Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 4 OCAK 2001 PERŞEMBE
8 DIZI
Eıı çok araştnrna yapdan hastahkKanser, son yıllarda hem hasta
sayısındaki artış, hem tedavisinin
zorluğu hem de tedavi maliyetinin
yüksekliği nedeniyle kamuoyunda
sıkça tartışılan sağlık sorunlanndan
biri haline gelmiştir.
Bu nedenle, bu konuda, zaman
zaman umut tacirliğiyapanlar ortaya
çtkmış, bunlar hem hastalan ve
yalanlannı düş kınklığına uğratmış
hem de bu işten haksız kazanç elde
etmişlerdir (tedaviden sonuç
ahnamadığı için değil, sonuç
aknamayacağını bile bile bu
uygulamalara gidildiği için haksız
kttzançttr). Ya da hastalann
umutsuzluğa kapümasına neden
olan açıklamalaryapdmaktadır. Ne
var ki toplumun duyarh olduğu
konularda bu tûryaklaşımlar
olmaktadır. Toplumun bu
istismarcdardan korunabümesi için
de bu konuda bügilendirilmesi
gerekmektedir. Bu konuda
uzmanlara, üniversitelere bu nedenle
sorumluluk düşmektedir. Sanserle
ilgili bu yazı dizisi de bu sorumluluk
duygusu ile kaleme alınmıştır.
Kanserin; onkologlar, immünologlar,
patologlar ve cerrahlann ilgi alanına
girdiğigöz Önüne alındığında, ne
kadar kapsamtı bir konu olduğu
kolayca anlaşılacakür. Bu kadar
kapsamh ve bir o kadar da önemli bu
konu, ilgili bilim adamlan tarafindan
da çok ciddiye alındığından, kanser
dünyada üzerinde en çok araştırma
yapdan hastahk haline gelmiştir.
Bütün bu çalışmalartn sonucunda
ise bugün kanserti hastanm yaşam
süresi eskiyi karşuaşanlamayacak
kadar uzamıştır. Hatta bazı kanser
türlerinde tamamen iyileşme
görülmektedir. Her bir araştırmantn
uzun veyoğun emek süreçlerigöz
önüne alındığında, gelinen nokta
yeterli gibi görünmese de bütün bu
kazanüanlar az şey değildir. Bu
nedenle bu konuda geleceğe umutla
bakmak, umut tacirliğiyapmak
olmayacaktır. Toplumun
bügilendirilmesi, hastalann hem bu
konuda doğru adrese gitmelerini
sağlamak, hem umutsuzluğa
kapdmalannı önlemek hem de
yaşamlan ve tüm serveüerini umut
tacirlerine teslim etmelerini önlemek
için zorunludur. Yaşamlarmı umut
tacirlerine teslim etmek diyorum,
çünkü bu arada kaybedilecek zaman,
doğru tedavi için kaybedilecek
zamandır, dolaytstylayaşamla Rus
ruleti oynamaktan başka bir şey
değildir. Kanserin tedavisinde tek
yettdn uzman grubu onkologlar ve
cerrahlardır ve doğru adres de
onlardır. Son deprem felaketinden
sonra bilim adamlannca kamuoyu
önündeyapüan taruşmalar eleşûrilse
de toplumun bilimle tanışmasuu,
onun önemini kavramasmı
sağlamıştır. Toplum çok kısa sürede;
bilimin günlük kullanım diline
çevrilmiş anlatımmın da ötesinde,
jeoloji,jeofizik biliminin
termütolojisini de kavramıstır. Bu
yazı, bu nedenle "Bu toplum; yanal
atüunlıfay, düşey atüımlıfay,
magnitûd, Richter gibi tümüyle
yabancı olduğu kuvramları bile
kavrayıp anlayabiliyorsa, kanserle
ilgili temel bilgileri de kavrayabüir"
düşüncesinin verdiği umut ve
cesareüe kaleme alınmıştır.
Erken ve hassas teşhis yöntemlerinin gelişmesiyle kanser, tedavi edüebilir hastalıklar arasına girmiştir
Kanser:Genetikyapınınbozulması
KAHSER
-ı-
D
oğumdan itibaren
hücreler, sadece
eskidiklerinde,
doku hasannda ve
çocuklann büyüme
döneminde bölünerek
çoğalırlar. Buna rağmen
hücreler, bu kontrol
mekanizmalannın dışına
çıkarak çoğalırsa. sonuçta
anormal hücre kütlesi
oluşur, işte bu oluşuma
tümör diyoruz. Her
tümörün kanser olmadığını
da belirtmek gerekir.
K\
' anser vakalannın
yüzde 75'inin
kimyasal -.-, ,.
maddelerin etkisiyle
oluştuğu bilinmektedir. Bu
kimyasal maddeler sindirim
yolu, solunum yolu ya da
ciltle temas sonucu vücuda
girmekte ve hücrelerin
DNA'lanm bozmaktadır.
Kanser vakalanndaki artış,
çevre kirliliğine neden olan
kimyasal maddelerin
artışına bağlanmaktadır.
~jrT~ anser, hem her organ ya da
wC dokuda gelışebılen ve ge-
I L liştıği zaman hem orgamn
miman yapısını, hem ışlevıni bo-
zan, o organa ait hücrelenn normal
olmayan bır hızla ve kontrolsüz
olarak çoğalmasıdır. Bugün kan-
serin tedavisi, klinık onkologlann
uğraş alanıdır ve kanserlı hastala-
nn ilaçlarla tedavisi onkologlar ta-
rafından yapılmaktadır Tümörün
vücuttan çıkanlması ise cerrahla-
nn işidir ve genellikle cerrah ame-
liyatla tümörü çıkardıktan sonra
hastayı onkoloğa göndermektedır.
Bağışıklık slstemi
Tümörün oluşum mekanizması
ve bu mekanizmada bağışıklık sis-
teminin (immün sistemın) rolü
fark edıldiğınden ben de kanser,
immünologlann ılgi alanı olmuş-
tur. Bu nedenle Temel İmmünolo-
1i bilim alanının içınde. Tümör
mmünolojisi bir alt bilim alanı
olarak yer almıştır. Temel immü-
noloji bıhm alanında uğraş veren-
ler bugün tüm dünyada. tümörün
oluşum mekanizması, tümör kar-
şısında bağışıklık sisteminin dav-
ranışı ve bağışıklık sisteminin sı-
lahlannı kullanarak kansere karşı
savaş konusunda. artan bir hızla
4raştırmalannı sürdürmektedır.
Bu yazı dizisinde kansenn hüc-
re ve molekül düzeyinde oluşum
mekanızmalan, bağışıklık siste-
minin genel davranış biçımi, bağı-
şıklık sisteminin kanser karşısın-
dakı davranışı. kanser tedavısınde
kullanılan kemoterapinın etki me-
kanizması, bağışıklık sisteminin
silahlannı kullanarak yapılan kan-
ser tedavisi (immünoterapi) ve
kanser aşıları anlatılacaktır.
Kanserin tarihl
Kanser vakalan son yüzyılda
daha çok görülüyor gibi olmakla
birlikte, kanserin tanhı ile ilgili net
bilgiler bugün için elimızde bu-
lunmamaktadır. Son yüz\ ılda kan-
ser vakalannın sayıca artmış gibi
görünmesinde doğruluk payı ol-
Kanserde hücrenin genetik yapısında değişiklik şartnr, ancak bu, tek başuıa kanser nedeni değOdir; genetik değişikliğe uğrannş her hücrenin kanser olgusuna dönüşmesi söz konusu değildir.
makla birlikte -çevre kirüliği gibi
faktörlerden dolayı- tıpta hemen
her hastalıkta erken ve hassas teş-
his yöntemlerinin gelişmesiyle,
kanser de erkenden tanınarak te-
davi edilebilir hastalıklar arasına
girmiştir.
Aynca, sağlık hizmetlerinin
yaygınlaşması, toplumun daha ge-
nış kesıminin bu sağlık hizmetle-
rine ulaşabiliyor oluşu da, toplu-
mun daha geniş bir kesimi taran-
dığı için, göreli olarak daha sık
rastlanıyormuş gıbı görünmesinin
nedenlerinden biri. "Eskiden bu
kadar çok sık görülmüyordu" gi-
bi bir düşünce, aslında bu neden-
lerden dolayı başka hastalıklar için
de geçerlidir.
Klmyasal maddeler
Bugün dünyadaki kanser vaka-
lannın yüzde 75'inin kimyasal
maddelenn etkisiyle oluştuğu bi-
linmektedir. Bu kimyasal madde-
ler sindirim yolu, solunum yolu ya
da ciltle temas sonucu vücuda gir-
mekte ve hücrelerin DNA'lannı
bozmaktadır. Son yıllarda kanser
vakalanndaki artış, çe\Te kirliliği-
ne neden olan kimsayal maddele-
nn artışına bağlanmaktadır. Virüs-
lerin bu konudaki etkısi incelendi-
ğinde ise kadınlarda görülen kan-
ser vakalanmn yüzde 20'sine ve
erkeklerde görülen kanservakala-
nnın yüzde 10'una virüslerin ne-
den olduğu saptanmıştır.
Kanser nedir sorusuna verilecek
en kısa yanıt; herhangı bir doku
ya da organdaki hücrelerin kont-
rolsüz çoğalması ve bu çoğalma-
ya bağlı olarak, önce bulunduğu
doku ya da organ, daha sonra da,
metastaz yaptığı organ ve doku-
nun işlevini bozması, bunun da
ötesinde, o doku ve organı tahrip
edici etkiler yapmasıdır. Bunun
yanı sıra, bu hücrelerin ürettikleri
bazı maddelerin, insanda yaptığı
olumsuz etkiler görülmektedir.
Canlılarda hücrelerin çoğalma-
sı çok sıkı kontrol altındadır. Do-
ğumdan itibaren hücreler, sadece
eskidiklerinde, doku hasannda ve
çocuklann büyüme döneminde
bölünerekçoğahrlar.Buna rağmen
hücreler, bu kontroîmekanizmala-
nnın dışına çıkarak çoğalırsa, so-
nuçta anormal hücre kütlesi olu-
şur, işte bu oluşuma tümör diyo-
ruz.
Tümör ve kanser
Her tümörün kanser olmadığı-
nın daburada altıraçizmek gerek-
mektedir. Kanserde, kontrolsüz
çoğalan hücrenin, aynı zamanda
genetik olarak da değişikliğe uğ-
ramış olması gerekmektedir. Ha-
bis olmayan, yani selim tümörler,
genetik yapısı vücudun öbür hüc-
relerinden farklı olmayan ancak
kontrol mekanizmalanrun dışına
çıkan hücrenin çoğalmasıyla olu-
şan tümörleT, kanser olarak adlan-
dınlan olgunun dışındadır. Çünkü
kanserli hücrede kriter, bu hücre-
nin genetik yapısının bozulmuş ol-
masıdır.
Kanserde hücrenin genetik ya-
pısında değişiklik şarttır, ancak
bu. tek başına kanser nedeni değil-
dir, yani genetik değişikliğe uğra-
mış her hücrenin kanser olgusuna
dönüşmesi söz konusu değildir.
Kanserdeki genetik değişikliğin,
onun kontrolsüz olarak çoğalma-
sınaneden olabilecek mekanizma-
lan da harekete geçırmesi gerek-
mektedir ve aynı zamanda bu de-
ğişiklik nedeniyle vücuda yaban-
cı hale gelen kanser hücresinın,
kendisini öldürmekle görevli ba-
ğışıklık sisteminden kaçmayı ba-
şarabilmesi de gerekmektedir.
Olusum mekanlzmaları
Kanserin temel özelliğinden,
hücrenin genetik yapısının bozul-
ması olarak yukanda söz edilmiş-
ti. Canlılardaki tüm genetik bilgi
DNA (deoksiribonükleik asit) adı
verile molekülde bulunmaktadır.
DNA molekülü, baş harfleri A, T,
C, G (Adenin, Timin, Sitozin ve
Guanin) olan dört ana kimyasal
nutmaı
kromozonüar
Burkıtt's lenfoma
(bir tur lenf bezı kanserı)
Ig genı »enı
myı
*".»"<• "oncogen'ı
Normal kıom5zom!af
KML
Fıladclfiva kromozoımt
• bır bolgesı
abl "oncogen"
aşm
•tyrosme kınasc
vapımı
T'^'romozomlar arasında gen
J y parçalannın değişimi: Üstte,
J.\~ "Buridtt's" lenfoma adı
verilen bir tür lenf bezi kanserinde;
8 numarah kromozom ile 14
numaralı kromozom arasındaki gen
parçası değişimi görülmektedir. 8
numarah kromozomdaki myc
oncogeni bu kromozomda kansere
neden olmazken 14 numarah
kromozoma geçip Ig geninin yanına
geldiğinde aşın bir şekilde myc
proteini yapmaya başlayarak
kansere neden olmaktadır. Altta ise
bir tür kan kanseri olan KMEde .
(chronic myelogenous leukemia), 9
numarah kromozomda bulunan abl
oncogeni, 22 numaralı kromozomda
bulunan bcr geninin yanına
geldiğınde, tyrosine kinase adı
verilen ve hücrelerin aşın
çoğalmasına neden olan bir
maddeyi aşın bir şekilde üreterek,
KML isiroli lösemiye neden
olmaktadır. (Pathok>gic Basis of
Disease'den alınmıştır. Editörler:
RS.Cotran, V. Kumar, T. Coffins,
Yayımcı: Sounders Company
Phıladelphia, London, Toronto,
Montreal, Sydney, Tokyo 1999).
molekülünjbirbiri ucuna bağlana-
rak oluşturduklan ikı zincirin, yi-
ne karşılıklı olarakbir ıp merdive-
ni şeklinde birbirine bağlanarak
oluşturduklan bır moleküldür. D-
NA adı verilen bu molekül, sıkıca
paketlenmiş halde kromozomla-
nn içınde bulunur.
Kromozomlar işte bu sıkıca pa-
ketlenmiş DNA molekülü ve bu
paketleme işlemine yardımcı olan
proteinlerden oluşmaktadır. İnsan-
da her hücrede, birer tanesi anne-
den, birer tanesi de babadan gelen
22 çift kromozom ve iki adet cin-
siyet kromozomu bulunur. Cınsı-
yet kromozomlan, X ve Y olarak
adlandınlır ve kadınlarda iki tane
X kromozomu, erkekleTde bir ta-
ne X ve bir tane Y kromozomu bu-
lunur. Insanın fıziksel özelhkleri
ve fizyolojik özellikleri (vücudun
işleyiş mekanizması) yaşanu bo-
yuncahiç değişmeyecekbiçimde,
daha sperm ile yumurtaruB birle-
şerek cenini (zigot) oluşturduğu
andan itibaren belirlenir. Bu 22
çift kromozom, 1 'den 22'ye kadar
numaralanarak adlanduılmıştır.
Kromozomlar
Vücuttaki tüm hücrelerde aynı
kromozomlar bulunur, yani, vü-
cudun her hücresi birbirinin tıpa-
tıp aynı bu 22 çift kromozomu ve
cinsıyet kromozomlannı taşır (sa-
dece sperm ve yumurta hücresi 22
çift değil, 22 tek kromozom, yani
genetik materyalin yansını taşır).
Sonuçta her hücredeki genetik bil-
gi birbirinin aynıdır, ama hücreler
buna rağmen, bulunduklan orga-
nın işlevine yönelik olarakbu kro-
mozomlardaki genlerin bazılanm
kullanırlar, bazılanm kullanmaz-
lar, ama genetik materyal, yani D-
NA, her hücrede olduğu gibi mu-
hafaza edilir. Karaciğer hücresi
karaciğerin fonksiyonu için, kalp
hücresi kalbın fonksiyonu için ya
da cilttekı hücre, cildın fonksiyo-
nu için, hangi gene gereksinim du-
yulursa onu çalıştınr, dığer genler
DNA içinde sessiz olur. Bu kro-
mozomlarda oluşacak en küçük
değişiklikte bile bazı hastalıklar
ve kanser ortaya çıkar.
Kanser oluşumunda, biluıen
tüm kanserlenn hemen hepsinde
genetik bozukluğun nerede oldu-
ğu hemen hemen saptanmıştır. Ba-
zı kanserlerde bır tek genin deği-
şikliği görülürken bazılannda kro-
mozomlann kollannda kopmalar,
iki kromozom arasında parça de-
ğişimi gıbı değişıklikler görülür.
Bir gendekı değişikliğin neden ol-
duğu kansere örnek, retınablasto-
ma adı verilen kanser türüdür. Re-
tmablastoma, gözdeki katmanlar-
dan bınsi olan retinada bulunan ve
retina hücresi adı verilen hücrede-
ki bir gendeki değişiklik sonucun-
da gelişmektedir.
Bu değişiklik, hücrelerin aşın
çoğalmasını kontrol eden, aşın ço-
ğalmayı baskılayan genin bu hüc-
rede kopup kaybolması sonucu
oluşmuştur. Bir tek gendeki bu de-
ğişim, hücrelenn çoğalması üze-
rindeki kontrolü kaldırdığından,
retinablastoma adı venlen kanser
ortaya çıkar. Aslında, herbireyde,
her kromozomdan ıkişer tane bu-
lunması bır rastlantı değilditf. Do-
ga bu konuda ışı şansa bırakma-
rruştır ve bır hücrede birbirinin ay-
nı genlere sahıp ıkı kromozomu
bulundurarak birinin fonksiyonu
bozulduğunda dığer kromozom o-
nun görev eksıkliğinı gıderebil-
mektedır.
Retinablastoma
Bu nedenle retinablastoma adı
verilen kanserde, bir çift kromozo-
mun her ikisınde birden bu genin
kaybolması gerekmektedir. Buna-
sıl gerçekleşir? Retinablastoma
kanserine neden olan gen, 13 nu-
maralı kromozomda bulunur. An-
neden gelen 13 numaralı kromo-
zomda bu gen eksikse ve babadan
gelen 13 numaralı koromozomda
da bu gen eksikse. o zaman reti-
nablastoma adı venlen kanser or-
taya çıkmaktadır. Çünkü hücrele-
nn aşın çoğalmasını baskılayan
gen, her ikı kromozomda da kay-
bolmuştur.
Oysa hem anne hem de baba-
da, 13 numaralı iki kromozomdan
diğennde gen yerinde durduğun-
dan. birisinde bulunan genin üret-
tıği proteın, hücrenin kontrolsüz
çoğalmasını engellemektir. Yani
kişide bir çift kromozomdan bi-
rindeki genin kaybı durumunda,
diğer kromozomdaki gen onun iş-
levini yerine getirebiliyorsa o za-
man hastahk tablosu ortaya çık-
madan kişi yaşamını sürdürebil-
mektedir. Bunun dışında bazı kan-
serlerde çok belirgın olarak kro-
mozomlardan birinde parça kaybı
ya da iki kromozom arasında gen
parçalannın birbiri ile yer değiştir-
mesı görülür. Bu durumda genetik
yapının dizihşi büyük ölçüde de-
ğişmıştir.
Burada genler sadece yer değiş-
tirmiştir ve hücredeki genlerin var-
hğı aynen korunmuş gibi görünse
de -kı gerçekten de öyledir. genle-
rin sadece sırası değişmiştir- bir-
çok kanser vakasmda bu tür yer
değışımleri sıklıkla görühnektedir.
Bu konuda ılk keşfedılenlerden bi-
risi Fıladelfiya (Philadelphia) kro-
mozomu adı verilen kromozom-
dur. Filadelfiya kromozomunun
varlığı bir tip lösemide teşhis koy-
mak için bir kriter olarak kullanıl-
maktadır. Bu durumda 22 numara-
h kromozomla, 9 numaralı kromo-
zom arasında gen parçası değişimi
olmuştur, benzer örnek yine bir
lenfbezi kanseri olan Burkitt's len-
fomada da görülür. Bu kanser ti-
pinde ise 8 numaralı kromozomla
14 numaralı kromozom arasında
parça değişimi olmuştur.
SÜRECEK