18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2001 ÇARŞAMBA AFGANISTAN'DA SAVAŞ Hükümet, MeclisBaşkanhğı'na sevk edilen 'askergönderme''tezkenesindegenişyetkiistedi Türkiye 'çatışma'da yokEBRUTOKTAR ANKARA - Hükümet, Türkiye'nin, ABD'nin Afganistan'a yönelikbaşlattığı, ya- bancı ülkelere asker gönderilmesi için TB- MM'den yetki istemini içeren tezkereyi, Meclis Başkanhğı'na gönderdi. Dün akşam toplanan liderler zirvesinde son biçimi veri- len tezkerede, "gereği, kapsam^sınır^zama- nı ve sûresi hükümetçe belirlenmek ûzere" yetki istenmesı dikkat çektı. Hükümetin, TBMM'nın yetki vermesi durumuna göre hazırladığı ve önceki günkü Bakanlar Kuru- lu'nda imzaya açtığı kararnamede, 1 'i gene- ral olmak üzere 10 kişilik irtibat subayı, 20 kişilik lojistık destek uzmanı, 300 kişilik özel tim dağ komandosunun "sıcakçaüşmayaka- ülmamak üzere" gönderilmesi öngörûldü. Önceki akşam toplanan Bakanlar Kuru- lu'nda, içeriğinin son derece geniş tutulması nedeniyle. bazı bakanlar tarafından eleştirile- re neden olan asker gönderme istemini içeren tezkere, dün akşam saatlerinde toplanan lider- ler zirvesinde son biçimi verilerek TBMM'ye sevk edildi. Alışılmış yurtdışına asker gönder- Genelkurmaydan emir Bugün görüşülmesl bekleniyor Hükümet, "gereği, kapsamı, sının, zamanı ve süresi hükümetçe belirlenmek üzere" yetki istedi. Hükümetin, TBMM'nin yetki vermesi durumuna göre hazırladığı kararnamede. 1 'i general olmak üzere 10 kişilik irtibat subayı, 20 kişilik destek uzmanı, 300 kişilik özel tim dağ komandosunun "sıcak çatışmaya katılmamak üzere" gönderilmesi öngörûldü. Tezkerenin bugün Meclis'te görüşülmesi bekleniyor. me tezkerelerinden oldukça farklı bir üslupla kaleme ahnan tezkere ile hükümet, geniş yet- ki istiyor. ABD'nin terorizme karşı açtığı sa- vaşta Türkiye'yi yanındabulmasınındoğalol- duğu vurgulanan tezkerede, terör tehdidini azımsayan ülkelerin daha önce uyanldığı anımsatıldı. Başbakan Bülent Ecevit imzasıy- la TBMM'ye sevk edilen tezkere şöyle: "Dostumuz ve müttefUdmiz ABD'ye 11 Eylül günü yöneltilen ve büyük can ve mal kaybına ne- den olan terörist sakünsı, dünyanın en gûçlü dev- letinin bile, terorizm tehdidi alûnda bulunduğu- nu göstermiştir. Yıllardır, terorizmin acısını du- yan Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu tehdidi azunsayan hatta görmezden gelen ülkeleri, tero- rizmin tenlikeieri konusunda öteden beri uyar- maktaydı. ABD'nin uğradığj ağjr saldın karşı- sında şimdi birçok ülke terorizm afeti karşısın- da uluslararası dayanışmanın gerekhJiğuıi kav- ramaya başlamışar. Bu bağlamda NATO anlaş- masının 5. maddesinc işlertik kazandınlmışnr. Birleşnüş MiDetier Güvenlik Konseyi'nce ah- nan 1268 ve 1373 sayıh kararlar da dünyada te- rorizme karşı yaygın bir biUnçlenme sürecinin başladığını göstermiştir. Terorizm karşısında Türkiye'yi her zaman desteklemiş, olan ABD'nin terorizme karşı açöğı savaşta Türkiye'yi yanın- da bulması doğaldır. ABD'nin terorizme karşı başlatoğı Sürekli Özgüriük Harekâü'nın başa- nya ulaşması tüm insanhğın yarannadn*. Bu ha- rekâü İslama karşı bir eylem gibi göstermeye kalkışanlar. banş dini olan İslanun yüce değer- lerhle çeüşmektedirler. Türkhe Cumhuriyeti Devleti, başlanlan mücadelenin kısa sürede ve \avgınlaşmadan başanya ulaşması için kendi olanaklaruun elverdiği ölçü ve biçimde her kat- layıyapmahdır.Bu nedenleve bu bağlamda ana- yasanın 92, ve 117. maddeleri uyannca; gereği, kapsamı, sınm zamanı ve süresi hükümetçe be- lirlenmeküzereterorizmekarşı başlanlan Sürek- li Ozgürlük Harekân ve devamının krası kapsa- nunda TürkSilahh Kuvvetieri'nin yabancı ülke- lere gönderilmesi. yabancı silahh kuvvetler un- surlannın Türkhe'de buluıunası ve hükümetçe verilecek izin ve belirlenecek esaslar çerçevesin- de bu kuvvetierin kullanüması için hükümete izin verümesinin gereğini arz ederim." Önceki akşam olağanüstü toplanan Bakanlar Kurulu'ndabakanlara Meclis'e sevk edilen tez- kerenin yanı sıra, asker gönderme konusunda daha aynntılı bilgiler içeren bir de kararname imzalaüldığı öğrenıldi. Bazı ANAP'lı bakanlar, genel ifadeler içeren tezkerenin yeterli olmaya- cağını vurgulayarak, Körfez Savaşı'ndan son- ra hazırlatılan tezkereyi anımsattı. Bunun üze- rine hazırlanan birinci tezkerenin ardmdan as- ker sayısı ve göndenlecek bölgeyi de içeren ay- n bir kararname Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. TBMM'den yetki alması durumunda, hükümetin ikinci aşama olarak bu kararname doğrultusunda hareket edeceği dile getirildi. 4timhazar tutuhtyor • Türkiye'den özel kuvvetler, komandolar ve irtibat subayı isteyen ABD, kimyasal ve biyolojik silahlara karşı deneyimli askerlerden de yararlanmak istedi. îngiltere, Fransa, Almanya ve Kanada'nın olumlu yanıt verdiği bildirildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD'nin Afganistan'a yönelik ope- rasyonda kullanılmak üzere Türki- ye'den, özel kuvvetler, komandolar ve irtibat subayı istediği bildirildi. Bunun üzerine Genelkurmay Baş- kanlığı'nın, 50 kişiden oluşan 4 ti- min 24 saat hazır bulundurulması emrini verdiği belirtildi. CNN Türk'te dün yayınlanan ha- berlere göre ABD, NATO üyesi bazı ülkelerle ikili görüşmeler yaparak is- teklerde bulundu. ABD, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu ükeler- den, Afganistan'ın dağlık coğrafya- sında görevlendirilmek üzere, özel kuvvetler. komandolar istedi. Bu ül- kelerden komuta merkezinde görev- lendirilmek üzere irtibat subayı da is- teyen ABD, kimyasal ve biyolojik si- lahlara karşı deneyimli olan asker- lerden de yararlanmak istediğini iiet- ti. Bu aşamada yalnızca talebine ya- nıt isteyen ABD'nin, "Eğer ileride ihuyacımız otursa, bu ku vvetkriniz- den yararianabiür miyiz, 'evet' ya da 'hayır' cnyevanıtverin'' mesajmı ilet- tiği kaydedildi. NATO'ya otumlu yanıt ABD; NATO üyeleri, Ingiltere, Fransa, Almanya ve Kanada ile yap- tığı ikili temaslarda da aynı isternle- ri iletti. Bu ülkelerin ABD'nin istek- lerine olumlu yamt verdiği belirtüi- yor. Habere göre, asker gönderilme- sine yönelik Başbakanhk tezkeresi- nin TBMM'ye sunuhnasıyla birlikte, Genelkurmay Başkanlığı da bu yön- de hazırhklan başlattı. Bu kapsamda, 50 kişiden oluşan 4 timin 24 saat ha- zır bulundurulması emrinin verüdiğİ kaydedildi. Türkiye'nin göndermeye hazırlandığı 'özel kuvvetler' gayri nizami harbin en iyilerinden GeriDa savaşçısı 'Bordo BereMer' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye'nin Afganistan'a göndermeye hazırlandığı "özel kuvvetier", gayri nizami harpte dünyanın en başanlı birliklerin- den biri olarak biliniyor. Istihba- rat, düşman bölgesine sızma, nok- ta operasyonlan, sabotaj ve su- ikast gibi konularda özel olarak eğitilen "Bordo Bereüler", PKK'ye karşı verilen mücadele nedeniyle zor doğa koşulları ve geril- la savaşmda da önemli deneyime sahip bulunu- yorlar. Kamuoyunda Abdullah Öcalan ve Şemdin Sakık'ı yakala- yıp Türkiye'ye getirme- leri ile tanınan Bordo Bereliler'in. yurtiçi ve yurtdışmda, daha bir- çok başanlı operasyon gerçekleştirdikleri be- lirtiliyor. ABD'nin, Afganis- tan'ın zor coğrafi şart- lan nedeniyle Taleban yönetimine karşı "gayri nizami harp" yöntemlerine ağırlık vere- cek olması, Türkiye'nin de talep gelmesi durumunda bu konuda deneyimli "özelkuvveüerini'' böl- geye göndermesini gündeme ge- tirdi. TSK'nin en seçkin birliğini oluşturan özel kuvvetler, benzer yabancı birliklere göre önemli de- neyim avantajına sahip bulunu- yorlar. Diğer ülkelerdeki özel kuvvetbirlikleri senaryolar ve ya- pay hedefler üzerinde eğitimleri- ni sürdürürken Bordo Bereliler, P- KK ile mücadele sırasında aylar- 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan: Ordunungitmesisöz konusu değil tSTANBUL(AA)-l. Ordu Komutanı Or- general ÇetinDoğan, Afganistan'a yönelik operasyona Türkiye'nin asker göndermesi tartışmalanyla ilgili olarak "Biz emir ko- muta zinciri içerisinde düşüncelerimizi ko- mutanlanmıza aktanyoruz. Ordunun git- mesi diye bir şey söz konusu değfl" dedi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafın- dan düzenlenen 6. Geleneksel "Denizde Yaşam", "Çocuk ve Deniz" ile "Coşkun Deirîz" konulu Resim Yanşması'nda dere- ceye girenlere ödülleri dün akşam törenle verildi. Törene katılan Orgeneral Doğan, gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Türki- ye'den asker gönderibnesi konusunda gö- rüşlerinin soruhnası üzerine Doğan, bu ko- nuda Genelkurmay Başkanlığı'mn, hükü- metle gerekli görüşmeyi yapacağını vurgu- ladı. Donanma Komutanı Oramiral Özden Ornek de Türk askerlerinin gönderilmesi konusu yönündeki bir soruya, "Şu anda böyie bir talep oimadığuu söjiediler" dedi. Böyle bir karar beklentisinin olup ohnadı- &na ilişkin bir soru üzerine de Oramiral Ornek, "Ben gereken yerierie konuştum. Pek bddemiyoriardı" dedi. ca dağlarda kalarak zor koşullar- da görevlerini başanyla tamamla- dılar. Orduda gönüllü aday olan su- bay ve astsubaylar arasından seçi- len Bordo Bereliler, en az 2.5 yıl süren çok kapsamlı ve güç bir te- mel eğitimden geçiyorlar. Bu sü- „_, rede sızma, suikast, sabo- taj, komando, yakın dö- vüş, istihkam, atış, para- şüt gibi alanlarda eğitili- yorlar. Özel kuvvet timle- rinin eğitimi, yeni yete- nekler kazandınlması amacıyla görev süresince de devam ediyor. Özel kuvvetierin eği- tünlerinde istihbarat ko- nulan önemli ağırlığa sa- hip bulunuyor. Bordo Bereliler gayri nizami harbin planlanma- sı ve uygulanması, gayri nizami harp harekâtı, ye- raltı örgütlenmesi, kurtar- ma - kaçırma, ikmal ko- nularmda özel olarak ye- tiştiriliyorlar. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] ' Afganistan'a bombardımanın başla- ' masıyla birlikte bundan sonra ne olaca- ğı kuşkulan da başladı. Bir kara harekâ- tı yapılacak mı. yapılmayacak mı tam olarak bılinmiyor. Bilinen, ABD'nin ve Ba- ı t'nın "Kuzey Ittifakı" adı verilen güçlere destek vererek bu yolla Taleban'ı yık- mak istemeleri. Belki de bunun sonun- da yeni bir koalisyon hükümeti kurulma- sı. Pakistan, "Kuzey Ittifakı'na verilen desteği olumlu karşılamıyor. Çünkü dü- ne kadar Pakistan, Taleban yönetimini "Kuzey Ittifakı'na karşı destekliyordu. Çok sayıda Pakistanlı medrese öğren- cisi Taleban saflannda savaşıyordu. Hâ- lâ Taleban saflannda binlerce Pakistan- lı öğrenci yer alıyor. Bu nedenle Pakis- tan'ın böyle birtepki göstermesi anlaşı- labilir. • • • Pakistan, bölgede önemli bir ülke. Ta- leban'ın askeri ve lojistik desteği 11 Ey- J lül gününe kadar büyük ölçüde Pakistan t üzerinden sağlanıyordu. Ancak 11 Eylül ABD Ne Yapmak İstiyor? sonrası Peryez Müşerref bir karar aşa- masına geldi. Eskisi gibi Taleban'ı des- teklemesi halinde, başına tüıiu felaket- ler gelebilirdi. Pakistan'daki militan Is- lamcilar, etkili bir siyasi güç olmalanna rağmen toplumun önemli bir kesiminin desteğine sahip değiller. Pakistan'ın ordu dışında iki büyük si- yasi gücü var. Bunlardan birisi Müşer- ref'in iktidardan düşürdüğü Navaz Şe- rif, diğeri de Benazir Butto. Bu iki lide- rin partilerinin ülkedeki ılımlı çoğunluğun desteğini aldıklan muhakkak. Yann bir seçim olsa bu iki parti, oylann büyük ço- ğunluğunu alabilecek güçteler. Müşer- ref, 11 Eylül sonrası radikal Islamcı grup- lardan koptu ve onlarla arasına sınır çek- ti. Bu noktadan itibaren Müşerrefle top- lumdaki ılımlı egilim, dolaylı bir rttifak içi- ne girdiler. Bu çoğunluk, Taleban yanlısı gösterilere destek vermeyeceğini açık- ladı. Burada sorun, bir askeri darbeyle iktidan ele geçiren Müşerref'le onun ik- tidardan düşürdüğü güçler arasındaki gerilim. Geçen gün ingiliz Dışışleri Baka- nı, önümüzdeki süreç içinde Pakistan'da seçimlerin yapılacağını ve Müşerrefin iktidan parlamenter güçlere terk etmek- ten yana olduğunu açıkladı. Muhteme- len Batılılar ona bu yönde telkinde bulu- nuyorlar. • • • Pakistan'da radiks) Islamcı akımlann iktidan yönlendirecek bir güce sahip ol- madığını bu ülkeyi yakından tanıyan kay- naklar ilk günden beri söylüyortardı. Bu düşünceleri burada birkaç kez aktarmış- tım. Gelişmeler, bu saptamalann doğru olduğunu gösteriyor. Pervez Müşerref, önce Islamcı hareketin önde gelen isim- lerini gözattına aldı, sonra onlara destek olabileceğini düşündüğü isimleri ordu- dan tasftye etmeye girişti. Gelişmelerin bu yönde ilerieyeceği anlaşılıyor. Pervez Müşerrefin "Kuzey Ittifakı'na yapılan desteğe karşı çıkması, gelişme- leri ne yöncje etkileyebilir? Belki, bu itti- faka yeni güçler katılabilır. Örneğin dev- rik kralın bu koalisyon içinde yer alması bir yol olabılir. Daha başka kuvvetler de işin içine girebilirler. Ancak, "Kuzey Itti- fakı" Kâbil'i ele geçirip Taleban iktidan- nı yıkamazsa ne olacak? O zaman Ba- tılı güçlerin kara harekâtı yapması gere- kecek -ki bunun oldukça zor ve uzun bir sürece neden olacağı yine herkesin or- tak inancı. • • • ABD açısından işin başka bir boyutu, müdahalenin Afganistan'la sınırtı kalıp kalmayacağı. Bush'un Irak'ı da hedef alacağına ilişkin ciddi endişelervar. Was- hington'dan gelen haberler, bu endişe- yi doörular nitelikte. Bu gelişmeyi fark e- den İngiltere Başbakanı Tony Blair, "Eğer askeri harekât, Afganistan dışın- da başka ülkelere yönelirse, biz buna katılmayız' açıklamasını yapmak gereği- ni duydu. ABD, Afganistan dışındaki bir başka ülkeye müdahalede bulunur mu? Terö- rûn kökünün kazınması" projesinin böy- le sonuçlara yol açması mümkün. Peki buna dünya nasıl bir tepki gösterir? In- grltere, "Bizyokuz" dedikten sonra, bu- nu mutlaka Almanya izler. Rusya ve Çin gibi başından beri dikkatli davranan ül- keler ne yaparlar? Onlann da bu girişimi onaylamalan çok zor. ••• ABD, böyle tepkilerfe karşılaşırsa ne yapar? Betli ki gücünü denemek isteye- cek. Ancak, Batı'nın ve Doğu'nun büyük ülkelerine rağmen çok kapsamlı müda- haleleregirişebilirmi? Bu ülkelerABD'ye karşı çıkarlar mı? Onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz... GLOBADroiJrtKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU 1984-2001 Pazarakşamı... Dünyanın enzengin, teknolojik ola- rak en ileri ülkesi, dünyanın en yoksul, yaşam tarzı or- taçağ düzeyinde ülkelerinden birini bombalıyor. C- NN'nin, BBC'nin, elektriği, suyu dahi olmayan Afgan köylerinden, uydu aracılığıylayapbğı parlak resimli, hiç parazitsiz yayınlan izliyorum. Aklıma George Or- weH'in, 1949 yılında yayımlanan romanı, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört gelryor. önce garipsiyorum, sonra her şey yerli yerine oturuyor... Orvvell'in modern bir diktatörlüğün, günlükyaşamı, ileri teknoloji ve dilin kendisini (göstergeler sisteminO kullanarak, açık bir terörden daha çok, öznelliklerin programlanması yoluyla nasıl denetlediğinı anlatan bu kitabına günümüzde pek ilgi yok. Ne de olsa "so- ğuk savaş" artık geride kaldı, liberal demokrasi ege- men oldu... ryi ama, TV ekranlanna .gazete sayfalan- na bakarken bu ülkenin ekranlanndan, adeta ABD dı- şişlerinin bir görevlisi gibi konuşanlan dinlerken his- settiklerim, neden bana Orvvell'in kitabındaki dünya- yı anımsatıyor? 'Big Brother' Orvvell'in romanında Oceania (ABD+lngiltere) dün- yanın geri kalanıyla sürekli savaş halindedir. Halk bu savaşı, TV ekranlanndan saati saatine izler. Hiç bitme- yen, toplumu sürekli tehdit eden bu savaşın gerçek- te var olup olmadığı da belli değildir. Ama kimse bu- nu düşünmez. Çünkü, "gerçek" TV ne gösteriyorsa o- dur ve bu savaş "Big Brother" adlı diktatörün en önemli meşruiyet kaynaklanndan biridir. Tüm vatan- daşlar evlerindeki TV ekranlannı 24 saat açık tutmak zorundadırlar. Çrft işlevli bu ekranlardan konuşan ve sürekli vatandaşlannı izleyen "Big Brother", zrt iki an- lamı aynı anda içeren bir dil kullanır Savaş banş de- mektir, cehalet guç verir, sevgi bakanlığı insanlara iş- kence yapar, bilgi bakanlığı ise sürekli yalan uretir, ta- rihi her gün yeniden yazar... Sürekli savaş ABD sozculennin demeçlerine bakılırsa, uzun sü- reli, ne zaman, hangi hedefi ele geçirince sona erece- ği belli olmayan ucu açık bir savaş başladı. Bir taraf- tan ABD, İngiltere önderiiğindeki bir ittrfak. öbür ta- rafta... Evet ya öbür tarafta... Yüzü, şekli, cismi, yeri yurdu belli olmayan bir uluslararası, ama hangi acıdan bakarsak bakalım, ırkçı karikatürlerdeki Müslüman tiplemesine benzeyen bir terörist, yani hiç kimse, bir hayalet, bir "gösterge"... lyi de neyin göstergesı? "Di- ğeri"nin mi? Emperyalizmin, bir türlü bastınlamayan, sürekli gelip "tarih bitti" fantezisini dağıtan "gerçeği- nin" mi? ABD'nin yeni savunma konseptinin mi? Savaşın ilk kurbanı Aşın olaylar nedense, en iyi, klişelerle anlatılırlar. Bir savaş başladı ve yine dilimizde bir klişe: "Savaşın ilk kurbanı, doğrulardır". Daha dün, Kosova Sava- şı'nda, her gün TV onüne çıkıp da bizi bilgilendirenle- rin söylediklerinin çoğu daha sonra yalan çıkmadı mı? Daha sonra, esir kampı resimlerinın de Iraklı asker- lerin katlettiği Kuveytli bebekler" haberi gibi kurgu ol- duğunu öğrenmedik mi? Irak'ta, binlerce çocuğun kanserden ölmesine yol açan uranyumlu mermilerin Kosova'da da kullanıldığı bizden saklanmadı mı? Kör- fez Savaşı'nda, asker sivil toplam kaç Iraklmın öldü- ğünü biliyor muyuz? Şimdi yine, TV ekranlanna, özenle seçilmiş, askeri otoritenin denetiminden geçmiş, edit edilmiş, hatta e- sas olarak onlar tarafından sunulmuş görüntüler gel- meyecek mi? Bu savaşın gerçek hedefınin, amacının ne olduğunu biliyor muyuz? Bir III. Dünya Savaşı'nı yü- rütmeye yetecek kadar uçak, denizaltı, uçak gemisi, bir zamanlar, bizzat ABD tarafından inşa edilmiş (şim- di çoktan boşaltılmış) terörist yuvalan bombalamak ve garip gıysili, mazlum bakışlı bir milyarder fanatiği ya- kalamak için mi oraya geldi? Bu savaş için harcana- cakparanınyansı Afganistan'ın imaredilmesinde kul- lanılsaydı, acaba bugün Bin Ladin orada kendine or- tam bulabilir miydi? Timsah gözyaşlan Neden, "Bu savaş Müslümanlara yönelik değil" di- yebilmek için Müslüman ülkeleri ittifakın içine almaya "büyük" önem veren ABD, uç gun daha, sabredip, Arap Biriiği toplantısından bir destek karan çıkartma- yı denemedi? Demokrasi ve özgüriük, sonsuz bilmem ne.. ittikafının içinde yer alan kimi sultanlan, işkence- cileri, diktatörieri ikna etmek o kadar mı zor oiacaktı? Bir taraftan bir halkı bombalayıp sonra siz bizim düşmanımız değilsiniz, biz aslında filancayı vuruyoruz demek, ölenlerie ve ölecek olanlaria alay etmek anla- mına gelmez mi? Robert Fisk'in işaret ettiği gibi, 1956'da Süveyş Kanalı, 1982'de Lübnan, 1991'de Libya, 1991 'de Irak bombalanırken aynı formülü din- leyenler, şimdi ABD'nin timsah gözyaşlanna kanar mı? Ve bir ironi: Bu propaganda denizinde yüzmeye ça- lışan, ender doğrulardan biri "müthiş teröristin" ön- ceden hazıriattığı bir bant kaydından ekranlara dökül- dü: Ortadoğu halklanna banş ve güvenlik yoksa, ABD halkına da yok! Gerçekten de "dışandakiler" her gün terör altında yaşarken, "içerdekilerin" bu te- rörden payını almaması mümkün mü? "Big Brother" bizi her gün "dev kulakla" izler, "her şeyi bilirken", biz ekranlann, rotatiflerin çift anlamlı açıklamalanna mahkûmsak, banş demokrasi, adalet ve uygartıktan söz edilebilir mi? Larson, tutumlarını açıkladı ABD'den Türk ekonomisine destek VVASHINGTON (AA) - Ekonomıden so- rumlu Devlet Bakam Kemal Derviş'in geçen hafta Washington'a dü- zenlediği ziyaretten bu yana ilk defa resmi açıklama yapan ABD yönetimi, Türkiye'nin ekonomik toparlanma çabalanna destek verdi. ABD'nin ekonomik işlerden sorumlu Dışiş- leri Bakan Yardımcısı Alan Larson, Türki- ye'nin, IMF ile göriiş- melerini halen sürdür- düğünü ve bu süreçte ABD'nin, yapıcı ve olumlu bir rol oynamak istediğini söyledi. Lar- son, Washington'daki yabancı basın merke- zinde düzenlediği basm toplantısmda, Türki- ye'ye ilişkin soruyu ya- nıtlarken "Biz Türld- ye'yi olağanüstü önem- de bir müttefik ve dost olarak görüyoruz. Der- viş geçen hafta benimle, Hazine Bakam O'Neill ve Başkan Yarduncısı Dıck Cheney ile yarar- lı toplannlar yaptı. Der- viş'in dunımu nasıl de- ğerlendirdiğini görme- miz için iyi bir firsat ol- du" dedi. Larson, Türk hükümetinin ekonomik reformlar konusunda başan elde ettigini be- lirterek "Amacuıuz bu ilerlemenin devam et- mesini sağlamaknr" di- ye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle