23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Yaz saati uygıriaması sona eriyor • AJVKARA(AA)- Gûn ışığından daha fazla yararlanmak amacı ile 15 yıldan bu yana yapılan yaz saati uygulamasının bu yılki bölümü 29 Ekim'de sona eriyor. 26 Mart Pazar güııü saatlerin gece Ol.OO'debirsaatileri alınmasıyla başlayan uygulama, 29 Ekrm Pazar günü saat 02.00'de saatlerin bir saat geri alınmasıyla sona erecek. Avrupa ülkeleri ile eşzamanlı götürülen ıleri saat uygulaması bu yıl •217 gûn sürdü ve uygulamayla yaklaşık 15 trilyon liranın ûzerinde enerji tasarrufu sağlandı. Yetkililer, uygulamayla tasarruf edilmesi beklenen yaklaşık 390 milyon kilovat saatlık enerjinin, orta büyüklükteki bir hidroelektrik santral ya da aynı kapasitedeki bir terrnik santralın bir yıllık elektrik üretimine eşdeğer olduğunu kaydettiler. Sigarariski artürıyor • CHICAGO(AA)- Hamilelıkte sıgara içen kadınların bebeklerinın astım hastalığına yakalanma nskinin daha yüksek olduğu saptandı. Araştırmacılar, ağır sıgara ıçicılerinin yanı sıra hamilelikte az sıgara içen kadınlann da bebeklenni aynı riske attıklarını belirledi. Hamile kadınlann yanında sıgara içilmesinin de bebeğin sağlığını tehlikeye attığına işaret eden araştırmacılar, küçûk çocuklarda soluma gûçlüğünün yüzde 1.5'ine sigara içicilerinin neden olduğunu saptadı. Her " (0 bebekten 4'ünde 30 aylık oluncaya kadar görülen soluma gûçlüğünün, sıgaranın yanı sıra genetik ve erken doğum gibi diğer bazı nedenlerden de kaynaklandığı belirtıldı. Ençokhata doğumda • ANKARA(AA)- Tıbbi yanlış uygulamalarda hekimlerin yüzde 53'ü kusurlu bulunurken bu tür hataların en çok kadın hastalıklan ve doğum branşında yapıldığı büdirildi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafindan yapılan araştırmaya göre, kuruma 1994-1999 yıllan arasında 931 şikâyet dosyası ulaştı. Bu şikâyetlerin 205'i, kadın-doğum branşında yapılan hatalan içeriyor. Genel cerrahide yapılan hata sayısı 155 olurken dahiliye branşında hekimlerin 109 hata yapügı beürtıldi. Ortopedi branşında 92 şikâyet dosyası bulunurken çocuk hastalıklan branşında 52 şikâyet geldi. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 'Tıbbi Yanlış Uygulama (Malpraktis) Yasa Taslağı'nın uygulanmasıyla bu hatalann en aza indirilmesi hedefleniyor. Kültürel miras için eylem planı • GAZÎANTEP(AA)- GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanı Dr. Otcay Ünver, 'GAP Bölge Kalkınma Planı Vizyon. Amaç, Hedef ve Politikalan'na ilişkin yazıh açıklamasında, bölgedeki tarih ve kültür varlıklannın korunacağını, kurtanlacağını ve değerlendirilecegini kaydetti. Ünver, bölgenin tarih ve kültür varlıklannın envanterinin çıkanlacağını ve bu kapsamda bir eylem planı hazırlanacağını anlattı. Gelişmiş ülkelere oranla daha çok çalışan Türk işçiler, emekli olduktan sonra 7 yıl yaşıyor Türldye'de emeldilik hayal Sağlıkta bitmeyen sorunlar Saadet Uslu - Gamze Oemirdağ ,• Türkiye'deki sağlık sistemi, yolsuzluk iddialan, siyası kadrolaşma, bitmek bumeyen kuyruklar, her yeni hükümetin ortaya atağı 'reformlar' veyetersızpersoneliyle ayakta kalmaya çahşıyor. Emekliler maaş kuyruğunda, hastalar ıse ilaç kuyruklannâa beklerken ölüyor. Her yeni bakan ıse bir i reform' çalışmasıyaptiğım sayunarak *yeşil kart\ *telefonla randevu sistemi'% bireysel emeklilik'gibi sansasyonel çıkışlarda bulunuyorlar. Ancak ülkemizin sağlık sisteminden memnun olanı bulmak zor.. Sosyal sigortalılann finans- man sorununun çözülmesi ge- rekçesiyle 25 Ağustos 1999 tan- hınde çıkanlan "SosyalGüvenMk Reformu" emeldi olmayı imkân- sızlaştınyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, yasanın çıktığı dönemde hiçbir gelişmiş ülkede emeklilik yaşı- nın bu kadar düşük olmadığuu savunmuştu. Ancak Türkiye'de bir işçi, emekli olmak ıçin 94 bın saat çalışırken 5 yıl geç emekli olunan Almanya'da 73 bin, Tür- kiye ile emeklilik yaşı aynı olan Fransa'da ise 68 bin saat çalışüı- yor. Yrd. Doç. Dr. Yükset Akkaya, 60'a yükseltilen emeklilik yaşı- nın "hiç emekli olamamak" an- lamına geldiğinı vurgulayarak çahşmaya başlama yaşının ol- dukça düşük olduğu Türkiye'de, yaşlıhğın da yaşanamadığını ifa- de etti. Yüksel Akkaya, "Tophun ve Hekhn" dergisinde yer alan makalesinde, "sosyal gûvenfik" düzenlemelerinin Turkiye'de modern anlamda 196O'lı yıllarda yerleşüğıni, ancak bu durumun emekhlik yaşına yöneük yapılan düzenlemelerle tersine döndüğü- nü ifade etti. Akkaya, 1980'li ve 1990'lı yıllarda yapılan ve emek- li olmada yaş sınınnın kaldınl- ması, sigortalılık süresinin ka- dınlarda 20, erkeklerde 25 yıl olarak belirlenmesi gibi düzenle- melerin emekli olmak için yeter- li olmadığuu dile getir- . Kamu kesimi dışında çahşanla- nn pnmlennın ayda 30 gün yeri- ne 10- 15 günde bir ödendiğine dikkat çeken Akkaya, 5 bin gün- lük primıni tamamlamak duru- munda olan bireylerin 40 yıl ça- lışmalan gerektiğini vurguladı. Emekli maaşı alanlann yaş orta- lamasmın 50'nin üstünde olma- sının gerçeklerini gözler önüne serdiğini belirten Akkaya, 45 ya- şındaki emeklilerin tüm emeİdi- lere oranının sadece yüzde 8 ol- duğunu anlattı. Akkaya, emeklilik yaşını er- keklerde 60, kadınlarda 58'e yükselten yeni yasal düzenleme- ye gerekçe olarak diğer sanayi- leşmiş ülkelerin gösterilmesinin doğru olmadığını vurguladı. 25 Ağustos 1999 tarihinde kabul edılen ve 7 bin iş günü çalışma zorunluluğu getiren 4447 sayüı yasa ile emeklüik hakkı diye bir şey kalmadığını ifade etti. Turki- ye'de bir işçinın emekli olmak için 94 bin 500 saat çalıştığına değinen Akkaya, 5 yü fazla çalı- şan Almanya'daki bir işçinin 73 bin 273, Ingiltere'de 81 bin 545 saat çalıştığına dikkat çekti. Ak- kaya'nın araştırmasına göre emekli olma yaşı Türkiye ile ay- nı olan Fransa'da 68 bin 502 sa- at çalısan bir işçi, Italya'da 74 bin 88 saat çalışıyor. Sadece 7 yıl yaşanıyor Akkaya, emekli olmak için ge- lişmiş ülkelere oranla çok daha fazla çalışan Türk işçilerin, emekli olduktan sonra da çok az yaşadıklannı belirtti. Akkaya araştırmasında, sürekli karşılaş- nrma yapılan Almanya'da bir iş- çinin emekli olduktan sonra 12 yıl, Fransa'da 18 yü, Ingiltere'de 11 yıl yasadığını ortaya koydu. Turkiye'de 60 yaşında emekli olunduğu takdirde bir işçinin 7 yıl yasadığını belirten Akkaya, emeklilikteki her bir yü için or- talama olarak 13 bin 500 saat ça- hşüdığını söyledi. Bu süre, Al- manya üe Ingiltere'nin yaklaşık 2, Fransa'nın 3.5 kan. Sosyal sigortalılann finans- man sorununun çözülmesini amaçlayan sosyal güvenlik refor- munun çalışanlann haklannı elinden aldığını anlatan Akka- ya'nın yazısı şöyle devam edi- yor: "Yeni yasal düzenkmevte emekliobnaneredejTseimkânsE- laşırkenemekliolanlariçinse çok kısa süre yaşama hakkı tanın- maktadır. Haten toplam sigorta- b nüfus, hiç emekli oimadan sü- rekli çahsnıa havaünda kalsa bi- le topİam 750 trflyon mevcut açı- ğı sadece 60 trüyonaşağryaçeke- cektir. Daha vahim olanı, sadece emekliMkhakkıdegfl,çahşaıılarm gekceğegüvenkbaknutsmınelle- rinden ahnmasKhr." GripIstanbul Haber Servisi - Havalann yavaş yavaş soğumaya başladığı şu günlerde grip aşılan da tartışmaya açıldı. Halk sağlığı uzmanı Dr. Fikri Ali Türkay, gribin nezle ve diğer so- ğuk algınlıklanyla sürekli olarak ka- nştınldığını belirterek "Aşılarsoğuğa ve üşütmeye karşı korumaz. Grip aşı- sı sadece grip >irüsüne karşı korur ve her yıl yenisinin yapdması gerekir" de- di. Istanbul Tabip Odası Sözcüsü Dr. Rıfat Yücel ise aşının koruyuculuğu- nun yüzde 60-80 arasında değiştiğine dikkat çekti. Dr. Fikri Ali Türkay, paçavra hasta- lığı olarak bilinen gribin "infhıenza" virüsüyle bulaştığını söyledi. Türkay, gribin diğer soğuk algınhklan, nezle ve üst solunum yolu hastalıklanyla kanştrnldığını anlattı. Gribin diğer hastalıklardan aynlan özelliklerini, "ani olarak 39 derece- nin ûzerinde görülen ates, şiddetii kas ve eklem ağnlan, bitkmfik" olarak sı- ralayan Türkay, diğer hastalıklarda bunlann görühneyeceğine dikkat çek- ti. C vitamini, ıhlamur gibi bilinen yöntemlerin sadece destekleyici ola- cağmı dile getiren Türkay, gribin ila- cının olmadığına dikkat çekti. Tür- kay, antibiyotiğin virüs hastalüclanna karşı hiçbir etkisi ohnadığmı da vur- guladı. Grip ciddi bir hastalık Dünya Sağlık Orgütü'nün (WHO) gribe karşı acil önlem planı ol- duğunu belirten Türkay, gribin cid- di bir hastalık ola- rak görülmesi gerektiğini ifade etti. Türkay, VVHO'nun her yıl tüm dün- yada 110 merkezden aldığı verüerle hangi tür virüsün nerelerde salgma yol açacağrm izlediğmi belirterek bu- na göre aşılann geliştirildiğini vurgu- ladı. Gribe bağlı ölümlerin yüzde 74'ünün kronik hastahklar olarak gösterildiğini vurgulayan Türkay, "Kronik hastalığı olan kişiler gribin tetUdemesivle büiikte kendilerini has- tanede buluyorlar. ÖzelHkle altta as- tun, kronik bronşit, diyabet akciğer ve kadın hastabğı yabyorsa grip kişi- yiçokdahatehnkeli boyuüara taşryor. Ancak ölüm nedenleri söz konusu kronik hastahklar olarak gösteriliyor. Örneğin diyaberü Idşilerde grip sezo- nunda hastaneye yatma oranı diğer dönemlere göre 6 kat, ölüm oranı ise 3 kat artmışür" diye konuştu. Kimler aşı olmah? Istanbul Tabip Odası'ndan Dr. Rı- fat Yücel, grip aşılannın koruyucu- lugunun virüsün çeşit fazlalığı ve ye- ni ortaya çıkan virüsler nedenıyle yüzde 60-80 arasında değiştiğinı söyledi. Her yıl yinelenen aşı kampanyala- nna kanılmamasını isteyen Yücel, diğer tıbbi ürünlerde olduğu gibi bu- mevsiminun da hekim denetiminde uygulan- masmı istedi. Dr. Yücel, "Gebeüğin ilk üç ayı, başka bir ateşli hastabk du- rumu ve yumurta alerjisi olan kişile- rin" aşı yaptrrmaması gerektiğini vur- gularken gripte risk gruplannı şöyle sıraladı: "65 yaş ve üzeri, solunum ve dolaşım sistemi hastalıklan olanlar, diyabet ve böbrek yetmezüği olanlar, bağışıkuk sistemi bozuk olanlar ve ev haDa, uzun süre aspirin kullanması gereken ço- cuklar, huzurev leri ve bakunev lerinde kalanlar ve bu riskli kişilerie temas ha- linde olanlar." Zatttrree tehükesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastane- si'nden Prof. Dr. Ahmet Rasim Kû- çûkusta, gribin ABD'de her yıl 15 milyon işgücü kaybına neden ol- duğunu ve 500 bin kişinin bu ne- denle yaşamım yitirdiğini söy- ledi. Hastalığın aksırma sıra- sında çıkan damlacıklar yo- luyla bulaştığını da belirten Küçükusta, en önemli tedavi- sinin istirahat olduğuna dikkat çekti. Gribin en büyük tehlikesinin zatürree olduğunu vurgulayan Prof. Küçü- kusta, "Budu- rum virüsün ak- ciğer dokusu içinde üreme- siyle oluşabi- leceği gibi, kapıdaAteşin 3 günden fazla sûrmesi vcya dü- şen ateşin birkaç gün sonra yeniden yûkselmesi, öksûrûk, balgam, nefes darhğı ve morarma zatürree olasüığı- nı düşündürmetidir 7 * diye konuştu. Acıbadem Hastanesi tç Hastalıklan Uzmanı Prof. Dr. Koptagel Ügûn de gripten korunmak için kalabalüc ve ha- vasız ortamlardan kaçmıhnası gerek- tiğini belirterek aşın yorgunluk, alkol ve sigaranın da hastalığa davetiye çıkardığını söyledi. Aşının koruyuculuğu yüzde 60-80 arasında deöişiyor Paçavra hastalığı olarak bilinen gribin "influenza" virüsüyle bulaştığı belirtiliyor. yısıyla savunması zayıflamıs akciğer- lere başka bakte- rüerinyerleşme- siyle de meyda- na gele- büir. Özellestirme Emeklfye bir darbe daha • 17 Ağustos depreminin ardından mezardâ emeklilik yasasını çıkaran Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, şimdi de sessiz sedasız kanun hükmünde kararnameye dönüştürülen 5 tasanyla sosyal güvenlikte .UJ özelleştinneye kapı aralıyor. Büyük Marmara depremi 'nin hemen ardından "mezarda emeklilik" yasasını çıkaran hükümet, şımdi de sosyal gü- venlik ve SSK ile ügili yasa tasanlannı kanun hükmünde kararname şekhnde yürürlüğe sokarak sistemi tamamen özelleştırmeye açıyor. Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanlığı tarafindan ilgi- li kuruluşlann görüşleri alınmadan ha- zırlanan 5 yasa tasansı sessiz sedasız Bakanlar Kurulu'nda onaylanarak Cumhurbaşkanı'na iletüdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı tarafından hazırlanan ve 16Mayıs'ta Meclis'e sevk edilen 5 yasa tasansı (Sosyal Güvenlik Kurulu Yasa Tasansı, Sosyal Sigortalar Kurumu Yasa Tasan- sı, Bağ- Kur Yasa Tasansı, Türkiye İş Kurumu Yasa Tasansı, Bireysel Emek- lılik Yasa Tasansı) Bakanlar Kurulu ta- rafından kabul edüerek Cumhurbaşka- nı'na sunuldu. Türk Tabipleri Birli- ği'nce, hükümetin IMF üe yaptığı s- tand-by anlaşması çerçevesınde hazırla- nan sosyal güvenlik pakeriyle ügıli ya- püan değerlendırmede, özelleştırmenin yolunun açüdığı vurgulanarak hüküme- tin bundan vazgeçmesi istendi. SSK'de yaşanan sorunlann çözüm yerinın IMF değıl, ılgüı sosyal taraflar olması gerek- tiği beurtilen değerlendirmede, hükü- metin ülke ınsanının yaranna politıka izlemesi istendi. 5 tane yasa tasansmm mecliste ya- sallaşması gerekiyordu. Hükümet IMF'ye yasalan çıkarmak için yüba- şına kadar söz vermişti. Ancak bunla- n KHK'ye dönüştürmek zorunda kal- dı. Söz konusu tasanlann hazırlanma aşamasında ve Bakanlar Kurulu'na su- nulmadan önce ilgüı kuruluşlann gö- rüşlerinin ahnmadığı belirtüen değer- lendirmede, "Yoğun çabalara karşm KHK tasarriarma bugüne kadar lüaşı- lamamtştır. Dahası ügili bakanhk müs- teşarlannm bfle bunlar hakkında bflgi- knohnad^d^rvıımlarnruzarasmdadır. Gizfi ya dafltegalbir düzenleme giriş> minde bulunuhıyorizfenimi veren bu du- rum, toplumun çok geniş kesimini doğ- rudan ilgilendirmektedir. Tasarüarm kamnoyunca ve baa üst düzey yetidBkr- cebümmediğigerçegibuKHKtasanla- nnmrneşnriyetinişüphelihalegetinnek- tedir' denüdi. Hükümetin 32 milyon si- gortalıya daha etkın ve kalıtelı sağlık hizmeti vermek için doğrutercihler yap- ması gerektiği vurgulanan değerlendir- mede şöyle devam edüdi: "SSK sağbk bizmetierinde uygulanacak yaornn po- thikasının esaslan disipttnU ve etkin bir zmdrohıstunnayıhedeflemelidir.Teda- vi hizmederine cevap vermekte yetersiz kalan bölgeterde anl hizmet kapashesi obm kamu kurumlanndan v^rananıl- maİKhr. Sosyal güvenhğe genel bütçeden pay mnlmahdır. SSK, ödenmeyen prim borçlannı kamu ve özel sektörden tah- süetrnelitriryTmlarcalirahkprimborç- lannı bu sefer arretmemefidfaf SÜRECEK PERŞEMBE ORHAN BURSALI Dersi Kim Alacak? Gazete günlük bir yayın organi; böyle köşe ya- zılanndan daha çok güncel olaylan harmanla- ması, değerlendirmesi, görüş bildirmesi beklenir. Başkalannı bilmiyorum, ancak bu köşedeki yo- rumlann veya degerlendirmelerin ana hedefi, ka- muoyunun, basın, TV, araştırma, tartışma vb gibi çeşitli araç gereçlerden de yararianarak, güncel geiişmeler karşısında demokratik bir fikir oluştu- rulmasına katkıda bulunmaktır. Bütün bu araçlardan yansıyan fikir, düşünce, eleştiri vb'lerin Türkiye'nin sanal bir fikir veya bil- gi havuzunda toplandığını düşünün. Bu havuz- da, mümkün olduğunca doğru, yani kurum, ku- ruluş ve kişilerin yararlanacağı nesne) bilgilerin ve nitelikli, içerikli ve çözüm öneren düşüncete- rin birikmesine katkıda bulunabilmektir dileği- miz... Güncel haberieri yorumlamak veya açmak, ta- bii ki bir kamusal hizmettir. Ancak, karşımıza milletçe hoşnut olmadığımız durum ve sonuçlar çıktığında, bunun nedenleri- ni, güncellikte değil daha başka yerlerde ve ha- yatın başka evrelerinde aramak zorunlu oluyor. örneğin, Hürriyet'ten Serdar Turgut'un nitele- mesiyle 'Televoleci ekonomi yazarian", diyelim ki dışsatımın bu yıl istenen hedeflerde gerçek- leşmemesini, dünya pazarlannının ucuz tekstile doymuş olması gibi yüzeysel nedenlere bağladı- lar f)- Böyle bir durumda, köşe yazarian veya herkes, acaba diye sormalı ve tartışma başlat- malıdır.. Tartışılmayan konularda doğrunun yakınına yaklaşmak mümkün değil. Bu tartışmalar sonucu "havuzda" hep yeni bir şeyter birikecek ve bu da Türkiye'nin dinamiz- mine ve sorulannın çözümüne katkıda buluna- caktır (öyle sanıyoruz!). Salı günü bu köşede, deprem örneğinden yola çıkılarak, ülkemizin temel sorunlanndan birinin öğrenememek olduğu ûzerinde durulmuş; tarih- ten, doğadan, bugünden ve yaşananlardan öğ- renemeyen toplumların, su yüzünde kulaç ata- mayacaklan belirtitmışti. Oğrenmek, pratik bir değer taşır. Yani, öğren- diğini (bazılan buna ders almak diyor), pratikte gösterirsin. Türkiye gibi, öğrenememenin sürekli ömekleri- ni veren veya öğrenmemekte israr eden ülkele- rin, uygariık ve refah yanşında bir şanslan olabilir mi? Eğer Türkiye kendisinden, geçmişinden ve bugünün dünyasından gerçekten HİÇ veya YE- TERLİ ÖLÇÜDE ÖĞRENEMEYEN bir ülke ise, sorunlarımızın temelinde sakın bu öğreneme- mek hastalığı yatmasın? Doğa'nın davranışından öğrenemiyorsak... 12 Eylül öncesinden öğrenemiyorsak... Ekonomiyi periyodik olarak batınyorsak... Onlarca kez İMF'yı çağırdığımtza göre, ekono- miyi düzeltebilmeyi bilmiyorsak... Türkiye'nin kuruluş temelinde varolan demok- ratik, laik, özgür ülke yapısını kuramıyor ve geliş- tiremiyorsak... Siyasetimiz (tabii liderter, partiler vb), bütün bu konularda ileri doğru biricik bir adım atamıyor- sa... öğrenmekle ilgili çok temel bir sorunumuz ol- duğunu düşünmez misiniz? • • • oğrenmek, kişisel olarak baktığınızda, bellekfe ilgilidir. Hayata gözlerini açan normal bir bebek, yaşa- mın binbir ilmiğiyle, rengiyle, kokusuyla, sesiyle, duyusuyla, duygusuyla, topfum ilişkileriyle, geç- miş ve bugünüyle biyolojik yapısını dokur ve ge- liştirir. Bütün bunlar organizmanın belleğini oluş- tururlar. Olaylan işleyen, bağlantılar kuran, çıkarsama- lar ve değeriendirmeler yapan, deneyimler oluş- turan beyindeki çeşitli bolumler, bu belleği kulla- nır. Bellek yoksa, beynin diğer bölümleri işlevsiz kalır. Veya, beyindeki diğer işlemcilerden bir veya bir kaçı anzalıysa, örneğin belleği kullanamaz. Şimdi bu kişisel organizmayı toplumsal orga- nizmaya benzetebilirsiniz. Hatta toplumsal organizmanın avantajlan, ye- tenekleri vb. hem hacimsel hem de niteliksel olarak çok daha fazladır. Ancak bunu yapamıyor, beceremiyor: Bu top- lumsal organizma, yani ülke olarak toplumsal ör- gütlülüğümüz, özetle HAYATIN ÜSTESİNDEN gelemiyor! Yani dünya ile yanşamıyor ve insanlannı mutlu edemiyor. Sorun burada... • • • Bu yazıda, öğrenemeyişimizin başka örnekleri ûzerinde duracaktık güya. Ama yazar, anlaşıla- mamak veya anlatamamak gibi bir sorunu olabi- leceğini sandı ve konuyu kavramsal olarak biraz daha açma denemesinde bulundu. Bu demektir ki, kafa ütülemeler sürecek! • • • Bu arada, düşünmek için bazı sorular Yazının başındaki havuz metaforunu düşünün; acaba bu havuzda birikenlerden örgütlü ve ör- gütsüz toplum, gereği kadar yararlanıyor mu? Veya bu havuza yeterince katkı yapılıyor ve ha- vuzda yeterince birikim oluşuyor mu? öğrenme sorunumuz varsa, öncelikle kim öğ- renmeli, birey mi, toplumun örgütlü kesimleri mi? f) Bunlardan çok ünlü, rektörlük de yapmış biri, Danimarka'nın hiçbir araştırma-geliştirme yapmadan dünya çapında markalara sahip ol- duğu gibi bir zırva iddiada bulunmuştu! obursali@bilimmerkezi.org.tr Türkiye Gazeteciler Cemıyetı'nın yayınladığı günlük Bizim Gazete Olke sorunlanna ılışkın raporlanyta, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafstz haberienyle srvil toplumlann gazetesı. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 Evde Ingilizce ve Arapça ders verilir. 0 216 359 02 08
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle