Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14EKİM2001 PAZAR
HABERLERtN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT AKCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Yazılı medya Afgan savaşında bir gün nefes
aldı. Kendimize döndük. Sürünen vatandaşa
yeni yükümlülüklerin planlandığı manşetlere
tırmandı.
Kafasını uluslararası terörle ABD'ye hoşgö-
rünmeyi planlamaktan kaldıramayan Başba-
kan'ın umursayıp umursamadığı belli olmayan
bir başka konu yine gündemde. Açlık sınırının
292 milyona dayandığı haberleri ön sayfalar-
da yer almaya başladı.
Yabancının ağzına bakan Türkiye'de, sorun-
lanmızı gün gelir aşacağımıza nasıl inanaca-
ğız?
Taze örnek ortada. Hafta sonu piyasalar ka-
pan/rken inme eğilimi gösteren dolarla faizler
birden yükselişe geçti.
Nedenini hemen sonra öğrendik. Ikinci Baş-
kan Anne Krueger'in "Türkiye için yapabile-
ceğimizı yaptık" demesinin üzerinden bir haf-
ta geçti geçmedi; IMF Başkanı Horst Köhler,
önceki gün "Ek maliyardım için henüz çok er-
/ten " diye buyurdu. Haydaaa, dolar ve faiz yu-
kan.
7-8 milyar dolar kadar ek kredi almazsak
Derviş'in saçsız başı kadar "vaziyetimiz kel!"
Bu hükümetle güven sağlanamayacağını,
bu hükümetin dar gelirlinin boğazından elini
çekmeyecegini bile bile... Son durumu ince-
lemek amacıyla ekonomiyle ilgili bakanlarla
konuşan Cumhurbaşkanı Sezer, bütün iyini-
yetiyle hükümetin "piyasada güven sağlama-
smı ve dar gelirii kesime refahı göz ardı etme-
mesini" salık verdi.
Cumhurbaşkanı'nın özetie "fakiri unutma,
vergiyi hafiflet" söyleminin medyada yer aldı-
ğı gün; Maliye Bakanlığı'nın bir yığın yeni ye-
ni vergi üzerinde "çalıştığını" içeren -doğru ve-
ya yalan- hükümetteki dış kaynak patentli ni-
yetleri yansıtan haberler ön plana geçti.
Olası gelişmeler ve yaşanan gerçekler tam
bir yutturmaca edebiyatının egemen olduğu
"Bu ülkede hiç mi iyi şeylerolmuyor" diye eleş-
tiriye kafa tutan eski-yeni siyasetçilerin dikka-
tini çekmiyor mu acaba?
Ya bu örnekler
Çekmediği besbelli ve örnekleriyle ortada.
Milletvekili maaşlarını diledikleri zaman iste-
dikleri kıvama getirmelerini sağlayacak yeni
anayasa hükmünden sonra toplumda patlak
veren derin tepkinin etkisiyle TBMM'de alela-
cele "maaşlan en yüksek devlet memuru" dü-
zeyine getirme çabasının aslı astarı nedir?
Işte: Cumhurbaşkanı, milletvekili maaşlarını
arttırmayı sağlayan yeni anayasa maddesine
karşı. Ya anayasa değişiklikleri ya maaşlar di-
ye dayatmış olması olası. Başbakan'ın ya da
TBMM Başkanı'nın Çankaya görüşmelerinde
kulaklarına kar suyu kaçmış, referandum ko-
kusu almış olmalılar kı; büyük bir hızla -Ece-
vit'le Başkan Izgi arasında bugüne dek görül-
memiş bir trafik sonucu- maaşlan eski düzey-
de tutan yasa Meclis'ten geçirildi.
Bu, eskilerin zevahiri kurtarmak dedikleri
cinsten bir olay.
Zira; başta hükümet ve TBMM'yi oluşturan
partiler, milletvekili maaşlarında ilk fırsatta di-
ledikleri yükselmeyi yapmaya gerçekten kar-
şı iseler, yeni bir değişiklik paketinin hazırlan-
dığı şu günlerde anayasaya yerleştirdikleri ma-
aşla diledikleri gibi oynama yolunu açan ilgili
maddeyi kaldırmaya girişeceklerini açıklamak
zorundalar.
Anayasadaki hüküm baki kaldıkça, maaşla-
n eski düzeyde tutan yasa tam bir aldatmaca,
yutturmaca!
Yutturmacalar etiği ABD'den yansıyan kimi
haberlerde de görüldü. Terör, dokunulmaz
sandığı kimliğine vurunca, ifade özgürlüğünün
kalesi ABD'de, örneğin Kod Adı Kılıç Balığı gi-
bi filmler, TV'lerden Bin Ladin'li açıklamalar
yasaklandı.
Bu arada, "Türkiye'nin VVashington'da Bü-
yükelçi konutunun bulunduğu alanda PKK'nin
yedi ay önce, evet yanlış okumadınız, tam ye-
di ay önce kurduğu protesto çadın, büyükel-
çiliğimizin girişimleriyle ancak bir iki gün önce
o da güvenlik gerekçesiyle kaldınldı".
Açıklamalara göre; ABD yönetimi, Türki-
ye'de 15 yıl kan döken, milyarlarca dolara ve
binlerce şehide mal olan PKK'nin protesto ça-
dınna 7 ay "ifade özgürlüğü çerçevesinde" izin
verdi.
ABD, işte böylesi bir ABD.
ABD'nin "inandıklarına, sorgusuz sualsiz
inandığını" açıklayan Başbakan da bizim Baş-
bakanımız!
Sezer'in uyanlan
BakanlarKurulu 'nda
ANKARA (Cumhıı-
riyet Bürosu) - Özelleş-
tirmeden sorumlu Devlet
Bakanı Yılmaz Karako-
yunlu'nun, Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Se-
zer'in özelleştirme çalış-
malanna Uişkin uyanla-
nnın yeni hazırlanan ya-
sa taslağına nasıl yansıtı-
lacağına Uişkin Bakanlar
Kurulu'na bilgi sunacağı
öğrenildi.
Ekonomiden sorumlu
bakanlardan aldığı bri-
fing sırasında, özelleş-
tirme çalışmalannda is-
tihdamın ve üretimin de-
vamının önemine işaret
eden Sezer, bunun göz
ardı edilmemesini iste-
di. Sezer, "Anadolu il-
lerindeki bazı özeüeş-
tirmelerde, arazi
amaçlı satın almalar
oluyor, sonra da fabri-
ka kapatılıyor. O ne-
denJe şehrin ekonomi-
si, hayat damarı kuru-
yor" uyansmda bulun-
du.
Devletln çıkarı
gözetllecek
Toplantıda, bu görüşe
katddığını ifade eden Ka-
rakoyunlu, kendi döne-
minde özelleştirilecek
fabrikalarda istihdamın
ve üretimin devamını
"asü şart" olarak koşa-
cağını, ancak ekonomik
ömrünü tamamlamış ku-
ruluşlarda da "devletin
çıkarını" gözetecekleri-
ni söyledi. Karakoyunlu,
özelleştirmelerde fabri-
kamn işletilmesi ve o
bölge ekonomisinin ge-
lişmesi yönünde çalışa-
caklannı, bunu da tasla-
ğa aktaracaklanm kay-
detti.
Derviş'in yıldızı söndü• Baştarafı 1. Sayfada
hayvancılığa kadar olumsuz et-
ki yaratacak ŞekerYasası çıka-
nldı. Şeker fabrikalanmn özel-
leştirilmesinin zemini yaratıldı.
• Telekom'un yüzde 100'-
ünün özelleştirilmesine yönelik
yasa çıkanldı.
• Tekel'in özelleştirilmesi ve
tütün üreticısınin yok olmasını
sağlayacak, Türkiye'de tütün
ekımını yok edecek TütünYasa-
sı'm Cumhurbaşkanı iade etti.
• Doğalgaz sektörünün piya-
saya açılmasına yönelik yasa çı-
kanldı. Işletme hakkı devir iha-
lelerinin süresi 31 Ekim tarihi-
ne kadar uzatıldı. Bu şirketlerin
ödeyecekleri KDV yüzde 1 'e in-
dirilerek kaynağa ihtiyacı olan
devlet trihyonlarca liradan vaz-
geçirildi.
• Takas operasyonuyla, 9.8
katrilyon lirahk kâğıt 3-5 yıl va-
deli dövize endeksli kâğıtlarla
değiştirilerek bankalann açık
pozisyonlankapatıldı. Devletin
döviz riski arttınlırken bankala-
ra aktanm yapılmış oldu. Dev-
let dolar üzerinden borçlanma-
ya başladı. Kamuya olan borç
yükümlülükleri uzun vadeli kâ-
ğıtlarla ertelenerek borçlanma
rahatlatıhnaya çahşıldı. Piyasa-
dan alınamayan borç için kamu
bankalanna başvuruldu.
Dolarla oynayana cezaADAPAZARI (Cum-
huriyet) - TOBB Başka-
nı Rifat Hisarcıklıoğlu,
Merkez Bankası'nın do-
larla oynayanlan ceza-
landırmasını istedi. Dal-
galı kur politikasmm be-
lirsizlik yarattığım söy-
leyen Hisarcıklıoğlu,
"Döviz kuru çapadan,
dalgadan, yani deniz-
den kurtarılmalıdır"
dedi. Programın hedef-
lerine ulaşmadığını da
vurgulayan Hisarcıklı-
oğlu, "Derin bir dur-
gunluk içinde yüksek
enflasyon yaşayan bir
ülkede ekonomi poüti-
kalannın başansından
söz edilemez" dıye ko-
nuştu. Hisarcıklıoğlu, sı-
kıntmm "sistemden"
kaynaklandığını belirte-
rek "Pariamentoda 550
milletvekili içinde 220
işadamı var. ışadamla-
n pariamentoda temsil
ediliyor. Sıkıntı sistem-
de. Siyasi partiler ve se-
çim yasası değişmeden
sistem değişemez" de-
di.
Üretime
dönülmell
TOBB Ticaret ve Sa-
nayi Odalan Konsey
Toplantısı dün Adapaza-
n'nda gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı Hisar-
cıklıoğlu konuşmasında,
Türkiye'nin üretime yö-
nelmekten başka çaresi-
nin kalmadığım söyledi.
Bu yıl vergi gelirlerinde
yüzde 12'lik bir düşüş
yaşandığmı vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, Türk
ekonomisinin yapısmı
dikkate almayan politi-
kalann krizlere neden ol-
duğunu bildirdi.
Türkiye'nin gelişmek-
te olan ülkeler içinde 81.
sıraya gerilediğini kay-
deden TOBB Başkanı
şöyle devam etti: "Bu-
gün iç borç stokunun
çevrilmesi önemli bir
sorundur ve yüksek fa-
izlerin nedenidir. Ser-
maye yatırımları güven
bunalımı nedeniyle
yüzde 23 azaldı. Protes-
to edilen senet sayısı ise
yüzde 76 arttı. 2000 yı-
lının Eylül ayında ka-
panan flrma sayısında
yüzde 37'lik bir artış
görüldü. Finansman
karaborsası oluştu. Ra-
dikal değişiklikler ya-
pılmazsa bu tablo daha
vahim bir hal alacak."
Merkez Bankası'nın
döviz kurlannda mani-
pülasyon yaparak kâr el-
de edenleri cezalandır-
masıru da isteyen Hisar-
cıklıoğlu, finans ve üre-
tım danışma kurulu oluş-
turulduğunu anımsata-
rak şöyle konuştu:
"Bu kurul flnnalan-
mızın bankalara olan
kredi borçlarının yeni-
den yapılandınlması
için bir öneri paketi ha-
zu-iadı. Bu paket hükü-
mete sunulacak."
Sıkıntılar
yeni degll
Devlet Bakanı Faruk
Bal da yaptığı konuşma-
da, Türkiye'nin son 10
yıl içinde sürekli ekono-
mik sıkıntılar yaşadığını
belirterek bunun sonu-
cunda da ekonomide is-
tikrarsız bir tablo ortaya
çıktığmı söyledi.
Ankara'da sorun varHACER BOYACIOĞLU
MURAT UYGUN
ADAPAZARI - Gümrük
Müsteşan Nevzat Saygılıoğlu,
bürokrasi ve devlet yönetimine
ağır eleştiriler getirdi. Bürok-
rasinin siyasi otoritenin karar-
lılığını algılama sorunu oldu-
ğunu belirten Saygılıoğlu, "27
\ ıilık bir bürokrat olarak bu
gidişattan kaygılıyım" dedi.
Bürokraside çok başlılık oldu-
ğunu kaydeden Saygılıoğlu,
"Ankara'da sorun var" diye
konuştu.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nin (TOBB) Adapaza-
n'nda gerçekleşen Sanayi ve
Ticaret Odalan Konsey Toplan-
tısı'na katılan Saygılıoğlu, tüm
kesimlerin sorunlan olduğunu
söyledi. Türkiye'de gayrisafi
milli hasılamn yüzde 19'unun
faize girtiğini vurgulayan Say-
gılıoğlu, faizin nedeninin de
devletin büyük yapısı olduğunu
savundu. Saygılıoğlu, "Eko-
nomi kamuya kaldıracak
noktada degildir. Artık had-
dinden fazla büyüdü ve ken-
di kendini yeme noktasına
geldi" dedi.
Algılama sorunu var
Türkiye'nin gidişinin sağlık-
lı olmadıgını da söyleyen Say-
güıoğlu, şöyle devam etti: "Bü-
rokrasinin, hükümet politi-
kalarını, siyasi otoritenin ka-
rarlılığını algılama sorunu
var. Bürokrasi kaygılı ve ne
yazık ki bürokraside çok baş-
lılık var. İşlemeyen sistem bü-
tün yapıyı engelliyor. Anka-
ra'da sorun var."
Türkiye'nin 1990-2000 ara-
sında önce Körfez krizi, sonra
terör ve depremle yıkıldığını
belirten Gümrük Müsteşan,
"10 yılda 200 milyar dolar
kaybettik" dedi. Saygılıoğlu,
bankalann dışardaki paralan-
nın yıl sonunda 7 milyar dola-
ra ulaşacağını, yastık altında ise
30-40 milyar dolar büyüklü-
günde bir paranın bulunduğunu
söyledi.
Tbpiantıya katılan Halk Ban-
kası Genel Müdürü Emel Ça-
bukoğlu ise kriz döneminde
bankacılann yasal çerçevenin
dışında tutuhııası gerektiğini
savundu. "Yapılandırma sü-
recinin başında biraz daha
inisiyatif kullanabilir hale
gelmeyi istedik" diyen Çabu-
koğlu, "Bu, krizin gerçeği-
dir" dedi. Çabukoğlu şöyle de-
vam etti:
"Bugün geldiğimiz nokta-
da tüm banka yöneticileri için
yasal çerçeve olağanüstü ko-
şullar geçene kadar kaldınl-
mahdır. Krediler kriz ortamı-
na göre yapılandınlmalı ve
bunu yapanlar olağan günle-
rin kurallanyla sınırlandınl-
mamabdır."
Bal: Devlet
yapısı hantal
Devlet Bakanı Faruk Bal,
toplantının ardından gazeteci-
lerin Gümrük Müsteşan
Saygılıoğlu'nun konuşmasını
ammsarmalan üzerine,
"Bürokraside devlet yapısın-
da bir hantallığın olduğu
doğrudur. Bunu yeniden
yapılandırma dediğimiz süreç
içinde değerlendirmek gereldr.
Hükümet bu yönde ciddi
adımlar atmaktadır" dedi.
Rabıta, teröristlere kaynak aktardı
Ehliyetimi kaybettim hükümsüzdür.
Yücel Kayık.
Haber Merkezi -Te-
rörist gruplann mali
kaynaklannı kurutmaya
yönelik önlemler çerçe-
vesinde Amerika Hazine
Bakanlığı'nın yayımla-
dığı, "terörist faaliyet-
lerde bulunan ya da fi-
nanse eden şüpbeli ldşi
ya da kişiler" listesinde
şeriatçı Rabıta örgütü-
nün de yer aldığı bildi-
rildi. Amerikan yönetimi
aldığı karar doğnıltusun-
da 39 kişi ve örgütün
malvarlıklannı dondur-
muş, bu karara Ingilte-
re'de destek vermişti.
ABD Hazine Bakanı
Paul O'Neill'in açıkla-
dığı yeni listede yer alan
39 örgüt arasındaki Ra-
bıta. Suudi terörist Usa-
me bin Ladin'in El Ka-
ide örgütüne para akta-
ran yardım kuruluşlan
ve işyerleri arasında yer
aldı. AFP'nin haberine
göre, Pakistanlı yetkili-
ler yayımlanan listede y-
er alan 4 örgütle illgili
araşrmna başlattıklannı
açıkladı.
1980lerden
bugüne
Edinilen bilgilere gö-
re, 1980'lerin başından
itibaren Afganistan'a
yönelik yapılan "cihat"
çağnlannın ardında Ra-
bıta örgütünün önemli
desteği bulunuyor. Usa-
me bin Ladin Suudi Ara-
bistan'da Kral Abdülaziz
Üniversitesi'nde okur-
ken hocası olan Abdul-
lah Azzam'ın aynı za-
manda "şeriatçılık esa-
sı üzerinde bir tslam
devletleri birliği kur-
ma" amacını taşıyan
Rabıta örgütünün "eği-
rim bölümü" sorumlu-
su olduğu ortaya çıkmış-
tı. Daha sonra Abdullah
Azzam'uı, Sovyetler
Birliği'nin Afganistan'ı
işgali üzerine gittiği Pe-
şaver'de, dönemin Pakis-
tan Devlet Başkanı Ziya
ül Hak'm sorumlulu-
ğunda yürütülen ve tüm
dünya Müslümanlanna
Afganistan'da savaşma-
lan için "cihat" çağnsı
yapılması projesinin ba-
şına geçtiği belirlendi.
Bu çerçevede özellikle
Amerika ve Suudi Ara-
bistan'dan gelen parasal
kaynaklar ve silahlarla
Peşaver'de "mücahit
kamplan" oluşturuldu.
Fransız Bilimsel Araştır-
ma Merkezi yöneticisi
Gilles Kepel'e göre,
1988 yılında Rabıta'nm
bu uğurda verdiği para-
sal yardım 445 milyon
Suudi Riyali'ne ulaşıyor.
Aynca, Rabıta'nın Af-
ganlıların "şeriat eğiti-
mi" alabihneleri için
bölgede 159 Kuran kur-
su ile 85 Islami okul aç-
tığı da saptanan bilgiler
TğF Cumhuriyet
L V kitap kulübû
KİTAP DÜNYASI FUARI'NDA
6 - 14 EKİM 2001
I.MZA GUNLERl
I2EKİMCUMA
EROLMANİSALI 17 00-18 30
13 EKİM CUMARTESt
ÜMİTZİLELİ 16.00-17.30
TOKTAMIŞATEŞ 18.00-19.30
14 EKİM PAZAR
OKTAYAKBAL 14.00-15.30
ERDOĞANAYDIN 16.00-17.30
KONFERANS
14 EKİM PAZAR
ERDOĞANAYDIN 17.00-18.30
Konu: Türkiye'de Tarih Bilincinin Sorunlan
Dolmabahçe Kültür Merkezi Beşiktaş - İSTANBUL
arasında. Rabıta'nm
"eğitim sorumlusu" ve
Peşaver'de açılan cihat
cephesinin yürütücüsü
Abdullah Azzam'm öğ-
rencisi olan Usame bin
Ladin'in de, aynı dö-
nemde Suudi Gizli Ser-
vis Şefi Prens Turki bin
Faysal tarafindan Peşa-
ver'e gönderildiği de bi-
liniyor. Azzam ile Bin
Ladin'in Peşaver'de "sa-
vaşçı" eğitiminde
önemli rol üstlendikleri
ifade ediliyor. Pakis-
tan'uı Ziya ül Hak yöne-
timinde Rabıta'dan gelen
kaynaklarla Peşaver'de
"mücahit" yetişririlme-
sine destek verdiği yıl-
larda aynı örgütün Tür-
kiye'ye de el attığı ka-
muoyuna duyuruhnuştu.
1993 yılında bir bom-
balı suikast sonucu ya-
şamını yitiren gazetemiz
yazan Uğur Mum-
cu'nun 1987'de yaptığı
saptamalara göre, 12
Eylül döneminde Rabıta
örgütü Batı Avrupa'daki
birçok Türk imamı ayda
1100 dolar karşılığı ma-
aşa bağladı.
Rabıta'nm verdiği
maaşla yurtdışında gö-
rev yapan bu imamlann
çoğunluğunun çeşitli i-
mam hatip okullannm
müdür ve öğretmenleri
olduğu da anlaşılmıştı.
Cumhuriyet, yine
1987 'de Rabıta'nm Orta
Dogu Teknik Üniversi-
tesi'nde bir tslam Kül-
tür Merkezi ve cami ya-
pılması girişiminde bu-
lunduğunu da haberleş-
tirmişti.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
lı 2-3 günlük, irice bir delikanlı, ayakta duruyor.
Kime rastlarsam ilk fırsatta tanışma heveslisi
durduğum için her ikisiyle de kısa süre bakıştık-
tan sonra, ilk adımı delikanlı attı:
- Ben Nadir Beg.
Bir çırpıda rasathaneden kalanları, çevrede
olup bitenleri anlattı. Sonra da az ötesindeki be-
yaz tişörtlü, zayıf, esmerce, gülümseyince yüzü-
nün görüntüsü tümüyle değişen arkadaşını gös-
terdi:
- Bak, bu Ikramettin... Akkoyunludur...
Sevindim, şaşırdım, kendimi bir an tarih içinde
bir yolculukta yüzyıllar öncesine gitmiş hisset-
tim. Adı ayrı hoşuma gitti, gülüşü ayrı, takıldım:
- Yaw Ikramettin, anam babam sen tarihte kal-
dın, Akkoyunlu devleti yıkılalı yüzyıllar oldu...
Sanki devletten değil de oturup bağdaş kur-
maktan ya da çadır kurmaktan söz eder gibi, ya-
lın bir rahatlıkla karşılık verdi:
"Devlet yine kurulur..."
O an hem Türk tarihindeki iniş-çıkışlar hem Or-
ta Asya'nın bir başka açıdan tarihi gözümün
önünden geçti.
Nadir Beg, Ikramettin'in Akkoyunlulan'nı an-
latmaya koyuldu: "Bunlar kışlık bulup yaşaydı...
özbeklerkız veripalmaydı... Taciklervereleydi..."
Konu konuyu açtı, Nadir Beg'e (Bey dersem,
araya girip son harfin g olduğunu söylüyordu)
bölgede yaşayanların kökenlerini sordum. Sanki
tek tek kendisı yerleştirmiş gibi, "Şu karşısıAman-
kutan Dağlan" deyip devam etti:
"Orada hemen altta Kızılbaşlar var. Yanında Z
neli, Koziçi kabileleri var. Pestergan Vadisi'nde
türierin tümü var. Lakin özbek, Türkmen görüşe-
bilmez..."
Kadınsa Tacikmiş. Bir Tatarla evliymiş. Adımı
sordu, söyleyince, "Bizde ayol kişi Mustafagül
var" dedi. Kız çocuğuna ayol kişi diyorlarmış.
'Bizi bağımsız bırakmadılar...'
Orta(daki) Asya ulkelerı kitabını yazmak için
bölgeyi dolaşırken yukarıdaki örnege benzer pek
çok diyaloğum olmuştu. Semerkant dönüşünde
yol günlüğüne şu notu düşmüştüm:
"Buralara Türkassik Park desek yeridir. Tarihin
derinliklehndeki her yapraktan fosilleşmemiş,
canlı izlervar..."
Fransız araştırmacı Oliver Roy da "Yeni Orta
Asya ya da Uluslann Imal Edilişi" adlı kitabında
benzer iç içeliklere dikkat çekiyor:
"Orta Asya'nın bir özelliği de iç topraklardır.
Böyle bölgelerde muhakkak etnik bir uyuşmazlık
görülür. Kırgızistan'da biriç toprak olan Suh böl-
gesi özbekistan 'a bağlıdır ama, nüfusun yüzde
957 Tacik, yüzde 5'i Kırgızdır. Üstelik burada bir
tek özbek bile yaşamaz."
Roy, "imal ediliş" derken dışandan müdahale-
lere dayalı yeni oluşumları tarihsel ayrıntılarla ve-
riyor. Bu coğrafyanın komşusu Afganistan da
benzer oluşumun ürünü. Kuzeyde Tacikler, öz-
bekler, aşağıda Hazaralar, Peştular büyük bölü-
mü iradeleri dışında çizilmiş bir haritanın içinde
Afganistan'ı oluşturuyorlar. İç içe geçmiş bu halk-
lara dışandan yapılan en küçük müdahale, bütün
dengeleri altüst ediyor. Son 10-15 yıldaki altüst
oluşlann başlıca nedeni, Batı ve Arap dünyasının
müdahalesi... Bir ulus imal edilirken biri de ihmal
ediliyor ve çelişkiden önce kin sonra kan fışkın-
yor!
Bağımsızlıklannın 10. yılını kutlayan Orta Asya
cumhuriyetleri, Sovyetler'in çözülmesiyle doğal
bağımsızlıklarına kavuşmuşlardı. Bişkek'te bir
Kırgız, bu durumu şöyle yorumlamıştı:
- Bizi bağımsız bıraktılar!
Bu devletler ulusal değerlerini büyütüp kendi
ayakları üzerinde duramazsa korkarım ikinci on
yılda şunu söyleyecekler:
- Bizi bağımsız bırakmadılar!
ankcum@ttnet.net.tr
Ali Osman Sönmez
toprağa verildi
BURSA (Cumhuri-
yet) - Eski DYP Bursa
Milletvekili, sanayici Ali
Osman Sönmez, binler-
ce kişinin katıldığı tören-
le toprağa verildi.
Istanbul'daki evinde
önceki gün yaşamını yi-
tiren Sönmez için ilk tö-
ren, yaptırdığı Ali Os-
man Sönmez Onkoloji
Hastanesi'nde gerçekleş-
tirildi. Sönmez'in bura-
dan alınan cenazesı daha
sonra Bursa Ticaret ve
Sanayi Odası'na getiril-
di. Burada yapılan ko-
nuşmalarda, Sönmez'in
Bursa sanayiinin duayeni
olduğu, uzak görüşlülü-
ğü ile uluslararası alanda
da büyük başanlar elde
ettiği ve binlerce kişiyi
istihdam ettiği belirtildi.
Sönmez'in cenazesi
BTSO'daki törenin ar-
dından Sönmez Holding
merkezine getirildi. Ali
Osman Sönmez'i burada
binlerce çahşanı karşıla-
dı. Çahşanlardan bazıla-
nnın gözyaşlannı tuta-
madıklan görüldü.
Ali Osman Sönmez'in
cenazesi, yüzlerce araç-
lık konvoy eşliğinde Sön-
mez Holding merkezin-
den Ulucami'ye getiril-
di. Ulucami avlusunda
toplanan binlerce kişi,
Ali Osman Sönmez'in
oğlu Sönmez Holding
Yönetim Kurulu Baş-
kanvekıli Celal Sön-
mez'e başsağlığı dileye-
bümek için uzun kuyruk-
lar oluşturdular. Cami
avlusuna sığmayan kala-
balık, Orhangazi Par-
kı'na yönlendirilirken
olağanüstü güvenlik ön-
lemi dikkat çekti. Sön-
mez'in cenazesi Uluca-
mi'den kalabalık nede-
niyle uzun süre çıkanla-
madı. Sönmez'in cena-
zesi, binlerce kişinin eş-
liğinde Emirsultan Me-
zarlığı' na getirildi ve bu-
rada toprağa verildi.
Polaroid iflas etti
Ekonomi Servisi - Fotoğraf endüstrisinin devle-
rinden Polaroid firması, bir milyar dolara yakın bor-
cu nedeniyle iflasını verdi. Anında fotoğraf veren
özel makineleri ve fotoğraf kâğıtlan ile 1937 yılın-
danberi faaliyet gösteren, ancakABD ekonomisin-
deki durgunluktan ağır yara alan firmanm, dijital
teknolojiyle rekabet edemediği belirtildi. Fotoğraf
alamnda giderek gelişen teknoloji karşısmda daha
fazla silinmeden iflasmı veren firmanın varlığı 1.81
milyar dolar olarak hesaplandı. îflas karannı alma-
dan önce başta Avrupalı olmak üzere Asyalı ve Ja-
pon iş çevreleriyle görüşmelerini sürdüren Polaro-
id firmasının 948.4 milyon dolar borcu olduğu açık-
landı. 5500 kişinin çahştığı şirket, yıl başmda 3 bin
çalışanını işten çıkarabileceğini duyurmuştu.