Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 OCAK 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Telekom'da
casus' kniri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ulaştırma Bakanı Enis
Öksüz, Müsteşar
Yardımcısı Tahir
Dengiz'in, GSM
operatörü Türkcell'e
bilgi aktardığı
yönündeki iddialann
araştınldığını bildirdi.
Dengiz hakkında,
Başbakanlık'ça bir
rapor hazırlandığı ve
görevden alınması
istendiği ileri sürüldü.
Öksüz'ün, iddialar
doğrultusunda Dengiz'i
görevden almaya
hazırlandığı belirtüdi.
Kutan, EcevtTi
ziyaret edecek
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
FP Başkanlık Divanı,
dün genel başkanı Recai
Kutan'ın başkanlığında
2.5 saat süren bir
toplantı yaptı.
Toplantuun ardından
gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Kutan,
Meclis içtüzük
değişikliğiyle ilgili
olarak Başbakan Bülent
Ecevit'ten randevu
istediklerini belirterek
bugün ya da yann
kendisiyle
görüşebileceğini
söyledı. Kutan, Anayasa
Mahkemesi'nin FP'yi
kapatma olasılığı
karşısında yeni bir parti
kurma çabası içinde
olmadıklannı belirtti.
DBP'de Erdem
yeniüen başkan
• ADANA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Demokrasi ve Banş
Partisi'nin 3. Olağan
Kongresi'nde,
başkanhğa yeniden
Ihsan Erdem getirildi.
Yeni Adana
Kulübü'nde çok sayıda
partilinin katıldığı
kongrede tek liste ile
gidilen seçimler
sonunda Erdem
yeniden başkan
seçilirken yönetim
kurulu Yalçın Arslan,
Mustafa Kaya, Şükran
Yıldız, Mustafa
lltemiş. Burkay Arslan,
Cennet Sevinç'ten
oluştu.
Silah görmedik'
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Meclis'te silah
taşınması ve sahte oy
kullanılması
tartışmalan, FP
tarafından yazıh olarak
TBMM Başkanı Ömer
Izgi'ye de iletildi.
TBMM Başkaıu Ömer
lzgi, dün Danışma
Kurulu'ndan sonra
gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken bazı
mılletvekillerinin silah
bulundurduğu
savlannın
anımsatılması ûzerine
"Böyle bir şey
görmedik biz. iddialar
üzerine, doğrudur ya
da yanhştır deme
imkânunız yok" dedi.
Meclis'e çagn
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Sivil toplum örgütleri
17Şubat 1926tarihinde
kabul edilen Medeni
Yasa'nm önsözünde yer
alan gerekçenin,
TBMM'de
görüşülmekte olan yeni
Medeni Yasa tasansında
da aynen korunmasını
istediler. Bu gerekçenin
çağdaş, laik Türkiye
Cumhuriyeti'nin
kuruluş amacını,
devrimlerin gerekliliğini
çok açık ve yalın bir
dille anlattığına dikkat
çeken sivil toplum
örgütleri, TBMM'nin
bu gerekçeye sahip
çıkmasını istediler.
DÜZBIME: Gazetemizde
dün yayımlanan Meriç
Velidedeoğlu'nun köşe
yazısında Adalet
Bakanı, Esat Mahmut
olarak çıkmıştır.
Doğrusu Mahmut Esat
Bozkurt olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz.
Anayasa Mahkemesi, partinin kongre kasetleri için bugün karar alacak
FP davasmda dönemeçANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, FP'nin
kapatılması istemiyle
açılan davayı bugün
görüşmeye başlayacak.
Yüksek Mahkeme, Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca FP
kongresiyle ilgili
gönderilen kasetlerin kamt
olarak kabul edilip
edilmeyeceğini
değerlendirecek.
• Fazilet Partisi'nin son kongresinin kasetleri kamt olarak kabul
edilirse, FP'nin kapatılan RP'nin devamı olduğu tezi güçlenecek
ve partinin kapatılma olasılığı güçlenecek. Yüksek Mahkeme,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca gönderilen kasetlerin
çözdürülmesini istemişti.
Kasetlerin kanıt olarak
kabul edilmesi durumunda
FP'nin "kapaülan RP'nin
devamı olduğu" tezi
güçlenecek.
Anayasa Mahkemesi, 13
Aralık'ta, FP'nin
kapatılması istemiyle
açılan davada, FP Genel
Başkanı Recai Kutan
tarafindan Anayasa
Mahkemesi Başkanlığı'na
verilen 23 Kasım 2000
tarihli dilekçenin, görüşü
alınmak üzere Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcıhğı'na
gönderibnesine karar
vermişti. Kutan
dilekçesinde, Siyasi
Partiler Yasası'nnı 104.
Eskisehir
'Bormadeni
Türidye'nin
gururu9
CANHACIOGLU
ESKİŞEHÎR-Eskişe-
hir'in Seyitgazi ve Kırka
ilçesine bağlı belde ve
köylerin katıhmıyla bor
madenlerinin özeÛeştiril-
mesinin engellenmesi
için sürdürülen güç birli-
ği toplanulannınbeşinci-
si Doğançayır beldesin-
de yapıldı. Doğançayır
Belediye Başkanı Kemal
Ulukoca, bor madenleri-
nin Türkiye'nin gururu
olduğunu belirterek
"HepbirKkteborunözd-
leştirilmesine karsı çık-
mabyız" dedi. Toplantı-
ya, MHP Eskisehir mil-
letvekili S. Servet Sazak,
Seyitgazi Belediye Baş-
kanı ArifÜnal, Kırka Be-
lediye Başkanı Satih Yrt-
dmm, Doğançayır Bele-
diye Başkanı Kemal Ulu-
koca, Maden-tş Sendika-
sı Şube Başkanı Metin
Gökgöz, Ziraat Odası
Başkanı tsmailBüyüksa-
n ile Seyitgazi ve Kır-
ka'ya bağlı 14köy deme-
ğininyöneticüeri ileköy-
lüler katıldı.
ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART
maddesinin uygulanması
gerektiğini ileri sürmüştü.
Kutan, bazı haller dışında
kapatma davasından önce
ihtarda bulunulması
gerektiğini savunmuştu.
Yüksek Mahkeme, Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca yazıyla
gönderilen video kasetlerin
çözdürülerek başsavcılık
görüşü ile birlikte
gönderilmesini de istemişti.
Yüksek Mahkeme, FP'nin
14 Mayıs 2000
tarihinde yapılan 1.
olağan kongresinde
hükümet komiseri
tarafından tutulan
raporun onaylı
örneğinin Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı'ndan
istenmesini de karar
altma almıştı.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu, göreve
başladığı 22 Ocak
günü mahkemenin bu
isteklerini Anayasa
Mahkemesi'ne
iletmişti.
BanÜann kabulü
karara
m.kart@superonline.com.tr
Yargıtay Başkanı Selçuk: Siyasal sistem katılımcılığı engelliyor
'Türkiye'de kuldik sorunu var'
Sami Selçuk: Türkhe'deki
sistem, cumhursuz cumhu-
riyet, halksız demokrasL
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yargıtay Başkanı Sami
Selçuk, Türkiye'deki siyasal
sistemin katılımcılığı engelle-
diğini savunarak "Türldye'de
yaşanan olgu cumhursuz cum-
huriyet, halksız demokrasidir"
dedi. Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Yaşar Okuyan
da, Türkiye'de devletin hantal-
laştığını savunarak "Hantal
devlet, vatandaşma ve bireyine
adeta eziyet eden, adeta zulme-
den bir konuma geuniştir" diye
konuştu.
Hak-lş Konfederasyonu'nun
yayımladığı "HaklarveOzgür-
KUderAntok)jisi'"nin tanıtunı ve
internette sanal kütüphane açı-
lışı dün yapıldı. Toplanöya ka-
tılan Selçuk, TBMM Anayasa
Komisyonu'nun 1982 Anayasa-
sı'nuı en az 90 maddesinin de-
ğiştirilmesi gerektiğini açıkla-
dığını anımsatarak "Bu nasd bir
anayasadn- ki yansından çok
maddesinideğjştirmekgereğini
duvuyoruz" dedi.
Konuşmasında Türkiye'de
hukukun üstünlüğünün sağlan-
ması gerektiğini belirten Sel-
çuk, hukukun üstünlüğü anlayı-
şınm yerleştirilmesı durumun-
da demokrasi sorununun da çö-
züleceğini söyledi. Açıklama-
sında, Türkiye'de bir laiklik so-
runu olduğunu savunan Selçuk,
laiklik anlayışının din ve devlet
arasında karşılıklı bağımsızlık
anlamına geldiğini anlatarak
şunlan söyledi:
"Ne o onun alanma girecektir
ne de öbûrü onun alanma gire-
cektir. Laiklik ûç şeyi kesinnlde
gerçekleşmir. Bîrmdsiakda ya-
salarla, insan akhna dayanan
yasalaıia toplumu yönetirsmiz.
Ddncisi din ve vicdan özgüriü-
ğünü tam anlamryia yerleştirir-
siniz. Üçüncüsü çoğukuluğu,
dinler açısmdan çoğukuluğu
gerçekleştirdiğiniz için iç banşı
sağlarsmız."
Çalışma ve Sosyal Güverdik
Bakanı Yaşar Okuyan da, Tür-
kiye yurttaşlannın hak arama
mücadelesi geleneğine sahip
olmadığını söyledi. Bugüne ka-
dar bütün haklann bir lütuf şek-
linde halka sunulduğunu belir-
ten Okuyan, bu durumun so-
rumluluk bilincinin gelişmesi-
ne engel olduğunu anlattı.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Mustafa
Bumin, daha önce
yaptığı açıklamada,
başsavcılıktan gelen
bilgi ve belgeler
doğrultusunda FP
kongresine ilışkin söz
konusu bantlann kamt
olarak kabul edilip
edilmeyeceğinin
değerlendirileceğini
bildirmişti.
Mahkemenin,
bugünkü toplantısında
bu konuyu karara
bağlaması bekleniyor.
Kaset çözümlerinin
kamt olarak kabul
edilmesi durumunda,
FP'nin kapatılması
istemiyle dava açan
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'mn
"kapatdan RP'nin
devamı olduğu" tezi
güçlenecek.
Yüksek Mahkeme,
bugün Şartla
Salıverme ve
Cezalann
Ertelenmesine
Dair Yasa'nm bazı
madde ve
düzenlemelerinin iptali
istemiyle yerel
mahkemelerden
yapılan başvurular ile
Ziraat Bankası, Halk
Bankası ve
Emlakbank'uı
özerkleştiribnesi ve
özelleştirilmesini
öngören yasanın iptali
ve yürürlüğünün
durdurulması istemiyle
açılan davada ilk
incelemeyi yapacak.
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr
Oyun, Tankred Dorst'un.
Ayak süriıyerek gittim. Ayak
sürüdüm, çünkü Dorst'un bü-
tün oyunlanna damgasını vu-
ran o soluk kesici "sorgu/a-
malar'a kendimi hazır hisset-
miyordum. Bu oyununu ne
okudum, ne izledim; ama
Tankred Dorst'u iyi kötü tanı-
yorum. Seyircinin koltuğunun
attına raptiye koymaktan,
oyun süresince kendiyle de
hesaplaşmasından hınzırca
hoşlanır. "Ben, Feuerbach"
oyununun dafarklı olması için
bir neden yok.
Sürüdüğüm ayaklarım beni
yine de Dostlar Tiyatrosu'na
kadar götürdü.
Işıklarsöndü. SaJon karardı.
Sonra sahne ışıklan... Hayır
yanmadı. Öteki seyircileri bil-
mem, ama Tankred Dorst'un
hınzırîıklannı iyi kötü bilen biri
olarak "Daha ilk anda başladı
numaraya" diye geçirdim
içimden.
Nelerden sonra, zifiri karan-
lık sahneden "oyuncu "nun fı-
sıltı gibi sesi getdi:
- IşıkL
Işık yine gelmedi. Ama oyun
başladı.
Tam 100 dakika boyunca,
hiç ara vermeksizin (oyunda
perde arası yok), hiç soluk al-
Oyun5
Oyuncu ve 'Oyuncu!
ma fırsatı da vermeksizin sor-
gulama ya da yûzleşme baş-
ladı.
Sahnede yaşlanmış bir
oyuncu, Feuerbach var. Yedi
yıllık bir sahne susuzluğunun
ardından yeni bir oyun için ti-
yatro yönetmeninden davet
almış ve umutlarla koşmuş.
Rolü kapmak istiyor. O rolü
(aslında heıtıangi bir rolü) kap-
mak onun için yaşamsal bir
anlam taşıyor. Var olabildiği,
kendini doğal ikliminde hisset-
tiği yere, sahneye dönebil-
mekten başka tutkusu yok. O
yüzden denenmek için koş-
muş.
Hünerlerini sergileyecek ve
yeni oyunda bir rol alıp sahne-
ye dönecek. Çıplak bir sahne-
de kendisini sınayıp karar ve-
recek yönetmeni bekliyor.
Yönetmen gelmemiş. Yö-
netmenin acelesi yok. Oyun-
cunun var. O sabırsız. Ya be-
ğenilmezse, ya o rolü bir baş-
ka "sınanan" aday kaparsa...
Sınavın bir türlü başlama-
masından sinirleri tahrip ol-
muş, sınavı başaramamak
korkusu bütün benliğini kavu-
ran, yaşlı ve bütün trenleri ka-
çırmışa benzeyen oyuncuyu,
endişenin, başansızlık ürküsü-
nün ezdiği, büktüğü, yerierde
süründürdüğü, onurunu kırdı-
ğı, umutlarını canlandırdığı,
sonra aynı umutlan çökerttiği,
yeniden kırdığı oyuncuyu, Fe-
uerbach'ı izliyoruz... Izlediği-
mizi sanıyoruz.
Her seyirci kendi yaşamın-
daki sınavlan; sınav önceleri-
nin o katlanılmaz gerginlikleri-
ni; hakkımızda karar verecek
olanlann kimliğini, ölçütlerini,
tavırlannı sorgulamaya ve
kendiyle yüzleşmeye başlıyor.
ölçütleri kimler koyuyor? Bu
ölçutlerin dogruluğunu söyle-
yen kim?
Edilgen bir çaresizlikle hak-
kımızda kararverilmesini bek-
lemenin içimizdeki tahribatı;
ruhsal gitgeller, düşlerimiz,
düş kırıklıklanmız...
Oyun tırmanıyor; soluk kes-
mecesine tırmanıyor; yerinde
sayıyormuş gibi görünüp tır-
manıyor. Sahnedeki yaşlı
oyuncunun, Feuerbach'ın
"akıllı" ile "de//"yi birbirinden
ayırdığı varsayılan çizginin bir
bu yanına, bir öte yanına sıç-
rayarak sürdürdüğü "varoluş
sorgulamasını", bir an önce
noktalanmasını isteyerek ve
hiç bitmemesini dileyerek ızli-
yorsunuz.
Sonra -bütün oyunlann ka-
deridir- final sahnesi geliyor.
Oyun boyunca Feuerbach"ın
yürekler acıtan, kendini, dün-
yayı, bir tıyatro sahnesinden
pek de farklı olmayan yaşamı
sorgulamasına olanak tanryan
"yönetmen yardımcısı"n\n ve
yer yer Feuerbach'tan bile
önemliymiş gibi ilgilenilen
oyuncu-köpeğin sahibesinin
de terk ettikleri bomboş sah-
nede Feuerbach tek başına
kalıyor ve finali oynuyor...
Finali...
•••
Buraya kadar oyundan söz
ettik, oyuncudan, Feuer-
bachtan söz ettik. Sıra oyun-
cu'da...
Oyuncu: Genco Erkal.
(Işte şimdi yazının en zor ye-
rine geldik. Ne yazılacak bura-
da? "Muhteşemfinal"!öoö-
öö, çok basmakaltp. "Genco
Erkal'ın meslek yaşamının
taçlandığı oyun"? öfff, pek sı-
radan. "Bir oyunculuk dorv-
âu"? Hayır, hayır, çok bayat.
Peki nasıl yazmalı?)
Bakın, bir oyun seyrettikten
sonra yazılan kimi gazete ya-
zılan vardır. Oyuncular, yönet-
men dostunuzdur. Bir tür diyet
borcu ödercesine oyun hak-
kında yazarsınız (Ben yaz-
mam). Oyunun medyadaki ta-
nıtımına katkıda bulunmuş
olursunuz.
Siz de farkındasınız; bu as-
la öyte bir yazı degil.
Ya da seyredip beğendiginiz
biroyundur. "Marifetittifata ta~
bidir" deyip, teknik eleştiriyi
uzmanına bırakıp aldığınız
keyfi okuria bölüşürsünüz.
Hayır, bu öyte bir yazı da de-
gil-
Bakın, Dostlar Tıyatro-
su'nun, Beyoğlu'nda Karaca
Tıyatrosu'nda sahnelediği,
Tankred Dorst'un "Ben, Fe-
uerbach" oyununu seyrettim.
Feuerbach rolünde Genco
Erkal'ı seyrettim ve bu yazıyı
mutlaka yazmak zorundayım.
Iteride bir gün oğluma, ken-
dimi övmek istersem, "Ne di-
yorsun sen oğlum, bu baban
varya, bu baban, Genco Er-
kal'ı Feuerbach rolünde sey-
retmiş adamdır" diyecegimi
düşünüyorum.
(Bu da olmadı ya, neyse ar-
ttk...)
POLITİKA GÜNLÜĞÜ
HİK3VİET ÇETtNKAYA
Dış Güçler...
Diyarbakır Emniyet Müdürü GaffarOkkan ve beş
polisin alçakça bir pusu sonucu öldürülmesinin ar-
dından kaç gün geçti?
Artı gün!..
Güvenlik birimlen'nin tüm çabalanna karştn su-
ikastı gerçekleştirenler bugüne dek yakalanama-
dı!..
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü otomobiline
bomba konularak karJedilmişti. Bir gün sonra Cü-
rteyt Arcayürek, içişleri Bakanı Ismet Sezgin ve
diğer yetkililerie Cumhuriyet'in Ankara Bürosu'nda
şu soruya yanıt anyorduk:
"Mumcu cinayetinin arkasında hangiyasadışı ör-
güt var?"
Bakan ve üst düzey emniyet yetkilileri şöyle de-
mişlerdi:
"Eğer suikastı gerçekleştiren yasadışı örgüt Tür-
kiye içindeyse, biz bunlan biri<aç gün içinde yaka-
lanz..."
Arcayürek ve ben hemen sorduk:
"Ya değilse?"
Bu soruya içimizi rahatlatacak bir yanıt gelme-
mişti...
Bir gün sonra üst düzey emniyet yetkilileriyle
toplantı yaptık...
Bu kez hava başkaydı...
Dediler ki:
"Elimizdekibulgularbizibirkomşu ülkenin büyü-
kelçiliğinin kapısına kadar götûrüyor..."
Komşu ülke Iran'dı...
Muammer Aksoy'dan Bahriye Üçok'a; Çetin
Emeç'ten Uğur Mumcu'ya; Turan Dursun'dan Ah-
met Taner Kışlah'ya dek alçakça işlenen her cina-
yetin arkasından 'komşu ülke' çıkıyordu...
Şimdi de aynı bulgular üzerinde duruluyor; Gaf-
far Okkan ve beş polisimizin şehit edilmesinde Hiz-
bullah tetikçilerinin olduğu gerçeği konuşuluyor...
Peki Hizbullah böylesine bir kanlı eylemi tek ba-
şına yapabilir mi?
•••
Dün sabah arşivlere bakınca gördüm:
12 Ekim 1990 yılında Mısır Millet Meclisi Başka-
nı Rıfat El Mahçup, Kahire'nin en işlek caddelerin-
den birinde suikast sonucu öldürülmüştü...
Suikastı gerçekleştiren kimdi?
Müslüman Kardeşler örgütü!..
örgüt 1928 yılında Mısır'ın Islamrye kentinde, ög-
retmen olan Hasan El Benna tarafından kurulmuş,
birçok kanlı eyleme imzasını atmıştı...
1948'de önce terör suçlanna bakan bir yargıcı öl-
düren Müslüman Kardeşler militanlan, ardından
Başbakan Nokraşhi Paşa'yı katletti...
Bu cinayetten sonra, Müslüman Kardeşler Örgü-
tü'nün lideri Hasan El Benna, tıpkı Hüseyin Velioğ-
lu gibi güvenlik güçlerince kıstınlıp öldürüldü...
Artık Müslüman Kardeşler lidersizdi...
26 Ekim 1954 günü, Mısır Devlet Başkanı Nasır,
Iskenderiye'deydi. Nasır'a suikast düzenlendi. Na-
sır suikasttan kıl payı kurtuldu...
6 Ekim 1981'de Devlet Başkanı suikast sonucu
yaşamını yitirdi...
Enver Sedat'ı öldüren Üstegmen IsJamboli,
Müslüman Kardeşler'in bir kolu olan 'Cemaat-lsla-
miye'den kaynaklanan 'Ankud' örgütündendi...
Unutulmasın ki Müslüman Kardeşler tüm Islam ül-
kelerinde örgütlüdür...
Uğur Mumcu bu örgütü anlatırken şu saptamayı
yapmıştır.
"Müslüman Kardeşler, bütün Islam ûlkelerinde
adamlan bulunan güçlû bir örgüttür. Bu örgütün
Türkiye'de ve Almanya'daki radikal dinci Türkler
arasında da adamlan var. Belki duyariı devlet da-
irelerinde de!..
Bu örgüt, Iran Islam devrimini savunan Hizbullah
örgütünü destekliyor. örgütün, 1986 yı\ı mayıs ayın-
da Cenevre'de ö/en son lidenerinden Şeyh Omer'ın
kendisini 'Mısıriı Humeynici' olarak tanımlaması da
Örgütün kimlehe birlikte eylem yapacağını ortaya
koyuyor..."
•••
24 Ocak Çarşamba günü akşam saatlerinde Gaf-
far Okkan ve beş polisi şehit eden teröristler, mer-
mi ve silah dışında işe yarayacak tek bir bulgu bı-
rakmadan kaçıp gittiler...
Tetikçilerin çok profesyonel olduklan, Diyarbakır'ı •
iyi bildikleri bir gerçek!..
Tetikçiler en az 10-15 kişrydi, bize kalırsa onlan
yönlendiren silahsız gözcüler de vardı!..
Türkiye'de 12 Eylül öncesi terör, 1974 Kıbns Ba-
nş Harekâtı'ndan sonra başlamadı mı? Arap terö-
ristleri ve MOSSAD'ın ortaya koyduğu terör de 1967
Arap - Israil savaşından sonra ivme kazanmadı mı?
Güneydoğu'da PKK terörünü çözme aşamasına
gelen Türkiye'de, Gaffar Okkan ve beş polisi Diyar-
bakır'ın göbeğinde öldüren gücü kim yöniendir-
di?
Hizbullah'ın beyinlerinden Isa Attsoy Almanya'da
yaşıyorbiryıldır...
Bu kişi yakından izleniyor mu? Bağlantılan bilini-
yor mu?
Diyeceğim şu:
Hizbullah Diyarbakır suikastını tek başına gerçek-
leştirmedi; taşeronluğu üstlendi!..
hikmetcetinkayaCg cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 02127 513 90 98
Antonina {Turizm
KURBAN BAYRAMIKÜLTÜR GEZİLERİ
2-6Mart,Kıhin
SanatTanhçısı ATİLLA TUNA eşlığınde Kahire'mn sokak aralannda gızem
doluyüıüyü^er.. Camılen, kılıselen.çarşılan. sınagoglan, müzelen.pıramıt-
leri ile dolu dolu beş gûn Kahıre...
2-10 Mırt Tarsus. AnUkya. Antep, Halep (Suriye)
Sanat Tarihçısı İN'Cİ Tt'RKOĞLU rehberlıfınde bû>üleyıcı Kıiikya arke-
olojisi ve çarşılan, hanlan, medreselen ile eskı Osmanlı vılayetı Halep...
4-10MartYunanisUn
İHSAN THSAVın 25 yıllık Yunanıstan deneyımi ile Kavala, Selanik, Atina,
Meteora, KonnU Miken. Epıdavros...
5 - 9 Mırt Malu'dı Ortaçağ Mimarisi
Dr. FERİDLN ÖZGÜMÜŞ ile Avrupa'nmen iyi korunmuş ortaçağ mımar-
lığı ömeklennin yer aldıgı Malta adasma bir keşif yolculuğu. Valletta. Gozo.
Mdına. Lç Şehııier. Türk Mezarlığı
6-10 Mart Bilinme^en Kapadokya
Dr. ELMON HA>ÇER ile Kapadokya'nın bılınmeyenlen: Antık Tyana Ke-
merteri. Pancariık. Sınasos. Aşk Vadısi, Narlıgöl Krâten. Çeç Tümüİûsü, To-
pada Hiüt Yaatı. Belısırma, Şambaz Baba'nm mezan ve daha nıcelen...
HAFTASONüGEZtLERİ
;4Şubıt. Pazar. Isııtnl'dı Bians Eserlen 2. Dr. Keridun Öıpmi reUcriiğadc.
Rezen-asyon 0212 29228 74-75