15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA. 17 Dubalı MHP'nin yerel seçimlerdeki geleneksel Istanbul belediye başkan adayı Ahmet Vefik Alp'in geliştirdiği ve kentin trafik sorununa çözüm için zaman zaman ısıblıp gündeme getirilen projeye göre Avcılar'dan Tuzla'ya dubalar üstünde 25 kilometre yol yapılacak... Bir gazetede yayımlanan 1/800.000 ölçekli hartta üzerindeki projeye bakan Mehmet Korgu, merak edip cetvelle yolun uzunluğunu ölçmöş, yaklaşık 7 santim çıkmış; ölçeğe vurunca 56 kilometre yapıyor. Hayaller sınırianmamalı, ama Istanbul'un meşhur lodos fırtınasında dubalann Marmara Denizi'nde titremeden yerinde durduğunu varsaysak bile yolun uzunluğu hayalil Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: [email protected] - Turizm yatınmlan geri dönmüyormuş... "Turist gibi. geltvoriar ve sonra aidivoıiar!" umhuriyet Halk Partisi bir kurultaya daha giderken bizim elimiz de Orhan Koloğ- lu'nun Büke Yayınlan'ndan geçen haziran çıkan "EcevitileCHP: BirAşkveNefretÖy- küsü" kitabına uzandı; gözümüz kitabın günün ma- na ve ehemmiyetine uygun bölümlerine takıldı: "Temel eğilimi ne olursa olsun her partide görüş farklılıklanna sahip gruplar bulunur. CHP'de buna hi- zip adı veriliyor. 'Tek başına hizip' diye tanınan Tu- ran Güneş, 'Hizipsiz parti olmaz, hizip particiliğin temel felsefesidir" diyerek bunun doğal sayılması ger- etiğini belirtmiştir. Bunu ileri sürerken liderierle partililer arasında bir bağın ve bu bağın içinde fikir zenginliğini sağlaya- cak çeşitliliğin bulunması gerektiğini anımsatıyordu: 'Partide kopuk bir hiyerarşi var. Aramızda etkin bir- lik olmayışının temeli bu, yalnız başkan ve halk ol- maz. Demokrasi büyük kitlelere heyecan götürmek değildir. Herpartinin kendi kişiliği, hiyerarşisi ile bel- Hizip li olur.' Güneş bu eleştiriyi Ecevft'e karşı 1979'da, yöne- tici kadrolan arka plana itmesini eleştirmek için yö- nettmişti." "Partiler yasamızın biçimlendirişinin de etkisiyle, bütün partilerde bir delege sultasının variığı bilini- yor. Bu sistemin işleyişini Cahit Kayra ilginç bir ör- nekle anlatıyor 'Her şey delegelerin elinde. Delegeyi de istediğin gibi ayarladın mı artık sırtın yere gelmez. Tabii ge- lecek seçime kadar. Çünkü sen partamenter olup An- kara'ya gittin mi, yerine geçen ilçe başkanı da de- legeleri o biçim ayarlayıp senin tabanını oyar. Gele- cek seçimlerde kendini seçtirir.' Böylece Turan Güneş'in arzuladığı fikir oluşturan ve bağ sağlayan aracılar yerine, gelecek seçimi ka- zanmayı sağlamanın aracı olan bir mekanizma oluş- maktadır. CHP'deki hizipler, çabalannı tamamen bu yöne yöneltmiş gruplar haline dönüşmüşlerdi." "1995'te, partinin elli yıllık demokrasi içindeki ev- rimini degeriendiren pariamenterterinden Hıfzı Oğuz Bekata şu yargıyı belirtmişti: CHP'yi kimse bölmedi, kendi içinde bölündü. CHP'yi bu duruma bu şahıslar ve hizipler arasında- ki çekişme düşürdü. Üzülerek söylüyorum: Hâlâ de- vam ediyor. Partililer kişilerin ya da hiziplerin arka- sından giden çömezler olmaktan çıkmalı, parti prog- ramlan üzerinde birleşen ve bu programın gerçek- leşmesine çalışan insanlar olmalıdır." Genel Başkanlığa seçilen, aileden CHP'li Attan Öy- men'in partili gruplan dışlar bir tutuma girmemek için birieştirici olmaya çalışmasının zayıflık işareti ola- rak algılanması, hastalığın hâlâ geçmemiş olduğu- nu kanıtlıyordu." Baz Cep telefonlan için kurulan baz istasyonlannın sağlığa zararlı olmadığı "bilimsel" yönden kanrUanmışa benziyor; Galatasaray Üniversitesi'nin Ortaköy'deki dersliklerinin üzerine istasyon kurulmuş! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatto erdinctrtkiMayahoo.com tki gazeteci polemik yaparken, üçüncüye haber yapmak düşer! Memureleri gardiyan nöbeüne yazmak Adalet, Içişleri ve Sağlık bakanlık- lart arasında protokol imzalanmasına karşın Devlet, Maliye ve Kültür ba- kanlıklarına bağlı kurumlardan bayan memuriann Kütahya Emet'teki ceza- evinde nöbetçi gardiyan olararak gö- revlendirilmesi konusunda Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü AJi Suat Er- tosun'dan açıklama geldi. Ertosun, üç bakanlık arasındaki pro- tokol doğrultusunda görevlendimne yapılacağını belirterek bu bakanlıkla- ra bağlı kurumlarda bayan memurol- maması halinde lller Idaresi Kanu- nu'na göre hükümeti temsil eden kay- makamlann Adalet ve Milli Savunma bakanlıklan dışındaki tüm kurumlar- dan da bayan memurian cezaevine nö- betçi gardiyan olarak görevlendirebi- leceğini söyledi. Bu açıklamayla Adalet, Içişleri ve Sağlık bakanlıklan arasında protokol neden imzalandı sorusu ortada kal- makla beraber Emet'teki ebe ve hem- şirelerin neden cezaevinde nöbetçi gardiyan olarak görevlendirilmedigi sorusuna da yanıt bulamadı. Bu arada Ertosun, cezaevteri konu- sunda üç bakanlığın imzaladığı protokolle görevlendirilmeye iti- razı olan protokole imza atma- mtş bakanlıklara bağlı bayan me- murlara idare mahkemesinde da- va açmalannı önerdi. Hükümeti temsil ettikleri beyan buyurulan kaymakamların her türlü karar ve tasamrflanna itiraz etmek hangi memurun haddine! Devlet Ihale Kanıınu Tasarısı Taslağı MUZAFFER KULULAR Savıştay Uzman Denetçisi 8.9.1983 tarihve 2886 sa- yılı Devlet Ihale Kanunu'nun günün değişen ve gelişen ge- reksinmelerine yanıt verme- mesi, devletin tüm kamu ku- rum ve kuruluşlannı kapsama- ması, Avrupa Birliği ihale uy- gulamalarına paralellik gös- termemesi üzerine hükümet- çe değıştirilmesine karar ve- rilmiştir. Maliye Bakanlığı ile Bayın- dırlık ve Iskân Bakanlığfnın ortaklaşa çalışması sonucun- da yeni bir kanun tasarısı tas- lağı hazırlanmıştır. Tasannın genel gerekçele- rinde; ihalelerdesaydamlığın, yarışmanın ve kamuoyu de- netiminin en geniş bir şekilde sağlanması, kamu kurum ve kuruluşlannın tek bir yasal dü- zenlemeye tabi olmalart, tah- mini bedel baz alınarak indi- rim yapılmak suretiyle ihale yerine işlerin isteklilertarafın- dan piyasa rayiçlerine uygun fiyatlara göre teklif ve tespit edilen gerçekçi bedeller üze- rinden ihale edilmesi ve yapı denetim sorumluluğunun be- lirlenmesi amaçlanmıştır. Tasanda, götürü bedel ve- ya anahtar teslimi götürü be- del veya teklif birim fiyat esa- sına dayalı olarak teklif almak suretiyle ihalenin yapılmasına olanak tanınmış ve uluslarara- sı ihale uygulamalanna para- lellik sağlamak üzere açık iha- le usulü, belli ıstekliler arasın- da ihale usulü ve pazarlık usu- lü şeklinde üç ihale usulü be- lirlenmiştir. İşlerin öngörülen bedeller üzerinden ve zamanında ta- mamlanması amacıyla yapım işlerinin uygulama projeleri ya- pılarak ihale edilmesi zorunlu- luğu getirilmiştir. Uygulamada ödeneği bu- lunmayan işlerin ihalesinin ya- pılması pek çok anlaşmazlığa neden olduğundan, ihalesi ya- pılacak her iş için ödeneğin bulunma zorunluluğu getiril- miştir. Ayrıca birden fazla yılı kapsayan işlerde başlangıç yı- lı ödeneğinin çok az belirlen- mesi nedeniyle işlerin öngörü- len sürede bitirilmediği ve sü- rüncemede kaldığı görüldü- ğünden, bu işlerin ihale edile- bilmesi için proje ve yaklaşık maliyetin yüzde 20'sinden az olmamak üzere bütçe kanu- nunda belirtilen oranda öde- neğinin aynlması gerekli görül- müştür. Yapılan ihalelere ilişkin so- nuçların da kamuoyunun bil- gilendirilmesi amacıyla ilan edilmesi öngörülmüştür. Kamu yapılannın sağlam bir şekilde yapılmasını sağlamak için yapım ve denetim sorum- luluğuna ilişkin düzenlemeler yapılmış ve bu sorumluluk çer- çevesinde teknik müşavirlik kurumu getirılmiş bulunmak- tadır. Tasarı gerekçesinde belirti- len olumlu yenilikler ve deği- şiklikler yanında pek çok alan- da noksanlık ve çelişkiler bu- lunmaktadır. llkeler başlıklı 2. maddesin- de bir yandan ihalede say- damlığın, rekabetin ve kamu- oyu denetiminin en geniş bir şekilde sağlanması amaçla- nırken diğer yandan 9. mad- deye göre sadece idarelerce bilinecek olan yaklaşık maliye- tin saptanması amaçlanmıştır. 35. maddeye göre belirli is- tekliler arasındaki önemli ve büyük ihalelerde, bakan ona- yı ve Bakanlar Kurulu kararı aranmaktadır. 53. maddeye göre uluslara- rası anlaşmalar uyannca yapı- lan işler kapsam dışına alınmış- tır. Tasarı orta ölçekli yapım ve alım işlerini kapsamına almak- tadır. Yüksek maddi kaynak gerektiren baraj, yol, enerji santrallan ve tesisleri gibi bü- yük ölçekli işlerde ihale bakan onayı ve Bakanlar Kurulu ka- ranna bırakılmıştır. Yapım işlerinde ilk yıl ara- nan en çok yüzde 20 oranın- daki ödenek güvencesi diğer yıllar için aranmamaktadır. Belediyeler ve özel idareler dahil tüm kamu kurum ve ku- ruluşlannın taşınır ve taşınmaz mallannın satılması, kiraya ve- rilmesi, trampası; vakıflara, derneklere, şirketlere satılma- sına ilişkin özel hükümler yer almamaktadır. Tasarı bir alım ve yapım ya- sası niteliğindedir. Satışlara ait hükümler bulunmamaktadır. Tasanda pek çok konuda düzenleme yapılması yönet- meliklere bırakılmıştır. Örne- ğin uygun bedelin saptanma- sı (23. madde), belli ıstekliler arasında ihale usulü (35. mad- de), emaneten yaptırılacak iş- ler (49. madde), ihtiyaçlann kamu kurum ve kuruluşlann- dan karşılanması (50. madde), yapı denetim ve sorumluluğu- na ilişkin esas ve usuller (61. madde) gibi pek çok madde... Tasanda yer alması ve ana konularda yapılması gereken düzenlemelerin yönetmelikle- re, Bakanlar Kurulu kararian- na, bakanlık genelgelerine bı- rakılması, yasanın uygulama- daki etkinliğini ve başansını azaltacaktır. Bu şekilde yasa- nın sulandınlmaması gerekir. Devlet Ihale Yasası'nın eko- nomimizde ve devlet yaşantı- sında önemli biryeri ve ağıriı- ğı vardır. Gayri safi milli hası- lanın büyük bir kısmı bu yasa ile gerçekleşmektedir. Devlet ihalelerini belli birdi- siplin altına almayı ve ihale- lerde yolsuzluk söylentilerini ortadan kaldırmayı amaçla- yan yeni Devlet Ihale YasaTas- lağı'na son şeklini verebilmek için ilgili kuruluşlardan ve kurumlardan ahnacak görüş- lerin, mutlaka değerlendiril- mesi gerekmektedir. KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] ÇÎZGİLlK KÂMtL MASARACI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEylül DUMLUPINAR BATIĞINA İN/LİYOR! . PdLGfCt /UZ'Mr/PAH K.OGU 4Lerc£& OE P'SE İLAN TC FATtH 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1999/1056 Davacı vekili Av. M. Kemal Altuğ tarafin- dan davalı Adviye Münevver aleyhine açılan ipoteğin terkini davasında, Zabıta tahkikatına rağmen adresi buluna- mayan davalı Adviye Münevver adına dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği için ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğin- den 4.10.2000 günü, saat 09.40'ta mahkeme- mizdeki dunışmada kendilerinin veya vekil- lerinin hazır bulunmalan, gelmezlerse HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri uyannca gıyaplannda duruşma yapılacağı, dava dilek- çesınin ve duruşma gününün tebliği yerine geçmek üzere ilanen duyunılur. 20.9.2000 Basın: 52439 YERKÖY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 1999/2692 Alacaklı: Hanifı Aksu Borçlu: YAKİŞ (Yozgat Anadolu Teks. Gıd. Bes. Tic. ve San. A.Ş.) Borç nedeni: 24.10.1999 tarihli fatura bedeli. Borç: 700.000.000.- TL'nin icra narç ve masraflan takip tarihinden itibaren % 96 faizi ile birlikte kanuni vekâlet ücreti ile birlikte ödenmesi. Yukanda bilinen en son açık adresi yazılı borçlu YAKİŞ A.Ş. hakkında ömek 49 ödeme ernri gönderilmiş ise de ödeme emri bila tebliğ iade olunmuş. Yapılan polis tahkikatı neticesinde adre- siniz tespit olunamadığından ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. ödeme emrinin gazete ilanından sonra 25 gün içinde borcunuz, masraf ve ta- lep edilen faiz, vek. ücreti ile birlikte ödemeniz, borcun tamamına veya bir kıs- mına veya alacaklının takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa, senet altın- daki imza size ait değilse yine bu 25 gün içinde aynca ve açıkça bildirmeniz, aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayüacağı, imzayı red- dettığınız takdirde merci önünde yapılacak dunışmada hazır bulunmanız, buna uymazsanız vaki itirazunzın muvakkaten kaldınlacağı, senet veya borca itira- zınızı yazılı veya sözlü olarak icra daıresıne 25 gün içerisinde bildirmediğiniz takdirde aynı müddet içinde m.74 gereğince mal beyannıda bulunmanız, aksi halde hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal beyannıda bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunursamz hapisle cezalandırılacağınız, borç ödenmez veya itiraz edihnezse cebri icraya devam edıleceğı, takibe itiraz ettiğiniz takdirde, itirazla birlikte tebliğ giderlerini ödemeniz, aksi halde itiraz etmemiş sayılaca- Jınız ihtar olunur. 16.8.2000 Basuı: 50331 PANO DENÎZ KAVUKÇUOGLU Küreselleşme, En Alttakiler ve Siyasal Bir Muamma IMF'nin yeni başkanı Horst Köhler'in, IMF-Dün- ya Bankası ortak toplantıları için Prag'da bulunan Türi< heyetine, "Hem yapısı hem de sonuçlan iti- banyla şimdiye kadarki en başarılı program..." di- yerek Türkiye'de uygulanmakta olan ekonomi prog- ramını övmesi ile Dünya Bankası'nın "Dûnya Kal- kınma Göstergeleri 2000" raporunun açıklanma- sının aynı güne gelmesi herhalde bir rastlantı ol- malıydı... Çünkü Bay Köhler'in övgülerinden son- ra söz konusu rapora göz atan her aklı başında in- sanın kafasına ister istemez, "Acaba Başkan biri-. leriyle alay mı ediyor" sorusu takılıyordu... • • • T" Uluslararası mali sermayenin "Kâbe'si Dünya Bankası'nın raporunagöre "gelir dağılımı sıralamâ- s/"nda Türkiye, 104 ülke içinde 70. sıradaydı. Top-' lam gelirimizin yüzde 2.3'ü nüfusumuzun "en dü~ şük gelirii" yüzde 10'una, toplam gelirimizin yüz-- de32.3'ü ise nüfusumuzun "en yüksek gelirii" yüz- de 10'una gidiyordu. Bu, kişi başına düşen yıllık ge- lirin ortalama 3.250 Amerikan Dolan olduğu 65 mü- . yonluk Türkiye'de, en üstteki 6.5 milyon refah için-' de yüzerken en alttaki 6.5 milyonun yoksullukla iç içe yaşaması demekti. Bay Köhler gibi, çok satan gazetelerimizin "liberal" köşe yazarlannın da öve öve bitiremedikleri "yeniekonomik program'm ba- şarısı ölçüsünde toplumun "en atttakileri"r\\n ha- yatlan daha da kötüleşiyordu. Küreselleşmeci dün- ya kapitalizminin yol göstericiliğinde, nüfusumuzun yüzde 10'luk kaymaktabakasında yat, yalı, lüks ara- basayısı artarken "enaltta" kalan yüzde 10'luk bö-' lümü "beygir bokunda buğday tanesi" arayacak duruma geliyordu. IMF programlarını başarıyla uygulayıp "düz'e çıktıklan söylenen Orta ve Güney Amerika ülkele- rinde "en alüakiler"\n durumu bizden de vahimdi! "En alttaki" yüzde 10, toplam gelirin Meksika ve Şili'de yüzde 1.4'ünü, Brezilya'da ise ancak 0.9'unu alabiliyordu. Bu üç ülkede en üsttekilerin yüi.de 10'unun toplam gelirden aldığı paylar ise Meksi- ka'da yüzde 42.8, Şili'de yüzde 46.1, Brezilya'da yüzde 47.6 idi. IMF'nin ülkemiz için önerdiği "eko- nomik program"\ eğer biz de onlar kadar başanlı uygulayabilirsek gelir dağılımımız da, hayatımız da en fazla bir iki yıl içinde onlannkine benzeyecekti. Insanlanmız aynen Mexico City'nin varoşlannda- ki gibi lağım sulannda banyo yapacak, dağ köyle- rimiz aynen Şili'deki gibi açlıktan kınlacak, kızlan- mızın orospuluk yaşı aynen Brezilya'daki gibi 12'ye düşecekti. Ama aynı zamanda da dünyanın en bü- yük 500 şirketi arasına en az 10 şin\etimizi, en zen- gin 1000 adamı arasına da en az 16 zenginimizi sok- tuğumuz için gurur duyacaktık. Büyük medyamız, bankerlerimiz, müteahhitleri- mizvetekstilcilerimiziçin IMF'nin öngördüğü "eko- nomik program" ideal bir programdı. Çünkü Tür- kiye'nin toplam gelirinin yüzde 40'ını alacak 7-8 mil- yonluk zengin nüfus yetecekti onlara... Nüfusun gi- derek yoksullaşacak bölümünün, geri kalanının, hele heie "en a/OaA/terin, müteahhitlerin amele, teks- tilcilerin işçi, apartmanlann kapıcı gereksinimleri- ni karşılamaktan öte bir ekonomik değeri yoktu onlann gözönde... Yerden göğe kadar da haklıy- dılar kendilerince... Avrupa'nın en ucuz kazma kü- rekçileri, en ucuz overiokçulan, en ucuz son ütü- cüleri, en ucuz hamalları bizdeydi... Yoksa dünya pazariannda nasıl rekabet edebilirdik ki?.. ••• \-, Merak bu ya, programlannda "sosyaladalet", "ac& gelir dağılımı", "toplumsal dayanışma "gibi amaç- lar öngören sosyal demokratlar, Cumhuriyet Halk Partisi ne diyordu bu_olupbitenlere? Parti ileri ge- lenleri, Sayın Altan Öymen, Sayın Hasan Fehmi Güneş, Sayın Deniz Baykal, Sayın Sefa Sirmen ne düşünüyorlardı bu konular hakkında? Ne öne- riyorlardı? Düşünce ve önerilerinin neresinde bir- leşip neresinde ayrılıyoıiardı? Bunlan niçin anlat- mıyor, açıklamıyor, kâğıda dökmüyor, bize duyur- muyoriardı? Yoksa düşünmüyoriar mıydı? Bir öne- rileri yok muydu? O zaman neye göre ayrışıyorlar- dı aralannda? Hangi farklı zemin aynşmalanna ne- den oluyordu? Eğer bu bilinmiyorsa, o zaman par- ti üyeleri neye göre, hangi bakışa, hangi ölçüye gö- re onlardan birini diğerine yeğliyordu? Pantolon, ya- ka, ayakkabı ölçüsüne göre mi? Sizce de bir "muam- ma" değil mi bu? Faks:0212-723 84 97 (e-posta: [email protected]) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 SOLDANSAĞA: 1/ Hz. Ali'nin lakabı. 2/ Zi- hin ya da be- 2 denin harcadı- 3 ğıçaba..."— olan miskin olur / Hak yo- luna teslim olur" (Yunus Emre). 3/ As- ya'da bir ülke... Hayvanlara vunılan dam- ga... "Evet" anlamın- da kullarulan bir ûn- lem. 4/ Güzelin ve gü- 2 zel sanatların doğası- 3 nı inceleyen felsefe 4 dalı. 5/ Çevresi yol- larla belirlenmiş olan arsa... Kuyruksokumu kemiği.6/llave...Yok- sullara yiyecek dağı- tan hayır kurumu. 7/ Hasta bakılan yer... Eski dilde yüz, çehre. 8/ Doğu Anadolu'da bir göl... Kimi kâğıt oyunlannda aynı cins iki karta verilen ad. 9/ Emanet... Deride sinir- ler boyunca birtakım ağnlı fiskelerin dökülmesîy- le beliren hastalık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: **? 1/ Koridor. 2/ Gümüşbahğının küçüğü... Sosyolo- jide boy. 3/ "Görgüsüz, kaba saba kimse" anlamın- da argo sözcük..."trlanda Cumhuriyet Ordusu". 4/ Hicap... Kendine mal etme, kazanma. 5/ Seyrek dokunmuş delikli bir kumaş türü. 6 / " — ömür bi- ter bir uzun sonbahar olur" (Yahya Kemal)... Bir renk. II Hayat arkadaşı... Yabancı paralann ulusal para cinsinden değeri... Italya'run en uzun ırmağı. 8/ Mürekkebi kurutmakta kullanılan çok ince kum... Ceylan. 9/ Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takı- lan bir çeşit bıçak. '_
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle