17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yetkililer, ekonomik sıkıntılann sigortaya ilgi gösterilmemesinde önemli rol oynadığını bildirdiler Deprem sigortasma ilid yokANKARA (AA)-17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerinde büyük hasar gören Kocaelı, Yalova, Bolu ve Düz- ce'de, "zorunlu deprem âgortasn na ilginin çok az oldugu bildirildi. Edinilen bilgilere göre Kocaeli'de 27 Eylül 2000 tarihinde başlayan dep- rem sigortası zorunluluğu kapsamın- da, 2 bin 311 kişi sigorta yaptırdı. 17 Ağustos'ta 34 bin 275 konutun yıkık ya da ağır hasarlı hale geldiği, 40 bin 460 konutun orta, 45 bin 86 konutun da hafıf hasar gördüğü kentte, 2 bin 311 kişi poliçe doldurarak yasal zo- runluluğunu yerine getirip evini ola- sı bir depreme karşı sigortalatü. Yasal yükürnlülüğünü yerine geti- renlerin, zorunlu deprem sigortası ya- pılmayan evlerini satamayacaklan için çabuk davrandıklan, bunlann dı- şında konutunu sigorta yapörmak is- teyen kişilerin yok denüecek kadar az oldugu öğrenildi. Yalova 17 Ağustos depremınde 2 bin 509 kişinin öldüğü, 4 bin 600 kişinin ya- ralandığı Yalova'da da zorunlu dep- rem sigortasına ilgi gösterilmediği bildirildi. Depremde kent genelinde- ki 89 bin 681 konuttan 13 bin 845'i yıkılırken 14 bin 590 konut orta, 11 bin 679 konut da hafıf derecede ha- Kalıcı konutlar için kura çekiliyor YAIX>VA/KOCAEU(Cumhuri- yet) - Yalova'da kalıcı konutlann hak sahibi depremzedelere dağıtımı için kura çeldmleri 23 Ocak'ta ya- pılacak. Konutlann talepten çok fazla yapıbnası kentte tartışmalara neden oldu. Kocaeli'de de yûzde 85'i hak sahibi olan toplam 48 bin 147 kişi halen prefabrike konut ve çadırkentlerde yaşıvor. Bayındırlık ve Iskân Bakanlı- ğı'nca Yalova'nın 4 ayn yerleşim bölgesinde yaptınlan 5 bin 478 ka- lıcı konut, hak sahibi 4 bin 985 ki- şiye, 23-25 Ocak tarihleri arasında yapılacak kura çekimiyle dagıhla- cak. Kuraçekimi sonrasındakonut- lann hak sahiplerine hemen devre- dileceğini belirten bayındırhk ve is- kân il müdürlüğü yetkilileri, dep- remzedelerin 30 gün içinde noter işlemlerini yapürabileceklerini açıkladüar. Aynca hak sahipleriyle konutlann bir başka kişiye devre- dilmesmi, satümasuu önlemek amacıyla özel bir sözleşme de ya- pılacak. Hak sahibi sayısına göre 493 ko- nutun fazla yapılması dikkat çekti. Bayındırlık îskân İl Müdürü Seta- hattin Biryay, 493 konutun mahke- melik olan bin kişi için tahsis edil- dığini belirtti. Kura çekünleri oncesinde bakan- lığın yıpratılması amacıyla çeşitii söylentilerin bölgede yayildığını ifade eden Biryay, şunlan söyledi: "Kalıcı konutlanıı peşkeş çekö- nıesmeaskizfaıvenneyeceğiz.Maiı- kemenin kararian sonrasmda hak sahibi olarak beürfenen kişfler bo fazia kofluttardaa faydalanantk. Eğer,akaohırsabakanhkkoauna- n başvurulara göre değeriendire- cek." sar gördü. Buna karşuı, Yalova'da bu- güne kadar sigorta acenteleri ve ban- kalar aracılığıyla yaklaşık 800 kişi zo- runlu deprem sigortası yapnrdı. Çeşitii sigorta şirketierinin yetkili- leri, Yalova'nın 1. derecede deprem bölgesinde yer almasına karşuı, zo- runlu deprem sigortasına ilgi gösteril- memesine anlam veremediklerini söylediler. Yetkililer, Yalova'da işsiz- liği had safhada oldugunu, çok sayı- da esnafin işyerlerinin yıkıldığını be- lirterek ekonomik sıkıntılann deprem sigortasına ilgi gösterilmemesinde bi- rinci derecede rol oynadığını bildirdi- ler. Yalova Esnaf ve Sanatkârlar Birli- ği Başkanı Behçet Kaplan, deprem- den sonra kentin ekonomik durumu- nun çok bozulduğunu belirterek bu nedenle esnaf ve sanatkârlann evleri- ni ve işyerlerini sigorta ettiremedik- lerini söyledi. Kaplan, " Esnaf birik- mtş SSKveBağKurborcumımu, dep- rem sigortasını mı düsünecek" diye konuştu. Bohı 12 Kasım depreminde 3 bin 200 bi- nanın yıkık ve ağır hasarlı, 8 bin bi- nanın orta ve 10 bin binanın az hasar gördüğü Bolu'da, 45 kişi zorunlu dep- rem sigortası yaptırdı. Başak Sigorta Temsilcısı tbrahim Körükçü, Bolu'da zorunlu deprem sigortasına ilginin az oldugunu belirterek 45 kişinin zorun- lu deprem sigortası için başvurduğu- nu, 400 kişinin ise isteğe bağlı deprem sigortası yaptırdığını söyledi. Körükçü, 12 Kasım depremi önce- sinde isteğe bağlı deprem sigortası yaptıran vatandaşların zararlaruun karşılandığını anımsatarak şöyle de- di: "BSz,bölgedeyaşayaninsanİanmı- zm zorunlu deprem sigortasını bir mecburiyetten değü, kendi binalan- nın gelecegi için yapOrmalan gerekn- ğine inanıyoruz, 100 metrekareük bir binanın yühk sigorta primi 30 milyon Bra." îbrahim Körükçü, zorunlu deprem sigortasına ilginin azlığının nedeni- nin ekonomik oldugunu savundu. Dûzce 17 Ağustos ve 12 Kasım deprem- lerinde binalann yüzde 95'inin hasar gördüğü Düzce'de, 250 konut için zo- runlu deprem sigortası yapiınldı. Düzce'de, 8 ilçesiyle birlikte 16 bin 666 konut yıkık ve ağır hasar görmüş, 3 bin 837 işyeri yıkılmıştı. Sigorta acentesi yetkilileri, zorunlu deprem sigortasına ilginin az olmasının, ko- nut açığından kaynaklandığını belirt- tiler. Bu arada, zorunlu deprem sigorta- sı yaptırma süresinin, 27 Mart 2001 tarihinde sona ereceği bildirildi. HALKEN YÜZDE 97'SlNtN DİŞLERİ ÇÜRÜK •: Diş hekhnine gitmede ilk neden, diş çekimi EBRUTOKTAR ANKARA - Türk Diş Hekimleri Bir- liği'nin (TDHB) Marmara Üniversite- si'ne yaptırdığı araştırmada, halkın yüz- de 84-97'suıin dişlerinin çürük oldugu ortaya çıktı. Batı ülkelennde bu oranın yüzde sıfir olduguna dikkat çekilirken diş firçalama alışkanlığının yerleşmedı- ği Türkiye'de yetişkinle- rin yüzde 59'unun dişle- rini fırçalamadığı kay- dedüdi.2bin367denek üzerinde yapılan araştır- mada diş sorunu olan hastalann yüzde 58.5'i- ni kadınlann oluşturdu- ğu, diş hekimine gitme gerekçelerinde birinci sırada yüzde 19.4'le diş çekiminin yer aldığı ortaya çıktı. Sosyal güvencesi olmayanlann diş hastalıklanmn diğerlerine göre çok da- ha fazla oldugunu ortaya koyan araştır- maya göre, halkın yüzde 44.8 'nin dişle- n dolgulu. Halkın yüzde 76.4'ü ise "Hertürfö diş tedavisi devietçe karsılanmabdır" görü- şünü taşıyor. • Yetişkjnlerin yüzde 59'u dişlerini fırçalamıyor. Halkın yûzde 76'sı, diş tedavisinin devietçe karşüanmasını istiyor. TDHB, halkın ağız-diş sağlığı duru- munu, hizmetlerden yararlanma oranı ve bunun nedenlerini araştırdı. Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmet Polıtıkalan- nı Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne yaptınlan araştırma, Türk halkının ağız- diş sağhğının oldukça bozuk oldugunu ve sosyal güvencenin önemini ortaya koydu. Hastalann yüzde 58.5'inin ka- dınlardan oluştuğunu or- taya koyan araşhrmaya göre, halkın büyük bo- lümü sosyal güvence ne- deniyle SSK hastanele- rini yeğliyor. SSK hasta- nesine gidenlerin yüzde 80.9'u, devlet hastanesi- gidenlenn yüzdene 60.5'i sağlık güvencesi nedeniyle bu hastanelere gidiyor. Halkın yüzde44.8'inin dişlerindedol- gu, yüzde 26.4'ünde de protez oldugu- nu belirleyen araştırmaya göre; dişle il- gili yakınmalar sosyal güvencesi olma- yan kesimde yoğunlaşıyor. Araştırma, sosyal güvencesi olmayanlann yüzde 55.4'ünün ciddi ağız-diş hastalıklan ol- dugunu ortaya koyuyor. Valüikte deprem toplantısı Marmara Denizi'ne kryısı olan İstanbul, Bahkesir, Bursa, Çanakkale, Kocaeü, Teidrdağ ve Yalova illerinm yönetküeri, istanbul Vaimği'ne bağlı Afet Yönetim Merkezi'nde bir araya geJdüer. tstanbul Valisi Erol Çakır. Marmara Denizi'nin deprem tebdidi aranda okhığunu belirterek deprem hasarlannı önleyici ve deprem sonrasında yaralan sarma konusunda önkmler aküklaruu söyledi Çakır, bu toplanoyı Marmara Denizfnde meydana gekbflecek olası bir deprem karşısında jDerarasmda koordmasyonu sağiayabümek için düzenledflderini ifade etti. Tûrkiye'nin en geüşmiş iDeri Kocaeli, Yalova ve Istanbol'un 17 Ağustos 1999 yıbnda meydana gelen depremde bûyûk hasar gördüklerini anımsatan Çakır, "17 Ağustos'tan sonra > öneticflerin başlatnğı depremleflgüiçahşmalar tamamlanmak üzere. Biz de Marmara Denizi'ne kıyısı olanfllerolarak işbirtiği idn değerlendirmeler yapacağız'' dedi (Fotograf: ÖZLEM GÜVEMLl) Türkiye yine gerilerde una eğitim harcamalannda 123 ülke içinde 73. sağlık harcamalannda ise 133 ülke içinde 50. sıradayız Für unser Werk in istanbul suchcn wlr zum sofbrtigen Eintritt fûr die Einwkklungsbereichc Konstrukteıır(e)/innen (Elektrik/Elektronik) RefiEM mlt folgenden Aufgaben: • Konstruktıve Entwıcklung der etekmschen und elektnonischen Fahrzeugausrüstung Nfz • Implementierung von vemetzten Elektroniksystemen ım Gesamtfahrzeugsystem • Entwicklung von Elektrikumfangen und Kabelsateen • Industrialisierung von Komponenten unter wirtschaflichen und qualitatrven Gesichtspunkten • Erstellung der Konstruktionsfreigaben und der erforderiichen Dokumentatıonsunteriagen • Entsprechend Entwicklungsbeschlüssen und Ausfuhrungsvorschriften mit Spezifikationen ausarbeiten • Mitwirkung bei der Teilebeschaffung, -erprobung und Erstmusterprüfungen • Im Rahmen der Serienbetreuung Feststellung von Fehlerursachen und Ausarbeitung von notvvendigen Anderungen und Ahstellmafinahmen Wir erwarten von Ihnen folgende Quallflkationcn • Dipl, -Ingenieur/in der Fachrichtung Elektrik/Elektrotechnik • Verhandlungssichere Deutschkenntnisse in Wort und Schrift • Kenntnisse ım Umgang mit EDV- und CAD- Systemen (CAT1A etc.) • Erfahrung in der Kfz- Elektrik/Elektronik und zugehörigej- Systemtechnik • Zielorientiertes Handeln und analytisches Denkvermögen • Team-, Kooperations-und Inteerationsfiihıgkeit • Abgeschlossener Militârdienst ftir mânnliche Kandidaten Schriftliche Bewerbungen (Lebenslauf in Deutsch, Iichtbild, Zeugniskopien) richten Sie bıtte an: Mercedes-Benz Mercedes-Benz Türk A^. Fersonalabteihıng Burmah Çeşme Sok. Askeri Fınn Yolu No:2 34022 Davutpaşa/lstanbul ANKARA (AA)-Eko- nomik gelişmişlik göster- geleri içinde göstenlen eğitim ve sağlığa aynlan kaynak açısmdan Türki- ye, dünya su^lamasmda oldukça gerilerde kalıyor. Birleşmiş Mılletler Nü- fus Fonu (UNFPA) verile- rinden yararlanılarak ya- pılan derlemeye göre, Tûrkiye'nin kişi başına sağlık harcaması 187.2 dolar, kişi başına eğitim harcaması ise 146.4 dolar. Araştırmaya dahil ülkeler içinde kişi başına en faz- la eğitim harcaması yapan Zübeyde Hanım anıldı Aüıturk'ün annesi Zübeyde Hanım, ölûmünün 78. yüında, Izmir'in Karsıyaka Dçesindeki mezan başında ve Atatürkçü Düşünce Dernegi (ADO) tstanbul Merkez Şubesi'nce anıldı. lzmir VaM Alaaddin Yüksel, Zûbeyde Hamm'ı anma töreninde yapoğı konuşmada, "Ata'vı ve Ata'run anasmı şükranla anıyoruz" dedL İstanbul'da da Fatih Sahflyohı iNarhkapı'daki Zübeyde Hanım büstü önünde toplanan dernek üyeJeri saygı duruşunda bulundu. TÖrende konuşan ADD İstanbul Merkez Şube Başkanı Bilge Bilgjç, Zübeyde HanınTm büstünün MiUi Mücadele'de görev alan tûm Türk analanm ve kadmlannı temsü ettigmi belirtti. (Fotograflar: ALPERIZBUL/AA) Norveç'te bu rakam 1,951.6 dolan, en fazla sağlık harcaması yapan ABD'de ise sağhk harca- ması 1,913.8 dolan bulu- yor. Eğitim harcamalan gelişmiş ülkelerde genel- de 900-1000 dolann, Is- kandinav ülkeleri ile ABD ve Kanada'da bin 500 dolann üzerinde sey- rediyor. Türkiye ile ben- zer geür seviyelerine sa- hip ülkelerde 200-350 do- larlarda kaknakla beraber, Polonya örneğinde oldu- gu gibi 500 dolan aştığı da görülüyor. Kişi başına eğitim har- camalannda Türkiye, ve- risi bulunan 123 ülke için- de 73. sırayı alıyor. Eği- tim harcamalannda Tür- kiye'yi geride bırakan ül- keler arasında Namibya, Tunus, hatta Tûrkiye'nin yansı kadar bir kişi başı- na gelire sahip Fas, Mısır gibi Afrika ülkeleri de bu- lunuyor. Kişi başına dünyada en fazla sağhk harcamasını 1,913.8 dolarla ABD ya- pıyor. Almanya'nın 1,830 dolarla ikinciliğe yerleşti- ği bu alanda Türkiye, yap- nğı 187.2 dolarlık harca- ma ile 133 ülke arasında 50. suayı ahyor. Bu alan- da eğitim hârcamalanna göre nispeten daha ıyi bir durumda bulunuyor. îs- kandinav ülkeleri sağlık harcamalannda da önler- de yer alıyorlar. AYDINLANMA EMRE KONGAR Dış Dinamikte İki Dbnüm Noktası Türkiye için yapılan çözümlemeler genellikle iç dinamik öğeleri üzerine dayandınlır. Dış dinamik öğeleri ise son derece kaba bir bi- çimde "kahrolsun emperyalizm" ya da "kahrol- sun komünizm" sloganlan çerçevesinde hertür- lü akılcı çözümlemeyi baştan engelleyen bir top- tancılıkla ele alınır ve dolayısıyla önemli belirleyi- ciler gözden kaçınlır. 21. yüzyıla girdiğimiz şu günlerde, biri biraz uzak, biri de yakın bir geçmişe ilişkin iki örnekle, okurlanmın dikkatini "dış dinamik öğelerine" çekmek istiyorum. Çünkü içinde yaşadığımız dünyayı iyi değerlen- diremezsek, "iç dinamik öğelerine" dayalı çö- zümlemelerimiz eksik kalır, örneğin bugünkü ikti- dann çelişik gibi görünen pek çok tasarrufunu sis- tematik bir çerçevede algılamamız olanaksızlaşır. önce 20'nci yüzyıla damgasını vuran en önem- li olayın Sovyetler Birfiği'nın kuruluşu ve çöküşü oldugunu anımsayalım: Yirminci yüzyıl dünya tarihinin aslında bir Sov- yet-Amerikan çatışması biçiminde çözümlenme- si hiç de yanlış olmaz. TürkJye'nin yirminci yüzyıldaki kaderi de Sovyet- ler Biriiği'nin kuruluş ve çöküşünden büyük ölçü- de etkilenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün büyüklüğü de bu- radadır Çağına ve Rusya'da olup brtenlere dogru teş- hisler koyarak kurduğu (içi hem ekonomik, hem toplumsal hem de kültürel olarak boş olan) Türki- ye Cumhuriyeti, kuramsal temelleri doğru atıldığı için, Sovyetler'in çöküşünden sonra bile varlığını sürdürmektedir. Bu yazıda, Tüngye Cumhuriyeti'nin kuruluş öy- küsüne ve yirminci yüzyıldaki tüm serüvenlerine girecek değilim. Sadece, genellikle tarihçilerin ve siyaset bilim- cilerinin gözden kaçırdıklan "dış dinamik öğele- ri olarak" Sovyetler Birtiği ve Soğuk Savaş üze- rinde durmak ve ıkı simgesel dönüşüm tarihini vurgulamak istiyorum: 14 Mayıs 1950 ve 28 Şubat 1997 tarihleri, Tür- kiye için dış dinamiğin önemini vurgulayan iki sim- gesel dönüşüm noktasıdır. 14 Mayıs 1950, Türkiye'de artık bütün olup bitenlerin "Soğuk Savaş" mantığı çerçevesin- de biçimlendiği bir dönemin simgesel başlan- gıctdır. "Simgesel başlangıcıdır" diyorum, çünkü sü- recin asıl başlama tarihi 1945 yılı, yani Ikinci Dün- ya Savaşı'nın bittiği, Soğuk Savaş'ın başladığı ve SovyetJer'in Türkiye'den üs ve toprak isteklerini seslendirdikleri yıldır. Ama ben Demokrat Parti'nin seçimleri kazana- rak iktidara geldiği tarihi simge olarak kabul ettim. Çünkü bu tarihten sonra (aslında Inönü döne- minde başlamış olan) iç dinamik ve dış dinamik öğeleri arasında tam bir çakışma, tabir caiz ise "iç dmamiğin, dış dinamiğe yani anti-komünizme, dinci milKyetçi çizgilerde tam teslimiyetT gö- rülür. Bu gerçek algılanmadığı, dinci ve millîyetçi ideolojilerin, bir "Soğuk Savaş stratejisi ola- rak" Sovyetler Birliği'ne karşı "dünya çapın- da", "anti-komünist" bir yaklaşımla kullanıldığı gözden kaçınldığı takdirde 1950'den sonra (aslın- da 1945'ten sonra) Türkiye'de olup bitenleri doğ- ru teşhis etmek olanaksızdır. 28 Şubat 1997 ise, artık Sovyetler Biriiği yıkıl- mış oldugu için Türkiye'de de "anti-komünizmin bitbğinin' 1 ilan edıldığı simgesel bir tarihtir. Aslında bu da simgesel bir tarihtir, çünkü asıl süreç, Berlin Duvan'nın yıkıldığı 1989 yılında baş- lamıştır. Nasıl 1950'den sonra "Soğuk Savaş strateji- leri" dışlanarak Türkiye'de olup bitenleri çözüm- temek olanaksızsa, 1997'den sonra da ülkemiz- de olup bitenleri, "dünyada Soğuk Savaş'ın so- na erdiği" algılanmadan anlayabılmek olanaksız- dır. Işin ilginç tarafı Türkiye, "Soğuk Savaş" man- tığı çerçevesinde "anti-komünizme" yani dinci ve millryetçi ideoiojilere, yanm yüzyıl boyunca o denli büyük toplumsal, siyasal, kültürel ve eko- nomik yatınmlaryapmıştır ki, bugün bunlan aşa- rak, toplumu "özgürieştirmek ve demokratik- teştirmek" son derece zor olmaktadır. Birbiriyle hiç ilgisi yok gibi gözüken türban ola- yını da, 28 Şubat bildirisinin son maddesinin Av- rupa Birliği'ne girme konusunda olduğunun bü- tün çevrelerce unutularak, askerierin Avrupa Bir- liği'ne karşı olduklan yargısının yaygın biçimde pompalanmasını da, enerji yolsuzluğu üzerinden başlayan garip "darbe" tartışmalannı da ancak bu "dış dinamikteki dönüm noktalan" yaklaşı- mıyla anlayabiliriz. Haftaya: "Soğuk Savaş ve Postmodemizm" Organize Sanayi'de soygun Rodyoaktifparotoner ucu çcdındı BURSA (Cumhuri- yet) - Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nin (BOSB) deposundan çalınan maddeler ara- smda radyoaktif madde içerenparatonerucunun da bulunması polisi ha- rekete geçirdi. Özellik- le hurdacılar, radyoaktif maddelere karşı uyanl- dılar. Bursa Emniyet Mü- dürlüğü'nden yapılan açıklamada, BOSB Mü- dürlüğü yetkililerinin depolarda bulunan 50 kilo bakır malzemenin çahndığını, çalınan mal- zeme arasında radyoak- tif madde içeren ve bi- nalarda yıldınma karşı koruma gereci olarak kullanılan "radyoaktif paratoner"ın de bulun- duğunu ihbar etmeleri üzerine bölgede incele- me başlatıldığı bildiril- di. Türkiye Atom Ener- jisi Kurumu'nda görev- lı Sağlık Fiziği Uzmanı ErdalOsmanlığı. radyo- aktif malzemenin bu- lunduğu parçarun 4 ve- ya 6 tablet olarak yuvar- lak bir muhafaza içinde bulunabileceğini, bu bölümün çekiş darbesi- ne maruz kaldığında ya da başka şekilde parça- landığında tehlikeli ola- bileceğini belirtti. Em- niyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, uz- manlann çalınan madde ile kapalı alanda 5 gün kalınması durumunda kanserojen etkilenme- nin olabileceğini bildir- dikleri ifade edıldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle