilerin dikka- tini çekmiyor mu acaba? Ya bu örnekler Çekmediği besbelli ve örnekleriyle ortada. Milletvekili maaşlarını diledikleri zaman iste- dikleri kıvama getirmelerini sağlayacak yeni anayasa hükmünden sonra toplumda patlak veren derin tepkinin etkisiyle TBMM'de alela- cele "maaşlan en yüksek devlet memuru" dü- zeyine getirme çabasının aslı astarı nedir? Işte: Cumhurbaşkanı, milletvekili maaşlarını arttırmayı sağlayan yeni anayasa maddesine karşı. Ya anayasa değişiklikleri ya maaşlar di- ye dayatmış olması olası. Başbakan'ın ya da TBMM Başkanı'nın Çankaya görüşmelerinde kulaklarına kar suyu kaçmış, referandum ko- kusu almış olmalılar kı; büyük bir hızla -Ece- vit'le Başkan Izgi arasında bugüne dek görül- memiş bir trafik sonucu- maaşlan eski düzey- de tutan yasa Meclis'ten geçirildi. Bu, eskilerin zevahiri kurtarmak dedikleri cinsten bir olay. Zira; başta hükümet ve TBMM'yi oluşturan partiler, milletvekili maaşlarında ilk fırsatta di- ledikleri yükselmeyi yapmaya gerçekten kar- şı iseler, yeni bir değişiklik paketinin hazırlan- dığı şu günlerde anayasaya yerleştirdikleri ma- aşla diledikleri gibi oynama yolunu açan ilgili maddeyi kaldırmaya girişeceklerini açıklamak zorundalar. Anayasadaki hüküm baki kaldıkça, maaşla- n eski düzeyde tutan yasa tam bir aldatmaca, yutturmaca! Yutturmacalar etiği ABD'den yansıyan kimi haberlerde de görüldü. Terör, dokunulmaz sandığı kimliğine vurunca, ifade özgürlüğünün kalesi ABD'de, örneğin Kod Adı Kılıç Balığı gi- bi filmler, TV'lerden Bin Ladin'li açıklamalar yasaklandı. Bu arada, "Türkiye'nin VVashington'da Bü- yükelçi konutunun bulunduğu alanda PKK'nin yedi ay önce, evet yanlış okumadınız, tam ye- di ay önce kurduğu protesto çadın, büyükel- çiliğimizin girişimleriyle ancak bir iki gün önce o da güvenlik gerekçesiyle kaldınldı". Açıklamalara göre; ABD yönetimi, Türki- ye'de 15 yıl kan döken, milyarlarca dolara ve binlerce şehide mal olan PKK'nin protesto ça- dınna 7 ay "ifade özgürlüğü çerçevesinde" izin verdi. ABD, işte böylesi bir ABD. ABD'nin "inandıklarına, sorgusuz sualsiz inandığını" açıklayan Başbakan da bizim Baş- bakanımız! Sezer'in uyanlan BakanlarKurulu 'nda ANKARA (Cumhıı- riyet Bürosu) - Özelleş- tirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karako- yunlu'nun, Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Se- zer'in özelleştirme çalış- malanna Uişkin uyanla- nnın yeni hazırlanan ya- sa taslağına nasıl yansıtı- lacağına Uişkin Bakanlar Kurulu'na bilgi sunacağı öğrenildi. Ekonomiden sorumlu bakanlardan aldığı bri- fing sırasında, özelleş- tirme çalışmalannda is- tihdamın ve üretimin de- vamının önemine işaret eden Sezer, bunun göz ardı edilmemesini iste- di. Sezer, "Anadolu il- lerindeki bazı özeüeş- tirmelerde, arazi amaçlı satın almalar oluyor, sonra da fabri- ka kapatılıyor. O ne- denJe şehrin ekonomi- si, hayat damarı kuru- yor" uyansmda bulun- du. Devletln çıkarı gözetllecek Toplantıda, bu görüşe katddığını ifade eden Ka- rakoyunlu, kendi döne- minde özelleştirilecek fabrikalarda istihdamın ve üretimin devamını "asü şart" olarak koşa- cağını, ancak ekonomik ömrünü tamamlamış ku- ruluşlarda da "devletin çıkarını" gözetecekleri- ni söyledi. Karakoyunlu, özelleştirmelerde fabri- kamn işletilmesi ve o bölge ekonomisinin ge- lişmesi yönünde çalışa- caklannı, bunu da tasla- ğa aktaracaklanm kay- detti. Derviş'in yıldızı söndü• Baştarafı 1. Sayfada hayvancılığa kadar olumsuz et- ki yaratacak ŞekerYasası çıka- nldı. Şeker fabrikalanmn özel- leştirilmesinin zemini yaratıldı. • Telekom'un yüzde 100'- ünün özelleştirilmesine yönelik yasa çıkanldı. • Tekel'in özelleştirilmesi ve tütün üreticısınin yok olmasını sağlayacak, Türkiye'de tütün ekımını yok edecek TütünYasa- sı'm Cumhurbaşkanı iade etti. • Doğalgaz sektörünün piya- saya açılmasına yönelik yasa çı- kanldı. Işletme hakkı devir iha- lelerinin süresi 31 Ekim tarihi- ne kadar uzatıldı. Bu şirketlerin ödeyecekleri KDV yüzde 1 'e in- dirilerek kaynağa ihtiyacı olan devlet trihyonlarca liradan vaz- geçirildi. • Takas operasyonuyla, 9.8 katrilyon lirahk kâğıt 3-5 yıl va- deli dövize endeksli kâğıtlarla değiştirilerek bankalann açık pozisyonlankapatıldı. Devletin döviz riski arttınlırken bankala- ra aktanm yapılmış oldu. Dev- let dolar üzerinden borçlanma- ya başladı. Kamuya olan borç yükümlülükleri uzun vadeli kâ- ğıtlarla ertelenerek borçlanma rahatlatıhnaya çahşıldı. Piyasa- dan alınamayan borç için kamu bankalanna başvuruldu. Dolarla oynayana cezaADAPAZARI (Cum- huriyet) - TOBB Başka- nı Rifat Hisarcıklıoğlu, Merkez Bankası'nın do- larla oynayanlan ceza- landırmasını istedi. Dal- galı kur politikasmm be- lirsizlik yarattığım söy- leyen Hisarcıklıoğlu, "Döviz kuru çapadan, dalgadan, yani deniz- den kurtarılmalıdır" dedi. Programın hedef- lerine ulaşmadığını da vurgulayan Hisarcıklı- oğlu, "Derin bir dur- gunluk içinde yüksek enflasyon yaşayan bir ülkede ekonomi poüti- kalannın başansından söz edilemez" dıye ko- nuştu. Hisarcıklıoğlu, sı- kıntmm "sistemden" kaynaklandığını belirte- rek "Pariamentoda 550 milletvekili içinde 220 işadamı var. ışadamla- n pariamentoda temsil ediliyor. Sıkıntı sistem- de. Siyasi partiler ve se- çim yasası değişmeden sistem değişemez" de- di. Üretime dönülmell TOBB Ticaret ve Sa- nayi Odalan Konsey Toplantısı dün Adapaza- n'nda gerçekleştirildi. TOBB Başkanı Hisar- cıklıoğlu konuşmasında, Türkiye'nin üretime yö- nelmekten başka çaresi- nin kalmadığım söyledi. Bu yıl vergi gelirlerinde yüzde 12'lik bir düşüş yaşandığmı vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türk ekonomisinin yapısmı dikkate almayan politi- kalann krizlere neden ol- duğunu bildirdi. Türkiye'nin gelişmek- te olan ülkeler içinde 81. sıraya gerilediğini kay- deden TOBB Başkanı şöyle devam etti: "Bu- gün iç borç stokunun çevrilmesi önemli bir sorundur ve yüksek fa- izlerin nedenidir. Ser- maye yatırımları güven bunalımı nedeniyle yüzde 23 azaldı. Protes- to edilen senet sayısı ise yüzde 76 arttı. 2000 yı- lının Eylül ayında ka- panan flrma sayısında yüzde 37'lik bir artış görüldü. Finansman karaborsası oluştu. Ra- dikal değişiklikler ya- pılmazsa bu tablo daha vahim bir hal alacak." Merkez Bankası'nın döviz kurlannda mani- pülasyon yaparak kâr el- de edenleri cezalandır- masıru da isteyen Hisar- cıklıoğlu, finans ve üre- tım danışma kurulu oluş- turulduğunu anımsata- rak şöyle konuştu: "Bu kurul flnnalan- mızın bankalara olan kredi borçlarının yeni- den yapılandınlması için bir öneri paketi ha- zu-iadı. Bu paket hükü- mete sunulacak." Sıkıntılar yeni degll Devlet Bakanı Faruk Bal da yaptığı konuşma- da, Türkiye'nin son 10 yıl içinde sürekli ekono- mik sıkıntılar yaşadığını belirterek bunun sonu- cunda da ekonomide is- tikrarsız bir tablo ortaya çıktığmı söyledi. Ankara'da sorun varHACER BOYACIOĞLU MURAT UYGUN ADAPAZARI - Gümrük Müsteşan Nevzat Saygılıoğlu, bürokrasi ve devlet yönetimine ağır eleştiriler getirdi. Bürok- rasinin siyasi otoritenin karar- lılığını algılama sorunu oldu- ğunu belirten Saygılıoğlu, "27 \ ıilık bir bürokrat olarak bu gidişattan kaygılıyım" dedi. Bürokraside çok başlılık oldu- ğunu kaydeden Saygılıoğlu, "Ankara'da sorun var" diye konuştu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Adapaza- n'nda gerçekleşen Sanayi ve Ticaret Odalan Konsey Toplan- tısı'na katılan Saygılıoğlu, tüm kesimlerin sorunlan olduğunu söyledi. Türkiye'de gayrisafi milli hasılamn yüzde 19'unun faize girtiğini vurgulayan Say- gılıoğlu, faizin nedeninin de devletin büyük yapısı olduğunu savundu. Saygılıoğlu, "Eko- nomi kamuya kaldıracak noktada degildir. Artık had- dinden fazla büyüdü ve ken- di kendini yeme noktasına geldi" dedi. Algılama sorunu var Türkiye'nin gidişinin sağlık- lı olmadıgını da söyleyen Say- güıoğlu, şöyle devam etti: "Bü- rokrasinin, hükümet politi- kalarını, siyasi otoritenin ka- rarlılığını algılama sorunu var. Bürokrasi kaygılı ve ne yazık ki bürokraside çok baş- lılık var. İşlemeyen sistem bü- tün yapıyı engelliyor. Anka- ra'da sorun var." Türkiye'nin 1990-2000 ara- sında önce Körfez krizi, sonra terör ve depremle yıkıldığını belirten Gümrük Müsteşan, "10 yılda 200 milyar dolar kaybettik" dedi. Saygılıoğlu, bankalann dışardaki paralan- nın yıl sonunda 7 milyar dola- ra ulaşacağını, yastık altında ise 30-40 milyar dolar büyüklü- günde bir paranın bulunduğunu söyledi. Tbpiantıya katılan Halk Ban- kası Genel Müdürü Emel Ça- bukoğlu ise kriz döneminde bankacılann yasal çerçevenin dışında tutuhııası gerektiğini savundu. "Yapılandırma sü- recinin başında biraz daha inisiyatif kullanabilir hale gelmeyi istedik" diyen Çabu- koğlu, "Bu, krizin gerçeği- dir" dedi. Çabukoğlu şöyle de- vam etti: "Bugün geldiğimiz nokta- da tüm banka yöneticileri için yasal çerçeve olağanüstü ko- şullar geçene kadar kaldınl- mahdır. Krediler kriz ortamı- na göre yapılandınlmalı ve bunu yapanlar olağan günle- rin kurallanyla sınırlandınl- mamabdır." Bal: Devlet yapısı hantal Devlet Bakanı Faruk Bal, toplantının ardından gazeteci- lerin Gümrük Müsteşan Saygılıoğlu'nun konuşmasını ammsarmalan üzerine, "Bürokraside devlet yapısın- da bir hantallığın olduğu doğrudur. Bunu yeniden yapılandırma dediğimiz süreç içinde değerlendirmek gereldr. Hükümet bu yönde ciddi adımlar atmaktadır" dedi. Rabıta, teröristlere kaynak aktardı Ehliyetimi kaybettim hükümsüzdür. Yücel Kayık. Haber Merkezi -Te- rörist gruplann mali kaynaklannı kurutmaya yönelik önlemler çerçe- vesinde Amerika Hazine Bakanlığı'nın yayımla- dığı, "terörist faaliyet- lerde bulunan ya da fi- nanse eden şüpbeli ldşi ya da kişiler" listesinde şeriatçı Rabıta örgütü- nün de yer aldığı bildi- rildi. Amerikan yönetimi aldığı karar doğnıltusun- da 39 kişi ve örgütün malvarlıklannı dondur- muş, bu karara Ingilte- re'de destek vermişti. ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill'in açıkla- dığı yeni listede yer alan 39 örgüt arasındaki Ra- bıta. Suudi terörist Usa- me bin Ladin'in El Ka- ide örgütüne para akta- ran yardım kuruluşlan ve işyerleri arasında yer aldı. AFP'nin haberine göre, Pakistanlı yetkili- ler yayımlanan listede y- er alan 4 örgütle illgili araşrmna başlattıklannı açıkladı. 1980lerden bugüne Edinilen bilgilere gö- re, 1980'lerin başından itibaren Afganistan'a yönelik yapılan "cihat" çağnlannın ardında Ra- bıta örgütünün önemli desteği bulunuyor. Usa- me bin Ladin Suudi Ara- bistan'da Kral Abdülaziz Üniversitesi'nde okur- ken hocası olan Abdul- lah Azzam'ın aynı za- manda "şeriatçılık esa- sı üzerinde bir tslam devletleri birliği kur- ma" amacını taşıyan Rabıta örgütünün "eği- rim bölümü" sorumlu- su olduğu ortaya çıkmış- tı. Daha sonra Abdullah Azzam'uı, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine gittiği Pe- şaver'de, dönemin Pakis- tan Devlet Başkanı Ziya ül Hak'm sorumlulu- ğunda yürütülen ve tüm dünya Müslümanlanna Afganistan'da savaşma- lan için "cihat" çağnsı yapılması projesinin ba- şına geçtiği belirlendi. Bu çerçevede özellikle Amerika ve Suudi Ara- bistan'dan gelen parasal kaynaklar ve silahlarla Peşaver'de "mücahit kamplan" oluşturuldu. Fransız Bilimsel Araştır- ma Merkezi yöneticisi Gilles Kepel'e göre, 1988 yılında Rabıta'nm bu uğurda verdiği para- sal yardım 445 milyon Suudi Riyali'ne ulaşıyor. Aynca, Rabıta'nın Af- ganlıların "şeriat eğiti- mi" alabihneleri için bölgede 159 Kuran kur- su ile 85 Islami okul aç- tığı da saptanan bilgiler TğF Cumhuriyet L V kitap kulübû KİTAP DÜNYASI FUARI'NDA 6 - 14 EKİM 2001 I.MZA GUNLERl I2EKİMCUMA EROLMANİSALI 17 00-18 30 13 EKİM CUMARTESt ÜMİTZİLELİ 16.00-17.30 TOKTAMIŞATEŞ 18.00-19.30 14 EKİM PAZAR OKTAYAKBAL 14.00-15.30 ERDOĞANAYDIN 16.00-17.30 KONFERANS 14 EKİM PAZAR ERDOĞANAYDIN 17.00-18.30 Konu: Türkiye'de Tarih Bilincinin Sorunlan Dolmabahçe Kültür Merkezi Beşiktaş - İSTANBUL arasında. Rabıta'nm "eğitim sorumlusu" ve Peşaver'de açılan cihat cephesinin yürütücüsü Abdullah Azzam'm öğ- rencisi olan Usame bin Ladin'in de, aynı dö- nemde Suudi Gizli Ser- vis Şefi Prens Turki bin Faysal tarafindan Peşa- ver'e gönderildiği de bi- liniyor. Azzam ile Bin Ladin'in Peşaver'de "sa- vaşçı" eğitiminde önemli rol üstlendikleri ifade ediliyor. Pakis- tan'uı Ziya ül Hak yöne- timinde Rabıta'dan gelen kaynaklarla Peşaver'de "mücahit" yetişririlme- sine destek verdiği yıl- larda aynı örgütün Tür- kiye'ye de el attığı ka- muoyuna duyuruhnuştu. 1993 yılında bir bom- balı suikast sonucu ya- şamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mum- cu'nun 1987'de yaptığı saptamalara göre, 12 Eylül döneminde Rabıta örgütü Batı Avrupa'daki birçok Türk imamı ayda 1100 dolar karşılığı ma- aşa bağladı. Rabıta'nm verdiği maaşla yurtdışında gö- rev yapan bu imamlann çoğunluğunun çeşitli i- mam hatip okullannm müdür ve öğretmenleri olduğu da anlaşılmıştı. Cumhuriyet, yine 1987 'de Rabıta'nm Orta Dogu Teknik Üniversi- tesi'nde bir tslam Kül- tür Merkezi ve cami ya- pılması girişiminde bu- lunduğunu da haberleş- tirmişti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lı 2-3 günlük, irice bir delikanlı, ayakta duruyor. Kime rastlarsam ilk fırsatta tanışma heveslisi durduğum için her ikisiyle de kısa süre bakıştık- tan sonra, ilk adımı delikanlı attı: - Ben Nadir Beg. Bir çırpıda rasathaneden kalanları, çevrede olup bitenleri anlattı. Sonra da az ötesindeki be- yaz tişörtlü, zayıf, esmerce, gülümseyince yüzü- nün görüntüsü tümüyle değişen arkadaşını gös- terdi: - Bak, bu Ikramettin... Akkoyunludur... Sevindim, şaşırdım, kendimi bir an tarih içinde bir yolculukta yüzyıllar öncesine gitmiş hisset- tim. Adı ayrı hoşuma gitti, gülüşü ayrı, takıldım: - Yaw Ikramettin, anam babam sen tarihte kal- dın, Akkoyunlu devleti yıkılalı yüzyıllar oldu... Sanki devletten değil de oturup bağdaş kur- maktan ya da çadır kurmaktan söz eder gibi, ya- lın bir rahatlıkla karşılık verdi: "Devlet yine kurulur..." O an hem Türk tarihindeki iniş-çıkışlar hem Or- ta Asya'nın bir başka açıdan tarihi gözümün önünden geçti. Nadir Beg, Ikramettin'in Akkoyunlulan'nı an- latmaya koyuldu: "Bunlar kışlık bulup yaşaydı... özbeklerkız veripalmaydı... Taciklervereleydi..." Konu konuyu açtı, Nadir Beg'e (Bey dersem, araya girip son harfin g olduğunu söylüyordu) bölgede yaşayanların kökenlerini sordum. Sanki tek tek kendisı yerleştirmiş gibi, "Şu karşısıAman- kutan Dağlan" deyip devam etti: "Orada hemen altta Kızılbaşlar var. Yanında Z neli, Koziçi kabileleri var. Pestergan Vadisi'nde türierin tümü var. Lakin özbek, Türkmen görüşe- bilmez..." Kadınsa Tacikmiş. Bir Tatarla evliymiş. Adımı sordu, söyleyince, "Bizde ayol kişi Mustafagül var" dedi. Kız çocuğuna ayol kişi diyorlarmış. 'Bizi bağımsız bırakmadılar...' Orta(daki) Asya ulkelerı kitabını yazmak için bölgeyi dolaşırken yukarıdaki örnege benzer pek çok diyaloğum olmuştu. Semerkant dönüşünde yol günlüğüne şu notu düşmüştüm: "Buralara Türkassik Park desek yeridir. Tarihin derinliklehndeki her yapraktan fosilleşmemiş, canlı izlervar..." Fransız araştırmacı Oliver Roy da "Yeni Orta Asya ya da Uluslann Imal Edilişi" adlı kitabında benzer iç içeliklere dikkat çekiyor: "Orta Asya'nın bir özelliği de iç topraklardır. Böyle bölgelerde muhakkak etnik bir uyuşmazlık görülür. Kırgızistan'da biriç toprak olan Suh böl- gesi özbekistan 'a bağlıdır ama, nüfusun yüzde 957 Tacik, yüzde 5'i Kırgızdır. Üstelik burada bir tek özbek bile yaşamaz." Roy, "imal ediliş" derken dışandan müdahale- lere dayalı yeni oluşumları tarihsel ayrıntılarla ve- riyor. Bu coğrafyanın komşusu Afganistan da benzer oluşumun ürünü. Kuzeyde Tacikler, öz- bekler, aşağıda Hazaralar, Peştular büyük bölü- mü iradeleri dışında çizilmiş bir haritanın içinde Afganistan'ı oluşturuyorlar. İç içe geçmiş bu halk- lara dışandan yapılan en küçük müdahale, bütün dengeleri altüst ediyor. Son 10-15 yıldaki altüst oluşlann başlıca nedeni, Batı ve Arap dünyasının müdahalesi... Bir ulus imal edilirken biri de ihmal ediliyor ve çelişkiden önce kin sonra kan fışkın- yor! Bağımsızlıklannın 10. yılını kutlayan Orta Asya cumhuriyetleri, Sovyetler'in çözülmesiyle doğal bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı. Bişkek'te bir Kırgız, bu durumu şöyle yorumlamıştı: - Bizi bağımsız bıraktılar! Bu devletler ulusal değerlerini büyütüp kendi ayakları üzerinde duramazsa korkarım ikinci on yılda şunu söyleyecekler: - Bizi bağımsız bırakmadılar! ankcum@ttnet.net.tr Ali Osman Sönmez toprağa verildi BURSA (Cumhuri- yet) - Eski DYP Bursa Milletvekili, sanayici Ali Osman Sönmez, binler- ce kişinin katıldığı tören- le toprağa verildi. Istanbul'daki evinde önceki gün yaşamını yi- tiren Sönmez için ilk tö- ren, yaptırdığı Ali Os- man Sönmez Onkoloji Hastanesi'nde gerçekleş- tirildi. Sönmez'in bura- dan alınan cenazesı daha sonra Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'na getiril- di. Burada yapılan ko- nuşmalarda, Sönmez'in Bursa sanayiinin duayeni olduğu, uzak görüşlülü- ğü ile uluslararası alanda da büyük başanlar elde ettiği ve binlerce kişiyi istihdam ettiği belirtildi. Sönmez'in cenazesi BTSO'daki törenin ar- dından Sönmez Holding merkezine getirildi. Ali Osman Sönmez'i burada binlerce çahşanı karşıla- dı. Çahşanlardan bazıla- nnın gözyaşlannı tuta- madıklan görüldü. Ali Osman Sönmez'in cenazesi, yüzlerce araç- lık konvoy eşliğinde Sön- mez Holding merkezin- den Ulucami'ye getiril- di. Ulucami avlusunda toplanan binlerce kişi, Ali Osman Sönmez'in oğlu Sönmez Holding Yönetim Kurulu Baş- kanvekıli Celal Sön- mez'e başsağlığı dileye- bümek için uzun kuyruk- lar oluşturdular. Cami avlusuna sığmayan kala- balık, Orhangazi Par- kı'na yönlendirilirken olağanüstü güvenlik ön- lemi dikkat çekti. Sön- mez'in cenazesi Uluca- mi'den kalabalık nede- niyle uzun süre çıkanla- madı. Sönmez'in cena- zesi, binlerce kişinin eş- liğinde Emirsultan Me- zarlığı' na getirildi ve bu- rada toprağa verildi. Polaroid iflas etti Ekonomi Servisi - Fotoğraf endüstrisinin devle- rinden Polaroid firması, bir milyar dolara yakın bor- cu nedeniyle iflasını verdi. Anında fotoğraf veren özel makineleri ve fotoğraf kâğıtlan ile 1937 yılın- danberi faaliyet gösteren, ancakABD ekonomisin- deki durgunluktan ağır yara alan firmanm, dijital teknolojiyle rekabet edemediği belirtildi. Fotoğraf alamnda giderek gelişen teknoloji karşısmda daha fazla silinmeden iflasmı veren firmanın varlığı 1.81 milyar dolar olarak hesaplandı. îflas karannı alma- dan önce başta Avrupalı olmak üzere Asyalı ve Ja- pon iş çevreleriyle görüşmelerini sürdüren Polaro- id firmasının 948.4 milyon dolar borcu olduğu açık- landı. 5500 kişinin çahştığı şirket, yıl başmda 3 bin çalışanını işten çıkarabileceğini duyurmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle