16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26EYLÜL2000SALI HABERLER DUNYADA BUGUN AIİSİRMEN Ermeni Tasarısına TepM Ermeni soykınm tasansının ABD Temsilciler Meclisi alt komisyonunda kabul edilerek öbür- gün de, Uluslararası İlişkiler Komitesi'ne gelme- si, Ankara'nın haklı tepkisine yol açtı. Eğer öbürgün tasan burada da kabul edilirse Temsilciler Meclisi'nin 15 Ekim'deki tatilinden önce, genel kuaıla gelip kararlaşması çok bü- yük bir ihtimal. Artık herkes, ABD Yönetimi'nin bu tasarının karar haline dönüşmesini istemediğini biliyor. Ama, yine herkes biliyor kı, Beyaz Saray da- ha önce de olduğu gibi, bu ve benzeri konular- . da, çekingen bir tepki koyuyor, Türkiye'ye kar- şı da hep aynı defiyi ileri sürüyor "Bizistemiyo- ruz, ama Kongre'ye karşı yapacak birşeyimiz yok. Fazla ciddiye almayın! Yönetimin tavnn- da, dost Türkiye'ye karşı bir değişiklikyok." Içinde kimi haklılık kınntılan da bulunan bu sav geçerli değil. Aslında karar, yaptınm gücü olma- yan sınırlı kalacak etkîye sahip bulunsa bile gö- zardı edilebilecek cinsten olmadığı gibi, yeni yeni girişimlere basamak teşkil edecektir. Kaldı ki, ülkeler arasında ilişkiler devletten devletedir. Devlet erkinın organlarından organ- lanna değil. . ••• ' Bu yüzden de, Türkiye ABD Yönetimi'ne "S/- zi anlıyoruz ama karar, karardır. TBMM, Inciriik Üssü'nün kapatılması yolunda birkaran, hükü- mete karşın alsa siz acaba bizim karan, 'biz de istemedik, ama ne yapaltm Meclis ...'yollu, ma- zeretemize ne derdiniz ki?" diyebilmelidir. Ancak burada bir noktaya dikkat etmek ge- rek. Iç ya da dış ayırımı yapmaksızın politikanın amacı üzüm yemektir, bağcı dövmek değil. Türkiye dikkatini güç gösterisine değil, çözü- me yöneltmeli. Bir yandan ABD'ye tepkisıni gösterirken bu- nun, Ankara - Washington ilişkilerini temelden yıkacak doğrultuya oturtmayacak, ama yaba- na da atılmayacak bir boyutta olmasına dikkat ederken öte yandan da sorunun kendısinın üs- tüne gitmek durumundadır. , ' . Sorun nereden kaynaklanıyor? Son 25 yıl içinde sözde "Ermeni soykınmı"te- zinin ilk kez yeniden ısıtılarak tarih sahnesine ye- niden sürülmesinin ardında diasyoradaki kimi Ermeni kuruluşlan ile Ermeni Ortadoks Kilise- si'nin, kaybolmaya yüz tutmuş Ermeni kimliği- ni yeniden canlandırma kaygısı yatıyordu. Bu kez saldınnın odağı değişık. Artık olayın arkasında Erivan var. Ter Petrosyan Ermenistan'ının Türkiye ile dostluk arayan akıl dolu politikasının yerini, Ko- çaryan Ermenistan'ında iç ekonomik güçlük- lerden kaynaklanan şoven ve intikamcı politi- kası almış bulunmaktadır.. ^ ı w •*• Türkiye artık, tepkisinin büyüğünü Emnenis- tan'a yöneltmek durumundadır. Ankara, Ter Petrosyan döneminde uyguladı- ğı politikayı değiştiımeli, o zaman insani yardı- mın en kısa zamanda bu ülkeye ulaşması için açtığı hava koridorunu kapamalı ve çeşitli yol- lardan bu ülkeye gıden, Türkiye kaynaklı, mik- tarı 100 milyon dolara ulaşan gıda ürünlerinin akışını önlemelidir. Her ikibuçuk kişiden birinin işsız olduğu, ken- di bağımsız variığına ulaştığı anda varolan nü- fusunun 1 /3'ünü dış göç yoluyla kaybetmiş bu- lunan Ermenistan'ın bugünkü yönetimi ancak bu şekilde, Türkiye politikasını yeniden gözden geçirmek zorunluğunu duyacaktır. Geçirmez- lerse de kendileri bilirier! VVashington'daki Temsilciler Meclisi Dışiliş- kiler Komitesi'nin hemen ertesi günü Ankara'da toplanacak olan MGK'de bu konunun ele alı- nacak olması çok doğru ve yerinde bir davra- nıştır. Ama aynı şeyi, Ankara'nın Bağdat ile ilişkile- rini büyükelçilik düzeyine çıkarma konusunda daha önceden alınmış olan karannı yaşama ge- çirmeyi, ABD'ye endekslemesi ve büyükelçi atamasını bir gözdağına çevirmesi için söyle- mek mümkün değil. Eğer Ankara gerçekte, komşusu ile ilişkileri- ni kendi doğrultusunda yürütürken fırsatı gani- met biliyor da, bunu bir ön önce yürürlüğe sok- mak için durumdan yararlanıyorsa amenna! Ama Bağdat ile ilişkisini salt VVashington'a endeksliyorsa bu büyük bir yanlışlıktır. ^ HADEP'Lİ SADPAK GÖZALTEVDA AfÖrgütü'nden acil eylem uygulaması DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP'in Batman il kongresinden Şırnak'a dönenHADEPŞırnakll Başkanı Resul Sad- dak'ın da bulunduğu araçta bir Kalaşnikof ile 3 el bombası ele geçiril- diği öne sürüldü. Olayla ilgili 11 kişi gözaltına alındı. Sanıklann avuka- tı Tahir Elçi, suç unsuru oluşturması için Sad- dak'ın evine görevliler tarafından patlayıci madde bırakıldığıru id- dia etti. Elçi'nin başvu- rusu üzerine Uluslarara- sı AfÖrgütü, acil eylem uygulaması başlattı. 23 Eylül'de Düzova Köyü'nde gözaltına alı- nan HADEP Şırnak II Başkanı Saddak, Rüs- tem Bayar, Mehmet Ça- kar, Nihat Usal, Cengiz Bahk, A. Rezzak İnan, Nezir Ayan, Yakup Kur, M. Temel Kurar, İzzet Belge ve Tahir Kutlu ile ilgili soruşturma Şınıak II Jandarma Alay Ko- mutanlığı'nda sürüyor. Sanıklann avukatlan Tahir Elçi, silah bulun- duğu iddialannın gerçek dışı olduğunu savundu. HADEP'liler için Ulus- lararası Af Orgütü ile Avrupa Işkenceyi Önle- me Komitesi'ne acil ey- lem çağnsında bulunan Elçi, başvuru dilekçe- sinde, HADEP'in Şır- nak'ta yeni örgütlendi- ğini belirtti. Elçi'nin başvurusu üzerine Af Örgütü "acfl eylem" uy- gulamasına geçti. Sektörde geçen yılın aynı dönemindeki batık kredi miktannın bu yıl ikiye katlandığı bildirildi Turizm kredileri geri dönmüyorBAHAR TANRISEVER ANKARA - Turizm sektörüne yılın ilk 7 ayında kullandınlan kredilerin yaklaşık 1 milyar dolannın geri dönmeyişi, yetkililerce turist sayısınm artışına dayanılarak çizilen "pembe taWo"yu yalanlıyor. Sektörde, temmuz ayı ıtibanyla kullanılan 7 milyar dolarlık kredinin yüzde 15'inin batık durumda olduğu bildirildi. Merkez Bankası'nm "bankalann kullandınhğı nakit kredikr raporu" verilerine göre kredılenn geri dönüşünde en çok sorun, tekstilden sonra turizm alanında yaşanıyor. Tekstil sektörüne kullandınlan nakit kredilerin yüzde 20'sinden fazlası geri ödenmezken bu rakam turizmde yüzde 15'i buluyor. Turizm kesimi, 2000 yılının başından beri aldığı • Merkez Bankası'nm "bankalann kullandırdığı nakit krediler raporu" verilerine göre kredilerin geri dönüşünde en çok sorun, tekstilden sonra turizm alanında yaşanıyor. Sektörde, temmuz ayı itibanyla kullanılan 7 milyar dolarlık kredinin yüzde 15'inin batık durumda olduğu bildirildi. kredilerin 580 trilyon lirasını ödeyemedi. 7 ayda yaklaşık 7 milyar dolarlık kredi kullanıldı. Turizmde geçen yılın aynı döneminde 466 milyon dolar olan batık kredi miktannın bu yıl ikiye katlandığına işaret edildi. 1999'daalınan kredilerin yüzde 6'sı ödenemezken kullanılan toplam kredi miktannm da 7.8 milyar dolar rakamıyla bu yıldan daha fazla olması dikkat çekti. Temmuz ayında sektörün kullandığı 1 milyar 12 milyon dolarlık kredinin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan 150 milyon dolan geri ödenmedi. 1999 yılının aynı ayında bu rakam 73 milyon dolardı. Turizm kesiminin kullandığı kredilerin toplam krediler içindeki payının da sürekli düşüş göstermesi dikkat çekti. Geçen yıl temmuz ayında turizme kullandınlan krediler toplam içinde yüzde 3.7 oranına sahipken bu yıl yan yanya düşerek yüzde 2.9 oldu. 1999yılında PKKlideri Abdullah Ocalan'ın yakalanması ve Marmara depreminin de etkisiyle ağır bir bunalım yaşanmasının ardından bu yıl turist sayısının artışıyla birlikte sektörün dururaunun düzelmeye başladığı savunuluyordu. Ancak turist sayısındaki artışın ülkeye kalan gelire yansımaması sektörü ciddi bir ödeme güçlüğü içinde bıraktı. Başta Turizm Bakanı Erkan Mumcu olmak üzere yetkililerce yapılan "son yülann en verimB sezonunun yaşandığı'1 açıklamalannm da gerçek durumu yansıtmadığı belirtildi. 2000 yılt ocak-ağustos döneminde Türkiye'ye 6 milyon 871 bin turist geldi. Geçen yılın aynı dönemine oranla turist sayısı yüzde 35 arttı. Sezonun en yoğun ayı olması gereken ağustosta Türkiye'ye 1 milyon 488 kişi gelirken geçen yılın aynı ayına göre turist sayısında yüzde 38 yükselme oldu. 2000 yılı ocak- haziran dönemindeki turizm gelın de 2.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde 1.8 milyon dolar gelir sağlanmıştı. Polisin şiddet uygulamasına tepki lutuklu ve hükümlü aüeleri, F tipi cezaveierini protesto eylemlerinde gözaltına alınmalanna ve dayak yemelerine tnsan Haklan Derneği (ÎHD) tstanbul Şubesi'nde düzenledikleri basın toplanüsıyla tepki gösterdiler. F tipi cezaevlerine karşı gelişen demokratik tepkilerin şiddetie basünldığını savunan aileier, gözaltına almdıklarında kendilerine baskı uygulandığuu söylediler. Polisin önceki gün Ulucanlar Katiiamı'nda ölen Ümit Alüntaş'ı mezan başmda anmak isteyen 300 kişiyi döverek gözaltına alrnasını d ı r kınayan tutuklu ve hükûrnlfl 'aileieri, "Çocuklanmızm hücrelere konulmasına izin vermeyeceğiz. Onlann ölnıesini istemiyoruz. tnsanbktan yana olan berkesi hücrelere karşı olmaya çağmyoruz" dedikr. Çağdaş Hukukçular Derneği'nden yapılan yazılı açıklamada da yeni ölümlerin yaşanmaması için hükümetin, F tipi cezaevlerinden vazgeçmesi istenerek "Katüamda yaralanlara ve ölenlerin aiklerine gerçekçi tazminattar ödenmeudir" denildi. (Fotoğraf:ÖZKAN GÜVEN) DYP tstanbul İl Başkanhğı 'nda basın toplantısı düzenleyen Çiller seçim istedi 'Iktidar ülkeyi yönetemiyor'tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu ÇStter, Türk ekonomisinin duvara toslamasının kaçınılmaz hale geldiğini belirterek seçim istedi. Çiller, "Böyle bir teklifimiz olmamasına rağmen, bu iktidar bu ülkeyi çıkmaza götürdüğü için, _, „.„ bir an içinde Tansu Çüler Türidye'nin önüne seçim ve sandık getebfln-" dedı. DYP Istanbul II Başkanlığı'nda basm toplantısı düzenleyen Çiller, demokrasinin altematıfsız olmayacağını, hükümeti ve iktidan alternatifsiz görenlerin, demokrasiyi anlamadığını ve rafa kaldırdığını söyledi. Hükümetin alternatifinin bulunduğunu, ülkenin kurtuluşunun, hükümetin gıtmesınc bağlı olduğunu belirten Çiller, " 'Bu iktidann altematifi yoktur' diye diye, Türk ekonomisi duvara toslamaya doğru gidiyor. Türk ekonomisinin duvara toslaması kaçınılmaz hale gekniştir" diye konuştu. Çiller, ülke ekonomisinde cari işlemler açığının önemli bir gösterge olduğunu, ekonomide ilk 6 aylık verilerin açıklandığını anımsattı. thracatın yüzde 4, ithalatın ise yüzde 36 arttığma dikkat çeken Çiller, cari işlemler açığınm da ilk 6 ayda 6 milyar dolar civannda olduğunu, yıllıîc bazda 12 milyar dolar olarak gerçekleşmesinin beklendiğini, son çeyrek yüzyılda böyle bir açığın gerçekleşmediğini savundu. ABD Temsilciler Meclisi alt komitesinde kabul edilen sözde Ermeni soykınmı tasansına da değinen Çiller, "Ük önce büyük bir gaflettir. Bıına Türidye'nin ve ABD'nin müsaade etmesi mümkün değfldir. Türk devleti bir soylanma girmemistir. Türidye'nin Almanya Nazi dönemine benzer bir uygulaması obnamıştır. 'ABD bizim arkamızdâ' diye diye, Ermeni tasansuun önünü kesmeyi becerememişsiniz. Bunlarm hesabmı miBet adma soruyorum. Nihayet AB'yi benimsedüer, ama Türkiye'yi 13 devietin arkasında bırakülar. Bu iktidar, Irakta ne olduğunun farkında mı? Orada bir devlet kuruluyor. Bu iktidar, bir terörist başı hakkmda Türk yargısırun verdiği karan yerine getirme cesareti verememiştir. Soj kırmı var diye bir anlayışı ABD'nin yasa tasansı olarak çıkarmasına müsaade edilirse, bu hükümetin iki yakasına birden yapışuTz" dedi. Çıller, siyasetı tıkanmış iktidann ülkeyi yönetemeyecek noktaya geldiğini, ülkenin tıkanma nedeninin iktidann aczi ve bilgisizliği olduğunu savundu ve "Türkiye'mn yönetflemez hale gelmesinin mesulü bu iktidardır" diye konuştu. -•.••• SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR TURKTELEKOM Taşınmazlar hesaplanamadı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hükü- metin satmak için yeni yöntemlerûzerinde ça- hşüğı Türk Tele- kom'un Türkiye gene- line yayılan taşınmaz mallanna değer tespiti yapümaması tartışma yaratn. Telekom'un özelleştinne sürecin- deki tartışmalar 2001 yılı bütce görüşmele- rinde de aynntılı olarak gündeme gelecek. DYP'nin yaptığı çahş- mada, Ozelleştirme îdaresi Başkanlığı'nın Telekom'un tamamı için açıkladığı 10 mil- yar dolarlık değere tep- ki gösterildi. Muhale- fet partisinın TB- MM'de de gündeme getireceği hesaplama- nın ana hatlan şöyle: "1992 >ıh başında her abone başına 3 bin dolardeğer biciiiyordu. O zaman 12 milyon abone vanh ve en dü- şük hesaplamayla 30 milyar dolardan fazla ederdL Bazı konjonk- türdetkenlerhesaplan- dığmda en az20 mflyar dolara sanlabüirdi. O dönemde Türkiye'nin iç borcunun tamamı 20 milyar dolar civann- daydı, Daha sonra 2 adet uydusu oidu, GSM şebekea ekkDdL Her yü 500 bin dolar yatinm yapıkh. Şimdi sadece sabk abone sa- yısının 21 milyon adete akması hesaplanıyor. Iki uyduyu, GSîVTyi saymazsanız, abone ba- şına bin doiar bedel koysamz bile en azın- dan 21 mflyar dolar et- mesi gerekir. Kaldı ki Avrupa ile Uzak Doğu ülketeri arasında tran- sit fletisim açısmdan stratejik durumu var. ÜlkeferlHitransitakta- nm üzerindenpay ab- yorlar. Türkiye'den Ja- ponya'ya kadar geçen aktanm soz konusu." Elektrik Mühendis- leri Odası'nın (EMO) birçok etkeni göz önünde bulundurarak biçtiği değer de 50 mil- yar dolan aşıyor. Bedele ilişkin tartış- malar son olarak gayri- menkullere yöneldi. Türkiye geneünde tüm ilçeler ve büyük köylerde bile arsa ve binası bulunan kuru- mun taşınmazlanna ilişkin değer tespiti ya- pılması dunımunda 10 miryar dolarlık bedele ilişkin gerekçelerin açığa düşeceğine dik- kat çeldldi. Haber-Sen Merkez Yönetim Kumlu üyesi Abdullah Kahraman, kurumun yalnızca An- kara'daki binalannın sayısınınbile 50'yi ge- çeceğine, Ankara Ah- latlıbel, tstanbul Gay- rettepe ve Izmir'deki bazı arazilerin değeri- ni hesaplamanın bile çok zaman alacağına işaret etti. Yüzde 20'likhissesi- ne 1.6 milyar dolar de- ğer biçilen kurumun yıllık kânrun 1.3 rûüyar dolar olduğunu vurgu- layan Kahraman, "De- gertespcti,alacak knru- hışlarmişffleyarayacak şekflde yapıhyor. Tele- kom'un binası ofanayan ilçe ve büyük köy bfle yokniEJCn azjandarma kadar yaygın bir kuru- luş. Hemen hemen bu- lunduğu tüm yerferde binavearsalan kendfai- ne aittir. Gerçek bir de- ğer tespiti yapdsa o fi- yaü verecek isadanu buhnakzor" dedi. SÎSTEM DEĞtŞtYOR Emniyette atama ve terfilere TSKmodeli ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Emniyet teşkilatında terfi koşul ve esaslan ile emeklilik sistemi değişti. Terfi ve emeklilik sisteminde Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nde (TSK) olduğu gi- bi "personel piramidi" oluşturuldu. Terfi ve ata- malar, her yıl haziran ayında topluca yapıla- cak. Emniyet Teşkilaü Ka- nununda Değişiklik Ya- pılması Hakkmda Kanun Hükmünde Karamame, Resmi Gazete'de yayım- lanarak yürürlüğe girdi. Poüs amirleri, rütbe sıra- sına göre komiser yar- dımcısı, komiser, başko- miser, emniyet amiri, 4. suııf emniyet müdürü, 3. sınıf emniyet müdürü, 2. sınıf emniyet müdürü, 1. sınıf emniyet müdürü ve sınıfüstü emniyet müdü- rü olarak sıralandı. Bu rütbelere terfiler, öngö- rülen sınav ve eğitim ko- şulu saklı kalmak üzere kıdem ve liyakata göre yapılacak. Kıdem sırası, Emniyet Genel Müdüriü- ğü'nce her yıl mart ayın- da topluca teşkılata du- yurulacak. Terfüer ve atamalar, kanuni zorunluluk halle- ri dışında her yıl haziran ayındatopluca yapılacak [email protected] Cumhuriyet Halk Partisi, ülkemi- zin her zaman önemli bir partisi ol- du. CHP'liler, demokrasi ve özgür- lüklerin gelişmesi yanında saf tuttu- lar, ilerlemenin destekçisi oldular. 1991 yıhnda DYP-SHP koalisyo- nuyla başlayan dönem, sosyal de- mokrat hareket için hatalar ve hayal kınklıklarıyla dolu bir serüvenin de yolunu açtı. Bu koalisyonlar döne- minde faili meçhul cinayetler arttı. Devlet görevlilerinin sokaktan adam kaçınp yok ettikleri olaylar birbirini izledi. Azerbaycan'da, MİT görevlisi olduğu anlaşılan darbeciler ortaya çıktı. Aydınlar birer birer hapishane- leretıkıldıtar. Güneydoğu'da milyon- larca insan yerinden yurdundan edil- di, köyler yaktldı yıkıldı, kanunsuzluk kol gezer hale geldi. SHP, izlediği çizgi nedeniyle köşe- ye sıkışınca, Deniz Baykal önderli- ğindeki küçük CHP ile birleşme yo- luna gitti. Böylece CHP ve Baykal dönemi başladı. Baykal, Türkiye'yi i- ki kez erken seçime götürdü. Birinci CHP Kurultayı Yaklaşırken seçimde CHP yüzde 10'luk barajı zar zoraştı, Refah Partisi bu seçimin so- nucunda birinci parti haline geldi. Baykal'ın ikinci seçim zorlaması ise CHP'yi Meclis dışında bıraktı. İkinci zorlamanın ürünü ise güçlü MHP ol- du. Türkiye'yi iki kez seçime götüren Deniz Baykal, parti barajın altında kalınca genel başkanjıktan aynlma- ya zorlandı. Altan Öymen genel başkan oldu. Parti içinde çeşitli grup- lar güçlerini korudular. özellikle Bay- kalcılar, parti içinde eskiden gelen örgütlenmeleriyle yeni bir iktidar kav- gası için kuvvetlerini ayakta tuttular. Hasan Febmi Güneş ve arkadaşla- rı ise parti içindeki "sol" eğilimleri temsil ediyoıiardı. Öymen, iki taraf açısmdan da he- sapta olmayan bir çıkış yaptı ve Tü- zük Kuruttayı'nı genel başkanlık ya- nşına çevirdi. Çünkü, içe dönük ça- tışmalan aşmak ve parti yönetimin- de rahatlamak istiyordu. Baykal, bir süre tereddüt ettikten sonra genel başkanlık yanşına girmeye karar ver- di. Dahadoğrusu, resmi biraçıklama yapmamakla birlikte, aday olacağı konusunda çevresine açıklamalarda bulundu. ••• Gönül istiyor ki CHP bu kurultay- dan güçlü çıksın. Çünkü Türkiye'nin, ağırlığı olan bir sosyal demokrat par- tiye ihtiyacı var, tıpkı ağırlığı olan bir sosyalist partiye ihtiyacı olduğu gibi. Belki de dünyada yaşanan bunca gelişmeden sonra sosyal demokrat- larla sosyalistlerin bir çatı altında top- landığı sosyalist bir parti yaratılması gerekiyor. Sosyal demokratlann bu türden tartışmalara yönelmesinin zamanı gelmedi mi? Yeni türden bir sosya- list parti gerekmiyor mu? Sosyal de- mokratlann bunu tartışmaya eğilim- leri ve birikimleri var mı? Dünyada sol yükseürken Türkiye'de solun de- vamlı dibe vurmasının öznel neden- leri gündeme gelmeyecek mi? Türk solu nerede yanlış yapıyor? Bizim ülkemizin hangi koşullan solu köşeye sıkıştırıyor? Devletle birey, demokrasiyle özgürlük düşmanlığı arasındaki çelişmeler konusunda ne- rede durulduğu acaba tartışılmaya- cak mı? Siyasi Islam, Kürt sorunu gi- bi Türkiye'nin son yıllanna damgası- nı vuran konularda CHP'lilerin, MGK karariannın ötesinde bir söyleyecek- leri yok mu? Terörie Mücadele Yasası'ndan 312. maddeye, F tipi cezaevinden Kürt kimliği sorununa kadar bir dizi yakıcı sorun konusunda sol şaşkın- lık içinde. Bu konularda otoriter tez- ler, Türkiye'de egemenliğini sürdü- rüyor. CHP'lilerin buna itirazlan var mı? Bu itirazlannı şimdiye kadar neden dile getirmediler? Kıbns'ta Denk- taş'a endekslenen 26 yıllık siyasetin iflas ettiğini CHP'liler görmüyoriar mı? Bu konuda MGK'de belirlenen siyasetler dışında özel bir çizgileri ol- duğu söylenebilir mi? • • • Parti için mücadelenin CHP'ye bir zaran olmaz. Yalnız bu mücadele, il- keler temelinde olmalı. En temel ko- nularda siyasetler ortaya konmalı, tartışmalar siyaset bazında yürütül- meli. Deniz Baykal ve ekibi geçen seçimlerde neden başanlı olamadı- lar? Deniz Baykal ekibinin Altan öy- men'e yönelttiği temel siyasi eleşti- rilernelerdir, bunları öğrenmek istiyo- ruz. Delegelere bunlar anlatılsın. CHP, solun içinde bulunduğu du- rumu yansrtıyor. Gide gide henüz bir arpa boyu yol alamadığımız gerçeği en iyi CHP'de ifadesini buluyor. U- marım, bu kurultay bir başlangıç olur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle