Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Belediye, içme suyu havzasındaki Samandıra'ya 'gökdelenleri' çağınyor
Imar yağmasma açık davetOKTAY EKtNCt
Belediyelerdeki imar yetkilerinin
şehircilik ilkelerine uygun kullanıl-
masını da hedefleyen "yerel yöne-
timter yasa taslağT çeşitli bahane-
lerle ertelenirken, bu gecikmeyi
"flrsaf bilen kimi belediye yöneti-
cileri, aynı yetkileriyle "yüksekdü-
zeyde yağma planlannı" yürürlüğe
sokuyorlar.
Bunlar arasında "doruğa çıkan"
bir örnek de tstanbul'un aslında "i-
mar kısıtlamasr gerektiren içme
suyu havzalanndan ÖmerH bölge-
sindeki Samandıra Belediyesi'nde
yaşanıyor... Gerek nâzım plan ilke-
lerine, gerekse içme suyu mevzu-
atına göre apartman bir yana, ancak
iki katlı ve düşük yogunluklu bah-
• Istanbul'un en büyük iş, ticaret ve sanayi tesisleri, 10 milyonluk metropolün "çevre koruma
alanı" içinde ve 14'ü lstanbul dışında doğmuş 15 üyeli Samandıra Belediye Meclisi'nin
kararlanyla "ayrıcalıklı imar olanağı" sağlanarakyükseliyor...
çeli kır evlerinin belki yapılabilece-
ği Samandıra'da, Istanbul'un Le-
vent-Zincirlikuyu bölgesindeki
gökdelenleşmeyi bile geride bıra-
kacak dûzeyde bir "iş ve ticaret böl-
gea" sadece Samandıra Belediye-
si 'nin imar kararlanyla yaratıhyor...
O kadar ki belediyenin bu uygu-
lamasım da "övünerek" tanıttığı
broşürûnde, su havzasında böylesi-
ne bir yapılaşmamn 10 milyonluk
bir metropole ve gelecek kuşaklara
karşı "toplumsal suç" oluşturduğu-
na da aldınlmadan, açıkça şu ifade-
ler yer alıyor:
"Betediye Başkanımız Abdullah
Bayram'm teşvikve destekkdiği Sa-
mandıra'da başlayan ticari ve sana-
yi yaanmlan hızla yükseimeye de-
vam ediyor. Projeler tamamlandı-
ğmda Samandıra'nın Yeni Levent
olacağına dikkat çeken başkan; (._)
Türtdye'oin dûnya ölçeğinde iş ya-
pan fırmalanm beldemizde yabnm
yapmak için davet ettiğmi, Saman-
dıra'nın ayncahklannı referans ola-
rak yapoğı bu davetin kabul gördü-
ğûnü söytedL."
'Yaünmcılar' sıralanryor
Bu ifadelerle "ayncahk" olarak
vurgulanan hukuk dışı ve bilime ay-
kın yerel imar izinleriyle Samandı-
ra'yı Yeni Levent'e dönüştürmek
üzere olan yatınmcı firmalann baş-
lıcalan ise Mercedes- Koluman,
Hyundai Assan, tpekderi, Otokent
Otomer, Sabab Gazetesi, Bess ve
Daff'I'lK Sanayi ve Üçûzler Dûnya
Tfcaret Merkezi™
Yine aynı broşürde, "MUenyum
otomobflleri Samandıra 'dan ahmr"
sloganıyla tanıtılan bürün bu "içme
suyu havzası yaünmlan'" arasında,
belediyenin öve öve bitiremediği en
büyük rant projesi de Üçüzler Dün-
ya Ticaret Merkezi... Zincirliku-
yu'daki "Sabancı'nm üdzkrmi" ve
İstanbul Valiliği'nin ciddi ihmali sonucu Samandıra'daki dengeler altüst ediliyor
10 yıldır devam eden sorumsıızhık
SamaiHÜra Belediyesi'nin imarhizmederini tanıtan birbroşûr.
fstanbul'un Anadolu yakasın-
daki en önemli içme suyu kayna-
ğını oluşturan ÖmerK Barajı hav-
zasında adeta "•metropoütan bir
merkez" kurmaya başlayan Sa-
mandıra Belediyesi'nin bu tutu-
munda "merkezi hükümetm" ya-
nı sıra lstanbul VaHHği'nin de cid-
di ihmali ve sorumsuzluğu rol oy-
nuyor.
Çünkü Samandıra, 1990'lara
kadar aynı havzadaki "tstanbul
köylerinden" bıriydi. Göçe daya-
lı kaçak yapılaşmaya "göz vumul-
masa" sonucunda nüfusu 2000'ı
geçti ve "yasadışı bir verieşme"
olduğuna bakılmaksızın, vaiiliğin
"olumlu (!) görüşüne" dayanıla-
rak 1992de hükümetçe "beledj-
ye" ilan edildi.
lşte bu aşamadan sonra, "belde
belediyesi'' oldugu için büyükşe-
hir yerine yine "valûiğin deneti-
minde" (!) imar yetkilerini kulla-
nan Samandıra Belediyesi, yine
vaiiliğin (Bayındırlık ve Iskân tl
Müdürlüğü'nûn) sorumluluğun-
da bulunan 1980 onayh 1/50 bin
ölçekli Nâzım Plan'a da "aykm''
olarak kendi sınırlan içinde şim-
diki rant tesislerinin 'imar pbm-
lannı" üretti. Bu planlann da üze-
rine gitmeyen, onlan durdurma-
yan ve uygulanmasına sessiz ka-
lan merkezi hükümet ve valilik
tutumlan sonucunda da bugünkü
"istanboFa manet" düzeyine ula-
şan süreç yaşanmaya başlandı.
tşte şimdi, 1991 'de su havzası-
na izin verılen demir-çelik işlet-
mesiyle başlatılmış plansız bir
yatınm düzeni, aynı anlayışın yö-
netimi altında "planh bir rant or-
ganizasyonuna" dönüşmüş du-
rumda.
Güvercin
veçocuk
Her bayram oJduğu gibi
Eminönü Meydanı'na
akın eden İstanbuUular.
ucuz ama keyifli bir tatil
geçirmeye çalıştüar.
Çocuklar, Eminönü
Meydaıu'ndaki kuşlara
yem atarak eğlenirken
bu küçük çocuk da Yeni
Camii'nin duvarlanna
yaslanarak biraz
buruk, biraz
ürkek..güvercinlere
bakryordu. Kuşlara
bakarak hayaflere dalan
küçük çocuk. belki de
kuşlar kadar özgür
olmak ve uzaklara
uçmak istiyordu.
tt
tş Bankası'nın üçüzJerini" aşan bir
deV kompleks olarak "imar sakm-
cah alanda" belediye teşvikiyle ger-
çekleştirilen bu proje için şu bilgi-
ler veriliyor: "Aslan Nakliyat ve
Fransız SAE Internatkmal ortakh-
ğıyla inşasma başlanan üçüzler, ay-
m zamanda ülkemirin Uk çeük
konstrüksiyonlu gökdelenleri olup,
her biri 62 kat yükselecek. (._) Baş-
kan Bayram, projenin aksamadan
yürümesi için belediyenin tüm yü-
kümlülüklerioi eksiksizyerine getir-
diğini beürttL."
'Organize imar suçu*
Samandıra Belediyesi, Istan-
bul'un korunması gerekli yaşam
kaynaklarmı işte böylesine gözü ka-
ra şekilde ve inanılmaz bir cesaret
içinde imar yağmasma
açmak için tüm yetkile-
rini "eksiksiz" yerine
getirdiğini açıkça ilan
ederken, acaba bu gibi
hukuka ve bilime aykın
tutumlan önlemekle gö-
revli diğer yetkililer ne
yapıyor?... Bu cesaret ve
bu büyük "organize i-
mar suçu özgüriüğü"
nereden kaynaklanı-
yor?..
lşte bu temel sorunun
yanıtında da karşımıza
elbette ki "merkezi hü-
kümetier" çıkıyor...
örneğin, depremden
sonra bile önce "imarve
planlama disiptiniıü
7
'
sağlayacak yasalan dev-
reye sokması gereken
Baymdırhk Bakanhğı,
bunu yapmayarak tüm
gücünü "yapı denetün
şirkederini kurmaya"
adayarak tarihsel bir ay-
mazlık sergiliyor. Böy-
lece, su havzasında bu
gökdelenleri durdurmak
yerine, aynı gökdelenle-
rin "denetim şirketieri-
nin kontrolünde" ve de
aynca "sigortalanarak"
inşa edılmesını sağlamış
oluyor.
Benzer şekilde nüfu-
su her 2000'i geçen ye-
rin belediye olamayaca-
ğını, bunun için "iskâna
uygun" bölgede bulu-
nulması gerektiğini, be-
lediye olunsa bile imar
yetkilerinin de böylesi-
ne bir bilim dışı özgür-
lük içinde kullanılama-
yacağmı öngören, Içiş-
leri Bakanlığı'mn Yerel
yönetimJer yasa taslağı
da "ild yıkhT" hem hü-
kümette, hem de yine
Bayındırlık Bakanh-
ğı'nda "engeûenivor''...
lşte, merkezi hükü-
metin bütün bu sorum-
suz politikaianm fırsat
bilen belediyelerden
Samandıra'daki yöne-
tim de Istanbul'un gele-
ceğini karartan rant pro-
jeleriyle açıkça övüne-
biliyor...
Fırtına operasyonu
Kaçakçılık
yapan şirkete
baskın
ANKARA (Cumhurıyet Bürosu) - Ka-
çakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele
Daire Başkanlığı, 2001 yılınuı ilk ope-
rasyonunu Antalya'da gerçekleştirdi.
Akaryakıt kaçakçılığj yaptığı belirtilen
bir denizcilik şirketine yönelik Antalya,
îstanbul ve Ankara'da başlatılan operas-
yon sonucu bu kentlerde toplam 13 kişi
gözaltına ahnırken 4 kişı de aranıyor. Şir-
ketin, ucuz ithal ettiği akaryakıtı, yaban-
cı bandırallı gemilere vermiş gibi göste-
rerek maliyetinin birkaç misline iç piya-
saya sunduğu belirlendiği kaydedildi.
Antalya polisı, limanlardan sevk edilen
tankerleri ızlemeye alarak görüntüledi. İt-
hal edildikten sonra 3. bir ülkeye ihraç
edilmiş gibı gösterilen akaryakıt kaçak-
çüığında sahte belgelerin kullanılarak tril-
yonlarca lira vergi iadesi alındığı da sap-
tandı. Söz konusu şirketin ucuza ithal et-
tiği akaryakıtı, yabancı bandırah gemile-
re vermiş gibi göstererek maliyetinin bir
kaç misline ıç pıyasaya sunduğu, vergi
iadesi ve teşvik primiyle birlikte vurgu-
nun mali boyutunun 100 trilyon liraya
ulaşacağı bildırildi. Yetkihler, Ray De-
nizcilik Şirketi'nin Kemer'de batan mül-
teci gemisinin sıgorta işlemlerini yapma-
sı nedeniyle medyaya yansunası üzerine
operasyonu öne aldıklarını ve kaza nede-
niyle de operasyona "Fffüna" adını ver-
diklerini kaydettiler.
Kemer'de umutlartükendiBÜLENTECEVTT
ANTALYA - Antalya'nın Kemer ilçesi açığında
batan mülteci gemisine ulaşan SAS ve SAT koman-
dolan, 40 kışi oldugu öne sürülen ambardan sade-
ce bir kişinın parçalannyş cesedini çıkardı. 9 kişi-
nin yaşamını yıtirdiği Gürcistan bandırah Pati adlı
geminin batık kısmında 3 gün boyunca süren çalış-
malara son verildi. Mültecilerin gemiden kaçarak
kurtulmuş olabilecekleri ihtimali üzerine kıyıda ve
denizde çalışmalar dün gün boyunca sürdü.
Kemer'in Kiriş mevkii açıklannda firtına nede-
niyle kayaya çarparak ikıye aynlan Gürcistan ban-
dırah yiik gemisindeki mültecileri kurtarma çalış-
malanna son verildi. Kazadan kurtulan 33 kişinin
verdikleri ifadeler doğrultusunda gemide 40 kişinin
bulunması beklenirken dünkü çahşmalann sonra-
sında 1 ceset ve bazı cesetlere ait parçalarbulundu.
Böylelikle kazada ölenlerin saytsı 9'a yükseldi. Ce-
setlerden parçalanmamış olan 4'ünün kimlik tespi-
tini kazadan kurtulan yolculardan Pakistanlı Şakil
Ahmet yaptı. Şakil Ahmet, cumhuriyet savcısına,
cesetlerden 4'ünün Pakistan'ın Cag Mahmut ve
Gucrarat şehırlennden gelen Dişavir Hüseyin, Mu-
kaddes tkbaL, Seybi Muhammet ve soyadı belirle-
nemeyen SeyfuUah adlı kişılere aıt olduğunu söyle-
di. 4 erkeğe aıt cesetler ise parçalandığı için kimlik
tespiti yapılamadı.
Arama-kurtarma çalışmalannı yöneten Antalya
Deniz Komutanı Kıdemlı Albay Fevzi Tosun, bah-
kadamlann dün gemının batan bölümündeki ambar-
lara gırdığını, ambarların 2 kapısının da açık oldu-
ğunu söyledi. Tosun, balıkadamlann, ambarlarda
bir zincire dolanmış olarak bulduklan bir kişiye ait
oldugu sanılan ceset parçalannı bir torbaya İcoya-
rak sahil güvenlik botuyla Antalya'ya gönderdikle-
rini belirtti. Albay Tosun, arama çahşmalannın sa-
hil güvenlik botlannca deniz üstünden ve karadan
Dünkü çalışmalar sonrasmda 1 ceset ve bazı cesetlere ait parçalar bulundu. (Fotoğraf: AA)
sürdürüleceğını sözlerine ekledi. Antalya Valisi Er-
tuğrul Dokuzoğhı da, gemideki kaçak yolculann bir
bölümünün, Kıbns Rum kesimindeki Larnaka Li-
manı ile Israil'in Ashdod Limanı ve Antalya sahil-
lerinden bindiklerinin öğrenildiğini söyledi.
Antalya Liman Bölge Müdürü Omer Aslan da,
geminin lımandan aynlmadan önce Yunan kaptan
PoKzois Galanis'in fırnnaya karşı uyanldığını, bu
durumda yola çıkması durumunda tüm sorumlulu-
ğun kendisine ait olacağına ilişkin imzalı belge alın-
dığını belirtti. Aslan, liman görevlilerinin herhangi
bir kusuru bulunmadığını ifade etti.
Öte yandan, Denizcilik Müsteşarlığı yetkilileri
de, gemi kazasıyla ilgili incelemelennı tamamladı-
lar. Deniz Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Sû-
leyman Ba\ar ile Gemi tnşa Mühendisi Levent Kö-
leieili, Antalya Liman Bölge Müdürlüğü ile Liman
Başkanlığı'nda, kazanın oluş şekli ile geminin yo-
la elverişlilik belgeleri, gemi personeli sayısıyla il-
gili bilgileri inceledi. Incelemelerini tamamlayan
Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü yetkilileri An-
talya'dan aynlarak Ankara'ya döndüler. Soruştur-
manın tamamlanması sonunda mültecilerin sınırdı-
şı edileceği bildirildi. Cumhuriyet Başsavcısı \fefi
Çiftçi, hazırlık soruşturmasının devam ettıgını, an-
cak 10 kişilik gemi personelinin Antalya'da yargı-
lanacağını söyledi. Öte yandan, Organize Suçlar
Şube Müdürlüğü'nde gözalünda tutulan gemi mü-
rettebatından 7 kişi ile 2 acente görevlisinin sorgu-
laması sürüyor.
AltAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yanlış Verilerden
Yola Çıkmak
Geçmiş gün; aynntılan ve rakamlan anımsamıyo-
rum ama, yıllarca önce ilginç bir arkadaş topluluğun-
da, sigortacılık alanında çalışan ünlü bir isim, hepi-
mizi şaşırtan ve düşündüren bir analiz yapmıştı. Si-
gortalı her çalışandan ayda şu kadar, yılda bu kadar
para kesiliyor" demişti. Ortaya inanılmaz rakamlar
çıkıyordu. Ve sürdürmüştü, "Eğersiz bu parayı ba-
na verirseniz, ben salt sigortaJılar açısından değil,
tüm Türkiye'nin sağlık sorununu çözerim. Altyapı-
sıyla ve elemanıyla..." Ve elbette kendisinin ve ken-
disi gibi olanlann değişmez "finaliyle" tamamlamış-
t analizini: "Ama bu işler devletçi zihniyetle olmaz.
özel girişimcilik ruhu gerek..."
Doğrusunu isterseniz, afallamıştım. Adam
SSK'nin para toplayamamasını, devletçiliğin zaafı
olarak görüyor ve yapılan yatınmlann uzamasının
getirdiği malıyet artışlannı ortaya koyuyofdu. Anlat-
tıklan arasında, karşı çıkacak nokta pek görünmü-
yordu.
Bir gün sonra, salim kafayla analizi bir kez daha
düşündüm ve işin "pûfnoktasınr, ya da "yanlışlığı-
n/"yakaJadım. Türkiye'de sigortalılann devlete öde-
dikleri para, bir gün önce dile getirilenin onda biri bi-
le değildi. Devletin prim toplamadaki yetersizliği, ya-
tınmlann uzamasının getirdiği maliyet artışlan vb.
doğruydu ama, sigortalının ödediği ya da ödemek
zorunda oldugu prim oranı "yanlış" ya da "yalan" i-
di..
Üşenmedim, telefon açtım ve bir gün önceki ana-
lizinde böyle bir rakam hatası yaptığını söyledim.
Son derece pişkin bir ifadeyie "Yaa, öyle m\" yanı-
tını aldım. Sigortacılık alanında ün kazanmış bir ki-
şinin, bu konuda bilgisiz olmasını düşünmem bile
mümkün değildi. Ama yaptığı şeyin amacı zihinleri
biraz kanştırmak, devletçilige çamuratmak ve bir ge-
cenin "keyfınisürmekti". Elhak, bunu başarmıştı da.
Benim bile kafamı kanştırmıştı.
• • *
25 Aralık 2000 tarihinde; Sayın Neşe Düzel'in,
Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Me-
te Tunçay'la yaptığı ilginç bir söyleşi yayımlandı.
Sevgili Mete ile benim, çok ayn tellerden çaldığım
düşünülür (ve bu doğrudur). Fakat tahmin edileme-
yecek kadar çok noktada, aynı düşünceyi paylaşı-
nz. Bu, apayn bir konu...
Bu söyieşide Sayın Düzel, şöyle bir soru yönelti-
yor (aynen alıyorum): "Biz gerçekieri taıtşmaktan ka-
çındık. Milli çıkarlanmız için bu gerçeklerin üstünü
örttûk ama sonuç pek de partak olmadı. Çetin Al-
tan 'ın hep yazdığı gibi bugün adam başına milli ge-
lirde yeryüzü 93'üncüsüyüz. Yaşam kalitesinde de
Yunanistan'dan 63 basamak aşağıdayız. Şimdi biz,
gerçekieri tartışmamakla ne kazanmış olduk?"
Mete'nin verdiği yanıtı hiç beğenmedim. Fakat
bugün, bunun tartışmasına girecek değilim. Aynca;
gerçekieri tartışmamanın savunulacak ya da "ma-
zur görülecek" bir yanı da yok. Ancak Türkiye'nin
gerçekieri tartışıp tartışmadığı, ayn bir tartışma ko-
nusu.
Fakat bizim adam başına milli gelirde, yeryüzü
93'üncüsü olmamız ve yaşam kalitesinde, Yunanis-
tan'ın 63 basamak altında olduğumuz iddiası üze-
rinde biraz durmamız gerekir.
Bilrniyorum Sayın Çetin Altan, Neşe Düzel'in de-
diği gibi, bu saçmalıklan "hep yazıyor mu" Gençli-
ğimizde, "Ûç şey kanlı olmalı: Öevrim, biftek ve zi-
faf", gibisinden ajitasyonlarla bir kısım gcnçleri ate-
şe sürdükten sonra, "En büyük devrimci Turgırt
Ozal'dır" noktasına gelen Sayın Altan'ın "misyonu"
üzerinde, ilerde durmak istryorum. Fakat bugün yu-
kardaki "yanılgı"'yada "yalan" üzerinde duracağım.
Buradaki "amacı" konusunda, herkes kendi düşün-
cesini geliştirsin.
Bu söyleşiyi okuduktan sonra, "Olmaz böyle şey"
dedim ve her yıl yenileyerek aldığım, Fischer Yayı-
nevi'nin, "We/fa/manacr)"(Zahmen, Daten, Fakten)
1999, başlıklı kaynak kitabına başvurdum.
Türkiye; adam başına milli gelirde, 93 değil 54. sı-
rada yer alryor. Aslında bu durumumuzun da savu-
nulacak ya da övünülecek bir yanı yok ama; 93 ne-
rede, 54 nerede? Kaldı ki, eğer (uyduruk da olsa) sa-
tınalma paritesine göre milli gelir hesabına itibar
edersek, 10-12 basamak ileriiyoruz. Ve her şey bir
yana, "global" olarak ele alırsak Türkiye dünyanın
en büyük 17. ekonomisi.
Tüm bunlann dışında; fert başına yıllık gelir payı,
Türkiye'den daha iyi görünen 53 devletten bir bölü-
mü, deviet bile sayılmaz. Örneğin nüfuslanna bakar-
sak; Andorra 71.000,
1
Antigua 66.000; Bahamas
284.000; Barbados 264.000; Brunei 290.000; Ga-
bon 1.250.000; Izlanda 270.000; Katar 658.000;
Lichtenstein 31.000; Lüksemburg 460.000; Palau
17.000; St. Kitts 41.000...
Aynca birçoğunun nüfusu 1-3 mityon arasında
Yani bunlardan yandan fazlasının nüfuslannın top-
lamı, lstanbul metropolünden daha az.
Fakat yukarda da vurguladığım gibi, bu durumu
yeterti bulmamız elbette mümkün değil. Ve bu ne-
denle, kendimi bildim bileli; Türkiye'yi kötü yöneten-
lerie, bunlann yardakçılanyla, kemik karşılığı yazı ya-
zan kalemşoriaria çattşma halindeyim. Mustafa Ke-
mal'in aydınlık yolunu karartmak isteyenlerie, sö-
mürgenler ve kompradoriar arasında oluşan, "şer
cephesinin" karşısındayım.
Fakat durumumuzu, olduğundan da kötü göster-
mek neden? Zaten kafalannda bin bir soru dolaşan
çocuklanmıza, gençierimize, daha karamsar tabto-
lar çizdirmek niye?..
Acaba "cahillikten" mi, "salaklıktan" mı, yoksa
"birbaşka nedenden" mi yapıyoriar bunlan?
Ne dersiniz?..
Bayram veyübaşı
harcaması çdgınhğı
İSTANBUL (AA) -
Bayram ve yılbaşı tatili
sırasında tam bir alışve-
riş çılgınlığı yaşandı.
Kredi kartlanyla yapı-
lan işlem tutan 197 tril-
yon ürayı aştı.
Bankalararası Kart
Merkezi'nden (BMK)
aunan bilgiye göre, 23-
31 Aralık tarihleri ara-
smda kredi ve banka
kartlanyla 12 milyon
adet işlem yapıldı. Ari-
fe günü, 2 milyon 100
bin adet işlem yapıldı.
2000 yılının Ocak-
Arahk döneminde kredi
ve banka kartlanyla ge-
çen işlem sayısı da hız-
lı bir yükseliş gösterdi.
2000 yıhnda kartlar ile
yapılan işlem adedi
yüzde41.37artışla29O
milyon adetten 410 mil-
yon adete çıktı.
BKM Genel Müdürü
Uğur Güvenç, bayram
ve yılbaşı tatillerinin
kart kullanımmı arttın-
cı bir etkisi olduğunu
ifade etti.
Güvenç ekonomik
krizin kart kullanımına
etkisinin çok az olduğu-
nu belirtti.