Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
Mehmet Akit
Ersoy aıutayor
• İstanbul Haber Servisi
- Istiklal Marşı'nın şairi
Mehmet Akif Ersoy,
ölümünün 64. yıldönümü
nedeniyle Eyüp
Belediyesi, DçeMilli
Eğitim Müdürlüğü ve
Eyüp Din Görevlileri
Sendikası'nca bugün saat
13.30'da, Edimekapı
Şehitliği'ndeki mezan
başında düzenlenecek
törenle anılacak.
Yatağanyine
• MUĞLA
(Cumhuriyet)-
Yatağanlılar, termik
santrala kurulan
desülfiirizasyon
tesislerinin
çalıştınlmasını
sabırsızlıkla beklerken
bölgede yeni yılın ilk
inversiyonu dün yaşandı.
Yatağan Kaymakamı
Mehmet Okur'un verdiği
bilgiye göre, ilçede
inversiyon dün sabah saat
11.00'debaşladı.
Kükürtdioksit oranı
anında 600 mg'ye
çıkarken saat 11.30'da
800 mg'ye ulaştı.
TBMMBaşkam
tzgrnin kabutii
• ANKARA (AA)-
TBMM Başkanı Ömer
lzgi, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş'ı
kabul etti. lzgi ile hukuk
çalışmalan yapüklannı
anlatan Savaş Izci için
"Kendisi Meclis'in en iyi
hukukçulanndan birisidır.
Fikirleriyle ve
davranışlanyla bana en
çok yardımcı olan
ınsanlardan birisidir"
dedi. TBMM Başkanı
Ömer lzgi de, Vural
Savaş'ın Yargıtay üyeliği
yaptığı dönemde de
eserlenyle hukuk
alanında başanlara imza
attığını söyledi. Savaş, 19
Ocak'ta emekli olacağını,
20 Ocak'ta ise Ceviz
Kabuğu programında
önemli açıklamalar
yapacagını bildirdi.
Kntenı tazmkıstı
tavanı arttı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kıdem tazmınatı tavanı
558 milyon 440 bin
liradan, 614 milyon 750
bin liraya yükseldi. Yeni
kıdem tazminatı tavanı, 1
Ocak2001 ile30Haziran
2001 tarihleri arasında
yürürlükte olacak. Yine
aylık katsayı ve taban
aylığı katsayısının
arttmlması sonucunda,
toplu iş sözleşmesi
yapılan işyerlerinde
uygulanmakta olan çocuk
yardımı 788 bin liradan
829 bin liraya, iki çocuk
ve fazlası ıçi uygulanan
yardım ise 1 milyon 576
bin liradan 1 milyon 658
bin liraya yükseldi.
Postayfacep
telefonu
• M£RStN(AA)-
Mersin E Tipi
Cezaevi'nde gasp
suçundan hükümlü ve
Şartla Salıverme
Yasası'ndan yararlanarak
2 gün sonra cezaevinden
çıkacak olan Doğan
Ertan adına gönderilen
koliden 2 adet cep
telefonu çıktı. Cezaevine
gönderilen ve üzerinde
ahcı olarak hükümlü
Doğan Ertan'ın (31)
adının bulunduğu koliden
bir tencere çıktı.
Tencereye eklenen ikinci
tabanın içinde 2 adet cep
telefonu ve bunlara ait
kart ve şarj aleti bulundu.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Boran, af yasasının eşitlik ilkesine aykın olduğunu ileri sürdü
SaveMİaıı iptal isteıııiANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Yargıtay Cumhuriyet
Savcısı Beyazıt Boran, 22 Ara-
lık'ta yürürlüğe gıren af yasa-
sının anayasarun "eşhfik" ilke-
sine aykın olduğu gerekçesiy-
le iptalini istedi. Boran, tebliğ-
namesinde "tnsanın insan ot-
mas nedenrvle doğuştan bir de-
ğeri ve haysiyeti vardır. Bu in-
sanın en doğal hakkıdır. bu hak
dolayısıyla insanlar arasında
aynm yapılamaz ve insanlar
arasında yasalarm uygulanma-
9 açısmdan hiçbir fark gözeti-
lemez" görüşüne yer verdi.
Avukat tbrahim Efendioğhı da
yasanın tarih yönünden ıptali
istemiyle Yargıtay'a başvurdu.
Af yasasının iptali için yerel
mahkemelere başvurular sü-
rerken, bir başvuru da Yargıtay
Cumhuriyet Savcıhğı'ndan
• Boran, iptal gerekçesinde şu görûşlere yer verdi: "însanın insan olması
nedeniyle doğuştan bir değeri ve haysiyeti vardır. Bu, insanın en doğal hakkıdır,
bu hak dolayısıyla insanlar arasında aynm yapılamaz ve insanlar arasında
yasalarm uygulanması açısından hiçbir fark gözetilemez."
geldi.
"Tehdit'' suçundan 6 ay ha-
pis cezasma mahkûm olan Le-
vent Akyol adlı yurttaşuı tem-
yız başvurusunu inceleyen
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
Beyazıt Boran, bu suçun af
kapsamı dışında tutulmasının
anayasarun eşitlik ilkesine ay-
kın olduğuna dikkat çekerek
iptalini istedi.
Savcı Boran, Yargıtay 4. Ce-
za Dairesi'ne verdiği tebligna-
mede, anayasarun 10. maddesi-
ne göre herkesin yasa önünde
eşit olduğu ve hiçbir kişiye ay-
ncalık tanmamayacağına dik-
kat çekti. Boran, tebliğname-
sinde şu görûşlere yer verdi:
"tnsanlar arasındaki eşitiiğin
temellerinden birini de yasalar
önûndetd eşitlik ilkesi sağlar
denmektedir. tnsanlar arasın-
daki eşitlik ilkesi Türkiye"nin
taraf olduğu insan haklanna
iüşkin uhıslararası anlaşmalar-
da da yer afanaktadır. Buna gö-
re yasada suçun niteliği gözeti-
lerek objektif hukuk kurallan-
na aykırı biçimde davamızm
konusu tehdit suçunun bu yasa
kapsamının dışmda bırakılma-
sı anayasanın 10. maddesine
aylondır. Daha ağır suçlar bu
yasa kapsamından yaraıiandı-
nhrken, TCY'nin 188. madde-
sindeki suçun kapsam dışuıda
bıraküması eşitiiğe aykındır."
Yargıtay Cumhuriyet Savcı-
sı Beyazıt Boran, Torbalı Asli-
yç Ceza Yargıçlığı döneminde
de "zma" suçundan kadına ce-.
za verilmesini öngören T-
CY'nin 440. maddesinin iptal
edilmesini sağlamıştı.
Yasanın süre ile ilgili madde-
sinin aykmlığı nedeniyle Avu-
kat Ibrahim Efendioğlu, Yargı-
tay 2. Ceza Dairesi'ne verdiği
dilekçede, müvekkilı RecepAB
ÇeKk' in 13 Nisan 2000 tarihin-
de işlediği taksirli adam öldür-
me suçundan Yalova Asliye
Ceza Mahkemesi'nce 8 yıl ha-
pis cezasına çarptuıldığını, af
yasasınm 23 Nisan 1999 tarihi-
ne kadar işlenmiş suçlan kap-
saması nedeniyle şartla tahli-
yeden yararlanamadığını be-
lirtti. Efendioğlu, yasanın 22
Aralık 2000 tarihinde yürürlü-
ğe girdiğini, bu tarihe İcadar iş-
lenmiş suçlan kapsaması ge-
rektiğini kaydetti.
Yasanın yürürlüğe girdiği ta-
rihe kadar işlenmiş suçlar ye-
rine, 23 Nisan 1999'a kadar iş-
lenmişleri kapsamasınm ana-
yasanın eşitlik ılkesine aykın
olduğunu belirten Efendioğlu,
yasanın süre ile ilgili maddesi-
nin iptali için dilekçesinin
Anayasa Mahkemesi'ne gön-
derilmesini istedi.
Bahçeli'nin, kendisinden habersiz açıklama yaptığı için Yahnici'ye tepki gösterdiği öğrenildi
MHP'de 'mektup' sıkmtısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket
Bûlent Yahnid'nın Türkıye-Avrupa Bir-
liği (AB) ilişkileri üzenne yazdığı mek-
tup MHP'yi de kanştırdı. Kendisinden
habersiz Yahnici'nin açıklama yapma-
sına kızan MHP Genel Başkanı Devlet
Bahçeli'nin, mektubu "içeriğisertveza-
manlaması yanhş" olarak değerlendir-
diğı kaydedıldı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yah-
nici'nin, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, TBMM Başkanı Ömer lzgi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hû-
seyin Kıvnkoğlu ve büyükelçiliklere
gönderdıği mektup, MHP'de sıkıntı ya-
rattı. AB'nin Katılun Ortaklığı Belge-
si'nde (KOB) yer alan öncelikler konu-
sunda yumuşak bir uslupla çekinceleri-
ni dile getiren Bahçeli'nin sinirlendıği
belirtildi.
Yahnki'nin savunması
MHP'nin önceki günyapılan başkan-
lık divanı toplantısında konu gündeme
gelirken Yahnici'nin, divan üyelerine
metni dağıttığı ve "Bu bir mektup de-
ğfl, bir basm açıklamasıdır. Sayın genel
başkanmnz da sık sık bu konulara de-
ğjnmiştir" diyerek kendini savunmaya
çalıştığı kaydedıldı. Bahçeli'nin yakın
kurmaylanna, Yahnici'nin açıklamasıy-
la MHP'nin tamamen AB'ye karşı ol-
duğu gibi bir izlenim doğduğunu belir-
terek "içeriği sert ve zamanlaması yan-
PoUse
sahhn
tatbikıttı
İstanbul Haber Servisi -
Gaaosmanpaşa'da Çevik Kuvvet
Şube Müdüriüğü'ne ait otobûse
sakhnda bulunarak 2 polisi şehit
ettikleri, 12"sini de yaraladıklan öne
sürülen yasadışı TKP/ML-Tt KKO
örgütü üyesi 3 kişiye dün tatbikat
yaptınkh. Zeynel Karataş, Erbil
Yıkfaz ve Şerafettin Yar. saldınnın
gerçekleştirildiği TEM Otoyolu
Gaziosmanpaşaroevkiinegetirildi.
Daha sonra sanıklar 20 Aralık 2000
tarihinde trafîk ekip otosunun
tarandığı E-5 Karayolu Örnektepe
mevkiine getiriklL Arduıdan
sanıklar, Vatan Caddesi'ndeki
Terörle Mücadeie Şubesi'ne
götürüklükr. (Fotoğraf: AA)
hş" nitelemesinde bulunduğu öğrenildi.
Bazı MHP kurmaylan, Yahnici'nin
mekrubuna "MHP'yi bağlamaz, kişi-
sel görüşüdûr" derken bazı kurmaylar
da "Ashnda baştan sona okunduğu za-
man doğnı şeyleri söylüyor. Ama ka-
muoyuna yansıyan bölûmûnde sanld
MHP tamamen AB karşıtı ve düşmanı
gibi bir izlenim doğuyor. Bu balomdan
çok yanlış oldu. Böyle bir izlenim
MHP'ye zarar verir. Türkiye'nin
AB'ye üyeohnasma kesirdikle karşı de-
ğiliz, ancak bazı hassasiyetlerimiz dik-
kate ahnmahdır" dediler.
Bahçeli, kamuoyunda oluşan olum-
suz tablo üzerine, kunnaylanna "bunu
düzeltin" talımatı verdi. Bunun üzerine,
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan-
dır, dün TBMM Genel Kurulu'nda
gündem dışı söz alarak AB konusunda
bir konuşma yaptı.
Yönetim, yoğun bir çalışma takvimi belirledi
MHP'de seçim sinyali
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Başkanlık Divanı, yeni yıl için
yoğun bir çalışma takvimi belirledi.
Merkez yönetim kurulu ve il başkan-
lan toplanüsınınyanı sıra bölge ve ü-
lerde de konferanslar düzenlenmesi
karan, "MHP erken seçime hazuia-
mjror" yorumlanna neden oldu.
MHP, genel merkez ve örgüt çalış-
malanna hız verdi. MHP'nin önceki
gün yapılan başkanlık drvanında yo-
ğun çalışma takvimi kabul edildı.
MYK toplantısının her ay, il baş-
kanlan toplantısınm iki ayda bir dü-
zenli olarak yapılması kararlaştmhr-
ken yine her ilde geniş katılımlı top-
lantılar ve konferanslar düzenlene-
cek.
MHP yönetüni, partili 528 beledi-
ye başkamndan, işbaşma geldikleri
günden bu yana yaptıklan çahşmala-
n bir rapor halinde isteme karan da
aldı. MHP'nin tabana yönelik çalış-
malanna hız vermesi, FP'nin kapa-
tılma olasılığına dönük erken seçim
sinyali olarak değerlendirildi.
Fazilet Partisi
Yenilikçiler muhalefeti sertleştiriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi'nin kapatma
davasıyla ilgili karannı bekleyen
FP'li yenilikçiler, muhalefeti sertleş-
tirdi. Yenilikçilerin önde gelen ismi
Abdıdlah Gül, "tktidara alternatif
miyiz, degil miyiz? Halkın umudu
muyuz, değü miyiz? Bu çoktarüşma-
h* dedi. FP'nin kapatılması ya da ka-
patılmaması durumunda izlenecek
tavırla ilgili olarak kendi içlerinde
değerlendinne yaptıklannı kaydeden
Gül, "Partiınizin kapatıknasını ka-
buDeniyormuş ve suçluymuşuz gibi
ondan sonraki senaryolan konuşma-
yı ahlaki görmöyonım" diye konuş-
tu. Gül, Ankara Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı MeUh Gökçek'in yeni
parti oluşumuyla ilgili girişimleri ko-
nusunda yorum yapmaktan kaçuıdı.
Yenilikçilerin muhalefeti yeniden
yükseltmeleri. FP kulislerinde dava
ile ilgili karar beklenilmeden yolla-
nn aynlacağı ve yeni bir parti kuru-
lacağı söylentilerine neden olurken
Abdullah Gül bu iddialan yalanladı.
7A:/AYDINENGtN aengin(a doruk.net.tr
Nüfus cüzdanrmı
yitirdim hükümsüzdür.
CEVDETDEMÎRKAYA
Yerimde olmanızı istemezdim. Ger-
çekten istemezdim.
Okumakta olduğunuz yazıyı kotar-
maya çabalıyorum.
Zor yazı.
Zor çünkü, çok kapsamlı, çok da
çapraşık bir değeriendirmeyi 450-500
sözcükle aktarmalısınız.
Zor çünkü, bugünlerde pek de söy-
lenmeyeni, kimilerince yeri ve zamanı
olmayan, kimilerine göre geç bile ka-
lınmış biryargıyı dövüşerek değil, dost-
ça söylemeyi becermek zorundasınız.
Zor çünkü, karştmda Semra Aske-
ri'nin yeğeni oturuyor ve Kütahya'da
ölüme yatmış teyzesi için ağladı ağla-
yacak.
Zor çünkü, telefonda "tükenmeyen
anne" Ayşe Yıldınm var. Hıçkınklar
arasında "Olüyor. Oğlum ölüyorAydın
bey. ölmek istemediğini ama geri de
dönmeyeceğini söylüyor ve ölüyor"
diyor ve sonra hıçkınklar...
Banş Yıldınm'ı, onun yanıbaşjnda
ve tıpkı onun gibi ölüme yatmış Umit
Kanlı'yı tanıyorum. Onlan artık sizler
detanıyorsunuz. Gencecik yüreklerin-
den damıttıklan dizelerle ölüme gittik-
lerini yazdılar bize. Onlann yazdıklan-
nı birkaç gazeteci art arda sizlerle bö-
lüştü.
Semra Askeri bilincini yitirdi yitire-
cek. Bilinç bir geliyor, bir gidiyor. Se-
rum bağladılar. Şekerli sıvı bilinci can-
landıracak enerjiyi sağladığı an, genç
Umut Yaşarsan Var...
kadın gözlerini açıyor ve kolundaki se-
rumu çekiyor. Her şey sil baştan. Ön-
ce bilinç yeniden bulanıklaşıyor, sonra
yeniden serum, sonra yavaşça canla-
nan bilinç, sonra çekilen serum boru-
su, sonra bulanan bilinç...
Ayşe Yıldınm'ın hıçkınklan hâlâ tele-
fonda yankılanmakta. Oğulcuğu Banş
Yıldınm hücre hücre erimekte...
Bir çığlık olup onlara ulaşmak ve be-
denlerini sarsıp "Ölme çocuğum. Dün-
yayı değiştirmek istiyorsan ölme.
Umudun daha iyi birdünyaysa eğeru-
mut yaşarsan var" diye haykırmak...
Sonra eklemek:
- Inancını akılla donatmazsan, umu-
du bilimle beslemezsen değistiremez-
sin dünyayı...
•••
Inancı akılla donatmak, umudu bi-
limle beslemek...
Akılsız inanç, olsa olsa bir "mümin"
mutluluğu sağlar. Bilimsiz umut, kof bir
devrimci romantizme ebelik eder.
Salt inanç ve romantizmle yol alır-
san, kendini, çevreni, örgütünü, dün-
yayı sorgulamazsın. Sorgulamayan
körleşir. Eylemine dinsel simgeler eş-
lik etmeye başlar. örneğin ölürse "şe-
hit" olun ölümcül bir direnişte "oruç"
tutan Kerbela'nın izini süren, mümin-
ler gibi alnına kızıl bantlar bağlar. Ma-
teryalist dünya görüşünün gereği iliş-
kisini kestiği "göksel tann'rvn yerine
bir "yersel tann" yaratır: örgüt!..
örgüt'ün bir araç, aynı hedefe kilit-
lenen özgür bireylerin gönüllütük te-
melinde güçlerini birleştirdiği bir orga-
nizma olduğu gerçeğı gitgıde silikleşir.
Örgüt "muf/a/cWc"kazanır. "Mutlaklık"\n
Marksizme aykın bir kavram olduğu
gözardı edilir; belki hiç farkedilmemiş-
tir bile.
Ama örgütü bu "çerçevede" kavra-
yan, kendini böyle bir örgütlülük için-
de tanımlayan üye (militan, sempati-
zan) da örgütü etkilemeye başlar.
Karşılıklı bir etkileşimdir bu ve araç-
ken amaca dönüşen, kutsallaştırılan,
mutlaklaştınlan her örgüt kaçınılmaz
yazgısını yaşar Bilim inanca (iman) dö-
nüşür, sosyalist militan da "mümin'e.
Tepeden tırnağa haksız, tepeden tır-
nağa adaletten nasipsiz, tepeden tır-
nağa çürümüş, tepeden tırnağa sömü-
rü üreten bir toplumda gencecik bi-
linçlerden fışkıran "itiraz ve isyan" ır-
maklan yanlış yataklarda akıp büyük
denizlerte buluşamadan şiddetin (terö-
rün) çöllerinde yiter gider.
Yeryüzünün dört köşesinde Mark-
sistler elektronik, yan iletkenler ve ile-
tişim teknolojilerindeki devrim nitelikli
gelişmelerin ardından "proletarya"
kavramının yeniden tanımlanması için
geceyi gündüze katarak tartışırken;
sermayenin ulusal sınırian somut ola-
rak sildiği şu globalizm çağında "eme-
ğin entemasyonalizmi"ni tarihte örne-
ği görülmemış elverişli koşullarda ete
kemiğe büründürmek için kafa patla-
tıri<en; hapisteki üyelerine, militanlan-
na, sempatizanlarına sunabildiği tek
eylemi "ölüme yatmak" olarak belirle-
yen bir örgütsel yapı sorgulanmaya-
caksa ne sorgulanacak?
Dünyayı değiştirmek için yola çıkan
gencecik insanlardan hapishanede ya-
tanlara eylem olarak bula bula "ölme-
ye yatmak"; dışardakilere de kör birte-
rör eylemleri zinciri öneriliyorsa, bu ör-
güt anlayışını sorgulamadan susmak
hangi devrimci ahlaka sığar?
•••
Başladığımız güne dönelim.
Devletle cezaevlerindeki F tipine kar-
şı çıkan direnişçiler çatışıyor. Bu çatış-
mada seyirci değiliz.
Bu çatışmanın içindeyiz. Ama çatış-
manın içinde, ne devletin yanında saf
tutmaktayız, ne örgütlenn.
Safımız; yerimiz, kaygımız, aklımız,
yüreğimiz ve elimizden gelen gelme-
yenle ölmeye yatmış gencecik kadın-
lann ve delikanlılann yanıdır.
"Dünyayı değiştirmeyi umut ediyor-
san eğerunutma: Umut yaşarsan var"
diye haykırmak ve sarsmak isteğimiz
çocuklanmızın yaru...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Çıkmaz Sokak...
Yıllardır izlenen ekonomik politikalar Türkiye'yi
bir çıkmaz sokağa sürüklemedi mi?
Bugün bile Sason'da, Silvan'da Virjinya tütün
üretiliyor, devletin cebinden her yıl trilyonlar çıkı-
yor!
Peki üretilen Virjinya tipi tütün ne işe yanyor?
Hemen hemen tümü yakılıyor...
Eski Tekel Bakanı Haydar Ozalp'ın buluşu olan
'Virjinya' 1966 yılından beri bölgede üretiliyor...
Devlet, otuz dört yıldır Virjinya tütün üreten ağa-
lara, şeyhlere, şıhlara ödediği trilyonlan Güney-
doğu'da yatınma dönüştürseydi, Diyarbakır'dan
Hakkâri ye dek her yerde okullar, fabrikalar açı-
lırdı...
O zaman ne olurdu?
Işşizlik ve açlık olmaz, insanlar mırrJuluk için-
de yaşayabilirdi...
Aynı zamanda ağalık, şeyhlik ve şıhlık baskısı
kalkardı!..
Devlet, üretime katkısı olan Güneydoğu'da
elektriğin, suyun parasını alır; üretimin içinde olan
insanlar çağdaş bir yaşama kavuşurtardı...
Belki terör belası bile başımıza gelmezdi!..
Politikacılar, tanm denilince buğday, arpa, yulaf,
patates, tütün, pamuk, incir, ayçiçeğini akla geti-
rip 'çağdaş tanm'\ önemsemediler...
Bugün ispanya, israıl, Itarya yaş sebze dışsa-
tımında Avrupa pazanna girdiler!..
Biz ise yerimizde sayıyoruz...
Işin ilginç yanı, patates üreticilerini kurtarma-
ya çalışıyoruz...
Bir de Tanm Satış Kooperatifleri var...
Bunlar üretici kuruluşlandır ve devletin desteğin-
dedir...
Tariş, Antbirlik, Çukobirlik, Fiskobirlik vb...
Siyasetin karargâhı olan bu kuruluşlar, bugün kâr
mı ediyor zarar mı, kim açıklayacak?
• • •
Devlet Bakanı Recep Önal 'kara çarşamba'dan
iki gün önce, 'Bankacılık ve Sermaye Piyasalann-
da Yeni Eğilimler' konulu konferansta, Türkiye
ekonomisinin içinde bulunduğu ortamı tanımlar-
ken, ilginç açıklamalar yapıyordu...
Neydi bu açıklamalar?
Önal:
"Türkiye ekonomisi 1980 ve 199O'lı yıllarda,
özellikle 1989 sonrası uygulanan politikalar sonu-
cu kamu fınansmanında tam bir çıkmaza girmiş
bulunuyordu. Kamu kesimi borçlanma gereği yıl-
dan yıla artarak, kamu kesiminin fınansal piyasa-
larda ana borçlanıcı durumuna düşmesine yol
açmıştı.
Resmi rakamlara göre 1988 yılında Gayrisafi
Milli Hasıla'nın yüzde 4'ü dolayında olan kamu
kesimi borçlanma gereği, geçen yıl içinde yüzde
12 dolayında bekleniyordu. Ancak bu vehler, ka-
mu kesimindeki genel dengeyi tümüyle yansıt-
maktan uzaktır.
Kamu kesimini, bütün kurum ve kuruluşlanyla,
yerel yönetimleriyle, işletmeleriyle, iştirakleriyle,
fonlanyla bir bütün olarak düşündüğümüzde, ve-
rilen açığın, gerçekte çok daha büyük boyutlar-
da olduğu kuşkusuzdur."
Devlet Bakanı açık bir biçimde, kamu bankala-
nnın kuruluş amaçlannın aşın biçimde sömürüldü-
ğünü belirtiyor ve şöyle diyordu:
"Bu bankalann görev zarahan rekor düzeylere
ulaştı..."
Yapılan hesaplamalar hiç de şaşırtıcı değildi!..
1995 yılında 92 trilyon lira olan Ziraat Banka-
sı'nın görev zararı, 2000 yılı sonunda 8 katrilyon
liraya ulaşmıştı.
Ziraat Bankası'na 1997-2000 yıllan arasında Ha-
zine tarafından ödenen miktar ise 1.5 katrilyon li-
ra düzeyindeydi...
Halk Bankası'nın görev zaran ne kadardı?
1995 yılında 76 trityon lirayken 2000 yılı sonun-
da 6.2 katrilyona ulaşmıştı. Hazıne, Halk Banka-
sı'na da 1997-2000 arasında sadece 983 trilyon
ödeme yapmıştı.
Bakan Önal, bu ilginç açıklamaları yaptıktan
sonra ekledi:
"İki bankamızın görev zaraıiannın 2000 yılı so-
nu itibahyle toplam 20.2 milyar dolar olması bek-
lenmektedır..."
• • •
Türkiye'de kamu bankacılığının durumu orta-
da...
Peki tanm nasıl?
KötüL
Siyasilerin popülist polrtikalan üreticiyi de çık-
maz sokağa surukledi...
1940'lann kafasıyla mercimek, buğday, ayçiçe-
ği, tütün gibi ürünlere takılıp kalındı; yaş sebze
ihracatı, konservecilik, özetle çağdaş tanma ge-
çilemedi...
Devlet verdi, üretici babadan kalma yöntem-
lerle 2001 yılına geldi...
Köylü üç ay çalıştı, dokuz ay yattı...
Yazık!..
hikmetcetinkayartcumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyel
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GÜNEYDOĞU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kımse fazla ilgılenmedı. on dört yaşında
yaşamın kirli sulannda yok olup gıttı
Sisli ve soğıik bir Dıyarbakrr akşamıydı. Karanlığın gri gölgesi
evlenn, caddelerin. sokaklann üzenne düşüyordu...
CuınhuriY*< Çağ Pazarlama A.Ş TurkocağıCad No:39/41
^ kitap kulûbû (34334}Cağalo§lu-lstanbul Tel (212)514 0196