25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Telekom'da casus' kniri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Müsteşar Yardımcısı Tahir Dengiz'in, GSM operatörü Türkcell'e bilgi aktardığı yönündeki iddialann araştınldığını bildirdi. Dengiz hakkında, Başbakanlık'ça bir rapor hazırlandığı ve görevden alınması istendiği ileri sürüldü. Öksüz'ün, iddialar doğrultusunda Dengiz'i görevden almaya hazırlandığı belirtüdi. Kutan, EcevtTi ziyaret edecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Başkanlık Divanı, dün genel başkanı Recai Kutan'ın başkanlığında 2.5 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantuun ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Kutan, Meclis içtüzük değişikliğiyle ilgili olarak Başbakan Bülent Ecevit'ten randevu istediklerini belirterek bugün ya da yann kendisiyle görüşebileceğini söyledı. Kutan, Anayasa Mahkemesi'nin FP'yi kapatma olasılığı karşısında yeni bir parti kurma çabası içinde olmadıklannı belirtti. DBP'de Erdem yeniüen başkan • ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrasi ve Banş Partisi'nin 3. Olağan Kongresi'nde, başkanhğa yeniden Ihsan Erdem getirildi. Yeni Adana Kulübü'nde çok sayıda partilinin katıldığı kongrede tek liste ile gidilen seçimler sonunda Erdem yeniden başkan seçilirken yönetim kurulu Yalçın Arslan, Mustafa Kaya, Şükran Yıldız, Mustafa lltemiş. Burkay Arslan, Cennet Sevinç'ten oluştu. Silah görmedik' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Meclis'te silah taşınması ve sahte oy kullanılması tartışmalan, FP tarafından yazıh olarak TBMM Başkanı Ömer Izgi'ye de iletildi. TBMM Başkaıu Ömer lzgi, dün Danışma Kurulu'ndan sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlarken bazı mılletvekillerinin silah bulundurduğu savlannın anımsatılması ûzerine "Böyle bir şey görmedik biz. iddialar üzerine, doğrudur ya da yanhştır deme imkânunız yok" dedi. Meclis'e çagn • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sivil toplum örgütleri 17Şubat 1926tarihinde kabul edilen Medeni Yasa'nm önsözünde yer alan gerekçenin, TBMM'de görüşülmekte olan yeni Medeni Yasa tasansında da aynen korunmasını istediler. Bu gerekçenin çağdaş, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş amacını, devrimlerin gerekliliğini çok açık ve yalın bir dille anlattığına dikkat çeken sivil toplum örgütleri, TBMM'nin bu gerekçeye sahip çıkmasını istediler. DÜZBIME: Gazetemizde dün yayımlanan Meriç Velidedeoğlu'nun köşe yazısında Adalet Bakanı, Esat Mahmut olarak çıkmıştır. Doğrusu Mahmut Esat Bozkurt olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. Anayasa Mahkemesi, partinin kongre kasetleri için bugün karar alacak FP davasmda dönemeçANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, FP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı bugün görüşmeye başlayacak. Yüksek Mahkeme, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FP kongresiyle ilgili gönderilen kasetlerin kamt olarak kabul edilip edilmeyeceğini değerlendirecek. • Fazilet Partisi'nin son kongresinin kasetleri kamt olarak kabul edilirse, FP'nin kapatılan RP'nin devamı olduğu tezi güçlenecek ve partinin kapatılma olasılığı güçlenecek. Yüksek Mahkeme, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gönderilen kasetlerin çözdürülmesini istemişti. Kasetlerin kanıt olarak kabul edilmesi durumunda FP'nin "kapaülan RP'nin devamı olduğu" tezi güçlenecek. Anayasa Mahkemesi, 13 Aralık'ta, FP'nin kapatılması istemiyle açılan davada, FP Genel Başkanı Recai Kutan tarafindan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na verilen 23 Kasım 2000 tarihli dilekçenin, görüşü alınmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı'na gönderibnesine karar vermişti. Kutan dilekçesinde, Siyasi Partiler Yasası'nnı 104. Eskisehir 'Bormadeni Türidye'nin gururu9 CANHACIOGLU ESKİŞEHÎR-Eskişe- hir'in Seyitgazi ve Kırka ilçesine bağlı belde ve köylerin katıhmıyla bor madenlerinin özeÛeştiril- mesinin engellenmesi için sürdürülen güç birli- ği toplanulannınbeşinci- si Doğançayır beldesin- de yapıldı. Doğançayır Belediye Başkanı Kemal Ulukoca, bor madenleri- nin Türkiye'nin gururu olduğunu belirterek "HepbirKkteborunözd- leştirilmesine karsı çık- mabyız" dedi. Toplantı- ya, MHP Eskisehir mil- letvekili S. Servet Sazak, Seyitgazi Belediye Baş- kanı ArifÜnal, Kırka Be- lediye Başkanı Satih Yrt- dmm, Doğançayır Bele- diye Başkanı Kemal Ulu- koca, Maden-tş Sendika- sı Şube Başkanı Metin Gökgöz, Ziraat Odası Başkanı tsmailBüyüksa- n ile Seyitgazi ve Kır- ka'ya bağlı 14köy deme- ğininyöneticüeri ileköy- lüler katıldı. ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART maddesinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüştü. Kutan, bazı haller dışında kapatma davasından önce ihtarda bulunulması gerektiğini savunmuştu. Yüksek Mahkeme, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yazıyla gönderilen video kasetlerin çözdürülerek başsavcılık görüşü ile birlikte gönderilmesini de istemişti. Yüksek Mahkeme, FP'nin 14 Mayıs 2000 tarihinde yapılan 1. olağan kongresinde hükümet komiseri tarafından tutulan raporun onaylı örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenmesini de karar altma almıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, göreve başladığı 22 Ocak günü mahkemenin bu isteklerini Anayasa Mahkemesi'ne iletmişti. BanÜann kabulü karara m.kart@superonline.com.tr Yargıtay Başkanı Selçuk: Siyasal sistem katılımcılığı engelliyor 'Türkiye'de kuldik sorunu var' Sami Selçuk: Türkhe'deki sistem, cumhursuz cumhu- riyet, halksız demokrasL ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Türkiye'deki siyasal sistemin katılımcılığı engelle- diğini savunarak "Türldye'de yaşanan olgu cumhursuz cum- huriyet, halksız demokrasidir" dedi. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Yaşar Okuyan da, Türkiye'de devletin hantal- laştığını savunarak "Hantal devlet, vatandaşma ve bireyine adeta eziyet eden, adeta zulme- den bir konuma geuniştir" diye konuştu. Hak-lş Konfederasyonu'nun yayımladığı "HaklarveOzgür- KUderAntok)jisi'"nin tanıtunı ve internette sanal kütüphane açı- lışı dün yapıldı. Toplanöya ka- tılan Selçuk, TBMM Anayasa Komisyonu'nun 1982 Anayasa- sı'nuı en az 90 maddesinin de- ğiştirilmesi gerektiğini açıkla- dığını anımsatarak "Bu nasd bir anayasadn- ki yansından çok maddesinideğjştirmekgereğini duvuyoruz" dedi. Konuşmasında Türkiye'de hukukun üstünlüğünün sağlan- ması gerektiğini belirten Sel- çuk, hukukun üstünlüğü anlayı- şınm yerleştirilmesı durumun- da demokrasi sorununun da çö- züleceğini söyledi. Açıklama- sında, Türkiye'de bir laiklik so- runu olduğunu savunan Selçuk, laiklik anlayışının din ve devlet arasında karşılıklı bağımsızlık anlamına geldiğini anlatarak şunlan söyledi: "Ne o onun alanma girecektir ne de öbûrü onun alanma gire- cektir. Laiklik ûç şeyi kesinnlde gerçekleşmir. Bîrmdsiakda ya- salarla, insan akhna dayanan yasalaıia toplumu yönetirsmiz. Ddncisi din ve vicdan özgüriü- ğünü tam anlamryia yerleştirir- siniz. Üçüncüsü çoğukuluğu, dinler açısmdan çoğukuluğu gerçekleştirdiğiniz için iç banşı sağlarsmız." Çalışma ve Sosyal Güverdik Bakanı Yaşar Okuyan da, Tür- kiye yurttaşlannın hak arama mücadelesi geleneğine sahip olmadığını söyledi. Bugüne ka- dar bütün haklann bir lütuf şek- linde halka sunulduğunu belir- ten Okuyan, bu durumun so- rumluluk bilincinin gelişmesi- ne engel olduğunu anlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, daha önce yaptığı açıklamada, başsavcılıktan gelen bilgi ve belgeler doğrultusunda FP kongresine ilışkin söz konusu bantlann kamt olarak kabul edilip edilmeyeceğinin değerlendirileceğini bildirmişti. Mahkemenin, bugünkü toplantısında bu konuyu karara bağlaması bekleniyor. Kaset çözümlerinin kamt olarak kabul edilmesi durumunda, FP'nin kapatılması istemiyle dava açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'mn "kapatdan RP'nin devamı olduğu" tezi güçlenecek. Yüksek Mahkeme, bugün Şartla Salıverme ve Cezalann Ertelenmesine Dair Yasa'nm bazı madde ve düzenlemelerinin iptali istemiyle yerel mahkemelerden yapılan başvurular ile Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlakbank'uı özerkleştiribnesi ve özelleştirilmesini öngören yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açılan davada ilk incelemeyi yapacak. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr Oyun, Tankred Dorst'un. Ayak süriıyerek gittim. Ayak sürüdüm, çünkü Dorst'un bü- tün oyunlanna damgasını vu- ran o soluk kesici "sorgu/a- malar'a kendimi hazır hisset- miyordum. Bu oyununu ne okudum, ne izledim; ama Tankred Dorst'u iyi kötü tanı- yorum. Seyircinin koltuğunun attına raptiye koymaktan, oyun süresince kendiyle de hesaplaşmasından hınzırca hoşlanır. "Ben, Feuerbach" oyununun dafarklı olması için bir neden yok. Sürüdüğüm ayaklarım beni yine de Dostlar Tiyatrosu'na kadar götürdü. Işıklarsöndü. SaJon karardı. Sonra sahne ışıklan... Hayır yanmadı. Öteki seyircileri bil- mem, ama Tankred Dorst'un hınzırîıklannı iyi kötü bilen biri olarak "Daha ilk anda başladı numaraya" diye geçirdim içimden. Nelerden sonra, zifiri karan- lık sahneden "oyuncu "nun fı- sıltı gibi sesi getdi: - IşıkL Işık yine gelmedi. Ama oyun başladı. Tam 100 dakika boyunca, hiç ara vermeksizin (oyunda perde arası yok), hiç soluk al- Oyun5 Oyuncu ve 'Oyuncu! ma fırsatı da vermeksizin sor- gulama ya da yûzleşme baş- ladı. Sahnede yaşlanmış bir oyuncu, Feuerbach var. Yedi yıllık bir sahne susuzluğunun ardından yeni bir oyun için ti- yatro yönetmeninden davet almış ve umutlarla koşmuş. Rolü kapmak istiyor. O rolü (aslında heıtıangi bir rolü) kap- mak onun için yaşamsal bir anlam taşıyor. Var olabildiği, kendini doğal ikliminde hisset- tiği yere, sahneye dönebil- mekten başka tutkusu yok. O yüzden denenmek için koş- muş. Hünerlerini sergileyecek ve yeni oyunda bir rol alıp sahne- ye dönecek. Çıplak bir sahne- de kendisini sınayıp karar ve- recek yönetmeni bekliyor. Yönetmen gelmemiş. Yö- netmenin acelesi yok. Oyun- cunun var. O sabırsız. Ya be- ğenilmezse, ya o rolü bir baş- ka "sınanan" aday kaparsa... Sınavın bir türlü başlama- masından sinirleri tahrip ol- muş, sınavı başaramamak korkusu bütün benliğini kavu- ran, yaşlı ve bütün trenleri ka- çırmışa benzeyen oyuncuyu, endişenin, başansızlık ürküsü- nün ezdiği, büktüğü, yerierde süründürdüğü, onurunu kırdı- ğı, umutlarını canlandırdığı, sonra aynı umutlan çökerttiği, yeniden kırdığı oyuncuyu, Fe- uerbach'ı izliyoruz... Izlediği- mizi sanıyoruz. Her seyirci kendi yaşamın- daki sınavlan; sınav önceleri- nin o katlanılmaz gerginlikleri- ni; hakkımızda karar verecek olanlann kimliğini, ölçütlerini, tavırlannı sorgulamaya ve kendiyle yüzleşmeye başlıyor. ölçütleri kimler koyuyor? Bu ölçutlerin dogruluğunu söyle- yen kim? Edilgen bir çaresizlikle hak- kımızda kararverilmesini bek- lemenin içimizdeki tahribatı; ruhsal gitgeller, düşlerimiz, düş kırıklıklanmız... Oyun tırmanıyor; soluk kes- mecesine tırmanıyor; yerinde sayıyormuş gibi görünüp tır- manıyor. Sahnedeki yaşlı oyuncunun, Feuerbach'ın "akıllı" ile "de//"yi birbirinden ayırdığı varsayılan çizginin bir bu yanına, bir öte yanına sıç- rayarak sürdürdüğü "varoluş sorgulamasını", bir an önce noktalanmasını isteyerek ve hiç bitmemesini dileyerek ızli- yorsunuz. Sonra -bütün oyunlann ka- deridir- final sahnesi geliyor. Oyun boyunca Feuerbach"ın yürekler acıtan, kendini, dün- yayı, bir tıyatro sahnesinden pek de farklı olmayan yaşamı sorgulamasına olanak tanryan "yönetmen yardımcısı"n\n ve yer yer Feuerbach'tan bile önemliymiş gibi ilgilenilen oyuncu-köpeğin sahibesinin de terk ettikleri bomboş sah- nede Feuerbach tek başına kalıyor ve finali oynuyor... Finali... ••• Buraya kadar oyundan söz ettik, oyuncudan, Feuer- bachtan söz ettik. Sıra oyun- cu'da... Oyuncu: Genco Erkal. (Işte şimdi yazının en zor ye- rine geldik. Ne yazılacak bura- da? "Muhteşemfinal"!öoö- öö, çok basmakaltp. "Genco Erkal'ın meslek yaşamının taçlandığı oyun"? öfff, pek sı- radan. "Bir oyunculuk dorv- âu"? Hayır, hayır, çok bayat. Peki nasıl yazmalı?) Bakın, bir oyun seyrettikten sonra yazılan kimi gazete ya- zılan vardır. Oyuncular, yönet- men dostunuzdur. Bir tür diyet borcu ödercesine oyun hak- kında yazarsınız (Ben yaz- mam). Oyunun medyadaki ta- nıtımına katkıda bulunmuş olursunuz. Siz de farkındasınız; bu as- la öyte bir yazı degil. Ya da seyredip beğendiginiz biroyundur. "Marifetittifata ta~ bidir" deyip, teknik eleştiriyi uzmanına bırakıp aldığınız keyfi okuria bölüşürsünüz. Hayır, bu öyte bir yazı da de- gil- Bakın, Dostlar Tıyatro- su'nun, Beyoğlu'nda Karaca Tıyatrosu'nda sahnelediği, Tankred Dorst'un "Ben, Fe- uerbach" oyununu seyrettim. Feuerbach rolünde Genco Erkal'ı seyrettim ve bu yazıyı mutlaka yazmak zorundayım. Iteride bir gün oğluma, ken- dimi övmek istersem, "Ne di- yorsun sen oğlum, bu baban varya, bu baban, Genco Er- kal'ı Feuerbach rolünde sey- retmiş adamdır" diyecegimi düşünüyorum. (Bu da olmadı ya, neyse ar- ttk...) POLITİKA GÜNLÜĞÜ HİK3VİET ÇETtNKAYA Dış Güçler... Diyarbakır Emniyet Müdürü GaffarOkkan ve beş polisin alçakça bir pusu sonucu öldürülmesinin ar- dından kaç gün geçti? Artı gün!.. Güvenlik birimlen'nin tüm çabalanna karştn su- ikastı gerçekleştirenler bugüne dek yakalanama- dı!.. Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü otomobiline bomba konularak karJedilmişti. Bir gün sonra Cü- rteyt Arcayürek, içişleri Bakanı Ismet Sezgin ve diğer yetkililerie Cumhuriyet'in Ankara Bürosu'nda şu soruya yanıt anyorduk: "Mumcu cinayetinin arkasında hangiyasadışı ör- güt var?" Bakan ve üst düzey emniyet yetkilileri şöyle de- mişlerdi: "Eğer suikastı gerçekleştiren yasadışı örgüt Tür- kiye içindeyse, biz bunlan biri<aç gün içinde yaka- lanz..." Arcayürek ve ben hemen sorduk: "Ya değilse?" Bu soruya içimizi rahatlatacak bir yanıt gelme- mişti... Bir gün sonra üst düzey emniyet yetkilileriyle toplantı yaptık... Bu kez hava başkaydı... Dediler ki: "Elimizdekibulgularbizibirkomşu ülkenin büyü- kelçiliğinin kapısına kadar götûrüyor..." Komşu ülke Iran'dı... Muammer Aksoy'dan Bahriye Üçok'a; Çetin Emeç'ten Uğur Mumcu'ya; Turan Dursun'dan Ah- met Taner Kışlah'ya dek alçakça işlenen her cina- yetin arkasından 'komşu ülke' çıkıyordu... Şimdi de aynı bulgular üzerinde duruluyor; Gaf- far Okkan ve beş polisimizin şehit edilmesinde Hiz- bullah tetikçilerinin olduğu gerçeği konuşuluyor... Peki Hizbullah böylesine bir kanlı eylemi tek ba- şına yapabilir mi? ••• Dün sabah arşivlere bakınca gördüm: 12 Ekim 1990 yılında Mısır Millet Meclisi Başka- nı Rıfat El Mahçup, Kahire'nin en işlek caddelerin- den birinde suikast sonucu öldürülmüştü... Suikastı gerçekleştiren kimdi? Müslüman Kardeşler örgütü!.. örgüt 1928 yılında Mısır'ın Islamrye kentinde, ög- retmen olan Hasan El Benna tarafından kurulmuş, birçok kanlı eyleme imzasını atmıştı... 1948'de önce terör suçlanna bakan bir yargıcı öl- düren Müslüman Kardeşler militanlan, ardından Başbakan Nokraşhi Paşa'yı katletti... Bu cinayetten sonra, Müslüman Kardeşler Örgü- tü'nün lideri Hasan El Benna, tıpkı Hüseyin Velioğ- lu gibi güvenlik güçlerince kıstınlıp öldürüldü... Artık Müslüman Kardeşler lidersizdi... 26 Ekim 1954 günü, Mısır Devlet Başkanı Nasır, Iskenderiye'deydi. Nasır'a suikast düzenlendi. Na- sır suikasttan kıl payı kurtuldu... 6 Ekim 1981'de Devlet Başkanı suikast sonucu yaşamını yitirdi... Enver Sedat'ı öldüren Üstegmen IsJamboli, Müslüman Kardeşler'in bir kolu olan 'Cemaat-lsla- miye'den kaynaklanan 'Ankud' örgütündendi... Unutulmasın ki Müslüman Kardeşler tüm Islam ül- kelerinde örgütlüdür... Uğur Mumcu bu örgütü anlatırken şu saptamayı yapmıştır. "Müslüman Kardeşler, bütün Islam ûlkelerinde adamlan bulunan güçlû bir örgüttür. Bu örgütün Türkiye'de ve Almanya'daki radikal dinci Türkler arasında da adamlan var. Belki duyariı devlet da- irelerinde de!.. Bu örgüt, Iran Islam devrimini savunan Hizbullah örgütünü destekliyor. örgütün, 1986 yı\ı mayıs ayın- da Cenevre'de ö/en son lidenerinden Şeyh Omer'ın kendisini 'Mısıriı Humeynici' olarak tanımlaması da Örgütün kimlehe birlikte eylem yapacağını ortaya koyuyor..." ••• 24 Ocak Çarşamba günü akşam saatlerinde Gaf- far Okkan ve beş polisi şehit eden teröristler, mer- mi ve silah dışında işe yarayacak tek bir bulgu bı- rakmadan kaçıp gittiler... Tetikçilerin çok profesyonel olduklan, Diyarbakır'ı • iyi bildikleri bir gerçek!.. Tetikçiler en az 10-15 kişrydi, bize kalırsa onlan yönlendiren silahsız gözcüler de vardı!.. Türkiye'de 12 Eylül öncesi terör, 1974 Kıbns Ba- nş Harekâtı'ndan sonra başlamadı mı? Arap terö- ristleri ve MOSSAD'ın ortaya koyduğu terör de 1967 Arap - Israil savaşından sonra ivme kazanmadı mı? Güneydoğu'da PKK terörünü çözme aşamasına gelen Türkiye'de, Gaffar Okkan ve beş polisi Diyar- bakır'ın göbeğinde öldüren gücü kim yöniendir- di? Hizbullah'ın beyinlerinden Isa Attsoy Almanya'da yaşıyorbiryıldır... Bu kişi yakından izleniyor mu? Bağlantılan bilini- yor mu? Diyeceğim şu: Hizbullah Diyarbakır suikastını tek başına gerçek- leştirmedi; taşeronluğu üstlendi!.. hikmetcetinkayaCg cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 Antonina {Turizm KURBAN BAYRAMIKÜLTÜR GEZİLERİ 2-6Mart,Kıhin SanatTanhçısı ATİLLA TUNA eşlığınde Kahire'mn sokak aralannda gızem doluyüıüyü^er.. Camılen, kılıselen.çarşılan. sınagoglan, müzelen.pıramıt- leri ile dolu dolu beş gûn Kahıre... 2-10 Mırt Tarsus. AnUkya. Antep, Halep (Suriye) Sanat Tarihçısı İN'Cİ Tt'RKOĞLU rehberlıfınde bû>üleyıcı Kıiikya arke- olojisi ve çarşılan, hanlan, medreselen ile eskı Osmanlı vılayetı Halep... 4-10MartYunanisUn İHSAN THSAVın 25 yıllık Yunanıstan deneyımi ile Kavala, Selanik, Atina, Meteora, KonnU Miken. Epıdavros... 5 - 9 Mırt Malu'dı Ortaçağ Mimarisi Dr. FERİDLN ÖZGÜMÜŞ ile Avrupa'nmen iyi korunmuş ortaçağ mımar- lığı ömeklennin yer aldıgı Malta adasma bir keşif yolculuğu. Valletta. Gozo. Mdına. Lç Şehııier. Türk Mezarlığı 6-10 Mart Bilinme^en Kapadokya Dr. ELMON HA>ÇER ile Kapadokya'nın bılınmeyenlen: Antık Tyana Ke- merteri. Pancariık. Sınasos. Aşk Vadısi, Narlıgöl Krâten. Çeç Tümüİûsü, To- pada Hiüt Yaatı. Belısırma, Şambaz Baba'nm mezan ve daha nıcelen... HAFTASONüGEZtLERİ ;4Şubıt. Pazar. Isııtnl'dı Bians Eserlen 2. Dr. Keridun Öıpmi reUcriiğadc. Rezen-asyon 0212 29228 74-75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle