Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EYLÜL2000SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bakan Çağan,
Karaca'yı kabul
etti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Orman Bakanı Nami
Çağan, dûn TEMA Vakfi
Başkanı Hayrettin
Karaca'yı makamında
kabul etti. Çağan, yüzde
26 olan orman alanıru
gelecek yüzyılda yüzde
30'açıkarmayı
hedeflediklerini, bu
hedefe ulaşmada
TEMA'nın"10Miryar
Meşe Tohumu Ekimi
Kampanyası"nın önemli
bir rolü olduğunu
söyledi.
TÜPk-Yunan
Medya
Konferansı'
• tstanbul Haber Servisi
- Basın Konseyi ile Bastn
Konseyi Dayanışma ve
Geliştirme Vakfı'nca
dûzenlenen "Ikinci Türk-
Yunan Medya
Konferansı", 7-8 Ekim
tarihlerinde İstanbul'da
yapılacak. Hyatt Regency
Hotel'de
gerçekleştirilecek olan ve
50 Yunanlı gazetecinin
katılacağı konferansta
"Türk-Yunan ilişkileri
nasıl geliştirilebilir"
konusunun işleneceği
belirtildi.
Ulucanlar
katlîaını /
• ADAISA (Comhuriyet'
Güney İBeri Bürosu) -
Ulucanlar katlıamının 1.
yıhnda cezaevinde
öldürûlen lOkişi
anılırken, sorumlulannın
bulunması ve
yargılanması için
cumhuriyet savcıhğına
suç duyurusunda
bulunulacağı açüdandı.
Dayanışma-Der, tHD,
Halkevi, Adana Aydın ve
Sanatçı Gırişimi,
Yaşadığımız Vatan,
Alınterimiz, Kızıl Bayrak
ve Devrimci Demoktasi
adına yapılan acıklamada,
bugünB.OO'telHD
önünde basın açıklaması
yapüacağı saat 13.30'da
adliyeye gidilerek suç
duyurusunda
bulunulacağı belirtildi.
Acıklamada yann da
Ceyhan Cezaevi önünde
saldınrun kınanacağı
belirtildi.
Güneydoğu'da
operasyon
• DÎYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Bıngöl'ün Yedisu
Ilçesi'ne bağlı Dinarbey
köyü kırsalında
operasyon düzenleyen
güvenlik güçleriyle
PKK'liler arasmda sıcak
temas sağlandı. Çıkan
çatışmada, 5 PKK'li
öldürüldü, 1 güvenlik
görevlisi şehit oldu, 2
güvenlik görevlisi ise
yaralandı. Bölgede
operasyonlar sürüyor. Öte
yandan Tunceli'nin
Ovacık Üçesi'nde 1
PKK'li silahıyla birlikte
güvenlik güçlerine teslim
oldu.
operasyonu
• DİV ARBAKIR (AA) -
Diyarbakır'da, Emniyet
Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şubesi
ekiplerince. şeriatçı terör
örgütü Hizbullah'a
yönelik operasyonlar
kapsamında gözaltına
alman 8 kişi, dün
Diyarbakır Devlet
Güvenlik Mahkemesi
Başsavcılığı'na sevk
edildi. Sanıklardan 7'si
tutuklamrken 1 'i tutuksuz
yargılanmak üzere
serbest bırakıldı.
Şeriatçı örgütün tetikçisi, Pişmanlık Yasası'nın genişletilmesini istedi
w
Hizlnıllalı hemen biter'MAHMUTORAL
DtYARRAKIR- Dıyarbakır Cezaevi'nde
tutuklu bulunan ve idarala yargılanan Hiz-
bullah tetikçilerinden Ceffl Sûtçû, bir grup
itirafçı adına Içişleri Bakanı Sadettm Tan-
tan'a mektup yazarak Itirafçılık Yasası'nın,
adam öldüraıe veyaralamayı da kapsayacak
şekılde yenıden düzenlenmesını ıstedı. Süt-
çü, bu şekilde örgüt militanlannın devlete
doğru çekilebileceğinı ve Hizbullah'ın son-
suza gömülebileceğinı savundu.
Diyarbakır DGM'de "6 Id^nin öldörül-
mest, 5 kişmin de yaralanması eytemlerini
gerçekkştiren silahh birimde aktif görev al-
mak" iddiasıyla idam istemiyle yargılanan
Hizbullah'ın tetikçilennden Celil Sütçü,
Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'a bir grup
Hızbullah ıtirafçısı adına mektup gönderdi
Öğretmen olduğu sırada örgüt içinde ger-
çekleştirdiğieylemlerdenduyduğupişman-
lık nedeniyle kendiliğınden Batman'ın Be-
şiri ilcesinde cumhuriyet savcısına teshm
olan Sütçü, yazdığımektupta, eğıtımıni sür-
dürdüğü süre içindeen büyük hayalinın "Fa-
tıh Sultan Mehmet kadar adfl, Mustafa Ke-
mal Atatûrk kadar yenüikçi ve adfama <*•
mak* olduğunu belırttı. Dıcle Ünıversıte-
sı'nde okuduğu sırada "ölkesiniseviyonnuş
gibi görûnen ve her türlü zarara unsurlar-
dan uzak oian, yaimzca namazını küan ve
birbirlerine yardımcı olmak için bir araya
getdflderini söykyen bir gnıp"la tanıştıguu
ve bu şekilde örgüt içine gırdığını anlatan
Sütçü, "her an birilerinin öldürükJüğü bir
ortamda denize düşenin yıianasankhğıgibi
örgüte sanJdığmı" savundu.
Yürürluktekı Pişmanlık Yasası'ndan öl-
dürme ve yaralamaey lemlerine kahlanlann
yararlanamadığını belirten Sütçü, bu neden-
le itirafçı olanlann örgüt mensubu olmakta
direnen ve pişmanlık duymayan bir kişiyle
aynı yasamaddesinden ve aynı cezahüküm-
leriyle yargılandığını anlattı. Sütçü, Tan-
tan'a gönderdiği mektubunda şu ifadelere
yer verdi: "Hizbullah terör örgütü mensınv
lan birçok yerde propaganda ve askeri gö-
revteri beraber sünhlrür. Askeri görevfcre
buiaşmayançok az bir kesimvanhr.Yapfak-
lanndan pişmanlık duvmalanna rağmen
fayrialanjyaL-l^n hirya<aınlmaritgmriandw-
letin kendüerini dısladığmı düsünen örgüt
mensuptaı%koğuştariDdakalarak,yap(ıld>-
nherşevireddedmkcezaevindenkurtntma
ytttaıııabaşYunnaktadıriar.Baııokbıdaçıka-
nlacak geniş kapsamiı bir Pişmanhk Yasa-
a'nn, yaralama ve ötdûnneyi de içennesi-
nin, örgütün gend fpiHt»n latfcsmi devlete
doğruçekeceğineveörgütünsonsuzagömöi-
mesini sağjayacağma inanıyoruz."
FP milletvekili Fatsa acıkladı
'MHP'li Enginyurt
idamını istediği
Erbakan'ın elini öptü'
ERPOĞANERİŞEN
ORDU - Kanştığı
olaylarla tepki çeken
MHP Ordu Milletvekili
Cemal Enginyurt, ko-
nuşmalannda eleştirdi-
ği, son olarak da "İdam
edümehdir'" dedığı Nec-
mettin Erbakan'ın elini
öptü mü? Fazilet Partisi
Ordu Milletvekili Eyüp
Fatsa, Refah Partisi ile
MHP'nin ittifak yaptığı
1991 yılı genel seçimle-
rinde Enginyurt'un ken-
disinin de bulunduğu bir
karşılamada Erbakan'ın
elini öptüğünü belirte-
rek, "O Enginvuıt, bu
Enginyurt'' dedi. Fatsa,
312. maddenin kaldınl-
masına karşı çıkan
MHP'liler için de, "On-
lann flkri ve dûşüncesi
ohnadığıiçin312.madde
onlariçinsorun değü. O-
nun için kaldınlmasını
istemiyoriar" diye ko-
nuştu. . •'• •
"Fazilet Partisi Ordu
MiHetVekili Eyüp Fatsa,
partisinin il binasında
beraberinde eski Devlet
Bakanlanndan Diyarba-
kırMiUetvekiliProf.Dr.
Sacit Günbey ve Antal-
ya Milletvekili Dr. M.
Zeki Okutan'ın da bu-
lunduğu toplantıda
MHP'li Cemal Engin-
yurt'u hedef aldı. Engin-
yurt'u seviyesizlikle
suçlayan Fatsa, bu kişi-
nin yaptığı konuşmalan
da "MHP'nin basürü-
mışvüzfi" olarak değer-
lendırdi.
Daha önce Engin-
yurt'un söylediklerine
yanıt vermeyi düşünme-
diğıni belirten Eyüp Fat-
sa, "bizim bu susmamız-
dan cesaret alarak Fazi-
let Partisi'ne çok çirkin
ve seviyesiz sözlerie sal-
dırtn" dedi.
Enginyurt'un, FP
Grup Başkanvekili Bü-
lent Annç için söylediği
"Faşist, yobaz, gerid"
sözlerini değerlendiren
Fatsa, "Kimin faşist, ld-
min antidemokratik ol-
duğunu kamuoyu gördü.
Kendipartisinin bakaın-
na kürretmekten, silah
çekmekten geri kalma-
yananlayışmı faşist,yok-
sa 65miİyoninsanm der-
di için çalışan zümryet
mi" diye sordu.
Erbakan'ın
eUniöptû
Eyüp Fatsa, Engin-
yurt'un "Erbakan idam
edilmetidir" şeklindeki
sözüne de şu yanıtı ver-
di: "Bu söz, Cemal En-
ginyurt'a ve o çizgryi ta-
şryanlara uygun sözdür.
O çizgi zaten bir başba-
kam idam ettinniştir. O
çizgiden geidikleri için
insan asmak,insan haya-
nna son vermek onlar
için normaldir. Onun
için yadırgamryorum.
1991 yüı seçimlerme
MHP-RP ittifak yapa-
rak girdL Refah Partisi
lideri Necmettin Erba-
kan Ordu'ya geküğinde
CemalEngmyurt' Sayın
Başbakanım, emrinize
hazınz' diyerek elini öp-
tü. tşte o Engmyurt, bu
Engmyurtturf
Yasaklı siyasüer nikâh şahidi
Kapatdan RP'nin yasakh lideri Necmettin
Erbakan ve eski tstanbul Büvüksebir Belediye
R^^kanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gece, FP
Adryaman MiOetvekili Mahmut Göksu ve FP
Istanbul İl Başkan Yardımcısı Tevflk Göksu'nun
kardeşi Mustafa Göksu ile Gezer tertiklerinin
sahibinin kızı Kübra Özalp'in nikâh töreninde
bir araya geknler. Damaduı şahitüğini Erbakan,
geuninkmi ise Erdoğan yapO. tki yasakh
sryasetçinm aralarmda konuşmadıklan nikâha
çok sayıda FP'B yönetki kaökn. Nikâhı kıyan
FP'U Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah
Kıyıkhk, iki şahidin de yasakfa otanasmdan
yakmarak daha özgür bir fllke istedikkrini
söyledi Kuran-ı Kerim okunan, Uahiler
söylenen ve harem-selamhk oturulan törende
Erbakan, "Savunan adam" ve
M
Asrm Hderi"
olarak anons edildi. (Fotoğraf: YEŞİM GÜL)
Enerji Yapı Yol Sen yetkililerine göre yanlış politikalar kriz getirdi
Kapasitenin yarısı kullanıhnıyor
HASAN KIZILTAŞ
ELAZIĞ - Enerji Yapı Yol Sen
yetkilileri son 15 yüdır özelleştir-
me amaçlı uygulanan yanlış poli-
tikalar nedeniyle enerji krizi ya-
şandığıru belirterek Enerji Bakan-
hğı, TEAŞ, TEDAŞ, BOTAŞ,
TÜPRAŞ, POAŞ gibi kuruluşla-
nn yeterli koordinasyonda bulun-
madıklannı ifade ettıler. Sendika-
cılar, Türkiye'deki enerji kapasi-
telerinin sadece yüzde 45'inin
kullanıldığını, ancak Avrupa'da
bu oranın yüzde 70 olduğunu be-
lirrti.
Enerji Yapı Yol Sen yetkilileri
yaptıklan acıklamada enerji krizi-
nin nedenlerine değindiler.
Yıllardn- tahmin edilen talebe
paralel yatınm yapılmadığına
dikkat çekilen acıklamada, enerji
sektörûnde koordinasyonsuzluk
ve plansızlığm hâkün olduğu ifa-
de edildi. Enerji sektöründeki
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan-
hğı, TEAŞ, TEDAŞ, POTAŞ,
TUPRAŞ, POAŞ gibi kuruluşlar
arasuıda yeterli koordinasyonun
da bulunmadığuu belirten sendi-
kacılar krizin nedenlerini şöyle sı-
raladılar:
- Türkiye'nin elektrik enerjisin-
deki kurulu gücü 27.300 mw'tır,
puant gücü 19.000 mw'tır. 8.000
mw güçlük yedek güç bulunma-
sma rağmen, santrallann akıllı
kullanılmamasından dolayı talep
karşılanamamaktadır.
- Santrallann kapasite kullanı-
mı yüzde 45, Avrupa'da bu oran
yüzde 70'tir.
- Santrallann yedek parça ge-
reksinimlen karşüanmamaktadır.
- Deneyimli ve birikimli perso-
nel, kadrolaşma nedeniyle masa
başına çekilmekte, işbasına dene-
yimsiz kadrolar getirihnektedir.
- Personel sayısı yetersizdir.
100 mühendisin çalışması gere-
kenyerde 10 mühendis çalışmak-
tadn-.
- Bakım ve onanm işleri ehli-
yetsiz şirketler tarafindan yapıl-
maktadır.
- Elektrik iletim ve dağınmın-
dan yüzde 25-30'luk kayıp- ka-
çak oranı bulunmaktadır. Bazı il-
lerde bu oran yüzde 50'ye var-
maktadır. Avrupa ülkelerinde bu
oran yüzde 5-6'dır.
- Ülkemizde enerji kaynaklan
gerektıği gibi kullanılmamakta-
dır. Hidrolik enerji potansiyelınin
yüzde 30'ü kullanıknaktadır. Je-
otermal enerji kapasitesinin yüz-
de 3'ü kullamlmaktadır. Rüzgâr
enerji potansiyeli 83.000 mw iken
bu kaynak kullanılmamaktadır.
Güneş enerjisi potansiyeli açısm-
dan oldukça zengin bir ülke ol-
mamıza rağmen bu kaynaktan ol-
dukça sınırh yararlanılmaktadır.
- Kamu yannmlan azalmış, za-
man zaman hiç yapılmamıştır.
Özel sektör yannmlan üzerinden
beklenn'ye girilmiş, ancak umu-
lan bulunmamışnr. Yap-işlet-dev-
ret ve yap- işlet modelleriyle ya-
pılan santrallar TEAŞ'a pahalıya
patlamışnr. Sözleşmelerde alım
garantisi bulunması nedeniyle
TEAŞ'm TEDAŞ'a kilovatsaati
4.5 sente sathğı elektriği, yap-iş-
let modeliyle yapılan santrallar-
dan 10-12 sente almıştır. TEAŞ
miryar dolan aşan zarara uğramış-
tır.
IRMIKI AYDBN ENGtN aengin@ doruk-nettr.
Bana mı öyle geiiyor ? Git-
gide daha mı sık tekrarianır
oldu ve her sık tekrarlanan gi-
bi, gitgide yalama olmaya mı
başladı?
Şu bildik tanımdan, "de-
mokrasinin bir uzlaşma kûl-
tûrü olduğunu" vurgulayan
yargıdan söz ediyorum.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, emekli gene-
ral Kenan Evren'in Armuta-
lan'daki sığınağına konuk gi-
diyor, hemen ağızlara sakız
oluyor: Demokratik uzlaşma!
Sizi ise bir öfke basıyor.
Başlıyorsunuz demokrasi
üstüne bugüne dek öğren-
diklerinizi gözden geçirmeye,
"demokratik uzlaşma" kav-
ramını sorgulamaya...
Adam, demokrasiyi bütün
kurumlarıyla ve hem biçim-
sel olarak hem özüyle tahrip,
hatta yok etmiş.
Biçimsel olarak yok etmiş.
Çünkü parlamentoyu zor kul-
lanarak dağıtmış; anayasayı
"ilga" etmiş; siyasi partilerin
önder kadrolannı, tuttuğu gi-
bi hapse tıkmış. Yani Türk
Ceza Yasası'nın 146. mad-
desinin suç saydığı fiillerin
bütün biçimsel gereklerini
Evet, Demokrasi Uzlaşmadır. Ama Kimle?
yerine getirmiş. Demokrasiyi
özüyle de yok etmiş. Yüzbin-
lerce kişi yargı karan olmak-
sızın gözaltına alınmış, işken-
ce tezgâhlanna yatınlıp be-
densel ve ruhsal olarak tah-
rip edilmiş; eğitim sistemi
YÖK'lenip bilim ve kültürün
yeşerecegi toprak çölleştiril-
miş; pıtrak gibi imam-hatip li-
seleri açtırılarak siyasal Islam
için gürül gürül akan şeriat pı-
narlan yaratılmış; kitabın suç,
aydının düşman sayıldığı ze-
hirli bir sosyal ortam beslen-
miş. Bugün elini kolunu sal-
layarak dolaşabiliyor, proto-
kol listelerinde baş köşelere
kurulabiliyorsa, "hayır" de-
menin fiilen yasaklandığı bir
halk oytaması ile dayattığı 12
Eylül Anayasası'na koydurt-
tuğu koruyucu zırh sayesin-
de.
Kurumlanyia ve özüyle de-
mokrasiyi yok etme suçu iş-
lemiş biri ile demokrasiye
bağlılık, hukukun üstünlüğü-
nü savunma yemini etmiş bir
cumhurbaşkanının buluşma-
sı, el sıkışıp birlikte temel at-
ması nasıl olur da bir "de-
mokratik uzlaşma" örneği
olarak kutsanıp alkışlanabi-
lir?
•••
Siz bu kavram çarpıtma-
sıyla uğraşırken önünüze dü-
şünce özgürtüğünü geliştir-
mek, banş ortamını pekiştir-
mek için bir "demokratik uz-
laşma" önerisi konuyor:
312. maddeden hüküm
giymiş Eşber Yağmurdere-
li, Akın Birdal, Hasan Celal
Güzel, Necmettin Erba-
kan'ın suç sayılan sözlerinin
yer alacağı bir kitaba ortak
yayıncı olarak imza koyma-
nız, özgün bir "sivil itaatsizlik"
eytemiyle "demokratik biruz-
laşma" içinde buluşmanız is-
teniyor.
Listenin bir ucunda Eşber
Yağmurdereli. öteki ucunda
Necmettin Erbakan.
Size de bir kez daha öfke-
tenmek kalıyor.
Hükümette iken önüne ko-
nan 312. madde degişikliği-
ni "Eşber Yağmurdereli ya-
sası" diye yıvışık bir nitele-
meyle reddedip demokrasi-
nin ırzına geçmekte duraksa-
mayan başmolla ile uzlaş-
mak! Kendisine demir par-
maklık yolu görününce, de-
mokrasi havarisi postuna bü-
rünüp kulluk yasalannı (şeri-
at) egemen kılmak için "yurt-
taş yasalanna" sığınan kök-
tendinci ikiyüzlülükle demok-
rasiyi biryaşam biçimi olarak
belleyip savunan ve bedelini
başının gölgesini önüne dü-
şürmeden ödeyen Eşber
Yağmurdereli, hangi düzlem-
deuzlaşacak?
•*•
Sorular, çağnşımlaraebelik
ediyor. 1974 seçimleri sonra-
sında CHP (Ecevit) ile MSP
(Erbakan) arasmda kurulan
koalisyonun bir "demokratik
uzlaşma" olarak kutsandığı
günleri anımsıyorsunuz.
12 Mart'ın "utangaç faşiz-
mi'nin hapishaneieredoldur-
duğu yurttaşlara özgürlükle-
rini geri vermek, faşizmin tah-
ribatını onarmak için hazırla-
nan af yasası oylanırken "ka-
dermahkûmlan"n\, ardından
köktendinci eylemterden do-
layı içeri düşmüşlerin affı için
oy kullanıp sıra sosyalistlere,
Marksistlere geldiğinde siya-
set bezirgânlanna özgü o pis
sırıtışlaria ret oyu veriveren
molla-milletvekillerini gözü-
nüzün önüne getiriyor ve
"Demokratik uzlaşma ha?
Uzlaşmayı anladık da, de-
mokratlık bunun neresinde"
diye soruyorsunuz.
Yann, Susurluk katilteri ve
elebaşılan ile el sıkışılıp bu-
nun bir "demokratik uzlaş-
ma" olduğu söylenirse buna
kim şaşacak?
•••
Demokrasi bir uzlaşma
kültürüdür.
Doğru.
Ama demokratlar arasın-
daki bir uzlaşmadır bu. Siya-
setarenasının "//t»era//era
ldu-
rağında eyleşenlerden, mer-
keze, merkez sola, Marksist-
lere kadar her siyasal güç uz-
laşabilir. Ama ancak demok-
rasi temelinde uzlaşabilir...
Demokrasi düşman ya da
katilleriyle uzlaşmanın, de-
mokrasiye karşı işlenecek
suçlan özendirmekten öte ne
anlamı var?
ÜĞÜPOLTIİK4 GtONLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Nurcular...
Çoğunluğu saka>-ta
k
keli erkekler, kara çar-
şaflı kadınlar...
Erkekler salonda. kadınlar balkonda...
Uluslararası bir s<nipozy
urn
--
Konu şu: 'Risaie- Nur'a göre Kuran'ın insana
bakışı...'
TürkiyeCumhuriySti'nin valileri orada, milletve-
killeri orada...
Gözler elbet kaçâk Nurcu Fethullah Gülen'i
aramıştır...
O yok!..
Nur kamplannda 'Laik dûzeni yıkacağız, şeri-
atı getireceğiz" diy«fi öğrencileri orada!..
Toplantıya 40 bilin insanı katılmış!..
Demokratik bir i#ede demokrasinin temeli-
ne dinamit koymaksteyenleri görüyorsunuz, ne
kadar özgür!.. *»
Bu toplantıyı FetfnJİIahçılar örgütlüyor!..
Para bol!..
Peki, bu dolariarn kaynağı nerededir?
ABD Hartfort Ünıversitesi'nden Prof. Dr. Kel-
ton Cobb, "Ben Said-i Nursi'y/ geç tanıdım"
deyip ekliyor:
"Nursi, Islam'ın sesidir. Ben samimibirHıristi-
yanım. Fakat Risale-i Nur"u okuyunca inancım
daha dapekişti..." Nurcular, Rusya'dan ABD'ye
dek pek çok ülked© hızlı bir örgütlenme içinde-
ter...
Son duraklan Almanya!..
örgütlenme modelleri PKK'ye çok benziyori..
Birden yıllar öncesine dönüyorum...
Ikinci MC iktkjarda...
Başbakan Süteyrnan Demiret, Başbakan Yar-
dımcısı Necmettin Erbakan ve Alparslan Tür-
keş...
Ege, Akdeniz, Karadeniz kıyılannda 'Nurkamp-
lan' açılıyor...
Fethullah Gülen işin başında...
Her sabah çadırlarda uyanan 12-13 yaşlann-
daki çocuklar 'şeriat yemini' ediyorlar!..
Devlet ise sadece seyretmiyor, destek veriyor...
•••
Said-i Nursi yaşamı boyunca 'Kürdistan' dü-
şü görmedi mi?
Fefrıullah Güten'in kasetlerini bir izleyin, 9O'lı yıl-
larda PKK'nin başı Abdullah Öcalan'la "iyi ge-
çinelim" mesajını verdiğini, Güneydoğu'ya "Kür-
distan" dediğini göreceksiniz!..
ABD'den Nurculara, dolayısıyla Fethullah Gü-
len'e büyük destek var!..
Rusya da öyle değil mi?
Sibirya Üniversitesi'nden Ibrahim Macaoğlu,
Said-i Nursi'nin tüm kitaplannın okunduğunu
söyleyip ekliyor
"Ûstadın elli yıl önce belirttiği gibi Rusya din-
siz kalamaz, Hıristiyanlığa da dönemez, ancak
Kuran'a istinadedermüjdesigerçekleşiyor. Rus-
ya'da da böyle birsempozyum tertip edilmesini
istiyorum..."
Nurculara bakılırsa tüm Hıristiyan dünyası enin-
de sonunda Türk-lslam sentezini kabul ede-
cek...
Nurcular bu sentezi, on yıl önce Kürt-lslam sen-
teziyle birleştirip Güneydoğu'da 'Kürdistan dev-
leti' hayalini gerçekleştirmek istemiyoriar mıydı?
• • •
Nurcular Türkiye'de devleti kuşatmış durum-
da!..
Hem iç destek var hem dış destek!..
ABD güdümündeki Nurcular (Fethullahçılar)
Türkiye'de parçalanmış durumdalar...
İstanbul'da yapılan toplantıya katılanlar arasm-
da Fethullah Gülen'e tepki duyanlar da var!..
Orneğin Mehmet Kutlular!..
Devletin valileri sempozyumda!..
Milletvekilieri de orada!..
Fethullah Gülen 18 Mart 1999'dan ben Ame-
rika'da...
Ne diyor ABD'deki Georgetovm Üniversite-
si'nden Haddad Yazbeck:
"Kuzey Amenka'daki Müslüman cemaatleh
araştırmak için Risale-i Nur'u bilmek gerekli.
Amerikan Deniz Gücü'nde rahiplikyapan birpa-
pazla görüştüm. Nursi'nin fikiherini inceledikle-
rini söyledi. Said-i Nursi, günümüz ötesine ışık
tutmaktadır..."
Görüyorsunuz, Amerikan Deniz Gücü asker-
teri sözüm ona Said-i Nursi'nin düşünceleriyle
yetiştiriliyorlaıi..
Burada Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mesaj verili-
yor...
Deniliyor ki:
"Siz ordu içindeki Nurculan ihraç ediyor-
sunuz!"
llginç değil mi?
i
hikinetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇumhuriYet
.. krtap kulübü
frfâkm&i Q&thıkzıy& X
(AİININ TAMIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
KVBİLAYOLAYIVETARİKAT
SANCIU YILLAR KUŞATILMIŞ
UMuULAR
* BASI
| | Z | POSTUNDA KURT
|MUAKSAIUDABULA$TIIUUİ
MN BARONUNUN KAILARI
SOKAĞI
UVDANIN ADRESİ BEUİ DEĞİL
TVtKİYE'HİN ŞEYTAN UÇ6EHİ
«ÖZUIİN POYIAZ
Cumhunyet Kitap Kulijbü
No:39/41 (34334,
Pazarlama A Ş Turkocağı Cad
"lu-lstanbulTel. 514 01 96