Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA.
17
Dubalı
MHP'nin yerel
seçimlerdeki
geleneksel Istanbul
belediye başkan adayı
Ahmet Vefik Alp'in
geliştirdiği ve kentin
trafik sorununa
çözüm için
zaman zaman
ısıblıp
gündeme
getirilen projeye göre
Avcılar'dan Tuzla'ya
dubalar üstünde 25
kilometre yol
yapılacak... Bir
gazetede yayımlanan
1/800.000 ölçekli
hartta üzerindeki
projeye bakan
Mehmet Korgu, merak
edip cetvelle yolun
uzunluğunu ölçmöş,
yaklaşık 7 santim
çıkmış; ölçeğe
vurunca 56 kilometre
yapıyor. Hayaller
sınırianmamalı, ama
Istanbul'un meşhur
lodos fırtınasında
dubalann Marmara
Denizi'nde titremeden
yerinde durduğunu
varsaysak bile yolun
uzunluğu hayalil
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr
- Turizm yatınmlan geri
dönmüyormuş...
"Turist gibi. geltvoriar ve
sonra aidivoıiar!"
umhuriyet Halk Partisi bir kurultaya daha
giderken bizim elimiz de Orhan Koloğ-
lu'nun Büke Yayınlan'ndan geçen haziran
çıkan "EcevitileCHP: BirAşkveNefretÖy-
küsü" kitabına uzandı; gözümüz kitabın günün ma-
na ve ehemmiyetine uygun bölümlerine takıldı:
"Temel eğilimi ne olursa olsun her partide görüş
farklılıklanna sahip gruplar bulunur. CHP'de buna hi-
zip adı veriliyor. 'Tek başına hizip' diye tanınan Tu-
ran Güneş, 'Hizipsiz parti olmaz, hizip particiliğin
temel felsefesidir" diyerek bunun doğal sayılması ger-
etiğini belirtmiştir.
Bunu ileri sürerken liderierle partililer arasında bir
bağın ve bu bağın içinde fikir zenginliğini sağlaya-
cak çeşitliliğin bulunması gerektiğini anımsatıyordu:
'Partide kopuk bir hiyerarşi var. Aramızda etkin bir-
lik olmayışının temeli bu, yalnız başkan ve halk ol-
maz. Demokrasi büyük kitlelere heyecan götürmek
değildir. Herpartinin kendi kişiliği, hiyerarşisi ile bel-
Hizip
li olur.'
Güneş bu eleştiriyi Ecevft'e karşı 1979'da, yöne-
tici kadrolan arka plana itmesini eleştirmek için yö-
nettmişti."
"Partiler yasamızın biçimlendirişinin de etkisiyle,
bütün partilerde bir delege sultasının variığı bilini-
yor. Bu sistemin işleyişini Cahit Kayra ilginç bir ör-
nekle anlatıyor
'Her şey delegelerin elinde. Delegeyi de istediğin
gibi ayarladın mı artık sırtın yere gelmez. Tabii ge-
lecek seçime kadar. Çünkü sen partamenter olup An-
kara'ya gittin mi, yerine geçen ilçe başkanı da de-
legeleri o biçim ayarlayıp senin tabanını oyar. Gele-
cek seçimlerde kendini seçtirir.'
Böylece Turan Güneş'in arzuladığı fikir oluşturan
ve bağ sağlayan aracılar yerine, gelecek seçimi ka-
zanmayı sağlamanın aracı olan bir mekanizma oluş-
maktadır. CHP'deki hizipler, çabalannı tamamen bu
yöne yöneltmiş gruplar haline dönüşmüşlerdi."
"1995'te, partinin elli yıllık demokrasi içindeki ev-
rimini degeriendiren pariamenterterinden Hıfzı Oğuz
Bekata şu yargıyı belirtmişti:
CHP'yi kimse bölmedi, kendi içinde bölündü.
CHP'yi bu duruma bu şahıslar ve hizipler arasında-
ki çekişme düşürdü. Üzülerek söylüyorum: Hâlâ de-
vam ediyor. Partililer kişilerin ya da hiziplerin arka-
sından giden çömezler olmaktan çıkmalı, parti prog-
ramlan üzerinde birleşen ve bu programın gerçek-
leşmesine çalışan insanlar olmalıdır."
Genel Başkanlığa seçilen, aileden CHP'li Attan Öy-
men'in partili gruplan dışlar bir tutuma girmemek
için birieştirici olmaya çalışmasının zayıflık işareti ola-
rak algılanması, hastalığın hâlâ geçmemiş olduğu-
nu kanıtlıyordu."
Baz
Cep telefonlan için
kurulan baz
istasyonlannın
sağlığa zararlı
olmadığı "bilimsel"
yönden kanrUanmışa
benziyor; Galatasaray
Üniversitesi'nin
Ortaköy'deki
dersliklerinin üzerine
istasyon kurulmuş!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatto
erdinctrtkiMayahoo.com
tki gazeteci polemik yaparken,
üçüncüye haber yapmak düşer!
Memureleri gardiyan nöbeüne yazmak
Adalet, Içişleri ve Sağlık bakanlık-
lart arasında protokol imzalanmasına
karşın Devlet, Maliye ve Kültür ba-
kanlıklarına bağlı kurumlardan bayan
memuriann Kütahya Emet'teki ceza-
evinde nöbetçi gardiyan olararak gö-
revlendirilmesi konusunda Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürü AJi Suat Er-
tosun'dan açıklama geldi.
Ertosun, üç bakanlık arasındaki pro-
tokol doğrultusunda görevlendimne
yapılacağını belirterek bu bakanlıkla-
ra bağlı kurumlarda bayan memurol-
maması halinde lller Idaresi Kanu-
nu'na göre hükümeti temsil eden kay-
makamlann Adalet ve Milli Savunma
bakanlıklan dışındaki tüm kurumlar-
dan da bayan memurian cezaevine nö-
betçi gardiyan olarak görevlendirebi-
leceğini söyledi.
Bu açıklamayla Adalet, Içişleri ve
Sağlık bakanlıklan arasında protokol
neden imzalandı sorusu ortada kal-
makla beraber Emet'teki ebe ve hem-
şirelerin neden cezaevinde nöbetçi
gardiyan olarak görevlendirilmedigi
sorusuna da yanıt bulamadı.
Bu arada Ertosun, cezaevteri konu-
sunda üç bakanlığın imzaladığı
protokolle görevlendirilmeye iti-
razı olan protokole imza atma-
mtş bakanlıklara bağlı bayan me-
murlara idare mahkemesinde da-
va açmalannı önerdi.
Hükümeti temsil ettikleri beyan
buyurulan kaymakamların her türlü
karar ve tasamrflanna itiraz etmek
hangi memurun haddine!
Devlet Ihale Kanıınu
Tasarısı Taslağı
MUZAFFER KULULAR
Savıştay Uzman Denetçisi
8.9.1983 tarihve 2886 sa-
yılı Devlet Ihale Kanunu'nun
günün değişen ve gelişen ge-
reksinmelerine yanıt verme-
mesi, devletin tüm kamu ku-
rum ve kuruluşlannı kapsama-
ması, Avrupa Birliği ihale uy-
gulamalarına paralellik gös-
termemesi üzerine hükümet-
çe değıştirilmesine karar ve-
rilmiştir.
Maliye Bakanlığı ile Bayın-
dırlık ve Iskân Bakanlığfnın
ortaklaşa çalışması sonucun-
da yeni bir kanun tasarısı tas-
lağı hazırlanmıştır.
Tasannın genel gerekçele-
rinde; ihalelerdesaydamlığın,
yarışmanın ve kamuoyu de-
netiminin en geniş bir şekilde
sağlanması, kamu kurum ve
kuruluşlannın tek bir yasal dü-
zenlemeye tabi olmalart, tah-
mini bedel baz alınarak indi-
rim yapılmak suretiyle ihale
yerine işlerin isteklilertarafın-
dan piyasa rayiçlerine uygun
fiyatlara göre teklif ve tespit
edilen gerçekçi bedeller üze-
rinden ihale edilmesi ve yapı
denetim sorumluluğunun be-
lirlenmesi amaçlanmıştır.
Tasanda, götürü bedel ve-
ya anahtar teslimi götürü be-
del veya teklif birim fiyat esa-
sına dayalı olarak teklif almak
suretiyle ihalenin yapılmasına
olanak tanınmış ve uluslarara-
sı ihale uygulamalanna para-
lellik sağlamak üzere açık iha-
le usulü, belli ıstekliler arasın-
da ihale usulü ve pazarlık usu-
lü şeklinde üç ihale usulü be-
lirlenmiştir.
İşlerin öngörülen bedeller
üzerinden ve zamanında ta-
mamlanması amacıyla yapım
işlerinin uygulama projeleri ya-
pılarak ihale edilmesi zorunlu-
luğu getirilmiştir.
Uygulamada ödeneği bu-
lunmayan işlerin ihalesinin ya-
pılması pek çok anlaşmazlığa
neden olduğundan, ihalesi ya-
pılacak her iş için ödeneğin
bulunma zorunluluğu getiril-
miştir. Ayrıca birden fazla yılı
kapsayan işlerde başlangıç yı-
lı ödeneğinin çok az belirlen-
mesi nedeniyle işlerin öngörü-
len sürede bitirilmediği ve sü-
rüncemede kaldığı görüldü-
ğünden, bu işlerin ihale edile-
bilmesi için proje ve yaklaşık
maliyetin yüzde 20'sinden az
olmamak üzere bütçe kanu-
nunda belirtilen oranda öde-
neğinin aynlması gerekli görül-
müştür.
Yapılan ihalelere ilişkin so-
nuçların da kamuoyunun bil-
gilendirilmesi amacıyla ilan
edilmesi öngörülmüştür.
Kamu yapılannın sağlam bir
şekilde yapılmasını sağlamak
için yapım ve denetim sorum-
luluğuna ilişkin düzenlemeler
yapılmış ve bu sorumluluk çer-
çevesinde teknik müşavirlik
kurumu getirılmiş bulunmak-
tadır.
Tasarı gerekçesinde belirti-
len olumlu yenilikler ve deği-
şiklikler yanında pek çok alan-
da noksanlık ve çelişkiler bu-
lunmaktadır.
llkeler başlıklı 2. maddesin-
de bir yandan ihalede say-
damlığın, rekabetin ve kamu-
oyu denetiminin en geniş bir
şekilde sağlanması amaçla-
nırken diğer yandan 9. mad-
deye göre sadece idarelerce
bilinecek olan yaklaşık maliye-
tin saptanması amaçlanmıştır.
35. maddeye göre belirli is-
tekliler arasındaki önemli ve
büyük ihalelerde, bakan ona-
yı ve Bakanlar Kurulu kararı
aranmaktadır.
53. maddeye göre uluslara-
rası anlaşmalar uyannca yapı-
lan işler kapsam dışına alınmış-
tır.
Tasarı orta ölçekli yapım ve
alım işlerini kapsamına almak-
tadır. Yüksek maddi kaynak
gerektiren baraj, yol, enerji
santrallan ve tesisleri gibi bü-
yük ölçekli işlerde ihale bakan
onayı ve Bakanlar Kurulu ka-
ranna bırakılmıştır.
Yapım işlerinde ilk yıl ara-
nan en çok yüzde 20 oranın-
daki ödenek güvencesi diğer
yıllar için aranmamaktadır.
Belediyeler ve özel idareler
dahil tüm kamu kurum ve ku-
ruluşlannın taşınır ve taşınmaz
mallannın satılması, kiraya ve-
rilmesi, trampası; vakıflara,
derneklere, şirketlere satılma-
sına ilişkin özel hükümler yer
almamaktadır.
Tasarı bir alım ve yapım ya-
sası niteliğindedir. Satışlara ait
hükümler bulunmamaktadır.
Tasanda pek çok konuda
düzenleme yapılması yönet-
meliklere bırakılmıştır. Örne-
ğin uygun bedelin saptanma-
sı (23. madde), belli ıstekliler
arasında ihale usulü (35. mad-
de), emaneten yaptırılacak iş-
ler (49. madde), ihtiyaçlann
kamu kurum ve kuruluşlann-
dan karşılanması (50. madde),
yapı denetim ve sorumluluğu-
na ilişkin esas ve usuller (61.
madde) gibi pek çok madde...
Tasanda yer alması ve ana
konularda yapılması gereken
düzenlemelerin yönetmelikle-
re, Bakanlar Kurulu kararian-
na, bakanlık genelgelerine bı-
rakılması, yasanın uygulama-
daki etkinliğini ve başansını
azaltacaktır. Bu şekilde yasa-
nın sulandınlmaması gerekir.
Devlet Ihale Yasası'nın eko-
nomimizde ve devlet yaşantı-
sında önemli biryeri ve ağıriı-
ğı vardır. Gayri safi milli hası-
lanın büyük bir kısmı bu yasa
ile gerçekleşmektedir.
Devlet ihalelerini belli birdi-
siplin altına almayı ve ihale-
lerde yolsuzluk söylentilerini
ortadan kaldırmayı amaçla-
yan yeni Devlet Ihale YasaTas-
lağı'na son şeklini verebilmek
için ilgili kuruluşlardan ve
kurumlardan ahnacak görüş-
lerin, mutlaka değerlendiril-
mesi gerekmektedir.
KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇÎZGİLlK KÂMtL MASARACI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEylül
DUMLUPINAR BATIĞINA İN/LİYOR!
. PdLGfCt /UZ'Mr/PAH K.OGU
4Lerc£& OE P'SE
İLAN
TC
FATtH 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1999/1056
Davacı vekili Av. M. Kemal Altuğ tarafin-
dan davalı Adviye Münevver aleyhine açılan
ipoteğin terkini davasında,
Zabıta tahkikatına rağmen adresi buluna-
mayan davalı Adviye Münevver adına dava
dilekçesi ve duruşma gününün tebliği için
ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğin-
den 4.10.2000 günü, saat 09.40'ta mahkeme-
mizdeki dunışmada kendilerinin veya vekil-
lerinin hazır bulunmalan, gelmezlerse
HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri uyannca
gıyaplannda duruşma yapılacağı, dava dilek-
çesınin ve duruşma gününün tebliği yerine
geçmek üzere ilanen duyunılur. 20.9.2000
Basın: 52439
YERKÖY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo: 1999/2692
Alacaklı: Hanifı Aksu Borçlu: YAKİŞ (Yozgat Anadolu Teks. Gıd. Bes. Tic.
ve San. A.Ş.) Borç nedeni: 24.10.1999 tarihli fatura bedeli. Borç: 700.000.000.-
TL'nin icra narç ve masraflan takip tarihinden itibaren % 96 faizi ile birlikte
kanuni vekâlet ücreti ile birlikte ödenmesi. Yukanda bilinen en son açık adresi
yazılı borçlu YAKİŞ A.Ş. hakkında ömek 49 ödeme ernri gönderilmiş ise de
ödeme emri bila tebliğ iade olunmuş. Yapılan polis tahkikatı neticesinde adre-
siniz tespit olunamadığından ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
ödeme emrinin gazete ilanından sonra 25 gün içinde borcunuz, masraf ve ta-
lep edilen faiz, vek. ücreti ile birlikte ödemeniz, borcun tamamına veya bir kıs-
mına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altın-
daki imza size ait değilse yine bu 25 gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz,
aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayüacağı, imzayı red-
dettığınız takdirde merci önünde yapılacak dunışmada hazır bulunmanız, buna
uymazsanız vaki itirazunzın muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itira-
zınızı yazılı veya sözlü olarak icra daıresıne 25 gün içerisinde bildirmediğiniz
takdirde aynı müddet içinde m.74 gereğince mal beyannıda bulunmanız, aksi
halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyannıda bulunmaz veya hakikate
aykın beyanda bulunursamz hapisle cezalandırılacağınız, borç ödenmez veya
itiraz edihnezse cebri icraya devam edıleceğı, takibe itiraz ettiğiniz takdirde,
itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz, aksi halde itiraz etmemiş sayılaca-
Jınız ihtar olunur. 16.8.2000 Basuı: 50331
PANO
DENÎZ KAVUKÇUOGLU
Küreselleşme, En Alttakiler
ve Siyasal Bir Muamma
IMF'nin yeni başkanı Horst Köhler'in, IMF-Dün-
ya Bankası ortak toplantıları için Prag'da bulunan
Türi< heyetine, "Hem yapısı hem de sonuçlan iti-
banyla şimdiye kadarki en başarılı program..." di-
yerek Türkiye'de uygulanmakta olan ekonomi prog-
ramını övmesi ile Dünya Bankası'nın "Dûnya Kal-
kınma Göstergeleri 2000" raporunun açıklanma-
sının aynı güne gelmesi herhalde bir rastlantı ol-
malıydı... Çünkü Bay Köhler'in övgülerinden son-
ra söz konusu rapora göz atan her aklı başında in-
sanın kafasına ister istemez, "Acaba Başkan biri-.
leriyle alay mı ediyor" sorusu takılıyordu...
• • • T"
Uluslararası mali sermayenin "Kâbe'si Dünya
Bankası'nın raporunagöre "gelir dağılımı sıralamâ-
s/"nda Türkiye, 104 ülke içinde 70. sıradaydı. Top-'
lam gelirimizin yüzde 2.3'ü nüfusumuzun "en dü~
şük gelirii" yüzde 10'una, toplam gelirimizin yüz--
de32.3'ü ise nüfusumuzun "en yüksek gelirii" yüz-
de 10'una gidiyordu. Bu, kişi başına düşen yıllık ge-
lirin ortalama 3.250 Amerikan Dolan olduğu 65 mü- .
yonluk Türkiye'de, en üstteki 6.5 milyon refah için-'
de yüzerken en alttaki 6.5 milyonun yoksullukla iç
içe yaşaması demekti. Bay Köhler gibi, çok satan
gazetelerimizin "liberal" köşe yazarlannın da öve
öve bitiremedikleri "yeniekonomik program'm ba-
şarısı ölçüsünde toplumun "en atttakileri"r\\n ha-
yatlan daha da kötüleşiyordu. Küreselleşmeci dün-
ya kapitalizminin yol göstericiliğinde, nüfusumuzun
yüzde 10'luk kaymaktabakasında yat, yalı, lüks ara-
basayısı artarken "enaltta" kalan yüzde 10'luk bö-'
lümü "beygir bokunda buğday tanesi" arayacak
duruma geliyordu.
IMF programlarını başarıyla uygulayıp "düz'e
çıktıklan söylenen Orta ve Güney Amerika ülkele-
rinde "en alüakiler"\n durumu bizden de vahimdi!
"En alttaki" yüzde 10, toplam gelirin Meksika ve
Şili'de yüzde 1.4'ünü, Brezilya'da ise ancak 0.9'unu
alabiliyordu. Bu üç ülkede en üsttekilerin yüi.de
10'unun toplam gelirden aldığı paylar ise Meksi-
ka'da yüzde 42.8, Şili'de yüzde 46.1, Brezilya'da
yüzde 47.6 idi. IMF'nin ülkemiz için önerdiği "eko-
nomik program"\ eğer biz de onlar kadar başanlı
uygulayabilirsek gelir dağılımımız da, hayatımız da
en fazla bir iki yıl içinde onlannkine benzeyecekti.
Insanlanmız aynen Mexico City'nin varoşlannda-
ki gibi lağım sulannda banyo yapacak, dağ köyle-
rimiz aynen Şili'deki gibi açlıktan kınlacak, kızlan-
mızın orospuluk yaşı aynen Brezilya'daki gibi 12'ye
düşecekti. Ama aynı zamanda da dünyanın en bü-
yük 500 şirketi arasına en az 10 şin\etimizi, en zen-
gin 1000 adamı arasına da en az 16 zenginimizi sok-
tuğumuz için gurur duyacaktık.
Büyük medyamız, bankerlerimiz, müteahhitleri-
mizvetekstilcilerimiziçin IMF'nin öngördüğü "eko-
nomik program" ideal bir programdı. Çünkü Tür-
kiye'nin toplam gelirinin yüzde 40'ını alacak 7-8 mil-
yonluk zengin nüfus yetecekti onlara... Nüfusun gi-
derek yoksullaşacak bölümünün, geri kalanının,
hele heie "en a/OaA/terin, müteahhitlerin amele, teks-
tilcilerin işçi, apartmanlann kapıcı gereksinimleri-
ni karşılamaktan öte bir ekonomik değeri yoktu
onlann gözönde... Yerden göğe kadar da haklıy-
dılar kendilerince... Avrupa'nın en ucuz kazma kü-
rekçileri, en ucuz overiokçulan, en ucuz son ütü-
cüleri, en ucuz hamalları bizdeydi... Yoksa dünya
pazariannda nasıl rekabet edebilirdik ki?..
••• \-,
Merak bu ya, programlannda "sosyaladalet", "ac&
gelir dağılımı", "toplumsal dayanışma "gibi amaç-
lar öngören sosyal demokratlar, Cumhuriyet Halk
Partisi ne diyordu bu_olupbitenlere? Parti ileri ge-
lenleri, Sayın Altan Öymen, Sayın Hasan Fehmi
Güneş, Sayın Deniz Baykal, Sayın Sefa Sirmen
ne düşünüyorlardı bu konular hakkında? Ne öne-
riyorlardı? Düşünce ve önerilerinin neresinde bir-
leşip neresinde ayrılıyoıiardı? Bunlan niçin anlat-
mıyor, açıklamıyor, kâğıda dökmüyor, bize duyur-
muyoriardı? Yoksa düşünmüyoriar mıydı? Bir öne-
rileri yok muydu? O zaman neye göre ayrışıyorlar-
dı aralannda? Hangi farklı zemin aynşmalanna ne-
den oluyordu? Eğer bu bilinmiyorsa, o zaman par-
ti üyeleri neye göre, hangi bakışa, hangi ölçüye gö-
re onlardan birini diğerine yeğliyordu? Pantolon, ya-
ka, ayakkabı ölçüsüne göre mi? Sizce de bir "muam-
ma" değil mi bu?
Faks:0212-723 84 97
(e-posta: dkavukcuoglu@tuyap.com)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
1
SOLDANSAĞA:
1/ Hz. Ali'nin
lakabı. 2/ Zi-
hin ya da be- 2
denin harcadı- 3
ğıçaba..."—
olan miskin
olur / Hak yo-
luna teslim
olur" (Yunus
Emre). 3/ As-
ya'da bir ülke...
Hayvanlara
vunılan dam-
ga... "Evet" anlamın-
da kullarulan bir ûn-
lem. 4/ Güzelin ve gü- 2
zel sanatların doğası- 3
nı inceleyen felsefe 4
dalı. 5/ Çevresi yol-
larla belirlenmiş olan
arsa... Kuyruksokumu
kemiği.6/llave...Yok-
sullara yiyecek dağı-
tan hayır kurumu. 7/
Hasta bakılan yer... Eski dilde yüz, çehre. 8/ Doğu
Anadolu'da bir göl... Kimi kâğıt oyunlannda aynı
cins iki karta verilen ad. 9/ Emanet... Deride sinir-
ler boyunca birtakım ağnlı fiskelerin dökülmesîy-
le beliren hastalık.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: **?
1/ Koridor. 2/ Gümüşbahğının küçüğü... Sosyolo-
jide boy. 3/ "Görgüsüz, kaba saba kimse" anlamın-
da argo sözcük..."trlanda Cumhuriyet Ordusu". 4/
Hicap... Kendine mal etme, kazanma. 5/ Seyrek
dokunmuş delikli bir kumaş türü. 6 / " — ömür bi-
ter bir uzun sonbahar olur" (Yahya Kemal)... Bir
renk. II Hayat arkadaşı... Yabancı paralann ulusal
para cinsinden değeri... Italya'run en uzun ırmağı.
8/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan çok ince kum...
Ceylan. 9/ Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takı-
lan bir çeşit bıçak. '_