Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHUBİYET SAYFA
[email protected] 15
DarioFo veFrancaRame'nin 'Kadın Oyunları'İzmitBüyükşehirBelediyesi Tiyatrosu'nda
Farklı kadınlann 'ortak?anlanMELTEM KERRAR
Izmit Büyükşehir Belediyesi Tiyat-
rosu'nun yeni oyunu, Dario Fo ve Fran-
caRame'nin'KadmOyınüan',bildikka-
dın öykülerinı tiyatro sahnesine taşıyor.
Tüm gününü kocasının ışe gıderken
kilitlediğı evde, bebek maması ve sakat
kayınbıradennın tacizlerine katlanarak
geçirmek zorunda kalan bir ev kadını
tzlerinı kimsenin silemeyeceğı bır teca-
vüzün kulaklan tırmalayan çığlığı. Ha-
pishane hücresinde tek başına sessızh-
ğe direnen bır kadın. Ya da sonunda akıl
hastanesıne kapatümış bir fahişenin bü-
yük öfkesi...
Semih Çelenk'ın sahneye koyduğu ve
Funda tlhan uı rol aldığı oyun, Dano Fo
ve Franca Rame'nin birlikte yazdıklan
30'a yakın oyundan Türkçeye çevrilen
10'u arasından seçılen 4 oyunu kapsı-
yor. Oyunlar, Italya'da 1976 seçımleri-
nı solun kazanmasının ardından oluşan
RAI yönetımindeki değışikliğin bır so-
nucu olarak yenıden televizyona dönme-
leriyle ortaya çıkıyor. Rame ve Fo, ka-
dın sorunlannı ele alan ve başrolünü
Rame'nin oynayacağı 'Partiamodidon-
ne' ('Kadınlardan Konuşalını") adlı bır
dızı düşunüyorlar 'KadınOyunlan'bu
dizıden yola çıkılarak yazılıyor, Fo'nun
daha sonrayazdığı beş monologdan olu-
şan 'Tuta casa, letto e chiesa' ('Yatak,
Ev, Kinse, Hepsi Bu!') adh düzenleme
de bu kısa oyunlara eklenerek gelişıyor.
Semih Çelenk'ın sahneye koyduğu
'Kadın Oyunlan'nda 'Yalnız Kadın',
'Tecavüz', 'Akıl Hastanesindeki Fahi-
şe', 'Ben ITrike, Bağuıyorum
1
adlı kısa
oyunlar yer alıyor.
- Özeflikk bu dört oyunu seçmenizde
beiirleyici olan ne oldu?
SEMÖIÇELENK-1980 lerde Deniz
Türkali'nın yaptığı gibı Türkıye'de bu
oyunlarlafarkhkolajlaryapıldı.Bizbu-
rada 10 oyun içuıde belli bir çızgi izle-
meye çalışük. Dört farklı kadınla bırpa-
norama yaratmaya çalıştık. Bu kadınla-
n dört farklı yerde tuttuk, ama bunlar-
da bir kronolojik sıra da var gibi görü-
nüyor. Yalnız kadın, eve mahkûm kadın
dışan çıkınca ne oluyor, dahasonra ora-
'urada, tipik bir humor duygusuyla ya da asılmaya giden bir adamın onu asanlara
karşı 'ne güzel bir sabah!' demesi gibi var olan ince alayı çıkarmaya çalıştık. Bu
tragedyayı aşmanın yolu da Fo ve Rame'nin yaptığı ince alay işte. Can Baba'nın dediği
gibi, biz işkenceyi bile neşesiz anlatıyoruz, çünkü neşemizi kaybetmişiz."
da tahakküme maruz kaldığında bede-
nıni kullanmaya maruz kalabilıyor, da-
ha sonra da akıl hastanesine düşebılıyor.
Oyunda böyle bu" devamlılık da scz ko-
nusu
'Hayatın içinden bir oyıın'
-Dario Fobu oyunlan yazarken' dör-
düncü duvan yıkma' amacında. Nere-
deyse çıplak bir sahnede aynı oyuncuy-
la dörtoyunu sahnefemekle bunu mu ger-
çekkştiriyorsunuz?
ÇELENK - Bız oyunlann orijinali
üzerıne çok fazla bır şey eklememe ve
çok fazla süslememe yolunu izledik.
Franca Rame de bunu vurgular. Biroyun-
cunun anlatnğı hıkâyelerdir bunlar. Gel-
gıtleri olsun, uzaklaşmalan olsun, içer-
den bakarak gösterdiğinizde alünda ezi-
liyormuş hissi uyanduTrsuuz. Burada
dişınacıkaraktipıkbırhumor duygusuy-
la ya da asılmaya gıden bir adamın onu
asanlara karşı 'ne güzel bir sabah!' de-
mesi gibi var olan ince alayı çıkarmaya
çalıştık. Oyuncunun tek başına olmadı-
ğı farklı versiyonlan da var oyunun. Biz
o çıplaklığı daha da öne çıkarmak iste-
dık. Ama bu oyun ıstenılen her mekân-
da, her şekilde oynanabüir, çünkü tiyat-
royu elit hale getiren değil, hayatuı için-
de bir oyun.
- Dörtoyunundada oyımcu asfanda'bir
kadının' hikâyesini anlanyor_.
ÇELENK - Dano Fo, Franca Rame
Topluluğu'nun gezici, pratık, sürekli
olaylara tepki veren, gündemi takıp eden
bu- yapısı var. Italya'da bızdeki meddah
geleneğı gibı 'StoryteDers' denilen şey,
çok yaygınbırgelenek halınde. Bunu ilk
başlatan da Fo'nun kendısıdır Bu oyun
da bu tek kişilik oyun geleneğınin izle-
nni taşıyor.
- Fo'nun bfitün oyunlannda izlenen
karakteristikmizahvaaçekenkadınlar
söz konusu olduğunda bir tehlike ohış-
turdumu?
ÇELENK - Bıçak sırtı bır durum bu
asluıda. Çok ıçine gırersenız olmuyor,
dişına çıkarsanız oyuncu anlattığı hıkâ-
yeye kayıtsız kalıyor durumu ortaya çı-
kabilır. Çok ince bir çizgı bu, zaman za-
man çizginin dışma da çıkabılirsınız,
bu yüzden anlar üzenne uğraşarak ıler-
ledık biz.
FUNDAtLHAN- Oyunlann özellik-
le iki tanesinde kara mizah var. Diğer-
lerinde humor ağır basıyor. Seyırci kah-
kahalarla gülerken bile düşünme duru-
munda hıssedıyor kendinı. Yalnız kadı-
nınki de, fahişeninkı de birtrajedi. Kah-
kahayı ya da gülümsemeyı yüzünde don-
duran anlar ve sözler geliyor ardından.
Bu yüzden oyundakı mızahı bır oyuncu
olarak sulu zırtlak bir komedi olarak al-
gılamak mümkün değil zaten.
'Yaşadıklan hep aynı tahakküm'
- Anlaülan dört hikâyede de kadınla-
nn ortak yazgısı oyunculuğunuza nasıl
yansıdı?
tLHAN - Dört hikâyede de kadınlar
düşünerek davranıyorlar ve bu yüzden
de güçlüler. Bu kadınlann dördünü de
biliyonım, tecavüze uğrayan kaduı da,
evdeki yahıız kadın da bildiğim bir ka-
dın. Farklı kadınlar ama farklı kadınla-
nn bazı 'anlan' oyunlann ortakhğı. Gel-
dikleri yer, sosyal sınıflan ne olursa ol-
sun yaşadıklan hep aynı tahakküm... Bu
anlamda bir oyuncu ve Türkıye'de ya-
şayan bır kadın olarak yaşamın içinde-
ki kadınlardan uzak görmüyorum ken-
dimi. îlle de bir bütünlük ohnası gerek-
miyor zaten. Renk skalası gibi düşünü-
yorum aradaki farkhlıklan. Önemh olan
o kadınlan anlamak.
-Oyundakikadnüarm gkkrekedOgen-
leşen benKklerinikoruma mücadeleteri-
ni çağunız insanryla özdeşleştirerek ya-
şanüan trajik çizgiyi 'yenı bır tragedya'
olarak yonımİnyorsanuz-
ÇELENK-Oyunda anlaülan; kadının
küçülmesi, insanın küçülmesi ashnda.
Çünkü bütün tahakküm çeşitleri birbi-
nne benzer. Bu giderek küçülme ve edil-
ginleşme ve tahakküme karşı başkaldı-
n, sonuçta umarsız bir çaba haline dö-
nüşüyor. Bu tragedyayı aşmanın yolu
da Fo ve Rame'nin yaptığı ince alay ış-
te. Gan Baba'nm dedığı gibı, biz işken-
ceyi bile neşesiz anlatıyoruz, çünkü ne-
şemizi kaybetmişiz. Neşe, ıçımızdeki
enerjinin göstergesıdir. Biz o neşeyı or-
taya çıkarmak istedık. ıstırapla bağırdı-
ğınız zaman ortaya çirkın bir şey çıkıyor
çünkü...
Tanyell'nln reslmlerl Ankara Hellkon Sanat calerisl'nde yer alıyor
ÇaresizBğin,yenikliğin öfkesi..
BURCUGÜNÜŞEN
198O'lı yıllarda ortaya çıkan ku-
şak içinde, özgün fıgür yorumla-
nyla dikkat çeken ressam Yavuz
TanyeB'nin Ankara Helikon Sanat
Galerisi'ndeki sergisi 27 Ocak ta-
rihine kadar sürecek. Çalışmalan-
nı İstanbul ve Bodrum'da sürdüren
Tanyeli'nin yeni resimlerinde 17
Ağustos depremınin yansımalan
görülüyor. "Doğanın gücünü ilk
kezhep birliktebuölçüde hissettik.
Sanatçı normaJ olarak bazı fikirle-
ri, bazı gerçekleri \orumlar. Oysa
böyle bir ola>ı yorumlamak gücü-
ne sahip değfciniz. Ancakbununya-
ratttğı etkileri değerlendirebiliyor-
sunuz. Tuhaf bir du\ gu çıkıyor or-
ta>% birçaresizhk du> gusu~ Sanat-
çının bazı şeyleri değiştirebUdiğini zan-
netmesi bu olay için geçerli değil. Yeniksi-
niz, bir şeyleri değiştiremiyorsumız. Ama
burada gene de bir öfke var. Yani bir tep-
kL Bu seri bu tepkiyle ortaya çıkü." Sanat-
çının 'Deprenün Ertesi Günü' başlıklı
resminde büyük sarsıntının trajik sonu-
cu, yere kapaklamp kahnış ve sırtına yı-
kılanmınarenin alemi saplanmış ak bu-ölü
at ile simgeleniyor.
Tanyeli entelektüel birikımin, söz ve
kuramın her resimde olması gerektiğini,
ama resmin iyi olmasuım bu binkımle
doğrudan ilgili olmadığını düşünüyor.
"Resim bir görme ve gösterme işidir" dı-
yor Tanyeli. "Yapdan resmin iyi olmasm-
da mutiaka bir entelektüel bakışuı etkisi
var. Deneyim, çalışma, kültürel birikiın
Sanatçırun 'Depremin Ertesi Günü' başlıklı yapıtı.
ve bakış açısuun genişüği sanatçuun du-
ruşunu sağlam kılan etkenlerdir. Ama
bunlar bir yere kadar etkih'dir. tkriedik-
çe, resminiçine daldıkça,öylebazı özel kö-
şelerden dönüyorsunuz Id, artık o köşeyi
döndükten sonrageriyebaküğuuzda öbür
sanatlan göremiyorsunuz. Ve işte o za-
man asıl resim başhyor"
Cazcılar, ancılar gibi ilginç meslekler-
le ılgilı resimlerirü sergileyen Tanyeli,
cazcılar dizisine 10-15 yıl önce başlamış.
Develer ve ancılar üzerine resimlerinin
ıse Akdenız'e gittikten sonra ortaya çık-
tığını söylüyor. "Onlar artık benim için
mûhür gibi, simge gibi şe>ierdir. Ben atöl-
yeyedeve getirip, bir metre mesafeden ba-
karak portresini yaptun. Deveye poz ver-
dirdim. Bir insanın portresini yapmakla
devenin portresini yapmak arasın-
da bence hiçbir fark yolC
Pek çok şainn ve edebıyatçuun da
portresini yapan Tanyeli, yaptığı
Can Yücd portresiyle, deve portre-
leri arasmda kendisi için bir fark
olmadığını söylediğinde birçok in-
samn tepkisinı çekmiş. "Ben bu la-
fi söykdiğjm zaman bazüançok ta-
zıyor. Can Yücel'le deve benim için
aynı şey. Çünkü ildsini de çok sevi-
yonım. Can da bunu duysaydı. gü-
krdi ve çok da hoşuna gjderdi."
Develere oryantalist bir bakışı
yok Tanyeli'nin. Onlan resimleri-
ne birkarakter gibi yansıtıyor. "Or-
yantanstieriçin devçbirfigürdür. Bü-
yük bir oryantalist yapının içinde
birmotifor.Benim için öjie değü. Be-
nim için bir karakter. bir ruh, birya-
pıdır.''
Türk resminde eksik olan şeyın Batı'da
değil, bu topraklarda aranması gerektiği-
ni düşünenressam, Islam öncesı döneme
bakarak çağdaş resmin gelişebileceğinin
altıru çızıyor. "Ben bu zaman içinde yot-
culuğa henüz başlanmadığını söylüyo-
nım. Ama başlanırsa o kanaklan çokçağ-
daş, özgün işler çıkacağma inanrvorum."
Can Yücel ve Enis Batur gibı bırçok
edebiyatçırun portre ve heykellerini ya-
pan sanatçı, geçen günlerde Lale Mül-
dür'ün bir heykelini yapmış. Bu çahş-
malanm da ilerde açacağı bir sergide
kullanmayı düşünen Yavuz Tanyeli, şim-
di Garantı Sanat Galerisi'nde 18 Ni-
san'da başlayacak olan resim ve heykel
sergisine hazırlamyor.
Yeniresimlerinde 17 Ağustos depremininyansımalan görülen Yavuz
Tanyeli"Doğanm gücünü Skkezhep birlikte bu ölçüde hissettik" diyor.
Bu yıl Altın Ayı için yanşacak yapımlar arasına iki îtalyan fihninin girmesi sinemacılan umutlandu-dı
Ferzan Ozpetek 'Cahil Periler'le katılacak
ELVAN UYSAL
Ozpetek, yeni flhninde bu kez
Roma'nın insanlannı anlarıyor.
ROMA - Ferzan Ozpetek ve Giusep-
pe Tornatore îtalyan sinemasuım yüzü-
nü güldürdü. Son yıllarda bir duraksa-
ma dönemi yaşayan ve ne gişede ne de
uluslararası festıvallerde aradığım bu-
lamayan îtalyan sineması 2001 'e iyi
başladı. Bu yıl 51. Berlin Film Festiva-
li'nde Altm Ayı için yanşacak yapım-
lar arasına iki İtalyan filminin girmesi
sinemacılan umutlandırdı.
'Hamam' ve 'Harem Suare' filmle-
riy le uluslararası alanda büyük başan ka-
zanan Ferzan Özpetek'in son filmi "Le
Fate Ignorante" (Cahil Periler) ve Gi-
useppe Tornatore'nin "Malenar>
sının
aynı anda yanşına fılmlen arasına alm-
ması Îtalyan sineması için
beklenmedik bir çıkış oldu.
Ozpetek ve Tornatore'nin
yanşmaya aday gösterilme-
sinin yam srra festivalin di-
ğer bolümlerinde de îtalyan
sinemasına bu yıl ilgi büyük.
51. Berlin Film Festiva-
li'nın panorama' bölümün-
de Peter Del Monte'nın yö-
nettiği "Conro Vento", Wft-
ma Labate'ran "Domenka",
Rosalia Pbttzzi'nin "Rincon-
cillati'" filmleri yer alacak.
Aynca 10 yıl aradan sonra "UnaLun-
ga Lunga Notte D'Amore" fümiyle tek-
rar sinemaya dönen ünlü yönetmen Luc-
dno Emmer'e Ustaya Saygı ödülü ve-
rüecek. Emmer, EnricoGras'la
birlikte yaptığı "Paradiso Per-
duto" fılmiyle 1948 yılında
Berlin Fihn Festivalı'inde en iyi
belgesel ödülü ahnıştı.
Şubat ayı içinde Italya'da
gösterime girecek Özpetek'in
son fihni "Le Fate Ignoran-
te", 15 yıllık eşini kaybettik-
ten sonra eşcinsel olduğunu
ögrenen ve eşinin srradışı ar-
kadaşlanrun dünyasuıda yeni
bir hayat keşfeden bir kadının
öyküsü. Başrollerini Marghe-
rita Buy, Stefano Accorsi'nin paylaştı-
ğı fılmde Serra Yıfanaz da yer ahyor. Fil-
min başrol oyunculanndan Buy, bu yıl
festivalin Panorama bölümünde göste-
rilecek olan "Contovento" (Rüzgâra
Karşı) adlı filmin de başrol oyuncula-
nndan. Hamam ve Harem Suare film-
lerinde en büyük aşkı olarak tanımladı-
ğı tstanbul'u konu eden Ozpetek, bu
kez ikinci aşkı Roma'nın insanlannı an-
latıyor.
Kazandığı uluslararası basanlarla îtal-
yan ve Türk sinemasuım ortak gururu
olan Özpetek'in Harem Suare'si 1999'da
Cannes Füm Festivali'nin açüış fılmi ola-
rak gösterilmişti. Le Fate Ignorante'nin
Berlin Film Festivali'ne çağnhnası kar-
şısında çok duygulandığmı beluien yö-
netmen, "Sonuç ne olursa olsun Berlin
Film Festivali'nde yer alabilmek. girmiş
ohnak bile benim için büyük bir ödül"
diyor.
65 yaşında ölen aktör 29 yılhk eşi Judi Dench'le.
Michael Williams
kansere yenildi
Kültür Servisi - Aktör
Michael VVHliams, uzun
zamandu- savaştığı akci-
ğer kansenne perşembe
günü yenildi. 65 yaşm-
daki aktör, ölmeden bir
gün önce Oscar ödüllü
eşi Judi Dench ile Kato-
lik Kilisesi tarafından ve-
rilen onur nişan törenine
katıbnıştı. .^ktörtörençı-
kışı başına "Hayatımın
en güzelgünlerinden, hat-
tatekranohnayacakgün-
lerden birini yaşr>onım"
demişri. Williams henüz
12 yaşında iken okul me-
tinlerinde tanıştığı Sha-
kespeare'in büyüsüne ka-
pılıp sanatçı olmaya ka-
rar vermıştı.
Aktör 1963 yılında yö-
netmen Peter HaD'ın teş-
vikıyle Royal Shakespe-
are Çompany ile çalışma-
ya başlamıştı. O dönem
altm yılını yaşayan aktör
Peter Brook. John Bar-
ton, Trevor Nunn, Terry
Hands, Ben Kingsley ve
Helen Mirren gibi isim-
lerle de çahşmalaruu sür-
dünnüştü.
Michael Williams ay-
nı dönemde Broadway'de
yaptığı 9 ayhk çahşması-
na aktris Glenda Jack-
son'ı da dahil etmişti.
Williamsl980yılmda
eşi Judi Dench ilebaşrol-
lerini paylaştıklan iki di-
zide de yer almıştı. Korne-
di ağırlıkh 'A Fine Ro-
mance' (Son Macera) ile
dram agu-ükh 'Septem-
ber Song'da (Eylül Şarkı-
sı) oynayan başanh ak-
tör, yönetmenliğini Fran-
co Zeffirelli'nin üstlen-
dığı 'Teawıth Mussolini'
(Mussolini ile Çay) fü-
minde de rol almışü.
Süskind'iîi ünlü romam KokıT
sinemaya uyarlarayor
• BERLİN (AA) - Dünyaca ünlü Alman yazar
Patnck Süskınd'in 'Koku' adlı romam, Münihli
yapuncı Bernd Eıchinger tarafından sinemaya
uyarlanıyor. Süskind'm Türkçe dahıl toplam 37
dile çevrilen romanı, Amerikah yönetmen Martin
Scorsese tarafından da sinemaya uyarlanmak
istenmiş olmasına karşın, fihni Eichinger'in
çekeceği belirtildi. Öte yandan Eichinger'in film
şirketi Constantin Film'in sözcüsü, yazann
romanın senaryolaştırma çalışmalanna
katılmayacağını açıkladı. 'Koku', 18. yüzyıl
Fransası'nda, olağandışı koku alma yeteneğine
sahip bir gencın mutlak kokuyu bulmak için
bırçok cınayet işlemesmi konu alıyor.
Jale Yıbnabaşar, Moskova yolcusu
• Kültür Servisi - Dünya Sanat Konseyi'nm tek
Türk temsılcısı seramik sanatçısı Jale
Yılmabaşar'ın çahsmalan, 18-28 Ocak 2001
tanhlen arasında Moskova'da sergilenecek. Hem
Türk sanaünın Rus halkmın beğenisme
sunulması, hem de iki ülke insanlan arasında
kültürel bağ kurulması amacıyla düzenlenen
etkinlikte, Türkiye'nin tek kadın seramik
profesörü Yılmabaşar'ın. daha önce Fransa,
Belçika, Hollanda, Danimarka, Almanya, ABD,
Tayland ve Avustralya'da da sergilenen resim
çalışmalan yer alacak.
Fotoğraflarda tîençlik'
• Kültür Servisi - The British Council, yeni
binyılda 'Gençlik' konulu fotoğraf yanşması
düzenliyor. Yanşmaya katılacak yapıtlarda
aranacak özellik her kesimden gençlerin yaşam
tarzlannın görsel olarak ifade edilmesi olarak
belirlenmiş. Fotoğraflarda gençlerin ne yaptıklan,
nasıl yaşadıklan, neler gıyidikleri ve nerelere
gittikleri gibi temalar işlenebilecek. Siyah-beyaz
baskı dalmda yapılacak yanşmanrn son katılım
tarihi 31 Ocak 2001. Yanşmanın jürisini fotoğraf
sanatçılan Aclan Uraz, Çerkez Karadağ, Dursunali
Sankoç, Tuğrul Çakar'm yanı sıra The British
Council'dan Can Özgün de yer alıyor.Yanşma
binncisine bir haftalık tngiltere seyahati, ikinciye
Ingiltere'ye gidiş dönüş uçak bileti, üçüncüye de
150 milyon Türk Lirası ödülü verilecek.
Petros Markaris, "Btlgfde
Sinema'ran konuğu
• Kültür Servisi -
Ünlü Yunan roman,
oyun ve senaryo
yazan Petros
Markaris, Bilgi
Üniversitesi'nin
düzenlediği' Bilgi'de
Sınema' etkinlikleri
kapsarrunda yer alan
'Yunan Film
Günleri'nin bugün
saat 19.30'da
gerçekleşecek ilk
gösterimine konuk
olarak katılıyor.
Markans, yine Yunan sinemasınm önemli
yönetmenlerinden Pantelis Voulgaris'in 'Uzun
Bir Yol' filminin gösteriminden önce
sinemaseverlerin sorulannı yamtlayacak.
'Leyleğin Geciken Adımı' ve 'Ulysses'ın Bakışı'
gibi Theo Angelopoulos filmografısindeki en
önemli filmlere senarist olarak imzasını koymuş
olan Markaris'in 'Gece Bülteni' adlı romanı
Fransızca, ALmanca ve tspanyolcadan sonra
Türkçeye de çevrılmışti. (293 50 10)