17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2001 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALt SÎRMEN Polis de Sevilit* Diyarbakır Emnıyet Müdüru Gaffar Okkan ön- ceki gün Emniyet Müdürlüğü'nün 800 metre ileri- sinde arabasına açılan çapraz ateşle şehit edildi. Suikast sırasında, dört koruma ile birlikte makam şoförij de şehit oldular. Daha önce alınan duyumlar, o lay yerinde bulu- nan ipuçları, suikastın arkasında Hizbullah'ın oldu- ğunu gösteriyor. Bizzat Gaffar Okkan, olaydan bir saat kadar ön- ce görüştüğü gazeteci Nuriye Akman'a, Hizbul- lah'ın kimi tetikçilerinin Diyarbakır'da olduklannı is- tihbar ettiklerini, yakalanmalarınm an meselesi ol- duğunu söylemişti. Daha önce de aynı kentte ortaya çıkanlan hüc- re evinde yakalanan tetikçi Sabir Özdemir, Gaf- far Okkan'ın hedef seçildiğını açıklamıştı. Hizbullah'ın neden Gaffar Okkan'ı hedef seçti- ğini anlamak güç değil. Unutmayalım ki, Hizbullah'a karşı girişilen büyük operasyonu taaa Diyarbakır'dan başlâtan kişi Gaf- far Okkan'dı. Hatta, Ruşen Çakır'ın dünkü Cum- huriyet'te yayımlanan yazısında da, belirttiği gibi, Diyarbakır Emniyet Müdürü, bölgesinde Hizbul- lah'a karşı operasyonlan başlattığı zaman öncele- ri destek de bulamamış, bizzat orada yaşayan ki- mi görevlilerin işı savsakladıklanna tanık olmuştu. Istanbul'daki büyük ve başarılı operasyondan sonra devlet, Hizbullah'ın gerçek yüzünü bütün açıklığıyla görmüş ve harekete geçmenin zorunlu- ğunu kavramıştır. Ve bu büyük operasyon da, Diyarbakır'dan Ok- kan'dan gelen istihbarat ile başlamış, Gaffar Bey de, Istanbul Beykoz'daki operasyona bizzat katıl- mıştı. Ruşen Çakır'ın yazdığına göre Gaffar Bey, ken- di adına değil, ama Diyarbakır Emniyeti'nin göster- diği çabalann ve başannın, Hizbullah operasyo- nundaki katkısının unutulmasından biraz üzgündü. ••• Hizbullah'a karşı yürütülen başanlı operasyonun ardındaki bu değerli Emniyet Müdürü, öyle anlaşı- lıyor ki, örgütün gücünü küçümsemişti. Çünkü o, artık Hizbullah'ın istese bile büyük operasyonlar yapamayacağını söylüyordu. Gaffar Okkan bu hatasının kurbanı oldu. Tabii suikasttan sonra sorulması gereken soru- lar var. Dün Hikmet Çetinkaya'nın da ortaya attı- ğı soru yerindedır. Bu kadar kritik bir bölgede gö- rev yapan ve hedef olduğu bilinen bir Emniyet Mü- dürü'ne ait zırhlı araç nasıl oluyor da kullanılmıyor ve garajda bekletiliyor? Alınan ıstihbaratla, Okkan'a bir saldın düzenle- neceği bilindiği halde nasıl gafil avlanılıyor? Son eylem, artık, Hizbullah'ın hâlâ çok büyük güç olduğunu (bu gerçek birçok kez dile getirilmiş- tir, son olarak da Cumhuriyet'te belirtilmişti) göz- ler önüne sermiştir ve devlet bu gerçeği göz önün- de bulundurmak zoaındadır. Çünkü Hizbullah'fn nihai hedefı bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. • • • Olayın bu yönü daha çok yazılacak ve konuşu- lacak. Ancak, dünkü cenaze töreni sırasında bir kez daha açıklıkla ortaya çıkan bir olgunun üstünde durmalıyız. Şehit Gaffar Okkan Diyarbakır'da görev yaptığı süre içinde, kent halkının gönlünde gerçek anla- mıylataht kurmuştu. Nitekim dünkü cenazenin gö- rüntüleri, halkın içten ve yoğun katılımı da bu ger- çeği gözler önüne seriyor. Yitirdiğimiz kişinin bu yönü üzerinde durmalıyız. Gaffar Okkan 2001 Türkiyesi'nde bile, polisin de sevilebileceğini kendi örneğiyle gözler önüne ser- miştir. Onun kazandığı bu sevgiyi salt Diyarbakırspor'a candan desteğine ve katkısına bağlamakgerçeğin tümünü görmemize engel olur. 0 aynı zamanda, tarafsız davranışı ve zaman za- man kendi örgütü içindeki insanlann yanlış veya haksız davranışlan karşısında, halkın yanında yer alması ile de bu sevgiyi kazanmıştır. Valnızca bu yönüyle bile Gaffar Okkan'ın yaşa- mı, tıpkı menavı babası ve hemşehrisi olan Sadet- tin Tantan'ın ki gibi bir başarı örnegidir. Dileriz, ülkemizde bu tür yaşamı örnek olanlar çpğaJır. Çünkü buna çok ihtiyacımız var. Ersümer yalanladı Kabinede revizyon söylentisi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anka- ra'da dün Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile Turizm Bakanı Erkan Mumcu arasında görev değişikliği yapılacağı söylentisi yayıldı. Ersü- mer'in, elektrik pıyasa- sı yasa tasansının görü- şüldüğü komisyona ge- len telefon üzerine ayn- larak Başbakanlık'a gitmesi, söylentileri arttırdı. Başbakanlık kulisle- rinde,dünakşam Erkan Mumcu ile Cumhur Er- sûmer'in görevlerinin degiştirileceği, buna ilişkin kararaamenin Çankaya Köşkü'ne gönderildiği konuşuldu. TBMMPlanBütçeKo- misyonu'nda, enerji pi- yasası yasa tasansmm görüşülmesi sırasında Ersümer'in telefonla Başbakanhk'a çağnl- ması üzerine toplantıya erken ara verildi. Ko- misyon başkanı Metin Şahin. bakanın aciliyet gerektiren bir görüşme- si nedeniyle Başbakan- hk'a gitmesi gerektiği- ni, bu nedenle yemek arası verdiğini açıkJadı. Başbakanhk'ta Baş.- bakan Yardımcısı Hfl- sanıettin Özkan ile yak- laşık 50 dakika görüşen Cumhur Ersümer, çı- kışta bir açıklama yap- madı. Görüşmenin ardm- dan Meclis komisyonu- na dönen Ersümer, ga- zetecilerin Mumcu ile görevinin değiştirilece- ğine ilişkin savlan ammsatmalan üzerine, bunun doğru olmadığı- nı söyledi. Komisyon- dan aynlmasıyla ilgili olaıak. "Özkan'dan da- ha öncerandevuaJdım" diyen Ersümer, göriiş- meöe kabinede revizyo- nun konuşulmadığını söyiedi. Iddialan Mum- cu'nun yakın çevresi de yalanladı. Danıştay Başkanı Nuri Alan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nı yalanladı 'Ersiımer, Kö^oğhı'nu korudu'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay Başkanı Nuri Alan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'i yalanlarken eski TEAŞ Genel Müdürü Zeld Köseoğlu'nun gö- revden alınmasına ilişkin karann yürütmesinin durdurulmasında, Enerji BakanJığı'nın koru- masının etkili olduğunu ortaya koydu. Bakanlıktan gelen raporda, Köseoğlu hak- kında cezai ve idari yönden işlem yapılmama- sının önerildiğini bildiren Alan, bu kişi hakkın- da verilen karann da Ersümer'in açıkladığı gi- bi 24 saatte değil, 72 günde alındığını belirtti. Nuri Alan, "İdarenin yargı karannı değistir- mek veya keyfinegöreyonunlamakhakkı yok- tur" dedi. Alan, yolsuzluklara kanşanlann rüt- beleri arttığı zaman Türkiye'de denetün meka- nİ2malannın işlemez hale geldiğini vurguladı. Danıştay Başkanı Alan, idari yargı kararla- nnın, son günlerde, ilgilileri tarafindan basına yanlış aktanldığını söyledi. Alan, Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in, hakkında verilen gensorunun öngörüşmesi sı- rasında, eski TEAŞ Genel Müdürü ve Yöne- tim Kurulu Başkanı Zeki Köseoğlu'nun 24 sa- at içinde yargı karanyla görevine iade edildi- ğine ilişkin sözlerini "maksadını aşan sözter" olarak nitelendirdi. Alan, Köseoğlu'nun gö- revden alındıktan sonra 25 Ekim 1999'da da- va açtığını, 6 Ocak 2000'de de yürütmeyi dur- durma karan verildiğini bildirdı. Alan, "Dola- yısıyla 72 gün oluyor. Davacrya ve davahlara te- bellüğü ise 87 gün sonradır" dedi. 5. Daire'nin, Köseoğlu'nun görevden alın- masına ilişkin verdiği yürütmenin durdurulma- sı karanna itiraz edildiğini anlatan Alan, bu iti- razda Ersümer'in de sözünü ettiği üç raporun sunulduğunu kaydetti. Alan şunlan söyledi: "Davacı ve aralannda Muzaffer Selvi'nin buhmduğu ilgiüler hakkında disiptin cezalan önerilmekle birlikte, bu cezalardisiptin affi ka- nunu kapsamında bulunduğundan ceza verü- memiş, ügüüerin kurumun zarannın ohışu- munda kasıdarnun olmadığı beürtilerek cezai ve idari yönden işlem yapılmaması önerilmiş, hukuki yönden ise zarann UgUilerden tahsili içindavaaçümasıönerflmiştir. Dava konusu gö- revden alma işlemine dayanak oluşturacak ce- zai bir eylemibuhuunamasıve idariyönden gö- rev HeğiykKği ve görevden alma önerisinin bu- hınmama<iinıdeğerlendirenDanıştayİdari Da- va DaireleriGenelKurulu,itiraareddetmistir." "Yargı ifc yasama ve yürütme arasmdaki üiş- küerdebir boşluk mu var" sorusuna Alan, ken- dileriningenellikle yapılan açıklamalar kurum- lara zarar verdiğinde veya yanlış belge ve bil- gi iletildiğinde açıklama yaptıklannı söyledi. Basın Konseyi Dört .... gazeteye uyarı • Basın Konseyi Yüksek Kurulu Hürriyet, Star, Gözcü ve Posta'yı uyardı. tstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi Yüksek Ku- rulu Hürriyet, Star, Gözcü ve Posta gazetelerinin "Ba- sın Meslek Ükeleri"ne aykı- n davrandıklan gerekçesiy- le uyardı. Osmangazi Üniversitesi Hastanesi 'nde tedavisinden sonrataburcu edilen bebek- le ilgili olarak 16 Ekim tari- hinde Hürriyet gazetesinde «3ayhkbebekl5gündürre- hin", 14 ve 19 Ekim tarihli Star gazetesinde "Hastane rehin bebeğihaftada bir gös- teriyor'' ve "Rehin bebek", 16 ve 19 Ekim tarihli Posta gazetesinde "Skandal rehin bebek" ve "Bebek evinde" başlıklı haberler yayımlan- mıştı. Kurul, Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necat A. Akgün'ün, "haberlerdeolaymtek taraf- fa olarak aktankuğı* şeklın- deki şikâyeti üzerine gaze- teleri uyardı. _ . tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Yeraltı kablo îhaleleri ZJçfitmaya5.7 mıfyon dolarhk farfaödeme• Önceki ihalelere göre, 3 firmaya 5.7 milyon dolar fazla ödendiği ileri sürülüyor. 1998 fiyatlan ûzerinden 49 milyar liralık zarann, faiziyle birlikte ihale işlemlerini e yapanlardan tahsil edilmesi isteniyor. BANUSALMAN ANKARA - Beyaz Enerji operasyonuyla büyüteç altına alınan TEAŞ'ın yeraltı kablo ihalelerinde, uygulanan "ber firmaya yalmzca bir proje verme ve son 5 yıkhr kurum ihatelerine teknfvenniş olan firma- larm çağnünası" yönte- mi devleti zarara uğrat- tı. TEAŞ'ın gelişmeler üzerine 5 Ocak 2001 'de dava açmak zorunda kaldığı yeraltı kablo iha- lelerinde, daha önceki- lere göre 3 firmaya 5.7 milyon dolar fazladan ödeme yapıldığı'iddia ediliyor. Açilan davada da 1998 fiyatlan üzerin- den 49 milyar liralık za- Özelleştirmeyle Türkiye'nin sahip olduğu zenginliğin çokuluslu bir şirkete geçeceği savunuldu Borda çokuluslu şirket tezgâhıASUMAN ABAaOĞLU İZMİR - Bor madenlerinin özelleş- tirihnesiyle Türkiye'nin sahip olduğu zenginliğin, çokuluslu bir şirketin eli- ne geçeceği belirtildi. Etibank'ta20yıl pazarlama alanında görev yapan Üte- kin Aksakoğlu, Rio Tinto Zinc adlı bu çokuluslu şirketin, 1997 yılında ABD Kaliforniya'daki tesislerinde büyük bir teknolojik değişiklik ile üretim kapa- sitesi artışma gittiğini, Türkiye'de bor madenlerinin özelleştirihTiesinin de ay- nı yıl yeniden gündeme getirildiğini söyledi. Aksakoğlu, özelleştirme önündeki tek engel olan Maden Yasasf nın de- ğiştirilmesinden kaygı duyduğunu vurguladı. Etibank'ta 1974-94 yıllan arasuıda pazarlama satış dairesinde uzman, planlama müdürü, başkan yardımcısı, Etibank Izmir Alım-Satım Müdürü, son olarak da kurumun Avrupa'daki bürosunda genel müdür yardımcısı ola- rak görev yapan Iltekin Aksakoğlu, Eti Holding'in özelleştirme kapsamına aluımasıyla, borda yüz yıldrr oynanan oyunun tekrar sahneye getirilmek is- tendiğine dikkat çekerek bu karann, Türkiye'nin bor madenlerinin çokulus- lu bir şirketin güdümüne girmesi anla- mına geldiğini vurguladı. Aksakoğlu, ABD'deki madenlerin sahibi Rio Tinto Zinc adlı çokuluslu şirketin, 80 ülkede var olan temsilcilik- leriyle dünyanın en büyük maden ve mineral üreticisi ve satıcısı durumun- da olduğunu ve bu şirkete herhangi bir ülke aidiyeti yapıştırmanın mümkün ohnadığını söyledi. 'RTZ karmaşıkbirvapıda' RTZ olarak anılan bu çokuluslu şir- ketin, 1890'hyıllardanbuyanaborala- nmda çalışan, Türkiye'de bulunan Fransız firması da dahil birçok şirketi satm alarak karmaşık bir yapıya bü- ründüğünü belirten Aksakoğlu, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Pazan genişletemeyeceği için tüke- tidye mahnı istediği gibi sunabihnenin yolu, alternatifı ortadan kaldn-mak ve tek olabihnektir. Şirket ya Türkhe'de- ki rezervlere sahip olacak ve işletecek, bu şekildekullanım sahasını artnracak- ör ya da hiç işletihnemesini sağlayacak ve kendisinin ürûnlerini sunacaktır.'" RTZ'nin, 1997'de Kaliforniya'daki ya- taklannda büyük bir değişiklik yaparak bütün maden işleme yöntemlerini geliş- tirdiğine ve kapasitenin artmasını sağla- dığına dikkat çeken Aksakoğlu, "Türkî- ye'de de 1997'den bu yana borun özeileş- tirünıesi gerektiği gündeme getirildi. Bu- nun bir tesadüf olduğunu söylemek çok bü\ük bir safhk olur" dedi. 'OzeDeştirme gerekçeleri anlamsız' Ekonomıdeki dalgalanmalara, yatı- nmlardaki durgunluğa ve politik geri dö- nüşlere rağmen gelirini sürekli arttıran bir işletme olan Eti Holding'in özelleş- tirilmesi için ileri sürülen gerekçelerin hiçbirinin anlamlı olmadığını vurgula- yan Iltekin Aksakoğlu, özelleştirmeye karşı tek engelin Maden Yasasf ndaki "Madenlerin aranmasj veişJetihnesi dev- letelrvleyapıkr" hükmü olduğuna dikkat çekerek "Bundan doiayı zaten Eti HoJ- ding'in kurulması da yanhş. Danıştay'm da bu konuda karanvar. Hoktinghîr dev- let yapısı değüdir" dedi. Eti Holding'in özelleştirilmesiyle alıcı firmalann adı ne olursa olsun so- nuçta hepsinin de bir şekilde Rio Tin- to Zinc şirketinin eline geçeceğini sa- vunan Aksakoğlu, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Oimaması mümkün değü. Bu ka- pasiteyi, bu satış hızuu ve kârhhğmı de- vam ettirebümesi için payuu yükseh- mek zorunda Rio Tino. Bunu engeüe- yen tek şey, burada Eti Hoiding. Bura- daki özeOeştirme, bir özeOeştinne de- ğildir.BuradakiözeOeştirmedoğrudan doğruya Türidye'ye çok büyük birpa- rasal gelir sağlâyan bir varhğı, bir de- ğeri tutup ben yemedim sen ye diye ya- bana bir çokuluslu şirkete tesümiyet- tir. Bu, başta aynı isimle ohnayacakür, rahatlıkla spekülasyonu yapdabilir, ona satmryoruz, özel sektörie yapıfar, onlar da işin içine girsin denebiSr, fa- kat bunlarsonuçtagkttşaüdurdurma- yacakör.Bunlarm hepsi de gerekçeler- dir. Gerçeği örtmek için üstüne yapış- ünbnış yaftalannr." Iltekin Aksakoğlu, özelleştirrnenin önündeki tek engel olan Maden Yasa- sı 'nın, aynen Tahkim Yasası'nda oldu- ğu gibi büyük bir telaş ve hızla ortalı- ğın kanştmlıp değiştirileceğinden korktuğunu beîirterek "tş öyle bir hız- la gktiyor ki korkanm Maden Yasası değiştirUmiş olacak ve bizim haberi- miz ohnayacak" dedi. rann faiziyle birlikte ihale işlemlerini yapan- lardan tahsil edilmesi is- teniyor. TEAŞ Genel Müdur- lüğü'ne vekâleten geti- rilen Ömer Esirge- mez'in5Ocak2001 ta- rihinde açtığı hukuk da- valanndan diğerini oluş- turan yeraltı kablo ihale- sinde, dönemin TEAŞ Yönetim Kurulu Zeki Köseoğlu, Thnuçin Tü- mer, Birsel Sönmez,Mu- zaffer Selvi, Ünal Peker ve Oktay Şattroğlu ile Satmahna ve ihale Ko- misyonu üyeleri Suat İtez, Battal Fidan, Erol Öztürk,MeralKeİeş^ten " kurum zarannın tazmini isteniyor. Ilk olarak 27 Temmuz 1998tarihindeYenibos- na-Bahçelievler, Yıldız- tepe-Kasımpaşa yeraltı kablolan için ivedi ge- rekçesiyle davet usulü ihale benimsendi. Ihale- ye katılan NKF, Si- emens, Demirer Kablo ve Kabelmetal, son 5 yıldır 154 kilovoltluk ihalelere katılan firma- lar sınu-lamasıyla belir- lendi. Bu uygulamayla, teorik olarak daha ucuz teklif verme olasılıklan seçenek dışına itildi. Re- kabet koşullanrun oluş- masını engellediği ileri sürülen bu yöntemin, TEAŞ Satm Alma ve ihale Yönetmelıği'nde- ki, "Saünalma ve ihale- lerde rekabetin sağlan- ması için mümkün oklu- ğunca çok savida teklif temin edilmesine çalışı- hr" hükmüne de uygun düşmediği belirtiliyor. TEAŞ Yönetim Kuru- lu, 8 Eylül 1998'de, Ve- liefendi-Yenikapı-Aksa- ray yeraltı kablo projesi- ni de tasarruf genelgesi- ne aykın olarak Başba- kanlık izni gelmeden ivedi iş gerekçesiyle ay- nı ihale kapsamına aldı. SfFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] DiyarbakırEmniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın öldürülmesi, uzun yıllardır Türkiye'de gerçekleştirilen en profes- yonel suikastlardan birisi. En sorunlu illerden birisinin Emniyet Müdürü, çevresinde korumalan, motosikletli polisler, önünde arkasında eskortla giderken şehrin göbeğinde çapraz ateşle ötdürüldü. Ustelik suikastı dü- zenleyenlerin hiçbiri yakalanmadan olay yerinden uzaklaştılar. Diyarba- kır'ın göbeğinde, içlerinde Emniyet Müdürü'nün de yer aldığı altı polisi öl- dürüp kaçabilmek o kadar kolay ol- masagerek. Türkiye'de şimdiye kadar çok önemli suikastlar gerçekleştirildi. Sevgili Uğur Mumcu, 8 yıl önce al- çakça bir suikasttayaşamını yitirmiş- ti. Abdi Ipekçi'nin öldürulmesinin ûzerinden 21 yıl geçti. Adana Emni- yet Müdürü Cevat Yurdakul ülkücü- ler tarafindan öldürüldü. Bu kritik ci- nayetlerin hiçbirisinin failleri konusun- da ikna edici sonuçlar elde edileme- 24 Ocak, O Kahreden Gündi. Ancak, uzun zamandır böylesine iyi korunan bir kişinin şehrin göbeğin- de öldürülmesine tanık olmamıştık. GaffarOkkan, Diyarbakır'daseviten bir emniyet müdürüydü. Geçen yılın nisan ayında Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çelik'in davetiyle Diyarbakır'a gitmiştim. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Naci Sapan'la Cemiyet'in lokalinde otu- rurken Diyarbakırsportaraftarlan şeh- rin sokaklannda kornalar çalarak do- laşıyoriardı. Konvoyun başında Gaf- far Okkan vardı. Naci Sapan, Gaffar Okkan'ın, şehirdeki ölüm sessizliği- nin bozulmasında önemli bir rolü ol- duğunu anlatmıştı. Diyarbakır'ayıllardır giderim. Diyar- bakır'da 199O'lı yıllann ortasında he- men hergece cinayet işlenirdi. BirTV çekimi için gittiğim 1994 yılında otel- de otururken gece yansı, her zaman- ki gibi Hizbullahçılar, şehrin merke- zinde satırla cinayet işlemişlerdi. O dönemde gece sokağa kimse çıka- mazdı, Hizbullahçılardan ve güvenlik güçlerinden başka. Diyarbakır yıllar- ca korku ve ölümle iç içe yaşadı. Geçen nisan ayında gittiğimde, Di- yarbakır'ın bir ölüm ve korku kenti ol- maktan çıkmaya başladığınatanık ol- dum. Yaşanan son olumsuzluk, jan- darmanın belediye başkanlannı gö- zaltına alrnasının şehirde yaratbğı ger- ginlikti. Hizbullah'a karşı yapılan ope- rasyonlann da ölümün ve korkunun silinmesinde etkili bir rolü olmuştu. Gaffar Okkan, sempatik ve parlak bir emniyet müdürüydü. Diyarbakır'da huzurun ve banşın yerleşmesinde Va- li Cemil Serhatiı ile birlikte etkin bir rol oynuyordu. Şehrin HADEP'li bele- diye başkanlan da Emniyet Müdü- rü'nden ve Vali'den olumlu şekilde söz edryoriardı. • • • Gazeteci arkadaşım Nuriye Ak- man, iki gün önce Diyarbakır'a Bele- diye Başkanı Feridun Çelik'le söyle- şiye gideceğini söyleyince ben de Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın il- ginç bir insan olduğunu, Diyarbakırs- por'aolan tutkusu nedeniyle, şehirde özel bir hava yarattığını anlatmıştım. Kader işte. Nuriye, onunla görüştük- ten kısa bir süre sonra Okkan yaşa- mını yitirdi. GaffarOkkan neden öldürüldü? B- deki veriler Hizbullah'ı gösteriyor. Hiz- bullah, böylesine iyi hazırianmış pro- fesyonel bir suikastı gerçekleştirebi- lir mi? Şimdiye kadar böylesine bü- yük bir eyleme hiç kalktşmamışlardı. Bu nedenleböylesine profesyonel bir eylemi gerçekleştirebilmiş olmalann- dan insan kuşkuya düşüyor? Gaffar Okkan'ın öldürülmesi, Diyarbakır gi- bi kritik bir kentin dengelerini bozabi- lir. Diyarbakır'ın dengelerinin bozul- ması Güneydoğu'nundengelerini bo- zabilir. Bu ülkede, huzur ve banşla de- mokrasi arasında sıkı bir bağ var. De- mokrasiyi istemeyenler için, en önemli malzeme huzurun ve banşın dinamrtlenmesi. Baskı rejiminin sür- mesi için Türkiye'nin kanşması gere- kiyor. Gaffar Okkan'ın öldürülmesi, en çok onlan sevindiriyor. Cinayeti işleyenler veya işletenler, bilerek ya da bilmeyerek demokrasi düşman- lannın, diktatörlük yanlılannın ekme- ğine yağ sürdüler. ••• Güneydoğu'da 15 yıllık bir savaş- ta ryice güçlenen güvenlik ve devlet otoritesi, Hizbullah'a kalıcı darbeyi bir türlü neden indirmiyor ya da in- deremiyor? Bu zaafın altında yatan asıl sebebi doğrusu çok merak edi- yorum...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle