Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 1 EKİN 2001 PAZARTES
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Yaşam Hakkı Siyasetin Ustündedir
Halit ÇELENK Hukukçu
T
ürkiye Büyük Millet
Meclisi'nde anayasanın
37 maddesiyle ilgili de-
ğişiklikgörüşmeleri hız-
la sürüyor. Basına ve te-
levizyon ekranlarma yansıyan ha-
berlere göre. tartışması en uzun sü-
ren madde ölüm cezası olmuştur.
Bu da ikı-üç saattir Anayasanın bu
önemli naddeleri basında, üniversi-
telerde ve kamuoyunda genişçe tar-
tışılma oianağı bulsaydı bu çabuk-
luk hoşgörülebilirdi, ama yıllardan
beri el sürülmeyer bu maddelere
AB'nin istekleri karşısında resmi
geçit yapnniması kamuoyunun dik-
katindenkaçmamaktadır. Anayasa-
lar sık sıl değiştirilemediğine göre
uzun yıllar yürürlükte kalacak olan
bu anayasa hükümlerini kamuoyun-
da ve Meclis'te ince eleyip sık do-
kumak daha doğru olmaz mıydı?
Bilindiği gibi Meclis'e gönderilen
değişıklik tasansında "Savaş, yakm
savaş tehdidi ve terör suçlan dışında
ötümcezasıverikmez" hükmü yer alı-
yordu. Yapılan tartışmalar sonunda
"yakın savaş" öğesi "çok yakm sa-
vaş'' olarak değiştirilmiş, ancak mad-
dedeki "terör suçlan" öğesi korun-
muştur. Böylece savaş, çok yalon
savaş tehdidi hallerinde ve aynca te-
rör suçlanndan ötürü ölüm cezası
verilebilecektir.
Bu yasal duruma göre ölûm ceza-
sı kaldınlmamakta, kimi koşullara
bağlanarak korunmaktadır. Biz öte-
den beri ölüm cezasının tümden ve
koşulsuz olarak kaldınlmasını sa-
vunageldik. Çünkü ölüm cezası, ya-
şam hakkuu yok eden bir cezachr.
Çağcıl hukuk anlayışı, insan hakla-
nnı hukukun temel taşı olarak kabul
eder. Başka bir deyişle, insan hak-
lanna aykın bir hukuk düşünüle-
mez. Ünlü Yunan düşünürü Prota-
goras'ın dediği gibi "Her şey insan
içindir'' felsefesini kabul etmeyen
bir hukuka "hukuk" denilemez.
İnsan haklarnun basında ise ya-
şam hakkı yer ahr. Bu hak dokunul-
maz bir haİctır. Ölüm cezası işte bu
hakka dokunmakta ve onu ortadan
kaldırmaktadır. Öhım cezasının kal-
thnhnasınm baş nedeni budur. Ko-
nu tamamen ilkesd bir konudur. Hiç-
bir ideoloji, bir siyaset ve partisel çı-
kar bunun üstünde olamaz ve ölüm
cezasının kabulü için gerekçe sayıla-
maz. Bu fetsefe, ölüm cezasını savu-
nanlan da savunan bir felsefedir.
Yine "yakm savaş,çokyakm savaş"
ve benzeri öğeler değişken, yoruma
elverişli, her yöne çekilebilir kavram-
lardır. Uygulamada keyfiliğe açık
sözcüklerdir. Yaşam hakkı gibi do-
ğal ve kutsal bir hak kişisel, parti-
sel, siyasal hedeflere feda edilemez
ve böyle bir düzenleme suçlannya-
salhğı ilkesüıe de ters düşer.
"Terör suçu" öğesi MHP tarafın-
dan siyasal ve partisel nedenlerle
ileri sürülmüş ve tasanda yer almış-
trr. Böyle bir öneriyeevet dryenöte-
ki partüer de siyasal dürtülerin et-
kisiyle oy kullanmaktadırlar. Bura-
da önemle anımsatahm ki hiçbir
uluslararası sözleşmede ölüm ceza-
sı için terör öğesine ve ıstisnasına
rastlanmamaktadır.
Bu açıdan böyle bir hüküm, ölüm
cezası ile ilgili uluslararası ölçütle-
re de yabancı kalmaktadır.
Içınde bulunduğumuz siyasal or-
tamda, AB'nin de yönlendirmesiy-
le anayasanm 37 maddesinde deği-
şiklik yapma firsatı doğmuştur. Bu
yeterli ohnamakla beraber (ki biz
anayasanın tümden yenilenmesi dü-
şüncesindeyiz) ölüm cezasının kal-
dınlması konusunda ortaya önemli
bir firsat çıkmıştır. Bu firsatın doğ-
nı ve yerinde kullanılması gerekir.
Bu firsatın, insan haklanna aykın
ve siyasal nedenlerle yok edilmesi
Türkiye'nin insan haklan ve hukuk
devleti savaşımında kara bir sayfa ola-
rak yerini alacaktrr.
Unutuhnamahdır ki terör geçici-
dir, yaşam hakkı ve insan haklan ise
kalıcıdır. r
ARADA BİR
AYŞEN LAÇtNEL Egutma
Doğru Yönlendirme
Terör dil, din, ırk tanımıyor. Matrix filmini izledi-
niz mi? Matrix fılmiyie 11 Eylül'deki terör olayları
arasında kurgusal benzeriikler bulabildiniz mi? Bil-
miyorum. Belki 11 Eylül'deki intihar saldınlanna sı-
radışı bir bakış olarak değerlendireceksiniz bu yak-
laşımımı.
Matrix'de bilimsel araştırmalar sonucu yaratılan
yapay zekâ insanlığa tehdit olarak döner. Kendi ya-
rattıklan bilgisayartara yenik düşmek ve onlann
tırtsağı olmaktehlikesiyle karşı karşıyadır insanlık.
Ancak bir kurtancı, durumu fark edecek ve yaşa-
nanların görülenlerin sanal olduğunu anlayarak
mücadeleyi başlatacaktır. Ben ETV'deki Liberal
Platform adlı programımda bu olguyu işledim, il-
ginç oldu.
ABD de belki süper güç olmanın rahatlığıyla "ba-
na bir şey olmaz" dedi ve korunmasız, hazırlıksız
böyle bir saldınya uğradı. Masum insanlann zarar
gördüğü, ABD'nin prestij kaybı diye görülebilecek,
hedef büyüten terör, küreselleşmede başka soru-
lan getiriyor akla. Şimdi yapılması gereken teröre
karşı küresel işbirliği.
Düşman belli değil ya da bu eylemi yapanlar he-
nüz üstlenmiyorlar yaptıklarını. Bir de Usame bin
LacNn'in yaptığı görüşü ve onun Müslüman olma-
sı, Müslüman birini Müslüman bir ülke nasıl düş-
mana ya da bir Hıristiyana teslim edebilir diyor Af-
ganistan? Peki bir Müslüman nasıl masum insan-
lan öldürür? Adalet, inanca, dile, millete göre fark-
lı mı işler? Yoksa adalet önünde herkes eşit midir?
Terör hangi milletten, dinden gelirse gelsin ba-
ğışlanmaz. Hangi ülkeye yönelikse de hoş görüle-
mez. Şimdi tüm ülkeler özellikle AB ülkeleri, ABD
kendilerinin de teröre yenik düşebileceklerini, te-
rörle göz göze gelebileceklerini düşünür oldular. Yıl-
larca kendi vatanımızı kemiren kadın, çocuk, yaş-
lı, genç demeden hertürlü işkenceyi, acımasız sal-
dınlan, cinayetler işleyenleri savunan insan hakla-
n mahkemeleri acaba kendilerini sorguluyorlar mı?
11 Eylül'deki terör eylemini yapanlann haklannı
korumak için mi çalışıyorlar yoksa bu kez de?
Bir ülke bütünlüğüne, masum insanların can,
mal güvenliğine yönelık her tür saldın teröf dür.
Terörün ülke farkı, din farkı, dil farkı olamaz.
Eğrtimin amacı gelişmiş beyinleri ve yaratı-
cılık gizil güçlerini (potansiyellerini) doğru yön-
lendirmektir.
Doğru yönlendirme evrensel gelişimi esas ala-
rak kişinin hem kendisine hem çevresine yarar ge-
tirecek çalışmalar yapmasını sağlamaktır. Geliş-
miş zekâlar, güçlü kurgular, planlı bir eğitim felse-
fesi, adaietli bir işleyiş ve üretimi destekleyen po-
lit'kalarla kazanılır. Uretim yapacak ortamlar yara-
tılmaz, fırsat eşitliği sağlanmazsa düşünen beyin-
ler yaratıcılıklannı, gelişim ve insanlığın mutluluğu
için çalıştırmazlar. Hınç alma duygulanyla vartıkla-
nnı başka boyutlarda ispat etmek isterîer.
Yine geldik eğitimin önemine.. yine geldik fırsat
eşitliğine ve üretime önem verilmesi gerektiğine.
MAVt DE\İZ TATİL EVLERt
Türkiye'nin cennet köşesi, mavi bayrak ödülü,
Marmaris Turunç Koyu'nda denİ2e sınr, yüzme
havuzu, havuz bar, sabah ve akşam zengin açık büfe,
her cumartesi havuzbaşı barbekü parti,
tüm pide ve pizza çeşitleri, odalarda müstakil
elektrikli şofben, klima, müzik, telefon
0-2 yaş ücretsiz, aynı odada üçüncü kişi %50 indirimli
Iki Kişilik Odada
1 Kişi 7 Gece 8 Gün
150.000.000.-TL
Rezer\asyon
Tel: 0.252.476 71 90-91
Fax. 0 252 476 70 07
www.hotelmavideniz.com
Fethiye Çalış Plajı'nda
denize sıfır, canlı müzik.
Cumhuriyet okurlanna tanıtım amacıyla
ekim sonuna kadar.
Y.P. 11.000.000 - O.K. 8.000.000
Can Motel - Fethiye
Tel: 0252 622 12 07
Milletvekili Kimliği, Kişiliği, Haklan
Osman KILJÇ DSPîstanbul Milletvekili
D
eğerli Cumhuriyet
okurlan.(*)Med-
yamız ve kamu-
oyumuzun haklı
olarak üzerinde
duyarlılıkla (hassasiyetle) dur-
duğu milletvekili kimliği, kişi-
liği, haklan ve ödevleri üzerine
çok kısaca göriişlerimi belirt-
mek istiyorum.
Anayasamızda milletvekille-
rinin konumunu doğnıdan belir-
leyen düzenlemeler içinde, en
çok tartışma yaratan düzenle-
meler 82., 83. ve 86. maddeler-
deki düzenlemelerdir.
82. madde: Milletvekilliği ile
bağdaşmayan işleri düzenlemek-
tedir.
Mevcut hali ile bu madde, ka-
mu ilintili görevlere kısıtlıhk
getirmekte ve bunun dışındaki
bağdaşmayan görev ve işlerin
kanunla düzenlenmesini öngör-
mektedir.
Bu düzenlemeler yetersizdir.
Doğnıdan anayasada ya da 82.
maddenin son fıkrasının verdi-
ği olanakla ve yasayla, yapıla-
cak düzenleme ile, milletvekil-
lerinin yasama ve denetleme asal
görevlerinin dışrnda hiçbir özel
ya da resmi görev ve iş yapma-
ması hüküm altına alınmalıdır.
83. madde: Yasama dokunul-
mazlığını düzenlemektedir.
Mevcut hali ile bu madde yasa-
ma sorumsuzluğunun yanında,
ağır cezayı gerektiren suç hali ve
seçimden önce soruşturmasına
başlanmış olmak kaydıyla, ana-
yasanm 14. maddesindeki du-
rumlar dışında tüm suç isnatla-
nna karşı bir dokunulmazlık ön-
görmektedir.
Bu düzenleme de yetersizdir.
Milletvekillerinin Meclis çalış-
malanndaki oy ve sözlerinden,
Meclis'te ileri sürdükleri düşün-
celerden dolayı sorumlu tutulma-
ması, yani yasama sorumsuzlu-
ğu dışındaki her türlü suç isna-
dı karşısında sorgulanabilmeli,
yargılanabilmeli, ancak hiçbir
şekilde kişisel özgürlüğü bağlan-
mamalıdır. Meclis karan olma-
dıkça tutulmamalı ve tutukla-
namamalıdır. Böylelikle Meclis
çalışmalannı sürdürmesi sağ-
lanmalıdır.
86. madde: Milletvekillerinin
ödenek ve yolluklannı düzenle-
mektedir. Bu madde mevcut ha-
li ile bir kamu görevi olan mil-
letvekilliğinin sadece ücret bö-
lümünü düzenlemekte, özlük
haklannın diğer unsurlannı ve
en önemlisi sosyal güvenlik hak-
kuu düzenlememektedir.
Anayasanın 10. maddesinde-
ki eşitlik ilkeleri ve 60. madde-
sindeki herkesin sosyal güven-
lik hakkına sahip olacağı ilke-
leri ışığında bakıldığında, mil-
letvekillerinin de eşitlikçi bir
düzenleme ile sosyal güvenliğe
hakkı olduğu görülecektir. So-
run, bu hakkm ayncabksız, eşit
bir düzenleme ile hayata geçiril-
mesinde düğümlenmektedir.
Bu konu "kryakemeklüik'' ta-
nnnlaması ile taraflan arasında
adeta bir savaşa, kan davasına dö-
nüştürülmüştür.
Oysa sorun son derece yaluı-
dır: Ortada bir hak vardır. Bu
hakkın eşitlikçi bir şekilde ana-
yasaya, teamüllere, görenekle-
re ve dünyadaki ömeklerine gö-
re düzenlenmesinden ibarettir.
Şu anda 86. maddede bir de-
ğişiklik yapıhnaksızm mevcut
hukuka göre de çözüm bulmak
olanaklıdn*.
Milletvekilleri seçildikten son-
ra, Emekli Sandığı ile ilişkilen-
dirilirler.
Bir kamu görevlisi, bir devlet
memurunun intibakı nasıl yapı-
lıyorsa öylece intibaklan yapı-
lır ve emekliliğe esas kesenek-
leri üzerinden sandık üyesi ya-
pılırlar.
Her devlet memurunun emek-
lilik için yerine getirdiği şartla-
n sağladıklannda, emeklilik ta-
lebinde bulunurlar. Her Türk
yurttaşı gibi milletvekilleri de
2829 sayılı hizmetlerin birleşti-
rilmesi hakkmdaki yasadan ya-
rarlanabilirler.
Bu yöntem anayasaya da Ana-
yasa Mahkemesi'nin ölçütleri-
ne de uygundur.
Şahsen ben, emeklilikle ilgi-
li işlemlerimde her yurttaşm
bağlı olduğu hizmet birleştirme
yolunu izliyorum. SSK mensu-
bu işçi olarak 25 hizmet yılı ko-
şulunu tamamlamış olmarna kar-
şın hizmet birleştirme yasası-
nın aramış olduğu son 7 çalış-
ma yılında en çok prim ödeni-
len sosyal güvenlik kurumundan
emekli olma koşulunu yerine
getirmek için, prim ödemeye
devam ediyorum. 3.5 yıllık sü-
reyi tamamladığımda her yurt-
taş gibi sandıktan emeklilik ta-
lebınde bulunacağun.
öte yandan, milletvekilleri-
nin emekli olduklannda, ma-
kam tazminatı, temsil tazmina-
n adı altında, üst düzey kamu gö-
revlileri için öngörülen ödeme-
ler kapsamına alrnıp alınmama-
sı ayn bir tartışma konusudur.
Aklıselimle tartışılıp anayasa-
ya, teamüllere, dünyadaki ör-
neklere ve kamuoyu vicdanma
bakılarak sonuçlandınlacak bir
husustur.
Şu anda gündemde olan, 86.
madde değişikliği, sosyal güven-
lik haklannın yasayla düzenle-
mesini öngönnektedir. Bu deği-
şiklik, Meclis 'in değerlendir-
mesindedir. Velev ki kabul edil-
se bile, hem hukuk, hem etik
açısmdan anayasanm 10. ve 11.
maddesıne aykın düzenlemeler
yapılmasına olanak verir şekil-
de yorumlanması ve kullanıl-
ması söz konusu olmamalıdır.
Yukandaki görüş ve önerile-
rin bir yurttaş olarak ne kadar ya-
nnıdaysam, bir milletvekili ola-
rak da yanındayım. Ancak bilin-
melidir ki ben bir partinin üye-
siyim. örgütlü yapılar yasalara
uygun kurallan uyannca, yet-
kili organlannın kararlan ile yö-
netilir.
örgütlü yapının öğelerinin
katkılannı meşru örgüt zemin-
lerinde yaptıktan sonra oluşan
tavnn, karann gereğini yapma-
sı, örgütlü yaprnın gereği oldu-
ğu gibi, ahlakın da gereğidir.
(*) YaMaşık30yıllık sadık bir
Cumhuriyet okuru olarak ken-
dimi bu büyük ailenin bir bire-
yi kabul ediyorum. Gazetemizin
sütunlannda ilk kez yazmanın
heyecanım yaşıyorum.
Edebiyat ile Müfredat
Kalblnizi Koruyun
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35
Yasemin YAZICI
S
on zamanlarda kimi eğitim kurum-
lannda -ki bunlar çoğunlukla orta sı-
nıf ailelerin devlet okullanndan umut
kesip gönderdikleri özel okullarda-
kitap okumayı özendirmek için türlü etkin-
likler düzenlenmekte. Yazarlar, konuşmalar,
okuma günleri, imza günleri.. gibi etkinlik-
lere katıhnakta.
Ancak eğitimcilerin de ne kadar okuduk-
lan üzerine ciddi kaygılar duymak gereki-
yor. Düşünüyorum da boş saatlerinde kaç
öğretmen eline kitap ahp okumakta ya da
yanında bir firsat bulur okunım diye kitap
taşımakta?
Edebiyat günlük yaşamda, tıpkı sanat gi-
bi ikincil bir yerde, yalnızca meraklılanyla
hâlâ var ohnayı sürdürüyor. Eskiden -daha
yakm zamana kadar- liselerde edebiyat bö-
lümünü seçenlerin çoğu, fen dersleri zayıf
olduğu için orada okurdu (Burada az sayı-
da gerçek edebiyat gönüllüsü olup kendi is-
teği ile orada okuyanlan kastetmiyorum).
Böylece edebiyat okulda da ikincil bir ko-
numdaydı.
Oysa edebiyat bölümü diye ayn bir kol ola-
bilir, ama bir öğrenci için yol aynmı ohna-
malıydı. Şimdilerde okullarda fen ve ede-
biyat diye dersler bölümlere aynlmıyor; ye-
ni bir sisteme geçilmiş. Lise ikiden sonra
Türkçe-matematik-fen bilimleri, sosyal bi-
limler ve yabancı dil olarak aynlmakta. He-
def; üniversite puarunı tutturmak, bir yere
kapağı atmak, kullanılmayan bir diploma al-
mak, meslek sevgisiz bir yasama haztrlan-
mak... gerçek hedef bu.
Oysa edebiyat hem fen hem de sosyal bö-
lüm öğrencileri için gerekli. Bir doktor da,
bir tarihçi de edebiyat bilgi ve zevkini ne-
den edinmesin? Yıllarca edebiyatı, yalnız-
ca sosyal derslerin peşine takarak ona bü-
yük kötülük edildi diye düşünüyorum. San-
ki yaşamımızda edebiyat azımsandıkça, ka-
balık ve kıncılık da daha çok arttı. Edebi-
yat insanlara, kendisine benzer benzemez
başka yaşamlan, hayatm farklı dünyalarmı
vererek insarun içsel zenginliğini pekiştirip
düşünsel açılannı genişletirken... zamanla
"Edebiyat yapma be" ölçülerine düştü. lle-
tişim dili çürüdü, kurudu, güdükleşti... So-
nunda ne yazık ki "gücünü yitiren edebiyat"
oldu.
Edebiyatın gücü neydi?
Sanınm bunu, uzun zamandır Cumhuri-
yetgazetesinin yayımladığı kitaplan, ki -ar-
tık birkaç kitaplık rafmı dolduruyorlar-, dö-
nemin Milli Eğitim Bakanı H. Ali Yücel'in
yazdıgı önsözü özenle okumanuz gerekiyor.
"Hümanizma ruhunu anlama ve duyma-
da ilk aşama, insan varhğuun en somut an-
lanmı olan sanat yapıtlaruun benimsenme-
sidir. Sanat dallan içinde edebiyat, bu anla-
tmun düşünce öğeleri en zengin olanMfar. („)
Zekâsmm her yüzünü bu türlü yapıflann
her türtüsüne döndürebümiş uluslarda dü-
şüncenin en silinmez aracı olan yazı ve onun
mimarisi demek olan edebiyatın, bütün Idt-
lelerin ruhuna kadar işleyen ve sinen bir et-
kisi vardır. (...) Hangi ulusun (dtaphğı bu
yönde zenginse o ulus uygarhk dünyasmda
daha yüksek bir düşünce düzeyinde demek-
tir."
Tarih: 13 Haziran 1941.
Doğrusu, artık eğitim sorumlulannm da-
ha geniş çapta düşünmeleri gerekiyor. O
müfredat programlannın, çocuklan hayata
daha yakın tutan, kendi kişiliklerini bulma-
lan, korumalan için yardımcı olan diploma-
yı aldıktan sonra diplomayı almaktan değil,
öğrendiklerinden kendini mutlu duyumsa-
yan bir eğitim vermeleri gerekiyor. Yoksa,
yaşamda hiçbir karşılığı olmayan bilgiler,
İcöhnemiş yöntemlerle hele devlet okulla-
nnda hâlâ okumak, adam olmak için can atan
onca çocuğa çok yazık edihyor. Bu ezber bil-
giden usanmış çocuk, büyüdügünde, içine
dolan sıkmtılan adlandıramayan, kolaylık-
lara kaçarak var olmaya çalışan, kurnaz ve
doyumsuz, hep tüketici olan erişkinin çocuk-
luğu değil mi?
Üsteük, öyle bir toplumuz ki teknolojik
gelişimlere karşı duyarsız ve heyecansız,
sanki yalnızca lüks tüketmek için uygula-
yımbilimle (teknolojiyle) ilgileniyoruz. An-
cak bilimsel meraklardan, bilimsel tutkular-
dan uzak, teokrat bir toplum yapılanması:
Tüm teknisyenler, ustalar, çn-aîdan küçüm-
senen bir smıf, bu yüzden basit bir elektrik
onanmmda bile yüzlerce sorun yaşanıyor
gündelik hayatta. Ustalann biri yapıyor, öte-
ki bozuyor... Neden? Hiçbirinin sosyal ya-
şamdaki yerleri onlara mesleki bir özgüven
vermiyor. Kendilerini yeterince saygın his-
setmiyorlar, böylece işlerine gerekli saygı-
yı duymadan yarnızca ekmek parası kazan-
mak için yapıyorlar. Bir yanda yeniliklere
dudak büken bir toplumsal ifade, öte yan-
da kopyacı tezlerle dolu akademik bir ha-
yat! Bunu her akademisyen için düşünmü-
yonız elbette ama... ortada kanıtlanmış bel-
geler dolu.. çünkü kıskançhklar içinde bir-
birini ihbar ediyor insanlar. Üstelik, gerçek
bilim insanlan için bu ne kadar umut kın-
cı.
Ne kadar üzücü, bir toplum için...
Yazın (edebiyat) dersleri herkese her za-
man gerekir. Bırakın hem sosyal bölümler
hem de fen bölümleri okusun, her gencin sı-
nıf geçmekten öte yasama biçimi edindik-
leri bir yasama biçimi olsun. Edebiyat ve sa-
nat yaşamın tekdüzeliğine belki de tek ça-
re.. onca iş güç sıkıntısına karşın yeni ya-
şamlara, düşüncelere ya da bildiğimiz ama
göremediğimiz her şeye bakmanın tek yo-
lu okumak. Hayır, sıkmtunızı unutmak için
değil, sıkmtunızı yaratan olgulara belki bi-
raz daha farklı bakmak için, yoksa televiz-
yonun karşısmda yıllardrr zaten avutuluyo-
ruz.
Üstelik edebiyat, yaşamın gerçek yüzü-
dür ve tüm dünya insanlannı kucaklar, dün-
yanın hangi ülkesini görürseniz görün, iyi
yazılmış bir romanım okumamışsanız, ek-
siktir gördükleriniz. Edebiyat ve sanat, in-
sanı dünya vatandaşı yapar. Her eğitimden,
her suuftan, her yaştan gelen insanlar "ede-
biyat dünyasma" katılabilirler. Edebiyat ya-
zarlannı da okuyuculannı da zenginleştiren,
bu çeşitlilik değil midir? Umanm bir gün
müfredat, edebiyatın yani hayatm sesini du-
yar.
Ya bu sokak hayatımızm dağuııklığı, kir-
liliğine koşut insan ilişkilerindeki kabalaş-
ma ve kurnaz aklın zaferi, ya da...
"St. Nicholas PARK OTEL" ***
Doğanın ÖzündeTatil
(Çam ağaçlanyla çevrilı, sahn, sem, güleryüziü,
dost bir ortamda keyifii bir tml için...)
• Açık büfe kahvalh. akşam yemeği
• 2 yüzme havuzu (l'ı kaydıraklı)
• Mını maıket, büardo, masa tenisı, atan
• Odalarda telefon, sıcak su. balkon, mûzıiyayuu,
keül.vanülatör
• Hamam, sauna
• Yûıüyüş, çevre gezilen, paraglidıng, at tulan.
dalış, tekne turlan
• Ocretsiz gûnlûk gazetenız
Y.P. kişi başı gûnlük 22.000.000
Rezervasyon ve bilgı ıçın: 0 252 - 616 63 >3 / 616 63 56
Bilgi için iotenıet "www.fethiye.nef ten celimizin
sayfaknna ulaşabilirinız.
e-mail: nic.parkotel@superonliDe.com
St Nkkobs PARK OTEL - Hisıröıü/ÖIİDENİZ-FETHİYÎ
"Cumhuriyet okurlanna %1( indirim"
BODRUM
Yeşil ve Huzurlu BİTEZ'de
HOTEL NATUR
* • *
Ekim Tam Pansiyon 20.000.0OO.-TI
Odalarda klima, minibar, TV,
saç kurutma, balkon, sauna,
fitness, tenis, bisiklet, yüzme
havuzu,
kapalı açık restaurant,
bar, snack bar.
Tel: 0 2 5 2 - 3 6 3 7 7 7 4 (5 H a t )
Fax: 0 2 5 2 - 3 * 3 7 7 8 3
YÜKSEKÖĞRETtM KURULU ÖĞRENCİ
SEÇME VE YERLEŞTİRME
MERKEZt BAŞKANUĞI'NDAN
DUYUMÜ
2001-ARAUK DÖNEMİIİSANSÜSTÜ EĞrtİM"
GÎRİŞ SINAVIM (LES)
^ * JKAHLMAKİSffiYENLERfi* ..
, . :.*.i*r.-....,, DtKKATİNE! -
1. 2001 Aralık Döoemi Lisınsüstü Eğitimi Gınş Sına-
vı (LES), öğrencı Seçme ve Yerleştinne Merkezı
(ÖSYM) tarafindan 2 Aralık 2001 tarihınde ünırersıte
rektörlüklenrruzın bulunduğu Adaıa, Afyon, Ankaa, An-
talya, Aydın, Balıkesır, Bolu, Buna, Çanakkale. Denızlı,
Dıyarbakır, Edirne, Elazığ, ErTunm, Eskişehır, Cazıan-
tep, Hatay, Isparta, Içel, Îstanbul, kmır, Kahramannaraş.
Kars, Kayseri, Kınkkale, K.ocaeh, Konya, Kütahja, Ma-
latya, Manisa, Muğla, Niğde, Salarya. Samsun. Sıvas,
Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van vt Zonguldak ileri ile
Lefkoşa'da yapılacaktır
2. Türfcıye'de bir lisansüstü egıtinı progranun«a öğre-
nim görmek isteyenler LES'e gırmek zoruniadıriar.
Adaylann LES'ten, başvurduğu hsinsüstü progranın pu-
an türünde en az 45 puan almalan gerekmektediı.
3. 2547 sayılı kanunun 418 styılı Kanun Hükmünde
Kararname ile değışik 33. maddesi uyannca, ıraştınna
görevlisi kadrolanna atanmak suretıyle yûkseköğretün
kurumlan tarafindan yurtdışına lisansüstü öğrenim gör-
mek üzere gıtmek ısteyen adaylar ile 1416 sayılıkanun ve
492 sayılı Kanun Hükmıinde Kararaanıeye dayalı olarak
yükseköğretım kurumlanıun öğretıın elemanı, kamu ku-
rum ve kuruluşlannın uzman personel ıhtiyacnın karşı-
lanması amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafin-
dan resmi-burslu statüde yurtdışına lısansustu öğreninıı
görmek üzere gitmek ısteyen adaylann da bu sınava gır-
meleri zonmludur.
4. YüksekögTetim kurumlan, anştırma göıevlilerinın
atamalannda dığer değerlendırme ölçütlennuı yani sıra
LES sonuçlannı da kullanacaktır
5. 2001 Aralık Dönemı LES'e başvuru süresi 1-12
Ekim 2001 tanhlen arasındadır
6. Bu sınava en az lisans dıplomasma sahip olanlar ile
sınavın yapıldığı tarihten itibaren 1 yıl içisde bir lisans
programmdan mezun olabilecek durumda buhmanlar gı-
rebilecektir.
7. LES'e yabancı uyruklu öğrencıler de guebılecektir.
8. Bütün yükseköğretım kurumlan lisansüstü eğrbır
için öğrenci seçerken, LES sonuçlann ilgili mevzuat da-
hilinde kullanacaklardır.
9. Bu sınavda adaylara sayısal ve s«zel bölümdeo olu-
şan bir yetenek testı uygulanacak, het aday için sayısal.
sözel ve eşit ağıriıklı üç ayn LES puaıı hesaplanacak ve
sonuçlar adaylann adreslerine sınav scouç belgesiyie du-
yurulacaktır. LES sonuçlan, sınav tarüınden itibaren ib
yü süreyle geçerii olacaktır. Sınav Türkçe yapılacakür.
10. Hangi lisansüstü programlara hâgi puan türünde
ve en az kaç puan almış adaylann kabu edüeceğı ı!e ay-
nca bir sınav yapılıp yapılmayacağı yüksekögretım ku-
rumlan tarafindan karara bağlanacak ve adaylara bu ku-
rumlar tarafindan duyurulacaktır.
11. LES'e başvurmak isteyen adaylaı, 200000)(iki
milyon) TL. karşılığında 2001-LES Aralk Dönemı Kıla-
vuzunu, Başvunna Belgesını, Sıav ÜcretiBanka Beigesi-
ni ve soru örneklenni içeren kitapçığı inıversitebrden
alacaklar ve kurallara uygun olarak dolduıduklan B^VTJT-
ma BelgesınL 20.000.000 (yirmı milyon) TL olan smav
ücretini bankaya yatırdıklannı gösteren Banka Bdgesı
ÖSYM Kııponu ile birlikte yine üniversitelere teslinede-
cekierdu-.
LES'e başvuracak adaylardan bir lisans prograrraidan
mezun olabilecek durumda bulunanlar kendi üniveraele-
rinden, mezun adaylar ise istedikleri üniversitedeı baş-
vurtna evrakım alacaklar ve doldurduklan başvumabel-
gelennı mezun olmayan adaylar kendi üniversıtebme,
mezun adaylar ise ıstedıklen ünıversiteye onaylatanttes-
lım edeceklerdir. Açıköğretım programlan öğrencikn bu
onayı bağlı bulunduklan bürolara da yaptırabüecekerdir
12. LES üe Ugılı danışma için (312) 2«8 80 50ıÇok
Hatlı Santral) (ÖSYM) numaralı telefona başvurukfadir.
ÖSYM BAŞKAMJĞI
Basm: 53641
SEVGtLİ MÜJDAT
Seni yitirişimizin birinci yılında, becve
ailem seni özlemle anıyoruz. Hiçbiriırİ2,
özellikle de Tuğçenur, Tuğba ve Ahmetseni
hiç unutmayacağız.
Prof. Dr. ÖMERIŞBK