Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 OCAK 2001 SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İnönü - Churchfl
bıiuşması
• ADANA-îkinci
Cumhurbaşkanı Ismet
Inönü ile tngiltere
Başbakanı VVinston
Churchiirin 2. Dünya
Savaşı'nın en kritik
döneminde Tarsus'un
Yenice ilçesindeki
istasyonda bir trenin
vagonu içerisinde
yaptıklan tarihi
görüşmenin
yıldönûmlerinde
gerçekleştirilen
etküıliklerin bu yıl
yapılmayacağı
açıklandı. Yenice
Belediye Başkanı Veli
Serin, 30 Ocak
1943'teki tarihi
görüşmenin 58.
yıldönümü törenlerinin
geçen yıllarda çeşitli
etkınliklerle yapıldığını
anımsatarak "Etkinliğin
daha kapsamlı
yapılması için 2 yılda
bir yapılmasına karar
verdik. Önümûzdeki yıl
daha görkemli bir anma
düzenleyeceğiz" dedi.
Maaş faridarı
veriliyor
• ANKARA (ANKA) -
Emekliler, yüzde 5.2'lik
enflasyon farkı ve yüzde
10'luk yanyıl zammı
nedeniyle oluşan maaş
farklannı 1 Şubat'tan
itibaren alacak. Emekli
Sandığı'ndan aylık alan
emekli, dul ve
yetimlerine, enflasyon
farkı ve yanyıl zammı
olarak toplam 70 trilyon
52.7 milyar liralık
ödeme yapılacak.
Ödemelerin 1 milyon
348 bin 36 kişiyi
kapsadığı bildirildi.
Yapılan zamlardan sonra
en düşük emekli aylığı
164 milyon 420 bin lira
oldu. 1 'inci derecenin
4'üncü kademesınden
ve 25 fiili hizmet yılı
ûzerinden emekli olan
bir şube müdûrünün
aylığı 236 milyon 628
bin lira, bir daire
başkarunın aylığı 284
milyon 52 bin lira, genel
müdürün aylığı ise 388
milyon 476 bin liraya
yükseldi.
'Enerji bisküvisr
ihatesi Eti'ıtin
• tstanbul Haber
Servisi - Birleşmiş
Milletler'e bağlı olarak
çalışan Dünya Gıda
Orgütü'nün Irak için
dûzenlediği "Enerji
Bisküvisi" ihalesini Eti
kazandı. Eti yetkilileri,
çocuklara yönelik
kaliteli ve özellikle
yüksek enerjili ürünler
konusunda deneyimli
olmalannın bu ihaleyi
kazanmalannda önemli
rol oynadığını
söylediler.
Kuşkıılu firmaya
7 tutuklama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kozmetik ve temizlik
ürünlerinden oluşan bir
paketi bin 88 dolara
satan Berrak AŞ'nin
"titan" benzeri bir
yapılanma olduğu
iddiası ile başlatılan
soruşturma
kapsamında şirketin 7
yönetim kurulu üyesi
tutuklandı. Şirketin
yönetim kurulu başkaru
ve eski titancı Emre
Sutaş, Istanbul
sorumlusu Hûseyin
Erting ve Sadık Ege'nin
de soruşturma
kapsamında arandığı
bildirildi.
Hükümet, verdiği kararla toplumu açıkça 'suç işlemeye tahrikve teşvik' ediyor
En büyük suç: İmaıaffi
/ 1 / f Bakanlığı'nın
JL f X Hazine
arazilerini kaçak yapılara
satışı projesi, daha önce
REFAHYOL'unda
programındaydı. Şimdi
ise 'büyük depremin
tarihsel uyanlarına
rağmen' aynı düşünce
yeniden gündeme
getiriliyor...
OKTAYEKİNCİ
M
aliye Bakanlığı'nın
"Hazine arazilerini
değerlendirme" söy-
lemiyle tasarladığı "imar affi"
yeniden gündemde. Bakanlı-
ğın tasanyla bütçeye "5 katrB-
yontira*kazandrrmak istediği,
yöntem olarak ise kaçak yapı-
larca işgal edilen Hazine arazi-
lerinin "yapı sahiplerine" satı-
şınınbenimsendiği söyleniyor.
Dikkat edilirse "yeniden''
diyorum; çünkü bu tasan ve
bu yöntem, Erbakan-Çîlkr or-
taklığındaki "REFAHYOL"
döneminde de gündeme gel-
mişti. Gündeme gelmesi bir
yana, Başbakanlığa bağlı özel
bir "birim'' bıle kurularak, iş-
gal altındaki hazine arazıleri-
nin "envanteri" çıkanlmış;
hatta bunlann işgalci yapılara
"tapulanacak" şekilde nasıl
"parseüeneceği'' konusunda
bile harita ve kadastro çalış-
malanna başlanmıştı... Ne var
ki hem duyarlı kamuoyunun
tepkıleri, hem "Anayasal en-
geUer", hem de REFAH-
YOL'un ömrünün umulandan
kısa sürmesi sonucunda, Tür-
kiye bu büyük "badireyi" de o
gün için atlatmış oldu...
Şimdi ise öyle görünüyor ki
57. hükümetin Maliye Bakan-
lığı'nı yönetenler de "kamu-
daki kaynak sorununu" çöze-
bilmek için "REFAHYOL çiz-
' bel bağlamış durumda-
Hûkümetin maddi kaynak bulmak için desteldediği yasa tasansı, gecekondulaşmayı teşvik ediyor, kaçak yapüaşmaya destek veriyor.
lar. Kim bilir, belki de yine
REFAHYOL döneminde belli
bir aşamaya getirilen "teknik
hazırhklan" da değerlendir-
mek istiyorlardır...
Yasal hazırlıklar
Peki, ya "yasal hazuiık-
lar*?~ Işte burada tıpkı yine
REFAHYOL dönemi gibi bu-
gün de Maliye Bakanlığı'nuı
ve hükümetin önünde "ciddi
engeDer" var.
Çünkü, ne Anayasa, ne de
birçok yasa, temelde "kamu
maİı" olan ve hangi koşulda
olursa olsun ancak "kamu ya-
ranna kuflanımT zorunlu bu-
lunan Hazine arazilerinin
"özel ve yasadışı çıkariara pa-
zarianmasına" ızın veriyor.
Hukuksal durum böyleyken
Türkiye'nin yeniden gündemi-
ne getinlen "imar af&" tasan-
lannın aslında "en büyük su-
çu'' oluşturduğunu da yinele-
mek durumundayız.
Çünkü: 1) Bu tasan ve söy-
lemlerle, öncelikle toplum
açıkça "suç işlemeye tanrik"
ediliyor ve hatta bu tahnk "teş-
vike" dönüşerek yasadışı yapı-
laşma adeta özendiriliyor. Ni-
tekim Erbakan ve Çiller için
Mimarlar Odası'nca bu yönde
yapılan bir suç duyurusu
"esastan" kabul edilmiş, "do-
kunuhnazhklar" yüzünden so-
nuç alınamamıştı...
2) Kaçak yapılar, genelde
"imara sakıncalT alanlarda ve
"yapı yasağmı çiğneyerek" in-
şa ediliyorlar. Özellikle içme
suyu havzalan, vasıflı tanm
alanlan, SlT'ler, orman alanla-
n, imar planlannda aynca ye-
şil alan ya da rekreasyon böl-
gesi olarak aynlan araziler, ya
da kentingenel çıkarlan ve alt-
yapı-üstyapı-peyzaj vb. den-
geleri açısından yapüaşmaya
açılmaması gereken bölgeler...
bütün bu gibi alanlarda kaçak
yapı yapmak, sıradan bir ku-
ralsızhk değil, binlerce ve mil-
yonlarca insanın "sağhkh ya-
şam hakkuu" gasp etmek an-
lamına geliyor.
Tahrlbatı onarmak
3) Maliye Bakanlığı, buna
rağmen yine de "katrüyonlar"
için imar afnnı düşlese bile, el-
de edilecek bu paralar, kaçak
ve yasadışı yapılaşmanın top-
lumsal ve çevresel değerler
üzerindeki tahribatuu "onar-
maya" yetecek midir?..
4) Bu tür tasanlarla "planla-
ma" kavramı ve hedefı de yok
edilmektedir. Plansız, kaçak
ve işgalci yapılan "para kar-
şılığj meşrulaşürmayı" düşü-
nebilen birpolitikanın, çok da-
ha önce yapması gereken, i-
mar mavzuatından planlamayı
tümüyle çıkarmakrır...
5) Belki en çarpıcı olanı da
yine bu tasanyı düşünenlerin
ashnda REFAHYOL'dan bile
"geri" bir durumda olduklan-
dır. Çünkü, REFAHYOL bu
projeyi gündemine alırken,
Türkiye'yi sarsan "en büyük
deprem" yaşanmamıştı...
Depremden "ders aidık" de-
nilirken, öbür yandan depremi
felakete dönüştüren en temel
neden olan "plansız-bilim dışı
ve denetimsizyapdaşmayı" pa-
ra karşılığında bağışlayarak
"kaheT kılmak, acaba hangi
aklın ve manhğın ürünüdür?..
Evet... Cumhuriyet tarihinin
en büyük suçu imar aflandır.
Umanz 57. hükümet, bu bü-
yük suçu yinelemez ve gelece-
ğimizi daha fazla karartmaz...
Bıızdan
heykeller
üşütüyor
Çeviri Servisi - Japonya'nın
kuzeyindeld Sapporo kenti
K
soğuk"birfestiv3k
haznianıyor. Çok sayıda
görevii, kentte her yıl
düzenknen kar ve buz
beykefleri festivah' için hanl
hanl çahşryor. 6 Şubat'ta
başlayacak ve bir hafta
sürecek olan festrvalde 326
heykel yer alacak. HeykeOer
arasmda birbirinden güzel
kaleler, bebekler, miki fareter
bulunuyor. Çocuklan olduğu
kadar büyükkri de
büyüleyen heykeDerin yapunı
için saarJerce uğraşanlar
"sıkı" ^yinınek zorunda
olduklannı söyhlyorlar. Bir
hafta boyunca 2 mflyonu
aşkın turistm ve çok sayıda
Japon'un gezmesi beklenen
festivaL belki de haarük
aşamasmda görevfikrin en
çok üşüdüğü festrval.
(REUTERS)
BERGAMA KÖYLÜLERİNDEN YENİ ADIM
Devlete bilezik bağışı
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)
- Bergama Çevre Yürürme Kurulu
Başkanı Oktay Konyar, yargı karar-
lannın uygulanarak "Eurogold'"un
siyanürle altm çıkarmasına izin veril-
memesini istedi. Konyar, "Devtetimi-
zin altın açığım giderebOmek için du-
yariı insanlanmızdan bir adet altm
bilezik isteyerek Eurogold'un devlete
vereceğipaymyüz kanru, bin katmıse-
ve seve vereceğiz. Yeter ki yaşam ga-
rantimiz olsun, onurumuz kınlma-
sm" dedi.
Oktay Konyar, dün Izmir Valiliği
önünde yaptığı basın açıklamasında,
Eurogold'un siyanürle altın çıkarma
çalışmalanna karşı Bergamalılann 10
yıldır mücadele ettiğini belirten Kon-
yar, şöyle konuştu: "Sij'anürle altın
çıkarmaya karşı mahkeme kararian
uygulanmadı, yoksayıldL TÜBİTAK
kurumuna yeniden raporiar haznia-
tarak bir dayatma ile Bergama'da si-
yanür linç yöntemiyle altm aranma-
sına izin verildi. Bunu biliyorsunuz.
Ama şimdi kendimizi devletimizin
şefkatn* koUannda değil yavaş vwaş
ölumün dibinde olduğumuza inan-
maya başladık. Yargı karariarmı yok
sayan, kendi ülkelerinde bizleri adam
yerine koymayro rencide eden, gözle-
ri paradan ve ranttan başka bir şeyi
görmeyen Eurogold'a karşı bu onur-
lu yurttaşlan yenik düşürmeyin.n
Konyar, açıklamasında mücadele-
lerini sonuna dek sürdüreceklerini
belirterek şu görüşlere yer verdi:
" Yangmdan mal kaçuırcasuıa Berga-
ma Ovacık'taki altm madenini açma
ruhsatı verenler, bugün DGM Sav-
cıhğYnda yüzlerini kapatp cezaevine
girenlerie bankalan hortumlayıp i-
hale komisyonculuğu yapanlardn*. Al-
tm dosyalan açümadan. çokuhıshı şir-
ket ilişkileri değerlendirmeden, bu uy-
gulamayı durdurmahdrrlar."
KARNE SEVİNCİHASTALIK ŞÜPHEStNE DÖNÜŞTÜ
Okulda menenjit paniği
tstanbul Haber Servisi - Avcılar'da-
ki Atatürk llköğretim Okulu'nda bir
öğrencinin "meningokok menenjit"
şüphesiyle ölmesı, veliler arasında en-
dişeye neden oldu. Ü Sağhk Müdürü
Osman Karaaslan. öğrencinin kesin
ölüm nedeninın belirlenmesi amacıy-
la otopsi istenmesine karar verildiğini
belirtti. Karaaslan aynca ailelerin ted-
bir amacıyla menenjit durumunda ve-
rilen rifamicine etken maddeli bir an-
tibiyotik kullanmasını istedi.
Avcılar Atatürk llköğretim Okulu,
geçen cuma günü kame heyacınuun
yanı sıra menenjit şüphesiyle sarsıldı.
Dilan Yüdırun adlı öğrencinin ölüm
nedenı olarak meningokok menenjit
hastalığından şüphelenilmesı üzerine
okuldaki diğer öğrencilerin, aileleri-
nin ve öğretmenlerin rifamicine etken
maddeli antibiyotiği 4 gün boyunca
kullanması istendi. 11 Sağlık Müdürü
Osman Karaaslan, Cerrahpaşa Tıp Fa-
kültesi'ne ölü olarak getirilen Dilan
Yıldınm'ın ailesinde yapılan tetkik-
lerde menenjit mikrobuna rastlanma-
dığını açıkladı. Karaaslan yaptığı ya-
zılı açıklamada, konunun cıddıyeti ne-
deniyle kesın tanı için otopsi istenme-
sine karar verildiğini kaydederken en-
dişe edilecek bir durum olmadığını da
ekledi.
Çocuklantehditediyor
Istanbul Tıp Fakültesi öğretim üye-
si Prof. Dr. Haluk Eraks<n da menin-
gokok menenjitin daha çok çocuklan
tehdit ettiğini söyledi. Yakın temasta
korunmanın önemine değinen Prof.
Eraksoy, "Ama mikrobu her alan kişi
menenjit olacakdiyebir kuralyok.Ço-
ğu kişi mikrobu beBrtisiz taşır. Ama o
sırada başkalanna bulaşörma riski
vanbr* dedi. Eraksoy, "başağnsı, kus-
ma, bulano, ateş" gibi belirtilerde me-
nenjitten şüphelenildiğini belirtti.
DUZYAZI •ı
ORHAJN BlRGtT
Köstebek Kuşkusu...
Gaffar Okkan ve öteki beş şehit güvenlik görev-
limize dûzenlediği saldın ile, bir yıl aradan sonra ye-
niden terör gündeminin birinci sırasına oturan Hiz-
bullah'ın Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde köste-
bek kullandığı dünkü 'Milliyetin birinci sayfasında
manşetteydi.
Bu tür haberterde, kaynağın adı ve görevi doğru-
dan verilmeyince, olaya ihtiyatla yaklaşmakta yarar
var. Dünkü köstebek iddialı haber bu iki öğeden de
yoksundu.
Ama, yine böylesine hassas bir konuda da, özel-
likle emniyet gibi bir kurum şaibe altında ise ve o
konuda, ilgililerin elinde yalanlamaya yetecek kanıt-
lar varsa, şaibeyi ortadan kaldırmanın en azından
güvenliğimizi emanet ettiğimiz kurumdaki görevli-
ler için özellikle gereksinme duyulan moral açısın-
dan öncelikle zorunlu olduğu da dikkatten kaçma-
malıdır.
Ne Içişleri Bakanlığı, ne Emniyet Genel Müdürlü-
ğü, ne de Diyarbakır Valiliği dün öğle saatlerine ka-
dar kamuoyu önünde böyle bir açıklamaya gerek
duymamışlardı.
O halde, Hizbullah köstebeğinin aziz şehidimiz
Gaffar Okkan'ın karargâhına da sızmış olabileceği-
ni gözden uzak tutmayarak, kördüğümün üstüne
yürümekte yarar var.
26Ocakgünkü 'Düzyazı'da 'Komplo TeorisiSay-
mazsanız" başlığı altında ve kendi ölçütlerim içinde
öyle bir olasılığı ben de ortaya atmış ve emniyet
müdûrünün olay gecesi hangi yoldan döneceğinin
daha önceden bilinmesi için içeriden bilgi sızdınl-
ması gerektiğine dikkati çekmeye çahşmıştım.
Olaydan çok kısa bir süre sonra emniyet foto film'
merkezi tarafından saptanan video kayrtlannı, cu-
martesi günü televızyonlarda ızledik. Pazar günü, bir'
de ne görelim? Diyarbakır DGM Yedek Yargıçlığı, bu
video filmlerin yayınını, olayla ilgili soruşturmanın se-
lameti açısından sakıncalı gördüğü gerekçesi ileya-
saklıyor. Foto film merkezinin ıkı görevlisi de açığa
alınryoriar.
Ister menfaat karştlığı, isterse ideolojik nedenler-
le olsun, öyle anlaşılıyor kı soruşturmalarla ilgili bel-'
geler, medya organlanyla zaman zaman kurulan ile-
tişim köprüleri aracılıgı ile giz olmaktan çıkartılabi-
liyoıi Ağzında bakla ıslanmayan görevii, gazete ya
da televizyon muhabiri ile bu tür bir ilişkiyi kurabili-
yorsa, aynı serbestliğı yasadışı bir terör örgütünün
ya dayanılmaz parasal gucü ile, ya da ideolojik bağ-
lantısıyla sağlamak elbette gözden uzak tutulma-
malıdır.
Nitekim adı geçen haberde, kaynak gösterilen
'yetkili', Mardin'de Hizbullah'a yönelik bir ope/as-
yonda, Edip Gümüş adındaki hedefin evinin altın-
da bir güvenlik görevlisinin oturduğunun saptandı-
ğını söylüyor ve bu memurun görevden alınma is-
teğinin 'femiz çocuktur" gerekçesiyle yerine getiril-
mediğinı bildinyor.
Hizbullah'ın camilerde nasıl örgütlendiğini ve Di-
yanet Işleri Başkanlığı'nın vaız ıhtıyacını nasıl karşı-
ladığını, geçen yılki Beykoz ve Diyarbakır olaylan sı-
rasında bol b d öğrenmiştik!
Gaffar Okkan ve beş arkadaşının kanlan dökül-
dükten sonra, şimdi aynı örgütün bu alandaki be-
ceri ve deneyimleri yeniden gazetelerimizin ilKsay-
falanna geliyor. Bunlan ve örgütgn dogu komşu-
muz Iran ile olan sıcak ilişkilerini bir kez daha hafı-
zalanmızda tazeliyoruz.
Bu tazeleme faaliyetleri sırasında, mesela ülkenin
ana muhalefet partisi lideri, kendisini mahcup edip
etmeyeceğini düşünmeden öne çıkarak, Diyarba-
kır'daki vahşi saldın olayında Hizbullah'ın yanı sıra
niçin PKK'nin ya da beyaz zehir kaçakçılannın par-
mak izinin de aranmadığı gibi bir absürt soru ile ka-
falan bulandırmaya çalışıyor.
Ya da sanki Hizbullah organı imişçesine radikal
bir dinci gazete, olayın olduğu yerdeki Yeşil Ca-
mi'nin bahçesınden de Gaffar Okkan'ın aracına ateş
edildiği savlannı yıkmak amacıyla, cami duvarlan-
nın insan boyunu aştığını görüntüleyen fotograflar
yayımlayarak, işkıllenenlere organlık etmeye kalkış-
tığını fark etmez görünüyor.
On parmağı, kendi soydaşlannın da kanı ile bo-
yanmış bir vahşet örgütü için bedava avukatlıga so-
yunmaya kalkışan ana muhalefet lideri belki oy, o
radikal dinci gazete de traj çabası ile ortaya çıkmış
olabilırler.
Ya, geçen yılki olaylardan sonra Hizbullah ile iliş-
kileri için Iran'dan istediği bilgiyi hâlâ alamayan Dı-
şişleri Bakanlığımızın soğukkanlılığına ya da vur-
dumduymazlığına ne diyeceğiz?
Yanıt galiba hemen hazır oiarak kamuoyuna ya
bugün, yayann duyurulacak. Dışişleri Bakanı Isma-
il Cem'in,12-13 Şubat günleri Tahran'a yapacagı
resmi ziyarette, bu ülkenin 8 aydan beri istediğimiz
bilgilerin üstüne kapanmasından ötürü sersenişte
bulunduğu, Iranlı meslektaşının her zamanki gibi
yuvariakrfadelerie,Türkıye'ye karşı dostluk duygu-
lan beslediklerini söylediğini televizyorriardan din-
leyecek, gazetelerden okuyacağız.
Iran tarafı, o arada sözü edilirse, geçen ekim ayı-
nın son günü bir Tupolev TU-154 tipindeki uçakla-
nnın Lübnan'a gitmek için bizim hava sahamızdan
geçtiği sırada, alınan istihbarat nedeniyle Diyarba-
kır'a indirilerek içinde silah aranmak istememize de
hemen kılıf uydurup "Biz o uçağımızı o anda görü-
nen biranza nedeniyle önce Urumiye'ye indirmek'
zorunda kalmıştık. Sonra da isteğınjz üzerine Diyar-
bakır'a inmesine ve arama yapmanıza sps çıkart-
mamıştık" türünden bir yanıt vererek yavuz hırsızın
ev sahibini bastırması rolünü çok mükemmel bir bi-
çimde sahneye koyacaklar.
Sonra her şey yeniden eskiye dönecek... Yani
köstebekler, istedikleri devlet dairelerinde görev
yapmak için 'dayı 1ar bulacak, Diyanet, vaiz bulun-
duramadığı camileri terör örgütlerinin at oynatma-
sına terk edecek..
..Ve yeni Gaffar Okkan'lann, şehitlik haberleri ile
kahrolacağız.
Asıl tehlikeli köstebeklerin, içimizdeki vurdum-
duymazcılık olduğunu unuttuğumuz sürece...
Faks:0212-6770762
E-mail:obirgit(n e-kolay net.
Greenpeace üyelerine yapılan
saldın dünyaya duyurulöu
• ANKARA (ANKA) - Tıbbi atık yakma
tesislerine karşı gösten yapan Greenpeace •
üyelenne CHP'li Izmit Belediyesi çalışanlannca
yapılan saldın, Greenpeace örgütünün intemet
sitesinde "vahşi davranış"' olarak
tanımlandı.Göstericilerin dövülmeleri "Tüm
eylemciler bazı vahşi davranışlardan sonra
gözaltına almdılar" biçiminde anlatıldı.