Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 EKİM2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başbakan Ecevit: Halkın anlayışh olmasuıa karşın üst kesimlerde yakınma var
TÜSİAD'ın eleştirileri haksızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Bûfcnt Ecevit, TÜSÎAD'ın
istemlerinin haksız olduğunu, halkın
anlayışlı olmasına karşın toplumun üst
kesimlerinden tepki geldiğini bildirdi.
ABD'deki terör eylemlerinin hüküme-
ti yıkmak için kampanya başlatanlarca
kullanıldığını savunan Ecevit, ABD'de-
ki saldınlann yeni sıkıntılar da yarata-
cağını söyledi.
Ecevit CNN Tûrk televizyonunda
gündemdeki sorulan yanıtladı. Prog-
ramda, TÜSlAD'm hükümetin çekil-
mesi, seçime gidilmesi yönüdeki is-
temlerinin anımsatılması üzerine Ece-
DSP Cenel Sekreterliği
vit, 11 Eylül'e gelinceye kadar ekono-
minin iyi gittiğini iş çevreleri dahil her-
kesin kabul ettiğini savundu.
Başbakan Bülent Ecevit, "Bunu en
iyi idrak edebflecek ldşfler sanayicüer.
Siyasi Partiler Yasası'nm değişmesi ge-
rekü ama Türkiye'yi krizden çıkarabi-
kcek bir değişiklikdeğir dedi. Kaynak
sıkıntısının sürdüğünü ve ekonomik
programda mutlaka bazı değişiklikle-
re gidileceğini belirten Ecevit, "Dünya
değişti. Bizim değişmeden yerimizde
durmamız mümkûn değiL Derviş bun-
Ian görüşmek üzere ABD'de" dedi.
Ecevit, kendi şahsına ve hükümete yö-
nelik eleştirileri nasıl değerlendirdiği
sorusuna, "Bence haksızlık. Bu hükü-
met ağır bir mirası devrakh. Halkımız
bûtün sıkmûlara rağmen anlayışh dav-
ranıyor. Toplumun üst çevTeierinde ya-
kmma var" karşılığını verdi.
Başbakan Ecevit, ekonomik buna-
lımdan ne zaman çıkılacağı yönünde-
ki bir soruya, "Derviş ekonomi ile ilgiK
görev üstlendiği sırada Eylûl'den m'ba-
ren ekonomide durum düzebneye baş-
layacakür. dedik. ABD'de meydana ge-
len olaya rağmen biz bu krizden çıkabi-
Hriz.Ama tarihveremiyorum. Daha ön-
ce tarih venök beklenmedik olaylar ol-
Rahşan Ecevitistedi
HayriDui istifa etti
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- DSP Izmir Milletvekili Hayri
Diri, DSP Genel Başkan
Yardımcısı Rahşan Ecevit'in
isteği üzerine partı genel
sekreterliği görevinden istifa etti.
DSP Parti Meclisi (PM)
toplantısı dün Başbakan Bülent
Ecevit başkanlığında
gerçekleştirildi. DSP Genel
Merkezi'nde yaklaşık 2 saat
süren toplantının ardından
gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Başbakan Ecevit,
Izmır Milletvekili Hayri Diri'nin
genel sekreterlik görevinden istifa ettiğini ve yerine
Manisa milletvekili ve genel sekreter yardımcısı
Hasan Gülay'ın getirildığım bildirdi.
DSPGenelSekre-
tertiği'ne Hasan
Gülay getirüdi.
Saldırıya
kadar
ekonomi lyl
glttl
ABD'deki terör
eylemlerinin hükümeti
yıkmak için kampanya
başlatanlarca
kullanıldığını savunan
Ecevit, ABD'deki
sakbnlann yeni
suonülar da
yaratacağını söyledL
TÜSlAD'm
hükümetin çekümesi,
seçime gidilmesi
yönündeki istemlerinin
anıımatılmag înprvne
Ecevit, 11 Eylüle
gelinceye kadar
ekonominin iyi gfttiğmi
iş çevreteri dahil
herkesin kabul ettiğini
savundu.
du" yarutını verdi.
Saldınnın ardından Türkiye'nin pa-
sif kaldığı yönündeki yorumlann anım-
satılması üzerine Ecevit, "Bu büyük
bir haksızhkür. Bu hükümeti yıkmak
için büyük bir kampanya var. Bu kam-
panya bu olaya da yansrakh" diye ko-
nuşru. ABD'nin, saldınnın ardından
gerçekleştireceği harekâtı henüz net-
leştirmediğini belirten Ecevit, "Bize
uçaklaruı inişi kalkışına izin dışmda
herhangi bir istek gelmiş değiL Biz ken-
di olanaklanmız eh/erdiğince işbirliği
yapacağız" dedi.
ABD belirleyicl
olacak
Türkiye ile ABD ara-
sındaki işbirliğinin te-
rörle mücadele için de
değerlendirilmesinin
doğal olduğunu kayde-
den Ecevit, "TBMM
açüdığmda bir karar al-
mak gerekebilir. ABD ne
yapacako beürieyid ola-
cak'' diye konuştu. Tür-
kiye'ye Avrupa'lı müt-
tefiklerinden terör teh-
didi bulunduğunu söy-
leyen Ecevit, "5. mad-
denin oybirbgi ile kabul
edilmesine karşın bazı
AB ülkelcrinin kesin ta-
vir alacaklanndan kuş-
kuluyum. Türtdye'deki
birçok eylemlerin plan-
laması orada yapıhyor.
Ona rağmen üzerine yü-
rünmüyor" dedi.
TOBB'nin anketine göre, 2002 yılının ilk 3 ayında iç borç ödemelerinde tıkanmalar başlayacak
Krizin sorumlusu hükümetANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Odalar ve Bor-
salar Birliği'ne (TOBB) bağh,,,.
58 oda başkanı ile gerçekleşti-
rilen anket, işadamlannın kri-
zin sorumlusu olarak "hükü-
meti" gördüğünü ortaya çıkar-
dı. Anketin sonuçlan TÜSl-
AD'dan sonra TOBB'nin de
erken seçim istediğini göster-
di. Buna göre işadamlannın
büyük çoğunluğu, 2002 yılının
ilk 6 ayında erken seçim bek-
liyor. îç borcun çevrilmesinden
de umutsuz olduklannı belir-
ten işadamlanna göre, 2002 yı-
lının ilk 3 ayında iç borç öde-
melerinde tıkanmalar başlaya-
cak. TOBB'nin ayhk ekonomi
dergisi "EkonomikForum"da
yayımlanan ve 58 oda başkanı-
nı kapsayan ankete göre, işa-
damlannuı yüzde 59'u yaşa-
nan krizin sorumlusu olarak
"koansyon hükümeti"ni görü-
yor.
Ankete katılanlann yüzde
13'ü bankalan, yüzde 12'si
IMF'yi, yüzde 4'ü de küresel-
leşmeyi yaşananbunalımın so-
rumlusu olarak görüyor. Kri-
zin nedeni olarak siyasi iktida-
n gören işadamlan, "Erken se-
çim bekliyor musunuz" soru-
suna da yüzde 57 oramnda
"evet" yanıtını veriyorlar. Bu-
na göre işadamlannın yüzde
43'ü 2002 yıhnın ilk yansında,
yüzde 21'i 2002 yılının ilk 3
ayında, yüzde 36'sı da 2002 yı-
lının sonunda erken seçim ola-
cağı görüşünü taşıyor.
Hükümetin reel sektörie kurduğu
diyaloğu nasıl değeriendiriyorsunuz?
Hükümetin
finans sektörü
ile diyaloğu
daha iyi
Türkiye, bu miktar faizle iç borçlan
çevirebüirmi?
Evet
Diyalog gittikçe
kötüleşiyor
Geçmişe
göre daha iyi
İç borç ödemeterinde tkanma ne zaman
yaşanır?
Cevapyok—,
Diğer Sonbaharda
İç borçlanmada yeniden yapılanma
ekonomik canlanmaya katkı sağlar mı?
Evet - . Hayır-
2002'nın ilk
çeyreğinde Yıl sonunda -
Anket, işadamlannın, eko-
nomi yönetiminin aksine kri-
zin giderek derinleşeceği kay-
gısını taşıdıklannı da gösterdi.
Buna göre "Türkrye, bu mik-
tar faizle iç borçlan çevirebitir
mi" sorusuna yüzde 75 oranın-
da "hayır" yanıtı verildi. işa-
damlannın yüzde 57'si iç borç
ödemelerindeki tıkanmalann
2002 yılının ilk çeyreğinde
başlayacağı görüşünü paylaşı-
yorlar. Her an böyle bir tıkan-
manın yaşanabileceğini belir-
tenlerin oranı da yüzde 5'e ula-
şıyor.
Tahminlerdeki 'kara tabto^
Sorunlann çözülmesi için,
"güven" unsurunun sağlanma-
sı gerektiğine dikkat çeken işa-
damlannın yanıtlanna göre
ekonomi önümüzdeki dönem-
de şöyle bir seyir izleyecek:
-ProtestohısenetsavTsı: Yüz-
de 83 oramnda "artar" yamtı
verildi
- Üretim miktan: işadamla-
nnın yüzde 7O'i azalacağını,
yüzde 21 ise değişmeyeceğini
savundu.
- Yabrun kararlan: Ankete
katılanlann yüzde 46'sı çok
azalacağını, yüzde 36'sı ise
azalacağım savundu.
-İstihdanı: Yüzde 52 oramn-
da "azahr", yüzde 32 oramn-
da da "çok azahr" yamtı veril-
di.
- Kredi kullanımı: İşadamla-
nnın yüzde 68'ı, kredı kullanı-
mınınazalacağım düşünüyor.
- thracat: Ankete katılanla-
nn yüzde 41 'i artacağmı, yüz-
de 29'u ise azalacağım düşü-
nüyor.
- Dolar beklentisi: Ankete
katılan 58 oda başkanın verdi-
ği yanıtlar, dolann yıl sonunda
1 milyon 600 bin-1 milyon 800
bin arasında olacağı beklenti-
sinin hâkim olduğunu gösteri-
yor.
- Enflasyon: İşadamlannın
büyük çoğunluğu TÜFE'nin
yıl sonunda yüzde 70-80 ara-
sında olacağını düşünüyor.
TEFE'nin ise yüzde 65'in al-
tında olamayacağı görüşü hâ-
kim.
- Faiz oranı: Ankete katılan
işadamlannın faiz beklentisi
konusundaki yamtlan, yüzde
80-yüzde 120 aralığında yo-
ğunlaşıyor.
- İşler ne zaman açıhr: Yüz-
de 25 oranında, "2002yıhmn2.
yansmda" yanıtı verildi. "Er-
ken seçimden sonra yanıtmıve-
renlerin oranı yüzde 16, "Önü-
müzü göremiyoruz" yamtını
verenlerin oranı ise yüzde 24.
Başkanlann yüzde 13'ü, re-
formlann tamamlanmasımn
ardından, yüzde 10'u da 2003
yılmda işlerin açılacağını dü-
şünüyor. Yüzde 8 oramnda bir
kesim ise "yeni hükümetten
sonra,güven ortamınm sağlan-
masmdan sonra"yanıtını veri-
yorlar.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(a doruk.neLtr.
Dünkü 'Tırmık'ı anımsıyor
musunuz?
Hani 37 maddelik anayasa
değişikliği paketinde öksüz ço-
cuk gibı bir yana aynlan mad-
deye değiniyordu....
Hani Türkiye'nin (sadece
TBMM'nin değil, bu topraklar-
dayaşayan yurttaşlann) AB'nin
anayasası sayılan Avrupa Söz-
leşmesi İle ulusal yasalar ara-
sında bir "öncelik - üstünlûk"
tercihi yapacağı günün gelip
çattığırn tartışıyordu...
Hani TBMM'nin, Anayasa
değişikliğinin ilk turunda terci-
hini ulusal yasalann "üstûnlü-
ği-önceliği"nden yana yaptı-
ğını anımsatıyordu...
Hani çokciddi, çokyakıcı bir
soruyu okurlanna yönettiyorve
"Szin tercihiniznedir" diye so-
ru/ordu?
Vann TBMM Anayasa deği-
şiıliği paketini bir kez daha ele
alacak. Ikinci turda da aynı eği-
lin benimsenirse, Türkiye, ulu-
sal egemenliğini bir 'üst ya-
p/'da, Avrupa Birliği'nde erit-
meyi, daha doğru bir deyişle
egemenliği bölüşmeyi reddet-
miş olacak.
Bu bir tercih. Savunanlann
köklü nedenleri, sağlam tanrt-
lan (=argümanlan) var.
Arna tersi eğilimi savunanla-
nn da köklü nedenleri, sağlam
tanrtlan var.
'Herkes'm demek elbette
abartı olur. Ama eli kalem tu-
tan, düşünen, okuyan, yazan,
okuduğunu anlayan, politikayı
birtakım 'tatsız adamlann'
mesleği olarak değil, ülke yö-
netiminde yurttaşın söz sahibi
olması diye kavrayanlann bu
tercih çatalında yönlerini seç-
meleri gerek.
Yazı mı, tura mı kadar açık.
Üstelik malum: Para havada
Yarın Salı
kalmaz. Düşer ve ya yazıdır, ya
tura.
• • •
Dahaönce de bu köşedeya-
zıldı. Kanımca, 'Avrupa Birteşik
Oevletleri'ne doğru evrilen Av-
rupa Birliği'ne karşı tutum, Tür-
kiye'de yeni ve çok ciddi bir
aynşma eksenini haberveriyor.
Bu aynşmada "Ben AB'den
yanayım abi" ya da "Muhte-
rem biladerim, AB bir Hıristi-
yan klubûdür, bizimse yüzde
99'umuz Müslümandır. Bu iş
olmaz" ya da "Yav kardeşim,
biz istesekbile adamlarbizi al-
mayacaklar. Öyleysebu tartış-
malar nafile çaba" ya da "AB
emperyalizmin yeni bir örgüt-
lenmesinden ibarettir. Biz ulu-
sal egemenliğimizden ödûn
vermeyiz, veremeyız arkadaş"
gibi mahalle kahvesine yaraşır
"ahkâm /cesme"lerin yeri yok.
Yeri olsa bile önemi yok.
Türkiye 40 yılı aşan bir süre-
dir önüne Avrupa Birtiği üyeli-
ğini koydu. Hükümetler değiş-
ti, iktidarlardeğişti, ama bu he-
defi yadsıyan çıkmadı. Türkiye
dış politikasının ana eksenle-
rinden biri hep AB üyeliği yö-
nünde yürüdü.
Bu 40 yıl içinde AB de değiş-
ti, evrildi, dönüştü. Mallann
gümrüksüz olarak bir ülkeden
ötekine geçebileceği bir 'Ortak
Pazar'üan bugüne geldi. Yan-
nı, şimdiden belli olan bu gü-
ne...
Türkiye için de kesin karar
günlen gelip çattı.
• • •
Salt tartışmaya katkısı olsun
diye "Bir de bu yandan bak-
maya ne dersiniz"den ibaret bir
soru:
Avrupa ya da Avrupa Birtiği
deyince ne anlıyoruz? İçinde
ya da dışmda kalmak gibi ter-
cihlerin eşiğinde, Avrupa Birli-
ği'ni doğru ve derinlemesine
tanımlamak gerekmiyor mu?
Uluslarüstüleşmiş Avrupa
sanayi tekellerinin, finans im-
paratoriuklannın, güçlerini bir-
leştirip yeni bir ekonomik odak
yaratıp ABD ve Pasifik'teki
ekonomik güce karşı rekabet
edebileceği koşullann yaratıl-
dığı "sermayenin Avrupası"
var.
Bir de milyonlarca emekçi-
nin, aydının omuzdaşlaşıp ya-
ratmak istediği "emeğin Avru-
pası. "
Ulusal egemenliği AB ile bö-
lüşüp bölüşmemeyi tartışma-
dan önce, içinde ya da dışmda
yer alacağımız Avrupa'nın
"hangi Avrupa" olduğusoru-
sunu yanıtlamamız daha akılcı
(gibi geliyor bana).
Tamamen duygusal...'
ANAP'lı Işın Çelebi'nin
başını çektiği bir grup
muhalifin hükümete
yönelik deklarasyon
girişimi TBMM
kulislerinde renkli
sohbetlere konu oldu.
Partidaşı Emre
Kocaoğlu, "En hakiki
ve öz deklarasyon"
başlıklı bildirisiyle
girişimi "ti"ye aldı:
"Beni mutlaka bakan
yapın. Genel başkan yapın,
başbakan yapın. Aslında bunlar da
kesmez; beni kral, imparator falan
yapın. Çünkü ben, ben, bana,
bende, benden. Je, me, moi, ich,
I, me, mine." ANAP'lı Cavit
Kavak, başkanlığına seçildiği grup
disıplin kurulunu ertesi gün
toplantrya çağırmıştı. Kuliste
Çelebi ile karşılaşınca takılmadan
edemedi:
"Işın Bey yann uğrayıp bir çayımızı
için..."
Cem Yılmaz
Muzip davet karşısında
Işın Çelebi olduğu yerde
kalırken Cavit Kavak
tebessümle uzaklaştı.
Ancak toplantının
gündemi "Çelebi'ye
ceza" değil, kurul içindeki
görev dağılımıydı.
Deklarasyon girişiminin
arkasında sermaye
çevrelerinin bulunduğunu
savunan ANAP'lılann,
Çelebi'ye takılmalan
bununla da bitmedi. Çelebi,
"Kesinlikle böyle bir şey yok"
diyedursun; kulislerde bir öykü
yaymaya başladılar. Buna göre;
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, TBMM Genel
Kurulu'nda göz göze geldiği
Çelebi'ye, Cem Yılmaz'ın reklam
filmindeki gibi eliyle para işareti
yaparak karşılık vermiş. Bunu
gören bir milletvekili de Çelebi'ye
"Tamamen duygusal mı Sayın
Çelebi" diye seslenmiş...
Tuz, sopa, altın...
Anayasa paketinin en tartışmalı
maddesi "savaş, çokyakın
savaş tehdidi ve terör suçlan
dtşında ölüm cezası verilemez"
düzentemesiydi. AKP'Iİ Dengir
Mir Mehmet Fırat, terör
suçlannın idam kapsamında
kalmastna tepki gösterirken bir
fıkra anlattı:
- 3 kafadar bir ülkeye
gitmişler, bir suç işlemişler.
Kenditerine seçenekli ceza
imkânı sunulmuş. "Ya birkilo
tuz yiyeceksiniz, ya
80 sopa yiyeceksiniz, ya da 80
altın sayacaksınız" demişler.
Biri, 80 altını saymış, biri 80
sopa yemiş. Içlerinden biri ise
"Ben bir kilo tuz
yiyeceğim" demiş. Ancak 800
gram yıyebılmiş. Sonra pes
etmiş, "Yok 80 sopa yiyeceğim
demiş. 60 sopa yemiş,
dayanamamış, yine pes etmiş.
"Tamam 80 altını ödeyeceğim"
demiş. 80 altını ödemiş.
Fırat, fıkrayı anayasa
görüşmelerine uyariadı:
"Türkiye'nin hali de
böyle mi olacak? İdam
konusunda Avrupa'nın
standartlan belli, birsüre sonra
terörsuçlan da kapsamdan
çtkacaktır. Sonradan
geleceğımiz noktaya şu anda
varalım."
'Kültürel ve akademik'
bir toplantı(!)
Eskişehir bağımsız milletvekili Mail
Büyükerman, bir güzellik
yanşmasına katılanlaria ilgili
"Bacağı çirkin, öbürü daha
güzeldi" benzeri
değeriendinneleriyle basında geniş
yer buldu. Büyükerman, bu
haberterden rahatsızlık duymuş
olmalı ki, geçen hafta "kültürel ve
akademik konularla medyada yer
alıp almayacağmı sınamak için
basın toplantısı düzenledi.
Büyükennan'ın bu toplantıdaki
daldan dala "kültürel ve
akademik" açıklamalanndan
bazılannı yorumsuz aktanyoruz:
• Papa Jean Paul'ü, iadeli
taahhütlü bir mektupla Eskişehir'e
davet ettim. Mektubun "alındı"
belgesi ulaştıktan birkaç gün
sonra, Mehmet AN Ağca erken
davranarak Papa'yı vurdu. Bu
olaydan sonra, hakkımda
soruşturma açıldı. "Papa'yı
Türkiye'ye çağmp burada mı
öldürecektin" diye sordular.
• Atatürk zamanında dolar 85
kuruştu. Atatürk'ün mareşal
maaşı 43 liraydı. Sonraki yıllar,
benim nişanlım penisilin olmadığı
için vefat etmiştir, kahve yok.
Bunun hangi döneme ait
olduğunu söylemeye gerek yok.
• Nüfus artışı çok önemli bir
sorun. 70 milyon olduk.
Benim çocukluğumda Türkiye 15
milyondu. Erozyon önemli bir
sorundur. Hızlı nüfus artışına
"dur" demek gerekir. Bu
konudaki görüşlerimi ayn
bir basın toplantısında
açıklayacağım.
Vekîlin Ihtilal' korkusu...
Miitetvekilleri tatilden dönünce
kendi araiannda anayasa
paketinden çok, ABD'ye saldın
ve bu saldtnyı nasıl
duyduklanna Hişkin öykülerini
konuştular. DSP Kütahya
Milletvekili Emin Karaanın
öyküsü ilginçti:
"Kahvede oturuyordum. Cep
tetefonum kapalıydı. Sonra cep
telefonunu açtım. Kanm aradı,
panik halinde, 'Dünya yıkıldı,
haberin yok' diye konuşuyor.
'Ya ne oldu, ihtilai mi oldu' diye
sordum."
Karaa'nın "ihtilai korkusu'nm
geçmişi de var
"Deprem gecesi ben olayın
farkında değıldim. Sabaha karşı
uyuyorum, kızım aradı, 'Ya baba
Türkiye yıkıldı, sen uykudaan'
diye panik hatinde konuşuyor.
Ben uyku sersemi 'Ya n'oldu,
ihtifal mi otdu' diye sordum."
'Kuzu kuzu me'
Anayasa değişikliği paketinin
birinci tur görüşmeleri,
geçen hafta geniş bir katılımla
tamamlandı. Bazı maddeler
450'ye varan rekor oylarla
kabul edildi. Bu maddelerden
birisi de gözaltı süresinin
kısaltılmasına ilişkin
düzenlemeydi. Ortak önergeyle
bu süre 7 günden 4 güne
indirilince, MHP'li bir grup
başkanvekili gazetecilere takıldı:
"Anayasa değişikliklerinin
önünde hep MHP engel
olarak görülüyordu. Şimdi paketin
çıkacağına inanıyor musunuz?"
Grup başkanvekiline yanıt, yine
bir MHP'liden geldi:
"MHP'nin yeni şarkısı, artık
Tarkan'ın 'kuzu kuzu me'sioldu."
Türey Köse, Emine Kaplan. Bülent Sanoğlu, Sertaç Eş
ankcum@ttnet.nettr