23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EKİM2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Ecevit: Halkın anlayışh olmasuıa karşın üst kesimlerde yakınma var TÜSİAD'ın eleştirileri haksızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bûfcnt Ecevit, TÜSÎAD'ın istemlerinin haksız olduğunu, halkın anlayışlı olmasına karşın toplumun üst kesimlerinden tepki geldiğini bildirdi. ABD'deki terör eylemlerinin hüküme- ti yıkmak için kampanya başlatanlarca kullanıldığını savunan Ecevit, ABD'de- ki saldınlann yeni sıkıntılar da yarata- cağını söyledi. Ecevit CNN Tûrk televizyonunda gündemdeki sorulan yanıtladı. Prog- ramda, TÜSlAD'm hükümetin çekil- mesi, seçime gidilmesi yönüdeki is- temlerinin anımsatılması üzerine Ece- DSP Cenel Sekreterliği vit, 11 Eylül'e gelinceye kadar ekono- minin iyi gittiğini iş çevreleri dahil her- kesin kabul ettiğini savundu. Başbakan Bülent Ecevit, "Bunu en iyi idrak edebflecek ldşfler sanayicüer. Siyasi Partiler Yasası'nm değişmesi ge- rekü ama Türkiye'yi krizden çıkarabi- kcek bir değişiklikdeğir dedi. Kaynak sıkıntısının sürdüğünü ve ekonomik programda mutlaka bazı değişiklikle- re gidileceğini belirten Ecevit, "Dünya değişti. Bizim değişmeden yerimizde durmamız mümkûn değiL Derviş bun- Ian görüşmek üzere ABD'de" dedi. Ecevit, kendi şahsına ve hükümete yö- nelik eleştirileri nasıl değerlendirdiği sorusuna, "Bence haksızlık. Bu hükü- met ağır bir mirası devrakh. Halkımız bûtün sıkmûlara rağmen anlayışh dav- ranıyor. Toplumun üst çevTeierinde ya- kmma var" karşılığını verdi. Başbakan Ecevit, ekonomik buna- lımdan ne zaman çıkılacağı yönünde- ki bir soruya, "Derviş ekonomi ile ilgiK görev üstlendiği sırada Eylûl'den m'ba- ren ekonomide durum düzebneye baş- layacakür. dedik. ABD'de meydana ge- len olaya rağmen biz bu krizden çıkabi- Hriz.Ama tarihveremiyorum. Daha ön- ce tarih venök beklenmedik olaylar ol- Rahşan Ecevitistedi HayriDui istifa etti ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DSP Izmir Milletvekili Hayri Diri, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in isteği üzerine partı genel sekreterliği görevinden istifa etti. DSP Parti Meclisi (PM) toplantısı dün Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında gerçekleştirildi. DSP Genel Merkezi'nde yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Başbakan Ecevit, Izmır Milletvekili Hayri Diri'nin genel sekreterlik görevinden istifa ettiğini ve yerine Manisa milletvekili ve genel sekreter yardımcısı Hasan Gülay'ın getirildığım bildirdi. DSPGenelSekre- tertiği'ne Hasan Gülay getirüdi. Saldırıya kadar ekonomi lyl glttl ABD'deki terör eylemlerinin hükümeti yıkmak için kampanya başlatanlarca kullanıldığını savunan Ecevit, ABD'deki sakbnlann yeni suonülar da yaratacağını söyledL TÜSlAD'm hükümetin çekümesi, seçime gidilmesi yönündeki istemlerinin anıımatılmag înprvne Ecevit, 11 Eylüle gelinceye kadar ekonominin iyi gfttiğmi iş çevreteri dahil herkesin kabul ettiğini savundu. du" yarutını verdi. Saldınnın ardından Türkiye'nin pa- sif kaldığı yönündeki yorumlann anım- satılması üzerine Ecevit, "Bu büyük bir haksızhkür. Bu hükümeti yıkmak için büyük bir kampanya var. Bu kam- panya bu olaya da yansrakh" diye ko- nuşru. ABD'nin, saldınnın ardından gerçekleştireceği harekâtı henüz net- leştirmediğini belirten Ecevit, "Bize uçaklaruı inişi kalkışına izin dışmda herhangi bir istek gelmiş değiL Biz ken- di olanaklanmız eh/erdiğince işbirliği yapacağız" dedi. ABD belirleyicl olacak Türkiye ile ABD ara- sındaki işbirliğinin te- rörle mücadele için de değerlendirilmesinin doğal olduğunu kayde- den Ecevit, "TBMM açüdığmda bir karar al- mak gerekebilir. ABD ne yapacako beürieyid ola- cak'' diye konuştu. Tür- kiye'ye Avrupa'lı müt- tefiklerinden terör teh- didi bulunduğunu söy- leyen Ecevit, "5. mad- denin oybirbgi ile kabul edilmesine karşın bazı AB ülkelcrinin kesin ta- vir alacaklanndan kuş- kuluyum. Türtdye'deki birçok eylemlerin plan- laması orada yapıhyor. Ona rağmen üzerine yü- rünmüyor" dedi. TOBB'nin anketine göre, 2002 yılının ilk 3 ayında iç borç ödemelerinde tıkanmalar başlayacak Krizin sorumlusu hükümetANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Odalar ve Bor- salar Birliği'ne (TOBB) bağh,,,. 58 oda başkanı ile gerçekleşti- rilen anket, işadamlannın kri- zin sorumlusu olarak "hükü- meti" gördüğünü ortaya çıkar- dı. Anketin sonuçlan TÜSl- AD'dan sonra TOBB'nin de erken seçim istediğini göster- di. Buna göre işadamlannın büyük çoğunluğu, 2002 yılının ilk 6 ayında erken seçim bek- liyor. îç borcun çevrilmesinden de umutsuz olduklannı belir- ten işadamlanna göre, 2002 yı- lının ilk 3 ayında iç borç öde- melerinde tıkanmalar başlaya- cak. TOBB'nin ayhk ekonomi dergisi "EkonomikForum"da yayımlanan ve 58 oda başkanı- nı kapsayan ankete göre, işa- damlannuı yüzde 59'u yaşa- nan krizin sorumlusu olarak "koansyon hükümeti"ni görü- yor. Ankete katılanlann yüzde 13'ü bankalan, yüzde 12'si IMF'yi, yüzde 4'ü de küresel- leşmeyi yaşananbunalımın so- rumlusu olarak görüyor. Kri- zin nedeni olarak siyasi iktida- n gören işadamlan, "Erken se- çim bekliyor musunuz" soru- suna da yüzde 57 oramnda "evet" yanıtını veriyorlar. Bu- na göre işadamlannın yüzde 43'ü 2002 yıhnın ilk yansında, yüzde 21'i 2002 yılının ilk 3 ayında, yüzde 36'sı da 2002 yı- lının sonunda erken seçim ola- cağı görüşünü taşıyor. Hükümetin reel sektörie kurduğu diyaloğu nasıl değeriendiriyorsunuz? Hükümetin finans sektörü ile diyaloğu daha iyi Türkiye, bu miktar faizle iç borçlan çevirebüirmi? Evet Diyalog gittikçe kötüleşiyor Geçmişe göre daha iyi İç borç ödemeterinde tkanma ne zaman yaşanır? Cevapyok—, Diğer Sonbaharda İç borçlanmada yeniden yapılanma ekonomik canlanmaya katkı sağlar mı? Evet - . Hayır- 2002'nın ilk çeyreğinde Yıl sonunda - Anket, işadamlannın, eko- nomi yönetiminin aksine kri- zin giderek derinleşeceği kay- gısını taşıdıklannı da gösterdi. Buna göre "Türkrye, bu mik- tar faizle iç borçlan çevirebitir mi" sorusuna yüzde 75 oranın- da "hayır" yanıtı verildi. işa- damlannın yüzde 57'si iç borç ödemelerindeki tıkanmalann 2002 yılının ilk çeyreğinde başlayacağı görüşünü paylaşı- yorlar. Her an böyle bir tıkan- manın yaşanabileceğini belir- tenlerin oranı da yüzde 5'e ula- şıyor. Tahminlerdeki 'kara tabto^ Sorunlann çözülmesi için, "güven" unsurunun sağlanma- sı gerektiğine dikkat çeken işa- damlannın yanıtlanna göre ekonomi önümüzdeki dönem- de şöyle bir seyir izleyecek: -ProtestohısenetsavTsı: Yüz- de 83 oramnda "artar" yamtı verildi - Üretim miktan: işadamla- nnın yüzde 7O'i azalacağını, yüzde 21 ise değişmeyeceğini savundu. - Yabrun kararlan: Ankete katılanlann yüzde 46'sı çok azalacağını, yüzde 36'sı ise azalacağım savundu. -İstihdanı: Yüzde 52 oramn- da "azahr", yüzde 32 oramn- da da "çok azahr" yamtı veril- di. - Kredi kullanımı: İşadamla- nnın yüzde 68'ı, kredı kullanı- mınınazalacağım düşünüyor. - thracat: Ankete katılanla- nn yüzde 41 'i artacağmı, yüz- de 29'u ise azalacağım düşü- nüyor. - Dolar beklentisi: Ankete katılan 58 oda başkanın verdi- ği yanıtlar, dolann yıl sonunda 1 milyon 600 bin-1 milyon 800 bin arasında olacağı beklenti- sinin hâkim olduğunu gösteri- yor. - Enflasyon: İşadamlannın büyük çoğunluğu TÜFE'nin yıl sonunda yüzde 70-80 ara- sında olacağını düşünüyor. TEFE'nin ise yüzde 65'in al- tında olamayacağı görüşü hâ- kim. - Faiz oranı: Ankete katılan işadamlannın faiz beklentisi konusundaki yamtlan, yüzde 80-yüzde 120 aralığında yo- ğunlaşıyor. - İşler ne zaman açıhr: Yüz- de 25 oranında, "2002yıhmn2. yansmda" yanıtı verildi. "Er- ken seçimden sonra yanıtmıve- renlerin oranı yüzde 16, "Önü- müzü göremiyoruz" yamtını verenlerin oranı ise yüzde 24. Başkanlann yüzde 13'ü, re- formlann tamamlanmasımn ardından, yüzde 10'u da 2003 yılmda işlerin açılacağını dü- şünüyor. Yüzde 8 oramnda bir kesim ise "yeni hükümetten sonra,güven ortamınm sağlan- masmdan sonra"yanıtını veri- yorlar. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.neLtr. Dünkü 'Tırmık'ı anımsıyor musunuz? Hani 37 maddelik anayasa değişikliği paketinde öksüz ço- cuk gibı bir yana aynlan mad- deye değiniyordu.... Hani Türkiye'nin (sadece TBMM'nin değil, bu topraklar- dayaşayan yurttaşlann) AB'nin anayasası sayılan Avrupa Söz- leşmesi İle ulusal yasalar ara- sında bir "öncelik - üstünlûk" tercihi yapacağı günün gelip çattığırn tartışıyordu... Hani TBMM'nin, Anayasa değişikliğinin ilk turunda terci- hini ulusal yasalann "üstûnlü- ği-önceliği"nden yana yaptı- ğını anımsatıyordu... Hani çokciddi, çokyakıcı bir soruyu okurlanna yönettiyorve "Szin tercihiniznedir" diye so- ru/ordu? Vann TBMM Anayasa deği- şiıliği paketini bir kez daha ele alacak. Ikinci turda da aynı eği- lin benimsenirse, Türkiye, ulu- sal egemenliğini bir 'üst ya- p/'da, Avrupa Birliği'nde erit- meyi, daha doğru bir deyişle egemenliği bölüşmeyi reddet- miş olacak. Bu bir tercih. Savunanlann köklü nedenleri, sağlam tanrt- lan (=argümanlan) var. Arna tersi eğilimi savunanla- nn da köklü nedenleri, sağlam tanrtlan var. 'Herkes'm demek elbette abartı olur. Ama eli kalem tu- tan, düşünen, okuyan, yazan, okuduğunu anlayan, politikayı birtakım 'tatsız adamlann' mesleği olarak değil, ülke yö- netiminde yurttaşın söz sahibi olması diye kavrayanlann bu tercih çatalında yönlerini seç- meleri gerek. Yazı mı, tura mı kadar açık. Üstelik malum: Para havada Yarın Salı kalmaz. Düşer ve ya yazıdır, ya tura. • • • Dahaönce de bu köşedeya- zıldı. Kanımca, 'Avrupa Birteşik Oevletleri'ne doğru evrilen Av- rupa Birliği'ne karşı tutum, Tür- kiye'de yeni ve çok ciddi bir aynşma eksenini haberveriyor. Bu aynşmada "Ben AB'den yanayım abi" ya da "Muhte- rem biladerim, AB bir Hıristi- yan klubûdür, bizimse yüzde 99'umuz Müslümandır. Bu iş olmaz" ya da "Yav kardeşim, biz istesekbile adamlarbizi al- mayacaklar. Öyleysebu tartış- malar nafile çaba" ya da "AB emperyalizmin yeni bir örgüt- lenmesinden ibarettir. Biz ulu- sal egemenliğimizden ödûn vermeyiz, veremeyız arkadaş" gibi mahalle kahvesine yaraşır "ahkâm /cesme"lerin yeri yok. Yeri olsa bile önemi yok. Türkiye 40 yılı aşan bir süre- dir önüne Avrupa Birtiği üyeli- ğini koydu. Hükümetler değiş- ti, iktidarlardeğişti, ama bu he- defi yadsıyan çıkmadı. Türkiye dış politikasının ana eksenle- rinden biri hep AB üyeliği yö- nünde yürüdü. Bu 40 yıl içinde AB de değiş- ti, evrildi, dönüştü. Mallann gümrüksüz olarak bir ülkeden ötekine geçebileceği bir 'Ortak Pazar'üan bugüne geldi. Yan- nı, şimdiden belli olan bu gü- ne... Türkiye için de kesin karar günlen gelip çattı. • • • Salt tartışmaya katkısı olsun diye "Bir de bu yandan bak- maya ne dersiniz"den ibaret bir soru: Avrupa ya da Avrupa Birtiği deyince ne anlıyoruz? İçinde ya da dışmda kalmak gibi ter- cihlerin eşiğinde, Avrupa Birli- ği'ni doğru ve derinlemesine tanımlamak gerekmiyor mu? Uluslarüstüleşmiş Avrupa sanayi tekellerinin, finans im- paratoriuklannın, güçlerini bir- leştirip yeni bir ekonomik odak yaratıp ABD ve Pasifik'teki ekonomik güce karşı rekabet edebileceği koşullann yaratıl- dığı "sermayenin Avrupası" var. Bir de milyonlarca emekçi- nin, aydının omuzdaşlaşıp ya- ratmak istediği "emeğin Avru- pası. " Ulusal egemenliği AB ile bö- lüşüp bölüşmemeyi tartışma- dan önce, içinde ya da dışmda yer alacağımız Avrupa'nın "hangi Avrupa" olduğusoru- sunu yanıtlamamız daha akılcı (gibi geliyor bana). Tamamen duygusal...' ANAP'lı Işın Çelebi'nin başını çektiği bir grup muhalifin hükümete yönelik deklarasyon girişimi TBMM kulislerinde renkli sohbetlere konu oldu. Partidaşı Emre Kocaoğlu, "En hakiki ve öz deklarasyon" başlıklı bildirisiyle girişimi "ti"ye aldı: "Beni mutlaka bakan yapın. Genel başkan yapın, başbakan yapın. Aslında bunlar da kesmez; beni kral, imparator falan yapın. Çünkü ben, ben, bana, bende, benden. Je, me, moi, ich, I, me, mine." ANAP'lı Cavit Kavak, başkanlığına seçildiği grup disıplin kurulunu ertesi gün toplantrya çağırmıştı. Kuliste Çelebi ile karşılaşınca takılmadan edemedi: "Işın Bey yann uğrayıp bir çayımızı için..." Cem Yılmaz Muzip davet karşısında Işın Çelebi olduğu yerde kalırken Cavit Kavak tebessümle uzaklaştı. Ancak toplantının gündemi "Çelebi'ye ceza" değil, kurul içindeki görev dağılımıydı. Deklarasyon girişiminin arkasında sermaye çevrelerinin bulunduğunu savunan ANAP'lılann, Çelebi'ye takılmalan bununla da bitmedi. Çelebi, "Kesinlikle böyle bir şey yok" diyedursun; kulislerde bir öykü yaymaya başladılar. Buna göre; ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda göz göze geldiği Çelebi'ye, Cem Yılmaz'ın reklam filmindeki gibi eliyle para işareti yaparak karşılık vermiş. Bunu gören bir milletvekili de Çelebi'ye "Tamamen duygusal mı Sayın Çelebi" diye seslenmiş... Tuz, sopa, altın... Anayasa paketinin en tartışmalı maddesi "savaş, çokyakın savaş tehdidi ve terör suçlan dtşında ölüm cezası verilemez" düzentemesiydi. AKP'Iİ Dengir Mir Mehmet Fırat, terör suçlannın idam kapsamında kalmastna tepki gösterirken bir fıkra anlattı: - 3 kafadar bir ülkeye gitmişler, bir suç işlemişler. Kenditerine seçenekli ceza imkânı sunulmuş. "Ya birkilo tuz yiyeceksiniz, ya 80 sopa yiyeceksiniz, ya da 80 altın sayacaksınız" demişler. Biri, 80 altını saymış, biri 80 sopa yemiş. Içlerinden biri ise "Ben bir kilo tuz yiyeceğim" demiş. Ancak 800 gram yıyebılmiş. Sonra pes etmiş, "Yok 80 sopa yiyeceğim demiş. 60 sopa yemiş, dayanamamış, yine pes etmiş. "Tamam 80 altını ödeyeceğim" demiş. 80 altını ödemiş. Fırat, fıkrayı anayasa görüşmelerine uyariadı: "Türkiye'nin hali de böyle mi olacak? İdam konusunda Avrupa'nın standartlan belli, birsüre sonra terörsuçlan da kapsamdan çtkacaktır. Sonradan geleceğımiz noktaya şu anda varalım." 'Kültürel ve akademik' bir toplantı(!) Eskişehir bağımsız milletvekili Mail Büyükerman, bir güzellik yanşmasına katılanlaria ilgili "Bacağı çirkin, öbürü daha güzeldi" benzeri değeriendinneleriyle basında geniş yer buldu. Büyükerman, bu haberterden rahatsızlık duymuş olmalı ki, geçen hafta "kültürel ve akademik konularla medyada yer alıp almayacağmı sınamak için basın toplantısı düzenledi. Büyükennan'ın bu toplantıdaki daldan dala "kültürel ve akademik" açıklamalanndan bazılannı yorumsuz aktanyoruz: • Papa Jean Paul'ü, iadeli taahhütlü bir mektupla Eskişehir'e davet ettim. Mektubun "alındı" belgesi ulaştıktan birkaç gün sonra, Mehmet AN Ağca erken davranarak Papa'yı vurdu. Bu olaydan sonra, hakkımda soruşturma açıldı. "Papa'yı Türkiye'ye çağmp burada mı öldürecektin" diye sordular. • Atatürk zamanında dolar 85 kuruştu. Atatürk'ün mareşal maaşı 43 liraydı. Sonraki yıllar, benim nişanlım penisilin olmadığı için vefat etmiştir, kahve yok. Bunun hangi döneme ait olduğunu söylemeye gerek yok. • Nüfus artışı çok önemli bir sorun. 70 milyon olduk. Benim çocukluğumda Türkiye 15 milyondu. Erozyon önemli bir sorundur. Hızlı nüfus artışına "dur" demek gerekir. Bu konudaki görüşlerimi ayn bir basın toplantısında açıklayacağım. Vekîlin Ihtilal' korkusu... Miitetvekilleri tatilden dönünce kendi araiannda anayasa paketinden çok, ABD'ye saldın ve bu saldtnyı nasıl duyduklanna Hişkin öykülerini konuştular. DSP Kütahya Milletvekili Emin Karaanın öyküsü ilginçti: "Kahvede oturuyordum. Cep tetefonum kapalıydı. Sonra cep telefonunu açtım. Kanm aradı, panik halinde, 'Dünya yıkıldı, haberin yok' diye konuşuyor. 'Ya ne oldu, ihtilai mi oldu' diye sordum." Karaa'nın "ihtilai korkusu'nm geçmişi de var "Deprem gecesi ben olayın farkında değıldim. Sabaha karşı uyuyorum, kızım aradı, 'Ya baba Türkiye yıkıldı, sen uykudaan' diye panik hatinde konuşuyor. Ben uyku sersemi 'Ya n'oldu, ihtifal mi otdu' diye sordum." 'Kuzu kuzu me' Anayasa değişikliği paketinin birinci tur görüşmeleri, geçen hafta geniş bir katılımla tamamlandı. Bazı maddeler 450'ye varan rekor oylarla kabul edildi. Bu maddelerden birisi de gözaltı süresinin kısaltılmasına ilişkin düzenlemeydi. Ortak önergeyle bu süre 7 günden 4 güne indirilince, MHP'li bir grup başkanvekili gazetecilere takıldı: "Anayasa değişikliklerinin önünde hep MHP engel olarak görülüyordu. Şimdi paketin çıkacağına inanıyor musunuz?" Grup başkanvekiline yanıt, yine bir MHP'liden geldi: "MHP'nin yeni şarkısı, artık Tarkan'ın 'kuzu kuzu me'sioldu." Türey Köse, Emine Kaplan. Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş ankcum@ttnet.nettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle