17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yiıriiyüşün ardmdaki w değlşnır Diyarbakır'da Hizbullah ve PKK'nin müdahalesi olmadan ilk kez halk bir polise sahip çıkmak için kepenk indirdi. Halkın desteğini alan Okkan, yoksulluk ve işsizlik potansiyelinden yararlanan Hizbullah'ı korkutuyordu DUZYAZI MEHMETFARAÇ Diyarbakır dün önemli bir değişi- mi yaşadığını gösterdi. Terörün pençesinde 20 yıldır kıv- ranan bu kentte yaşanan kaos ortamı yüzünden, güvenlik görevlilerine ba- tıda olduğu gibi bir ilgi olduğunu söylemek abartılı olurdu. Halk poli- se mesafeli duruyordu. Bunda, *fa- Ui mechul eylemkrin ardmda Kontr- gerilla,Hizbulkontra olduğu"şeklin- deki genel kanının da payı vardı. Bu yaklaşım PKK'nin gerilemeye başladığı ve Hizbullah'a yönelik operasyonlann yoğunlaştuıldığı 1998 yılından itibaren değişmeye başladi. Kentte 1997'de göreve başlayan Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, as- kerlerin de üzerinde ısrarla durduğu bir strateji uygulamaya başladi: "Te- rör halk desteğiyle yenüirJ" Kürt kökenlı ıki örgüt PKK ve Hizbullah'ın eylem bölgesinde yaşa- yan çoğunluğu Kürt kökenli yurttaş- larla sıkı bir diyalog kurmaya başla- yan Okkan, kısa sürede bu stratejisi- nin meyvelerini almaya başladi. PKK gerilemişti. Sırada Hizbullah vardı. Ancak polisin bir dezavantajı vardı. Halk, sokakta işlenen yüzler- ce cinayetin çözülmesinde güvenlik güçlerine yardımcı olmuyordu. Ok- kan bu dezavantajı tersine çevirme- ye çalıştı, halkı kazanmakta başanlı oldu. 1999'a gelindiğinde kent merke- zinde 100'e yakın faili meçhul cina- yet bu diyalog sonucu aydınlatılmış, dahası sokaklardaki infazlarda önemli bir düşûş yaşanmıştı. Örgü- tûn tetikçileri yakalanmış, kuryeleri ele geçirilmiş, yine "hafltdesteğjyle" militanlann birer eğitim merkezine çevirdiği camiler devletin eline geç- mişti. Terörün pençesinde kıvranan Diyarbakır'da her şey tersine dön- müştü. Güvenlik görevlileri artık Hizbullah'a duyarsız değildi. Halk polisle yakınlaşmış, Okkan'ın ma- kam odası yurttaşlara açılmıştı. Okkan, mücadelesi sırasında Hiz- bullah'ın beslendiği tarlalan çok iyi saptamıştı: "Sosyal sorunlar, göç ve bunun getirdiği işsizlik. Ve tüm bun- lann yoğunlaşürdığı sokak çocukla- n ve örgütün göz koyduğu işsiz genç- Kk." Okkan'ın spora ve Diyarbakır- spor'a olan ilgisi gençlerin de dikka- tini çekmişti. Artık Diyarbakırh gençler onunla birlikte maçlarda te- zahüratyapıyordu. Sokak çocuklan- na da kucak açmışrı. Halkın deste- ğini alan Okkan'ın çabası, yoksul- luk ve işsizlik potansiyelinden ya- rarlanan Hizbullah'ı korkutuyordu. Korkutmasaydı PKK'nin bile 20 yıl- dır cesaret edemediği böylesine risk- li bir eyleme girişebilir miydi. Tüm bu çabaların yarattığı tablo dün televizyon ekranlanndan Türki- ye'ye yansıdı: "Değişim-.'' Yüzlerce güvenlik göıevlisinin operasyonlarda şehit olduğu Diyar- bakır'da, halk ilk kez bir polis şefi- nin ardından ağladı, "Gaffar'a uza- nan eUer kırüsın, katiller bulunsun", "Seninlegunır duyuyonız", "Diyar- bakır seni unutmayacak" sloganlan attı, cenazesinde gövde gösterisi yaptı. Çoğunluğunu gençlerin oluş- turduğu 25 bin kadar yurttaş sabahın Toparlanmaya çalışıyorlar 4 kişilik beyin takımı aranıyor • Hûseyin Velioğlu'nun öldürülmesi, beyin takımından Cemal Tutar ve Edip Gümüş'ün yakalanması örgütün büyük darbe yemesine yol açtı. Binlerce militana hükmeden örgütün 8 kişilik beyin takımından 4 kişiyi de polis her yerde anyor. Yurt Haberieri Ser- visi - Beykoz operasyo- nunda Hizbullah'ın en tehlikeli kanadı ve vu- rucu gücü îlimcilerin kurucusu Hüseyin Veli- oğlu'nun öldürülmesi, beyin takımından Ce- mal Tutar ve Edip Gü- müş'ün yakalanması örgütün büyük darbe yemesine yol açtı. Bin- lerce militana hükme- den örgütün 8 kişilik beyin takımından 4 ki- şiyi de polis her yerde anyor. Beykoz'daki operas- yonda yakalanan Edip Gümüş Hizbullah- llim terör örgütünün askeri siyasi lıderiydi. Hasanoğlu, 1958 Bat- man Hasankeyf Aksu Köyü nüfusuna kayıtlı. Hüseyin Velioğlu'nun MTTB'den arkadaşı. Militanlan lran'a gö- türüp eğittikten sonra geri getiren kişi. Bir- çok Hizbullah itirafçı- sı onun adını verdi. DGM'de yargılanıyor. Aranıyorlar Polis, örgütün beyin takımından 4 militanı anyor. Emniyet yetki- lileri, çok yoğun ope- rasyonlara karşın örgü- tü ayakta tutmaya çalı- şan bu militanlann da yakalanmasıyla Hiz- bullah'ın beyin takımı- nm çökertileceğıni söylediler: Haşim Alabalık: Hizbullah llimciler ka- nadı Diyarbakır askeri kanat üyesi. M. Arif oğlu, 1978 Diyarbakır merkez Tezgeçer Kö- yü nüfusuna kayıtlı. Mehmet Arif Alaba- hk: Hizbullah llimciler kanadı Diyarbakır as- keri kanat üyesi. M. Arif oğlu, 1975 Diyar- bakır Merkez Tezgeçer Köyü nüfusuna kayıtlı. Birçok yakmı halen Diyarbakır DGM'de Hizbullah davalannda yargılanıyor MetmUlsen: Hizbul- lah llimciler kanadı Diyarbakır askeri ka- nat üyesi. Ahmet oğlu Diyarbakır Lice Gökçe Köyü nüfusuna kayıtlı. Çok sayıda kişiyi öl- dürdüğü iddiasıyla DGM'de yargılanan askeri kanat üyelerin- den Veya Üben'in de yakını. Murat Aktaş: Hiz- bullah llimciler kanadı Diyarbakır askeri ka- nat birim sorumlusu. Hamzaoğlu, 1975 Di- yarbakır Merkez Kılıç- tay Köyü nüfusuna ka- yıtlı. Hizbullah'ın Mardin sorumlusu Ka- an Aktaş'ın yakını. Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 25 bin kadar yurttaş sabahın erken saatierinden itibaren sokağa döküldü. Once- leri HiThnil^h ve PKK'nin çağrüanyla kepenk kapatan esnaf, bu kez bir polis için yas tutuyor, kepenkleri indiriyordu. Hizlmllairm güvenlik güçlerine karşı ilk eylemi Yurt Haberieri Servisi - Hizbullah 10 yıldır eylem yaptığı Güneydoğu'da gü- venlik güçlerini hiçbir zaman hedef al- madı. Orgüt PKK ile savaşırken örgüt- lenmesıni sürdürdü, bunu yaparken de güvenlikgüçlerinin dikkatıni çekmeme- ye özen gösterdi. Ancak güvenlik gö- revlileri, örgüte yönelik çalışmalan sıra- sında, "Operasyonalhatayapnlar"diye eleştiriidi, Bu operasyonlarda 8 güven- lik görevlisi şehit oldu. Örgüt güvenlik güçlerini iki aşama- dan sonra hedef seçti. İlk karar örgüte yönelik operasyonlann hızlanması üze- rine alındı. 1989 yılında yoğunlaşnnlan operasyonlarda çok sayıda elemanı ya- kalanan Hizbullah, kıskaca gırmişti. Ör- güt bunun üzerine ağır silahlar edinme- ye başladi. Polise yönelik öfke örgüt liden Hüse- yin Velioğhı'nun Beykoz'da öldürülme- si üzerine doruğaçıkh. Hizbullah'ın dı- şanda kalan lider kadrosu fetva verdi: "Polise satdırm, çaüşmaya ghin.J" Örgüt Güneydoğu'nunçeşitlı bölgele- rindeki cephaneliklerinden ağır süahla- n işte o zaman çıkardı. Bu fetva bölge- de 20 yıldır örgütlenen Hizbullah'm devlete savaş açtığı anlarruna geliyordu. Arük örgütün hücre evlerinde bir Ka- laşnikof, 3 el bombası ve iki tabancabu- lunduruluyordu. Güvenlik güçlerine ilk saldın 14 Şu- bat2000 günü Van'da düzenlendi. Polis, saat 02.00 sıralannda Akköprü Mahal- lesi Dere Sokak'ta bulunan hücre evinin çevresini sararak "tesBm or" çağnsında bulundu. Içeriden açılan ateş sonucu Te- rörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevh polis memurlan Mehmet Ünver, Nad Akçay, özel Harekât Şube Müdür- lüğü'nde görevli polis memurlan Mus- tafaKemalAçıkgöz,VahitUshıve Ha- izlerini takıp ederek yaklaşık 3 kilomet- re uzaklıktâki hücre evinin bulunduğu bölgeye ulaşu; Yeni Mahalle Şerefiye Caddesi 4. Sokak'ta ikinci bir hücre evi belirledi. Burada da çıkan çatışmada üc polis memuru yaralandı. Operasyonda, Hizbullah bölge sorumlusu Sebahattin Sap, askeri kanat sorumlusu Mehmet Nnri Balka ve silahlı militanlan Zahir Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 polisi şehit eden iki katil zanlısının eşkâlleri bclirlendi. \ - V" v y ü /run Karabulut şehit oldu. Polis memur- lan Faris Atasever,M. MansorErdoğan, Gürbüz Bulut, Hûseyin Yağa, Metin Çiftük ve Sami Özübeffi yaralandı. Operasyondan kaçan bır grup terörist, karşılaştıklan polis timine, "Bizter de pofoiz,arkadaşımızyaralandr dıyerek gecenin karanlığından ve yoğun kar ya- ğışından da yararlanıp güvenlik çembe- rini aştı. Çatışmadan sonra hücre evde yapılan arama ve araştırma sonucu, bu kişilerin terörist olduğu fark edildi. Bu- nun üzerine polis, kardaki ayak ve kan Hayva, Murat Hayva ve Nuri Baran öl- dürüldü. 1 Nisan 2000'de Şankurfa'nın Birecik ilçesinde Hocaşerif Mahallesi'nde Hiz- bullah'a ait olduğu beürlenen bir hücre evine düzenlenen operasyonda, Komiser Ali Osman Sançalı Hızbullahçılar tara- findan şehit edildı. Eylemi gerçekleşti- ren Murat Yûrekli ve Bahri Bozok ya- rah olarak ele gecirildi. Teröristler, olay gecesi kapının çahnmasıyla panikledik- lerini, gelenlerin polis olduğunu gördük- lerinde de çatışmaya girmeye karar ver- diklerini söylediler. Komiseri şehit eden şeriatçı terör örgütü Hizbullah-Vasat üyelennin, "Türkiye'delslanıiCihatHa- reketi" adıyla yeni bir örgütlenmeye git- tikleri belirlendi. Şeriatçı terönstlerin, dini potansiyeli yüksek olan kentlerde güvenlik güçleri ve kamu kurum ve ku- ruluşlanna yönelik eylem yapmayı plan- ladığı açıklandı. Teröristlere silah sağla- yan 5'i Istanbul'da olmak üzere 10 kişi daha yakalandı. Birecik Hizbullah'ın ey- lem bölgesi değildi. Polisin bu gerekçe- ye sığınarak operasyonda dikkatsiz ol- duğu öne sürüldü. Hizbullah'ın 17 Ocak operasyonlanndan sonra Diyarbakır'da polise yöneük ilk saldınsı 6 Mayıs 2000 tanhmde gerçekleşti. Bağlar Kaynarte- pe Mahallesi Inkılap Sokak ile 20. So- kak içinde devriye gezen pohs aracına ateş açıldı. Saldında polis memurlan Tanju Şimşek, Mehmet Özer ve Düber Karadeniz hafif yaralandı. 11 Ekim 2000'de bir apartmanın 6. katindaki iki dairenin birleştinldiği hüc- re evine gırmek isteyen polislere ilk ate- şi şeriatçı teröristler açtı. özel Harekât Şubesi'nde görevlipolismemuruAdem Bayrakçı, kalbinden vurularak şehit ol- du. 19 Ekim'de ise evli ve iki çocukbaba- sı polis memuru Mehmet Zengin, Bağ- lar 5 Nisan Mahallesi Emek Cadde- si'nde takıp ettiği iki Hizbullahçının si- lahli saldınsında şehit oldu. erken saatlerinden itibaren sokağa döküldü. Dahası, önceleri Hizbullah ve PKK'nin çağnlanyla kepenk ka- patan esnaf, bu kez bir polis için yas tutuyor, kepenkleri indıriyordu. 1.5 yıldır askerler, Okkan ve diğer gü- venhk görevlilerinin çabalanyla Di- yarbakır'da sağlanan huzur ve güven ortamının ortasına düşenbomba hal- kı endişelendirdi. Geç yakaladıklan huzuru çabuk kaybetmenin acısın- daki yurttaşlar, yeniden eski günle- re dönüleceğinin korkusuna kapıldı. Diyarbakır caddelerindeki insan se- hnin nedeni buydu. Bir polis şefınin şu sözleri ise her şeyi anlatıyor: tt TüridyeDivarbakır'danvaıısıvan görüntükri dikkatk izlemeli Halkın öfkesi,nefreti teröristkri korkutacak- ür. Terörü yararöğı nefret ötdürür-." Hendekte üziıntu Hakhnın yanında biryaşam • Annesinin Gürcü asıllı olması nedeniyle yoğun akrabalık ilişkileri içinde bulıınan Gaffar Okkan'ın kişiliğinde "insan ilişkileri" önemli bir yer kazandı. İLHANUYGUN SAKARYA - Diyar- bakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın öldü- rülmesi, memleketi Hendek'te de büyük üzüntü yarattı. Babası Fikri Okkan, oğlunun Hendek'e geri dönmesi- ni istediğini ancak Gaf- far Okkan'm vatanın kendisinden görev bek- lediğini söyleyerek dön- mediğini anlattı. Ali Gaffar Okkan, 1952 yılında Sakar- ya'nm Hendek ilçesi Başpınarlar Mahallesi OkkanlarSokak3No'lu evde doğdu. 3 çocuklu ailenin tek erkek çocu- ğuydu. Dığerkardeşleri, Sabahat ve Güİşen 1970 yılmda eşi Fehi- me'yle evlenen Ok- kan'ın 19 yaşmda Ame- rika'da eğitim gören Seaj- gm admda bir kızı ve 7 yaşında AH Can admda bir oğlu var. Meslek yaşamı bo- yunca cesareti ve göre- vine bağlılığı ile tanınan Okkan, bir dönem Istan- bul Emniyet Müdürlü- ğü'nde de görev aldı. 1993 yılında Eskişe- hir'de Müdür Yardımcı- sıyken, Polisgücü Hent- bol Takımı'mn başkanlı- ğma geçti. Okkan, Meh- met Ağar'm Emniyet Genel Müdürlüğü döne- minde Kars Emniyet Müdürü oldu. Annesinin Gürcü asıl- lı olması nedeniyle yo- ğun akraba ilişkilerinin içinde bulunan Ok- kan'm kişiliğinde "in- san iHşküeri önemli bir yer kazandL" Ekmek fı- nnı sahibi babası Fikri Okkan ise hastahğı ne- deniyle doktor kontro- lünde evde tutuluvor. 75 yaşmdaki annesi Ûmran Okkan ise daha önce be- yin kanaması geçirmesi nedeniyle felçli olarak evde yatıyor. Oğluyla vurulmadan bir saat önce telefonla görüştüklerini anlatan Fikri Okkan, u Seni çok özkdim, ne zaman gele- ceksin, diye sordum ama onun yerine acı haberi gekti" diye konuştu. Sa- karya Valisi Cahit Kı- raç, ll Jandarma Komu- tanı Kıdemli Albay ÖmerAtalay ve Hendek Kaymakamı Ergün Güngör, Okkan ailesi- nin evine giderek baş- sağhğı diledi. ORHAN BtRGİT Komplo Teopisi Saymazsanız... Rumlarla niçin masaya oturmak istemediğini anlatmak için bir aydınlatma turuna çıkan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün sabah istan- bul basını ile düzentediği söyleşiye, Diyarbakır'da önceki gece verdiğimiz altı şehidımiz için duydu- ğu acıyı belirterek başlıyor. Denktaş, Gaffar Ok- kan ve arkadaşlanna yönelik suikastı, uzun süre- den beri uluslararası bazı cxJaklar tarafından Tür- kiye'yi sıkıştırma amacıyla düzenlenen olaylar zin- cirinin bir halkası olarak görüyor. Gaffar Okkan ve beş arkadaşını haince ölüme götüren suikastın, çok planlı bir düzenlemenin so- nucu olduğunu ortaya koyan bulgular, uzun mü- cadele ömrıinü, deneyimlerie süsleyen Denktaş'a hak verdirecek ölçüdedir. Benzer bir gözlemi de önceki gece, olaydan hemen sonra yaptığı açık- lamada Başbakan Ecevit de paylaşıyordu. Olayda Hizbullah örgütünün elebaşılannın önemli roller oynadıklan yadsınamaz. Ama sadece onlar mı? Ya da Hizbullah bu ola- yın taşeronu olarak mı kullanıldı? Yöreden alınan bilgiler, Hizbulah'ı öne çıkartan, onu yeniden aya- ğa kaldırmak isteyen bir parmağın bu hain su- ikastta görev yaptığını ortaya koyuyor. 24 Ocak günü rasgele mi seçildi? Vali Cemil Serhadlı ile şehit Gaffar Okkan'ın iki gün önce düzenledikleri ortak basın toplantısında, uzun sü- re terörün başkenti görevinin sahneye konulmak istendiği Diyarbakır'ın artık bir huzur kenti olduğu- nu samimiyetle söylemelerinin bedelini böylesine ağır bir biçimde emniyet müdürüne ödeterek top- lumayeniden korku aşılamak isteyenler için bu ko- nuşmalar düğmeye basmak için bulunmaz fırsat mı sayıldı? Geçen yıl aynı günlerde, "17 Ocak 2000 ve onu izleyen günler" Hizbullaha karşı güvenlik güçleri- nin baskın düzenlemiş olduğu için, bazı odaklann yıkılmadığını kanıtlamak istedikleri bu örgütü ya doğrudan görevlendirdiğini ya da taşeron olarak kullandıklannı duşunebilirsiniz. Yine aynı düşünce cimnastiğinın içinde, istıhbarat örgütlerinin ulus- lararası bir terör timinin Irak sınırlanndan Türki- ye'ye giriş yapacağı yolundaki raporlannın, gaze- telerimizde yer aldığını da ekleyebilirsiniz. Bu yazının başlığında da söyledığim gibi, bir olayda nelerin oîup olmadığını duşünürken sizi "komplo teorisi" yapmakla suçlayanlar olabilir. Olaylan ardı ardına sıralamanın, sonra bunların içinden değerlendirmeler yapmanın, yani beyin fırtınalamasının yadsınacak hıçbır yanı yoktur: Ben de öyle yapacağım: Şehit Gaffar Okkan'ın, görevine son derecede bağlı bir kimse olarak makamına geliş ve aynlış- lannı zamanla sınıriamadığı, geliş gıdişlerinde de bazen Et ve Balık Kurumu Müdürlüğü yolunu, ba- zen de Şehitlik Caddesi'ni kullandığı bildiriliyor. Hem zaman saati, hem de gidilecek yol, aynlma- sından beş dakika kadar önce polis telsizi ile ilgi- lilere duyuruluyormuş. Önceki gün de öyle yapılmış. DenılebMir kı, Hiz- bullah örgütünün, zaten polis telsizlerini dinlediği biliniyor. O halde Gaffar Okkan'ın hangı saatte çı- kacağı ve nereden geçeceği de bu yol ile önceki akşam da öğrenilmiştir. Bu bilgileri veren uzmanlar, suikastın yapıldığı Şehitlik Caddesi'ndeki yerin, emniyet müdürlü- ğünden uzaklığını 800 metre olarak bildiriyortar. Daha da önemlisi olay yerinde 450 mermi kova- nının bulunduğunu, bu sayıda merminin şarjörde- ğiştirmeden atılması için 12 Kalaşnikof silah kul- lanılması gerektığini söylüyorlar. Olay sırasında i- ki de el bombası kullanıldığına dikkati çekerek sal- dında en az 10 kişilik bir timin görev alması gerek- tığini söyiüyor ve bu nedenle de ıki ya da üç oto- mobil ile olay yerine gelerek mevzilenme zorunlu- luğundan söz edıyorlar. Vurgulanmak istenen önemli bir nokta, bu işler için beş dakikalık bir zaman süresinin yetmeyece- ği, emniyet müdürünün önceki akşam hangi yol- dan döneceğinin daha önceden bilinmesi için içe- riden bilgi sızdınlması gerektiğıdir. Bir başka önemli olay da saldından hemen son- raki dakikalarda, yani vurucu timin kaçma aşama- sında Şehitlik Caddesi'nde elektnklerin kesildiği iddialandır. Bu sıralamalar, olayı Hizbullah örgütünün tek başına mı pianladığı, yoksa önemli bir başka ulus- lararası güçten destek mi aldığı sorularının kapı- sına getiriyor bizi. Neyin olduğu ve olmadığını, umalım ki bu defa kendi bağnndan verdiği bu kadar önemli kurban- lardan sonra polisimiz çözebilsin. Polisi yılgınhğa ve moral çöküntüsüne düşür- meyecek en büyük desteğin, dünkü cenaze töre- ninde teröre lanet ederekyürüyen 20 bini aşkın Di- yarbakırlıdan geldiğini söylemek, Gaffar Okkan ve beş arkadaşının ölümünden duyulan acıya bir öl- çüde pansumanlık yapmaktadır. O 20 bin insan içinde, eski olaylar nedeniyle ev- lat, eş, baba acısı çekerek terörün ne olduğunu çok pahalıya mal olsa da anlamış deneyimli insan- larvar. Uluslararası güçler, dün Sayın Rauf Denktaş'ın da söylediği gibi kâh Ermeni sorunlannı canlandı- rarak, kah Kıbns konusunu çıkmaza sokup buna- lım yaratmaya çalışarak, kâh Türkiye içinde bu tür suikastlardüzenleyerek biryerlere ulaşmak istiyor- lar. Bunu söyleyenlere paranoya içinde olma suç- laması yapanlar, hâlâ ayılmayacaklar mı? Faks: 0212-6770762 E-mail:obirgit(a e-kolay net. Yaşam, kalbin iki vııruşu arasındaki zamandır Kalbinizi koruyun TÜRK KALP VAKFI 79 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle