25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 8 EYLÜL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Alay Aradan yaklaşık T dört hafta geçti ama Hakan Bakan'dan, Mersin'in Susanoğlu tatil beldesinde tanık olduğu 30 Ağustos Zafer Bayramı kutiamalan izlenimi yeni geldi: "Fener Alayı'nı beklerken saat 21.30 sulannda, hopariörden yükselen 'ceddin deden, neslin baban' sesiyle irkildik. Az sonra sesin bir jandarma eskortundan yükseldiğini anladık. Türk Silahlı KuvvetJeri'ni temsil eden askeri bidiğin Mehter Marşı eşliğinde yürümeye çalışması, doğrusunu söylemek gerekirse ağnmıza gitti. 30 Ağustos gibi bir günde Türk askerini, düşmanla işbirtiği yapan Osmanlı'nın askeri marşıyla yürütmekle Büyük Zafer'i kazananlann da kemiklerini - • sızlattılar." Hizmet! Istanbul'da 92-772 numaralı ve fakat plakasız İETT otobüsünde, şoförün iç dikiz aynasında bir çıkartma; yeşil harflerte yazılmış bir slogan: "Huzur Islamdadır." Şeriat propagandasıyla kanşık kamu hizmeti! Tef: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: som@posta.ctsnhuriyetcom.tr - Fazilet, sine-i millete dönecekmiş... "Ümmetten vaz mı geçtiler!" ittim geldim, gittim geldim; onbeş ay bo- yunca markete gittim ekmek aldım, eve geldim... Torunumu okula götürdüm, eve ge- tırdim... Her gidişlmde marketteki kasiyer kızla konuştum, okul kapısında velilerle görüştüm, servis şoförieriyle uzun sohbetlerettim... Bana, "Al- tı kere gittiği halde yedi kere gelenler var. Siz onbeş aydır, her gün gidip geliyorsunuz; artık gitmeleri bı- rakın gelin" dediler... Onbeş ayda ne mi değişti de "gelin" dediler? Onbeş ayda hiçbir şey değişmedi... Bir kere ikti- dar değişmedi. Değıştiremedikleri için de değiştire- meyenler iktidara gelemediler. Bundan daha büyük başarısızlık olur mu? Ama benim açımdan çok bü- yük değişimler oldu; ben değiştim. Çok değiştim... Bakın size özeleştiri yapayım, nasıl değiştiğimi anlayın: Bundan sonra seçim istemek yok, seçime katılmak var. Hükümet düşürmek yok, hükümet kur- mak var. Asık suratlı olmak yok, güler yüzle durmak Ozel eleştirivar. Ağlamaaak yok, gülmek var, yarınlarda yarın- larda mutlu olmak var... Yaaannlar bizim! Kutsal kitap "ıkra" diyerek başlıyor! Ikra; yani söyle diyor, konuş diyor, yoksa ıkra oku demek miydi! Yine bir ayeti kerimesinde yüce rabbim buyuru- yor ki... Emaneti ehil olana ver! Ehil olmak, nüfus kâğıdındaki yaş değildir, akıl yaşta değil baştadır, akıllan pazara çıkarmışlar her- kes kendi aklını satn almış, akılsız başın cezasını ayak- lar çeker, akla gelmeyen başa gelir, akıllı söyleme- den düşünür akılsız düşünmeden söyler, akıllı düş- man akılsız dosttan iyidir. Evet onbeş ay markete gittim geldim, torunumu okuia götürdüm getirdim, boş kalan zamanlanmda da ormana gittim. Ormanda sağlıklı yaşam koşula- n yaptım. Akıl yaşta değil baştadır ama sağlık var- lıktan üştündür, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi, ormanlanmız milli servetimizdir koruya- lım. Bu koşulan halkımla beraber halkım için yap- tım. Halkımasırtımı asla dönmedim, koşarken kim- senin önüne geçmedim. Orman benim için bir nevi mağara oldu. Çile çe- ken dervişler gibi kendimi ormana attığım günlerde ağaçların altında oturup köklerin derinlerine kadar inerek iç muhasebesi yaptım. Bilançoyu tutturmak- ta zorlandığım günlerde torunumu okuldan alama- dım; eksik olmasın hanım gitti aldı. Çekilmenin zamanı vardır; sağlıklı yaşam koşula- nndan sonra çekildim, kilolarımın yüzde sekizini ver- mişim. Sorumluluk istemenin de zamanı vardır; te- razi var, tartı var, her şeyin vakti var. Ben gittim, ben geldim. Binaenaleyh, böyle gelmiş böyle gider. SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutku " yahoo.com Türk, tıtre ve enerji tasarrufiı yap! Tecavüzcü'leri mağdur etmemek Samsun 19 Mayıs mahallesinde ka- çak bir apartman ve üstelik apartma- nın kapısı yan parseldeki arsaya açı- lıyor. Kaçak apartmanda oturanlann gi- riş çıkış için kullandığı arsanın sahibi yıllardır Gazi Belediyesi'nden Sam- sun Valiliği'ne kadar şikâyet dîlekçe- si vermekten yorulmuş bir türlü so- nuç alamıyor. Bir ara nasıl olduysa belediye- den bir ekip gidip mevcut durumu saptamış, 26 Nisan 2000'de "tecavüz- cüierin ifadesi tutanağa geçirilmiş: "Söz konusu hukuka aykın durumu kabul ediyoruz. Mevcut binada halen altı kiracı aile oturmaktadır. Şikâyet ko- nusu kapının kapatılarak arka taraf- tan duvarın yıkılarak yeni bir geçiş açılması işlemi oldukça uzun bir za- man alacağından, bu arada da kira- cılann giriş çıkışlarının engellenmesi dolayısıyla mağduriyetleri söz konu- su olacağından, bu hukuka aykırı du- rumun bizzat tarafımızdan giderilme- si için Ağustos 2000 tarihine kadar ta- rafımıza süre verilmesinı talep ederiz. Bu hususta hukuka aykırı durumun giderilmesi için taahhüt ettiğimiz ağustos ayına kadar bütün iyi niyet- li girişimlerde bulunmayı kabul ve ta- ahhüt ediyoruz." Tutanakta vaat edilen dört aylık sü- re çoktan bitti; Eylül'ün sonuna gel- dik, değişen bir şey yok. Gazi Bele- diyesi "tecavüzcü"ler hakkında işlem yapmıyor, çünkü kaçak apartmanda- ki kiracılar mağdur olacak! ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Solcu Olmak (2)Geçen yazımda; solcu olma- nın, başlangıç noktasına gittik- ten sonra, bırtakım başka kav- ramlara (ilerici, gerici, tutucu vb.) "takılmış" ve asıl anlatmak istediklerıme gelememiştim. Eğer okurlarımın dikkatinden kaçmışsa o ilk yazıyı bularak okumalarını öneririm. Fakat bu- rada da bazı noktaları yinele- mem gerekiyor. Geçen yazımda ilericiliği ta- nımlarken "Birtoplumdaekono- mik ve siyasalyararianmayı ge- niş kesimlere yayma mucadele- s/" olarak tanımlamıştım. Buta- nımıma göre "ilerici olmak" ve "solcu olmak" tam anlamıyla örtüşmektedır. Buna karşı çık- makda, gericılıktirki; budatam anlamıyla "sağcılıkla" örtuşmek- tedir. Fakat gene geçen yazım- da değindiğim gibi; ekonomik olarak solcu, toplumsal olarak sağcı olmak da mümkündür. Tam tersine, ekonomik olarak gerici, toplumsal olarak ilerici de olunabilir. örneğin, modern bir yaşamı benimseyebilir, çağdaş giysiler giyebilir, birkaç dile hâkim ola- bilir, fakat "sömürüye dayanan" bir ekonomik düzen savunabi- lirsiniz. Bu arada, "Ben değişi- mi savunuyorum" diye nutuk daatabilirsıniz. Fakat tüm bun- larsızi "geric/"olmaktan kurta- ramaz... Zaten, herkes "değişimden" yanadır. Fakat nasıl bir deği- şim? Eğer insanlann daha hakça bir gelir dağılımına ulaşabileceği, fırsat eşitliğinin yaygınlaşacağı ve siyasal katılımın önündeki engellerin kaldırılacağı bir deği- şimi savunuyorsanız, siz "ileri- c/"siniz. Zaten "devrim" dedi- ğimız şey de; bu değişimin, hız- la gerçekleşmesinden başka bir şey değildir. Ancak kimi zaman (ender ve kısa ömürlu de olsa), bir değı- şim sonrasında; gelir paylaşımı bozulabilir, fırsat eşitliği orta- dan kalkabilir ve siyasal katılı- mın önüne engeller çıkabilir. Bu; düpedüz, "karşıdevrim"û\r ve bunu savunanlar "gericidir". Ve böyle bir değişimi "olumlamak" mümkün değildir. Sağ ve sol arasırtdaki farkı böylece ortaya koyduktan son- ra şimdi sosyal demokrasi, de- mokratiksol, sosyalizm, komü- nizm vb. gibisinden kavramia- ra geçebiliriz. Aslında bu kav- ramlar, açıklanması kolay kav- ramlardır, fakat kafa karıştır- maktadırlar. Zira, örneğin, Rus Çarlığı'nda sosyalist devrimi gerçekleştiren parti, "Rus Sos- yal Demokrat PartisFnm çoğun- luk (Bolşevik) kanadı idi. Alman Nazi Partisi, "Milliyetçi Sosya- list Alman Işçi Partisi" adını ta- şıyordu. (National Sozialistisc- he Deutsche Arbeiters Partei). Bu gibi kafa karıştıncı örnek- leri çoğaltmamız mümkün. Ama sanıyorum, bu kadan yeterli. Ve isimleri ne olursa olsun, bu par- tiler arasında bir ayrım yapıl- mak isteniyorsa bakılacak olan şey isimleri değil, uyguladıkla- rı ve uygulamak istedıklerini açıkladıklan politikalar ve he- defleridir. Gerek sosyalizm ve gerekse komünizm kavramları, Karl Manc'tan çok daha önceleri di- le getınlen kavramlardı. Fakat Marx bu kavramları netleştire- cek ve komunizmi, devletin or- tadan kalktığı bir "nihaiaşama" olarak, sosyalizmi de komü- nizm öncesi son aşama " olarak tanımlayacaktır. 19. yüzyılın ortalannda sol ha- reket, "yasa dışı" sayılıyordu ve silahlı bir biçimde kovalanıyor- du. Bu bakımdan, 1. Enternas- yonal'ın "ıhtilalci" yöntemlerle sosyalizmi kurma hedefi vardı ve bu hedef anlaşılabilir bir he- defti. Fakat zaman içinde bir yumuşama ortaya çıktı ve öz- gürlükçu demokrasinin geliş- mesine paralel olarak, sol ha- reket ıçınde de demokratik eği- limler ortaya çıktı. Sosyalizmi, ihtilal yoluyla değil, demokratik yoldan yaşama geçirme anlayı- şı egemen olmaya başladı. 2. Entemasyonal'e hâkim olan dü- şunce, bu türden partilerin dü- şüncesiydi ve 2. Dünya Savaşı sonrasında, 1951'de Federal Almanya'nın Frankfurt kentinde toplanan "Sosyalist Entemasyo- nal", kendını 2. Enternasyonal'in devamı sayar. Fakat tüm sol partiler böyle bir demokratik yolu benimsemi- yordu. Rus Sosyal Demokrat Partisi'nin, azınlık (Menşevik) kanadının "demokratik amaç- la", denilebilecek bir devrimle Mart 1917'de iktidara gelmesi- nin ardından, Ekim 1917'de Bol- şevikler bir ihtilal yaparak ikti- dara geldiler. Bolşevikler iktidara geldikten sonra, 1. Dünya Savaşı'nın pat- lamasıyla ortadan kalkmış olan 2. Enternasyonal yerıne, Mos- kova'da 3. Enternasyonal'i top- ladılar. Daha sonra Kominform adını alacak olan bu örgüte ka- tılan sol partiler, genelde Sov- yetler Birliği'nin politikasının sa- vunucusu oldular ve ihtilalci yöntemleri benimsediler. Daha sonraları bir yol ayrımına gidi- lecek, Italyan ve Fransız Komü- nist partileri, farklı siyasetler ara- yacaklardır. (Bu arada Macaris- tan. Polonya, Çekoslovakya gi- bi ülkelerde de, Kızıl Ordu mü- dahalesi yaşanacaktır.) Demokratik yöntemleri be- nimseyen partiler ise farklı isim- lerle günümüze kadar gelecek- lerdir. Örneğin Ingiltere'de "Iş- çi Partisi", Almanya'da "Sosyal Demokrat Parti", Fransa'da "Sosyalist Parti" vb. gibi. Işte bu partiler, "demokraf/ksor, "sos- yal demokrat" ya da "sosyalist parf/"lerdir ve aralarında isim dışında, hiçbir yöntem ve amaç farklıhğı yoktur. Sovyetler Birliği çözülene ka- dar Kominform'a bağlı kalan partiler ise "tomün/s(parö/er"dir. Aralarında ciddi "üs/up"farkla- n olsa bile bunları ortak bir isim- le değerlendirebiliriz. Dünyadaki değişimlere para- lel olarak tüm sol partilerde de değişimler olmaktadır. Fakat bunlann değerlendirilmesi, bir başka yazı serısinin konusu olabılir. KlM 1ÜME DUM DUMA BEHİÇAK behicak@turk.net s . ÇlZGÎLİK KÂMİL MASARACl TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAIS 28 Eylül HERMAN MEiyiLLE'/NÜUNYAS/ 1891'DB 8OGÜN,ÜNLÜ AMBRİKALI OZAN HE/itoAN M£LVtU£, 72 X4Ç'NPA ÖU>Ü. YAP/TLAG/- NIA1 ACONUSUA/U 6£NELLİk:L£ PENİZİN OLUŞTUe- DUĞU MEU/rU£, YAŞAMINIAI YALAH2CA 4- -5 tt- LIMDA DENİ2OÜ*: #VW'f77- VAJSJJKLl &£ , YOKSUL OİİfSM Aİ- L£SİNE KATK/CA SuUlUMAt: /ÇİM 6€NÇ YAÇVt 0ÇNİ2Cİ OLMUÇTU. ÇEÇİ7Ü GEMrie£DE,BU AGAOA &/? Z>£ SAÜHA <S£MfSrtâ>£ ÇALJŞAN UBRMAN^ MBLVILLE, GÛNEY İ& Ş BU ÇOK YO6UH G£ÇEN YfUAfîl- PAHA £ON%AKJ YAZAfZUK WkŞAMINOA ZOMAN OLARAK DE- •NDİRECEKTİIS.: A 7YP£E", "OMOO* "K£DBueH "8ILLY 8UPO" VE EN ÜNUJSÛ OLAN 'MOgr P/CK*., Yamdoı, Moktt &»& rtunamndatt SAĞLIK BAKANLĞI ZEKAİ TAHİR BURAK KADIN SAĞLIĞI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BAŞTABİBLİĞt DÖNER SERMAYE SAYMANLIĞI SATIN ALMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞIİLAN 24 Kalem Kit Karşılığı Cihaz ve Laboratuvar Kiti thalesi Yapılacaktır 1- Sağlık Bakanlığı Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 2000 yılı ıhtıyacı olan 24 Kalem Kit Karşıhğı Cihaz ve Laboratuvar Kiti Üıalesi 84/8213 sayılı Döner Sermayeli Kuruluşlar thale Yönet- meliği'nın 29. Maddesi'nin (a) bendi gereğince kapalı teklif usulü ile ihale edılecektir. 2- Ihale, 11.10.2000 Çarşamba günü saat 10.00'da hastanemiz konferans salonunda toplanacak ihale komisyonu marifetiyle gerçekleştirilecektiı. 3- Ihale ile ılgili idari ve teknik şartname ile ihale listesi hastanemiz satın alma bürosunda ücretsiz olarak görülebileceği gibi 30.000.000.- TL (otuzmilyon) karşıhgında temin edüebilir. 4- Yukanda belirtilen 24 Kalem kit karşılığı cihaz ve laboratuvar kiti ihalesinin; Muhammen Tutan: 250. 263.400.000.-TL'dir Geçici Teminatı: 7.507.902. OOO.-TL'dir. 5- Iha- leye katılmak isteyen talipüler ihale ile ilgili teklif mektuplarını ihale saatine kadar sıra numarah alındı makbuzu karşı- hgında hastanemiz satın alma bürosuna teslim edebilırler. 6- Ihaleye katılmak isteyen talipliler teklif mektuplannda; a- Kanuni ikametgâh belgesi, b- Türkiye'de tebligat adresi göstennesi, c- Ticaret ve/veya Sanayi Odası belgesi vermesı, d- Imza sirkûleri vermesi, e- Ihaleye vekiller katıhyor ise vekaletname, f- Geçici teminat vermesi, g- Istenilen tüm belge- ler asıl ya da noter tasdikli ve 2000 yılına ait olacaktır. h- Istekliler ihale listesinde kalıldıklan kalemlere ılişkin olarak lıste verecekler liste üzerinde katıldıklan kalemlerin geçici teminat tutarlan aynntılı olarak yazılmış ve toplanmış ola- caktır, ı- Öıalede alternatif teklif verümeyecektir, i- îdari ve teknik şartnamede istenilen tüm belgeler dış zarfta bulun- durulacaktır, k- lhalede teklif edilen cihazm ya da malzemenin TSE, ISO, CE... ve benzeri kalite belgeleri asıl ya da noter tasdikli olarak dış zarfta bulundurulacaktır, 1- Teknik şartnamede istenilen uygunluk belgeleri 10. 10.2000 saat 16.00'ya kadar hastanemizden alınmış olacak ve dış zarfta bulundurulacaktır. 7- Ihaleye posta yoluyla katılabilirler, ancak postadan kaynaklanabilecek gecikmeler dikkate alınmaz. llgililere duyurulur. Basın: 53192 ^ . t.. - DÜZ ÇtZGİ UMİT ZtLELİ Kudüs, Ey Kudüs KUDÜS/TEL AVİV - Doğudan batıya, batmak üzere olan güneşin altında sanki sonsuza doğru uzanan on binlerce mezarın üzerinden baktım... Üç dinin binlerce yıldır paylaşamadığı, uğruna . oluk oluk kan dökülen, nice sultanlar, krallar ta- rafından fethedilmiş, ama hiçbirine yâr olmamış • kutsal dağ (Temple Mauntain) tam karşımdaydı... • Hemen altımda, sarı rengin egemenliğindeki. mezarlıkta Museviler, bir dindaşlarını son yolcu- ' luğuna uğurluyorlardı. Söylenceye göre, bu de- vasa mezarlıkta yatan yüz binlerce, belki de mil- yonlarca ölü, aynı anda ayağa kalkıp karşılamak : için Mesih'in gelişini bekliyordu... O anı birfilm sah- ' nesi olarak hayal ettim.. olağanüstüydü... Sağ tarafta, Isa Peygamber'in dinlendiği var- sayılan yerde şimdi bir kilisenin çanı yankılanı- yordu. Solda, tepenin üzerinde ise Isa'nın hava- ; rileriyle son yemeğini yediği rivayet ediliyordu... Inanışa görelsa, buralarda bir yerde çarmıha ge- rilmiş, sonra da göğe yükselmişti. Biraz ötede Müslümanların kutsal evi Mescid-i Aksa, onun hemen sağ karşısında ise Musevilerin Ağlama Duvarı (VVestern VVall) yüzyıllara meydan okurca- ' sına dikiliyordu... Üç dinin en kutsal yapıtları ba- rış içinde, kol kola, kucak kucağa, yan yanaydı- lar... Uğurlannda dökülen kanlardan, alman can- lardan sanki hiç haberleri yoktu!.. - Belki en acısı da buydu! j * • • • •. Kudüs sancılı... Kudüs gergin bir bekleyiş içinde... Çünkü Ku- düs Israil-Filistin barış görüşmelerinin en can alı- cı ve de çözülmesi en zor sorunu!.. Hatta Kudüs, sorun olmanın da ötesinde, barışa uzanmak iste- - yenlerin önünde müthiş bir engel!.. Gerçekten hiç abartmıyorum!.. Israil Dışişleri Bakanlığı'nın, davet ettiği Türk gazetecilerle Israil basınını buluşturduğu yemek- te yanıma düşen devlet televizyonunun diploma- si muhabin Ganor Shlomo'nun söylediklerini ak- tarıyorum yalnızca... Aslında onun söylediklerin- den çıkardığım yorum bu. Shlomo'nun sözleri da- ha da acıklıydı: - Bu akşam Arafat'la Barak büyük olasılıkla buluşacak. Şayet Arafat, Kudüs sorununu za- mana bırakıp diğer çok önemli sorunlan çöz- meye evet derse banş tamam demektir. Hayır derse, işte o zaman hep birlikte acı çekmeye devam ederiz!.. Iki lider de kendi halklan karşısında çok ama çok zordurumdalar. Kudüs konusunda ödün gibi gö- rülebilecek bir uzlaşma girişimi karşıt kesimler ta- rafından vakit geçirmeksizin "ihanetle" suçlana- cak!.. Halkının bir bölümünden de olsa kutsal top- rağı satan bir "hain" muamelesi görmek, taşıma- sı kolay bir yük değil elbette... - Kudüs, işte bu yüzden büyük bir engel!.. Halbuki, dünyada banşa en muhtaç yer bura- sı... Üstelik burada gerçekleşecek barış, din ya da mezhep çatışmalarına sahne olan pek çok ülke- ye örnek olacak. Barış içinde bir dünyanın meşa- lesi olarak Kudüs gösterilecek... - Silah tüccarlan ve profesyonel teröristlerin kâ-~ busu da bu!.. • • • ' "'•'• 1 S İ Tel Aviv ise vur patlasın çal oynasın!.. ' " Kudüs'ten yalnızca 60 kilometre uzaklıkta, sır- tını Akdeniz'e yaslamış bu modern kent, sinema- ları, konser salonları, uzun sahiline dizilmiş mo- dern otelleri, restoranları, bartanylasavaştehlike- sini yanı başında hisseden bir Ortadoğu şehrin- den çok, bir Avrupa kentini andırıyor!.. Tel Aviv'in barış konusuna ilgisi, otellerin dolu- luk oranı ya da gelen turist sayısının, dolayısıyla bırakacağı dövizin artışıylasınırlı!.. Diğer adı "Kü- çük Türkiye" olan Batyam'da "Banş olmazsa ne olur" sorusuna verilen cevap aslında Tel Aviv'in ruhunu yansıtıyor: - Işler kesat düşer!.. • " ~ ' Uzunluğu Ankara-lstanbul, genişliği ise Istan- bul-Adapazarı arası kadar olan bu ülke ile ilgili da- ha yazılacak, anlatılacak çok şey var. Siz bu satırlan okurken biz Ortadoğu'nun bir baş- ka kanayan bölgesine, Golan Tepeleri'ne doğru yol alıyor olacağız. Ardından da komün yaşamı- nın Israil örneğini, nüfusun yüzde 2'sinden fazla- sının yaşadığı 'K/bbutz'lardan birini ziyaret ede- ceğiz. Bu gözlemlerimi de bir başka yazımda anlata- cağım. j Email: uzileli(a ixir.com ' ' ' ' B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Yergi ama- cıyla yazılmış, genellikle nük- 2 teli bir şekilde 3 sonuçlanan kı- sa şıir. 2/ Bır- çok ipin örûl- mesiyle oluş- turulan ve ba- hkçıhkta kul- lanılanhalat... Afrika'da bir ülke. 3/ Boğa güreşınde hayvana mızrakla saldıran atlı. 1 4/ Üstten sağa doğru 2 eğikbasımharfî... Ro- 3 manya'nın plaka işa- 4 reti. 5/ Sırtta taşman 5 yük... Avrupa'da ya- g şayanbirhalk. 6/Yap- _ ma, etme... Aruz öl- çüsünde, kısa okun- masıgerekenbirhece- yi kalıba uydurmak için uzatma. II Bir sonı eki... Doğu Anadolu'da bir ırmak. 8/ Hücre yapısında ve metabolizmasmda önemli bir rol oynayan fosfoli- pıt bileşiklerinin ortak adı. 9/ Çizgiyle mizah sana- tı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Diyalektik. 2/ îtalya'da bir ırmak... özellikle Meksika'da yaygm sert bir içki. 3/ Afrika'da yaşa- yan bir antilop... Yiğit. 4/ Uğraştmcı, pürüzlü iş... Hatay ilinde bir ırmak. 5/ Yerfıstığı. 6/ Düşüncesiz- ce her işe atılan... Yelkenin ucunda ip geçirmek üzere yapılmış göz. 7/ tstatistikte birgrup veri için- de en sık görülen değere verilen ad... Kötü, yanlış, bozuk. 8/ Büyük bir maymun... Çıplak vücut res- mi. 9/ Aortun kalpten çıktığı bölgede dallanan iki damarın ortak adı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle